OpenAI şirketinin ChatGPT adlı yapay zeka sohbet botu yavaş yavaş kullanıcıların vazgeçilmezi haline gelmeye başladı. Özellikle öğrenciler ve çalışanlar işlerinde veya ödevlerinde daha hızlı olabilmek adına birçok konuda ChatGPT gibi birçok farklı bottan destek alıyor. Ancak yeni bir araştırma, ChatGPT’ye bilgisayar programlama sorularını cevaplama konusunda fazla güvenmememiz gerektiğini ortaya koydu.
Purdue Üniversitesi’nde yapılan araştırma, bu ayın başlarında Hawaii’deki Bilgisayar-İnsan Etkileşimi Konferansı’nda sunuldu. Yazılım geliştiricileri ve programcılar için oluşturulmuş bir soru-cevap platformu olan Stack Overflow’dan alınan 517 programlama sorusuna ChatGPT’nin verdiği yanıtlar incelendi.
Yapılan araştırmaya göre ChatGPT, programlama ile ilgili soruların %52’sine yanlış bilgiler içeren yanıtlar verdi. Ayrıca verdiği cevapların %77’sinin gereksiz yere uzun olduğu ortaya çıktı. Fakat katılımcılar, iyi ifade edilmiş dil tarzı ve kapsamlılığı nedeniyle %35 oranında ChatGPT yanıtlarını tercih etti.
ChatGPT’nin bazı hatalarını programcılar da fark edemedi
Araştırmaya katılan programcılar, ChatGPT yanıtlarındaki yanlış bilgileri %39 oranında gözden kaçırdılar. Bu durum ChatGPT’nin, doğru görünen yanıtlarının beraberinde getirebileceği riskleri de ortaya çıkarmış oldu. Araştırma, ChatGPT gibi araçları kullanan herkesin aslında aşina olduğu sorunların rakamlara dökülmesine yardımcı oldu.
Scarlett Johansson, OpenAI'nin ses modeli ChatGPT Sky'ın kendi sesiyle benzerliği hakkında açıklama yaptı ve yasal adımlar attı.
Büyük teknoloji şirketleri, en güvenilir sohbet botlarını kullanıcılara sunmak için milyarlarca dolarlık yatırımlar yapmaya devam ediyor. Meta, Microsoft ve Google, aslında internetle olan ilişkimizi başka bir boyuta taşıma potansiyeline sahip yeni bir alanı ele geçirme yarışında. Ancak, önlerinde aşmaları gereken birçok sorun yer alıyor.
Bu sorunların başında ise ChatGPT gibi botların sadece programlama alanında değil birçok soruyu yanıtlarken çuvallaması geliyor. Google’un yeni yapay zeka destekli arama motorunun da genellikle güvenilmez veya mizah içerikli kaynaklardan aldığı yazıları doğru bilgi olarak sunduğu görüldü.
Peki kullanıcılar bu tip sohbet botlarına en sıradan soruları mı sormalı? Yoksa gelişmeleri için önümüzde daha zaman var mı?
Otomotiv dünyasında devrim yaratacak bir gelişme yaşandı. NVIDIA CEO’su Jensen Huang, her bir araç için otonom (kendi kendini süren) sürüş özelliği geleceğini açıkladı. Bu alanda Tesla’nın rakiplerinden çok daha ileride olduğunu belirtti ve tüm araçların otonom özelliğe kavuşacağını söyledi. İşte gündem olan haberin detayları…
NVIDIA açıkladı! Piyasadaki tüm araçlar otonom olacak
NVIDIA patronu Jensen Huang, Tesla’nın Full Self-Driving (FSD) (kendi kendine sürüş) sürüm 12’sini öve öve bitiremedi ve bu teknolojinin uçtan uca üretken bir model olduğunu söyledi. Tesla’nın bu sistemi, videolardan öğrenerek sürüşü anlıyor ve yönlendirebiliyor.
NVIDIA, Tesla’nın otonom araç eğitme sürecine çok yardımcı olduğunu ve bu sayede de Tesla’nın, büyük veri miktarlarını işleyebilecek kapasiteye ulaştığını söyledi. Huang, “Tesla, otonom sürüşte açık ara önde” diyerek firmanın yaptığı çalışmaları “gerçekten devrim niteliğinde” olarak değerlendirdi. Yani, Tesla’ya yardımcı olduğu bu özelliğin ekmeğini yeme sırası NVIDIA’da.
Son dönemin konuşulan markalarından Huawei, bu kez otonom sürüş yazılımı Qiankun ile gündemde. İşte tüm detaylar...
Tesla’nın son sürüş sistemi, şu anda beta aşamasında ve yeni sahiplerine 30 günlük ücretsiz denemelerle sunuluyor. Tesla, FSD’nin Mart 2021’de tanıtılmasından bu yana 2 milyar kilometrenin üzerinde yol kat ettiğini bildirdi. Bu sistem, seviye 2 otonom bir sistem olarak kabul ediliyor ve kullanımı sırasında denetim gerektiriyor.
Ekran kartlarıyla tanıdığımız NVIDIA’nın, otomotiv segmentinde rolü çok büyük. Şirket, ilk çeyrekte otomotiv gelirini 329 milyon dolar olarak bildirdi ve bu segmentin yıl içinde en büyük işletme dikeyi (yükselen grafik) olmasını bekliyor. Huang, “her araç bir gün otonomsürüş yeteneğine kavuşacak” dedi ve bu teknolojinin büyük veri işleme kapasitesine ihtiyaç duyduğunu söyledi.
