Dijital varlığımızı korumak için kullandığımız şifreleri birçoğumuz isteyerek veya istemeyerek değiştirmek zorunda kalıyoruz. Yeni şifreyi kullanmaya alışana kadar hatırlayamadığımız bu şifrelerin bilimsel bir açıklaması bulunuyor. Yeni bir çalışmaya göre belirli türlerdeki bilgiler çalışma belleği/çalışan bellek olarak adlandırılan kısma girmiyor. Peki yeni şifreleri hatırlamakta neden zorlanırız?
Yeni şifreleri hatırlamakta neden zorlanırız? Beynimizin bir oyunu
E-posta parolanızı değiştirdiğinizde, muhtemelen geçici olanı, yani otomatik olarak oluşturulmuş, anlamsız sayı ve harf dizisini hatırlamazsınız. Yeni bir kalıcı parola (belki de çocukluk evcil hayvanınızın adının yeni bir versiyonu) düşünmeden önce, yalnızca oturum açarken yazmaya dikkat edin.
Kişilerin işleyen çalışma belleğine hangi bilgilerin kalıcı olarak girdiği net olmasa da Çin’in Zhejiang Üniversitesindeki araştırmacılar bu konu üzerine odaklandı.
Araştırma ekibi birden fazla deney gerçekleştirdi ve insan beyninin hangi tür bilgilerin kalmasını engelleyen bir mekanizmaya sahip olabileceğini keşfetti. Science Advances’te yayımlanan araştırma insanların bir kez dikkat ettikleri ve gelecekte pek de ihtiyaç duymayı beklemedikleri türden bilgilere kıyasla kasıtlı olarak görmezden gelinen bilgileri hatırlama olasılıklarının daha yüksek olduğunu buldu.
Gerçekleştirilen deneyde insanlara farklı şekiller gösterildi ve eğik bir çizgi aramaları istendi ancak ilginç bir şey oldu ve insanların dikkati dağıldı. Görmezden gelinen şekil ise dikkat edilmesi gerekenden daha iyi hatırlandı.
Çalışma özellikle bazı ayrıntılar ve bilgiler konusunda çok dikkatli olmamız gerektiğini söylüyor çünkü beynimiz oldukça seçici ve beyniniz bu geçici şifreleri hatırlamıyor olsa da aslında sandığınızdan çok daha fazlasını hatırlıyor.
Otomotiv pazarındaki elektriklenme tüm hızıyla devam ediyor. Ülkemiz dahil tüm dünyada bu tür araçların kullanımının yaygınlaşması için gerekli altyapılar kuruluyor. Bununla birlikte otomobil üreticileri yavaş yavaş içten yanmalı motorlara veda etmeye başladı. Peki, şu anda dünyada en çok elektrikli otomobil satan markalar hangileri?
Dünyada en çok elektrikli otomobil satan markalar
Car Industry Analysis tarafından paylaşılan son rapora göre Ocak-Eylül 2024 döneminde dünyada en çok elektrikli otomobil satışı yapan marka Tesla oldu. Toplamda 1 milyon 293 bin 656 adet elektrikli araç satmayı başaran firmanın hemen ardından 1 milyon 169 bin 579 adet satışla son dönemde adından sıkça söz edilen Çinli üretici BYD geliyor.
Listenin ilk iki sırasıyla geri kalanlar arasında büyük bir uçurum söz konusu. Zira üçüncü sıradaki Geely, bu dönemde 507 bin 259 elektrikli otomobil satışı yaptı. Dördüncü sıradaysa 506 bin 688 adetle Alman üretici Volkswagen yer alıyor.
Sony, oyun dünyasını bir kez daha heyecanlandıracak yeni konsolu PlayStation 5 Pro’yu resmi olarak duyurdu. Yeni konsol, ülkemizde 49.999 TL fiyat etiketi ile satışa çıktı. Peki, PS5 Pro’nun özellikleri neler? Mevcut PS5 kullanıcılarını bu yeni cihaza geçmeye ikna edecek kadar güçlü mü? PlayStation 5 Pro kutu açılımı sizlerle.
PlayStation 5 Pro, selefi PS5’e kıyasla dikkat çekici geliştirmelerle geliyor:
%67 Daha Fazla GPU İşlem Birimi Yeni GPU, oyun grafiklerini %45 daha hızlı işleyerek daha akıcı bir oyun deneyimi sunuyor.
Gelişmiş Işın İzleme Teknolojisi Işık yansımaları ve kırılmalardaki detaylar daha dinamik ve gerçekçi hale geliyor.
PlayStation Spectral Super Resolution Yapay zeka destekli bu teknoloji, oyun görsellerindeki netliği maksimum seviyeye çıkararak detayları öne çıkarıyor.
Geriye Dönük Uyumluluk ve Performans Artışı PS5 Pro, 8.500’den fazla PS4 oyunu destekliyor ve bu oyunlarda performans iyileştirmeleri sağlıyor.
