Apple’ın piyasaya sürdüğü en yeni ve en ince model olan iPhone Air, beklenenden çok daha hızlı bir şekilde sönüyor. Küresel talebin hızla soğumasıyla birlikte, dünyanın en iyi yönetilen akıllı telefon serilerinden birinde nadir görülen bir aksaklık yaşanıyor.
Batarya ve Fiyat Hayal Kırıklığı Yarattı
Nikkei Asia’da yayımlanan taze bir rapora göre Apple, tedarikçilerine iPhone Air üretimini önemli ölçüde azaltmaları talimatını verdi. Bu modelin, toplam iPhone üretimindeki payının %15 seviyelerinden %10’un altına düşürüldüğü bildiriliyor. Konuya yakın kaynaklar, Kasım ayında üretimin Eylül rakamlarının onda birinden bile daha azına gerileyebileceğini belirtiyor. Bu, cihazın yıl sonundan önce sessizce piyasadan çekilebileceğinin açık bir işareti.
Bu yavaşlama, serinin diğer üyelerinin güçlü performansıyla keskin bir tezat oluşturuyor. Çin’deki eSIM onayı gecikmeleri nedeniyle pazara geç girmesine rağmen, iPhone Air’in ilk heyecanı uluslararası pazarlara yansımadı.
Huawei Mate 70 Air tasarımı ve özellikleri sızdı. Telefon 6.9 inç ekran, HarmonyOS 5.0, 12GB RAM ve üç renk seçeneğiyle geliyor.
Temel sorun, cihazın konumu ve taviz verilen teknik özellikler:
Fiyat: 999 dolarlık fiyat etiketiyle, sadece 100 dolar daha pahalı olan Pro modelinin hemen altında konumlanması.
Pil Ömrü: Cihazda kullanılan 3.149 mAh’lik daha düşük kapasiteli batarya, 2025 yılında kullanıcıların aradığı tam gün pil ömrü beklentisini karşılamadı ve birçok kişi için caydırıcı bir neden oldu.
Tüketiciler ultra-ince tasarımdan çok, daha uzun pil ömrü ve gelişmiş kamera özellikleriyle gelen iPhone Pro ve Pro Max modellerine yöneldi. Öyle ki, bu üst düzey modellerde halen haftalar süren kargolama gecikmeleri yaşanırken, Air çoğu perakendecide kolayca bulunabiliyor.
Sektör analistleri, ultra-ince telefonlara olan ilginin azaldığını ve pazarın hızla katlanabilir cihazlara kaydığını belirtiyor. KeyBanc analistlerine göre, iPhone Air zaten uzun soluklu bir ürün serisi olmaktan ziyade, Apple’ın bir deneyi olarak görülüyordu.
Apple’ın ilk katlanabilir telefonu iPhone Fold’un 2026 için gelişmiş aşamada olduğu düşünülürse, şirket kaynaklarını şimdiden bu büyük sıçramaya kaydırıyor olabilir. Bazı uzmanlar ise Air’in, yaklaşan Fold modelinin başarısı için kritik öneme sahip olan ultra-ince dayanıklılık ve ergonomi sınırlarını test etmek amacıyla sessiz bir deneme olduğunu öne sürüyor. Apple, bu modelin kendisinin büyük bir satış başarısı yakalamasını baştan beklemiyor da olabilir.
Teknoloji dünyasının önemli gelişmesiyle birlikte, OpenAI, popüler yapay zeka sohbet botu ChatGPT’nin artık WhatsApp platformunda kullanılamayacağını kesinleştirdi.
WhatsApp, ChatGPT entegrasyonunu bitiriyor
Yapılan resmi duyuruya göre, ChatGPT entegrasyonu 15 Ocak 2026 tarihi itibarıyla Meta’nın sosyal ağ uygulamasında çalışmayı durduruyor. OpenAI, bu kararın alınmasının temel nedeni olarak WhatsApp tarafındaki bir politika ve şart değişikliğini gösterdi.
ChatGPT’nin WhatsApp’tan çekilmesi, botu aktif kullanan milyonlarca kişiyi doğrudan etkileyecek. OpenAI’ın paylaştığı verilere göre, 50 milyondan fazla kullanıcı WhatsApp üzerinden ChatGPT ile sohbet ediyor, çeşitli içerikler üretiyor ve yeni şeyler öğreniyordu. Ancak WhatsApp’ın politika ve şartlarında gerçekleşen bu değişiklik, OpenAI’ı entegrasyonu sonlandırmak zorunda bıraktı.
Kullanıcıların en çok merak ettiği konu ise mevcut sohbet geçmişlerinin akıbeti oldu. WhatsApp, sohbet aktarımını standart olarak desteklemiyor ve OpenAI’ın belirlediği son tarihten sonra sohbetlerin otomatik olarak taşınması gibi bir durum gerçekleşmeyecek.
YouTube, üreticilerin yüzlerini veya seslerini kullanan videoları bulmak için yeni YouTube likeness detection aracını başlattı.
Ancak mevcut konuşma geçmişini korumak isteyen kullanıcılar için basit bir çözüm sunuluyor. Kullanıcılar, WhatsApp’taki “1-800-ChatGPT” iletişim profilinde yer alan “ChatGPT hesabınızı bağlama” seçeneğini seçerek, WhatsApp’ta yaptıkları tüm konuşmaları kendi ChatGPT geçmişleriyle birleştirebilirler.
