SIM Kilidini Kırdı Cezayı Yedi

Avrupa’daki GSM operatörleri, kullanıcılara epey uygun fiyata cep telefonu veriyor. Ayda 1 euro’luk sözleşme ile birçok cep telefonuna sahip olmak mümkün. GSM operatörleri bunu yaparken telefonlara SIM kilidi koyuyor. Bu sayede de müşteriyi 2 yıllığına bağlamış oluyorlar.

RIM ve Microsoft, Google’a Karşı!

Bazı uyanıklar ise, çok uygun fiyatlı cep telefonlarını alıp bunları satıyor. SIM kilidi kırılmış bir cep telefonu, özellikle Avrupa Birliği’nde olmayan ülkelerde bir hayli rağbet görüyor.

Almanya’da yaşayan 35 yaşında bir erkek SIM kilidini kırdığı için mahkeme karşısına çıkarıldı. Suçlu bulunan bu kişi 7 aylık bir cezaya mahkum oldu.  

SIM-Unlock işlemi için birçok yöntem mevcut. Yazılımla kırılmayan bir telefon, donanım yardımıyla kırılabiliyor

Bu kişinin mahkum olmasının en büyük nedeni, cep telefonu üzerinde bulunan sabit verileri değiştirmesi ve bu sayede de ileride olabilecek kanıtlarla oynamış olması. 9 aylık hüküm istemiyle yargılanan kişi, avukatın itirazı üzerinde 7 aylık bir cezaya çarptırıldı.

Bahsi geçen kişinin bu kadar yüksek bir ceza almasının diğer bir nedeni de, 2005-2010 yılları arasında yüzlerce telefonun SIM kilidini kırmış olması…

:: Bu dava Türkiye’ye örnek olmalı mı?

Facebook, Kullanıcılarına Para Ödüyor

İnternet sektöründeki her beğenilen fikri Facebook kendi bünyesine davet etmeye devam ediyor. Groupon‘u bile kendi içeriğine ekleyen ünlü sosyal ağ sitesi şimdi ise tıkla kazan reklamcılığına el attı. 500 milyon üyesiyle dünyanın en avantajlı reklam platformu haline gelen Facebook, bundan sonra reklamları tıklayan üyelerine para da verecek.

Tıklama başına 10 Cent olarak açıklanan bu ücretli uygulama şimdilik sadece Amerika‘da yürürlüğe girmiş durumda. Ancak önümüzdeki günlerde, Facebook tüm dünyada para dağıtacak. Peki, Facebook‘un sisteminin mevcut diğer platformlardan en önemlisi Google’ın uyguladığı yöntemden farkı nedir?

Facebook’un Farkı Ne Olacak?

Buradaki fark, kullanıcıların o parayı asla nakit olarak ellerine alamamasında yaşanacak. Facebook’un tıkla kazan sisteminde, biriken paralar kullanıcılara Facebook Credits ya da sitenin yeni Groupon hizmeti olan Offers üzerinden ödenecek.

Elinize nakit geçmeyecek ancak Facebook‘un sunduğu hizmetler içerisinden istediğiniz her şeyi satın alabileceksiniz. Facebook Offers’ın kafelerden, alışveriş merkezlerine kadar geniş bir satış ağı olduğu düşünülürse yeni sistem oldukça ilgi çekeceğe benziyor.

:: Bu reklam şekli Türkiye’de olsa sizde kullanır mıydınız?

İşte Assassin’s Creed’in Osmanlısı

Facebook‘ta yayınlanan video ile resmiyet kazanan Assassin’s Creed: Revelations, tüm ihtişamı ile bu Kasım ayında X360, PS3 ve PC platformları için multiplayer modlar ile birlikte raflarda olacak. Ubisoft bu sefer oyunculara iki büyük sürpriz yapacak.

Hem Altair Hem Ezio


Oyunun sonunda Game Informer dergisinin özel içeriği olan kapak ortaya çıktı

İlk sürpriz Assassin’s Creed serisinin esas karakteri olan Altair’in geri dönüşü. Oyunun bir kısmında Bizans ile savaşan Altair’i yönetirken diğer kısmında ise Ezio Auditore Da Firenze karakterini kontrol edeceğiz.