PS5 Pro, “Alan Wake 2”, “Hogwarts Legacy” ve “Marvel’s Spider-Man 2” gibi popüler yapımlar için özel grafik özellikleri sunarak oyunculara eşsiz bir deneyim vadediyor.
Teknik Yenilikler
• Wi-Fi 7 Desteği: Daha hızlı ve kararlı bağlantı. • 8K Çözünürlük: Üst düzey görüntü kalitesiyle oyun keyfi. • 2TB SSD Depolama: Daha fazla oyun ve içerik için geniş alan. • PlayStation VR2 Uyumluluğu: Sanal gerçeklik deneyimini daha ileri taşıyor. • Ön Yüklü Astro’s Playroom: Kutudan çıkar çıkmaz oyun keyfi.
PS5 Pro’nun sunduğu teknolojiler, yalnızca grafik kalitesini artırmakla kalmıyor, aynı zamanda geleceğin oyun konsolu standardını da belirliyor. Yeni konsol, hem mevcut PS5 sahiplerini hem de PlayStation dünyasına yeni adım atacakları cezbedecek özelliklerle dolu.
Sony’nin yeni cihazı, oyun dünyasında çıtayı bir kez daha yükseltiyor. PS5 Pro, sunduğu yenilikler sayesinde oyun tutkunlarını uzun yıllar tatmin edecek gibi görünüyor.
Akıllı telefon pazarının başarılı oyuncularından Samsung, One UI 7 güncellemesinin gecikmesi nedeniyle eleştirlere maruz kalsa da, bu durum değişmek üzere. Zira son dönemde One UI 7 beta güncellemesi birkaç Samsung modeli için markanın sunucularında tespit edildi. Son olarak, benzer bir durum Galaxy S23 FE için de yaşandı. İşte ayrıntılar!
Galaxy S23 FE için One UI 7 beta yazılımı Samsung’un sunucularında tespit edildi
Galaxy S23 FE için One UI 7 beta güncellemesi Samsung’un sunucularında tespit edildi. Bu durum, Güney Koreli markanın akıllı telefon için beta sürümünü dahili olarak test ettiği anlamına geliyor. Bilindiği üzere, geçtiğimiz günlerde Galaxy S23 ve S24 serileri için de aynı durum yaşandı.
Yukarıdaki gibi dahili test yazılımlarının betayla aynı olmadığını belirtmekte fayda var. İlki, Samsung’un her cihazda yeni bir Android ve One UI sürümünü test etmek için kullandığı yapı diyebiliriz. İkincisiyse, seçili ülkelerdeki kullanıcıların Samsung’un yıllık beta programlarıyla Android ve One UI’nin yeni bir sürümünün resmi olarak yayınlanmasından önce test edebildiği bir yazılım konumunda.
Galaxy Ring, artık Türkiye’de teknoloji tutkunlarının beğenisine sunuldu. İşte Galaxy Ring fiyatı ve özellikleri...
Yine de bu gelişme kullanıcıların One UI 7 beta için çok fazla beklemek zorunda kalmayacağı şeklinde yorumlanabilir. Kararlı sürümün ise 2025’in başlarında yayınlanması bekleniyor.
İştebeta güncellemesi alması beklenen Samsung modelleri;
Akıllı telefon pazarının başarılı oyuncularından OPPO, bugün merakla beklenen Find X8 serisini globalde piyasaya sürdü. Seri, kutudan ColorOS 15 yüklü şekilde çıkıyor ve Çinli markanın yeni arayüzünü çalıştıran ilk modeller konumunda. Peki mevcut bu cihazlar için ColorOS 15 güncellemesi ne zaman gelecek? Şirket, tanıtım etkinliğinde globalde bu güncellemeyi alacak modellerin listesini de paylaştı.
OPPO‘nun yayınladığı global ColorOS 15 takvimine baktığımızda dağıtımın bu ay başlayacağını ve 2025 yılının ikinci çeyreğine kadar devam edeceğini söyleyebiliriz. Bu kapsamda dağıtımın Find N3, Find N3 Flip ve Reno 11 Pro 5G ile başlaması ve F23 5G ile sonlanması bekleniyor.
Hyundai, özellikleri ve tasarımıyla dikkat çeken tamamen elektrikli Ioniq 9 modelini Los Angeles’taki ikonik Goldstein House’da düzenlenen özel bir etkinlikle tanıttı. Etkinlik, Hyundai Motor Company Başkanı ve Global Operasyon Direktörü José Muñoz’un açılış konuşması ve Ioniq 9’un tasarım yolculuğunu sergileyen bir sergiyle başladı.
Yeni model Hyundai’nin 2030 yılına kadar 23 yeni elektrikli araç modeli sunma hedefi doğrultusunda önemli bir adım. Hyundai Motor Company Başkanı ve CEO’su Jaehoon Chang, Ioniq 9’un Hyundai’nin elektrifikasyona olan bağlılığının ve güveninin bir sembolü olduğunu ve E-GMP platformu sayesinde sunulan iç mekan ve yolculuk deneyiminin global EV pazarındaki liderliklerini güçlendireceğini belirtti.
