Merakla beklenen Redmi K80 ve Redmi K80 Pro için geri sayım başladı. Redmi’nin yeni telefonları Kasım ayında Çin’de resmiyet kazanacak. Cihazlar global pazara ise POCO F7 ve POCO F7 Pro olarak isimlendirilecek sunulacak. Aynı zamanda bu seçenekler arasına Lamborghini işbirliğiyle üretilen özel bir sürüm de eklenecek.
Redmi’nin merakla beklenen yeni telefonları ile ilgili dikkat çekici yeni ayrıntılar ortaya çıktı. Serinin kamera seti üzerine neredeyse tüm ayrıntılar netleşmeye başladı. Cihazın donanımından neler beklenebileceğine dair önemli ipuçları geldi.
Redmi K80 serisi teknik özellikleri ortaya çıktı
Ortaya çıkan bilgilere göre her iki Redmi K80 modeli de 50 megapiksel ana sensöre sahip üçlü kamera modülü ile gelecek. Standart model bir telefoto lense sahip olacak. Pro sürümü ise 50 megapiksel ve 3x optik yakınlaştırmaya sahip geliştirilmiş bir telefoto sensöre sahip olacak. Geçen yılki modelde yalnızca 2x yakınlaştırma desteği yer aldığını da hatırlatmakta fayda var.
Gelen raporlarda ayrıca suya ve toza dayanıklılık için IP69 sertifikasının varlığından da söz ediliyor. Performanstan ödün vermeyecek Redmi K80 ve Redmi K80’in daha önce Qualcomm’un Snapdragon 8 Gen 2 ve Snapdragon 8 Gen 3 yonga setleriyle donatılacağına dair bir söylenti ortaya çıkmıştı. Son sızıntılarda ise “Pro” seçeneğinin Snapdragon 8 Gen 4 yonga setini kullanacağı ifade ediliyor.
Xiaomi Redmi Note 14 Pro, global modellerde daha düşük çözünürlüklü kameralarla gelebilir. İşte cihazın tüm detayları...
Redmi K80 serisi ayrıca 2K çözünürlüklü 6,67 inç ekrana ve 120 Hz yenileme hızına sahip olacak. 6.500 mAh pil ile gelecek cihaz, 5.000 mAh’lik önceki model ile karşılaştırıldığında çarpıcı bir yükseltme olarak gelecek.
Peki sizin Redmi K80 serisinden beklentileriniz neler?
Geçtiğimiz haftalarda HMD Global’in Nokia Lumia 1020 görünümüne sahip, arka tarafta üst kısımda yuvarlak bir çerçeve içine yerleştirilmiş kamera formatını da içeren yeni bir akıllı telefon üzerinde çalıştığı ortaya çıkmıştı.
Şimdi ise merakla beklenen cihazla ilgili yeni detaylar geldi. Gelen son raporlar, HMD’nin yeni cihazının üst düzey özelliklere sahip gelişmiş bir telefon olacağını bizlere gösterdi. İşte cihazla ilgili son ayrıntılar…
HMD Moon Knight teknik özellikleri ortaya çıktı
Nokia Lumia 1020 modelinin mirasını taşıyacak olan yeni HMD Global cihazı, şık tasarımıyla öne çıkacak. Etkileyici bir görünüme sahip olacak telefon, estetik görüntüsünün yanı sıra işlevsel özellikleri ile de dikkat çekecek. Cihazın “Moon Knight” kod adıyla geliştirildiği söylenirken, TA-1691 model numarasıyla ilerlemelerin devam ettiği aktarılıyor.
Gelişmiş bir ekrana sahip olacak HMD Moon Knight, Full HD+ çözünürlük kalitesini destekleyen pOLED ekranla donatılacak. Güçlü bir ekranla karşımıza çıkacak cihaz, 144 Hz yenileme hızını destekleyerek kendini üst düzey telefonlar arasına konumlandıracak.
Çok yakında piyasaya çıkması beklenen HMD Aura 2 modelinin teknik özellikleri ortaya çıktı. İşte detaylar...
HMD’nin çok yakında piyasaya sürmesi beklenen yeni telefonu, Qualcomm’un Snapdragon 8s Gen 3 yonga setiyle çalışacak. Yüksek bir performansa sahip olacak telefon, alüminyum çerçeve tasarımıyla gelecek. Ayrıca telefon dörtlü kamera setiyle kullanıcılarla buluşacak. Fakat şimdilik bu kameraların ayrıntıları bilinmiyor.
Yukarıda belirtilen bilgilere ek olarak, daha önce sızdırılan görselin aynı zamanda arka alt kısımda sözde bir POGO konnektörünü de gösterdiğini ve bunun yakın zamanda küresel pazarda sunulan HMD Skyline’da görülen modüler seçeneği takip etmesi beklendiğini ortaya çıkardığını hatırlamakta fayda var.
