One UI 7 beta çalışmalarında önemli bir mesafe kaydeden Samsung, kullanıcıların güvenliğini artıran yamaların dağıtımını ihmal etmiyor. Güney Koreli üretici son olarak popüler bir modeli için daha Aralık 2024 güncellemesini kullanıma sundu.
Samsung Galaxy Z Fold 4 için Aralık 2024 güncellemesi yayında
Samsung’un Aralık 2024 güncellemesini alan son model Galaxy Z Fold 4 oldu. F936USQS7GXKC yapı numarasıyla gelen yama şu an için ABD’deki modeller için kullanıma sunuldu. Ancak ilerleyen günlerde daha fazla ülkede yayınlanacağı belirtiliyor. Bununla birlikte, sistemdeki güvenlik açıklarını çözmesinin yanı sıra daha kararlı bir kullanıcı deneyimi vadediyor. 300 MB boyutlarında olduğunu da belirtelim.
Eğer güncelleme bildirimi otomatik olarak cihazınıza düşmediyse, Ayarlar > Yazılım Güncellemesi > İndir ve Yükle adımlarını izleyerek telefonunuzu/tabletinizi manuel olarak yeni sürüme yükseltebilirsiniz. Bu adımları uygulamanıza rağmen güncellemeyi hala bulamıyorsanız, yamanın henüz bölgenize ulaşmamış olma ihtimaline karşın bir süre daha beklemeniz gerekebilir.
Bağlantı: Wi-Fi 802.11 a/b/g/n/ac/6e, Bluetooth 5.2, USB-C 3.2
Batarya: 4400 mAh – 25W hızlı şarj – 15W kablosuz hızlı şarj
İşletim sistemi: Android 12, One UI 4.1 arayüzü
Diğer özellikler: Gorilla Glass Victus+ koruma, IPX8 sertifikası, Darbeye ve çiziklere karşı dayanıklı alüminyum çerçeve
Peki siz bu konu hakkında ne düşünüyorsunuz? Sizce Samsung’un güncelleme politikası nasıl? Görüşlerinizi aşağıdaki yorumlar kısmından bizlerle paylaşabilirsiniz.
Teknoloji ve oyun dünyası meraklılarına keyifli bir içerik ile sizlerleyiz. Bugün ünlü oyun sever ve yayıncı Konsol Oyun namıdiğer Taner Işıldak’ın dükkânına baskın yaptık.
Konsol Oyun yeni dükkan baskını!
Taner Abi’nin dükkânında kullandığı internet altyapısı ve yayın düzenekleri detaylı bir şekilde inceledik. Şu an kullanılan internet altyapısının yetersiz olduğunu belirten Taner Abi, Türk Telekom’un yarı fiber bağlantısına sahip olduğunu, ancak alternatiflerin sınırlı kaldığını dile getiriyor. Yayın setup’larında ikinci el ekipmanlarla çalıştığını belirten Taner Abi, ihtiyaçları doğrultusunda minimal ancak işlevsel bir sistem kurmuş.
Merak ettiğimiz bir konu da tabi ki Taner Abi’nin oyunlara olan tutkusu. Elindeki en değerli oyun koleksiyonu arasında Bitmap Brothers Seti içeriğindeki efsanevi oyunlarla nostaljik bir değere sahip. Ayrıca, 500 Million Limited Edition PlayStation 4 konsolu gibi nadir bulunan cihazlar da Taner Abi’nin koleksiyonunun bir parçası.
Taner Abi, dükkânının yalnızca ticaret değil, aynı zamanda bir yayın merkezi olarak da hizmet verdiğini söylüyor. Dükkânın tasarımıyla ilgili olarak müşterileriyle birebir etkileşim kurmayı tercih ettiğini belirtiyor. Ancak ticaretin ve yayınların finansal sürdürülebilirliği konusunda sponsor desteklerine ihtiyaç duyulduğunun altını çiziyor.
2024 yılı, Star Wars için oldukça çalkantılı geçti. Disney+’ın büyük umutlarla başlattığı The Acolyte prrojesi, Star Wars evreninin geleneksel dinamiklerini alt üst ederek dikkatleri üzerine çekmişti. Ancak, dizinin ilk sezonunun ardından iptal edilmesi hayranlar için büyük bir hayal kırıklığı yarattı. Disney’in bu ani kararı, şirketin üst düzey isimlerinden Alan Bergman tarafından açıklandı. İşte detaylar…
Star Wars: The Acolyte beklentileri karşılamadı
Disney’in yayın platformlarındaki projeler üzerine geniş kapsamlı bir röportaj veren Alan Bergman, The Acolyte dizisinin aslında bir başarı olduğunu ifade etti. Ancak, finansal açıdan beklentilerin karşılanamadığını belirterek şöyle konuştu: “The Acolyte ile ilgili performanstan memnunduk, ancak maliyet yapısına baktığımızda, ikinci bir sezon çekmek için gereken düzeyde olmadığımızı gördük. Bu yüzden devam kararı almadık.”