Bu işlem, kullanıcıların sohbet geçmişlerini koruma altına almasını sağlıyor. Gelişmeler, teknoloji gündemini yakından takip edenler tarafından dikkatle izleniyor. Peki siz bu konu hakkında ne düşünüyorsunuz? Görüşlerinizi aşağıdaki yorumlar kısmından bizimle paylaşabilirsiniz.
2019 yılından bu yana satış başarısını sürdüren Kia Telluride, ikinci nesliyle sahneye çıkmaya hazırlanıyor. Modelin örtüsü, 20 Kasım’da düzenlenecek olan Los Angeles Otomobil Fuarı’nda tamamen kalkacak. Mevcut Telluride, Eylül sonu itibarıyla satışlarda yüzde 13 artış yakaladı. Kia, yakalanan bu başarıyı yeni nesil ile sürdürmeyi hedefliyor.
Yeni Kia Telluride karşımıza çıkıyor
Kia, tanıtımdan önce aracın birkaç ipucu görselini paylaştı. Görsellerde araç karanlıkta gizlenmiş olsa da bazı detaylar dikkat çekiyor. Beklendiği gibi köşeli hatlarını koruyan yeni Telluride, markanın güncel tasarım dilini benimsiyor. Dikey farların modern bir yorumunu sergiliyor. Ön yüz, EV9 modelinin tasarım izlerini taşıyor ancak motoru soğutmak için hâlâ işlevsel bir ızgaraya sahip.
Kaputun altında, kardeş modeli Hyundai Palisade’daki motor seçeneklerinin aynısının yer alması bekleniyor. Palisade, 287 beygir güç üreten yeni 3.5 litrelik atmosferik V6 motorla geliyor.
Alternatif olarak, 2.5 litrelik turbo dört silindirli motorun iki elektrik motoruyla desteklendiği hibrit sistemin de sunulması bekleniyor. Bu hibrit sistem 329 beygir güç üretiyor. Her iki motor seçeneği de önden veya dört tekerlekten çekişli versiyonlarla satışa çıkacak.
Yeni Telluride’ın selefine kıyasla boyutlarının biraz artması muhtemel görünüyor. Hyundai, Palisade’ın uzunluğunu ve aks mesafesini artırdı. Bu sayede üçüncü sıra koltuklarda daha fazla alan sağlandı. Kia’nın da aynı yolu izlemesi bekleniyor.
YouTube, üreticilerin yüzlerini veya seslerini kullanan videoları bulmak için yeni YouTube likeness detection aracını başlattı.
Ayrıca Palisade’ın biraz daha geniş ve yüksek olması nedeniyle Telluride’da da benzer bir büyüme hamlesi görmek sürpriz olmaz. Fiyatlandırma tarafında, 2026 Hyundai Palisade 41 bin dolardan başlarken, mevcut Telluride 37.885 dolarlık başlangıç etiketiyle satılıyor.
Yeni nesil geldiğinde bu fiyat farkının bir miktar daralması öngörülüyor. Ancak Kia’nın amiral gemisi SUV modelinin yine de fiyat/performans dengesinde güçlü bir konumda olmaya devam edeceği tahmin ediliyor.
Türkiye’de yapay zeka farkındalığını artırmak ve ekosistemini geliştirmek amacıyla kurulan Türkiye Yapay Zeka İnisiyatifi (TRAI) tarafından sekiz yıldır kesintisiz düzenlenen Türkiye Yapay Zeka Zirvesi, bu yıl “Zekanın Ötesi” temasıyla 23 Ekim’de Wyndham Grand Levent’te gerçekleştirildi. AWS, Digitopia, Etiya, Global Bilgi, HPE/NVIDIA, KKB/Kloudeks, Meta, Rafay/Exodus, SabancıDx/Bulutistan, SmartIQ, Yandex Türkiye gibi küresel ve yerli teknoloji şirketlerinin destekleriyle gerçekleşen Zirve, Türkiye’nin en kapsamlı yapay zeka etkinliği olarak öne çıktı. Bu yıl ilk kez Vizyon, Etki ve İnovasyon olmak üzere üç sahnede düzenlenen programda; Vizyon Sahnesi küresel trendler ve stratejik öngörülere, Etki Sahnesi farklı sektörlerdeki yapay zeka uygulamalarına, İnovasyon Sahnesi ise startup’lara, yeni nesil çözümlerin tanıtımlarına ve geleceğin teknolojilerine odaklandı. Katılımcılara ilham veren konuşmalar ve etkileşimli oturumlarla dolu zirve, Türkiye’nin yapay zeka vizyonuna yön verdi.