Tesla’nın bu alanda yaptığı devrimsel çalışmalar ve NVIDIA’nın desteği, otonom araçların geleceği için umut verici oldu. NVIDIA’nın diğer müşterileri arasında Mercedes, Jaguar Land Rover, Volvo ve Hyundai gibi büyük otomobil üreticileri bulunuyor. Huang, otonom araç teknolojisinin büyük dil modellerine benzer olduğunu, ancak video veri oranlarının çok yüksek olması nedeniyle devasa bir eğitim tesisi gerektirdiğini belirtti.
Yani, NVIDIA ve Tesla’nın öncülüğünde, piyasadaki tüm araçları otonom araç yapmak artık mümkün olacak. Bu teknolojinin yaygınlaşmasıyla, gelecekte her aracın otonom yeteneklere sahip olacağı bir dünya göreceğiz. Siz ne düşünüyorsunuz? Bir gün yollarda otonom Şahin, Doğan’ları hayal edebiliyor musunuz? Görüşlerinizi aşağıdaki yorumlar kısmına yazabilirsiniz.
ABD Havacılık ve Uzay Ajansı‘nın (NASA), uzay giysisi ne kadara mâl oluyor? Bu kıyafetlerin özellikleri neler? Sizler için bu sorulara cevap aradık. Öncelikle, NASA’nın uzay kıyafeti filosunun 1974’ten beri aynı olduğunu ve şu anda uzay ajansının yeni kıyafetler üzerinde çalıştığını belirtelim.
1974 yılında bu uzay kıyafetlerinin 15 milyon ila 22 milyon dolara mâl olduğu açıklanmıştı. İşte o zamandan beri ajans, göreve hazır herhangi yeni bir kıyafet ortaya çıkarmadı. Ancak mevcut kıyafetler üzerinde iyileştirmeler yaptı. Yine de bu, NASA’nın bir uzay kıyafeti krizi yaşamasına yol açtı. Zira artık NASA’nın sadece dört adet görev kıyafeti kaldı.
Uzay giysisi nedir?
Metnin ilk bölümünde ABD uzay ajansının büyük bir krizle karşı karşıya kaldığını belirttik. Mart 2019’da NASA’nın kadın astronotlarla yapmayı planladığı uzay yürüyüşü de kıyafet sorunu nedeniyle iptal olmuştu. Ajans,iki kadın astronottan sadece birine uygun (orta boy) kıyafet bulmuştu.
Peki, uzay giysisi tasarımı neden bu kadar zor? Çünkü bir uzay kıyafeti aslında bir uzay aracı gibi. Astronotu uzay boşluğundan, güneşten ve diğer cisimlerden gelen radyasyondan koruması gerekiyor. Ayrıca bu kıyafet, uzayda yaklaşık 29 bin km hızla dolaşan cisimlerin astronota zarar vermesini de önlemeli. Tüm bunların yanı sıra oksijen, iletişim, telemetri ve bir insanın hayatta kalması için ihtiyaç duyduğu her şeyi sağlamalı.
NASA, Mars kolonisi için ABD'li yetkililerden daha fazla destek istiyor. Aksi takdirde Çin'in ilki başaracağını iddia ediyorlar.
Bununla birlikte, Business Insider‘ın haberine göre, 1974’teki Uzay Mekiği programı için 18 giysi takımı geliştirildi. Birinci ve ikinci takım artık yok. 1986’daki Challenger ve 2003’teki Columbia felaketlerinde ikişer takım imha oldu. En son SpaceX-7‘nin kargo görevi kazasında bir uzay kıyafeti daha kaybedildi. Kalan 11 kıyafetten yedisi ise çeşitli yenileme ve bakım süreçlerinden geçiyor. Yani sadece dört uçuşa hazır uzay giysisi bulunuyor.
NASA, Artemis uzay giysisi için 200 milyon dolarlık yatırım yaptı
NASA, Artemis Ay programı için xEMU kıyafetini geliştirmek üzere 200 milyon dolardan fazla yatırım yaptı. 2009’dan beri ajansın yaptığı bu yatırımlar bir yana, halen elde tutulur yeni bir kıyafet ortaya çıkmadı.
Üstelik tek sorun giysilerin yetersizliği de değil. Giysilerde kullanılan bileşenler de hızla azalıyor. Örneğin, karbondioksit sensörleri. Mevcut giysilerdeki bazı bileşenler artık üretilmiyor. Hatta bu bileşenleri üreten satıcıların bazıları bile artık yok.
Uzay giysisinin en pahalı bileşenlerinden biri ise eldivenler. Bu eldivenler, astronotların uzayda çalışmalarını engellemeyecek ama onların sağlığını koruyacak şekilde tasarlanıyor. İç kısmında makara ve ip sistemi bulunurken, dış kısmında astronotun ellerini sıcak tutmasını sağlayan ısı radyatörleri yer alıyor.
Apollo görevlerinde astronotların kullandığı eldivenler işlevsel açıdan şu anda kullanılanlardan çok daha yetersizdi. Örneğin, astronotlar elleriyle yerdeki bir taşı kavrayamıyordu. Ancak şu anda mühendislerin geliştirdiği eldivenlerde böyle bir sorun yok.
Yaşam destek sistemi ise uzay giysilerinin en önemli bileşeni sayılır. Kıyafetin arkasına takılan sırt çantası, sıcaklığı korumaktan karbondioksiti çıkarmaya kadar pek çok önemli işlevi üstleniyor. İşte bu bileşen, eldivenlerden daha pahalı.
Bu arada, zaman zaman kıyafetlerde tasarım ya da üretim hatası olabiliyor. Örneğin, 2013’te Avrupa Uzay Ajansı astronotu Luca Parmitano‘nun kaskı suyla doldu. Yaklaşık 1,5 litre su Parmitano’yu uzay yürüyüşünün ortasında neredeyse boğuyordu.
