Piyasaya sürülmesinin üzerinden henüz bir ay geçmemişken, yeni bir söylenti Ghost of Yotei satışları konusunda iddialı bir başarıya işaret ediyor. Gelen bilgilere göre yapım, en büyük rakibi olarak görülen Assassin’s Creed Shadows’u PS5 platformunda geride bırakmış olabilir.
Ghost of Yotei satışları PS5’te zirvede mi?
The Alinea Insight tarafından hazırlanan ve GamingBolt tarafından bildirilen bir rapora göre, Ghost of Yotei sadece üç haftalık bir sürede Assassin’s Creed Shadows’un yedi aylık PS5 satışlarını geçti. Rakamlar, Ghost of Yotei’nin PS5’te yaklaşık 100.000 kopya daha fazla sattığını öne sürüyor.
Bu karşılaştırma, iki oyun arasındaki rekabeti daha da alevlendiriyor. Her iki yapım da feodal Japonya temasına sahip olmaları nedeniyle sürekli olarak kıyaslanıyordu. Şimdi ise satış rakamları bu rekabete yeni bir boyut katıyor.
Rakamlar ne anlama geliyor?
Raporda belirtilen tahmini satış rakamları oldukça dikkat çekici. Ghost of Yotei’nin üç hafta sonunda 2.5 milyon PS5 satışı elde ettiği tahmin ediliyor. Buna karşılık, yedi aydır piyasada olan Assassin’s Creed Shadows’un PS5 satışları 2.4 milyon seviyesinde görünüyor.
Elbette bu rakamların sadece PS5 satışlarını kapsadığını belirtmekte fayda var. Assassin’s Creed Shadows’un PC ve Xbox Series X|S satışları bu hesaba dahil değil. Ancak Ghost of Yotei’nin bir PS5 özel oyunu olması, platform bazlı bu kıyaslamayı daha adil kılıyor.
Yeni Xbox resmen karşımıza çıkmaya hazırlanıyor. Merakla beklenen cihaz, özellikleri ile büyük fark yaratabilir.
Gelecekte neler bekleniyor?
Ghost of Yotei’nin, selefi gibi ilerleyen zamanlarda PC platformuna gelmesi bekleniyor. Bu durum, oyunun toplam satışlarını daha da artıracaktır. The Alinea Insight, Assassin’s Creed Shadows’un tüm platformlardaki toplam satışının 4.3 milyonun biraz üzerinde olduğunu tahmin ediyor. Ghost of Yotei’nin 2026’da çıkması beklenen Legends moduyla birlikte satış ivmesini sürdürmesi muhtemel görünüyor.
Peki, bu iki oyunun rekabeti hakkındaki sizin görüşleriniz neler? Düşüncelerinizi yorumlarda bizimle paylaşın!
Football Manager 26, serinin hayranları için sıradan bir devam oyunundan çok daha fazlasını ifade ediyor. FM 23 ile başlayan geliştirme süreci, FM 24’ün yeni özelliklerden yoksun “ara sezon” olarak geçiştirilmesi ve tüm odağın FM 25’teki yeni oyun motoruna kaydırılmasıyla beklentiyi arşa çıkardı. Ancak FM 25’in önce ertelenmesi, ardından tamamen iptal edilmesi, iki yıllık bir arayı doğurdu. Bu uzun bekleyiş, FM 26’nın omuzlarındaki yükü ve hayranların beklentisini devasa boyutlara taşıdı.
Peki Football Manager 26’nın bu devasa beklentinin altından kalkması mümkün mü?
Football Manager 26 Beta süreciyle ne vadediyor?
Öncelikle, oyuna haksızlık etmemek adına bir parantez açmamız gerekiyor. Bu inceleme, 4 Kasım’daki tam sürümün vaat ettiği deneyime odaklanıyor. Bu bağlamda Beta sürecindeki hatalardan bilinçli olarak detaylıca bahsetmeyeceğiz.
Football Manager oyunları çıkıştan iki hafta önce “Beta” erişimine açılıyor. Serinin hayranlarının bildiği üzere bu sürüm bir süredir “Gelişmiş Erişim” olarak adlandırılıyor. Gelişmiş Erişim’de oyunun birkaç hata haricinde oynanmaya hazır sürümünü test edebiliyoruz. Bu sene ise isimlendirmenin “Gelişmiş Erişim Beta” olarak değiştirilmesi, bir şeylerin yolunda gitmediğinin sinyali. Nitekim Beta; animasyon, arayüz ve çökme hatalarıyla beklenmedik ölçüde sorunlu. Bu nedenle SI Games, Beta’nın yayınlanmasının hemen ardından hataları düzelten bir güncelleme yayınladı. Henüz Beta sürecinin bu kadar başında kapsamlı bir güncelleme yayınlanması, stüdyonun da sorunların farkında olduğunu ancak düzeltmeleri çıkışa yetiştiremediğini gösteriyor.
Arayüz: En büyük devrim, en büyük sorun
Oyunu açtığınız an bir “skin” değişikliğinden çok daha fazlasıyla karşılaşıyorsunuz: Oyun baştan tasarlanmış. FM serisi her yıl arayüzünü yenilese de bu seneki değişiklik tüm kas hafızasını sıfırlayacak kadar köklü.
İnternet üzerindeki tartışmalar bu zorluğu yaşayanların azınlıkta olmadığını gösteriyor. SI Games’in konuya yaklaşımı ise net: Eğer seriyi 200 saatten fazla oynadıysanız, yeni arayüze alışmanız 10-20 saat sürecek; yeniyseniz hemen alışacaksınız. Bu yarı yarıya doğru bir iddia. Evet, seriye on binlerce saat ayırmış biri olarak 40 saatin sonunda bile hala tam anlamıyla alışmak mümkün olmadı.
Peki SI Games neden böyle radikal bir değişikliğe gitti? Cevap, stüdyonun yeni vizyonunda gizli: Konsol versiyonuyla aradaki farkın kapanması.