“Yapay zeka ne kadar zeki olursa olsun, onun aklını ve gücünü kullanabilmek lazım”
Türkiye Yapay Zeka Zirvesi, TRAI Kurucusu Halil Aksu’nun “Zekanın Ötesi: Şimdi Harekete Geçme Zamanı” başlıklı konuşmasıyla başladı. Yapay zekanın artık daha da ötesini konuşma zamanının geldiğini belirten TRAI Kurucusu Halil Aksu sözlerine şöyle devam etti: “Yer gök yapay zeka. Trilyonlarca dolar bu teknolojiye yatırılmaktadır. Ama henüz şirketlere etkisi sınırlı. Çünkü yapay zeka ne kadar zeki olursa olsun, onun aklını ve gücünü kullanabilmek lazım, süreçlere, iş modellerine, müşteri deneyimine, operasyona yansıtabilmek lazım. Bugün, bu zirvede, slogan olarak “Zekanın Ötesi” dememizin sebebi budur. Türkiye’deki ve dünyadaki en iyi uygulamaları, yapay zekayı başarılı şekilde kullanan şirketleri ve liderleri sahnemizde ağırladık. Türkiye’de bugüne kadar yapılmış en kapsamlı yapay zeka araştırmasının sonuçlarını paylaştık. Daha yapılacak çok işimiz var.”
Yapay zekanıngeleceği, etkileri ve insanlık boyutu vizyon sahnesinde tartışıldı
Üç farklı sahneden oluşan etkinlikte, Vizyon Sahnesi, yapay zekanın geleceğine yön verecek küresel trendlerin ve stratejik perspektiflerin ele alındığı oturumlara ev sahipliği yaptı. Vizyon Sahnesi’nde; Peter Sondergaard yapay zekanın ölçeklenme sürecinde organizasyonların karşılaştığı zorlukları ve gerçek potansiyelini ortaya çıkaran unsurları değerlendirdi. Ardından Rafay CEO’su Haseeb Budhani, Türkiye’de yapay zeka ekosisteminin hızla gelişmesi için gerekli altyapı yatırımlarından inovasyona uzanan bir dönüşümün yol haritasını çizdi. HPE Türkiye Genel Müdürü Güngör Kaymak ise yapay zekada sürdürülebilirlik ve egemenlik yarışına odaklandı. Yandex Türkiye CEO’su Aleksander Popovskiy, yapay zekanın internet arama deneyimini nasıl dönüştürdüğünü aktardı.
Programın ikinci yarısında ise; sigorta sektörü, finansal güvenlik, üretken yapay zeka ve pazarlama alanlarında yapay zekanın iş dünyasına olan yansımaları, etik sınırları ve insanla etkileşimi derinlemesine ele alındı. Farklı sektörlerden uzmanlar, yapay zekanın gerçek hayattaki uygulamalarına dair örnekleri paylaştı.
Etki ve İnovasyon sahnelerinde yapay zekanın dönüştürücü gücü ele alındı
Vizyon sahnesiyle paralel devam eden Etki ve İnovasyon Sahneleri de büyük ilgi gördü. Etki Sahnesinde, yapay zekanın farklı sektörlerde yarattığı dönüşüm üzerinde duruldu. Perakende sektöründe veri odaklı dijitalleşme süreçleri, otomotiv ve mobilite alanında yapay zeka destekli verimlilik uygulamaları ile sosyal inovasyon ve teknolojinin toplumsal faydaya etkileri tartışıldı. Enerji, finans, savunma ve veri yönetimi gibi alanlarda düzenlenen panellerde de yapay zekanın katma değer üretimindeki rolü ele alındı.
İnovasyon Sahnesi ise girişimcilik, sürdürülebilirlik ve üretken yapay zeka odağında dikkat çekici sunumlara sahne oldu. Avrupa’da yapay zeka yatırımlarının ölçeklenmesinde doğru zaman ve lokasyonun önemi ile yerel bulutun Türkiye’deki ekosistem ve girişimcilik üzerindeki etkileri değerlendirildi. Optimizasyon, insan–ajan iş birliği ve kurumsal dönüşüm konularında yapay zekanın iş dünyasındaki yansımaları, makine sağlığı, müşteri deneyimi ve siber güvenlik alanlarındaki yenilikleri üzerinde duruldu. İnovasyon Sahnesi programı, açık kaynak geniş dil modellerinde Türkiye’nin en kapsamlı hızlandırma programlarından biri olan BAŞLAT LLM Etki Programı Demo Day finaliyle son buldu. Finalde sahneye çıkan ve küresel pazarda rekabet gücü kazanmak isteyen Türkiye’de kurulmuş ilk üç ekibe toplam 50 bin dolar ödül dağıtıldı.
Zirve, yeni iş birliklerine ve stratejik fırsatlara kapı araladı
Türkiye Yapay Zeka Zirvesi, tüm bunların yanı sıra yeni iş birlikleri, stratejik ortaklıklar ve yatırım fırsatlarının doğduğu bir platform oluşturdu. Kamu, özel sektör, akademi ve girişim dünyasından temsilciler, yapay zekanın sunduğu potansiyelleri değerlendirmek üzere bir araya geldi. Katılımcılar, sektörler arası sinerjiyi artıracak görüşmeler gerçekleştirirken, Türkiye’de yapay zeka ekosisteminin büyümesi için somut adımlar atılmasına zemin hazırlandı. Zirve, hem yerli hem uluslararası düzeyde iş birliklerinin gelişmesine katkı sağlayarak Türkiye’nin yapay zeka vizyonunu güçlendiren önemli bir buluşma noktası oldu.
Zirvenin ikinci günü online olarak devam ediyor
24 Ekim’de online olarak devam edecek etkinliğin ikinci gününde; sanat, savunma sanayi, eğitim gibi alanlarda yapay zekanın kullanımları tartışılacak; başta TRAI Akademi olmak üzere, pek çok teknoloji uzmanı yapay zeka eğitimi verecek.