Günümüzde bir uzay giysisinin maliyeti 100 milyon dolar
Asıl konuya dönecek olursak, 1974’teki bir uzay giysinin 15 milyon ila 22 milyon dolarlık maliyetinin günümüzdeki karşılığı 83 milyon ila 122 milyon dolar arasında. Quartz‘a göre ise, bir uzay giysisinin maliyeti yaklaşık 1 milyar dolar. Ancak NASA’nın tasarım ve geliştirme için finansman bulmakta zorluk çektiği gerçeğinin de göz önünde tutarsak ilerleyen yıllardaki görevlerin ertelenme riski var.
Geliştirilmekte olan yeni nesil uzay giysilerine kısaca xEMU adı veriliyor ve astronotların güvenliğine odaklanıyor. Ayrıca ileri bir iletişim teknolojisine sahip giysiler, farklı uzay görevleri için değiştirilebilir mekanizmalar barındıracak. Ancak ajans, xEMU uzay giysisinin yüksek maliyetini karşılayacak kaynaktan yoksun. Zaten bu nedenle artık NASA da yeni nesil uzay giysilerini geliştirmek için özel sektörlerle iş birliği yapıyor.
Sarsılmaz, Best Savunma Teknolojileri A.Ş.’yi bünyesine katarak uzaktan kumandalı silah kuleleri üretiminde iddialı bir adım attı. Bu iş birliği ile Sarsılmaz’ın kara ve deniz araçlarına entegre edilebilen 7.62 mm’den 30 mm’ye kadar farklı kalibrelerdeki yüksek teknolojili silah sistemleri, Best Savunma’nın üreteceği kulelere entegre edilecek.
Sarsılmaz, bu hamleyle savunma sanayinin geleceği olan robotik silah sistemleri alanında stratejik adım atmış oldu. Yüksek mühendislik ve entegrasyon yeteneklerine sahip Best Savunma ile Sarsılmaz, “Best Defence” markası altında 7.62, 12.7, 20 mm, 25 mm ve 30 mm kalibrelerde uzaktan kumandalı silah kuleleri üretecek. Best Defence envanterinde bulunan ve bundan sonra Sarsılmaz ve Best Savunma iş birliğiyle üretilecek olan Koralp Silah Kulesi de dikkat çekici özelliklere sahip.
Dünyadaki tüm kalibrelerdeki silahlara uyumlu olan Koralp, lazer mesafe ölçer, gündüz ve termal kamera, mühimmat sayacı, balistik koruma, manuel kullanım gibi standart özelliklerin yanı sıra otomatik hedef tanımlama ve takip, dokunmatik ekranlar, yüksek hassasiyet, yüksek stabilizasyon ve hafiflik gibi avantajlar sunuyor.
Milli olarak geliştirilen yapay zeka destekli hedef tespit ve öğrenme yetenekleri ise Koralp’i rakiplerinden ayırıyor. Sarsılmaz Genel Müdür Yardımcısı Murat Akalın, savunma sanayisinde yaşanan hızlı değişimlere dikkat çekerek Sarsılmaz’ın bu değişimlere ayak uydurarak robotik silah sistemleri alanında önemli bir boşluğu dolduracağını belirtti.
Akalın, Sarsılmaz’ın Sarbot ile başlayan robotik silah sistemleri yatırımlarının Best Savunma ile daha da güçleneceğini ve Sarsılmaz silahlarının entegre edildiği silah kulelerine tek bir kanaldan ulaşma imkanı sağlayacağını ifade etti.
Best Savunma Teknolojileri A.Ş. Yönetim Kurulu Üyesi Caner Buğday ise Sarsılmaz ile yapılan iş birliğinden duydukları memnuniyeti dile getirerek, Best Defence’in geliştirdiği silah kulelerinin Sarsılmaz’ın bilgi birikimi ve teknolojisi ile daha da ileriye taşınacağına inandıklarını belirtti.
Buğday, yerli ve milli üretim hedefinden şaşmadan Sarsılmaz ile birlikte dünya standartlarında ürünler üreteceklerini vurguladı. Koralp Silah Kuleleri, gelişmiş özellikleri ve milli teknolojisi ile Türk savunma sanayisine önemli bir katkı sağlamayı hedefliyor.
Android telefon pazarında önemli bir konuma sahip olan realme, sonunda uzun süredir beklenen modelini duyurdu. Marka tarafından tanıtılan yeni cihaz, önemli özellikleriyle dikkat çekiyor. Giriş-orta seviye olarak rakiplerine göre daha donanımlı görünen Narzo N65 5G, Dimensity 6300 işlemci gibi özellikleri ile öne çıkıyor. İşte realme Narzo N65 5G özellikleri ve fiyatı…
realme Narzo N65 5G, gücünü Dimensity 6300 işlemciden alıyor
Özelliklerine baktığımızda giriş-orta segment için tanıtıldığı belli olan yeni telefon, 6nm üretim teknolojisine ve 2.4GHz 2x Cortex-A76, 2GHz 6x Cortex-A55 olmak üzere sekiz çekirdeğe sahip MediaTek Dimensity 6300 işlemciden gücünü alıyor. Bu işlemciye 4GB ve 6GB LPDDR4X bellek ve 128GB UFS 2.2 depolama seçenekleri eşlik ediyor.