Football Manager, doğası gereği bir mail istemcisine veya Excel tablosuna benziyor; klavye ve mouse olmadan seriyi oynamak oldukça sancılı. SI Games, oyunu yeni kitlelere açmak ve konsol deneyimini iyileştirmek için PC arayüzünü, konsol arayüzüne benzetmeyi tercih etmiş. Sonuç? Eskiden tek tıklamayla erişilebilen özellikler için artık fazladan tıklamalar gerekiyor. Bu değişiklik bir FM oyuncusu için kabus niteliğinde.
Football Manager 26, yakında karşımıza çıkıyor. Paylaşılan tanıtım videosu, oyunseverleri oldukça heyecanlandırdı.
Stüdyo bu sorunu öngörmüş olacak ki, sosyal medyada eğitici videoların yanı sıra oyuna da FMPedia adında bir yardım bölümü ve tarayıcılardakine benzer bir “Sık Kullanılanlar” çubuğu eklemiş. Ancak zaten karmaşık olan yeni arayüzle boğuşurken bir de bu özelliklere adapte olmaya çalışmak mevcut sorunu çözmekten çok derinleştiriyor.
Kadın Futbolu: Geri dönüşü olmayan entegrasyon
Bu senenin belki de arayüzden sonraki en büyük değişikliği kadın futbolu. Bu konu kemik kitleyle SI Games arasında hararetli bir tartışmaya neden olmuştu. SI Games ise orta yolu, kadın futbolunun tamamen ayrı bir bölme olarak sunulacağı ve istenirse kapatılabileceğini belirterek bulmuştu.
Bulmuştu diyoruz, çünkü SI Games bu kararından dönmüş gibi görünüyor. Oyunda kadın futbolunu kapatma seçeneği yok.
Bu durum arka planda binlerce ekstra oyuncuyu, ligi ve maçı simüle eden bir oyun için ciddi bir performans endişesi doğuruyor. Oyuncu veritabanındaki her ek yük, simülasyon hızına negatif yansıyor. Bu özelliğin kapatılamaması, mod yapımcılarını daha şimdiden kadınları oyundan kaldırmak için modlar yapmaya itti.
Veritabanı, lisanslar ve performans
Hazır veritabanından bahsetmişken bu konudaki yeniliklere de değinmeliyiz. Kadın futbolu eklenmiş olsa da henüz her lig (örneğin Türkiye Kadın Futbol Süper Ligi) oyunda yer almıyor. Hatta bu kadar tartışmalara neden olan kadın futbolu, kendisini çok az ligde gösteriyor.
Lisans tarafında ise büyük kazanımlar var. Başta FIFA organizasyonları olmak üzere, serinin en çok oynanan ligi olan Premier Lig nihayet tam lisanslı. Arjantin’den River Plate, Çekya’dan Slavia Prag, Danimarka A-Liga, Barclays Women’s Super League (WSL), Google Pixel Frauen-Bundesliga, Serie BKT, Serie A Women Athora, SOMPO WE League, A Lyga, Club América, İsveç Elitettan, BAE Emaar Super Cup, National Women’s Soccer League (NWSL) ve Galler Adran Premier gibi birçok önemli lig ve kupa oyuna lisanslı olarak eklenmiş.
Performans ise FM 26’nın parladığı nokta. Oyun motorunda Unity’ye geçiş kendini belli ediyor. Oyunun kurulum süresi serinin önceki oyunlarına kıyasla gözle görülür biçimde hızlı. Önerilen sınır hala 125.000. Buna rağmen i5-14400f sistemde yaklaşık 444.000 oyuncuyu yüklediğimizde kurulum çok hızlı gerçekleşti. Bu performans artışı, günler arasında geçen zamana da yansıyor. Bu konuda SI Games’i takdir etmek gerek.
Maç motoru: Nihayet Gegenpress zindanından kurtuluş
FM 26’nın teknik anlamda en büyük başarısı maç motorunda yatıyor. Yıllardır süren, küme düşme adaylarını bile şampiyonluğa oynatan “Gegenpress metası” nihayet sona ermiş. Kısacası Gegenpress artık mutlak zaferin anahtarı değil.
Maç sonuçları oldukça tutarlı ve mantık dahilinde. İster “Sonucu Gör” deyin, ister maçı izleyin, mantıksız skorlar minimum düzeye inmiş. Bu arada evet, artık oyunda maçı simüle etmek için ekstra bir “skin” kullanmanız gerekmiyor. SI Games, Football Manager 26 ile bu özelliği varsayılan olarak sunuyor.
Battlefield 6 seriyi küllerinden yeniden mi doğuruyor? Artılarını, eksilerini ve nefes kesen yıkım sistemini detaylıca inceledik.
Maç esnasındaki kart cezaları ise daha adil. Eğer gelecek güncellemelerle bu motorun ayarları bozulmazsa serinin en iyi maç motoruyla karşı karşıya olabiliriz. Öte yandan burada da ciddi bir problem göze çarpıyor: Sakatlıklar. Sezon içinde yaşanan sakatlık oranlarında önceki oyunlara kıyasla bariz bir artış söz konusu.
Geriye doğru atılan adımlar: Taktik, antrenman ve teknik heyet
Football Manager 26 bazı alanlarda ileriye doğru büyük adımlar atarken, bazı temel dinamiklerde geriye gidiyor. Taktiksel açıdan oyun adeta evrim geçirmiş. Artık “topa sahipken” ve “top rakipteyken” için farklı dizilişler ayarlayabilmek mümkün. Fakat bu iyileştirme arayüz değişikliğinin gölgesinde kalarak heba olmuş. Taktik ekranındaki oyuncu seçimi çok detaysız; duran top kullanıcıları ve takım kaptanlarını belirleme gibi özellikler arayüz nedeniyle yavan durumda.
En büyük darbe ise antrenman sistemine geliyor. Serinin gediklilerinin genç oyuncu yetiştirmek veya oyuncuları yeni pozisyonlara adapte etmek için detaylıca kullandığı bu alan neredeyse yok olmuş. FM 26 ile antrenmanları asistana devretmek bir kolaylıktan çok bir zorunluluk haline gelecek gibi görünüyor. Bireysel antrenmanlar da arayüz kurbanı olarak artık daha karmaşık. Bir menajer olarak altyapı takımları üzerindeki hakimiyetiniz de FM 26’da yok denecek kadar az. Bu özellik serinin önceki oyunlarında olduğu gibi tek bir sekme yerine menülerde dağınık biçimde bulunuyor.