Bergman ayrıca Disney+‘ın yeni Star Wars projelerine dair de ipuçları verdi. Şu anda yayınlanmakta olan Skeleton Crew için henüz net bir karar alınmadığını belirtti: “Skeleton Crew henüz sürecin başında. Bazı büyüme sinyalleri aldık, ancak ilerleyişini görmek için biraz daha zamana ihtiyacımız var. Yine de, gelen eleştiriler oldukça olumlu.”
2025 yılına dair planlara değinen Bergman, Andor dizisinin ikinci sezonunun şimdiden tamamlandığını ve büyük heyecanla beklendiğini ifade etti. Ayrıca Dave Filoni’nin yönettiği Ahsoka dizisinin ikinci sezonunun da geliştirme aşamasında olduğunu belirtti. Filoni’nin çalışmaları, Star Wars evreninin geleceğinde önemli bir yer tutuyor.
Sizce The Acolyte ikinci bir sezonu hak ediyor muydu? Görüşlerinizi yorumlarda bizimle paylaşmayı unutmayın!
ShiftDelete.Net kurucusu Hakkı Alkan, kişisel YouTube hesabında, sosyal medya fenomeni ve oyuncu Ümit Erdim ve MusCar (Mustafa Akan) ile keyifli bir yol sohbeti gerçekleştirdi. Otomobil yolculuğu esnasında hem teknolojiden hem yapay zekadan; aslında en çok da hayattan bahsedip hasret giderildi.
Hakkı Alkan, MusCar ve Ümit Erdim ile yol muhabbeti!
Videoda, Ümit Erdim’in otomobillere olan ilgisinden, sosyal medyanın insan hayatına etkilerine kadar geniş bir yelpazede konular konuşuldu. MusCar ise araçlarla ilgili teknik detaylara dair ilginç bilgiler paylaşarak sohbeti daha keyifli hale getirdi. Ayrıca, yapay zekanın günümüzdeki etkileri ve gelecekte nasıl bir rol oynayacağına dair fikir alışverişi de sohbeti keyiflendiren detaylar arasında yer aldı.
Hakkı Alkan’ın enerjik sunumu ve MusCar (Mustafa Akan) ve Ümit Erdim’in samimi tavırlarıyla oldukça eğlenceli ve sanki arka koltukta Ümit Erdim’in yanında siz oturuyormuşsunuz gibi keyifle izleyebileceğiniz bir videoyla karşınızdayız. İyi seyirler!
Sega ve Paramount şirketlerinin video oyunu uyarlaması olan Sonic’in son çıkacak olan filmi çok yakında bizimle beraber olacak. Tarihin en başarılı video oyunlarından birisi olan Sonic çocukluğumuzdan beri hafızalara kazılmış bir şekildeydi. 1991 senesinde çıkan oyunun ilk modern anlamda film uyarlaması 2020 yılında gösterilen bir macera komedi filmi oldu. İkinci filmi ise 2022’de karşımıza çıkarak seyircisini mutlu etti.
Sonic 3 ne zaman geliyor?
Yeni film ise 20 Aralık’ta sinemalarda olacak. Fakat gelen bilgilere göre serinin son filmi olacak ve bu seriye nokta koyacak. Sonic ilk filminde bütçe olarak 90-95 milyon dolar harcadı. Bu harcamaların sonunda ise 306.8 milyon dolar hasılat elde edip bir hayli başarılı oldu.
İlk filmden sonra seyirciler devam filmi geleceğini zaten biliyordu buna rağmen hem bütçe hem de hasılat olarak üzerine çıkan Sonic 2, 110 milyon dolar bütçeyle toplamda 400 Milyon Dolar hasılat elde edildi.
8 Nisan 2022’de vizyona giren ikinci filmin öncesinde olunmasına rağmen Şubat 2022’de Paramount üçüncü bir filmin geleceğini onayladı. Knuckles’a odaklanan bir yan serinin de geliştirilmekte olduğunu açıklayarak bu serinin sinyalleri verilmiş.
Türkiye için vizyon tarihi ne zaman olacak?
Amerika vizyon tarihleriyle ülkemizde olacak vizyon tarihleri farklılık gösteriyor. Önceki filmlere baktığımızda aralarında yaklaşık olarak 1-1.5 ay oynadığını söyleyebiliriz. Buna rağmen Amerika ve Japonya ortak yapımı olarak çıkacak film ise bir hayli merak ediliyor.
Sonic 2020’de tarihin en yüksek açılış yapan video oyunu uyarlaması filmi unvanını elde etti. ABD’de toplamda 146 milyon dolar hasılat yaparak 2020’nin en yüksek gişe yapan beşinci filmi oldu. “Kirpi Sonic 2” ise 2022’de gişede büyük başarılar kazandı ve “En İyi Aile Filmi” ödülünün sahibi oldu. Bu ödüller ve gişe sayıları da doğal olarak beklentilerin yukarıda olmasını sağlıyor.