Hyundai Ioniq 9 özellikleri
Hyundai Ioniq 9 modelinin özellikleri gibi iç ve dış tasarımıyla da dikkat çektiğini belirtmiştik. Yedi kişiye kadar oturma kapasitesiyle geniş aileler için ideal. Üç sıralı oturma düzeni esnek bir iç mekan sağlıyor. Düz zemin tasarımı hem altı hem de yedi kişilik oturma düzenlemelerine olanak tanırken birinci ve ikinci sıradaki rahatlama özellikli koltuklar tamamen yatırılarak maksimum konfor sunuyor.
Şarj esnasında dört kişiye kadar dinlenme imkanı sağlayan bu koltuklar segmentte bir ilk olan “Dinamik Vücut Bakım Sistemi” ile masaj fonksiyonu da sunuyor. Bu sistem uzun yolculuklarda yorgunluğu azaltmak ve kan dolaşımını artırmak için basınç ve titreşim kullanıyor.
Hyundai IONIQ 5 N Türkiye'de satışa çıktı. Performans odaklı elektrikli otomobil pazarına hitap eden araç neler vadediyor?
Ioniq 9’un dikkat çeken özelliklerinden biri de ikinci sıradaki dönebilen koltuklar. Park halindeyken bu koltuklar kendi eksenlerinde dönerek ikinci ve üçüncü sıradaki yolcuların birbirleriyle etkileşimini artırıyor. Universal Island 2.0 adlı konsol ise etkileyici bir depolama alanı sunuyor. 190 mm’ye kadar hareket ettirilebilen bu konsol, ikinci sıradaki yolcuların kolayca erişebileceği bir konumda bulunuyor ve çift yönlü kol dayanakları ile hem önden hem de arkadan erişim sağlıyor.
Üst bölümde 5.6 litre, alt kayar bölümde ise 12.6 litrelik depolama alanı sunan konsol, pratikliği artırıyor. Üçüncü sıra koltuklar düz olarak katlandığında 1323 litreye ulaşan bagaj hacmi, geniş taşıma ihtiyaçlarını karşılıyor. Üç sıra açıkken ise 620 litrelik bir bagaj hacmi mevcut. Arkadan itişli versiyonda 88 litre, dört çeker versiyonda ise 52 litrelik ön bagaj hacmi de ek depolama alanı sağlıyor.
Ioniq 9, 12 inçlik kavisli bir ekran ve 12 inçlik entegre bir monitörden oluşan panoramik bir ekrana sahip. 5.1 kanallı surround ses sistemi ve 14 hoparlörlü premium Bose ses sistemi etkileyici bir ses deneyimi sunuyor. Elektrikli aracın sanal sürüş sesini simüle eden e-Active Sound Design (e-ASD) özelliği de dikkat çekici.
Sürdürülebilirlik, Ioniq 9’un tasarımında önemli bir rol oynuyor. Eko-Deri, Geri Dönüştürülmüş PET Kumaş, Yün Kumaş, Bio TPO/PU Deri, Bio PET/Süet Kumaş ve Bio Boya gibi sürdürülebilir malzemeler kullanılıyor. Ayrıca geri dönüştürülmüş lastik atıklarından elde edilen boya da aracın çevre dostu yaklaşımını vurguluyor. Panoramik kavisli ekran, yüzer gösterge paneli, ince hava delikleri ve ortam aydınlatması, Ioniq 9’un fütüristik iç mekanını tamamlıyor.
Ioniq 9, “Aerosthetic” adlı tasarım diliyle şık ve aerodinamik bir görünüme sahip. Hyundai’nin aerodinamik inovasyonlarıyla geliştirilen gövde, sofistike ve fütüristik bir stil sunuyor. Ön tasarımda LED ışık üniteleri ve parametrik pikseller bulunurken, dijital yan aynalar ve kavisli tavan çizgisi, 0.259 Cd gibi düşük bir sürtünme katsayısı elde edilmesine katkıda bulunuyor.
Yeni çift hareketli aktif hava kapağı (AAF) sistemi, 3D şekilli gövde altı örtüsü, aerodinamik tekerlekler ve gizli antenler gibi aero-optimizasyon çözümleri, enerji verimliliğini artırıyor. Ioniq 9, Hyundai modelleri arasında en uzun dingil mesafesine sahip (3130 mm).
Hacimli gövde ve çamurluklar, araca derinlik ve boyut katarken, 19, 20 ve 21 inç jant seçenekleri sunuluyor. Dış renk seçenekleri arasında 16 farklı renk bulunurken, iç mekanda siyah ve altı farklı iki tonlu seçenek mevcut.
Ioniq 9, 110.3 kWh kapasiteli zemine monte NCM lityum iyon pil paketiyle güçlendiriliyor. Düşük sürtünme katsayısı, gelişmiş platform ve pil teknolojileri sayesinde 620 km’ye (WLTP) varan menzil sunan Ioniq 9, 194 Wh/km enerji tüketimi hedefliyor.