Ekran tarafında ise bizleri 6.67 inç 1604 x 720 piksel çözünürlüğe ve 120Hz yenileme oranına sahip HD+ ekran karşılıyor. Ayrıca bu ekran 625 nit parlaklığa ulaşabiliyor. realme Narzo N65 5G, Android 14 tabanlı realme UI 5.0 işletim sistemi üzerinde çalışıyor.
realme, amiral gemisi 12 serisi ile fotoğraf tutkunları ve tasarım odaklı kullanıcılar için öne çıkmayı başarıyor. Peki neler sunuyor?
15W hızlı şarj desteğine sahip 5,000 mAh bataryaya ev sahipliği yapan telefon, şimdilik Hindistan’da satışa çıktı. 4GB + 128GB versiyonu 139 dolar fiyat etiketine sahipken, 6GB + 128GB versiyonu 150 dolardan satışa sunuldu.
İşte realme Narzo N65 5G özellikleri:
Özellikler
realme NARZO N65
Ekran
6.67 inç HD+ ekran (1604 x 720 piksel), 50/60/90/120Hz dinamik yenileme hızı, 240Hz dokunma örnekleme hızı, 625 nit tepe parlaklık
İşlemci
Sekiz Çekirdekli MediaTek Dimensity 6300 6nm işlemci (2x Cortex-A76 @ 2.4GHz, 6x Cortex-A55 @ 2GHz), Arm Mali-G57 MC2 GPU
RAM
4GB / 6GB LPDDR4x RAM
Depolama
128GB (UFS 2.2) depolama, 2TB’a kadar genişletilebilir microSD bellek kartı desteği
İşletim Sistemi
Android 14 ile realme UI 5.0
Arka Kamera
f/1.8 diyafram açıklığına sahip 50MP arka kamera, Samsung JN1 sensör, LED flaş
Ön Kamera
f/2.0 diyafram açıklığına sahip 8MP ön kamera, OmniVision OV08D10 sensör
Mimarlık sektörünün geleceğini şekillendirecek yenilikçi girişimleri, ilham verici fikirleri ve heyecan verici yatırım fırsatlarını keşfetmek için hazır olun! Co-Founder.Work, Co-Founder Academy ve Interia iş birliğiyle Skyland HOM’da yer alan Interia Workspace’te 29 Mayıs 2024 tarihinde gerçekleşecek bu özel etkinlik, mimarlık öğrencilerini, yeni mezunları, mimari girişimleri, yatırımcıları ve alanında öncü isimleri bir araya getirecek.
Architecture MeetUp, mimarlık ve startup dünyasını bir araya getirerek, mimarlık sektöründe devrim yaratabilecek fikirlerin ve projelerin tanıtılmasını amaçlıyor. Katılımcılar, mimarlık dünyasını dönüştürme potansiyeline sahip girişimleri keşfetme ve bu yenilikçi fikirlerle etkileşime geçme fırsatı bulacaklar. Aynı zamanda, yatırımcılar için yeni ve heyecan verici yatırım fırsatları sunulacak.
Co-Founder Academy Kurucu Ortağı Enes Yiğit moderatörlüğünde; yatırımcı şapkasıyla Fonangels Genel Müdürü Mustafa Şipka, girişimci şapkalarıyla Homster Kurucu Ortağı Arda Kaya ve sugAR Kurucu Ortağı Abdurrahman Türkeri bu etkinlikte deneyimlerini paylaşmak üzere bir araya gelecek.
Etkinliğin öne çıkan konuları
1. Akıllı Binalar ve Sürdürülebilir Mimari: Geleceğin mimarisi, akıllı binalar ve sürdürülebilir çözümler üzerine inşa ediliyor. Enerji verimliliği, çevre dostu malzemeler ve yeşil bina teknolojileri, mimarlık sektöründe büyük bir değişim yaratıyor. Etkinlikte, bu alandaki en son yenilikler ve trendler ele alınacak.
2. Yapay Zeka ve Sanal Gerçeklik ile Mimarlık: Yapay zeka ve sanal gerçeklik, mimarlık dünyasında büyük bir etki yaratıyor. Tasarım süreçlerini hızlandıran, daha önce mümkün olmayan detaylarda modelleme yapmayı sağlayan bu teknolojiler, mimarların ve tasarımcıların yaratıcı sınırlarını genişletiyor. Etkinlikte, bu teknolojilerin mimarlık üzerindeki etkileri ve gelecekteki potansiyelleri incelenecek.
3. Toplumsal Etkiye Sahip Tasarım: Mimarlık, sadece estetik ve işlevsellikten ibaret değil; aynı zamanda toplumsal etki yaratma potansiyeline de sahip. Toplulukları güçlendiren, sosyal eşitsizlikleri azaltan ve daha yaşanabilir şehirler oluşturan tasarımlar, etkinlikte tartışılacak konular arasında yer alacak.
4. Yeni İş Modelleri ve Girişimcilik: Mimarlık sektöründe yeni iş modelleri ve girişimcilik fırsatları, genç mimarların ve girişimcilerin dikkatini çekiyor. Startuplar, yenilikçi iş fikirleri ve projelerle sektörde fark yaratıyor. Etkinlikte, bu alanda başarılı olan girişimcilerin hikayeleri ve yeni iş fırsatları paylaşılacak.
5. Yatırım Fırsatları: Yatırımcılar için mimarlık sektöründe büyük fırsatlar mevcut. Etkinlikte, yatırımcılar için cazip olabilecek projeler ve girişimler tanıtılacak. Katılımcılar, bu fırsatları değerlendirme ve potansiyel iş ortaklarıyla tanışma imkanı bulacaklar.
Etkinliğe Katılım
Etkinliğe katılım ücretsizdir. Mimarlık ve startup dünyasının kesiştiği bu önemli etkinliğe katılarak, sektördeki en son yenilikleri öğrenme ve yeni iş fırsatları yaratma şansını kaçırmayın. Etkinliğe ön başvuru yapmak için buradan giriş yapın.
