S-Penli Galaxy Memo Çıkabilir!

Samsung‘un el altından desteklediği düşünülen ve dediği pek çok şeyin doğru çıktığı blogu SamMobile, S-Pen desteği sunan Galaxy Memo‘nun görselini ve tahmini teknik özelliklerini duyurdu.

Görsel sanki Galaxy S4‘ün en boy oranlarıyla oynanmış hali gibi gözükse de, SamMobile‘ın pek çok tutan haberini düşündüğümüzde, değerlendirilmesi gereken bir bilgi gibi gözüküyor.

Model ile ilgili daha önce hiç bir bilginin paylaşılmamış olması ve yayınlanan görselin en boy oranlarının oldukça değişik olması, söylentinin sahte olma ihtimalini yükseltiyor.

Galaxy S4′ün özelliklerine benzeyen Memo, ufak ekranlı ve S-Pen destekleyen iddialı bir model olacak gibi duruyor.

4.5 inç büyüklüğünde Full HD LCD ekranın kullanılacağı söylenen Galaxy Memo, 2 GB RAM, 1.4 GHz hızında çalışan dört çekirdekli işlemci, artırılabilir hafıza desteği ve 8 Megapiksel ana kamera gibi özelliklere sahip olacak.

Galaxy S4‘teki pek çok sensörün bulunduğu görülen Memo, Note modellerindeki gibi pek çok yazılımsal S-Pen uygulamaları ön yüklü olarak gelecek. Bakalım cihazla ilgili ilerleyen zamanlarda bilgiler gelecek mi?

:: Sizce böyle bir model çıkar mı?

Facebook’a Sohbet Odaları Ekleniyor

Bir zamanlar popüler olan sohbet uygulamaları günümüzde yerlerini daha kapsamlı sosyal medya platformlarına kaptırmış durumda. Bu medya devlerinden Facebook, tarih olmak üzere olan sohbet odaları hizmetini hayata geçirmeye çalışıyor.

TechCruch‘ın haberine göre, Facebook‘un arkadaşlar arasında kullanılabilecek olan bir sohbet odası uygulaması üzerinde çalıştığı iddia edilmişti. Ortaya atılan bu iddia geçtiğimiz gün CNET tarafından doğrulandı.

Facebook‘un bu hizmeti sayesinde profilinizde ekli olan arkadaşlarınızla sohbet odası oluşturabileceksiniz. Sizin oluşturmuş olduğunuz bu sohbet odalarına diğer arkadaşlarınızda katılabilecek.

Sohbet odaları, durum güncelleme ve fotoğraf/video ekle butonunun yanında yer alacak ve sohbetleriniz zaman tünelinizde görünecek.

Bu sohbet odalarında tahminimizce yeni bir gizlilik sistemi eklenecek. İstemediğiniz arkadaşlarınızın bu konuşmalarınızı görmesini engelleme gibi bir gizlilik ayarı mutlaka eklenecektir.

Facebook tarafından konuyla ilgili resmi bir açıklama bulunmuyor. Ayrıntıları sizlere aktarmaya devam edeceğiz.

:: Facebook’un sohbet odaları özelliğini nasıl buldunuz?

Total War: Rome 2’nin Gereksinimleri

Creative Assembly tarafından geliştirilen ve 3 Eylül tarihinde raflardaki yerini alacak olan gerçek zamanlı strateji oyunu Total War Rome 2‘nin sistem gereksinimleri nihayet belli oldu.

VG7/24 aracılığı ile açıklanan sistem gereksinimleri şu şekilde;

Minimum:

İşletim Sistemi: XP/ Vista / Windows 7 / Windows 8

İşlemci:2 GHz Intel Dual Core processor / 2.6 GHz Intel Single Core processor

Hafıza: 2GB RAM

Ekran Kartı:512 MB DirectX 9.0c uyumlu kart (shader model 3, vertex texture fetch support).

DirectX®:9.0c

Sabit Disk: 35 GB boş alan

Ekran Çözünürlüğü: 1024×768

Önerilen:

İşletim Sistemi: Windows 7 / Windows 8

İşlemci: 2. Nesil Intel Core i5 processor (or greater)

Hafıza: 4GB RAM

Ekran Kartı:1024 MB DirectX 11 uyumlu ekran kartı

DirectX®:11

Sabit Disk:35 GB boş alan

Ekran Çözünürlüğü: 1920×1080

Hatırlanacağı üzere ilk Rome Total War oyunu 1 Ekim 2004 tarihinde yayınlanmış ve oyuncuların büyük beğenisini kazanmıştı. Bakalım Total War: Rome 2‘de ilk oyun kadar başarılı olabilecek mi?

Bu arada yapımın Türkçe dil desteğinin de bulunduğunu sizlere bir kez daha anımsatalım.

:: Total War Rome 2’yi almayı düşünüyor musunuz?