Bir diğer ilginç tercih ise sahadışı personel profillerinde yaşanıyor. Artık Fizyoterapi özelliği 20 olan birini arayamıyorsunuz. Çünkü istatistiklerin yerini “Elit, Muhteşem, Çok iyi, Yeterli” gibi sözel ifadeler alıyor. Sayısal denklemlerle çalışan bir oyun için bu tercih veteran oyuncuları zorlayacak. Neyse ki oyuncu profilleri sayısal kalmaya devam ediyor.
Grafikler, diyaloglar ve simülasyon detayları
Grafikler önceki oyunlara göre ilerleme kaydetmiş olsa da hala yetersiz. Maç esnasındaki grafik motoru 10-15 yıl önceki FIFA oyunlarını andırıyor. Bu durumun bir yansıması da “korkunç” görünen Regen (Yeni üretilen oyuncu) yüzleri. Serinin yeni döneminde bu sorunun halen çözülmemiş olması rahatsız edici.
Menajer yaratma ekranı ise daha detaylı. Artık menajerin uzmanlık alanlarını ve geçmişini belirleyebiliyorsunuz. Bu değişiklikler de karakterinizin “sözel” istatistiklerini doğrudan etkiliyor. Football Manager 26’da menajer yaratma ekranında bir mizah öğesine dönmüş olan 3B yüz tarama özelliği bulunmuyor. Ayrıca yeni kişiselleştirme menüsünde kıyafet çeşitliliği artarken saç seçenekleri daha kısıtlı.
FM 26’nın en olumlu yanlarından biri diyalog sisteminin değişmesi. Artık sıkıcı ve tekrara düşen basın toplantıları yok. Maç sonrası basın toplantısında birkaç soruya, bir “mesajlaşma uygulaması” arayüzünde cevap veriyorsunuz. Football Manager 26’da kaldırılan özellikler arasında “Şişe fırlat” veya “masayı yumrukla” gibi ne işe yaradığı tartışmaya açık hareketler de bulunuyor.
Yönetimle iletişim ise problemli. Testimizde oldukça başarılı bir sezona geçirdik. Buna rağmen yönetim, 30’dan fazla talebimizden sadece birini kabul etti. Diğer taraftan birkaç yüz Euro’luk antrenör kursu talebinin “maliyet” nedeniyle defalarca reddedilmesi, oyunun bu alanındaki dengesizliğini gösteriyor.
SEGA ve Sports Interactive tarafından yapılan resmi açıklamayla iki kez ertelenen Football Manager 2025 oyununun çıkmayacağı duyuruldu.
Öte yandan soyunma odası atmosferi ve tesis uyumu Football Manager 26 ile daha gerçekçi ve zorlayıcı hale gelmiş. Artık iyi sonuçlar alarak bir anda berbat bir atmosferi düzeltmek mümkün değil; istikrarlı bir başarı ve iletişim sağlamanız gerekiyor.
Sonuç: Beklentiler ve gerçekler
Football Manager 26, seriyi ilginç bir girdaba sürüklüyor. Oyuna eklenen pek çok özelliğe rağmen oyunun çeşitli baskılar nedeniyle hazır olmadan piyasaya sürüldüğü bariz. SI Games’in seriye getirmek istediği vizyon ise oldukça tartışmalı. Yaklaşık 20 yıldır istikrarla devam eden Football Manager serisinin yeni oyunu çok fazla yeniliği bir anda kullanıcıya sunuyor. Puanlama tartısında da olumsuz özellikler, olumlu özelliklere göre çok daha ağır basıyor.
Olumlu Özellikler
Geliştirilmiş ve düzeltilmiş maç motoru
Unity motoru sayesinde ciddi performans artışı
Taktik oluşturma ekranına eklenen derinlik
Geliştirilmiş grafikler
FIFA ve Premier Lig başta olmak üzere eklenen yeni lisanslar
Olumsuz Özellikler
Kullanışlılıktan uzak ve karmaşık yeni arayüz
Taktik ekranının arayüz nedeniyle zayıflatılması
Antrenman ve altyapı sistemlerinin geri plana atılması
Normalin üzerinde seyreden sakatlık oranları
Korkunç görünen Regen yeni oyuncu yüzleri
Kapatılamayan kadın futbolu özelliği
Hala türünde alternatifsiz olması ve ana hatlarıyla sevilen bir yapı sunması nedeniyle Football Manager 26’ya puanımız: 6/10.
Peki, siz Football Manager 26 hakkında ne düşünüyorsunuz? Yeni arayüz ve özellikler hakkındaki yorumlarınızı bekliyoruz.
NVIDIA, kuantum işlemcileri GPU bilişimi ile sıkıca birleştirmek için tasarlanan yeni NVIDIA NVQLink teknolojisi platformunu tanıttı. Bu açık sistem mimarisi, hızlandırılmış hibrit kuantum süper bilgisayarlarının önünü açmayı hedefliyor.
NVIDIA NVQLink teknolojisi neden önemli?
Kuantum bilgisayarların temel yapı taşı olan kübitler, oldukça hassas bir yapıya sahiptir. Bu durum onları hataya açık hale getirir. Dolayısıyla, sistemin doğru çalışması için karmaşık kalibrasyon ve kuantum hata düzeltme algoritmaları gerekir.
Bu algoritmaların, kübit hatalarını etkin bir şekilde yönetebilmesi için geleneksel süper bilgisayarlarla yüksek verimli ve düşük gecikmeli bir bağlantıya ihtiyacı vardır. İşte NVIDIA NVQLink, tam olarak bu kritik ara bağlantıyı sağlar.
Kuantum ve klasiği birleştiren “Rosetta Taşı”
NVIDIA kurucusu ve CEO’su Jensen Huang, konuyla ilgili önemli açıklamalarda bulundu. Huang, “Yakın gelecekte, her NVIDIA GPU bilimsel süper bilgisayarı hibrit olacak,” dedi. Ayrıca, NVQLink’i kuantum ve klasik süper bilgisayarları birleştiren “Rosetta Taşı” olarak nitelendirdi.