{pagebreak::Hangi Tarihte geçecek?}

Hangi Tarihte geçecek?

İkinci oyunun ardından Brotherhood’ta gençlik halinden çıkmaya başlayan Ezio, yeni oyunda yaşlanmış diyebiliriz. GameInformer‘ın yayınladığı görüntüde Ezio karakterini İstanbul’da görme şansı yakalıyoruz.

Ortaya çıkan bir başka görüntüde, Ezio’nun arkasında İstanbul manzarası varken bir yere tırmanıyor oluşu. Daha önce Ubisoft yetkilileri Fatih Sultan Mehmet’i işaret eden bazı şifreler yayınlamıştı.

Şimdi ortaya çıkan ilk görüntüde, arka planda Süleymaniye Camii olduğu görülüyor. Bu da Assassin’s Creed: Revelations‘ın Kanuni döneminde geçtiğini işaret ediyor.

İmparatorluğun en güçlü olduğu bu dönemde, tarikatların çekişmesi de hat safhaya ulaşmıştı. Assassin’s Creed oyunları işledikleri şehrin kültürel ve mimari yapısını en uygun şekilde dijitalleştirerek insanların yeni kültürleri keşfetmesini sağlıyordu.

Daha önce Roma, Kudüs, Venedik gibi şehirlerin mimarisini oyunculara öğreten AC serisi şimdi ise Mimar Sinan ekolünü dijital dünyada tanıtacak.

:: Sizce Assassin’s Creed: Revelations Osmanlı’nın ihtişamını yeterince yansıtabilecek mi?

Hangi E-posta Önemli? Hangisi Önemsiz?

Günümüzde artık çoğu iş yerinde insanlar bilgisayar başında çalışıyor. Bilgisayar başında çalışanların hem şirket içi, hem de şirket dışı iletişiminin bir numaralı yolu ise e-postalar.

E-posta ile Yazıcıdan Nasıl Çıktı Alınır?


Bazen bu e-postaların sayısı o kadar çok artıyor ki bunları okumak büyük bir vakit alabiliyor. Elbette bu e-postaların tamamının işle ilgili olduğunu ya da önemli konularda olduğunu söylemek zor.

Şirket içindeki arkadaşlarınızın gönderdiği fıkralar, resimler ya da buna benzer şeyler, içinde sadece “Teşekkür ederim” yazan iletiler ve daha birçok e-posta sizin iş yerinizdeki değerli vaktinizi çalıyor.

Xerox bu duruma bir çözüm olarak geliştirdiği Business of Your Brain adlı yeni bir MS Outlook eklentisini kullanıma sundu.

#video_126#

Önemli ve Önemsizlere Filtre

Bu eklenti, gelen ve giden e-postalarınızı inceleyerek, hangilerinin gerçekten önemli olduğunu belirleyip ona göre bir filtreleme yapıyor.

Örneğin, gönderilen e-postalarda çok fazla ünlem işareti varsa, belli kelime grupları çok fazla geçiyorsa, çok uzunsa ya da sadece bir iki kelimeden oluşuyorsa bunlar daha az önemli kategorisine alınıyor.

Yine buna benzer bir filtreleme yapılarak hangi e-postaların önemli ve acil olduğu belirleniyor. Ayrıca toplantı saatleri, toplantıya kimlerin katılacağı ve ne kadar zaman kaldığı da eklentinin sunduğu hizmetler arasında.

Xerox Business of Your Brain eklentinisini buradan indirebilirsiniz.

:: E-posta okumak günde ne kadar vaktinizi alıyor?

Rage Böyle Oynanıyor

16 Eylül 2011’de Avrupa’da PC, PS3 ve X360 için satışa sunulacak olan Rage‘in The Shrouded adlı yeni oynanış videosu yayınlandı. Oyun içi enstantanelere yer verilen trailer’da, id Tech 5 motorunun yetenekleri gözler önüne serilmiş. Rage satışa sunulduğunda, en iyi grafikli oyun unvanını elde edebilir.