Remember Me İnceleme

Uzak gelecek temalı, orijinal hikayeli oyunlara ne yazık ki pek sık rastlayamıyoruz. Genelde uzak geleceği işleyen oyunların benzer senaryoları oluyor. Kıyamet sonrası zombi istilası, ya da uzak gezegenlerden gelen uzaylı yaratıklar…

Her ne kadar bu oyunlar görsel yönden bizleri tatmin etseler de ortaya orijinal, daha önce rastlamadığımız hikayelerin çıkmaması silik bir eksi olarak bu yapımlara yansıyor.

Remember Me ilk duyurulduğunda gerek hikayesi, gerekse oynanış dinamiklerine getireceğini vaat ettiği yenilikleri ile en çok beklenen yapımlardan biri olmuştu. Son derece orijinal bir senaryo ile bizleri 2084 yılındaki Neo-Paris’e götürecek olan oyun, yayınlanan video ve görselleriyle beklentileri de bir hayli arttırmıştı.

Hemen yazımın başında belirtmem gerekirse geçtiğimiz günler de raflardaki yerini alan Remember Me beklentileri pekte karşılayamadı.

En azından kendi adıma söylemem gerekirse, merakla beklediğim bu oyun gerek oynanışı, gerekse hikaye kurgusuyla beni yarı yolda bıraktı diyebilirim. Şimdi bu hayal kırıklığının nedenlerine beraber göz atalım.

{pagebreak::2}

Yıl: 2084 Yer: Neo-Paris

Capcom adına Dontnod Entertainment tarafından geliştirilen Remember Me bizleri 2084 yılındaki Neo-Paris şehrine götürüyor. 2084 yılında Memorize isimli bir şirketin girişimiyle dünya tamamen değişmiş, insanların anıları, hafızaları, insanların her şeyi haline gelmiştir.

Para kavramının tamamen anlamını kaybettiği 2084’te insanlar tüm ihtiyaçlarını anılarını satarak ya da takas ederek karşılamaktadır. Dolayısıyla insanların anılarıyla uğraşmak birçok değişkeni de beraberinde getirmiş, bazıları geçimlerini anı çalarak sağlarken, bazıları ise tamamen akıl sağlığını kaybederek bir ucubeye dönüşmüştür.

İnsanların, keskin çizgiler ile fakir ve zengin olarak birbirinden ayrıldığı Paris’te yönetim ise Memorize isimli şirketin elindedir. Memorize, tüm insanların anılarını ortak bir havuzda toplayarak, istediği kişiye, istediği eylemi yaptırabilmektedir. İşte böyle karma keş bir dünya da hayatta kalmanın tek yolu ya anılarımızı korumak ya da başkalarının güzel anılarını çalarak geçimimizi sağlamaktır.

Oyunda yönettiğimiz ana karakterimiz olan Nilin ise başkalarının anılarını çalarak yaşamını sürdürmeyi tercih etmiş bir hafıza avcısıdır. Errorist isimli bir grubun üyesi olan karakterimiz aynı zamanda Mermorize’nin de arananlar listesinin ilk sırasında yer almaktadır.

Nilin aynı zamanda başkalarının anılarını çalmanın yanı sıra, onların hafızalarına girerek, geçmişte yaptıkları ya da gelecekte yapmayı planladıkları şeyleri değiştirme gücüne sahip, eşsiz bir yetenektir.

{pagebreak::3}

Kendisini arayan bir hafıza avcısı

Oyuna ilk başladığımızda Nilin’i yarı baygın bir halde hafızasını kaybetmiş bir şekilde buluyoruz. Memorize tarafından yakalanmak üzere olan Nilin, bir şekilde bu durumdan kurtuluyor ve kendi macerasını yaşamaya başlıyor.

Kendimizi 2084 yılındaki Paris manzarasına bakarken bulduğumuzda eşsiz bir açık dünya deneyimi havası soluyoruz. Bu müthiş ortam arasında oradan oraya atlayıp zıplama düşüncesi insana eşsiz bir keyif veriyor. Fakat bu hevesimiz kısa sürüyor ve bir de bakıyoruz ki oyunun bize direttiği yollar dışında hiçbir yere kıpırdayamıyoruz.

Nilin, bir Altair ya da bir Ezio kadar esnek bir yapıya sahip olsa da oyunun ilerleyişi gereği sadece belirlenen noktalara tırmanabiliyor. Dahası bu noktaların da sarı bir imleçle gösteriliyor oluşu oynanışı baştan sona baltalayan bir etken olmuş.

Remember Me tamamen tek düze bir ilerleyiş üzerine şekillendirilmiş. Oyunun size gitmeniz için direttiği yoldan başka bir seçiminiz olmadığı gibi, karşınıza gelen düşmanların tamamını alt etmeden de yolunuza devam edemiyorsunuz.