Bu gelişme, kuantum-GPU bilişim çağının başlangıcını işaret ediyor. ABD Enerji Bakanı Chris Wright da bu teknolojinin önemini vurguladı. Wright, bu iş birliğinin ABD’nin yüksek performanslı bilişimdeki liderliğini sürdürmek için kritik olduğunu belirtti.
Nvidia telekomda 6g devrimini başlatıyor. Nvidia, Nokia'ya 1 milyar dolar yatırım yaparak ai-ran teknolojisinin yayılmasına öncülük ediyor.
Geniş endüstri desteği
NVQLink, açık bir yaklaşım sunarak geniş bir ekosistemi destekliyor. Aralarında Brookhaven, Los Alamos ve Oak Ridge gibi dokuz ABD ulusal laboratuvarı bu teknolojinin geliştirilmesine rehberlik etti. Bununla birlikte, 17 QPU üreticisi ve beş kontrol sistemi üreticisi de platforma destek veriyor.
Araştırmacılar ve geliştiriciler, NVQLink’e NVIDIA CUDA-Q yazılım platformu aracılığıyla erişebilecekler. Bu sayede, geleceğin hibrit sistemleri için uygulamalar oluşturup test edebilirler.
Peki, NVIDIA’nın kuantum bilişim adımı hakkındaki sizin görüşleriniz neler? Düşüncelerinizi yorumlarda bizimle paylaşın!
ABD’nin Illinois eyaletindeki Barrington Hills’de geçtiğimiz hafta şaşırtıcı bir kaza yaşandı. Bir Tesla sürücüsü, Otopilot sistemini kullanırken uyuduğunu iddia ederek, seyir halindeki bir South Barrington polis aracına çarptı. Olay, sürücü destek sistemlerinin güvenli kullanımı konusundaki tartışmaları yeniden alevlendirdi.
Polis Aracına Çarptı, Ciddi Suçlamalarla Karşı Karşıya!
Kaza sonrasında polis tarafından sorgulanan Tesla sürücüsü, direksiyon başında uyuyakaldığını ve çarpışma anında aracın Otopilot modunda çalıştığını öne sürdü. Neyse ki, çarpışma sırasında devriye aracında bulunan iki polis memuru kazayı ciddi bir yara almadan atlattı.
Kazaya karışan polis aracında meydana gelen hasarı gösteren fotoğraflar paylaşıldı ve soruşturmayı yürüten Barrington Hills Polis Departmanı, sürücüyü çeşitli ihlallerle suçlayarak tutukladı.
Apple'ın 2027'de tanıtması beklenen iPhone 20 hakkında ilk söylentiler geldi. Çerçevesiz ekran, ekran altı Face ID ve A21 çip detayları.
Bu olay, Tesla’nın Otopilot sisteminin doğası gereği otonom bir sistem olmadığının altını bir kez daha çiziyor. Otopilot, tam otonom sürüş (Seviye 5) değil, Seviye 2 bir sürücü destek sistemi olarak sınıflandırılır. Bu da sürücünün tamamen uyanık kalmasını, ellerini direksiyonda tutmasını ve her an kontrolü devralmaya hazır olmasını zorunlu kılar.
Sürücünün uyuya kalma iddiası doğruysa, bu durum sistemin güvenlik mekanizmalarının nasıl devre dışı bırakıldığı sorusunu gündeme getiriyor. Normal şartlarda araç, sürücünün dikkatini kaybetmesi durumunda tekrarlanan görsel ve işitsel uyarılar vermeli ve sonrasında sistemi kapatmalıdır. Sürücünün ya bu uyarıları aktif olarak görmezden geldiği ya da direksiyon tork sensörlerini basit bir ağırlıkla hileli bir şekilde devre dışı bıraktığı düşünülüyor.
South Barrington Emniyet Müdür Yardımcısı Adam Puralewski, kaza sonrası yaptığı açıklamada, araç otomasyon sistemlerinin yasak olmamasına rağmen, insan sorumluluğunun her şeyden önemli olduğunu vurguladı.
Puralewski, “Teknoloji gelişmeye devam ediyor ve doğru kullanıldığında güvenliği artırabilir. Ancak, sürücülerin her zaman araçlarının güvenli işletiminden sorumlu olduklarını hatırlamak önemlidir,” diyerek, sürücülerin dikkatlerini yolda tutmaları gerektiği konusunda net bir hatırlatma yaptı.
Nvidia nokia yapay zeka işbirliği, telekomünikasyon sektöründe yapay zeka tabanlı yeni bir dönemi resmen başlattı. İki teknoloji devi, yeni nesil yapay zeka destekli mobil ağların ve AI-RAN altyapısının geliştirilmesi ve dağıtımı için stratejik bir ortaklık kurdu. Nvidia bu ortaklığı hızlandırmak amacıyla Nokia’ya hisse başına 6,01 dolardan olmak üzere 1 milyar dolarlık dev bir yatırım yapacak. Bu ortaklık, 5G’den 6G’ye geçişi hızlandırmayı hedefliyor.
Nvidia Nokia yapay zeka hamlesinin ana detayları
Bu önemli işbirliği, iletişim hizmeti sağlayıcılarının Nvidia platformlarında yapay zeka destekli 5G-Gelişmiş ve 6G ağlarını başlatmasını sağlayacak. Ortaklık, yapay zeka destekli tüketici deneyimleri ve kurumsal hizmetler için temel oluşturuyor. Ayrıca, 2030 yılına kadar kümülatif olarak 200 milyar doları aşması beklenen, hızla büyüyen AI-RAN pazarına odaklanıyor. Bu nedenle, küresel çaptaki bu ticarileşme, sektör için bir dönüm noktası olarak görülüyor.