Samsung’un amiral gemisi Galaxy S25 Ultra henüz piyasaya sürülmemesine rağmen sızdırılan koruyucu kılıf görüntüleri, hayranların dikkatini çekmeye yetti. Gelen sızıntılar, cihazın tasarımı ve donanımına dair önemli ipuçları veriyor. Cihaz, tasarım ve performans açısından pek çok yeniliği beraberinde getirebilir.
Samsung Galaxy S25 Ultra kılıfı ortaya çıktı
Öncelikle ilk dikkat çeken detay, Samsung Galaxy S25 Ultra’nın köşeli ve büyük bir yapıya sahip olacağı. Kılıfın tasarımına göre, telefon önceki modellerden biraz daha küçük olacak. Bu sayede cihazın elde oldukça sağlam duracağı söyleniyor. Ayrıca, cihazın büyük bir kamera modülü ile geleceği de kılıfın tasarımından belli oluyor.
Sızıntılardan anlaşıldığı kadarıyla, kamera sensörleri bu kez daha güçlü olabilir. Samsung’un Galaxy S25 Ultra’da, fotoğraf ve video çekim performansını daha da geliştirmesi bekleniyor. Özellikle periskop kamera teknolojisiyle daha iyi yakınlaştırma özellikleri sunma ihtimali yüksek. Kamera düzeninin önceki modellerden farklı olacağı da sızan görüntülerde gözlemleniyor.
Samsung Galaxy S25 Ultra modelinin, 16 GB RAM ile Galaxy AI performansını zirveye taşıyabileceği söyleniyor.
Kılıf görüntülerinden telefonun diğer donanım özelliklerine dair ipuçları sınırlı olsa da, Samsung S Pen desteğinin bu modelde de yer alacağı tahmin ediliyor. Ayrıca, Samsung’un bu modelde batarya kapasitesini artırarak daha uzun kullanım süresi sunabileceği konuşuluyor.
Bunun da ötesinde, Galaxy S25 Ultra’nın tasarımı Galaxy Z Fold6’ya benzer bir kamera yuvasına sahip olabileceğini gösteriyor. Ancak, şimdilik bu beklentiler arasında değil. Bu arada, Galaxy S25 Ultra’nın diğer donanım güncellemelerinin yanı sıra 16 GB RAM ve Galaxy yonga seti için Snapdragon 8 Gen 4 ile piyasaya sürülmesi bekleniyor.
Bu yeni sızıntılarla birlikte, telefonun ne tür özellikler sunacağına dair beklentiler daha da yükselmiş durumda. Siz ne düşünüyorsunuz? Görüşlerinizi aşağıdaki yorumlar kısmına yazabilirsiniz.
Sosyal medya devi X’in (eski adıyla Twitter) değer kaybı, sektör uzmanlarını şaşırtmaya devam ediyor. Yatırım şirketi Fidelity’nin son analizine göre, platform şu anda Elon Musk tarafından satın alındığı zamanki değerinin yüzde 79’unu kaybetmiş durumda.
X (Twitter) hisse değeri 2 yılın en dip döneminde!
Fidelity’nin bu konudaki değerlendirmesi oldukça dikkat çekici, çünkü şirket 2022 yılında Musk’ın X’i satın alma sürecine bizzat destek vermişti. Ayrıca halen X’te hisse sahibi olan Fidelity, platformun mevcut durumu hakkında detaylı bilgiye sahip.
TechCrunch’ın raporuna göre, Fidelity’nin X’e yaptığı ilk yatırım 19.66 milyon dolar değerindeydi. Ancak şirketin en son finansal raporu, X’teki hisselerinin değerinin şu anda sadece 4,185,614 dolar olduğunu gösteriyor. Bu rakamlar, yaklaşık yüzde 79’luk devasa bir değer kaybına işaret ediyor.
Aslında, X’in değer kaybettiğine dair işaretler bir süredir mevcuttu. Ocak 2024’te Fidelity, X’teki hisselerinin değerini zaten yüzde 71.5 daha düşük olarak değerlendirmişti. Son dönemde ortaya çıkan belgeler de X’in gelirlerinin ne kadar keskin bir düşüş yaşadığını gözler önüne serdi.
Ünlü girişimci Mark Cuban, Twitter satın alımıyla ilgilendiğini ancak finansal olarak mümkün olmadığını söyledi.
Durumu daha da zorlaştıran bir diğer faktör ise platforma reklam verenlerle ilgili. Zaten Musk’ın yönetimi altında platformdan hızla uzaklaşan şirketler, yeni bir rapora göre 2025 yılında X’e daha da az harcama yapmayı planlıyor. Bu durum, platformun gelir kaynaklarını ciddi şekilde tehdit ediyor.
