Samsung Electronics, yeni robot süpürge serisi Bespoke AI Jet Bot Steam’in UL Solutions “Pazarlama Söylemlerinin Doğrulanmasında IoT Güvenlik Derecelendirmesi” kapsamında “Diamond” güvenlik derecesi aldığını duyurdu. Bespoke AI Buzdolabı ve Bespoke AI Çamaşır Makinesi serisinin ardından Samsung, 2025 yılında üçüncü kez bir ev aletiyle bu sertifikayı almaya hak kazandı. Samsung Electronics Başkan Yardımcısı ve Dijital Ev Aletleri İş Birimi Ar-Ge Ekibi Başkan Başkanı Jeong Seung Moon, konuyla ilgili olarak, “Akıllı ev ortamı büyüdükçe ve veri gizliliği konusundaki endişeler arttıkça, tüketiciler daha güvenilir ürünler aramaya yöneliyor. Yapay zekâ destekli cihazlarındaki verileri koruyan güçlü bir güvenlik altyapısı oluşturan Samsung, kullanıcılara iyi bir deneyim sunma kararlılığını sürdürüyor” dedi.
Samsung cihazları, UL Solutions’ın Diamond seviye güvenlik derecelerini nasıl alıyor?
Bir robot süpürgenin güçlü güvenlik özelliklerine sahip olduğunu bilmek, onu gönül rahatlığıyla kullanmak açısından büyük önem taşıyor. Örneğin, serinin premium modeli olan Bespoke AI Jet Bot Steam Ultra’da, temizlik işlemi sırasında kamera kullanılıyor ve SmartThings bağlantısı aracılığıyla evi izleme gibi özelliklerden faydalanıyor. Benzer şekilde, diğer ev aletlerini izleyebilen ve kullanıcı bilgilerini web tarayıcısında depolayabilen ekranlı Samsung cihazlarındaki sağlam güvenlik önlemleri de hayati öneme sahip. Samsung, bu koruma standartlarını oluşturmak için çok katmanlı bir güvenlik sistemi oluşturan Samsung Knox’tan faydalanıyor; kurulan şifreli iletişimle dış tehditlere karşı güçlü savunma sağlıyor.
Ayrıca Knox Matrix Trust Chain ve Knox Vault teknolojilerini de uygulayan Samsung, bu yıl UL Solutions tarafından onaylanan IoT güvenlik pazarlama söylemleriyle de yeni ürünlerin güvenliğini önceki modellere kıyasla daha da güçlendirdi. Knox Matrix Trust Chain, bağlı cihazların güvenlik durumunu gerçek zamanlı olarak izlemek için blok zinciri teknolojisini kullanıyor. 2025 yılında ilk kez Samsung ev aletlerinde kullanılmaya başlanan Knox Vault, şifreler ve kimlik doğrulama bilgileri gibi özellikle hassas verileri ayrı bir çip donanımında saklayarak koruyor. Bu adımlar, Samsung’un daha güvenilir bağlantılı ev deneyimleri sunmasını ve ürün portföyündeki güvenlik sertifikalarının sayısını daha da artırmasını sağlıyor.
Yüksek güvenlik seviyesine sahip olmasının yanında Bespoke AI Jet Bot Steam Ultra, yüksek ısıda buharla paspas temizliği özelliği sayesinde gelişmiş hijyen sunuyor. AI Nesne Tanıma özelliğiyle donatılan ürün, kullanıcıların ev ortamlarına göre özelleştirilmiş daha kişisel ve zahmetsiz bir temizlik deneyimi yaşatıyor.
Global “Welcome to Bespoke AI” lansmanında tanıtılan Bespoke AI Buzdolabı ve Bespoke AI Çamaşır Makinesi serisi, AI Home veya AI Family Hub™ ekranına sahip. Bu ekranlar, cihazların kontrolünü kolaylaştırıyor ve ürünle ilgili bilgileri sezgisel bir şekilde görüntülüyor. Samsung’un en yeni robot süpürgesi Bespoke AI Jet Bot Steam IFA 2025’te sergilendi. Bespoke AI buzdolapları ve Bespoke AI Çamaşır Makinesi Serisi ise şu an dünyanın belirli pazarlarında satışa sunulmuş durumda.