6g için hazır yeni platform: Aerial ran computer pro
Nvidia, bağlantı, bilgi işlem ve algılama yeteneklerini birleştiren 6G uyumlu hızlandırılmış bir bilgi işlem platformu olan Aerial RAN Computer Pro (ARC-Pro)’yu duyurdu. Bu platform, telekom şirketlerinin yazılım yükseltmeleriyle 5G-Gelişmiş’ten 6G’ye geçişine olanak tanıyor. Ayrıca, Nokia, 5G ve 6G RAN yazılımlarının Nvidia CUDA® platformunda kullanılabilirliğini hızlandıracak. Nokia, ARC-Pro’yu yeni AI-RAN çözümünün merkezine yerleştirerek RAN portföyünü genişletecek ve müşterilerinin gelecekteki AI-RAN ağlarına sorunsuz geçişini sağlayacak.
Yeni Snapdragon 8 Elite Gen 6 yonga setinin ilk detayları sızdı. Yeni çipin LPDDR6 RAM, UFS 5.0 ve TSMC N2P sürecine sahip olması bekleniyor.
T-mobile ve dell technologies işbirliğe dahil oldu
Ortaklığın diğer önemli paydaşları da bulunuyor. T-Mobile U.S., 6G inovasyon ve geliştirme sürecinin bir parçası olarak AI-RAN teknolojilerini test etmek ve uygulamak için Nokia ve Nvidia ile çalışacak. Denemelerin 2026’da başlaması bekleniyor. Bununla birlikte, Dell Technologies de en son teknolojiye sahip Dell PowerEdge sunucularıyla Nokia’nın AI-RAN çözümündeki inovasyonu destekliyor. Bu sunucular, 5G’den 6G’ye sorunsuz bir geçiş sağlamak için tasarlandı. Ayrıca, şirketler veri merkezi anahtarlama ve optik teknolojiler konusunda da işbirliği yapacak.
Yapay zeka trafiğindeki üstel büyüme bu ortaklığı zorunlu kılıyor. Örneğin, ChatGPT’nin haftalık aktif kullanıcılarının yaklaşık %50’si siteye mobil cihazlar üzerinden erişim sağlıyor. Nokia ve Nvidia destekli AI-RAN sistemleri sayesinde mobil operatörler, performansı ve verimliliği artırabilecek. Böylece drone’lar, otonom araçlar, robotlar ve artırılmış gerçeklik gözlükleri gibi geleceğin yapay zeka yerel cihazları için milyarlarca yeni bağlantıya güç verebilecekler.
Peki, NVIDIA ve Nokia’nın telekomünikasyonda yapay zeka ve 6G vizyonu hakkındaki sizin görüşleriniz neler? Düşüncelerinizi yorumlarda bizimle paylaşın!
Honor, yakın zamanda tanıttığı Magic 8 ve Magic 8 Pro modellerinin ardından, sektördeki en güçlü rakiplerine meydan okuyacak Magic 8 Ultra modeli üzerinde çalıştığı dedikodularıyla gündemde. Güvenilir bilgi kaynağı Digital Chat Station’dan (DCS) gelen yeni sızıntı, Xiaomi 17 Ultra, Oppo Find X9 Ultra ve Vivo X300 Ultra gibi devlere rakip olacak bu cihazın kilit özelliklerini ortaya çıkardı.
Snapdragon’dan Dev Ekran Teknolojisine
Magic 8 Ultra, amiral gemisi pazarında beklenen en üst düzey donanımlarla geliyor. Telefonun kalbinde, Qualcomm’un en yeni ve en güçlü yonga seti olan Snapdragon 8 Elite Gen 5’in bulunacağı söyleniyor. Bu işlemci, performansta çıtayı bir kez daha yükseltecek.
Görsel deneyimde iddialı olan cihaz, dört kenarı kavisli 6.7 inç LTPO OLED ekranla gelecek. 1.5K çözünürlük sunan bu panel, akıcılık ve keskinliği bir araya getirecek. Kullanıcılar, modern bir güvenlik çözümü olan ekran içi ultrasonik parmak izi sensörünün yanı sıra, üst düzey koruma sağlayan 3D yüz tanıma teknolojisine de sahip olacak.
Apple'ın 2027'de tanıtması beklenen iPhone 20 hakkında ilk söylentiler geldi. Çerçevesiz ekran, ekran altı Face ID ve A21 çip detayları.
Honor Magic 8 Ultra’nın en çok konuşulan kısmı ise fotoğrafçılık yetenekleri olacak. Marka, kamera donanımında önemli bir yenilikle geliyor. Cihazın arkasında, 50 megapiksel OmniVision OV50R ana kamera sensörü yer alacak. Ultra yüksek dinamik aralık (HDR) vadeden bu sensörün, 2026’nın ilk çeyreğinde (Q1 2026) seri üretime girmesi bekleniyor. Bu, Magic 8 Ultra’nın bu yeni sensörü kullanan ilk telefonlardan biri olabileceği anlamına geliyor.
Kamera kurulumunu tamamlayan bir diğer önemli parça ise, büyük bir sensörle desteklenen periskop telefoto lens. Sızıntılara göre bu lens, 200 megapiksel çözünürlüğe ve 4.3x ile 7x arasında optik yakınlaştırma yeteneğine sahip olacak.
Cihazın yaklaşık 7.000 mAh gibi oldukça yüksek kapasiteli bir bataryaya sahip olması bekleniyor. Şarj hızı belirtilmese de, serinin diğer üyelerindeki gibi 120W kablolu ve 50W kablosuz şarj desteği görme ihtimalimiz yüksek.
Magic 8 Ultra’nın kutudan Android 16 tabanlı MagicOS 10 arayüzü ile çıkacağı tahmin ediliyor. Amiral gemisi canavarının 2026 yılının ilk yarısında (H1 2026) tanıtılması bekleniyor. Ayrıca bu Ultra modeline, Dimensity 9500 işlemciden güç alan Magic 8 Mini adlı kompakt bir amiral gemisinin de eşlik edeceği konuşuluyor.
Honor, 2025’in sonunu ise Çin’de Honor 500 serisi (Kasım) ve GT 2 serisi (Aralık) lansmanlarıyla yoğun bir şekilde kapatmaya hazırlanıyor. Magic 8 Ultra’nın sızan bu özellikleri, mobil fotoğrafçılıkta yeni bir dönemin kapısını aralayabilir.