Şöyle ki bir süre atlayıp zıplayıp bir yere vardıktan sonra karşınıza gelen düşmanların hakkından gelip, aynı şeyi tekrar ediyorsunuz. Yapımcılar bu monotonluğu yıkmak adına araya mini oyunlar sıkıştırmayı denemişler fakat bu işlemde oynanışı kurtaramamış.

{pagebreak::4}

Orijinal hikaye, sığ bir anlatım

Remember Me hikaye olarak gerçekten çok orijinal bir yapım. Fakat oyundaki hikaye işleyişi ne yazık ki hiç tatmin edici olmamış. Arada karşımıza gelen videolar bizi yeteri kadar aydınlatamıyor. Dahası kontrol ettiğimiz Nilin’in geçmişine yeteri kadar inemiyoruz. Yani oyunu bitirdiğimizde bile hala “Biz kimiz? Neden bunları yaptık” gibi bir sürü soru işareti kafamızda dolaşıp duruyor.

Oyunun geçtiği Neo-Paris şehri de pek gerçekçi yansıtılamamış. Tamam bir tepeye çıkıp baktığınızda şehrin görünümü falan güzel fakat bu şehrin Paris’le alakası ne diye kendi kendime defalarca sordum. Hiç Paris’e gitmemiş biri olarak bile, filmlerde, resimlerde gördüğüm kadarıyla Paris mimari açıdan böyle bir şehir değildi. Geçen 60 senelik dilim, asırlık Fransız mimarisini bu kadar mı değiştirdi? Görünen o ki yapımcılar kafalarından rastgele bir şehir tasarlayıp, sonra da ortasına bir Eyfel Kulesi dikerek şehrin adına Neo-Paris demişler.

Az önce de bahsettiğim gibi, oyunda fakir ve zengin kesim çok keskin çizgilerle birbirinden ayrılmış. Şöyle ki şehrin izbe olan kısmında alt tabaka insanlar yaşarken, hemen iki adım ötede ki devasa gökdelenler de ise üst tabaka olarak nitelendirilen insanlar yaşıyor.

Bu iki kesimin bu kadar keskin çizgilerle ayrılmış olmasına rağmen, şehirde iç içe yapılandırılmaları pek hoş bir görüntü vermemiş. Sanki şehrin bir kısmı 2000’li yıllarda kalmış gibi. Kısacası oyundaki Neo-Paris havası pek tatmin edici değil. Dahası sizi içerisine çeken bir atmosferde yaratılamamış.

{pagebreak::5}

Gelecek için savaşırken geçmişini koru

Gelelim oyun çıkmadan önce öve öve bitirilemeyen şu dövüş sistemine. Daha önce de bahsettiğim gibi Nilin karakter olarak son derece esnek bir yapıya sahip. Bu esneklikte dövüş dinamiklerine son derece başarılı bir şekilde yansıtılmış. Gel gelelim, bu dövüş dinamikleri bile oyunu monotonluktan kurtarmaya yetmemiş.

Oyun boyunca topladığımız PMP isimli puanlarla Combo Lab menüsünden kendi kombolarımızı yaratabiliyoruz. Bu kombo yaratma olayı aslında daha önce yapmadığımız bir hareketi yapma anlamına gelmiyor.

Şöyle ki, Combo Lab menüsüne girerek Pressens’lerin yerini değiştirerek yeni zincirleme kombolar yaratıyoruz. Bu da şu demek oluyor ki, Nilin’in hali hazırdaki kombo sistemi “yumruk, yumruk, tekme, yumruk…” şeklindeyken, bunu değiştirerek “tekme, yumruk, tekme, tekme…” şekline sokabiliyorsunuz. Yani az önce de söylediğim gibi, kombo yaratma menüsüne girerek Nilin’in daha önce hiç yapmadığı bir hareketi yapmasını sağlayamıyoruz. Sadece vuruş şekillerinin sırasını değiştirebiliyoruz.

Aslında bu sistem göründüğünden biraz daha derin. Çünkü her bir hareketin kendine has bir özelliği bulunuyor. Mesela yumruk düşmanımıza hasar verirken tekme ise bizim canımızı yükseltiyor. Yani kombonuzu “yumruk, yumruk, tekme, tekme…” şeklinde oluşturursanız, ilkten düşmanınıza hasar veriyor sonra da kendi canınızı yeniliyorsunuz.

{pagebreak::6}

Anıları baştan yarat, geleceğe yön ver

Oyun boyunca karşımıza üç dört farklı düşman grubu çıkıyor. Arada karşılaştığımız boss olarak nitelendirebileceğimiz düşmanlarımızı saymazsak genel olarak Memorize askerleri ve Leaper’larla mücadele ediyoruz. Leaper’lar dediğimiz grup ise fazla hafıza, anı depolamaktan mutasyona uğramış insanımsı varlıklardan oluşuyor.