Rage’in Oynanış Videosu

#video_125#

:: Sizce Rage, Doom ve Quake gibi efsane bir oyun olabilecek mi?

Google Maps Şirketlerin İçini Gösterecek

Özel hayatı olan saygısızlığıyla tepki çekse de Google internet teknolojilerine yön verecek projeleri gerçeği dönüştürmeye devam ediyor. Google Maps kullanırken, işaretlediğiniz işletmelerin içerisini görmek ister miydiniz?

Sistem Nasıl Çalışıyor?

#video_124#

Firmanın yeni sisteminde dileyen şirketler kurumlarını tanıtmak için, Google ile anlaşmaya varabilecek. Kullanıcılar Google Maps üzerinde dolaşırken, isterlerse yeni açılan restoranları ya da mekanları detaylı şekilde görebilecekler.

Yeni sistem önümüzdeki günlerde devreye girecek. Yayınlanan reklam filmiyle yeni sistem hakkında bir fikre varabilirsiniz.

:: Sizce bu sistem faydalı olacak mı?

FIFA 12 & Battlefield 3, Eurogamer Expo’da!

VG247 sitesinin yapmış olduğu habere göre, başarılı futbol oyunlarından olan FIFA serisi, en yeni üyesi ile Eurogamer Expo’da oynanabilir olup, çok büyük ayrıntıları ile oyun dünyasını uzun bir süre meşgul edecek.

Battlefield 3, bekleneni verebilecek mi?

EA Games, Eurogamer Expo’da sadece FIFA 12’yi değil Battlefield 3’ü de oynanabilir şekliyle yayınlayacak. Böyle iki dev oyunun aynı fuar içerisinde yer alması, hem EA Games hem de katılımcılar için unutulmaz bir şey olacak gibi.

Oyunun Kalbi Burada Atacak!

Eurogamer Expo 2011, 22-25 Eylül tarihleri arasında, Earlys Court’ta düzenlenecek. Ayrıca 30.000’in üzerinde oyuncunun fuara gelmesi bekleniyor.

:: İki oyun da aynı güç çıkacak olsaydı, ilk hangisini alırdınız?

Turkcell Dergilik Ne Kadar Başarılı?

iPad ve Samsung Galaxy Tab gibi tablet bilgisayarlar, tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de giderek popülerliğini artırıyor. Bu cihazları daha çekici kılan şey ise, yükleyebileceğiniz uygulamalar.

Oyundan iş dünyasına kadar sayısız uygulama seçeneği bulunan bu cihazlar arasında modası hızla yükselenler arasında iPad bulunuyor. Turkcell, bu modadan uzak kalmak istememiş olacak ki; Turkcell Dergilik uygulaması ile iPad kullanıcılarının karşısına çıkıyor.

Uygulamayı kısaca özetleyecek olursa, popüler dergilerin son sayılarını bu uygulama içerisinden kolayca indirebiliyorsunuz ve internete bağlı olmasanız da okuyabiliyorsunuz. Tabii ki iPad‘in sunduğu avantajları sonuna kadar kullanarak.

Sizi Böyle Karşılıyor

Uygulamanın kendisi ve içindeki ilk sayılar şu anda ücretsiz. Anladığımız kadarıyla kısa zaman içerisinde bazı dergiler ücretli olacak. Fiyat ve isim konusunda henüz bir bilgi bulunmuyor.

Yayınlanan dergiler arasında; Turkcell’in demo dergisi olan Dergi Plus, Tempo, All, All forkids, All Decor, Digital Age, Chip, Tempo ve Atlas Foto bulunuyor.

Dergi sayısı başlangıç için biraz az olsa da sanıyoruz yapılacak anlaşmalarla ilerleyen zamanlarda daha fazla çeşit görebileceğiz.