Tesla CEO’su Elon Musk, dünyanın ilk trilyoneri olma yolunda ilerliyor. Bu durum, 6 Kasım’da yatırımcıların oylayacağı 1 trilyon dolarlık benzeri görülmemiş bir ödeme paketine bağlı. Musk, Çarşamba günü yapılan üçüncü çeyrek kazanç toplantısında asıl amacının para olmadığını belirtti. Asıl hedefinin, bu paketle birlikte gelecek oy gücü olduğunu vurguladı.
Elon Musk yatırımcılardan 1 trilyon Dolar istedi: Gerekçesi ise Optimus robotları
Musk, şirketin geleceği için bu oy gücüne ihtiyaç duyduğunu söyledi. Özellikle “robot ordusu” olarak adlandırdığı yapay zeka ve robotik projelerini kastediyor. Musk, “Güçlü bir etkim olmadan bu robot ordusunu kurma konusunda rahat hissetmiyorum” dedi. Şu anda %13,5 civarında oy gücü bulunan Musk, bu planla önümüzdeki on yılda %12 daha ekleyerek yaklaşık %25’lik bir oy gücü hedefliyor.
Öte yandan bu plana karşı çıkanlar da var. Kurumsal Hissedar Hizmetleri (ISS) ve Glass Lewis gibi vekil danışmanlık firmaları, Tesla yatırımcılarına planı reddetmeleri yönünde tavsiyede bulundu. Gerekçe olarak şirketin piyasa değerindeki potansiyel düşüşü ve teklifin detaylarıyla ilgili endişeleri gösterdiler. Musk, bu firmaları kazanç toplantısında “kurumsal teröristler” olarak nitelendirdi.
Musk’ın kontrolü için mücadele ettiği “robot ordusu”, şirketin Optimus robot projesini ifade ediyor. Musk, Optimus V3 robotlarının gelecek yılın başlarında tanıtılacağını duyurdu. Bu robotları “sonsuz para hilesi” olarak tanımlayan Musk, potansiyelleri hakkında iddialı açıklamalarda bulundu. Robotların yılda bir insanın “muhtemelen 5 katı” verimlilik sağlayabileceğini ve “inanılmaz bir cerrah” olabileceğini öne sürdü.
SpaceX CEO'su Elon Musk, NASA'nın geçici yöneticisi Sean Duffy'ye "Aptal Sean" diyerek sert tepki gösterdi.
Tesla, son çeyrekte rekor sayıda araç teslim etmesine rağmen kâr hedeflerini tutturamadı. Yöneticiler, bu durumu kısmen gümrük tarifelerine ve EV vergi indiriminin sona ermesine bağladı. Gelecekte araç teslimatlarında rekorların devam etmeme olasılığı bulunuyor. Bu bağlamda şirket, değer yaratmak için odağını giderek daha fazla yapay zeka ve robotiğe kaydırıyor. Çarşamba günkü toplantı da bu değişimin bir göstergesiydi.
Musk, tam otonom sürüş (FSD) planları hakkında da konuştu. Robotaksilerdeki güvenlik sürücülerini kaldırmayı hedeflediklerini belirtti. Bu yılın sonuna kadar en azından Austin’in büyük bölümlerinde sürücüsüz hizmete geçmeyi beklediklerini söyledi. Şu anda Austin ve San Francisco’da insan güvenlik monitörleriyle çalışan servis, yıl sonuna kadar Nevada, Florida ve Arizona dahil 8 ila 10 yeni alana genişleyecek.
AWS kesintisi sonrası Elon Musk, "Signal'e güvenmiyorum" açıklaması yaptı ve X Chat'i öne çıkardı. Signal başkanından yanıt gecikmedi.
Otomotiv dünyasında otonom araç rekabeti de kızışıyor. Tesla’nın rakibi GM, 2028 yılına kadar “gözetimsiz” elektrikli araç planlarını açıkladı. Musk ise yatırımcılara Tesla’nın yapay zeka ve otonom sürüş girişimlerinin “büyük ölçüde” ölçeklendiğini söyledi. Musk, “denetimsiz tam otonom sürüşü” çözebileceklerine ve bunun insanlardan çok daha güvenli olacağına “%100 emin” olduğunu iddia etti. Ayrıca Tesla araçlarının 360 derece görüş ve gelişmiş zeka sayesinde boş park yerlerini tespit etmede insanlardan daha iyi olacağını da ekledi.
Elon Musk’ın bu iddialı ödeme paketi ve robotik vizyonu, Tesla’nın geleceğini yeniden şekillendirebilir. Peki siz Tesla’nın Optimus robotları ve tam otonom sürüş hedefleri hakkında ne düşünüyorsunuz?
YouTube, kısa video formatı olan Shorts’ta geçirilen zamanı denetlemeyi sağlayan yeni bir özellik getirdi. Mobil kullanıcılar artık Shorts videoları için günlük bir zaman sınırı belirleyebiliyor.