Remember Me’nin atlayıp, hoplama kısmı genel olarak açık mekanlar da geçse bile dövüş kısımlarının büyük bir bölümü kapalı koridorlarda geçiyor. Oyunu şöyle bir tartmak gerekirse, 8 – 9 saatlik oynanış kısmının yaklaşık 5 saatlik bir kısmının kapalı alanlarda geçtiğini size rahatlıkla söyleyebilirim. Dahası bu alanların birbirine aşırı derecede benzemesi, sanki defalarca aynı yeri oynuyormuşsunuz hissine kapılmanıza neden oluyor.

Gelelim oyunumuzun en eğlenceli kısmına. Yazımın giriş bölümünde de bahsettiğim gibi Nilin başkalarının anılarına girip onlara müdahale etme yeteneğine sahip bir karakter. Biz de bunu oyunda sonuna kadar kullanıyoruz.

Hedefimizde olan karakterin anılarına müdahale ederek (memory remix) yapmadığı bir şeyi yapmış gibi hissetmesini ya da yapmak istemediği bir şeyi yapmayı çok istiyormuş gibi düşünmesini sağlayabiliyoruz. Tabi bu hamlelerimiz her zaman bizi umduğumuz sonuca ulaştırmıyor.

Başkalarının anılarına müdahale ederken Rememberane isimli, bize yol gösterici anı parçalarından yardım alıyoruz. Yani bu nokta da bile oyun sizi özgürce hareket etmekten alıkoyuyor. Yine de her şeye rağmen bu anılara müdahale etme kısmı Remember Me’nin en elle tutulur tek yanı diyebilirim.

{pagebreak::7}

Sonuç olarak…

Toparlamak gerekirse Remember Me son derece etkileyici bir hikayenin nasıl ziyan edildiğini bizlere gösteren kalburüstü bir yapım. Oyundaki özgürlük hissiyatının oyuncuya yansıtılamaması ve oynanışın aşırı derecede kısıtlanarak yapımın tek düze bir ilerleyişe tabi olması Remember Me’nin en büyük eksisi.

Grafikler genel manada iyi olsa bile günümüzdeki hit yapımlarla karşılaştırıldığında son derece sönük kalıyor. Ayrıca oyun içerisinde zaman zaman karşımıza çıkan buglarda göze çok batıyor. Örneğin hızınızı almış koşarken bir anda elinizi, kolunuzu ya da kafanızı duvarın içerisinde bulabiliyorsunuz.

Dövüş dinamikleri öznel bir çerçeve içerisine alınmak istenmişse de genel anlamda sığ bir oynanış ortaya çıkmış. Her ne kadar Combo Lab’da kendi zincirleme hareketlerimizi yaratıyor olsak da sadece var olan hareketlerimizin sırasını değiştiriyor olmamız, yeni bir şeyler ekleyemememiz bu sistemin en büyük eksisi olmuş.

{pagebreak::8}

Yapay zeka anlamında da düşmanlarımızın biz dövüşürken bizi hayranlıkla izlemeleri oynanışı baltalayan diğer bir etken olarak karşımıza çıkıyor. Genelde bir grupla dövüşürken ara da birkaç kişi bize vurma teşebbüsünde bulunsa bile, teke tek kaldığımız durumlarda düşmanımızı köşeye sıkıştırıp hiçbir karşı atağa maruz kalmadan hakkından gelebiliyoruz.

Son olarak oyundaki müzik ve seslendirmelere de değinelim. Yapımcılar oyunun atmosferine uygun olarak tekno müzikleri kullanmayı tercih etmişler. Bence bu son derece başarılı bir tercih olmuş. Ayrıca aksiyonun arttığı bazı kaçış sahneleri ve boss savaşlarında da ritmin artması bizi biraz daha oyuna dahil eden bir hava yaratmış.

#//www.youtube.com/embed/SMjVPEZ9jqA?rel=0#

Seslendirmeler ise ne yazık ki oyunda ki müzikler kadar başarılı olamamış. Sanki amatör bir grubu getirip stüdyoda zorla ses kaydı yaptırmışlar gibi bir hava var oyunda. Kısacası Remember Me seslendirme konusunda da vasatı aşamayan bir yapım olmuş.

Eğer farklı bir hikaye, farklı bir oyun kurgusu peşindeyseniz Remember Me’yi size tavsiye edebilirim. Fakat oyunda özgürlüğe, serbestçe oynamaya, seslendirmelere, atmosfere önem veririm diyorsanız Remember Me uzak durmanız gereken yapımlardan biri demektir.

Grafik: 7

Ses: 6

Oynanış: 5

Genel: 6

Oyunun Artıları: Görseller fena sayılmaz. Müzikler gayet başarılı (Özellikle tekno müzik seviyorsanız). Hikaye son derece orijinal. Anılara müdahale işi son derece eğlenceli.

Oyunun Eksileri: Seslendirmeler vasat. Oynanış fazlasıyla tekdüze. Monoton. Atmosfer sizi içine çekemiyor. Görsellerde zaman zaman buglarla karşılaşabiliyorsunuz. Hikaye işleyişi çok sığ.