X’in yaşadığı bu finansal kriz, sosyal medya sektöründeki rekabetin ne kadar acımasız olabileceğini bir kez daha gözler önüne sermiş oldu. Bir zamanların en popüler sosyal medya sitesi, şimdi adeta hayatta kalma mücadelesi veriyor.
Peki X bu durumdan nasıl çıkabilir? Uzmanlar, platformun içerik politikalarını gözden geçirmesi, kullanıcı deneyimini iyileştirmesi ve reklamcıların güvenini yeniden kazanması gerektiğini belirtiyor. Ancak Musk’ın tartışmalı yönetim tarzı ve platformdaki değişiklikler, bu hedeflere ulaşmanın da zor olduğunu düşündürüyor.
Avustralya’da bir elektrikli otomobil sahibi, garajında elektrikli otomobilini şarj ediyordu. Şarj halindeyken alev alan otomobil, tüm garajı küle çevirdi. İtfaiyenin müdahalesiyle büyümeyen yangın, elektrikli otomobil sürücüleri için de uyarı niteliğinde. Yangın sonrası Avustralyalı uzmanlar özellikle elektrikli otomobil modellerini evde şarj ederken dikkat edilmesi gerekenleri açıkladı.
Yangının sebebi ortaya çıktı: Elektrikli otomobil şarjı için farklı şarj adaptörü kullanmak
Yangın sonrası olay yerinde inceleme yapan ekipler, Nissan elektrikli otomobil kullanan sürücünün farklı bir şarj adaptörü ile otomobili şarj ettiğini ortaya çıkardı. İlk yapılan incelemelerde de bu farklı şarj cihazının yangının nedeni olduğu ortaya çıktı.
Akıllı telefonlarda karşımıza çıkan farklı cihazla şarj etmeyin uyarısı, elektrikli otomobiller için çok daha hayati bir öneme sahip gibi görünüyor. Son zamanlarda Tesla ve farklı markalarda kaza sonrası yangın haberleri karşımıza çıkıyor.
Ancak elektrikli otomobillerde yangın çıkması benzinli ve gazlı otomobillere göre 100 kat daha az ihtimal taşıyor. Bunun ana sebebi ise benzinli ve LPG ile çalışan otomobillerde bizzat yakıtın yanıcı olması. Ancak uzmanlar elektrikli otomobil yangınlarının çok daha hızlı ilerlediği ve daha zor söndürüldüğü konusunda uyarıyor.
Tasarımından yapay zeka destekli sürüş sistemine kadar birçok özelliğiyle dikkat çeken Xpeng P7+ ilk kez sahneye çıktı.
Peki ama elektrikli otomobil şarjı evde güvenli değil mi? Elektrikli otomobil üreticileri, evde otomobili şarj etmek isteyen kullanıcılara bir adaptör sunuyor. Böylece sürücüler kendi evlerinde de güvenli bir şekilde otomobillerini şarj edebiliyor.
Ancak Avustralya’da yaşanan olayda olduğu gibi sürücüler kendilerine verilen adaptörden farklı bir adaptörde kullanabiliyor. Bu tür durumlar ise otomobilin belirlenen standartlardan daha fazla akıma maruz kalmasına neden olabiliyor. Bu tür durumlar akıllı telefonlar için bile Lityum pillerin bir anda bombaya dönüşmesine neden oluyor.
Her ne kadar korkutucu gibi olsa da elektrikli otomobil şarj istasyonlarının bu tür tehlikeleri bulunmuyor. Şarj istasyonları, modellerden bağımsız olarak hızlı ve normal şarj gibi standratlara göre otomobili şarj ediyor. Evde ise normal şebeke elektriğinden otomobili şarj etmek için üreticinin verdiği şarj adaptörü dışına çıkmamak gerekiyor.
Peki sizce elektrikli otomobilleri evde şarj etmek ne kadar güvenli? Yorum ve görüşlerinizi bekliyoruz.
Türkiye’nin en büyük inovasyon buluşması olan Türkiye Innovation Week, bu yıl 11. kez 10-12 Ekim 2024 tarihlerinde İstanbul’da Haliç Kongre Merkezi’nde gerçekleştirilecek. Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) ev sahipliğinde düzenlenen etkinlik, “Out of the Box: Human, Culture, Model” temasıyla inovasyonun iş dünyasına, toplumsal yapılara ve kültürel dinamiklere olan etkilerini tartışmaya açacak.
Türkiye Innovation Week nedir?
Türkiye Innovation Week, inovasyon ekosistemini geliştirmek ve büyütmek amacıyla her yıl düzenlenen önemli bir platform olarak öne çıkıyor. Ekonomik kalkınmayı inovasyonla desteklemenin ve sürdürülebilir başarının yollarını keşfetmenin tartışılacağı etkinlik, bu yıl da Türkiye’den ve dünyadan inovasyon liderlerini bir araya getirecek. Etkinlik, katılımcılara ilham verici konuşmalar dinleme, yeni iş modellerini keşfetme ve teknolojik gelişmelere tanıklık etme fırsatı sunacak.