Otomotiv sektöründe Bosch’un adı, yazılım ile özdeşleşmiş durumda. Teknoloji şirketi bunu bu yılki IAA Mobilite fuarında etkileyici bir şekilde gösteriyor. Ve dahası var: Bosch, yazılımın sunduğu imkanlara uygun donanımı tek bir kaynaktan da tedarik ediyor; bu, şirket için dünya genelinde güçlü bir benzersiz satış noktası oluşturuyor. Fuardaki konuşmasında Bosch Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Stefan Hartung, “Bosch, yazılım ve donanım konusunda uzman. Gelişmiş donanım olmadan, en akıllı araç bile tek bir milimetre hareket edemez. Amacımız, kişiye özel, akıllı çözümler sunarak yazılım odaklı mobilite çağında sektörü şekillendirmede önemli bir rol oynamaya devam etmek.” dedi.
İlk göstergeler başarıya işaret ediyor: Bosch, yazılım odaklı dünyada sağlam bir yer edinmiş durumda. Bunun bir örneği, yazılım tanımlı araçlar ve otonom sürüş için kilit teknoloji olarak görülen Bosch’un frenleme ve direksiyon için geliştirdiği by-wire sistemleridir. Burada kontrolü yazılım devralıyor; mekanik bir bağlantıya artık gerek bulunmuyor. Bu, Bosch için önemli bir iş alanı. Şirket, brake-by-wire ve steer-by-wire çözümleriyle 2032 yılına kadar 7 milyar Euro’nun üzerinde kümülatif satış geliri elde etmeyi bekliyor. Bu kilit teknolojinin pazar dinamikleri 2030’lu yıllarda hızlanmaya devam edecek. By-wire teknolojisi, araç üretiminde gelecekte bizi nelerin beklediğine dair bir ön gösterim. Bosch Yönetim Kurulu Üyesi ve Mobilite İş Kolu Başkanı Dr. Markus Heyn, “Gelecekte donanım, yazılım gereksinimlerine uyacak şekilde tasarlanacak.” Dedi.
Bosch, araçları kişisel asistanlara dönüştürmeyi hedefliyor
Yazılım odaklı mobilite alanında Bosch Mobilite’nin iş alanı, gömülü yazılıma sahip donanımdan, hizmetlere ve üreticilerin ve iş ortaklarının ekosistemlerine entegre ettiği tamamen bağımsız yazılımlara kadar gelişmeye devam ediyor. Hartung, “Bağımsız ya da bağlı, standartlaştırılmış, entegre veya ayrılmış; müşterinin istediği her şeyi tam olarak sunabiliyoruz.” dedi. Bu durumun açıkça bir etkisi var: küresel araç üretiminin durgun, talebin zayıf ve elektromobilite ve otonom sürüşteki gecikmelere rağmen, Bosch Mobilite bu yıl biraz büyüyecek. Satış gelirlerindeki artışın yüzde 2’nin biraz altında olması bekleniyor.
Bugüne kadar hiçbir araç teslim alındığı andaki kadar yeni olmamıştı. Heyn, “Ancak gelecekte, aracın yazılımı sürekli güncellenecek ve yapay zeka sayesinde sürekli öğreniyor olacak. Yeni mobilite, her şeyden önce kullanıcı merkezlidir.” dedi. Bunun nasıl göründüğüne bir örnek: Bosch’un Vehicle Motion Yönetimi yazılımı, fren, direksiyon, güç aktarımı ve şasi sistemlerini merkezi olarak kontrol ederek tüm araç hareketlerini koordine ediyor. Bu, bireysel sistemler arasındaki koordinasyonu iyileştiriyor ve sürücünün tercihlerine göre ayarlanabilmelerini sağlıyor. Bugün özellikle konforlu bir yolculuk mu? Yarın biraz daha çevik bir sürüş mü? Ertesi gün sarsıntısız bir duruş mu? Sorun değil; bir düğmeye dokunmanız yeterli, araç tamamen farklı hissettiriyor. Bu arada Bosch’un Vehicle Motion Yönetimi yazılımı donanımdan bağımsızdır, bu da farklı araç mimarilerinde kolayca kullanılabilmesini sağlar.