:: Oyunu beğendiniz mi?

 

Xbox 360 Oyunlarında İndirim Başlıyor!

Yeni nesil oyun konsolu Xbox One‘ı tanıtan Microsoft, mevcut konsolu Xbox 360‘ı desteklemeyi de sürdürüyor. Son dönemde yeni ürün Xbox One‘a yönelen ilgiyi yeniden Xbox 360‘a çevirmek isteyen şirket oyun mağazasında indirime gidiyor. “En Büyük Oyun İndirimi” olarak adlandırılan kampanya önümüzdeki hafta başlayacak ve 32 popüler oyunu kapsayacak.

İndirime girecek oyunlar arasında, oyuncuların yakından tanıdığı birçok kült oyun da bulunuyor. Microsoft Xbox One Programlama Direktörü Larry Hryb yaptığı açıklamada, “Bioshock Infinite” ve “Gears of War: Judgment.” gibi önemli oyunların da listede yer aldığına dikkati çekti. Buna karşın oyunların indirimli fiyatları hakkında henüz bir açıklama yapılmadı.


İndirime Girecek Oyunlardan Bioshock Infinite

İndirime girecek oyunların tam listesi ise şu şekilde:

Assassin’s Creed 3, Bioshock Infinite, Borderlands 2, Brothers in Arms: Hell’s Highway, Bulletstorm, Command and Conquer: Red Alert 3, Crysis, Crysis 3, Divinity II: The Dragon Knight Saga, Dragon Age Origins, Far Cry 3, Far Cry Instincts: Predator, Forza Horizon, Gears of War: Judgement, Hasbro Family Game Night 3, Hitman Absolution, Kinect Sports: Season Two, Left 4 Dead 2, Lego Batman 2: DC Superheroes, Lego Lord of the Rings, Mass Effect, Max Payne 3, Metal Gear Rising: Revengeance, Monopoly Streets, Perfect Dark Zero, Prey, Rockstar Table Tennis, The Orange Box, Tomb Raider, The Witcher 2, WWE 13, XCOM: Enemy Unknown.

:: Xbox One’ın tanıtılmasının Xbox 360 satışlarını etkilediğini düşünüyor musunuz?

 

 

Assassin’s Creed 3 
Bioshock Infinite 
Borderlands 2 
Brothers in Arms: Hell’s Highway 
Bulletstorm
Command and Conquer: Red Alert 3 
Crysis 
Crysis 3 
Divinity II: The Dragon Knight Saga 
Dragon Age Origins 
Far Cry 3 
Far Cry Instincts: Predator 
Forza Horizon 
Gears of War: Judgement 
Hasbro Family Game Night 3 
Hitman Absolution 
Kinect Sports: Season Two 
Left 4 Dead 2 
Lego Batman 2: DC Superheroes 
Lego Lord of the Rings 
Mass Effect
Max Payne 3 
Metal Gear Rising: Revengeance
Monopoly Streets 
Perfect Dark Zero
Prey 
Rockstar Table Tennis 
The Orange Box 
Tomb Raider 
The Witcher 2 
WWE 13 
XCOM: Enemy Unknown

 

 

Sony SLT-A58 Video İnceleme

Uzun yıllardır elektronik cihazlar üreten Sony, 2006 yılından beri profesyonel fotoğraf makineleri alanında çalışmalar yapıyor. Bu kategorideki cihazlarını Alfa ailesi altında satan marka, sektöre birçok yeniliği de bu seri ile getirdi.

Exmor sensör    

Alfa ailesine kısa bir süre önce katılan A58, Exmor APS HD CMOS kullanıyor ve 20.1 Megapiksel çözünürlük sunuyor. Saniyede 8 kare seri çekim hızına (5 Megapiksel çözünürlükte) sahip olan fotoğraf makinesinin itici gücü ise BIONZ imaj işlemcisi. OLED elektronik vizör, 16000 ISO değeri, hazır çekim modları, 2.7 inç LCD ekran ve Memory Stick uyumlu SD bellek yuvası cihazın diğer özellikleri.

Tam geçirgen ayna teknolojisi

Sony tarafından geliştirilen tam geçirgen ayna teknolojisi ile otomatik netlik yüksek hızla yapılabiliyor. Bu teknoloji aynı zamanda video modunda da netlik yapma konusunda yardımcı oluyor.

Vidoe inceleme

Ürünün özelliklerini video incelememizde detaylı bir şekilde anlatıyoruz:

#video_7147# 

Panorama modu

Alfa ailesini diğer objektifi değiştirilebilir fotoğraf makinelerinden ayıran özelliklerinden birisi de panorama modu. Rakiplerinde bulunmayan bu özellik yardımı ile çok kolay bir şekilde panoramik fotoğraflar çekilebiliyor. Bu modu seçtikten sonra cihazı belli bir hızda ve sabit eksende döndürdüğünüzde panorama otomatik olarak çekiliyor.