Sosyal medya, dijital çağın gerekliliği olarak, hayatımızın olmazsa olmazı haline geldi. Ancak bu durum, beraberinde bazı sorunlar da ortaya çıkardı. Eğer siz de “Biraz bakıp çıkacağım” diyerek girdiğiniz Instagram ve TikTok gibi uygulamalarda saatlerinizi harcıyor ve bu döngüyü kıramıyorsanız, sosyal medya bağımlılığıyla mücadele etme zamanınızın gelmiş demektir.
Sosyal medya bağımlılığı nedir?
We Are Social’ın 2024 raporuna göre, Türkiye’de internet kullanıcılarının yüzde 49,5’i sosyal medyayı arkadaş ve aileleriyle iletişimde kalmak için kullanıyor. Ne yazık ki, bu faydalı amaçlar genellikle kontrolsüz bir tüketim alışkanlığına dönüşebiliyor. Peki, sosyal medya bağımlılığından kurtulmanın bir yolu var mı? Gelin konuya derinlemesine bir göz atalım.
Sosyal medya bağımlılığı, kişinin sosyal medya platformlarını kontrolsüz bir şekilde kullanma alışkanlığına sahip olmasıdır. Bu bağımlılık; günlük işlerin aksamasına, sosyal ilişkilerin zayıflamasına ve hatta psikolojik sorunların gelişmesine neden olur.
Sosyal medya bağımlılığı ile sosyal medya stresi arasında var olan bağ, bir kez daha kanıtlandı. Araştırmalar, her iki olgunun da sonsuz bir döngü yarattığını ortaya koydu.
Bir düşünün: Telefonunuz yanınızda olmadığında huzursuz mu oluyorsunuz? Veya bildirim sesi gelmese bile telefonunuzu sürekli kontrol ediyor musunuz? Eğer cevabınız evet ise, sosyal medyaya bağımlı hale gelmiş olmanız muhtemel. Şimdi gelin, kafanızda durumun netleşmesi için, bu bağımlılığın belirtilerine bir göz atalım:
Sürekli telefonunuzu kontrol etme isteği.
Boş vakitlerde başka bir şey yapmak yerine sosyal medya kullanma.
Sosyal medyada geçirilen zamanın farkında olmadan saatlerce uzaması.
Sosyal medyada uzun süre bulunulmadığında huzursuzluk veya eksiklik hissi.
Sosyal medya bağımlılığından kurtulma yolları
Sosyal medya bağımlılığından kurtulma yolları oldukça çeşitlidir ve kişiden kişiye değişiklik gösterebilir. Ancak bazı küçük yaşam tarzı değişiklikleri, bu bağımlılıktan kurtulmanıza yardımcı olabilir. İşte en çok kullanılan 5 yöntem…
Ekran sürenizi sınırlayın
Bağımlılıkla mücadelede ilk adım, problemin farkında olmaktır. Kullanım alışkanlıklarınızı anlamak için telefonunuzdaki ekran süresi uygulamalarını veya üçüncü taraf uygulamaları kullanabilirsiniz.
Nasıl yapılır?
Telefonunuzdaki “Dijital Denge” veya “Ekran Süresi” özelliklerini aktif hale getirin.
Günlük sosyal medya kullanımınıza bir sınır koyun ve bu sınırları aşmamaya çalışın.
Haftalık raporları kontrol ederek gelişiminizi gözlemleyin.
Bildirimlerinizi yönetin
Sosyal medya bağımlılığını tetikleyen en büyük faktörlerden biri, sürekli gelen bildirimlerdir. Telefon ekranınızda beliren bir bildirimin, farkında olmadan saatlerce platformda kalmanıza yol açması muhtemel. Bu nedenle, gereksiz bildirimler konusunda aksiyon almalısınız.
Nasıl yapılır?
Gereksiz bildirimleri tamamen kapatın.
Önemli kişiler için özel ayarlar yaparak sadece gerekli durumlarda bildirim alın.
‘Rahatsız etme modu’ ile odağınızı yönetmeye çalışın.
Sosyal medya uygulamalarınızı sessiz moda alın.
Sosyal medyaya alternatif aktiviteler bulun
Sosyal medya, genellikle boş vakitleri doldurmak için kullanılıyor. Ancak bu vakitleri daha verimli ve sağlıklı aktivitelerle değerlendirebilirsiniz.
Nasıl yapılır?
Yazı yazma, resim yapma ya da yemek pişirme gibi yeni bir hobi edinin.
Fiziksel aktiviteler yaparak hem zihninizi hem de bedeninizi güçlendirin.
Yoksunluk hissettiğinizde sevdiklerinizle iletişim kurmayı deneyin.