350 kW hızlı şarj ile sadece 24 dakikada yüzde 10’dan yüzde 80’e şarj edilebilen araç, araçtan yüke (V2L) özelliği ve 400V/800V çoklu şarj kabiliyeti sunuyor. Üç farklı güç aktarma seçeneği sunan Ioniq 9’un Uzun Menzilli Arkadan İtişli (RWD) versiyonu 160 kW’lık arka motora sahipken, Performans Dört Çeker (AWD) versiyonu hem önde hem de arkada 160 kW’lık motorlar barındırıyor.
Performans AWD versiyonu 0’dan 100 km/s hıza 5.2 saniyede ulaşırken, Uzun Menzilli AWD versiyonu 6.7 saniyede, Uzun Menzilli RWD versiyonu ise 9.4 saniyede aynı hıza ulaşıyor. Ioniq 9, Avrupa’da 2500 kg, Kuzey Amerika’da ise 2267 kg’a kadar çekme kapasitesine sahip. Römork modu, römork ağırlığını otomatik olarak algılayarak menzili ayarlıyor ve optimum performans için sabit 50:50 ön-arka motor tork dağılımını koruyor.
Hyundai Ioniq 9, 2025 yılının ilk yarısında önce Güney Kore ve ABD pazarlarında daha sonra ise Avrupa ve diğer pazarlarda satışa sunulacak.
Jaguar, son dönemde radikal bir marka yenileme sürecine girerek minimalist bir logo ve alışılmışın dışında bir reklam kampanyasıyla karşımıza çıktı. “Copy Nothing” sloganıyla duyurulan bu kampanya, otomobilden ziyade teknoloji ve yaşam tarzı unsurlarını ön plana çıkarmasıyla şaşkınlık ve eleştirileri beraberinde getirdi. Nothing ve Elon Musk ise bu kampanyaya karşı sessiz kalmadı.
Nothing ve Elon Musk’tan Jaguar için iğneleyici paylaşım
Nothing, son dönemde tartışmalara yol açan Jaguar’ın marka yenileme çalışmalarına esprili bir yaklaşımla yanıt verdi. Jaguar’ın sadeleştirilmiş yeni logosu ve otomobilden ziyade teknoloji odaklı “Copy Nothing” kampanyası, sosyal medyada geniş yankı uyandırmış ve eleştiri oklarının hedefi olmuştu.
Nothing ise bu durumu fırsata çevirerek Jaguar’ın yeni logosunu tiye alan bir hamle yaptı. Şirket, X’teki profil logosunu Jaguar’ın tasarımına benzer şekilde güncelledi ve biyografisine “Copy Jaguar” yazarak ironik bir göndermede bulundu.
Dünyanın en bilindik logolarından birine sahip olan Jaguar, radikal bir değişikliğe gitti. İşte yeni logosu...
Bu mizahi yaklaşım, sosyal medyada büyük ses getirerek dikkatleri Nothing’e çekti. Bazı kullanıcılar Nothing’in mizahi amaçlı logosunun bile daha iyi olduğunu söyledi. Öte yandan, Nothing’in bu hamlesini “yılın en zekice pazarlama hamlesi” olarak değerlendirenler de oldu.
Jaguar’ın yeni markalaşma kampanyası, otomobil modellerini geri plana atması ve teknoloji odaklı görseller kullanması nedeniyle eleştirilere maruz kalmıştı. “Canlı Yaşa”, “Sıradanlığı Sil” ve “Kalıpları Kır” gibi sloganların yer aldığı kampanya, teknolojik kıyafetler giyen modelleri ön plana çıkarırken, otomobillere dair hiçbir vurgu yapmıyordu.
Bu konuda Elon Musk da sessiz kalmadı. Şirketin paylaşımına yorum yapan Musk, “Araba satıyor musunuz?” şeklinde ironik bir soru sordu.
Akıllı telefonların neredeyse büyük çoğunluğu Android işletim sistemini temel almaktadır. Hatta bunun akabinde tabletler ve diğer ürünlerde bu sistemi kullanmakta. Ancak yıllardır kullanıcılar veri güvenliğini sağlamak amacıyla antivürüs uygulamalarına başvuruyorlar. Peki Android telefonlar antivürüs programı olmadan da kullanılabilir mi?
Android işletim sistemi oldukça büyük bir kitleye sahip. Tabii bu durumun böyle olması onu siber saldırılarla karşı karşıya bırakma sorunlarını doğruyor. Bazı gereksiz reklamlar, farklı yollarla gelen bildirimler gibi kötü amaçlı yazılımlar kullanıcıyı hedef almaktadır. İşte bu yüzden çoğu kişi de antivürüs programlarına ihtiyaç duyduklarını sanırlar. Ancak durum sanıldığı gibi değil.
Google’ın yerleşik korumaları antivürüs programlarına olan talebi azaltıyor
Bilindiği üzere Google, Android işletim sistemini her bakımdan sürekli olarak geliştiriyor. Daha kullanıcı odaklı bir yazılım üzerine çalışan üretici, aynı zamanda güvenlik tarafında da seviyeye üst düzeyde tutuyor.