{pagebreak::İndirirken}

Dergileri İndirirken

Dergileri indirmek istediğinizde, dergi kapağının hemen altında bulunan “Ücretsiz İndirin” butonuna tıklamanız yeterli. İndirme işlemi, 8 Megabit’e kadar internet hızına sahip olan evdeki internetimle yaklaşık 5 dakika sürüyor.

Bir dergi indirirken diğerlerini de sıraya ekleyemiyorsunuz. Bu işlemi el ile yapmanız gerekiyor. Dergi boyutları yaklaşık 100 MB civarında. O nedenle yer sıkıntısı da yaşamıyorsunuz.

Kalite Sorunu Var!

Turkcell Dergilik içerisinde indirdiğim bazı dergilerde ciddi anlamda görüntü kalitesi sorunuyla karşılaştım. Bir dergi sayfasını okumak istediğinizde sayfayı büyütmek zorunda kalıyorsunuz.

Büyütmek için iki kere tıkladığınızda bu sefer de JPG görüntülerin büyütülmesinden kaynaklanan bir bozulma sizi karşılıyor ve yazılar daha da okunmaz hale geliyor.

Ödev vermek gibi olmasın ama burada hem Turkcell hem de dergilerini bu platformda yayınlatmak isteyen markalara iş düşüyor. Turkcell, bu dergi sayfalarını JPG olarak iPad kullanıcısına sunuyor. Burada görüntü biçimi olarak JPG yerine PNG kullanılabilir ve biraz daha kalite yüksek tutulabilir. Daha az yer kaplasın diye dergiyi çamur gibi göstermek fikrini pek tutmadım açıkçası.

Gelelim yayıncılara. Onlar da bayilerde sattıkları dergileri tarayarak ve dijital hallerini yeniden boyutlandırıp bu platforma sürerek devam etmemeliler. iPad‘in kendi ekran çözünürlüğüne uygun olarak bazı tasarım değişikliklerinden geçirerek yayınlar elde etmeliler. Külfet gibi görünse de, yayıncılığın geleceği bu ekranlarda olacağı için bunu mutlaka yapmak zorundalar.

{pagebreak::En İyi Dergi}

En İyi Örnek; Dergi Plus

Bu ekranda neler yapılabileceğini Turkcell‘in kendi demo dergisi olan Dergi Plus çok iyi yapmış. Sayfaları 3 boyutlu olarak vermekten tutun da müzik listesi ve video eklemek, fotoğraf galerileriyle desteklemek, hareketli reklamlarla ürünleri ve servisleri kullanıcılara eğlenceli bir şekilde tanıtmak gibi.

Özetle

Turkcell Dergilik uygulaması, yayınları bu platforma taşıyarak alkışı hak ediyor. Ancak dergilerin kalitesiz görüntüsü, dergi türlerinin azlığı, indirme işlemlerinde yaşanan sıkıntılar, etkileşimli sayfaların çok az olması gibi nedenlerle de bizden eksi puan alıyor.

Yeni sayıları heyecanla bekliyor olacağız.

Bu arada aynı uygulamanın bir benzeri, rakip şirket Vodafone tarafından da yapıldı. vRead adı verilen uygulamayı da şu anda işkence testine tutuyoruz. Sonuçları, kısa zamanda sizlerle de paylaşacağız.

Turkcell Dergilik uygulamasından dergi okumak ister miydiniz?

101 Milyon Akıllı Telefon Satıldı

2011 yılı mobil dünya adına birçok önemli olaya tanıklık ediyor. Daha güçlü donanıma sahip akıllı telefonlar bekliyorduk elbette ancak çift çekirdekli işlemciye sahip akıllı telefonların böylesine hızlı bir yükseliş yaşayacağı pek de beklenen bir gelişme değildi. Şu an pazara baktığımızda tüm markaların üst düzey cihazlarının çift çekirdekli işlemcilere sahip olduğunu görüyoruz.