Bu sadece teori değil, uygulamada da gerçekleşiyor: Bosch yazılımı yaygın olarak kullanılıyor ve Avrupa, Çin ve Japonya’da yirmiden fazla üretici zaten benimsemiş durumda. Önümüzdeki üç yıl içinde Bosch, Vehicle Motion Yönetimi yazılımına dokuz haneli bir yatırım yapacak ve tüm alanlarda modüler yazılım ve fonksiyon portföyünü genişletecek. Bosch’un Vehicle Motion Yönetim sistemi, by-wire çözümleriyle birlikte kullanıldığında çok daha verimli çalışıyor, çünkü yazılım ilgili fren ve direksiyon aktüatörlerini sürücünün eylemlerinden bağımsız olarak kontrol edebiliyor, bu da daha yüksek güvenlik, artırılmış konfor ve daha iyi araç dinamikleri sağlıyor.
Bosch’un akıllı yazılımı fark yaratıyor
Bosch’un ADAS ürün ailesi de yazılım odaklıdır. Akıllı sürücü destek sistemleri için araç üreticileri, önceden yapılandırılmış üç varyant arasından seçim yapabiliyor ve bunları marka özelinde hızlı bir şekilde üretime alabiliyor. Burada da donanım ve yazılım, müşteri taleplerine bağlı olarak entegre edilebilir veya ayrı ayrı satın alınabilir. Her iki seçenek de bütüncül bir yaklaşımdan faydalanıyor: Bosch, donanım ve yazılım arasındaki etkileşimi anladığı için, mevcut ortamlara sorunsuzca entegre edilebilen, bireysel olarak optimize edilmiş çözümler sunabiliyor.
Bosch Türkiye ve Orta Doğu Başkanı Daniel Korioth, IAA Mobilite fuarında yaptığı açıklamada, sektörün zorlu bir dönüşümden geçtiğini belirterek tam da bu dönemde ihtiyacımız olan inovasyon alanındaki gelişmelerden duyduğu memnuniyeti dile getirdi. Korioth ayrıca IAA Mobilite tarihinde ilk defa Türkiye’den bir markanın fuara katıldığının altını çizerek şöyle dedi: “Bosch olarak, yazılım odaklı mobilite alanında özelleştirilmiş çözümler sunuyoruz. Uzmanlığımızı otomobilin tüm alanlarında kullanıyoruz. Togg ile birlikte, ‘Rush Hour Assist’i geliştirdik.” 2026 yılından itibaren kullanıma sunulacak olan bu özellik, günümüzün mega kentlerinin bir gerçeği olan aşırı yoğun şehir trafiğinin tipik zorluklarında sürücülere aktif olarak yardımcı olacak ve sürüş sırasında onlara gözle görülür bir rahatlama sağlayacak.
Türkiye mobilite ekosisteminin yetkinlik gelişimine katkı
Büyüyen EV pazarı hakkında değerlendirmelerden bulunan Korioth, “Türkiye, Avrupa’daki EV pazarında yüzde 15 paya sahip. Pazardaki bu dönüşüm, mühendislerimizin gelişimine önemli katkılar sağladı.” dedi. Bu dönüşümün merkezinde yer alan İstanbul’daki Tasarım Merkezi ekibi, 2019’dan beri yürüttüğü elektrikli güç aktarma organları geliştirme faaliyetleri sayesinde Bosch tarafından küresel bir iş ortağı merkezi olarak konumlandırıldı. Mühendislik ekibi, Türkiye’nin elektrifikasyon yolculuğuna rehberlik etmenin yanı sıra uluslararası projelerde stratejik sorumluluklar da üstleniyor. Bosch’un, faaliyet gösterdiği ekosisteme değer katmayı her zaman önceliklendirdiğini vurgulayan Korioth, “Bu bağlamda şirketimiz, yeni yeteneklerin geleceğin teknolojilerine hazır olmasını sağlamak için mobilite ekosistemine yönelik ileri düzey eğitimler düzenliyor. En önemlisi, kendi mühendislerimiz bu eğitimleri tasarlıyor ve veriyor.” dedi. İstanbul’daki Tasarım Merkezi, kendi tasarladıkları mobilite eğitiminin 5. yılını başarıyla tamamladı. Her yıl yaklaşık 2000 öğrencinin başvurduğu eğitimi ortalama her yıl 100 öğrenci tamamladı.