Dijital detoks uygulayın
Dijital detoks, belirli bir süre boyunca tüm teknolojik cihazlardan ve sosyal medya platformlarından uzak kalmak anlamına gelir. Bu yöntemle, sosyal medya bağımlılığından kurtulma yolunda önemli bir adım atmanız mümkün.
Nasıl yapılır?
Hafta sonları veya ihtiyaçlarınıza göre belirlediğiniz bir gün sosyal medyadan, internetten ve akıllı telefonunuzdan tamamen uzaklaşın.
Telefonunuzu özellikle gece saatlerinde odanızın dışında bırakmayı deneyin.
Aile ve arkadaşlarınızla yüz yüze ‘telefonsuz’ vakit geçirin.
Sosyal medyayı daha verimli kullanın
Sosyal medya bağımlılığını bitirmek için bu araçları hayatınızdan tamamen çıkarmanız gerekmiyor. Onu daha verimli bir şekilde kullanmayı da öğrenebilirsiniz.
Nasıl yapılır?
Sosyal medya kullanımınızı bilgi edinme veya iş bağlantıları kurma gibi bir amaca indeksleyin ve yalnızca o amaç için kullanın.
Takip ettiğiniz hesapları düzenleyin; sizi olumsuz etkileyen veya gereksiz zaman harcattığını düşündüğünüz hesapları takip etmeyi bırakın.
Sosyal medya, doğru kullanıldığında bilgiye erişmenizi kolaylaştırır ve dünyayla iletişimde kalmanızı sağlar. Ancak, kontrolsüz kullanımla birleştiğinde, kolayca bağımlılık yaparak sağlığınızı olumsuz etkileyebilir. Sabır, kararlılık ve doğru adımlarla sosyal medya bağımlılığından kurtulmanız mümkün. Bağımlılığa karşı ilk adımınızı bugün atmaya ne dersiniz? Yorumlarda buluşalım.
CD Projekt Red’in uzun süredir beklenen yapımı The Witcher 4 ile ilgili detaylar netleşmeye başlıyor. The Witcher 3: Wild Hunt’ta hikayenin güçlü bir figürü haline gelen Ciri’nin, serinin yeni oyununda daha ‘insancıl’ bir seviyede yer alacağı açıklandı. İlk detaylar, Ciri’nin zaman ve mekan üzerinde sahip olduğu kontrolün ciddi ölçüde kısıtlanacağı ya da tamamen ortadan kalkacağı yönünde.
Ciri’nin yeni güç dengesi nasıl olacak?
GamesRadar’a konuşan CD Projekt Red’in yönetici yapımcısı Małgorzata Mitręga, Ciri’nin yeteneklerinin kısıtlanma kararının nasıl alındığını detaylandırdı. Mitręga, “The Witcher 3’ün sonunda Ciri’nin aşırı güçlü olması ile yeni oyunda gösterdiğimiz yetenek seti arasındaki boşluğu nasıl dolduracağımızı çok düşündük,” diyerek, bu konunun oyunun özgün hikayesini şekillendiren en önemli unsurlardan biri olduğunu belirtti.
Ciri’nin The Witcher 3’teki zaman ve mekan manipülasyon gücü, hem hikaye açısından hem de oynanış dinamikleri bakımından oyuncuların hayranlık duyduğu bir özellikti.
Ancak oyunun yönetmeni Sebastian Kalemba, bu güç dengesini yeniden kurgulamanın hikaye açısından kritik bir gereklilik olduğunu belirtti: “The Witcher 4’ün hikayesini tasarlarken her şeyin net bir cevabı olmasına dikkat ediyoruz. Ciri’nin bu güçlerden neden yoksun olduğu da oyunun hikayesinde bir şekilde açıklanacak,” dedi.
Ciri’nin neden bu yetenekleri kaybettiği şu an için bir sır olsa da, teoriler arasında White Frost’un mağlubiyetinin ardından güçlerinin zayıflaması, bilinçli bir tercih yaparak bu yeteneklerden vazgeçmesi ya da bu gücün bir düşman tarafından elinden alınması gibi ihtimaller yer alıyor.
Ciri’nin daha dengeli bir güç seviyesine indirilmesi, oyuncular için daha zorlayıcı ve tatmin edici bir deneyim sunmayı hedefliyor. Bu karar aynı zamanda, Ciri’yi tam anlamıyla bir “witcher” olarak görme fırsatını da sunuyor. Artık büyü ve kılıç yeteneklerini daha uyumlu bir şekilde birleştiren, daha odaklı bir oynanış bizi bekliyor gibi görünüyor.
Sizce Ciri’nin bu yeni hali, oyuna nasıl bir dinamizm katacak? Görüşlerinizi yorumlarda bizimle paylaşmayı unutmayın!
Bu yıl içerisinde Samsung Galaxy Ring piyasaya çıkana dek sektörü tartışmasız bir biçimde domine eden Oura Ring, görünen o ki rakibinin kayda değer çıkışından hiç ama hiç etkilenmemiş durumda… Tüm dünyada oldukça mükemmel satış rakamları yakalayan Oura, açıkladığı rakamlarla dudak uçuklattı. İşte detaylar…
Oura için 2.5 milyon cihaz ve 500 milyon dolar satış geliri!