2011 yılının ilk çeyreğine damga vuran olaylardan biri de tabletlerin müthiş bir tabana yayılması oldu. iPad ile başlayan tablet dalgası tüm teknoloji firmalarını harekete geçirdi. Sadece akıllı telefon üreticileri değil, bilgisayar üreticileri de kendi markalarını taşıyan tabletleri sırasıyla duyurdu. Tüm bu sonuçlara baktığımızda gelişmelerin mobil işletim sistemleri lehine bir ilerleme kaydettiğini görüyoruz.

Elbette ki tabletler böylesine yaygınlaşırken akıllı telefon satışları da gerilemiyor. Canalys isimli araştırma şirketinin 2011’in ilk çeyreği için yayınladığı araştırma sonuçlarına göre bu dönem içersinde tam 101 Milyon adet akıllı telefon satışı gerçekleşmiş. Bu rakam 2010 yılı ile kıyaslandığında %83’lük bir artışa tekabül ediyor ki bu da pazarın inanılmaz boyutlarda genişlediğinin açık bir göstergesi. 2010 yılında ilk üç aylık dönemde satılan akıllı telefon sayısı 55.2 Milyon olarak gerçekleşmişti.

İşletim sistemlerinin payına baktığımızda da şaşırtıcı rakamlara rastlanmıyor. Emektar mobil işletim sistemi Symbian ile Nokia, 24.2 Milyon adetlik bir satış rakamına ulaşmayı başarmış. Google’ın 2.5 yaşındaki mobil işletim sistemi Android ise 35.7 Milyon adetlik satış rakamı ile %35’lik bir pay elde etmiş.

:: Sizce akıllı telefon satışlarında öncelikli olarak belirleyici olan hangisi? Donanım mı? İşletim sistemi mi?

Sinema ve TV Dünyasının Ünlü Otomobilleri

Otomobillerin kamera önünde, beyaz perde ve televizyon dünyasındaki insanlardan daha çok öne çıktıkları işler oldu. Knight Rider’dan Back to the Future’a, Love Bug’dan Christine’e kadar birçok film ve dizide, ön plandaki aktörler otomobillerdi. Sizler için sinema ve TV dünyasının en ünlü otomobillerini derledik. Bu galerimize mutlaka göz atın.

1968 Love Bug (Herbie)

1968 yapımı olan Love Bug, duyguları olan Herbie adlı otomobil ile üçüncü sınıf ralli pilotunun dostluğunu anlatan bir yarış filmi. Bir tesadüf sonucu yolları kesişen ikili, katıldıkları yarışlarda, kendilerinden çok daha güçlü otomobilleri ve pilotları geride bırakıyor…  

Herbie’nin zaferlerle dolu eğlenceli serüvenini mutlaka izlemelisiniz. Zira bu film, ardından gelen 4 tane filme yol açtı…

{pagebreak::1979 Mad Max}

1979 Mad Max

Sinema tarihinin unutulmaz yapıtlarından Mad Max filminden hiçbir sahneyi hatırlamasanız da, o simsiyah otomobili unutamazsınız. Döneminin en çarpıcı ve şüphesiz en yakışıklı delikanlısı, Mel Gibson değildi, bu otomobildi.

{pagebreak::1982 Knight Rider (K.I.T.T.)}

1982 Knight Rider (K.I.T.T.)

Bugün sokakta David Hasselhoff tanınıyorsa, sebebi olan dizi Knight Rider‘dır. Tabii ki bu diziyi diğerlerinden özel bir yere götüren de, resimde gördüğünüz K.I.T.T. (Knight Industries Two Thousand) adlı otomobildir. Zira K.I.T.T. (Ponthiac Trans-Am) düşünen, konuşan, uzun sıçrayışlar yapabilen (Turbo Boost!), kurşun geçirmeyen, hemen hemen hiç hasar görmeyen ve asla kirlenmeyen bir otomobildi… Daha ne olsun?

{pagebreak::1982 Knight Rider (K.A.R.R.)}

1982 Knight Rider (K.A.R.R.)

İlk defa Knight Rider dizisinin 8. bölümünde (bir dahaki çıkışı 3. sezonda) ortaya çıkan K.A.R.R. (Knight Automated Roving Robot) için K.I.T.T.’in şeytani ikizi diyebiliriz.