Çek otomobil üreticisi Skoda, yeni elektrikli SUV modeli Epiq’in üretime yakın konseptini Münih Otomobil Fuarı’nda sergiledi. 2026 yılında yollara çıkacak olan model, Skoda’nın elektrikli SUV ailesinin en küçük üyesi olacak. Epiq, kompakt boyutları, 400 km’yi aşan menzili ve yeni tasarım diliyle öne çıkıyor.
Yeni Skoda Epiq karşımıza çıkıyor
Skoda’nın 4.1 metre uzunluğundaki bu yeni elektrikli aracı, 4.4 metrelik Elroq modelinin altında konumlanıyor. Marka, yeni modelin beş kişiyi rahatlıkla taşıyabildiğini ve 475 litre bagaj hacmi sunduğunu söylüyor. Ayrıca, Epiq’in tam şarjla 424 kilometre menzile ulaşabildiği belirtiliyor.
Volkswagen Grubu’nun küçük elektrikli araçları için geliştirdiği MEB Entry platformunu kullanan Epiq, önden çekişli ve standart olarak 208 beygir güç üreten bir motorla geliyor. Performans odaklı vRS versiyonunun ise 223 beygire kadar çıkabileceği konuşuluyor.
Epiq, Skoda’nın “Modern Solid” olarak adlandırdığı minimalist tasarım felsefesinin ilk tamamen yeni modeli. Bu tasarım anlayışı, daha önce Elroq ve Enyaq’ın güncellenen versiyonlarında kısmen uygulanmıştı. Yeni modelde markanın “Tech Deck” adını verdiği ön yüz, T şeklinde ışık imzaları ve sportif tamponlar dikkat çekiyor.
Aracın iç mekânı, Skoda’nın bilinen pratikliğini koruyor. Çanta kancaları, sabitleyiciler ve gizli saklama bölmeleri gibi “simply clever” çözümler, ergonomiyi artırıyor. Ana kontrol ünitesi olarak dokunmatik ekran yer alsa da, fiziksel düğmeler de kullanılıyor.
E-spor oyuncularının ne kadar kazandığını hiç merak ettiniz mi? Bu haberimizde E-spor oyuncularının gelirlerine değiniyoruz.
Skoda, Epiq’in başlangıç fiyatının benzinli kardeşi Kamiq ile aynı seviyede olacağını belirtiyor. Kamiq’in başlangıç fiyatı yaklaşık 25.330 euro. Skoda’nın bu fiyatlandırma stratejisi, markanın elektrikli araçları daha geniş kitlelere ulaştırma hedefini gösteriyor.
Epiq’in seri üretim versiyonunun 2026 yılının ortalarında tanıtılması bekleniyor. Aynı dönemde, Vision 7S konseptine dayanan, yedi koltuklu büyük bir elektrikli SUV da Skoda ürün gamına eklenecek.
Android pazarı için heyecanın dorukta olduğu aylara girmiş bulunuyoruz. Neredeyse tüm markalar yeni amiral gemi serilerini duyurmaya hazırlanırken sızıntılar da durmak bilmiyor. vivo, yakında piyasaya süreceği X300 serisi hakkında detayları parça parça açıklamaya devam ediyor. Serinin Pro versiyonu yakın zamanda Çin’in 3C sertifikasını alırken, şimdi de standart Vivo X300 modelinin aynı sertifikayı aldığı ortaya çıktı. İşte detaylar.