Şu anda akıllı telefonların çoğunda Google’ın yerleşik koruma hizmetleri bulunmaktadır. Bu, GMS(Google Mobil Hizmetleri)’ni barındıran cihazlarda kötü amaçlı yazılım (Google Play Protect) korumasını içermektedir.
Yukarıdaki yazılımlara alternatif olarak Google, aynı zamanda Android cihazların olası bir duruma karşı önlem alması için aylık Android güvenlik yamalarını da güncellemelerle sunmaktadır.
Google Play Koruması
Google’ın sunmuş olduğu Play Protect, Android 8.0 sisteminden bu yana piyasada var ve şu anda Google Play Hizmetlerinin 11 ya da daha üstü sürümlerine sahip kişilere yerleşik olarak geliyor. Bu, diğer anlamıyla önceden yüklenmiş antivürüs olarak da düşünülebilir.
Aylık Güvenlik Güncellemeleri
Play Protect, uygulamalara gelen kötü amaçlı yazılımları izlerken, aylık güvenlik güncellemeleri ise; AOSP, Linux çekirdeği ve işlemciler üzerinde tespit edilen güvenlik açıklarını gideriyor. Google bu yamaları yayınlıyor ve cihaz üreticileri de bunu ele alarak akıllı telefonlarına güncelleme ile birlikte sunuyor.
Android’in antivürüs programlarına ihtiyacı var mı?
Yukarıdaki tüm açıklamalar ele alındığında Android sistemli cihazların antivürüs programına ihtiyacı bulunmuyor. Çünkü kullanıcılar genellikle; reklam, kötü amaçlı yazımılar ve çeşitli bildirimler alıyor. Google ise yukarıdaki sayılan platformlar ile bu tür yazılımların önüne geçiyor. Dolayısıyla güncel bir cihaz kullanıyor iseniz antivürüs programlarına çok da gerek yok. Ancak eski ve güvenlik güncellemelerinden yoksun bir cihaza sahipseniz, mutlaka popüler uygulamalardan birkaçını indirebilirsiniz. Tabii bunların pil ve bellek tüketimini arttıracağını da belirtmekte fayda var.
Qualcomm, Snapdragon X işlemci ailesini genişletme yolunda önemli bir adım atıyor. Şirket, daha önce üst segment cihazlarda gördüğümüz Snapdragon X serisini, giriş seviyesi bir işlemciyle daha geniş kitlelere ulaştırmayı hedefliyor. Yeni işlemciyle donatılmış Windows bilgisayarların 600 dolar civarında olacağı belirtildi.
Qualcomm uygun fiyatlı pazar için Snapdragon X geliştiriyor
Daha önce Apple’ın M serisi çiplerine rakip olarak geliştirilen ve yüksek fiyat segmentinde konumlanan Snapdragon X işlemciler, performans ve enerji verimliliği ile dikkat çekmişti. Ancak bu işlemcilere sahip dizüstü bilgisayarların 1200 dolar gibi yüksek fiyatlardan başlaması, geniş kitlelerin bu teknolojiden yararlanmasını engelliyordu.
Ardından gelen Plus versiyonları ile fiyat aralığı bir miktar düşürülse de, işlemciler hala ulaşılabilir olmaktan uzak. Qualcomm ise yeni giriş seviyesi işlemciyle birlikte Snapdragon X ailesinin avantajlarını daha uygun fiyatlı Windows bilgisayarlara taşımayı planlıyor.
Qualcomm tarafından düzenlenen Snapdragon Summit, birçok yeniliğe ev sahipliği yaptı ve bunlardan biri de otomobiller için yonga seti oldu.
Yeni işlemci, üst segment modellerde yer alan ve pil ömrüyle birlikte performansa katkı sağlayan NPU’yu da bünyesinde barındıracak. Bu hamle, özellikle Intel’in uzun süredir domine ettiği Windows bilgisayar pazarında rekabeti kızıştıracak gibi görünüyor.
Qualcomm, Snapdragon X işlemcilerinin sunduğu güç verimliliği ve yüksek performans ile daha fazla kullanıcıyı cezbetmeyi hedefliyor. Yeni giriş seviyesi işlemcinin detayları henüz açıklanmasa da, Ocak ayında gerçekleşecek CES 2025’te resmi tanıtımın yapılabileceği belirtildi.
Samsung, giyilebilir teknoloji alanındaki yeniliklerini genişletmeye devam ediyor. Şirketin 2024 yılının başında tanıttığı akıllı yüzüğü Galaxy Ring, artık Türkiye’de teknoloji tutkunlarının beğenisine sunuldu. Şık ve hafif tasarımı, uzun pil ömrü ve kapsamlı zindelik takibi özellikleriyle dikkat çeken Galaxy Ring, lansman özel fiyatıyla satışa çıktı.
Samsung Galaxy Ring fiyatı ve özellikleri!