Zengin objektif seçeneği

Fotoğraf makinesinde kit olarak 18-55 mm objektif bulunuyor. Ayrıca Sony’nin objektif anlamında çok fazla seçeneği var. Bunlardan istediğinizi satın alarak cihazın özelliklerini bu objektiflerle geliştirebiliyorsunuz.

Eğilebilir ekran

Fotoğraf makinesinde Sony‘nin diğer ürünlerinde olduğu gibi yukarı aşağı hareket edebilen eğilebilir 2.7 inçlik bir ekran bulunuyor. Ekran özellikle zor ortamlarda farklı kadrajlar hazırlama konusunda yardımcı oluyor.

Full HD video

A58, Full HD video kayıt edebiliyor. Hem video hem fotoğraf performansı ortalamanın üzerinde olan üründe mikrofon girişi de bulunuyor. Bu sayede videolara gerekiyorsa harici mikrofon da bağlayabiliyorsunuz.

Efekt ve düzenlemeler

Fotoğraf makinesinde birçok filtre ve düzenleme seçeneği bulunuyor. Çekim sırasında kullanılan filtrelerle farklı fotoğraflar çekebiliyorsunuz. Düzenleme seçenekleri yardımı ise çekim sonrasında işe yarıyor.

Teknik özellikler

  • Çözünürlük: 20.1 Megapiksel
  • Ekran: 2.7 inç 460.000 piksel
  • Vizör: 1.44 milyon renk OLED
  • Sensör: Exmor CMOS
  • Panoramik çekim: Var
  • Hazır çekim modları: Var
  • Video: Full HD
  • Ek özellik: Yüz tanıma, panorama, mikrofon girişi, HDR özelliği, saniyede 8 kare seri çekim
  • Pil ömrü: CIPA standartlarına göre 690 kare
  • Bellek: MemoryStick Duo ve SD uyumlu
  • KDV ve objektif dahil 1500 TL

:: Bugune kadar Alfa ailesinin bir ürününü kullandınız mı?

 

Carl Zeiss Artık Sadece ZEISS

Bir fotoğraf makinesinin en önemli parçalarından birisi objektifidir. Fotoğraf kalitesini belirleyen en önemli argümanlardan biri olan objektif sadece fotoğraf makinelerinde değil aynı zamanda cep telefonu kameralarında da kullanılıyor.

Hem fotoğraf hem de cep telefonu sektörü için objektif üreten, bunların yanısıra birçok farklı cihaz için de üretim yapan ünlü Alman Carl Zeiss firması ismini değiştirdi.

Marka isminde bulunan Carl ön ekini atan firma Zeiss kelimesini de ZEISS olarak kullanacağını açıkladı. Firmanın kurucusunun ismi olan Carl Zeiss yerine sadece ZEISS kullanacan olan şirket ürünlerinde kullandığı ismi de değiştirecek.

Mikroskoplardan, gözlüklere, oradan da fotoğraf makinelerine uzanan geniş bir skaladaki cihazlar için farklı parçalar üreten firmanın ismi genelde sadece Zeiss olarak kullanılıyor.

:: Bu değişimi nasıl değerlendiriyorsunuz?

 

Sıkıcı Android Reklamlarından Kurtuluyoruz

Kullanıcıların yeni bir telefon alırken aradıkları özelliklerin başında cihazların kullandıkları işletim sistemi geliyor. Bu; telefonların ne kadar yaygın bir işletim sistemi kullanıyorsa o kadar çok uygulamaya ve geniş kullanım alanına sahip olması anlamına geliyor. Bu bağlamda ortaya iki sistem çıkıyor: iOS ve Android.

Kullanıcı, seçimini Android‘den yana kullandığında bir takım sorunlara da katlanması gerekiyor. Market ve uygulama bazlı bakacak olursak sahte ve reklam yuvası olan ücretsiz uygulamalar gibi sorunlar yaşanabiliyor.

Son günlerde can sıkan bir reklam çeşidi olan bildirim ekranına düşen reklamlar ise bir çok kullanıcıyı bezdirmiş durumda. Kullanıcıların canını sıkan nokta ise bu reklamları hangi uygulamanın gönderdiğini bilememekti..

Biz de bu durumu sizler için araştırdık ve bildirim alanına gelen bu reklamları hangi uygulamaların gönderdiğini bulduk. Siz de bu reklamlardan şikayetçiyseniz, uygulayabileceğiniz iki farklı yöntem bulunuyor.

Reklamı gönderen uygulamayı tespit ediyoruz 

1. Android 4.1 ve yukarısını kullanıyorsanız, bildirim ekranına gelen reklamın üzerine basılı tutun ve beliren ‘uygulama bilgisini göster’ seçeneğine dokunun. Hepsi bu! Bu seçenek, uygulama bilgilerini göstermek için uygulama bilgileri ekranını açacak ve reklamı gönderen uygulamanın hangisi olduğunu göreceksiniz.