Vivo X300, 90W hızlı şarj ile geliyor
vivo X300 olduğu iddia edilen V2509A model numaralı cihaz, 3C sertifikasyonunda 90W hızlı şarj desteği sunan bir adaptörle görüntülendi. Cihazın ayrıca Geekbench testinde Dimensity 9500 yonga seti, 16GB RAM ve Android 16 işletim sistemiyle çalıştığı da görüldü.
Söylentilere göre Vivo X300, BOE Q10 Plus panelli, 1.5K çözünürlüğe ve 120Hz yenileme hızına sahip 6.3 inçlik düz OLED bir ekranla gelecek. Gücünü Dimensity 9500 yonga setinden alacak olan cihazın, 6.000 mAh’den büyük bir bataryaya sahip olacağı belirtiliyor.
Apple Intelligence hizmeti, Çin pazarındaki kullanıcılara kısıtlı olarak sunulacak. Bu durum, büyük bir tartışma yarattı.
Kamera tarafında ise cihazın arka kurulumunda 200 megapiksel Samsung HPB ana kamera, 50 megapiksel Samsung JN5 ultra geniş açılı lens ve 50 megapiksel Sony LYT-602 periskop telefoto kamera bulunacağı söyleniyor. Ön kısımda ise 50 megapiksellik otomatik odaklamalı bir selfie kamerası yer alacak.
Serinin en üst modeli olan Vivo X300 Ultra’nın, Snapdragon 8 Elite Gen 5 yonga seti ve daha güçlü bir kamera kurulumuyla 2026’nın ilk yarısında piyasaya sürülmesi bekleniyor.
Peki siz bu konu hakkında ne düşünüyorsunuz? Düşüncelerinizi yorumlarda paylaşabilirsiniz.
Honda, başlangıç seviyesi motosiklet modeli CB125F’yi yenileyerek Türkiye’de satışa sundu. Motosikletin yeni versiyonu, güncellenen tasarımı, eklenen teknolojileri ve dikkat çeken yakıt ekonomisiyle öne çıkıyor. A1 ehliyet sınıfı için uygun olan modelin fiyatı 139 bin TL olarak belirlendi.
Yeni Honda CB125F satışa sunuldu
Yenilenen CB125F, daha büyük motosikletleri andıran bir tasarıma sahip. Keskin hatlı gövdesi ve geniş yakıt deposu, modele güçlü ve dinamik bir görünüm veriyor. Ayrıca, siyah renkteki susturucu ile uyum içinde olan üç boyutlu Honda Motosiklet logosu da tasarımın dikkat çeken detayları arasında yer alıyor.
Motosikletteki en büyük yeniliklerden biri, aydınlatma sisteminde kullanılıyor. Hem ön hem de arka kısımda tamamen LED farlar yer alırken, dikey bir ışık imzasıyla farklı bir görünüm sunuluyor. Kokpit tarafında ise yeni bir tam renkli 4,2 inç TFT ekran bulunuyor. Bu ekran, vites, yakıt ve saat gibi temel bilgileri sürücüye sunuyor. Ek olarak, Bluetooth bağlantı desteği ve USB-C girişi de sürüş deneyimini zenginleştiriyor.
Honda CB125F’nin hava soğutmalı, tek silindirli eSP motoru, şehir içi kullanım için optimize edildi. Motor 7.500 devirde 8 kW maksimum güç ve 6.000 devirde 10,9 Nm maksimum tork üretiyor. Motosikletin yakıt tüketimi ise oldukça düşük: 100 kilometrede 1,4 litre. Bu, 11 litrelik yakıt deposuyla 730 kilometrenin üzerinde bir menzil sunuyor.
E-spor oyuncularının ne kadar kazandığını hiç merak ettiniz mi? Bu haberimizde E-spor oyuncularının gelirlerine değiniyoruz.
CB125F, manuel vitesli motosikletler arasında bir ilk olarak start-stop özelliğini sunuyor. Bu özellik, trafik ışıkları gibi kısa duraklamalarda motoru otomatik olarak kapatarak yakıt tasarrufu sağlıyor. Motor, sürücü tekrar hareket etmek istediğinde sorunsuz bir şekilde yeniden çalışıyor. EURO5+ uyumluluğu sunan motosiklette bu özellik, istendiğinde kapatılabiliyor.