Shorts izleme süresi kısıtlanabilecek
Bu özellik, kullanıcıların videolar arasında sınırsızca kaydırma yapmalarını engelleyerek zamanlarını daha bilinçli kullanmalarını sağlıyor. Benzer ekran süresi sınırlama seçenekleri zaten Instagram ve TikTok gibi platformlarda da yer alıyor.
Kullanıcılar, belirledikleri süre sona erdiğinde, Shorts’un o gün için duraklatıldığına dair bir bildirimle karşılaşıyor. Ancak bu uyarıyı kapatma seçeneği bulunuyor. Yani, belirlenen sınırın uygulanıp uygulanmayacağı tamamen kullanıcının kendi iradesine bırakılıyor.
YouTube, üreticilerin yüzlerini veya seslerini kullanan videoları bulmak için yeni YouTube likeness detection aracını başlattı.
Kullanıcılar, Shorts’a özel zaman sınırlarını YouTube hesap ayarları bölümünden ayarlıyor. Özellik, bugünden itibaren kademeli olarak kullanıma sunulmaya başlandı. Bu nedenle tüm kullanıcılara ulaşması biraz zaman alabilir. YouTube, bu özelliğin yıl sonuna kadar ebeveyn kontrollerine de ekleneceğini duyurdu.
Çocuklar için sunulacak bu sürümde ise süre sınırı bildirimleri kapatılamayacak. Platform, bu adımla birlikte kullanıcıların dijital refahını destekleme ve kısa içeriklerin potansiyel aşırı kullanımının önüne geçme yönünde önemli bir adım atıyor.
Uzmanlar, özellikle kısa video formatlarının hızlı tüketim yapısı nedeniyle kullanıcıların ekran başında geçirdiği sürenin arttığına dikkat çekiyordu. Bu yeni günlük zaman sınırı özelliği, kullanıcıların kendi koyduğu kısıtlamalarla bu alışkanlığı yönetmelerine olanak tanıyor.
Peki siz bu konu hakkında ne düşünüyorsunuz? Görüşlerinizi aşağıdaki yorumlar kısmından bizimle paylaşabilirsiniz.
Amazon, yeni maliyet düşürücü robotlarını tanıttı. Şirket, bu gelişmenin “robotların işleri devralması” olarak yansıtılmaması gerektiğini savunuyor. Ancak, tanıtılan yeni sistemler, Amazon’un depolarında daha az insana ihtiyaç duyulabileceğini gösteriyor. Özellikle “Blue Jay” adlı yeni robot, çalışanlara “ekstra bir çift el” olarak tanıtıldı. Bu durum, otomasyonun insan iş gücü üzerindeki etkisiyle ilgili tartışmaları yeniden gündeme getirdi.
Amazon’un yeni robotları: “İşten çıkarma yok” açıklaması gerçeği yansıtıyor mu?
Geçtiğimiz günlerde yabancı basın tarafından yayımlanan bir rapor, konunun arka planını aydınlatmıştı. Haberde, Amazon’un iç belgelerine dayanılarak otomasyonun daha fazla personel işe almadan satışları artırmaya yardımcı olabileceği belirtilmişti. Amazon ise bu rapora karşılık daha olumlu bir dille robotik ve teslimat teknolojilerini öne çıkaran bir duyuru yaptı. Bu duyuruda yapay zeka bağlantılı artırılmış gerçeklik gözlükleri ve sürücüler için VR eğitimleri gibi teknolojilerden de bahsedildi.
Amazon’un tanıttığı 10 farklı robot arasında Blue Jay öne çıkıyor. Blue Jay, depolardaki ürünlerin yüzde 75’ini taşıyabilme kapasitesine sahip. Şirket, bu robotun “Aynı Gün Teslimat” operasyonları için temel bir teknoloji olmasını hedefliyor. Blue Jay, yapay zeka ve dijital ikiz teknolojileri kullanılarak bir yıldan biraz fazla sürede geliştirildi. Eskiden üç ayrı robot istasyonunda yapılan toplama, yerleştirme ve birleştirme işlemlerini artık tek bir çalışma alanında yapabiliyor. Ayrıca “Project Eluna” adlı yapay zeka sistemi de çalışanların bilişsel yükünü azaltan bir “ekip arkadaşı” olarak tanıtıldı.
Yeni bir rapor, Amazon otomasyon planları ile yüz binlerce işe alımdan kaçınmayı hedeflediğini ortaya koydu. İşte sızan belgeler.
Amazon Robotik Baş Teknoloji Sorumlusu Tye Brady, yaptığı açıklamada “Asıl manşet robotlarla ilgili değil. Asıl manşet insanlar ve birlikte inşa ettiğimiz işin geleceği hakkında” dedi. Şirket, New York Times raporuna yanıt olarak son on yılda ABD’de en fazla istihdam yaratan şirket olduklarını ve tatil sezonu için 250.000 kişiyi işe almayı planladıklarını yineledi.
Öte yandan CEO Andy Jassy’nin çalışanlara gönderdiği Haziran tarihli mektup, durumu daha net ortaya koyuyor. Jassy, üretken yapay zeka sayesinde verimlilik artışı elde edeceklerini belirtti. Bu durumun, “bugün yapılan bazı işleri daha az kişinin yapacağı, ancak başka tür işleri daha fazla kişinin yapacağı” anlamına geldiğini ifade etti. Jassy, önümüzdeki birkaç yıl içinde yapay zeka kullanımıyla kurumsal iş gücünde bir azalma beklediklerini de ekledi.