Bu yılki teması olan “Out of the Box: Human, Culture, Model”, alışılmış kalıpların dışına çıkmanın, ezber bozmanın ve yenilikçi çözümler üretmenin önemine vurgu yapıyor. İş süreçlerinden toplumsal yapılara kadar birçok alanda kültürel çeşitliliği kucaklayan ve insan odaklı yaklaşımlar geliştiren çözümler ele alınacak. İnovasyonun, iş dünyasının ve eğitimin dönüşümüne nasıl katkı sağlayabileceği paneller ve konuşmalarla derinlemesine tartışılacak.
Trendyol, Adana'da 2-6 Ekim tarihlerinde düzenlenecek olan TEKNOFEST 2024'ün paydaşları arasında yer aldı.
Bu yıl Türkiye Innovation Week, iki önemli keynote konuşmacıya ev sahipliği yapacak. İki kez Formula 1 Dünya Şampiyonu olan Mika Pauli Häkkinen, açılış konuşmasıyla ilk gün sahne alacak. İkinci gün ise LEGO’nun Küresel Üst Yönetim Üyesi Christian Majgaard, inovasyon deneyimlerini katılımcılarla paylaşacak. Her iki isim de kendi alanlarındaki başarı hikayeleriyle inovasyon dünyasına ilham verecek.
Etkinlik boyunca 22 panel, 9 masterclass ve 6 çalıştay düzenlenecek. Bu oturumlarda teknoloji, bilim ve sanat dünyasının önemli isimleri bir araya gelecek. Özellikle panellerde, katılımcılar moderatörler eşliğinde sektörün önde gelen isimleriyle doğrudan etkileşime geçme fırsatı bulacak. Ayrıca, Türkiye’nin en yenilikçi projeleri sergilenecek ve katılımcılar dijital sanat, tasarım ve teknolojiyi bir araya getiren enstalasyonlar ile yeni teknolojileri deneyimleyebilecekler.
Türkiye Innovation Week, genç girişimcilere yönelik özel bir alan olan INNOVAZONE ile dikkat çekiyor. Bu alanda girişimciler, yatırımcılarla buluşma fırsatı bulacak ve teşvik programları hakkında bilgi alacaklar. Girişimciler ayrıca, kendi projelerini sergileyebilecekleri InnovaPoint’te yer alarak iş dünyası ile güçlü bağlantılar kurabilecekler. TİM-TEB Girişim Evleri de bu alanda stant açarak girişimcilere yönelik rehberlik sağlayacak.
İnovasyon alanındaki başarıların ödüllendirildiği İnovaLİG ve İnovaTİM ödül törenleri de etkinliğin öne çıkan noktalarından biri olacak. Türkiye’de inovasyon lideri firmaların ve öğrencilerin yarıştığı bu programlar, inovasyon kültürünün yaygınlaştırılmasına büyük katkı sağlıyor. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın katılımıyla düzenlenecek ödül töreninde, kazananlar ödüllerini bizzat alacaklar.
Türkiye Innovation Week 2024, inovasyonla ilgilenen herkesin katılımına açık ve ücretsiz bir etkinlik olacak. Katılım için www.turkiyeinnovationweek.com adresinden online kayıt yaptırmak yeterli olacak. Bu büyük buluşma, sadece Türkiye’de değil, dünya çapında inovasyon tutkunları için de kaçırılmayacak bir etkinlik olacak.
Akıllı telefon dünyasının son dönemdeki yeni trendi katlanabilir telefonlar oldu. Birçok üretici bu alanda öne geçmek için çalışmalarını sürdürüyor. Sektörün bir numarası olan Apple ise henüz bir adım atmış değil. Şirketin bu suskunluğu merak konusu olmaya devam ediyor.
Katlanabilir iPhone Prototipleri, katlama izi sorunu yaşıyor
Son birkaç yılda Apple sızıntılarını takip eden birçok önemli kaynak, şirketin katlanabilir iPhone için çalışmalar yaptığını belirtti. Hatta birçok kez tarih verilse de o tarihler ertelemelere maruz kaldı. Son haberlere bakılırsa katlanabilir iPhone cihazları bir süre daha şehir efsanesi olarak kalacak.
Katlanabilir akıllı telefon dünyasının ilk döneminde yaşanan en büyük sorunlardan birisi de katlama izinin kısa sürede ortaya çıkıp ekranın ortasında kırışıklık oluşturması oldu. Samsung, Huawei gibi şirketler son serilerinde katlama izi sorununu oldukça düşük seviyelere çekmeyi başardı.
Apple, beklenmedik bir biçimde yeni nesil bir iPad cihazında iPadOS kullanmaktan vazgeçti. Peki, neden? İşte bilmeniz gerekenler...