Hikayeye göre K.A.R.R., K.I.T.T.’ten önce yapılıyor ve ondan farklı olarak, özgür hareket edebilen bir robot gibi programlanıyor. Dolayısıyla hiçbir insana bağlı kalmadan, varlığını sürdürebiliyor. Yani K.A.R.R., kimseye ait olmadan kendi kendini kontrol ediyor…

K.A.R.R.’da yaptıkları hatayı tekrarlamak istemeyen Knight Endüstri şirketi, bunun üzerine K.I.T.T.’i geliştiriyor ve onu, insanlara yardım etmek amacıyla programlıyor. Kendinden sonra K.I.T.T.’in geliştirildiğini öğrenen K.A.R.R., halefini yok ederek Knight Endüstrisi’nden intikam almaya çalışıyor…

{pagebreak::1983 Christine (Christine)}

1983 Christine (Christine)

Stephen King‘in en çok satan romanlarından biri olan Christine, bir korku filmi ustası olan John Carpenter imzasıyla beyaz perdeye taşınmıştı. Filmde, 1958 model bir Plymouth Fury‘nin yarattığı dehşet anlatılıyordu…

{pagebreak::1985 Back to the Future (DeLorean)}

1985 Back to the Future (DeLorean)

Hiç şüphesiz sinema tarihinin en lezzetli film serilerinden biri Back to the Future’dır. Tekrar tekrar izlense bile, aynı zevki veren nadir yapımlardandır. Zamanda yolculuk teması üzerine geliştirilen yapımın başrollerinde Michael J. Fox ve Christopher Lloyd olmasına karşın, asıl kahraman zamanda yolculuk uygulamasını gerçekleştirilen DeLorean markalı otomobildir.

{pagebreak::1989 Batman (Batmobile)}

1989 Batman (Batmobile)

Sinema tarihinin en görkemli ve meşhur otomobillerinden biri şüphesiz ki Batmobile’dir. 1989 yapımı Batman filminden tanıdığımız bu tasarım, gelmiş geçmiş en iyi Batmobile gibi görünüyor!

{pagebreak::1996 Viper}

1996 Viper

Knight Rider taklidi gibi görünen Viper dizisinde, suçluları yakalamak için resimde gördüğünüz Dodge Viper kullanılıyordu. Nano teknoloji harikası olan araç, dönüşüm yaparak bir otomobilden çok askeri silah haline geliyordu… Pek başarılı bir dizi olmasa da, 3 sezon boyu devam etti.

{pagebreak::2007 Transformers (Bumblebee)}

2007 Transformers (Bumblebee)

Transformers’ın en sevdiğimiz isimlerinden Bumblebee, şüphesiz Optimus Prime ile beraber serinin en önemli kahramanlarından biri. Bumblebee, aynı zamanda bir Chevrolet Camaro’ya dönüşerek, günlük dünya hayatında kamufle oluyor.

:: Bu otomobillerden en çok beğendikleriniz hangileri?

HP ProLiant Mini Sunucular

HP‘nin PC‘den daha ucuza gelen ProLiant mini sunucuları en fazla 10 kişi çalıştıran işletmelere veri güvenliği, yedekleme, bağlanabilirlik ve düşük elektrik tüketimi gibi gelişmiş özellikler sunuyor.

Ofislerde yer işgal etmeyen HP ProLiant mini sunucuların az sayıda parça içermesi, dolayısıyla da bakım maliyetinin az, kullanım ömrünün uzun olması ve son derece sessiz çalışmasıyla (22 desibel) ilgi çekiyor.

Videoyu İzleyin

#video_5673#

HP Türkiye Endüstri Standardı Sunucu Yöneticisi Fatma Elbir ile yaptığımız özel röportajda merak edilen konuları gündeme getirdik. PC fiyatından daha ucuz bir sunucunun nasıl olduğunu merak edenler, bu videoyu izleyebilirler.

RAID Desteği de Var!