Finlandiya menşeli Oura, 2024 yılı itibarıyla global akıllı yüzük pazarının lideri olduğunu bir kez daha kanıtladı. Şirket, bu yıl tam 2.5 milyon cihaz satarak toplamda 500 milyon dolarlık gelir elde ettiğini açıkladı.
Akıllı yüzükler, kullanıcıların uyku düzeninden fiziksel aktiviteye ve stres seviyelerine kadar birçok biyometrik veriyi 20 farklı sensörle takip ediyor. Bu veriler, kişiselleştirilmiş bir ‘hazırlık puanı’ sunan bir uygulama aracılığıyla görüntülenebiliyor. Başta çok da tutmayacak gibi bir proje gibi görünen akıllı yüzükler, Fin şirketin girişimiyle tüm dünyayı etkisi altına aldı.
Oura’nın başarısı yalnızca satış rakamlarıyla sınırlı değil. Şirket, ünlü isimlerin de tercihi haline gelerek popülerliğini artırıyor. Prince Harry, Jennifer Aniston ve Gwyneth Paltrow gibi isimler Oura’yı tercih ederken, Pentagon’un askerler için 96 milyon dolarlık bir sipariş vermesi de yüzüğün dikkat çekici bir başka başarısı olarak öne çıkıyor.
Teknoloji devi Google, tekelleşme ve antitröst davalarıyla cebelleşirken, sorunun çözümü için bir öneri ortaya attı.
Oura, yalnızca yüzük satışıyla yetinmeyip, yapay zeka destekli yeni özellikler geliştirme planları yapıyor.
Şirket, Fidelity Management liderliğinde tamamlanan ve Dexcom gibi büyük yatırımcıların katılım gösterdiği 200 milyon dolarlık yeni bir finansman turuyla toplam değerini 5.2 milyar dolara çıkardı. CEO Tom Hale, “Sağlığı günlük bir alışkanlık haline getirme misyonumuzu ilerletmek için büyük adımlar atıyoruz ve bu fonla yeni fırsatların kapısını açacağız,” diyerek gelecekteki hedeflerini vurguladı.
Siz Oura’nın bu başarısı hakkında ne düşünüyorsunuz? Samsung Galaxy Ring bu liderliği sarsabilir mi? Görüşlerinizi yorumlarda paylaşmayı unutmayın!
Telefon bağımlılığı (nomofobi), akıllı telefonunuzu kontrolsüz, istemsiz ve aşırı kullanmanız şeklinde tanımlanıyor. Gitgide daha fazla kişiyi etkileyen bu durum, insanların fiziksel ve ruhsal sağlığı olumsuz etkiliyor. Bir düşünün; sosyal medya, internet, iş takibi derken farkında olmadan saatlerimizi telefonlarımıza bakarak geçiriyoruz. Peki telefon bağımlılığından kurtulmanın yöntemleri neler? Gelin birlikte inceleyelim.
Telefon bağımlılığından kurtulmanın yolları
Akıllı telefon bağımlılığından kurtulmadan önce, bu teknolojileri neden kullandığınızın farkında olmalısınız. Telefonunuzu gün içinde hangi amaçlarla kullanıyorsunuz ve bunların kaçı ‘gerçekten’ gerekli? Teknoloji bağımlılığınızdan kurtulmak için önce bu sorunun yanıtını bulmalısınız.
Aslında çoğu kişiye tam olarak akıllı telefon bağımlısı diyemeyiz çünkü bu cihazları bir amaç için kullanıyoruz. Kimimiz oyun oynamak, kimimiz iletişim kurmak kimimiz ise sosyal medyada gezinmek için telefonuna yöneliyor. Uygulamaların bildirim yağmurları da bu cihazlarda geçirdiğimiz saatleri artırıyor. Dolayısıyla, bağımlılığınızın fişini çekmek için, ilk olarak telefonunuzu kullanmanıza neden olan şeyleri sınırlamalısınız.
Telefon bağımlılığında ekran süresi oldukça önemli bir göstergedir. Bu, bir gün içinde telefonunuz veya bilgisayarınıza bakarak geçirdiğiniz süreyi ifade eder. Günümüzde birçok akıllı cihaz, bu süreyi arka planda otomatik olarak hesaplar.
Dolayısıyla, haftalık veya günlük ekran sürenize telefonunuzun ayarlarından erişebilirsiniz. Son yıllarda piyasaya sürülen cihazlarda ekran sürenizi sınırlamanızı sağlayan özellikler de mevcut. Eğer bu özellikler bulunmuyorsa, Google Play Store veya AppStore’daki uygulamaları kullanabilirsiniz.