Yıllardır sadık bir iPhone kullanıcısı olarak, telefon dünyasındaki en büyük adımlardan birini attım ve rotamı tamamen değiştirerek Samsung’un en yeni katlanabilir amiral gemisi Fold 7’ye geçtim. Bu sadece bir cihaz değişikliği değil; aynı zamanda bir ekosistemin ve yılların getirdiği kullanım alışkanlıklarının kökten değişmesi demek. Peki, “normal” bir akıllı telefonun sunduğu stabil dünyadan, iki farklı ekran ve sonsuz olasılık sunan katlanabilir bir dünyaya geçiş yapmak nasıl bir histi? Bu videoda, iPhone’dan Fold 7’ye geçiş sürecimin tüm artılarını, eksilerini ve ilk “vay be” dediğim anları sizlerle paylaşıyorum.
Katlanabilir telefonlar piyasaya çıktığından beri hepimizin aklında aynı soru var: “Güzel ama katlanınca ne oluyor? Bu büyük ekranı ne için kullanacağız?” Bu videonun ana odak noktası da tam olarak bu. Fold 7’nin devasa iç ekranını sadece video izlemek için değil, aynı zamanda gerçek bir verimlilik aracı olarak nasıl kullandığımı gösteriyorum. Aynı anda üç uygulamayı çalıştırmak (multitasking), bir yanda araştırma yaparken diğer yanda notlar almak ve iPhone’da hayal bile edemeyeceğim iş akışlarını nasıl oluşturduğumu detaylıca inceliyoruz. Katlanabilir telefonlar, özellikle içerik üreticiler ve yoğun çalışanlar için bir oyun değiştirici olabilir mi?
Elbette bu geçiş güllük gülistanlık olmadı. iOS’un basitliği ve ekosistem entegrasyonundan sonra Android’in sunduğu özgürlüklerin dünyasına adım attım. Pil ömrü, kamera performansı ve en önemlisi cihazın ergonomisi (cebe sığıyor mu?) gibi konularda iPhone’u aradığım anlar oldu mu? Hangi özellikler Fold 7’yi vazgeçilmez kıldı, hangi konularda iPhone’u özledim? İki platform arasındaki bu keskin geçişin tüm zorluklarını ve kazandırdıklarını dürüstçe masaya yatırıyoruz.
Siz de benim gibi bir geçiş yapmayı düşünüyor musunuz? Katlanabilir telefonların geleceği hakkında ne düşünüyorsunuz; sizce bu teknoloji kalıcı mı, yoksa geçici bir heves mi? iPhone’dan vazgeçmenize değecek o özellik sizce nedir? Tüm görüşlerinizi, sorularınızı ve kendi deneyimlerinizi yorumlar bölümünde paylaşmayı unutmayın. Videoyu beğendiyseniz beğen tuşuna basmayı ve teknoloji dünyasındaki yeni maceralar için kanalıma abone olmayı ihmal etmeyin!
Microsoft, oyun dünyasındaki dengeleri değiştirecek bir hamleye hazırlanıyor. Xbox Başkanı Sarah Bond tarafından doğrulanan yeni nesil Xbox konsolunun, Windows tabanlı olacağı ve hatta rakip PlayStation oyunlarını bile çalıştırabileceği iddia ediliyor.
Yeni nesil Xbox, Windows tabanlı bir PC mi olacak?
Xbox yöneticileri, yeni konsolun “çok premium ve üst düzey” bir deneyim sunacağını belirtti. Sektör kaynaklarına göre bu cihaz, esasen önceden oluşturulmuş Windows tabanlı bir PC gibi çalışacak. Bu strateji, Microsoft’un yakın zamanda piyasaya sürdüğü ROG Xbox Ally X gibi Windows 11 çalıştıran taşınabilir cihaz hamlesiyle de paralellik gösteriyor.
Kullanıcı deneyimi ve ekosistem
Yeni konsolun, kutudan çıktığı anda geleneksel bir Xbox hissi vermesi planlanıyor. Kullanıcılar, isterlerse Windows arayüzüne hiç dokunmadan tamamen Xbox ekosistemi içinde kalabilecekler. Bununla birlikte bu yaklaşım, Microsoft’un konsol, PC ve mobil cihazları kapsayan “Play Anywhere” vizyonunu güçlendiriyor.
Yeni nesil ROG Xbox Ally ve Ally X Türkiye'de satışa sunuldu. ROG Xbox Ally 37.999 TL, Xbox Ally X ise 58.999 TL’ye satın alınabiliyor.
PlayStation oyunları ve sektördeki eleştiriler
Cihazın Windows tabanlı olması, teorik olarak Steam veya GOG gibi mağazaların yanı sıra PlayStation’ın PC için çıkardığı (God of War, Spider-Man gibi) oyunların da oynanabilmesini sağlayabilir. Ancak bu durum, “Neden doğrudan PC almayalım?” eleştirisini de beraberinde getiriyor. Ayrıca, Halo gibi Xbox özel oyunlarının bile PS5’e gelmesiyle, tüketicilerin neden pahalı bir Xbox donanımını tercih edeceği merak konusu.
Peki, yeni nesil Xbox hakkındaki sizin görüşleriniz neler? Düşüncelerinizi yorumlarda bizimle paylaşın!
Ulaşım devi Uber’in Türkiye macerası yeniden başlıyor. Şirketin Global CEO’su Dara Khosrowshahi, bu önemli gelişmeyi resmiyete dökmek için 31 Ekim’de Türkiye’ye kritik bir ziyaret gerçekleştirecek.
Uber Türkiye macerası için kritik ziyaret
Uber Global CEO’su Dara Khosrowshahi’nin Türkiye programı oldukça yoğun görünüyor. Khosrowshahi, 31 Ekim’deki ziyareti kapsamında önemli isimlerle bir araya gelmeye hazırlanıyor.
Güzel haber 🙌🏻 Uber’in Türkiye macerası yeniden başlıyor. Uber Global CEO’su Dara Khosrowshahi, 31 Ekim’de Türkiye’ye gelecek. Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır ve Yatırım Ofisi Başkanı Burak Dağlıoğlu ile detayları resmen paylaşacak.