Samsung Galaxy Ring kalp atış hızı, cilt sıcaklığı ve uyku analizi gibi detaylı sağlık ve fitness verilerini takip edebilen gelişmiş sensörlerle geliyor. Galaxy AI destekli Enerji Skoru kullanıcıların aktivite, uyku ve kalp atış hızı gibi verilerini analiz ederek zindelik durumlarını değerlendiriyor. Ayrıca otomatik yürüyüş ve koşu takibi, horlama analizi ve uyku alışkanlıklarını iyileştirecek kişiselleştirilmiş öneriler sunuyor.
Galaxy Ring, sadece 3 gram ağırlığıyla gün boyu rahat bir kullanım sağlıyor. Dayanıklı titanyum malzemeden üretilen yüzük 100 metreye kadar su geçirmezlik sunuyor ve 7 güne kadar dayanabilen pil ömrüyle kullanıcıların ihtiyaçlarına kesintisiz bir şekilde cevap veriyor.
Samsung, Türkiye'de yeni telefon modelleri üreterek yerliliği artırma planlarını açıkladı. Tüm detaylar haberimizde...
Samsung Türkiye, Galaxy Ring’i kullanıcılarla buluşturuyor. 21 Kasım–16 Aralık 2024 tarihleri arasında yapılan satın alımlarda 4 ay vade farksız taksit imkanı sunulacak. Ayrıca 21–30 Kasım tarihleri arasında Galaxy Z Flip6 veya Fold6 modelini satın alanlar Galaxy Ring’i yüzde 20 indirimle alabilecek. Galaxy Ring satış fiyatı ise 12 bin 999 TL.
Galaxy Ring, Samsung Health uygulamasıyla senkronize çalışarak tüm zindelik verilerini tek bir noktada görüntülemeyi mümkün kılıyor. Galaxy akıllı telefonlarla entegre olan cihaz kullanıcının hareketlerini algılayarak telefonla fotoğraf çekme veya alarm kapatma gibi işlemleri kolaylaştırıyor. Ayrıca Ring’imi Bul özelliği sayesinde kaybolan yüzüğün yerini bulmak da mümkün.
Titanyum Siyah, Titanyum Gümüş ve Titanyum Altın olmak üzere üç farklı renk seçeneğiyle sunuluyor. Kullanıcılar, yüzük ölçülerine göre sipariş oluşturabilecekleri gibi ölçü kitinden faydalanarak doğru bedeni belirleyebiliyor.
Google, telefon dolandırıcılığına karşı mücadelesinde önemli bir adım atmaya hazırlanıyor. Google Telefon uygulamasının beta sürümünde keşfedilen yeni kodlar, dolandırıcılık bildirim sisteminde önemli bir iyileştirmeye işaret ediyor.
Google Telefon uygulaması dolandırıcılıkla mücadeleyi güçlendiriyor
155.0.697690833-publicbeta sürümünde yer alan yenilik, kullanıcıların dolandırıcılık girişimleri hakkında daha detaylı bilgi paylaşmasına olanak tanıyacak. Bu da Google’ın bu tür kötü niyetli faaliyetlere karşı daha etkili şekilde mücadele etmesini sağlayacak.
Şu anda beta aşamasında olan özellik hayata geçtiğinde, kullanıcılar bir aramayı dolandırıcılık olarak işaretledikten sonra, dolandırıcının ne istediği ve kendisini kim olarak tanıttığı gibi soruları içeren çoktan seçmeli bir listeyle karşılaşacak.
Android 16 ilk geliştirici önizlemesi yayınlandı. Buna göre güncelleme kapsamında birçok yeni özellik sunuldu.
Bu listedeki seçeneklerin yanı sıra “diğer” seçeneğiyle kullanıcılar, yaşadıkları dolandırıcılık deneyimini detaylı şekilde açıklayabilecek. Google, geri bildirimleri analiz ederek dolandırıcıların yöntemleri hakkında daha fazla bilgi edinecek ve şüpheli numaralar konusunda kullanıcıları uyaracak.
Ayrıca Google Telefon uygulamasından erişilebilen Google Kişiler uygulamasında da “Ara” adında yeni bir düğme eklenecek. Bu düğme, rehberde kayıtlı olmayan numaralar hakkında ek bilgi sağlayarak bilinmeyen numaralardan gelen aramaların daha iyi değerlendirilmesine yardımcı olacak.
Henüz resmi olarak duyurulmayan ve beta aşamasında olan bu özelliklerin, gelecekteki güncellemelerle kullanıma sunulması bekleniyor. Ancak geliştirme aşamasında olan tüm özellikler gibi bunların da nihai sürüme eklenmeme ihtimali bulunuyor.
Türkiye’nin ilk kuantum bilgisayarı ASELSAN ve TOBB Ekonomi ve Teknoloji Üniversitesi’nin iş birliğiyle geliştirildi. Uzun yıllardır yürütülen bu proje Türkiye’nin teknoloji altyapısını ileri taşıdı ve global ölçekte bir aktör haline gelmesini sağladı. Bugün gerçekleştirilen tanıtımla birlikte bu kuantum bilgisayarı resmi olarak faaliyete geçti.