Ancak görünüşe göre Apple bu sorunla boğuşuyor. Şirket, bu alanda yöneltilen soruları adeta görmezden geliyor. Apple haberleriyle ün salmış Mark Gurman’ın paylaştığı habere göre bunun makul bir nedeni var. Paylaşıma göre şu ana kadar üretilen katlanabilir iPhone Prototipleri, katlama bölgesinde kırışıklık sorunu yaşıyor ve Apple henüz çare bulabilmiş değil.
Öte yandan teknoloji devinin planlarında bazı farklılıklar olabilir. Gurman’a göre Apple’ın yeni hedefi ilk olarak 18,8 inç ekrana sahip katlanabilir MacBook cihazlarını piyasaya sürmek. Buradan pazarın nabzını ölçüp katlanabilir iPhone cihazlarını daha sonra tanıtmayı hedefliyor. Ancak katlanabilir bir MacBook için de 2027 yılı işaret ediliyor. Görünüşe göre uzun bir süre daha katlanabilir iPhone göremeyeceğiz.
Trendyol, bu yıl Adana’da 2-6 Ekim tarihlerinde düzenlenecek olan havacılık, uzay ve teknoloji alanında Türkiye’nin en büyük festivali olan TEKNOFEST 2024’ün paydaşları arasında yer aldı. Şirketin katkıları arasında Adana Kürkçüler Köyü’nde bulunan Yarının Köyleri Dijital Merkezi’nde düzenlenecek bir E-Ticaret Hackathonu ve festival boyunca sunulacak çeşitli yapay zekâ atölyeleri yer alıyor.
E-Ticaret hackathonu
Trendyol, TEKNOFEST kapsamında Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı (UNDP) iş birliğiyle başlatılan Yarının Köyleri projesiyle uyumlu bir E-Ticaret Hackathonu düzenliyor. Yarışma, yerel üreticilere dijital dönüşüm ve sürdürülebilir kalkınma alanında katkı sağlama hedefiyle hayata geçiriliyor.
Katılımcılar kırsal kalkınma projeleri kapsamında açık kaynak kodlu e-ticaret çözümleri geliştirerek dijital dünyada yerel üreticilerin görünürlüğünü artırmayı amaçlıyor. Bu süreçte katılımcılar açık kaynaklı yazılım araçlarını kullanarak yenilikçi çözümler üretmeye teşvik ediliyor.
Togg T10X artık Trendyol uygulamasına erişebiliyor. Tru.Store uygulaması üzerinden e-ticaret hizmetini kullanabilirsiniz.
Hackathon, ürün fotoğraflarını otomatik olarak tanımlayan, ürün açıklamalarını oluşturan ve çok dilli destek sağlayan yapay zekâ teknolojilerini kapsayan projelere odaklanacak. Mezunlar, profesyonel yazılımcılar ve lise ile üniversite öğrencilerinden oluşan 16 finalist takım, büyük ödüller için yarışacak. Birincilik ödülü 100.000 TL olarak belirlenirken, ikinciye 80.000 TL, üçüncüye ise 60.000 TL ödül verilecek.
Trendyol, TEKNOFEST 2024’te yalnızca hackathon ile değil aynı zamanda ziyaretçilerine sunduğu çeşitli dijital deneyimlerle de dikkat çekecek. Festival alanındaki standı çocuklar ve gençlere yapay zeka, makine öğrenimi, derin öğrenme ve veri analizi gibi konularda bilgi edinme fırsatı sunacak. Bunun yanı sıra sanal gerçeklik (VR) gözlükleriyle ziyaretçiler Kürkçüler Köyü’nde bulunan Yarının Köyleri Dijital Merkezi’nde gerçekleştirilen projeleri yakından deneyimleyebilecekler.
Trendyol’un standında ayrıca yapay zeka destekli oyunlar ve mutfak asistanı AITEN gibi eğlenceli ve öğretici içerikler de yer alacak. TEKNOFEST’e özel ürünlerin yer aldığı Trendyol butiği ise teknoloji ve festival meraklılarını cezbeden bir diğer alan olacak.
Google’ın siber güvenlik şirketi Mandiant, kaçak film indiren kişileri hedef alan yeni bir kötü yazılım türünü tespit etti. ‘Peaklight’ adı verilen bu virüs, yasa dışı film indirenleri yalnızca kullanıcının yaşadığı ülkedeki yasal sorunlarla değil, aynı zamanda ciddi güvenlik riskleriyle de karşı karşıya bırakıyor.
Kaçak film izlemenin tek götürüsü yasal süreçler değil
Mandiant’ın açıklamasına göre Peaklight, bilgisayarın belleğinde gizlice çalışarak tespit edilmesini zorlaştırıyor. Virüs, PowerShell tabanlı bir indirici kullanarak ek zararlı yazılımları sisteme yüklüyor. Bu yöntemle siber suçlular, Lumma Stealer, Hijack Loader ve CryptBot gibi tehlikeli programları kullanıcının cihazına sızabiliyor.