1.

2.

3.

2. Eğer Android 4.1′den düşük bir sistem kullanıyorsanız Airpush Finder türü uygulamalar kurmalısınız. Google Play Store’a Airpush yazdığınızda çıkacak olan uygulamaları, okuyucu yorumlarını da göz önüne alıp deneyebilirsiniz. Her uygulamanın çok başarılı olmadığı söyleniyor.

Bizim telefonumuz Android 4.1.2 kullandığı için bu uygulamaları deneme ihtiyacı duymadık. Ayrıca bu uygulamaların bazıları reklam gönderen uygulamalara müdahele etmiyor. Sadece sizi bilgilendiriyor. Silme işlemini sizin yapmanız gerekiyor.

Bu iki yöntem ile telefonunuzun bildirim ekranına reklam gönderen uygulamarı tespit edebilirsiniz. Eğer sizin için çok gerekli uygulama değillerse  telefonunuzdan silebilirsiniz!

:: Bu yöntemler faydalı oldu mu?

Android’de Çevrimiçi Golf Keyfi

Sevilen spor dalı mini golf, mobil oyunlara oldukça sık bir şekilde konu olmakta. Bugün göz attığımız Mini Golf MatchUp ise, renkli görselleri ve arcade türünde oynanışı ile dikkat çekerken asıl bombayı çevrimiçi özelliği ile patlatıyor.

Mini Golf MatchUp, 37 Megabyte boyutunda. Arcade & Aksiyon kategorisindeki yapım, Android 2.2 ve üzerinde çalışıyor. Oyunun Google Play Store ortalaması ise 4.5.

{pagebreak::2}

Zengin bir ana ekran ile gelen Mini Golf MatchUp’ta golf marketi, turnuvalar ve yeni oyun seçenekleri bulunuyor. İnternet bağlantısı gerektiren oyunda ister üye olabiliyor, ister Facebook ve ya Twitter ile giriş yapabiliyorsunuz. Ancak ziyaretçi olarak da oynamanız mümkün.

Oynanış ise oldukça basit. Minik bir golf sahasında engelleri aşarak, altınları ve kristalleri toplayarak sayı yapmaya çalışıyoruz. Çoklu dokunmatik desteği sayesinde platformu uzaklaştırarak mini golf sahasını görmüş oluyoruz. Topu kontrol ettiğimiz alanın dışındaki yerlere dokunduğumuz zaman ise plaftomu gezebiliyoruz. Sahayı ne kadar iyi tanırsanız o kadar iyi strateji geliştirebilirsiniz.

Bu oyun için arcade türünde oynanışa sahip demiştik. Normal golf oyunlarından farklı olarak, altınlar ve kristaller topluyoruz ve bu da oyuna farklı bir misyon ve heyecan katıyor.

Gerek tekli gerek turnuva modunda rakiplerinizle maç yapmak oldukça eğlenceli oluyor. Rakibinizi yenmek için uygulamanız gereken bazı altın kurallar var; en az atış ile sayı almak ve elmas toplamak. Özellikle bir atış ile sayı aldığınızda 10 bin bonus puan veriyor. Ayrıca oyunlarda çeşitli günlük görevler de bulunuyor. Bunları yapmak zorunda değilsiniz. Ancak yaparsanız minik ödüller kazanıyorsunuz.

Mini Golf MatchUp, grafik olarak iyi bir seviyede. Çizimleri ve renk paleti çok başarılı olan oyun, golf platformlarıyla yani bölüm tasarımları ile adeta bir görsel şölen yaratıyor. Yeterli kalitede müzik ve ses efekti başarımına sahip olan oyun, başarılı oynanışını görsel ve işitsel öğelerle de pekiştirmekten geri kalmıyor.

Golf oyunlarını seviyorsanız ve çevrimiçi olarak dilerseniz arkadaşlarınızla dilerseniz dünyanın dört bir yanından oyuncularla bu keyfi yaşamak istiyorsanız, Mini Golf MatchUp kesinlikle kaçırılmaması gereken bir yapım.

İndirmek için tıklayın.

 

:: Oyunu denediniz mi?

Haswell ile Ivy Bridge’i Karşılaştırdık

Intel‘in dördüncü nesil Core işlemcileri özellikle taşınabilir bilgisayarlar için oldukça merakla bekleniyordu. Daha düşük güç tüketimiyle daha yüksek performans vaad eden Haswell mimarisi, özellikle dahili grafik birimiyle Ivy Bridge mimarisine fark yaratıyor.

Haswell‘in orta segment çözümlerinden dört çekirdekli Core i5-4430 modelini daha önce incelemiştik. O incelememize buradan ulaşabilirsiniz.