Honor, Ekim ayında tanıtılması beklenen Magic 8 serisi akıllı telefonlarıyla dikkatleri üzerine çekiyor. Son sızıntılar, serinin en üst modeli olan Magic 8 Pro’nun kamera ve diğer kilit özelliklerini ortaya çıkardı. Bu özellikleri ile ise yeni cihazın Snapdragon 8 Elite Gen 5 kullanan cihazlardan farklı olacağı belirtildi. İşte detaylar.
Honor Magic 8 Pro beklenen özellikleri
Gelen bilgilere göre, Honor Magic 8 Pro, hem 3D ToF yüz tanıma hem de ekrana gömülü ultrasonik parmak izi okuyucuyu bir arada sunan tek Snapdragon 8 Elite Gen 5 işlemcili amiral gemisi olacak.
Kamera tarafında cihazın 50 megapiksel 1/1.3 inç diyafram açıklığına sahip ana sensör, 50 megapiksel ultra geniş açılı lens, ve 1/1.4 inç sensör, geniş diyafram açıklığı ve 85mm odak uzaklığı olan 200 megapiksel periskop telefoto kamera dahil üçlü bir kurulumla gelmesi bekleniyor.
Apple Intelligence hizmeti, Çin pazarındaki kullanıcılara kısıtlı olarak sunulacak. Bu durum, büyük bir tartışma yarattı.
Honor’un bu hamlesi, daha önce 200 megapiksellik periskop telefoto kameralara sahip olacağı sızdırılan Vivo X300 Pro ve Oppo Find X9 Pro gibi rakipleriyle doğrudan rekabete gireceğini gösteriyor. Ancak Magic 8 Pro’nun, Dimensity 9500 yerine Snapdragon 8 Elite Gen 5 yonga setiyle gelmesi, özellikle Qualcomm çipini tercih eden kullanıcılar için önemli bir avantaj sağlıyor.
Bununla birlikte Magic 8 Pro’nun, 7.000 mAh’den başlayan bir batarya kapasitesine ve 90W hızlı şarj desteğine sahip olacağı söyleniyor. Ayrıca, 6.7 inçlik düz bir OLED ekranla gelmesi bekleniyor.
Peki siz bu konu hakkında ne düşünüyorsunuz? Düşüncelerinizi yorumlarda paylaşabilirsiniz.
Apple’ın merakla beklenen etkinliği öncesinde, analist Ming-Chi Kuo’dan yeni iddialar geldi. Kuo’ya göre, AirPods Pro 3 kablosuz kulaklıklar 9 Eylül’deki etkinlikte tanıtılacak. Kuo, AirPods Pro 4 modelinin ise 2026 yılının Eylül ayında geleceğini ve bu modelin kızılötesi kameralara sahip olacağını öne sürüyor. Bu kameraların fotoğraf çekme amacıyla değil, bir sensör olarak çalışacağı ve Apple Vision Pro başlık ile birlikte daha gelişmiş bir uzamsal ses deneyimi sunacağı belirtiliyor.
Kameralı AirPods Pro 2026’da gelecek
Söylentilere göre, AirPods Pro 3, nabız ve sıcaklık ölçümü yapabilen iki yeni sensörle donatılacak. Bu hamle, Apple’ın AirPods’u bir sağlık cihazı haline getirme planlarının bir parçası olarak görülüyor.
Ayrıca kulaklığın şarj kutusu, AirPods Pro 2’den biraz daha ufak olacak ve kapasitif bir düğmeye sahip olacak. AirPods Pro 2’nin arkasındaki eşleştirme düğmesi, yeni modelde öne taşınacak. Cihaz için daha sonra yayınlanacak bir yazılım güncellemesiyle gerçek zamanlı çeviri özelliğinin de eklenmesi bekleniyor.
Aynı zamanda, dört farklı modelden oluşması beklenen iPhone 17 ailesiyle ilgili de yeni bilgiler gelmeye devam ediyor. Çin merkezli bir kaynağa göre, serinin en üst modeli olan iPhone 17 Pro Max, piyasadaki en iyi telefoto kameralardan birine sahip olabilir.