Türkiye, kuantum bilgisayar ile küresel oyuncu oldu!
Etkinliği sosyal medya hesabından paylaşan Savunma Sanayii Başkanı Haluk Görgün şunları söyledi:
“Cumhurbaşkanı Yardımcımız Sayın Cevdet Yılmaz’ın teşrifleri ile TOBB ETÜ Üniversitemiz tarafından geliştirilen, “5 KUBİT Kuantum Bilgisayar Tanıtım Töreni”ne katıldık. Başkanlık olarak özellikle kritik teknolojilerde dışa bağımlılıktan kurtulmak en önemli hedefimizdir.
Geleceğin harp ortamında kuantum teknolojilerinin; algılama, haberleşme, şifreleme, hesaplama, algoritma ve işlemciler gibi birçok alanda kullanılması ve hali hazırda mümkün olmayan pek çok yeteneği harp ortamında mümkün kılması öngörülmektedir. Bu kapsamda Kuantum çalışmaları ile ülkemizin geleceği için emek veren tüm kurum ve kuruluşlarımıza teşekkür ediyor, başarılar diliyorum.
Sürekli gelişen ve değişen alternatif kuantum teknolojileri ülkemizin gelişimine hizmet eden bu kapsamdaki tüm çalışmalar için; üniversitelerimiz başta olmak üzere ilgili kamu kurumları, sivil ve savunma sanayii firmaları, KOBİ’ler ve araştırma merkezlerimizin temsilcileri ile birlikte ortak akıl çerçevesinde hep birlikte çalışmalarımızı sürdüreceğiz. Teşrifleri ve destekleri için Cumhurbaşkanı Yardımcımız Sayın Cevdet Yılmaz’a, bilimsel gelişmelere verdiği değerli katkılar sebebiyle TOBB ETÜ Üniversitemize teşekkür ediyorum.”
Cumhurbaşkanı Yardımcımız Sayın Cevdet Yılmaz’ın (@_cevdetyilmaz) teşrifleri ile TOBB ETÜ Üniversitemiz tarafından geliştirilen, “5 KUBİT Kuantum Bilgisayar Tanıtım Töreni”ne katıldık.
Başkanlık olarak özellikle kritik teknolojilerde dışa bağımlılıktan kurtulmak en önemli… pic.twitter.com/9D1XjrT8l8
Etkinliği sosyal medya hesabından paylaşan Türkiye Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz şunları söyledi:
“Bugün, Türkiye’nin İlk Kuantum Bilgisayarı Tanıtım Töreni programına katılarak ülkemizin teknoloji dünyasında attığı tarihi bir adıma daha şahitlik ettik. TOBB ETÜ tarafından tasarlanan yerli kuantum bilgisayar; kriptografi, yapay zeka, savunma sanayisi ve malzeme bilimi gibi birçok alanda ülkemizin bilgi işlem teknolojilerindeki uluslararası rekabet gücünü artırmayı hedeflemektedir.
Üniversite bünyesinde kurulacak olan “Kuantum Ekosistemi” ile genç araştırmacılarımıza yerli donanım ve bileşen geliştirme imkanı sağlanması ve kuantum teknolojileri alanında çalışmaya teşvik edilmesi son derece önemlidir. Bu vesileyle projede emeği geçen herkesi yürekten tebrik ediyor, Türkiye Yüzyılı’nın Milli Teknoloji Hamlesi olan ilk yerli kuantum bilgisayarımız ‘QuanT’ın, tüm milletimize hayırlı, uğurlu olmasını temenni ediyorum.”
Bugün, Türkiye’nin İlk Kuantum Bilgisayarı Tanıtım Töreni programına katılarak ülkemizin teknoloji dünyasında attığı tarihi bir adıma daha şahitlik ettik.
TOBB ETÜ tarafından tasarlanan yerli kuantum bilgisayar; kriptografi, yapay zeka, savunma sanayisi ve malzeme bilimi gibi… pic.twitter.com/212YZEgMNX
Kuantum teknolojileri iki büyük devrimle bilim ve teknoloji dünyasında yankı uyandırdı. İlk kuantum devrimi atomun yapısı ve elektromanyetik alanların doğasını matematiksel olarak açıklamayı mümkün kıldı ve transistör lazer gibi modern cihazların temelini oluşturdu.
İkinci kuantum devrimi ise bu temel bilgiler üzerine inşa edilerek kuantum özelliklerin manipülasyonu ile hesaplama, iletişim ve algılama gibi alanlarda klasik sınırları aşan uygulamaların geliştirilmesini sağladı. Bu ikinci devrimle birlikte kuantum bilgisayarlar radar sistemleri ve ultra güvenli iletişim ağları gibi yenilikçi teknolojiler hayatımıza girmeye başladı.