Kötü niyetli kişiler, popüler filmlerin adını taşıyan ZIP dosyalarının içine gizledikleri Windows kısayol dosyalarıyla (LNK) Peaklight’ı yayıyor. Kullanıcı bu dosyayı açtığında, gizli bir kaynağa bağlantı kuruluyor ve zararlı JavaScript kodu indirilip çalıştırılıyor. Bu kod, PowerShell üzerinden Peaklight’ı etkinleştiriyor ve diğer kötü amaçlı yazılımların indirilmesini sağlıyor.
Dünya tarihinin en büyük dijital korsan içerik sitesi olarak The Pirate Bay, İsveç televizyonlarında dizi olarak karşımıza çıkacak.
Peaklight’ın bellekte çalışması, geleneksel antivirüs programlarının tespitini zorlaştırıyor. Mandiant araştırmacıları Aaron Lee ve Praveeth D’Souza, virüsün karmaşık yapısına dikkat çekerek kullanıcıları uyarıyor.
Uzmanlar, yasa dışı kaynaklardan film indirmenin ciddi riskler taşıdığını vurguluyor. Kullanıcılara, güvenilir olmayan kaynaklardan içerik indirmekten kaçınmaları ve güncel güvenlik yazılımları kullanmaları tavsiye ediliyor. Ayrıca, şüpheli dosyaları açmadan önce dikkatli olunması ve mümkünse yasalplatformların tercih edilmesi öneriliyor.
Apple’ın en yeni amiral gemisi modeli iPhone 16 Pro Max, batarya ömrü konusunda tüm rakiplerini geride bırakarak yeni bir rekora imza attı. Yeni gerçekleştirilen kapsamlı batarya testlerinde, iPhone 16 serisi içerisinde açık ara en uzun dayanıklılığı gösteren model oldu.
iPhone 16 Pro Max, ailenin en iyisi oldu!
Test sürecinde, tüm cihazlar 5G bağlantısı üzerinden web taraması yaparken ekran parlaklığı 150 nit seviyesinde tutuldu. Bu zorlu koşullar altında iPhone 16 Pro Max, etkileyici bir performans sergileyerek 18 saat 6 dakika boyunca kesintisiz çalışmayı başardı. Bu sonuç, bugüne kadar test edilen tüm iPhone modelleri arasında en yüksek skoru temsil ediyor.
Diğer iPhone 16 modellerinin performansları ise şöyle sıralandı: iPhone 16 Pro 14 saat 7 dakika, iPhone 16 Plus 16 saat 29 dakika ve standart iPhone 16 12 saat 43 dakika. Bu sonuçlar, Pro Max modelinin batarya konusundaki üstünlüğünü açıkça ortaya koyuyor.
iPhone 16 Pro Max’in başarısı sadece Apple ekosistemi içinde sınırlı kalmadı. Android cephesinde yalnızca üç model – Asus ROG Phone 8 Pro, OnePlus 12R ve Asus ROG Phone 7 Ultimate – Apple’ın yeni amiral gemisini geçmeyi başardı. Bu modeller sırasıyla 18 saat 48 dakika, 18 saat 42 dakika ve 18 saat 32 dakikalık süreler elde etti.
Apple’ın en büyük rakibi olarak görülen Samsung’un en üst segment modeli Galaxy S24 Ultra ise 16 saat 45 dakikalık batarya ömrüyle iPhone 16 Pro Max’in oldukça gerisinde kaldı. Bu sonuç, Galaxy S24 Ultra’nın 5,000mAh kapasiteli bataryasına rağmen, iPhone 16 Pro Max’in 4,685mAh’lik bataryasının daha verimli çalıştığını gösteriyor.
Merakla beklenen OnePlus Ace 5 modelinin iddialı batarya performansı ortaya çıktı. Ayrıca cihazın çıkış tarihi de belli oldu.
Geçen yılki iPhone 15 serisine kıyasla, bu yılki modellerde batarya performansında ciddi bir artış gözlemlendi. Örneğin, iPhone 15 Pro Max 14 saat 2 dakikalık bir süre elde ederken, yeni iPhone 16 Pro Max bu süreyi tam 4 saat aşmayı başardı.
Bu test sonuçları, Apple’ın batarya teknolojisi ve enerji verimliliği konusundaki çalışmalarının meyvesini verdiğini gösteriyor. iPhone 16 Pro Max, özellikle yoğun kullanım senaryolarında uzun süreli dayanıklılık arayan kullanıcılar için ideal bir seçenek olarak öne çıkıyor.