NBA maçları Amazon Prime Video Türkiye'de yayınlanacak. 2025-26 sezonundan itibaren 30 takımı ve 82 maçlık programı izleyebileceksiniz.
Yayınlanan rapor da Jassy’nin bu verimlilik hedefine işaret ediyor. Rapora göre, e-ticaret maliyetlerini düşürme hedefi doğrultusunda depolar yeniden yapılandırılıyor. Yeni tesisler, daha az çalışanla daha fazla ürünü işleyebilecek şekilde tasarlanıyor. Bu depolarda kalan çalışanların ise giderek artan bir şekilde robotların bakımına odaklanacağı öngörülüyor.
Amazon’un otomasyon hamleleri, verimliliği artırmayı hedeflerken, istihdamın geleceği konusundaki endişeleri de beraberinde getiriyor. Şirket “insan odaklı” bir gelecek vurgusu yapsa da, teknolojinin rolünün artacağı açıkça görülüyor. Peki siz Amazon’un bu yeni robot teknolojileri hakkında ne düşünüyorsunuz? Otomasyonun iş gücüne etkileri konusunda endişeleriniz var mı?
Volkswagen Grubu bünyesindeki İspanyol otomotiv üreticisi Seat, en popüler modeli Ibiza’yı elektrikli çağa taşımaya hazırlanıyor. Elektrikli araç pazarında yaşanan yavaşlamaya rağmen şirket, elektrifikasyon hedeflerinden sapmayacağını net bir şekilde ortaya koydu.
Elektrikli Seat Ibiza karşımıza çıkacak
Seat Satış ve Pazarlamadan Sorumlu Başkan Yardımcısı Sven Schuwirth, Ibiza’nın markanın sembol modellerinden biri olarak kalmaya devam edeceğini belirtti. Deneyimli yönetici, birçok sürücünün “SEAT Ibiza kullanıyorum” demek yerine “Ibiza kullanıyorum” demesinin, modelin bilinçlerde ne denli köklü bir yer edindiğini gösterdiğini vurguladı. Bu nedenle şirket, bu isimden vazgeçmiyor.
Volkswagen Grubu’ndaki diğer markaların ürün gamında en az bir adet tamamen elektrikli otomobil bulunmasına rağmen, SEAT’ın ürün gamında henüz tam elektrikli bir model yer almıyor. Ancak bu durum yakın zamanda değişiyor. Şirketin stratejisine göre, 2027 yılında Seat Ibiza, hafif hibrit motor seçeneğiyle piyasaya çıkacak. Bu adım, modelin tamamen elektrikli hale gelmesi yolundaki ilk basamağı oluşturuyor.
Tamamen elektrikli Ibiza’nın 2028 sonrasında tanıtılması bekleniyor. Ancak SEAT yönetimine göre modelin seri üretimi 2029’dan önce başlamıyor. Bunun temel nedeni, elektrikli araç teknolojilerinin yüksek maliyeti ve bu segmentteki tüketicilerin henüz bu tür araçlara yüksek bedeller ödemeye tam olarak hazır olmaması.
YouTube, üreticilerin yüzlerini veya seslerini kullanan videoları bulmak için yeni YouTube likeness detection aracını başlattı.
Schuwirth, markanın elektrifikasyon sürecinde ekonomik gerçekleri göz önünde bulunduracağını vurguladı. Seat, bu geçiş sürecinde ağırlığını hibrit teknolojilere veriyor. 2027’de Ibiza ve Arona modellerinin hafif hibrit versiyonları piyasaya çıkacakken, 2028 yılında Leon modelinin tam hibrit versiyonu geliyor.
Tamamen elektrikli Ibiza’nın ise Volkswagen Grubu’nun kompakt elektrikli modelleri için geliştirdiği MEB Entry platformu üzerine inşa edilmesi bekleniyor.
Dünyanın en popüler sosyal medya platformlarından biri olan Instagram, genç kullanıcıları hedefleyen yeni bir kişiselleştirme özelliğini duyurdu. Şirket, 18 yaş altı kullanıcılara özel olarak tasarlanmış yepyeni Instagram uygulama logoları sunmaya başladı.
Yeni Instagram uygulama logoları yalnızca gençlere özel
Kullanıma sunulan bu yeni özellik maalesef tüm kullanıcılara açık değil. Sosyal medya devi, özel logo koleksiyonunun yalnızca 18 yaşından küçük olan “genç hesaplar” tarafından kullanılabileceğini belirtti. Bu durum, yetişkin kullanıcılar arasında tepkiye yol açtı.
Birçok kullanıcı, bu tür kişiselleştirme seçeneklerinin sadece gençlere değil, tüm hesaplara sunulması gerektiğini ifade ediyor.
Toplam 6 farklı logo seçeneği var
Genç kullanıcılar, toplam 6 farklı özel logo arasından seçim yapabilecek. Bu tasarımlar arasında neon, ateş, cam ve çiçekler gibi farklı temalara sahip logolar bulunuyor. Her bir logo, uygulamaya farklı ve hoş bir hava katıyor.