Ekran sürenizin detaylarında en çok vakit geçirdiğiniz uygulamaları görmeniz de mümkün. Örneğin, Instagram’da saatlerce kaydırdığınızı veya belirli bir oyunda gününüzü geçirdiğinizi fark edebilirsiniz. Ardından, telefonunuzun ayarlarını kullanıp, uygulamalar için zamanlayıcı kurabilirsiniz. Böylece günlük kullanım limitinizi aştığınızda bir uyarı bildirimi alabilirsiniz.
Ekran sürenizi ve uygulama kullanımınızı sınırladığınızda, bağımlılığınızdan kurtulmanıza yolunda önemli bir adım atmış olacaksınız. Ancak yazımızdaki diğer yöntemler de bu süreçte size yardımcı olacak. O yöntemleri de uygulayarak, bağımlılıktan kurtulma yolunda daha iyi sonuçlar alabilirsiniz. Hazırsanız, ikinci yöntemimize geçebiliriz.
Telefon bildirimlerinizi yönetin
Telefon bağımlılığınızdan kurtulma yolundaki ikinci yöntem, gün içinde belki yüzlerce kez aldığınız bildirimleri yönetmeniz. Bildirim yönetimi için telefonunuzun sunduğu bir dizi özellik mevcut. Örneğin ayarlardan, daha az kullanmak istediğiniz uygulamaların bildirimlerini kapatabilirsiniz. Ya da ‘rahatsız etme modu’ ile dilediğiniz süre boyunca bildirimlerden uzaklaşabilirsiniz.
Gün içinde daha az bildirim alarak, telefonunuzu daha az hatırlamanız ve kullanmanız anlamına gelir. Bu yöntemle, bağımlılığınızı yenmenizin önündeki en büyük engeli sınırlayabilirsiniz. Aynı zamanda, sadece önemli bildirimleri alarak, daha verimli bir kullanıcı deneyimi edinmeniz de mümkün.
Gece telefonunuzu kullanmaktan kaçının
Gece yatmadan önce telefonunuzda vakit geçirmeniz, telefon bağımlılığınızı pekiştirmenin yanı sıra uyku kaliteniz için de sorun teşkil eder. Özellikle ‘göz konforu modu’ açık olmadığında, telefonunuzun yaydığı beyaz ışık, beyniniz tarafından gün ışığı gibi algılanabilir. Dolayısıyla, beyninizin saatin erken olduğunu varsayması mümkün. Bu, uyku hormonunun üretimini azalmasına neden olarak, uyku kalitenizi olumsuz etkileme riski taşır.
Gece yatmadan önce telefonunuzu şarja takıp, kendinizi kullanmamak için şartlayabilirsiniz. Eğer telefondan uzak kalmaktan kendinizi alıkoyamıyorsanız, cihazınızı farklı bir odada şarjda bırakmayı da deneyebilirsiniz.
Alternatif aktivitelere yönelin
Bildirimlerinizi ayarladınız, ekran sürenizi sınırladınız ve gece telefonunuzu kullanmıyorsunuz. Bunlara rağmen, telefon kullanımınızı azaltamıyorsanız, sizin için ek bir yöntemimiz daha var. Sevdiğiniz alternatif aktivitelere yönelebilirsiniz.
Hangi aktiviteye yöneleceğinize karar veremiyorsanız, kendinize “Ne yapmak beni mutlu ediyor?” sorusunu sormalısınız. Bu, ilgi duyduğunuz aktiviteleri keşfetmenize yardımcı olabilir. Kitap okumak, dans etmek ve gitar çalmak gibi sayısız seçenek var. Hobilerinize yönelerek, telefon ve internet kullanımının olumsuz etkilerini azaltabilirsiniz.
Biliyoruz; telefon, sosyal medya ve internet bağımlılığından kurtulmanız için zaman ve çaba gerekecek. Ancak, doğru yöntemleri uygulayarak, teknoloji kullanımınızda daha mutlu ve üretken bir rutine kavuşmanız bu çabaya değer. Bugün, küçük bir değişiklikle başlayarak, hayatınızdaki büyük gelişmelere bir adım yaklaşabilirsiniz.
Honor, ürün yelpazesini genişletmeye devam ediyor. Çinli üretici bu kapsamda geçtiğimiz günlerde teknik özellikleriyle ve fiyatıyla dikkatleri üzerine çeken Honor Pad V9 modelini tanıttı. Gelen son bilgilerse tabletin çok yakında globaldeki kullanıcılarla buluşacağı yönünde.
Honor Pad V9 global için geri sayıma geçti
Honor Pad V9, ROL-W00 model numarasıyla TDRA veri tabanında göründü. Liste, tabletin tanıtım tarihiyle ilgili herhangi bir detayı sağlamasa da, kullanıcıların çok fazla beklemek zorunda kalmayacağına işaret ediyor.
Honor Pad V9’da 11.5 inç, 2.8K çözünürlük ve 144 Hz yenileme hızı sunan IMAX Enhanced özellikli bir ekran karşımıza çıkıyor. Ayrıca, MediaTek Dimensity 8350 Extreme Edition işlemcisinden güç aldığını söylemek mümkün.