Oktan sayısı, benzin veya diğer yakıtların sıkıştırma oranına ne kadar dayanıklı olduğunu gösteren bir ölçü birimidir. Teknik olarak motor içindeki hava-yakıt karışımının sıkıştırılması sırasında yakıtın kendiliğinden tutuşmadan ne kadar basınca dayanabileceğini belirtiyor.
Yakıtın kalitesini belirlemede önemli bir faktör olarak kabul edilir. Çünkü motorun sıkıştırma sürecinde istenmeyen patlamaları (ön ateşleme) engeller. Benzin motorları, yakıtın sıkıştırılmasının ardından buji yardımıyla ateşlenir. Ancak eğer yakıtın oktan değeri motorun sıkıştırma oranına uygun değilse yakıt daha erken ateş alabilir ve motorun performansı düşebilir.
Dolayısıyla farklı motorlar farklı oktan değerlerine ihtiyaç duyar. Örneğin yüksek sıkıştırma oranına sahip motorlar yüksek oktanlı yakıtlara ihtiyaç duyarken, düşük sıkıştırma oranlı motorlar daha düşük oktanlı yakıtlarla sorunsuz çalışabilir.
Motor üreticileri genellikle hangi yakıtın en uygun olduğunu belirler ve bu nedenle araç sahipleri motorlarının özelliklerine göre yakıt seçmelidir. Oktan sayısının yeterli olmadığı durumlarda motor hasar görebilir. Bu da uzun vadede onarım masraflarına yol açabilir.
Yüksek oktan benzin neden önemli?
Yüksek oktanlı benzin özellikle yüksek performanslı ve turboşarjlı motorlar için kritik öneme sahip. Yüksek sıkıştırma oranına sahip motorlarda daha fazla güç üretmek için hava-yakıt karışımı yüksek basınç altında sıkıştırılır.
Bu durum yakıtın patlama riskini artırır ve ön ateşleme adı verilen istenmeyen patlamalara yol açabilir. Yüksek oktanlı benzin de bu tür patlamaları önlemek için tasarlanmıştır. Böylece motor en yüksek performans seviyesinde çalışabilir. Özellikle spor arabalar ve yüksek performanslı araçlar için önerilen yakıt türü genellikle yüksek oktanlı benzindir.
Togg, önümüzdeki yıl sedan sınıfında yeni bir model ile karşımıza çıkacak. Bugün de bakan tarafından test edildi.
Tabii yüksek oktan sadece motor performansını artırmakla kalmaz. Aynı zamanda motorun verimliliğini de maksimize eder. Yani motorun daha fazla güç üretmesini sağlarken aynı zamanda yakıt tüketimini de optimize eder.
Bu da sürücüler için hem performans artışı hem de yakıt ekonomisi anlamına gelir. Ayrıca yüksek oktanlı benzin ayrıca motorun daha temiz çalışmasını sağlar. Çünkü daha iyi yanma özelliğine sahip olduğu için egzoz emisyonlarını da düşürür. Dolayısıyla çevreye olan olumsuz etkileri de düşük oktanlı benzine göre daha azdır.
Düşük oktan benzin daha mı kötü?
Düşük oktanlı benzin daha düşük sıkıştırma oranına sahip motorlar için idealdir. Bu motorlar daha az sıkıştırma gücü gerektirdiği için düşük oktanlı yakıtla da sorunsuz çalışabilir. Özellikle eski model araçlarda ve düşük performanslı motorlarda düşük oktanlı benzin yaygın olarak kullanılır.
Bu tip yakıtlar yüksek oktanlı yakıtlara kıyasla genellikle daha ucuzdur ve bu nedenle düşük maliyetli bir alternatif olurlar. Ancak düşük oktanlı benzin modern yüksek performanslı motorlarda kullanılmaya çalışıldığında ciddi sorunlara yol açabilir. Yakıtın motor içinde zamanından önce patlaması motorun performansını düşürebilir ve yakıt tüketimini artırabilir. Yani ucuza kaçtık sandığımız şey bize pahalıya patlayabilir.
Öte yandan düşük oktan yakıt kullanmanın avantajları da vardır. Eğer motorunuz düşük sıkıştırma oranına sahipse yüksek oktanlı benzin kullanmanız gereksiz olacaktır. Zira yüksek oktanlı yakıt sadece motorun gereksinimleriyle uyumlu olduğunda faydalıdır.
Yani düşük oktanlı benzin doğru motorla kullanıldığında herhangi bir performans sorunu yaşatmaz ve maliyet açısından daha avantajlı olabilir. Dolayısıyla düşük performanslı motorlarda yüksek oktan kullanmak hem gereksiz hem de maliyetli olabilir.
Oktan değerinin performansa etkisi var mı?
Üreticiler, araçlarının tam performans kapasitesine ulaşabilmesi için genellikle yüksek oktanlı yakıt kullanımı önerir. Bu durum özellikle yüksek sıkıştırma oranına sahip motorlarda geçerlidir. Yüksek sıkıştırma, motorun daha fazla güç üretmesine olanak tanır ve bu süreçte yakıtın yüksek dayanıklılığa sahip olması gerekir.