HP ProLiant mini sunuculardan yararlanan işletmeler, sunucu olarak güçlü bir kişisel bilgisayar (PC) kullanmak yerine, bu iş için özel tasarlanmış gerçek bir sunucuyu tercih ederek önemli bilgilerini depolamada RAID desteği ile ofis içinde ve dışında paylaşabiliyor.

HP ProLiant mini sunucular, PC‘den yükseltme bir sunucuda bulunmayan özel Hata Kontrol ve Hata Giderme (ECC) bellek desteği ile verilerinizi sistem hatalarına bağlı kayıplardan da koruyor. Ayrıca, verileri her gün otomatik olarak yedekleyerek kritik bilgilerin korunmasını sağlıyor.

{pagebreak::Donanım Özellikleri}

İşlemcisi AMD

150 Watt‘lık elektrik tüketimiyle ön plana çıkan ve çift çekirdekli AMD Athlon II işlemci kullanan HP ProLiant mini sunucular, 2 GB DDR3 RAM ile satılıyor. Bu miktar, 8 GB‘a kadar çıkartılabiliyor.

Ayrıca yarı boy ve yükseklikte birer adet PCIe x16 ve PCIe x1 yuvasına sahip bulunuyor. HP ProLiant sunucular, 4 dahili SATA sabit sürücüyü, RAID 0 ve 1 üzerinden bağlayabiliyor.

Cihaz satın alındığında 256 GB’lık bir disk ile geliyor. Ayrıca USB 2.0 ile harici sabit disk sürücü desteği de sağlıyor. HP ProLiant sunucuların “tak-çıkar özelliği” sabit sürücüleri ihtiyacınıza göre değiştirmenizi sağlayarak size ayrı bir esneklik kazandırıyor.

Bilinmesi Gerekenler

Sunucu üzerinde Windows Server 2008 R2 Foundation kullanmanız öneriliyor ve lisans bedeli, satış fiyatına dahil değil. İşlemciyi yenilemek istediğinizde de bu konuda maalesef bir seçeneğiniz bulunmuyor.

2 GB‘lık RAM ise performans gerektiren işlemler için yetersiz gibi görünüyor. Biraz daha yatırım yaparak bu miktarı yükseltmek sizin elinizde.

Sunucuda bulunan sabit diskin 10K dönüş hızına sahip olması, piyasada bulunan 15K değerindeki SAS disklere göre biraz aşağıda kalabilir.

PC’den daha ucuz olan bu sunucu için ne diyorsunuz?

Böyle Olur 2011 Model Conan Fragmanı

İlkel çağların yenilmez savaşçısı Conan bir kez daha beyaz perdede kan dökmeye geliyor. Bu yaz gösterime girecek olan Conan filmi yaklaşık bir yıldan beri sır gibi saklanıyordu. Yapımcıların bir iki ufak fotoğraf dışında hiç bilgi vermediği yeni Conan nihayet seyirciye kendini gösterdi.

80’lerin Ruhu 2011 İle Birleşecek mi?

#video_123#

Günümüzdeki çizgi roman filmlerinin aksine, greenbox önünde çekilmiş sahnelere meydan okuyan Conan teknolojiyi gerçek dünyayla birleştirmeye çalışıyor. Gerçekten ata binip kılıç kuşanacak olan barbar savaşçı aynı zamanda GCI teknolojisinin nimeti olan canavarlarla savaşacak.

80’li yılların gerçekçi tarzını 2011 yılı teknolojisiyle birleştiren film Conan’ın 20’li yaşlarda olduğu zamanını anlatıyor. Ülkemizde her kadar çizgi romanlarıyla tanınsada Conan karakteri, Robert E. Howard’ın kitaplarıyla 1930’lı yıllarda ortaya çıktı.

Büyük ve kılıç konseptini işleyen bu kitaplar bir dönem edebi içeriği nedeniyle Yüzüklerin Efendisi ile karşılaştırılıyordu.

:: Yeni Conan filmini beğendiniz mi? Yoksa eski filmleri tercih mi edersiniz?