Oyun değiştiren teknolojileriyle dünyanın en büyük savunma sanayi şirketleri arasında boy gösteren ASELSAN, 49’ncu yaşını kutluyor.
ASELSAN ve TOBB ETÜ tarafından geliştirilen kuantum bilgisayarı da Türkiye’nin bu alandaki ilk örneği. Bu bilgisayar klasik bilgisayarlardan farklı olarak kübit adı verilen birimler kullanıyor. Kübitler aynı anda hem 0 hem de 1 olasılıklarını barındırabilme yeteneğiyle klasik bitlere kıyasla çok daha güçlü bir hesaplama kapasitesine sahip.
Bu özellik karmaşık problemlerin çözümünü hızlandırarak yapay zeka, şifreleme, optimizasyon ve biyoteknoloji gibi alanlarda gerçek anlamda bir devrim yaratma potansiyeline sahip. ASELSAN’ın geliştirdiği kuantum bilgisayarın da ilk etapta 5 kübit kapasitesine sahip olması planlandı. Bu kapasite özellikle optimizasyon problemlerinde ve savunma sanayii uygulamalarında önemli avantajlar sunacak.
KUANTAL, ASELSAN ve TOBB ETÜ iş birliğiyle kurulan Kuantum Araştırma Laboratuvarı Türkiye’nin kuantum teknolojileri konusundaki bilgi birikimini artırmayı ve yerli uygulamalar geliştirmeyi amaçlıyor. Bu laboratuvar uluslararası standartlara uygun bir araştırma merkezi olarak tasarlandı ve hem deneysel hem de teorik çalışmalar için gerekli altyapı sağlandı. Ayrıca KUANTAL’da yürütülen çalışmalar yalnızca askeri uygulamalarla sınırlı kalmayacak aynı zamanda sivil alandaki projeler için de fırsatlar sunacak.
Zira belirttiğimiz gibi kuantum bilgisayarlar klasik bilgisayarlara göre farklı prensipler üzerine inşa ediliyor. Klasik bilgisayarlar 0 ve 1 gibi kesin değerler üzerinde işlem yaparken kuantum bilgisayarlar süperpozisyon ve dolanıklık gibi kuantum fenomenlerini kullanıyor.
Bu özellikler hesaplamaların eş zamanlı olarak birçok farklı olasılığı değerlendirebilmesine olanak tanıyor. Örneğin klasik bilgisayarların yıllar sürecek hesaplamalarını kuantum bilgisayarlar dakikalar içinde tamamlayabilir. Özellikle şifreleme algoritmalarının çözümü, büyük veri analizleri ve kaotik sistemlerin modellenmesi gibi konularda kuantum bilgisayarların üstünlüğü belirgin hale geliyor.
ASELSAN da kuantum teknolojilerinin geliştirilmesi sırasında hibrit bir yaklaşımı benimsedi. Hibrit sistemlerde klasik bilgisayarlar veri ön işleme süreçlerini üstlenirken karmaşık hesaplama görevleri kuantum bilgisayarlara devredilir.
Bu yaklaşım iki teknolojinin güçlü yönlerini birleştirerek daha hızlı ve verimli sonuçlar elde edilmesini sağlıyor. ASELSAN aynı zamanda kuantum simülatörler üzerinde çalışarak bu yeni teknolojiye geçiş öncesinde gerekli altyapıyı da hazırlıyor.
Kuantum teknolojilerinin askeri ve sivil alanda devrim yaratması bekleniyor. Özellikle radar ve algılama sistemlerinde dolanıklık gibi kuantum özelliklerinin kullanılmasıyla düşük güç tüketen yüksek hassasiyetli sistemler geliştirilebilir.
Bu teknolojiler hedef tespit performansını artırırken arka plan gürültüsünden etkilenmeden çalışabilme özelliği sunuyor. Ayrıca ultra güvenli iletişim hatları oluşturma kapasitesiyle kuantum kriptografi veri güvenliği açısından yeni bir çağ başlatıyor. ASELSAN da bu alanlarda algoritma geliştirme çalışmalarına ağırlık vererek hem savunma sanayii hem de sivil uygulamalar için yenilikçi çözümler üretmeye odaklanmış durumda.
Türkiye’nin ilk kuantum bilgisayarı, uluslararası arenada Türkiye’nin teknolojik kabiliyetlerini sergilemesi açısından büyük önem taşıyor. ASELSAN ve TOBB ETÜ iş birliğiyle geliştirilen bu sistem, Türkiye’nin kuantum teknolojilerinde bir oyuncu olarak yer almasını sağlamanın yanı sıra, bilimsel araştırmalara ve ekonomik büyümeye katkı sunacak. Kuantum çağının başlangıcında yapılan bu atılım, Türkiye’nin geleceğin teknolojilerinde söz sahibi olmasını sağlayacak güçlü bir adım olarak değerlendiriliyor.
Yayın tekrarını aşağıdaki bağlantı üzerinden izleyebilirsiniz:
Türkiye'nin İlk Kuantum Bilgisayarı Tanıtım Töreni