An update just for Teen Accounts: now you can change your Instagram app icon to match your aesthetic 🌟
To change the icon, press the Instagram logo at the top of the home feed after opening the app 💗 pic.twitter.com/XZbZzOQ2DR
Kullanıcılar, bu logolar arasından istediklerini seçerek Instagram deneyimlerini kişiselleştirebilecek. Logo değişimi ise oldukça basit bir şekilde gerçekleştirilebiliyor.
Logo nasıl değiştiriliyor?
Genç hesap sahiplerinin logoyu değiştirmek için uygulamayı açtıktan sonra ana akıştaki Instagram logosuna basılı tutmaları yeterli oluyor. Bu işlemin ardından açılan menüden istedikleri logoyu kolayca seçebiliyorlar.
Bununla birlikte, Instagram’ın bu özelliği ilerleyen zamanlarda tüm kullanıcılar için sunup sunmayacağı ise henüz bilinmiyor.
Peki, Instagram uygulama logoları hakkındaki sizin görüşleriniz neler? Düşüncelerinizi yorumlarda bizimle paylaşın!
Electronic Arts (EA), Battlefield 6’nın popüler Portal modunda oluşturulan bir haritayı kaldırdı. Bir oyuncu, Call of Duty serisinin ünlü “Shipment” haritasını bu modda yeniden yaratmıştı. Ancak EA, Topluluk Kuralları’nı ihlal ettiği gerekçesiyle bu haritayı hızlıca yayından çekti. Bu durum, EA’in “uygunsuz” içeriklere karşı ne kadar sıkı bir denetim uyguladığını gösteriyor.
EA Battlefield 6 Portal modundaki Call of Duty haritasını kaldırdı
Battlefield 6, 10 Ekim’de oyuncularla buluştu. Oyun, hayranlarına çeşitli modlar sunuyor. Popüler FPS oyunu, tek oyunculu senaryo ve standart çoklu oyuncu modlarının yanı sıra, Portal modu aracılığıyla oyunculara kendi deneyimlerini yaratma fırsatı tanıyor. Bu modda herkes kendi haritalarını, silahlarını ve hatta oyun kurallarını oluşturabiliyor.
EA tarafından kaldırılan haritanın adı “Shipment 2019 edition” idi. Haritanın kaldırılma nedeni, Topluluk Kuralları’nı ihlal etmesiydi. Kurallar, oyuncuların “üçüncü parti ürünlere uygunsuz göndermeler” yapmasını yasaklıyor. Call of Duty serisinin popüler haritası “Shipment”, ilk olarak Call of Duty 4’te ortaya çıkmıştı. Harita, küçük yapısı sayesinde aksiyon dolu maçlara olanak tanımasıyla biliniyor.
Portal modunda topluluğun ilgisini çeken tek harita “Shipment” değil. Oyuncular, Portal modunu kullanarak şimdiden oldukça ilginç haritalar tasarladı. Bu haritalar, yakın mesafe çatışma arenalarından geniş alanlara kadar çeşitlilik gösteriyor. Örneğin, dalga tabanlı bir savunma modu sunan “Besieged” şu ana kadarki en popüler haritalardan biri oldu.
Botlara karşı kolayca XP (deneyim puanı) kasmak isteyen oyuncular ise “Breakthrough Solo Bots” haritasını popüler hale getirdi. Bu harita, tartışmalı olsa da sıkça tercih ediliyor. Bir başka oyuncu ise Battlefield 3’ün sevilen haritası “Noshahr Canals”ı Battlefield 6’da yeniden yarattı. Haritayı oluşturan kişi, Portal modundaki varlıkların henüz sınırlı olması nedeniyle bunun zor bir iş olduğunu belirtti.
Battlefield 6, üst düzey optimizasyonu ile oyuncuları oldukça memnun etti.
Portal modunun zamanla daha da büyümesi bekleniyor. Geliştiriciler moda yeni işlevler ekledikçe ve topluluktaki içerik üreticileri aracın inceliklerine alıştıkça mod zenginleşecektir. Battlefield 6, çıkışının hemen ardından Steam’de 700.000’den fazla eşzamanlı oyuncuya ulaşarak büyük bir başlangıç yaptı.
Electronic Arts, oyunun ilk üç günde altı milyondan fazla sattığını açıkladı. Bu rakamlar, Battlefield 6’nın bu yılki Call of Duty için ciddi bir rakip olduğunu gösteriyor. Aynı zamanda EA’in oyunu uzun süre destekleme ihtimalinin de yüksek olduğunu ortaya koyuyor. Siz Battlefield 6’nın Portal modu hakkında ne düşünüyorsunuz?
Tesla, yapay zeka donanımı konusundaki iddiasını bir üst seviyeye taşıyan yeni nesil otonom sürüş (FSD) çipi AI5’i resmi olarak tanıttı. Elon Musk’ın geçtiğimiz ay duyurduğu ve şirketin üçüncü çeyrek finansal sunumunda detaylarını paylaştığı bu yeni çip, hem Tesla’nın araçlarında hem de şirketin insansı robotu Optimus’ta kullanılacak.
Tesla AI5 çipini tanıttı
Tesla, AI5 ile selefi olan AI4’e kıyasla tam 40 katlık bir performans artışı sağlıyor. Şirket bu çipi, donanım ve yazılım gereksinimlerine dair derin bir anlayışa dayanarak geliştirdiği “özgün bir tasarım” olarak tanımlıyor.