Etkinlik Hakkında:
Tarih: 29 Mayıs 2024
Saat: 15:00 – 16:30
Yer: Interia Workspace, Skyland HOM, İstanbul
Bu etkinlik, mimarlık ve startup dünyasını buluşturarak, yenilikçi fikirlerin ve projelerin hayat bulmasına olanak tanıyacak. 29 Mayıs’ta Interia Workspace’te siz de yerinizi alın ve mimarlığın geleceğine yön verin!
Günden güne büyüyen Android telefon pazarına Samsung tarafından yeni bir model daha eklendi. M serisini genişletmeyi hedefleyen Samsung, bir süredir üzerinde çalıştığı Galaxy M35 5G modelini sonunda tanıttı. İşte Exynos 1380 işlemci ve 8GB RAM ile orta segment katili Samsung Galaxy M35 5G özellikleri ve fiyatı…
Galaxy M35 5G, özellikleri ile orta segment için geliyor
Ekran tarafına baktığımızda bizleri 6.6 inç FullHD+ çözünürlüğe, 120Hz yenileme hızına, ve 1000 nite kadar parlaklık sunan S-AMOLED bir ekran karşılıyor. Ekran içinde bulunan parmak izi sensörü ve ikili stereo hoparlöre sahip olan Galaxy M35 5G, önceki Galaxy M34 modelinden farklı bir tasarım sunuyor.
5nm üretim teknolojisine, 2.4GHz 4x ARM Cortex-A78, 2GHz 4x ARM Cortex-A55 olmak üzere sekiz çekirdeğe sahip Exynos 1380 işlemciden gücünü alan cihaza 8GB bellek ve 256GB depolama alanı eşlik ediyor.
Samsung tarafından tanıtılması büyük bir merakla beklenen Galaxy Z Fold 6, Z Flip 6, ve Galaxy Ring Unpacked lansman tarihi belli oldu...
Arka tarafta 50 megapiksel ana kamera, 8 megapiksel ultra geniş açılı lens, ve 2 megapiksel makro kameraya ev sahipliği yapan Galaxy M35 5G, ön tarafta 13 megapiksel selfie kamerası ile iyi bir deneyim sunuyor. Android 14 tabanlı One UI 6.1 işletim sistemi üzerinde çalışan telefon, dört yıl boyunca işletim sistemi ve beş yıl güvenlik güncellemesi alacak.
Koyu Mavi, Açık Mavi, ve Gri renk seçenekleri ile şimdilik Brezilya’da satışa çıkan telefon, Türkiye’ye gelirse Exynos 2400 işlemci ile gelebilir. Samsung Galaxy M35 5G fiyatı ise 525 dolar olarak belirlendi.
Akıllı telefon pazarında yenilikçi ürünleriyle dikkat çeken realme, amiral gemisi 12 serisi ile fotoğraf tutkunları ve tasarım odaklı kullanıcılar için öne çıkmayı başarıyor. Özellikle fotoğrafçılık özellikleri ve güçlü performansıyla dikkat çekiyor. Peki kullanıcılara neler sunuyor?
realme 12 serisi özellikleri
Serinin amiral gemisi modeli realme 12 Pro+, SONY IMX890 sensörlü 50 Megapiksel ana kamerasıyla yüksek detaylı fotoğraflar çekebiliyor. 120x Super Zoom ile uzaktaki nesneler bile net bir şekilde görüntülenebiliyor.
6x kayıpsız zoom özelliği ise görüntü kalitesinden ödün vermeden yakınlaştırma imkanı sunuyor. SuperOIS teknolojisi ise iyi bir görüntü kontrolü sağlayarak fotoğraf çekme deneyimini bir üst seviyeye çıkarıyor.
Android'in yeni sürümü Android 15'i alacak Realme modelleri ortaya çıktı. İşte Android 15 (Realme UI 5.0) alacak Realme modelleri.
Cihazlar, tasarım açısından da beklentileri karşılamayı başarıyor. 300 üçgen oyuklu Altın Yivli Çerçeve ve 500 geçişli desene sahip Parlak Güneş Işını Kadranı, lüks saatlerde gördüğümüz zarafeti telefona taşıyor.
6.7 inçlik 120Hz Kavisli Görüş OLED ekranı da kullanıcılara iyi bir deneyim sunuyor. 1.07 milyar renk ve %100 P3 renk gamı desteğiyle ile yüksek netlik ve canlı kontrast sağlayan ekran, 3D VC Soğutma Sistemi sayesinde yüksek performanslı kullanımda bile serin kalabiliyor.
Snapdragon 7s Gen 2 işlemciyle gelen realme 12 Pro+ ve Snapdragon 6 Gen 1 işlemcili realme 12 Pro, akıcı bir arayüz deneyimi ve yüksek performans gerektiren uygulamalar için güçlü bir temel sunuyor. Geniş depolama seçenekleri ise kullanıcılara bolca alan ve çoklu görevlerde rahatlık sağlıyor.
realme UI 5.0, yapay zekanın gücünden yararlanarak kullanıcı dostu bir deneyim sunmayı hedefliyor. Günlük yaşamı kolaylaştıran bu arayüz, telefonunu daha verimli kullanmak isteyenler için ideal diyebiliriz.