Geçelim karşılaştırmaya

Karşılaştırmada HD Graphics 4600′ün neler yapabileceğini göstermek amacıyla kısa bir oyun oynama videosu hazırladık. Ayrıca bir önceki nesildeki yerini aldığı Core i5-3330‘ün oyun performasını da değerlendirip, ikisini karşılaştırıyoruz.

Core i5-4430

İncelediğimiz Core i5-4430, Intel‘in orta segment sayılabilecek bir işlemcisi. 4 adet fiziksel çekirdeğe yer verilen 4430, 3 GHz standart çalışma hızına sahip.

İşlemci içerisinde Intel‘in HD Graphics 4600 çözümü dahil edilmiş. Bu grafik işlemci, önceki nesilde yer alan HD Graphics 4000′den oldukça başarılı sonuçlar elde ediyor. Tabiki Intel‘in en iyi dahili grafik işlemcisi bu değil.

Intel’in esas üst seviye grafik işlemcileri Iris ve Iris Pro kod adlı HD Graphics 5100 ve 5200 modelleri. Ama HD Graphics 4600‘ün de yapabildikleri, bize üst segment modeller için hazırlanan çözümlere ışık tutacak.

Core i5-3330

22nm teknolojisiyle üretilen işlemci, 4430 gibi fiziksel olarak 4 çekirdeğe sahip. Standart olarak 3 GHz hıza sahip olan işlemci, Turbo Boost ile 3.2 GHz’e kadar çıkıyor. İşlemcilerin arasındaki en büyük fark dahili grafik işlemci. Core i5-3330‘un içerisinde HD Graphics 2500 çözümür yer alıyor.

Aşağıda hazırladığımız videoda Bioshock Infinite, H.A.W.X 2 ve Crysis 3 oyunlarını hem Intel HD Graphics 4600 ile hem de HD Graphics 2500 ile oynadık. Bakalım aradaki fark ne seviyede? İyi seyirler.

#video_2708#

:: Intel’in dahili grafik performansı sizce yeterli seviyeye geldi mi?

Google, Android Tabanlı Konsol Geliştiriyor!

Android işletim sistemini kullanan pek çok oyun konsolu haberlerini duyduğumuz günümüzde, benzer haberler de Google cephesinden geliyor.

Geçtiğimiz aylarda Nexus Q‘yu tanıtan Google, evlerdeki televizyon altlarını hedeflediğini bizlere göstermişti. Google, globalde olmasa da ABD‘de kendine kullanıcı kitlesi yaratan Nexus Q‘yu baz alan yeni bir konsol üzerinde çalışıyor.

Wall Street Journal’in kaynaklarına göre Google, 2013 yılı sonlarına doğru 3 yeni Android tabanlı cihaz üzerinde çalışıyor. Android’i sadece telefon ve tablette kullanmak istemeyen firma, Nexus Q tabanlı oyun konsoluna ek olarak, Nexus S olarak adlandırılacak yeni bir medya oynatıcısı üzerinde çalışılıyor.

TV‘lere bağlanabilecek Android tabanlı bu medya oynatıcı, özellikle Google Play Music ve Google Play Movie hizmetleri başta olmak üzere Google Play mağazalarını tam olarak kullanabilecek. 299 Dolar fiyat ile satışa sunulması beklenen Nexus S, bakalım nasıl bir kullanıcı kitlesi yakalayacak?

Google‘ın yeni cihazlarındaki en büyük hedeflerinden bir tanesi de Android işletim sistemi altında pek çok farklı ihtiyacın giderilebiliyor olması. Böylece pek çok aynı işletim sistemini kullanan fakat farklı işlevleri yapan, fiziksel olarak da değişik olan cihazlar birbirleriyle senkronize bir şekilde çalışabilecek.

Bu ekosistemden ciddi bir gelir hedefleyen Google, 2014‘ün ilk aylarına doğru yeni ekosistemini tanıtabilir. Google’ın ayrıca Glass ve akıllı saat ürünlerinin de 2014 yılında yaygın bir şekilde piyasaya süreceği de biliniyor.

:: Google’ın yeni cihazları ile Android farklı arası bir ekosisteme dönebilir mi?

HTC One’a Kırmızı Renk Seçeneği

HTC‘nin gümüş ve siyah renk seçeneğine sahip tümüyle alüminyum alaşımdan üretilen akıllı telefonu One‘a yeni renk seçeneği ekleniyor.

Glamour red adındaki özel kırmızı kaplamasıyla dikkat çeken telefon, ilk olarak İngiltere‘de satışa sunulacak. 4u adlı perakendeci tarafından satılacak olan telefon, yine diğer seçeneklerde olduğu gibi aynı fiyata sahip olacak.

Temmuz ayının ortalarına doğru satışa sunulacak kırmızı One, Temmuz ayının sonlarına doğru Avrupa‘nın diğer ülkelerine dağıtılacak. Bakalım ülkemize bu renk seçeneği ne zaman gelecek?

:: HTC One’ın yeni renk seçeneğini beğendiniz mi?