Alınan bilgilere göre CEO, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır ve Cumhurbaşkanlığı Yatırım Ofisi Başkanı Burak Dağlıoğlu ile görüşecek. Bu görüşmelerde, Uber’in Türkiye’deki gelecek planlarının detayları da resmen paylaşılacak.
Microsoft, e-posta yönetiminin ötesine geçerek Outlook uygulamasını yapay zeka entegrasyonuyla dijital bir çalışma asistanına dönüştürmek için köklü bir yenilenme sürecine giriyor. Şirket içindeki yazışmalarda paylaşılan bu bilgiye göre, Outlook artık sadece bir e-posta aracı olmaktan çıkıyor ve bu büyük dönüşümün merkezinde Microsoft’un Copilot sistemi yer alıyor.
Microsoft Outlook yenilenecek
Bu yenilik, Outlook deneyimini baştan aşağı yeniden inşa etme planını içeriyor. The Verge’in haberine göre, Microsoft’un Küresel Deneyimler ve Platformlardan sorumlu yeni Başkan Yardımcısı Gaurav Sareen, Outlook ekibinin başına geçti.
Sareen, uygulamayı “AI çağının merkezinde” yer alan ve “temelden yeniden inşa edilecek bir deneyim” olarak tanımlıyor. Bu, mevcut arayüze “akıllı” özellikler eklemek yerine, uygulamanın tamamını yeniden tasarlama hedefini gösteriyor.
Yeni plan, Outlook’u kullanıcıların iş yükünü önemli ölçüde azaltan bir dijital partner haline getiriyor. Uygulama bu sayede e-postaları analiz edip yanıtlıyor ve takvim yönetimini otomatikleştiriyor. Ayrıca Copilot entegrasyonu sayesinde, sistem Microsoft 365 uygulamalarıyla tamamen entegre bir şekilde çalışıyor.
Microsoft’un daha önceki büyük yenileme çabası olan ve masaüstü ile web sürümlerini birleştiren “One Outlook” projesi, performans sorunları ve gecikmeler nedeniyle beklenen etkiyi yaratamamıştı. Bu nedenle, şirketin yeni vizyonu çok daha iddialı görünüyor.
Xiaomi 17 Air, karşımıza çıkmaya hazırlanıyor. Cihaz, tasarımı ile büyük fark yaratabilir.
Microsoft’un bu yeni Outlook planı henüz erken aşamada olmasına rağmen, geliştirme süreci hız kazanıyor. Outlook ekibi, yıllık veya çeyrek dönemlik geleneksel güncelleme döngülerinden vazgeçerek “haftalık özellik testleri” yapmaya başlıyor.
Bu dinamik yaklaşım, daha hızlı prototip geliştirilmesine ve yeniliklerin daha çevik bir şekilde uygulanmasına olanak tanıyor. Bu kararlı adımlar, Microsoft’un Outlook’u yapay zeka destekli üretkenlik araçları arasında merkezi bir konuma getirme niyetini ortaya koyuyor.
Milyonlarca kullanıcısı bulunan TikTok’un kaderi bu hafta belli olabilir. Yıllardır süren siyasi tartışmalar, davalar ve yasaklama tehditleri son bulmak üzere görünüyor. ABD Hazine Bakanı Scott Bessent, Pazar günü yaptığı açıklamada önemli bir gelişmeyi duyurdu. Bessent, ABD Başkanı Donald Trump ve Çin Devlet Başkanı Xi Jinping’in Perşembe günü uzun zamandır müzakere edilen bir anlaşmayı “sonuçlandırmasının” beklendiğini söyledi. Bu anlaşma, TikTok’un ABD’de yeni mülkiyet koşulları altında faaliyet göstermeye devam etmesine izin verecek.
ABD ve Çin anlaştı: TikTok krizinde sona gelindi
Elbette Perşembe gününün bir anlaşma olmadan gelip geçmesi de mümkün. Süreç boyunca tarihler ve son teslim tarihleri esneklik gösterdi. Başkan Trump, TikTok ile ilgili değişiklikler için daha önce çok sayıda son tarih belirlemiş ve bu tarihleri birkaç kez ertelemişti. Hatta TikTok, planlanan bir yasaktan saatler önce Ocak ayında kısa süreliğine çevrimdışı olmuş, ancak ertesi gün geri dönmüştü. Uygulamanın ABD’deki tartışmalı geçmişi 2020’de, Washington’un uygulamanın Çinli sahipliği ve potansiyel veri açıkları hakkında endişelerini dile getirmesiyle başlamıştı.
Kongre, 2024 yılında TikTok’un Pekin merkezli ana şirketi ByteDance’i ABD operasyonlarını elden çıkarmaya (satmaya) veya tamamen yasaklanmaya zorlayan bir yasayı kabul etti. Video paylaşım sitesi o zamandan beri birden fazla başkanlık kararnamesi, mahkeme mücadelesi ve başarısız satın alma girişimiyle karşı karşıya kaldı. ABD Yüksek Mahkemesi de bu yılın başlarında elden çıkarma emrini onadı ve yasağın ifade özgürlüğünü ihlal edeceği yönündeki iddiaları reddetti. Bu karar, her iki tarafı da yeniden müzakere masasına oturttu. Trump, 25 Eylül’de yeni sahipliğin ABD merkezli olmasına ve çoğunluğu Amerikalı yatırımcılardan oluşmasına izin veren bir kararname imzaladı.
TikTok'un ana şirketi ByteDance yaptığı açıklamalarla birlikte 3D içerik üretiminde yenilik olarak Seed3D tanıtıldı.
Anlaşmanın en önemli parçalarından biri TikTok’un algoritması. Beyaz Saray, Eylül ayında TikTok algoritmasının ABD’de işletileceğini ve Amerikalı teknoloji şirketi Oracle tarafından denetleneceğini doğruladı. Özel sermaye şirketi Silver Lake ve Dell Technologies’in kurucusu Michael Dell de yatırımcılar arasında yer alacak. Trump ayrıca News Corp kurucusu Rupert Murdoch ve oğlu Lachlan Murdoch’un da sahiplik grubunda olacağını söylemişti. Ancak CNN daha sonra yatırımcının bireysel olarak Murdoch’lar değil, onların medya şirketi Fox Corp olacağını bildirdi.