Honor, kısa süre önce teknik özellikleriyle dikkatleri çekecek Pad V9 modelini kullanıcıların beğenisine sundu.
8/12 GB RAM ve 128/256/512 GB dahili depolama opsiyonlarıyla raflardaki yerini alan ürünün arka panelinde 13 Megapiksel ve önünde ise 8 Megapiksellik bir selfie kamerası mevcut. Aynı zamanda, 66W hızlarında şarj olabilen 10.100 mAh kapasiteli bir bataryadan beslendiğini belirtelim.
İşte Honor Pad V9 modelinin fiyat ve teknik detayları;
Özellik
Detaylar
Boyutlar ve Ağırlık
6.1 mm incelik, 475 gram ağırlık
Malzeme ve Sertifikasyon
Premium metal gövde, SGS Altın Beş Yıldız sertifikası
Uyku kalitesi nedeniyle her sabah yorgun uyanmaktan sıkıldınız mı? Daha kaliteli bir uyku için türlü yollar deniyor ama bir türlü istediğiniz sonucu alamıyor musunuz? Geceleri telefon ekranında kayboluyor, oyunlara dalıyor ya da sosyal medyada saatlerinizi harcıyorsanız, uyku düzeniniz bozulmuş olması mümkün. Ancak endişelenmenize gerek yok çünkü birkaç basit yöntemle bu döngüyü kırmak mümkün. Nasıl mı? Gelin inceleyelim.
Yüksek uyku kalitesi için 5 etkili yöntem
Uyku sadece dinlendiğiniz değil, aynı zamanda vücudunuz ve zihninizin şarj olduğu bir süreçtir. Daha enerjik bir sabaha uyanıp, gününüzü daha verimli geçirmek için uyku kalitenize özen göstermeniz gerekir. Peki, nereden başlamalı? Sizin için araştırdık ve bilimsel olarak kanıtlı 5 etkili yöntemi listeledik. Haydi başlayalım.
Geceleri telefon, tablet ve bilgisayara bakmaktan kaçının
Hepimiz biliyoruz ki yatmadan önce telefon ekranına bakmak alışkanlık haline geldi. Ama ekranlardan gelen mavi ışık, beyninizin uykuya geçmesini sağlayan melatonin hormonunun üretimini baltalıyor. Yani, ekrana ne kadar çok bakarsanız, uykuya dalmanız o kadar zorlaşıyor.
Android ve iOS için en iyi alarm uygulamaları nelerdir? Kişiselleştirilmiş deneyim vadeden uygulamalar, yapay zekadan yardım alıyor.
“Zorlaşıyor da uyku kalitesi için ne yapmamız lazım?” dediğinizi duyar gibiyiz. İlk olarak telefonunuzu yatağınızdan yatmadan en az 1 saat önce uzak bir yere koymayı deneyebilirsiniz. Böylece, eliniz otomatik olarak telefonunuza uzanmaz. Eğer “Olmaz, bakmam lazım” diyorsanız, telefonunuzu karanlık modu veya mavi ışık filtresi ile kullanmayı ihmal etmeyin. Böylece, uykunuz üzerindeki olumsuz etkilerini azaltabilirsiniz.
Odanın aşırı sıcak veya soğuk olmamasına dikkat edin
Hiç uyandığınızda odanızın havasından dolayı huzursuz olduğunuzu fark ettiniz mi? Yüksek uyku kalitesi için ideal sıcaklık ne çok sıcak ne de çok soğuk olmalı. Aşırı sıcak bir oda, sizi bunaltır; soğuk bir oda ise gece boyunca uykunuzun bölünmesine hatta tuhaf rüyalar görebilmenize neden olur. Bu arada evet, geceleri üşümeniz, rüya görme ihtimalinizi artırır.
Doğal gaz da klima da pahalı, biliyoruz. Ancak odanızın sıcaklığını daha ucuza ayarlamanızı sağlayan bazı yollar var. Örneğin, yazın yatmadan önce odanızı havalandırmayı, kışın ise ağır ve kalın bir yorganı üzerinize alabilirsiniz.
Rahat ve terletmeyecek kıyafetler tercih edin
Uyku sırasında üzerinizdeki kıyafetlerin rahatsızlığı, uykunuzun bölünmesinin en yaygın nedenlerinden biridir. Sentetik kumaşlar veya çok sıkı kıyafetler, hem terlemenize hem de huzursuz hissetmenize neden olur, böylece uyku kalitesi azalır.
Bu ihtimali ortadan kaldırmak için pamuklu pijamalar tercih etmeyi deneyebilirsiniz. Bu pijamalar, yumuşak dokusuyla sizi rahat ettirirken, cildinizin gece boyu nefes almasını da sağlar. Pamuklu pijamalara ek olarak, giydiğiniz kıyafetlerin çok bol ya da sıkı olmamasına da dikkat etmelisiniz.