Android telefon piyasası her yıl olduğu gibi 2024’te de bir dönem fazlaca telefon tanıtımı ile öne çıkacak. Neredeyse her sene Ekim ayında Qualcomm, yeni bir amiral gemisi Snapdragon işlemci tanıtıyor. Ortaya çıkan sızıntılara göre bu yıl da Ekim ayında Snapdragon 8 Gen 4 işlemci tanıtılacak. Bununla birlikte yeni modeller de tanıtılabilir. İşte Xiaomi 15, vivo X200, ve OPPO Find X8 özellikleri ve lansman tarihleri…
Xiaomi 15, Snapdragon 8 Gen 4 ile tanıtılırken, diğerleri Dimensity 9400 ile tanıtılabilir
Digital Chat Station tarafından paylaşılan bilgilere göre Qualcomm, yeni işlemcisini Ekim ayında tanıtmayı planlıyor. Aynı tarihlerde MediaTek tarafında da bir gelişme yaşanması ve Dimensity 9400 yonga setinin de tanıtılması bekleniyor. Her iki işlemci de amiral gemisi telefonlar için üretilirken, Xiaomi 15, vivo X200, ve OPPO Find X8 gibi modellere güç verecekler.
2024 yılının son çeyreğinde tanıtılacak yeni Android telefonlar, özellikleri ile öne çıkacak gibi duruyor. Özellikle Xiaomi 15, vivo X200, ve OPPO Find X8 modelleri, özellikleri ile amiral gemisi olarak tanıtılacak. Çok büyük boyutlara sahip olması beklenmeyen telefonlar, farklı işlemcilere sahip olacak.
Snapdragon 8 Gen 4 zamlı geliyor. Qualcomm'un en yeni yonga seti için daha fazla fiyat isteyeceği söylendi.
Ortaya çıkan raporlara göre iki telefon Dimensity 9400 işlemci ile gelirken, biri Snapdragon 8 Gen 4 yonga setinden gücünü alacak. İddialara göre ve her sene olduğu gibi Xiaomi 15 serisinin Snapdragon 8 Gen 4 ile gelmesi yüksek ihtimalken, vivo X200 ve OPPO Find X8, muhtemelen gücünü Dimensity 9400 işlemciden alacak.
Xiaomi 15 ve vivo X200, Pro modelleri ile birlikte tanıtılırken, Find X8 Ultra için herhangi bir bilgi verilmiyor. Ayrıca Snapdragon 8 Gen 4 kullanacak modeller arasında OnePlus 13 Pro, iQOO 13 serisi, Redmi K80 Pro, ve Realme GT 6 Pro bulunuyor.
Peki ya siz Xiaomi 15, vivo X200, ve OPPO Find X8 özellikleri ve Snapdragon 8 Gen 4 hakkında ne düşünüyorsunuz? Düşüncelerinizi yorumlarda paylaşabilirsiniz.
Avrasya Bölgesi’nin lider endüstri fuarı WIN EURASIA 2024 için çalışmalar devam ediyor. 30. kez imalat sanayiindeki sektör profesyonellerini buluşturmaya hazırlanan WIN EURASIA Fuarı, katılımcılara imalat sanayini 360 derece tecrübe edebilmeleri için benzersiz fırsatlar sunuyor.
30 yıldır yükselen bir grafikle düzenlenen fuar; enerji, elektrik ve elektronik teknolojileri, lojistik, tedarik zinciri yönetimi ve iç lojistik çözümleri, kaynak ve robotik kaynak teknolojileri, endüstriyel otomasyon ve fabrika otomasyon sistemleri, endüstriyel üretim makinaları sektörlerini tek çatı altında bir araya getiriyor.
WIN EURASIA 30 yıldır yükselen grafiğiyle sektörün nabzını tutuyor
Gerçekleştiği her yıl 360 derece imalat sanayiini tecrübe etmek için benzersiz fırsatlar sunan WIN EURASIA, 30 yıldır yeniliklerin bir arada sergilendiği bir buluşma noktası konumunda bulunurken zemin hazırladığı önemli iş birlikleriyle de katılımcı firmalara geniş pazar olanakları sağlamaya ve rekabet güçlerini artırma imkânı sunmaya devam ediyor.
Sektör temsilcilerine bugünün ve geleceğin çığır açan trendleri ile yeni nesil teknolojiler ve çözümleri tanıtma fırsatı sunan fuar, zemin hazırladığı iş birlikleriyle de bir yandan şirketlerin büyüme yolculuğuna eşlik ederken diğer yandan da Türkiye’nin ihracat hacmine önemli katkılarda bulunuyor.
WIN EURASIA 1990’lı yıllardan bu yana oluşturduğu iş hacmi ile bir yandan yeni ihracat fırsatlarını ortaya çıkarıp, öncülük ettiği yeniliklerle sektörün büyümesinde önemli bir rol alırken diğer yandan da Kore’den Almanya’ya, İtalya’dan Çin’e, Cezayir’den Tunus’a, Kazakistan’dan İran’a kadar birçok ülkeden katılımcı ve ziyaretçiyi de Türkiye’de ağırlıyor.
Yaklaşan fuarı sektör temsilcilerinin heyecanla beklediğine değinen Hannover Fairs Turkey WIN EURASIA Proje Yöneticisi Sena Mengül şunları söyledi:
“Hannover Fairs Turkey Fuarcılık A.Ş. olarak Avrasya Bölgesi’nin ve sektörün en büyük uluslararası fuarını 30 yıldır gerçekleştirmenin mutluluğunu yaşıyoruz. WIN EURASIA başarısını 30 yıldır katlayarak sürdürürken aynı zamanda imalat sanayiinin tüm bileşenlerini bir araya getiren eşsiz bir fuar.