E-spor oyuncularının ne kadar kazandığını hiç merak ettiniz mi? Bu haberimizde E-spor oyuncularının gelirlerine değiniyoruz.
Daha önceki sızıntılarda hem 17 Pro hem de 17 Pro Max’te 48 megapiksel çözünürlüğe sahip yeni telefoto kameraların kullanılacağı belirtilmişti. Apple’ın yeni ailede optik yakınlaştırma seviyesini 5x’ten 8x’e çıkarması bekleniyor.
iPhone 17 Pro Max’te değişken yapılı bir periskop telefoto kameranın yer alabileceği ve bu sayede 5x ile 8x arasında optik yakınlaştırma yapılabileceği iddia ediliyor.
Tesla’nın otomobil üretimindeki liderlik rolü, son dönemde gelen haberlerle birlikte sorgulanmaya başladı. Şirketin CEO’su Elon Musk’ın son açıklamaları ve Tesla’nın yeni “Master Plan IV” adlı raporu, şirketin odağının otomobil üretiminden yapay zeka ve robotik teknolojilere kaydığını gösteriyor. Raporda yeni bir elektrikli araçtan hiç bahsedilmemesi, bu değişimin en somut işareti olarak öne çıkıyor.
Tesla yolun sonuna mı geliyor?
Tesla, bugün hala Amerika’nın en çok satan elektrikli araç üreticisi ve gelirlerinin büyük çoğunluğu otomobil satışlarından geliyor. Ancak Musk, şirketin geleceğini robotaksi ve otonom teknolojilerinde görüyor.
Musk’a göre, bu alan Tesla’yı “on trilyon dolarlık bir şirket” yapma potansiyeli taşıyor. Master Plan IV de bu vizyonu destekliyor. Rapora göre, insansı robotlar günlük işleri üstlenecek ve insanlığa zaman kazandıracak bir “sürdürülebilir bolluk” çağı başlatacak. Otomobillerden bahsedilen tek yer ise, batarya teknolojileri ve otonom robotaksiler.
Musk’ın daha önce açıkladığı ilk iki yol haritası (Master Plan I ve II), Tesla’nın geleceğini otomobil üretimleri üzerinden çizmişti. İlk planda lüks araçlardan daha uygun fiyatlı modellere geçiş stratejisi yer alırken, ikinci planda Model Y ve Cybertruck gibi araçların ipuçları verildi. Ancak son planda otomobiller artık merkezin çok uzağında duruyor.
Musk’ın bu yeni yönelimi, yatırımcılar için de büyük bir hamle. Tesla yönetim kurulu, önümüzdeki 10 yıl içinde milyonlarca robot ve robotaksi hayata geçirmesi halinde Musk’a 1 trilyon dolara kadar çıkabilecek bir ödeme paketi hazırladı. Bu durum, şirketin yeni vizyonunu daha da net bir şekilde ortaya koyuyor.
E-spor oyuncularının ne kadar kazandığını hiç merak ettiniz mi? Bu haberimizde E-spor oyuncularının gelirlerine değiniyoruz.
Ancak bu hedeflere ulaşmak kolay değil. Tesla’nın tam otonom sürüş vaadi yıllardır erteleniyor. Robotaksi işi de hala sadece birkaç ABD şehrinde sınırlı bölgelerde aktif. Rakip firma Waymo, beş şehirde faaliyet gösteriyor ve hızla yayılıyor. Tesla’nın insansı robot projesi Optimus ise hala prototip aşamasında ve sık sık gecikmeler yaşanıyor.
Bu strateji, Tesla’nın otomobil pazarındaki gücünü zayıflatma riskini de beraberinde getiriyor. Şirket, uygun fiyatlı yeni modeller geliştirmek yerine kaynaklarını otonomiye aktarıyor. Cybertruck hariç, Tesla son beş yıldır yeni bir model piyasaya sürmedi. Rakiplerin sayısı artarken Tesla, eskiyen ürün gamının zorluklarıyla mücadele ediyor.