Elon Musk, performans artışının sadece ham işlem gücüyle sınırlı kalmadığını; bellek kapasitesi, veri aktarım bant genişliği ve hesaplama optimizasyonlarıyla da desteklendiğini belirtti. AI5, selefine göre ham işlem gücünde 8 kat, bellek kapasitesinde 9 kat ve bellek bant genişliğinde 5 kat artış getiriyor.
Özellikle yapay zeka uygulamaları için kritik öneme sahip olan bellek kapasitesinde büyük bir sıçrama yaşanıyor. Önceki HW4 çipinde 16 GB RAM bulunuyordu. Tesla, AI5 ile 144 GB’a kadar RAM kullanmayı planlıyor.
YouTube, üreticilerin yüzlerini veya seslerini kullanan videoları bulmak için yeni YouTube likeness detection aracını başlattı.
Bu yüksek kapasite sayesinde AI5, karmaşık yapay zeka modellerini daha verimli bir şekilde çalıştırabiliyor ve veri merkezlerinde daha yüksek ölçeklenebilirlik sağlıyor. Performanstaki bu çarpıcı artışın temelinde, AI4’te darboğaz yaratan SoftMax işlemlerinin optimize edilmesi bulunuyor. AI4’te 40 adımda gerçekleştirilen bu işlemler, AI5’te yalnızca birkaç adımda tamamlanıyor.
Ayrıca AI5, karışık hassasiyetli (mixed-precision) modelleri dinamik olarak yönetebiliyor ve gerçek dünya iş yükleri için optimize edilmiş seyrek tensör operasyonlarını doğal olarak destekliyor. Çip, geleneksel GPU ve görüntü işleme birimlerini (ISP) ortadan kaldırarak kendi başına “bir GPU” işlevi görmeye hazırlanıyor ve Musk’a göre watt başına en yüksek performansı sağlıyor.
Popüler flört uygulaması Tinder, Amerika Birleşik Devletleri genelinde yeni bir güvenlik zorunluluğu başlattı. Çarşamba gününden itibaren, ABD’deki kullanıcıların profillerine giriş yapabilmeleri için “Face Check” (Yüz Kontrolü) adımını tamamlamaları gerekiyor. Bu yeni özelliğin temel amacı, uzun süredir devam eden “catfishing” (başkası gibi davranarak dolandırıcılık) ve benzeri güvenlik sorunlarını azaltmak.
Tinder’da yeni dönem: Giriş için yüz tanıma zorunlu oldu
Face Check süreci, kullanıcıların telefonlarıyla yüzlerinin bir videosunu kaydetmelerini isteyerek başlıyor. Bu işlem, Apple’ın Face ID kurulumuna benzese de daha basit bir yapıya sahip. Tinder, kaydedilen bu videoyu kullanıcının mevcut profil fotoğraflarıyla karşılaştırıyor. Doğrulama başarılı olursa, profile otomatik olarak küçük bir yüz rozeti ekleniyor. Öte yandan bu sistemin nasıl çalıştığı zaten biliniyordu çünkü Tinder, özelliği ABD genelinde sunmadan önce Kanada ve Kaliforniya’da kullanıma açmıştı.
Bu teknolojinin altyapısını FaceTec firması sağlıyor. Tinder, gizliliği korumak amacıyla tarama videosunu sildiğini ancak kullanıcının biyometrik yüz verisini şifrelenmiş biçimde sakladığını belirtiyor. Şirket, bu yüz verilerini yinelenen hesapları tespit etmek, sahte profilleri azaltmak ve kimlik hırsızlığının önüne geçmek için kullanacak.
Tinder’ın yüz tanıma sistemini getirmesi, özellikle “catfishing” olarak bilinen ve insanların başkası gibi davranarak diğer kullanıcıları dolandırdığı veya onlara şantaj yaptığı ciddi bir sorunu engellemek için tasarlandı. Bu durum, flört uygulamalarında artan daha derin bir probleme de işaret ediyor: Birçoğu yapay zeka tarafından kontrol edilen botların sayısındaki artış. Bu botlar, kişisel bilgileri toplamak veya kullanıcıları dolandırıcı aboneliklere yönlendirmek gibi amaçlarla kullanılıyor.
Dünyanın en hızlı treni CR450, yapılan denemelerde yeni bir rekora daha imza attı.
Popüler uygulama, bu botlara karşı çeşitli cephelerde mücadele ediyor. Platformda Face Check özelliğinin yanı sıra, resmi bir devlet kimliği gerektiren “ID Check” (Kimlik Kontrolü) ve diğer fotoğraf doğrulama yöntemleri de kullanılıyor.
Tinder ayrıca geçtiğimiz Haziran ayında arkadaşlarınızla çifte randevuya çıkmayı sağlayan yeni bir özelliği de yayınlamıştı. Şirket, bu özelliğin özellikle Z kuşağı kullanıcıları arasında popüler olduğunu bildiriyor. Tinder yetkilileri ise konuyla ilgili yorum taleplerine henüz yanıt vermedi.
Sizce Tinder’ın getirdiği bu yüz tanıma zorunluluğu, sahte hesapları ve dolandırıcılığı engellemek için yeterli olacak mı? Düşüncelerinizi bizimle paylaşın.