Ticaret Bakanlığı’nın da desteklediği WIN EURASIA fuarımız sahip olduğu yenilikçi bakış açısı ile katılımcı ve ziyaretçilerine büyük bir vizyon kazandırmasının yanı sıra Avrasya bölgesinin en büyük ticaret ağına dahil olma fırsatı sunarken, istikrarlı büyüme yapısıyla da yoluna emin adımlarla devam ediyor”
Güncel teknolojileri sektör temsilcileri ile buluşturan ve gerek etkinlikleri gerekse özel alanları ile 4 gün boyunca ziyaretçilerine dolu dolu bir fuar deneyimi sunan Avrasya Bölgesi’nin lider endüstri fuarı WIN EURASIA bu yıl gerçekleşecek organizasyonunu ‘#WIN30Yaşında’ sloganıyla karşılıyor.
Farklı sektörleri bir araya getirecek fuarda 2024 senesinde; 5G Arena, ComVac Kompresör, Vakum ve Basınçlı Gaz Ekipmanları ve Teknolojileri Özel Alanı ve Dijital Fabrikalar Özel Alanı ve bu yıl ilk defa yer alacak Hidrojen Özel alanı gibi özel tema alanları da olacak.
İmalat sektörünün başarısına 30 yıldır öncülük ediyor
Türkiye imalat sanayini uluslararası pazarlarla buluşturarak rekabet gücünü ve ihracatını artırmasına katkıda bulunan ve sektöre öncülük eden WIN EURASIA; partnerleri, katılımcıları ve ziyaretçileri ile birlikte geleceğin endüstrisini şekillendiriyor.
Fuarın sektöre sağladığı katkılara değinen Hannover Fairs Turkey WIN EURASIA Proje Yöneticisi Sena Mengül şunları söyledi:
“WIN EURASIA sadece bir buluşma ve sektördeki yenilikleri keşfetme noktası değil; aynı zamanda zemin hazırladığı iş birlikleri ile sektörün büyümesine önemli katkılar sunan bir organizasyon. Ortaya koyduğumuz iş hacmi sayesinde birçok katılımcı firma fuar sonrası hedef pazarlarına girebiliyor ve verimli sonuçlar alıyor. Bir yandan firmaların büyüme yolculuklarına eşlik ederken diğer yandan da Türkiye’nin ihracat hacmine önemli katkılarda bulunuyoruz”
Dünya’nın bir numaralı endüstri fuarı HANNOVER MESSE’nin bölge pazarındaki temsilcisi konumunda olan ve geleceğin teknolojisini ilk elden deneyimleme fırsatı sunan Avrasya Bölgesi’nin lider endüstri fuarı WIN EURASIA hem iç pazarda hem de global sahnede yerini almak isteyen firmalara eşsiz bir platform sunarken, küresel endüstriyel dönüşümün Türkiye’deki en önemli temsilcisi olarak öne çıkıyor.
Fuarın bu yıl gerçekleşecek olan versiyonunda; 5G teknolojisi sürdürülebilirlik, enerji verimliliği, karbon nötr çözümler, dijital fabrikalar, sanayide yeşil dönüşüme yönelik yeniliklerin yanı sıra Dijital Fabrikalar özel alanında; bulut bilişim, makine öğrenimi, metaverse, yazılım ve dijital ikiz teknolojileri de sergilenecek.
Her iki yılda bir WIN EURASIA’da yer alan ComVac Kompresör, Vakum ve Basınçlı Gaz Ekipmanları ve Teknolojileri özel alanında basınçlı hava ve vakum teknolojileri sergilenecek. Bu yıl ilk defa fuarda yer alacak olan Hidrojen Özel alanında ise sektörün geleceğini yakından ilgilendiren hidrojen enerjisi gibi teknolojilerin imalat sanayisine yönelik çözümleri sergileniyor olacak.
30 yıllık yolculuğu boyunca yüzlerce ülkeden yüz binlerce ziyaretçinin geldiği ve bugüne kadar toplamda binlerce firmanın katılım sağladığı WIN EURASIA, kapsayıcı yapısıyla da öne çıkıyor. Üretim yapan tüm şirketlerin, ilgili sektörlerin her boyutuna dair çözüm bulabildikleri bölgenin en önemli ve nitelikli fuarı WIN EURASIA, yakaladığı başarının yanı sıra Türkiye’nin ihracatına sağladığı katkılarla Türkiye imalat sanayiini dünya pazarları ile buluşturuyor.
WIN EURASIA 5-8 Haziran 2024 tarihlerinde İstanbul Fuar Merkezi, Yeşilköy’de Kapılarını Açıyor!
WIN EURASIA 2024 paha biçilemez iş fırsatları, sektör liderlerinden görüşler ve çığır açan teknolojilere erişim sunuyor. İmalat sektöründeki en son yenilikler ve lider firmalar WIN EURASIA’da!
Uzun süredir Apple tarafında ortaya çıkan haberlere göre yapay zeka üzerinde büyük bir çalışma yürütülüyor. Özellikle yeni işletim sistemi güncellemesi olan iOS 18 ve macOS 15 sürümlerinde birçok yapay zeka özelliği tanıtması beklenen Apple, ünlü Apple analisti Mark Gurman’a göre WWDC’te bu 10 yapay zeka özelliğini tanıtacak. İşte iOS 18 ile gelmesi beklenen yapay zeka özellikleri…
iOS 18, yapay zeka özellikleri ile öne çıkacak
Her geçen gün gelişen yapay zeka ile tüm dünya yeni bir döneme geçiş yaparken, Apple da bu düzene ayak uydurmaya çalışıyor. Şimdiye kadar Siri dışında pek başarılı olamayan ve rakiplerine göre geri kalan firma, büyük yapay zeka üreticileri ile işbirliğine gitmeye başlayarak iOS ve macOS gibi işletim sistemlerinde AI özellikleri sunmaya başlayacak.