Her gün aynı saatte uyumaya özen gösterin
Gece geç yatıp sabah erken kalkmaya çalıştığınızda, hem vücudunuzu hem de zihninizi yorarsınız. Biyolojik saatiniz, en iyi, üzenli bir uyuma ve uyanma rutiniyle çalışır. Yani, her gün farklı saatlerde yatarsanız, beyniniz ne zaman uyuyacağını şaşırır, böylece uyku kalitesi azalır. Biyolojik saatinizin bozulması ciddi uyku problemlerine bile neden olabilir.
Sağlığınıza yönelik bu riski ortadan kaldırmak için kendinize bir uyku saati belirlemeli ve buna hafta sonu bile sadık kalmalısınız. Eğer belirlediğiniz saatte bir türlü uykunuz gelmiyorsa, yatmadan önce kendinize bir rahatlama rutini oluşturmayı deneyebilirsiniz. Kitap okumak, ılık bir duş almak veya hafif bir müzik dinlemek yardımcı olabilir. Son olarak, rutininizi unutmamanız için uyuma saatinizi hatırlatacak bir alarm da kurabilirsiniz.
Bu arada az kalsın söylemeyi unutuyorduk, uyku için belirleyeceğiniz saatin gece 12’yi geçmemesine dikkat etmelisiniz. Çünkü biyolojik saatimiz, gece 2 veya 3’te uyanık kaldığımızda değil, 9-10 gibi uyuduğumuzda en iyi performansını sergiliyor.
Akşam saatlerinde çay ve kahve tüketmemeye çalışın
Kafein, sizi uyanık tutmak için birebir, zaten bu yüzden her sabah içiyoruz. Ama iş uykuya gelince, bir baş belasından pek de bir farkı yok. Akşam saatlerinde içtiğiniz bir bardak kahve veya çay, beyninizin uyku saatinde de aktif kalmasına neden olarak uykuya dalışınızı zorlaştırabilir.
Bu potansiyel uyku düşmanını yatağınızdan uzak tutmak için, akşam 5’ten sonra kahve ve çaydan uzak durmalısınız. Ayrıca, gün içinde çok fazla kahve tüketmemeye de özen göstermelisiniz. Akşamları canınız sürekli bir şey içmek istiyorsa, papatya çayı, sıcak süt ve melisa çayı gibi rahatlatıcı içecekleri tüketebilirsiniz.
Sizin yüksek uyku kalitesi sağladığını düşündüğünüz bir rutininiz var mı? Yorumlarda paylaşın.
İlk olarak FPS türünde bir yapım olmasıyla, daha sonra da çok da deneyimli olmayan MachineGames isimli bir yapımcının elinden çıkmasıyla çok düşük beklentilerle gelen Indiana Jones and the Great Circle, 2024 yılını en sürpriz ve en keyifli yapımlarından biri olmayı başarmıştı. Birçok mecradan oldukça iyi yorumlar alan yapım, yapımcı için de moral olmuş durumda… İşte detaylar!
Indiana Jones yapımcısının yeni oyunu LinkedIN’de…
Bu projelerin ne olduğu henüz açıklanmasa da, stüdyonun geçmişteki Wolfenstein serisi deneyimi göz önüne alındığında, bu oyunlardan birinin Wolfenstein 2: The New Colossus’a doğrudan bir devam oyunu olması ihtimali var. Özellikle yan hikaye olarak sunulan Wolfenstein: Young Blood’un ikinci oyundan 20 yıl sonrasında geçmesi de serinin üçüncü oyununun B.J. Blazkowicz ve ikiz kızları Jessie ile Zofia’nın hikayesine odaklanabileceğini düşündürüyor.
Indiana Jones and the Great Circle her ne kadar eleştirmenlerden olumlu notlar alsa da, oyuncu sayıları açısından MachineGames’in önceki yapımlarının gerisinde kaldı. Steam verilerine göre, oyunun eş zamanlı oyuncu sayısı en yüksek noktada 8.148’e ulaştı.
OnePlus Ace 5 (PKG110) ve Ace 5 Pro (PKR110) modelleri TENAA veri tabanında ortaya çıktı. Peki, modeller neler sunacak?
Bunun başlıca nedenlerinden biri olarak oyunun minimum sistem gereksinimlerinin yüksek olması ve zorunlu ışın izleme kullanımı gösteriliyor. Ayrıca oyunun Game Pass platformunda ilk günden itibaren sunulması, oyuncu sayısını Steam üzerinde etkileyen faktörlerden biri olmuş gibi…
MachineGames’in yeni projeleri ve serinin geleceği hakkındaki düşünceleriniz neler? Sizce stüdyo, Wolfenstein serisine geri dönecek mi, yoksa bambaşka bir yapımla mı karşımıza çıkacak? Görüşlerinizi yorumlarda paylaşmayı unutmayın!