ABD’nin, TikTok’un asıl Çinli sahibi ByteDance’in Çin hükümeti tarafından bu önerileri Çin yanlısı ve ABD karşıtı yollarla kullanmaya zorlanabileceği yönündeki endişeleri nedeniyle tartışmalı bir konu haline geldi. Yeni TikTok anlaşmasına göre, algoritma ABD kullanıcı verileri üzerinde yeniden eğitilecek.
OpenAI, kullanıcıların kendi videolarını paylaşabileceği TikTok tarzı sosyal platformu Sora ve gelişmiş video modeli Sora 2’yi tanıttı.
TikTok kullanıcıları için bu iddia edilen anlaşma, ABD’de kültürel bir temel haline gelen uygulamaya erişimi koruyabilir ve kapanma tehdidini ortadan kaldırabilir. Yeni düzenlemenin bir parçası olarak, TikTok’un ABD kullanıcı verileri yurt içinde saklanacak ve özel bir denetim kurulu tarafından yönetilecek. Bu durum, veri gizliliği konusunda endişeleri olan birçok Amerikalıyı yatıştırabilir. Trump ve Xi, Perşembe günü Kore’de tekrar bir araya gelecek, bu da bir TikTok anlaşmasının bu hafta sonuna kadar duyurulabileceği anlamına geliyor. Ancak anlaşmanın uygulanması ve mülkiyetin değişmesi muhtemelen aylar sürecek.
Yeni yapıya dair bazı endişeler de bulunuyor. Oracle’ın kurucu ortağı Larry Ellison’ın Trump’ın kişisel bir arkadaşı olması, bazı kullanıcıların algoritmanın sağ eğilimli siyasi içerikleri öne çıkarabileceği korkusunu taşımasına neden oluyor. NPR’da yakın zamanda yayınlanan bir haberde, analistlerin bunun olabileceğini ancak mevcut kitleyi yabancılaştırmaktan kaçınmaları gerekeceğini söyledikleri belirtildi. Peki siz bu yeni yapı hakkında ne düşünüyorsunuz? Veri güvenliği endişeleriniz bu anlaşmayla giderilmiş olur mu?
Google, kendi akıllı telefonları olan Pixel cihazlar için birkaç ayda bir “Pixel Drop” adı verilen kapsamlı yazılım güncellemeleri yayınlıyor. Bu güncellemeler, cihazlara yeni ve özel özellikler getiriyor. Eylül ayında yayınlanan son güncelleme, kullanıcılara Material 3 Expressive tasarım dilini sunmuştu. Teknoloji dünyası bir sonraki güncellemenin Aralık ayında gelmesini bekliyordu. Ancak yeni bir sızıntı, bir sonraki Pixel Drop güncellemesinin beklenenden çok daha erken, Kasım ayında yayınlanacağını iddia ediyor.
Google tarihi öne çekti: Kasım Pixel güncelleme sızıntısı yeni özellikleri ortaya çıkardı
Telegram üzerinde “Mystic Leaks” adlı bir kaynak tarafından paylaşılan detaylı rapora göre, bu yeni güncelleme “Kasım Pixel Drop”u olarak adlandırılıyor. Sızıntı, güncellemenin yayın tarihi olarak 4 Kasım’ı işaret ediyor. Eğer bu iddia doğru çıkarsa, Pixel kullanıcıları yeni özelliklere sadece bir hafta içinde kavuşmuş olacak. Bu erken güncelleme, Android 16 QPR2 beta sürümlerini takip edenleri de şaşırtmış durumda.
Sızıntının en dikkat çekici detayı, ilk tema paketinin bu güncellemeyle sunulacak olması. Google’ın bir süredir yeni bir “Tema Yöneticisi” üzerinde çalıştığı biliniyordu. Bu araç, kullanıcıların duvar kağıtlarını, renk paletlerini ve simgelerini tek dokunuşla hızla değiştirerek telefonun görünümünü tamamen kişiselleştirmesine olanak tanıyacak. İddiaya göre ilk tema paketi, yakında vizyona girecek olan “Wicked: For Good” filminden ilham alacak. Filmin 4 Kasım’daki uluslararası gösterim tarihi, güncellemenin neden erkene alınmış olabileceğini de açıklıyor.
Güncellemeyle gelmesi beklenen bir diğer önemli yenilik ise “Pixel Studio animasyonları” olacak. Pixel 10 serisinin lansmanıyla birlikte Pixel Studio uygulaması çok daha güçlü hale gelmişti. Bu yeni araçla, kullanıcılar önce bir metin komutu girerek yapay zeka ile bir görsel oluşturacak. Ardından, “Görseli canlandır” düğmesine dokunarak, bu görselin tam olarak ne yapmasını istediklerini tarif edecekler. Kaynak, bu işlemin arkasında Gemini yapay zekasının (muhtemelen Veo 3 veya Veo 3.1 altyapısını kullanarak) olacağını ve saniyeler içinde paylaşılabilir bir animasyon klibi oluşturacağını belirtiyor.
Google, "Pixel Superfans" programı kapsamında 15 kişiyi Pixel 11 gibi yeni donanımları test edip geri bildirimde bulunması için seçecek.
Son olarak, “Pixel VIPs” özelliği de daha kullanışlı hale geliyor. Bu güncellemeyle birlikte, VIP olarak işaretlenen kişilerden gelen bildirimler “öncelikli bildirimler” olarak gösterilecek. Bu sayede kullanıcılar, önemli kişilerden gelen mesajları daha kolay fark edecek. Bu özelliğin tam olarak nasıl çalışacağı henüz net değil. Ancak sızıntı, öncelikli bildirimlerin şimdilik yalnızca Google Mesajlar ve WhatsApp gibi belirli uygulamaları destekleyeceğini öne sürüyor.
Tüm bu sızıntılar, Pixel telefon sahipleri için oldukça heyecan verici görünüyor. Şimdi herkes, iddia edildiği gibi güncellemenin önümüzdeki hafta yayınlanıp yayınlanmayacağını merakla bekliyor. Peki siz Google’ın sunduğu bu özel yazılım özelliklerini nasıl buluyorsunuz?