Apple tarafından düzenlenen WWDC konferansına iki hafta kaldı ve bu etkinlikte Apple’ın yeni yapay zeka özelliklerini ve ana ekran özelleştirme güncellemelerini sunması bekleniyor. Mark Gurman’a göre güncelleme ile birlikte kişiye özel otomatik oluşturulan emojiler, öneri cevaplar ve mesajlar, ve daha fazlası tanıtılacak.
Yeni tanıtılan TinyPod, Apple Watch 'u minik bir iPod ve iPhone karışımına dönüştürüyor. Gelin detaylarına birlikte göz atalım!
İşte iOS 18 ile gelmesi beklenen 10 yapay zeka özelliği:
Fotoğraf rötuşlama.
Sesli not transkripsiyonu.
E-postalara ve mesajlara önerilen yanıtlar.
Kullanıcı mesajlarının içeriğine göre otomatik olarak oluşturulan emojiler, mevcut kataloğun ötesinde her durum için tamamen yeni emojiler sağlar.
Geliştirilmiş Safari web araması.
Spotlight’ta daha hızlı ve daha güvenilir aramalar.
Siri ile daha doğal etkileşimler.
Siri’nin Apple Watch için tasarlanmış, “hareket halindeki görevler” için optimize edilmiş daha gelişmiş sürümü.
Kaçırılan bildirimlerin ve bireysel mesajların, web sayfalarının, haber makalelerinin, belgelerin, notların ve daha fazlasının akıllı özetleri.
Xcode için geliştirici araçları.
Henüz Apple tarafından bir duyuru yapılmasa da beklenen özellikler, Galaxy AI gibi rakiplerine göre yeterli seviyede duruyor. Fakat Apple’ın Eylül ayında gerçekleştireceği ve iOS 18 sürümünün tam halini yayınlamadan önce beta sürümlerinde bu özellikleri yavaş yavaş kullanıcılara sunması bekleniyor.
Peki ya siz Apple’ın iOS 18’de tanıtacağı özellikler hakkında ne düşünüyorsunuz? Düşüncelerinizi yorumlarda paylaşabilirsiniz.
Rüzgar türbini, tarım ile bir araya gelmesiyle birlikte sebze ve meyveler eski lezzetine kavuşuyor. Temiz enerji kaynakları tarım arazilerine entegre edilerek, sadece enerji üretiminde değil, aynı zamanda tarımsal ürünlerin kalitesinde de büyük bir fark yaratacak. İşte gelişmenin detayları…
Sebzelerin kalitesi artıyor! Rüzgar türbini ve tarım birleşiyor
Uzmanlar, 2025 yılına kadar rüzgar türbini ile enerji üretiminin yüzde 11 oranında artacağını öngörüyor. Washington Post’un haberine göre, rüzgar çiftlikleri sadece kurulu oldukları arazinin yüzde 5’ini kaplıyor. Bu da tarım yapılmasının kesintisiz devam edebileceği anlamına geliyor.
Rüzgar türbini, mevcut yollar ve altyapı ile birlikte inşa edildiğinde, arazi geliştirme risklerini azaltıyor ve inşaat maliyetlerini düşürüyor. Rüzgar türbinlerinin sağladığı temiz enerji, tarım için kullanılan geleneksel enerji kaynaklarının yerini alarak, zararlı hava kirliliğini azaltır ve tarımsal ürünlerin kalitesini artırıyor.
Ucuz enerji konusunda devrim yaratacak yeni bir teknoloji olan WindSpider vinçleri sayesinde kendi kendini inşa eden rüzgar türbini geliyor.
Hava kirliliğinin azalması, bitkilerin daha sağlıklı büyümesine ve dolayısıyla daha lezzetli meyve ve sebzelerin yetişmesine katkı sağlıyor. Dünya Ekonomik Forumu’na göre, 2050 yılına kadar yüzde 60 daha fazla gıda üretimine ihtiyaç duyulacak ve rüzgar enerjisi bu talebi karşılamada önemli bir rol oynayacak.
Berkeley Lab’den Ben Hoen, “Bu çalışma, tarımın ekonomik faydalarını korurken aynı zamanda rüzgar enerjisini geliştirme veya birlikte geliştirme yeteneğine yeni bir bakış açısı kazandırabilir,” diyor. Rüzgar türbini, tarım arazilerinde temiz enerji üreterek çiftçilere ek gelir de sağlayabiliyor.
Aynı zamanda, daha düşük enerji maliyetleri ve yüksek kaliteli lezzetli tarım ürünleri ile tüketicilere de fayda sağlayacak. Rüzgar enerjisi projeleri geniş bir destek görüyor. Washington Post–University of Maryland anketine göre, İnsanların çoğu, bölgelerinde güneş panelleri ve rüzgar türbini inşa edilmesine açık.
Bu da temiz enerji ve tarımın birlikte nasıl başarılı olabileceğinin bir kanıtı. Rüzgar çiftlikleri ve tarımın bir arada var olması, sadece enerji üretimini değil, aynı zamanda gıda üretimini de destekliyor. Rüzgar enerjisi, tarımsal faaliyetlerin devam etmesini sağlarken, zararlı hava kirliliğini azaltıyor ve gıda kalitesini yüksek tutuyor.
Özetleyecek olursak, rüzgar türbinleri ve tarımın birleşimi, sebze ve meyvelerin lezzetini artırırken, çevreye de büyük katkı sağlayacak. Rüzgar enerjisi ve tarım el ele vererek, gelecek nesiller için daha lezzetli ve sağlıklı bir dünya inşa edebilir. Siz ne düşünüyorsunuz? Görüşlerinizi aşağıdaki yorumlar kısmına yazabilirsiniz.