Bu yüzden yüksek oktan motorun verimli çalışmasını sağlamak için gereklidir. Yüksek performanslı motorlar da yüksek oktanlı benzin kullanıldığında daha fazla güç üretir, daha az yakıt tüketir ve genel olarak daha stabil bir performans sergiler.
Bunun yanı sıra yüksek oktanlı yakıtlar motorun daha temiz çalışmasına katkıda bulunur. Yakıtın daha etkin bir şekilde yanması, motorda birikinti oluşumunu ve karbon kalıntılarını azaltır. Bu da motorun uzun ömürlü olmasına yardımcı olur ve motor bakım ihtiyacını azaltır. Özellikle yüksek performanslı araçlarda yüksek oktanlı yakıt kullanımı hem performansı artırır hem de motorun sağlıklı kalmasına katkıda bulunur.
Türkiye’de yüksek oktan benzin bulunabilir mi?
Türkiye’de en yaygın yakıt türü 95 oktan benzindir. Bu da hemen hemen tüm akaryakıt istasyonlarında standart olarak sunulan bir yakıttır. Ancak daha yüksek performans talep eden sürücüler için Türkiye’de bazı akaryakıt şirketleri 97, 98 hatta bazı bölgelerde 100 oktan yakıt sunuyor. Özellikle BP, Shell ve Total gibi uluslararası markalar, performans araçlarına sahip sürücüler için daha yüksek oktanlı yakıt seçenekleri sunuyor.
Yüksek oktanlı yakıtlar daha pahalı olmakla birlikte özellikle spor araç sahipleri ve yüksek performanslı motor kullanıcıları tarafından tercih ediliyor. Türkiye’de de büyük şehirlerde bu tür yakıtları bulmak daha kolay. Ancak kırsal bölgelerde bu tür yakıt seçeneklerine ulaşmak oldukça zor.
Yüksek oktanlı benzin motorun verimli çalışmasını sağladığı için uzun vadede motorun ömrünü uzatabilir ve bakım masraflarını azaltabilir. Bu nedenle performans arayan sürücüler için bu yatırım oldukça değerli. Zira daha uygun fiyatlı diye aracınıza tavsiye edilen 97 veya daha yüksek oktan benzin yerine 95 oktan koyarsanız orta-uzun vadede birçok sorunla karşılaşabilirsiniz.
Elektrikli otomobil dünyasında ilki gerçekleştirmeye hazırlanan Xpeng, yeni modeli P7+ ile dikkatleri bir hayli üzerine çekti. Yeni aracını dünyanın ilk yapay zeka destekli otomobili olarak tanıtan Xpeng CEO’su, aracın sürüş deneyimini kökten değiştireceğini belirtti. Buna göre Xpeng P7+ sadece bir araç değil, aynı zamanda tam anlamıyla akıllı bir yol arkadaşı olacak. İşte aracın özellikleri…
Xpeng P7+, yapay zeka destekli sürüş sistemi ile tamamen haritasız bir şekilde yol bulacak
Öncelikle bu yenilikçi modelin arkasındaki vizyon, Xpeng CEO’su He Xiaopeng tarafından detaylı bir şekilde anlatıldı. CEO, dört aşamalı bir stratejinin ilk adımı olan P7+ modelinin, Xpeng’in otonom sürüş alanındaki büyük planlarının sadece başlangıcı olacağını belirtti.
İlk adım, XNGP adı verilen yapay zeka destekli sürüş sistemi ile tamamen haritasız şehir içi sürüş sağlamak. Yani, sürücüye gerek kalmadan, aracınız sizi istediğiniz yere götürebilecek. Bununla da yetinmeyip, Xpeng P7+’ın donatıldığı AI Eagle Eye Vision sistemi sayesinde, aracın çevresindeki her şeyi daha net ve daha doğru bir şekilde algılayabileceksiniz.
Çinlilerin yeni göz bebeği Xpeng MONA M03, 1 haftada 10 bin'den fazla sipariş aldı. Fiyatı ise 573 bin TL'den başlıyor.
Gelişmiş yapay zeka teknolojisi sayesinde, park ederken ya da düşük hızlarda sürüş yaparken tam anlamıyla bir otonom sürüş modunda olacak. Yani aracın, sürücüsüz park etme gibi özelliklerinin yanında, şehir içi trafikte de kusursuz bir kontrol sağlayacağı söyleniyor.
P7+, sadece teknolojik olarak değil, tasarım ve performans tarafında da beklentileri karşılayacak gibi duruyor. Xpeng P7+, 5056×1937×1512 mm boyutları, 3000 mm dingil mesafesi ve maksimum 180kW/230kW güce sahip tek motorlu versiyonuyla karşımıza çıkacak.