Apple’ın Pro Max serisindeki telefonlar, her yeni nesilde daha güçlü özelliklerle gelirken, kalınlıkları da artıyor. Son gelen sızıntıya göre, iPhone 17 Pro Max serinin en kalın modeli olacak ve 8.7 mm kalınlığa sahip olacak.
iPhone 17 Pro Max karşımıza çıkıyor
Bu durum, önceki modellerle karşılaştırıldığında daha net ortaya çıkıyor. Örneğin, iPhone 12 Pro Max’in kalınlığı 7.4 mm iken, 13 Pro Max 7.7 mm, 14 Pro Max 7.9 mm, 15 Pro Max ve 16 Pro Max ise 8.3 mm kalınlıktaydı. Son üç nesilde kalınlık artışının belirginleştiği görülüyor.
Apple’ın bu tercihinde, daha büyük bataryalar, gelişmiş kamera sistemleri ve daha iyi soğutma çözümleri gibi donanımlar etkili oluyor. Son dönemde 8K video kaydı, yüksek optik zoom ve büyük sensörler gibi özelliklerin bu tip cihazlarda standart hale gelmesi, daha fazla alana ihtiyaç duyulmasına neden oluyor. Pil kapasitesinin artırılması da bu tabloya katkı sağlıyor.
Günlük kullanımda birkaç milimetrelik fark pek hissedilmese de, akıllı telefonların genel olarak incelik konusunda geriye gittiği görülüyor. Bu durum, ince ve zarif tasarımın sadece bazı modellerde korunduğunu, en güçlü cihazlarda ise performans uğruna kalınlaşmanın normal karşılandığını gösteriyor.
E-spor oyuncularının ne kadar kazandığını hiç merak ettiniz mi? Bu haberimizde E-spor oyuncularının gelirlerine değiniyoruz.
Sızıntılara göre, iPhone 17 Pro Max, Apple tarihinin en kalın Pro Max modeli unvanını alacak. Bu gelişme ve cihazın tasarımı, 9 Eylül 2025’teki tanıtım etkinliğinde resmiyet kazanacak. Etkinlikte, iPhone 17 serisinin yanı sıra AirPods Pro 3 ve yeni Apple Watch modellerinin de tanıtılması bekleniyor.
Amazfit, dayanıklılık sporcuları için tasarladığı yeni akıllı saati T-Rex 3 Pro’yu tanıttı. Cihaz, yerleşik el feneri, Bluetooth arama ve otomatik rota planlama gibi özellikleriyle standart modellerden ayrılıyor. Bu yeni saat, karanlıkta normal bir el feneri gibi kullanılabiliyor ve SOS sinyalleri gönderebiliyor.
Amazfit T-Rex 3 Pro görücüye çıktı
Amazfit T-Rex 3 Pro, üç renk seçeneği ve iki farklı boyutta geliyor. 44 mm’lik model 1.32 inç, daha büyük olan 48 mm’lik model ise 1.5 inç AMOLED ekrana sahip. Her iki ekranın da maksimum parlaklığı 3000 nit seviyesinde. Ekran, safir camla korunuyor.
Cihazın batarya ömrü de kasa boyutuna göre değişiyor. 44 mm’lik model, 500 mAh bataryayla tek şarjda 19 güne kadar kullanım sunarken, 48 mm’lik model 700 mAh bataryayla 25 güne kadar dayanıyor. T-Rex 3 Pro’nun çerçevesi ve düğmeleri, dayanıklılık için Grade 5 titanyum malzemeden yapılmış.
Saat, Bluetooth aramalarını desteklemek için hem mikrofon hem de hoparlör içeriyor. Amazfit’in yeni BioCharge Energy teknolojisini barındırıyor ve 180’den fazla spor moduna sahip. GPS takibi için altı uydu sistemi kullanıyor. Suya dayanıklılığı 100 metreye kadar çıkıyor ve serbest dalış ile scuba için 45 metreye kadar dayanıklılık sunuyor.
E-spor oyuncularının ne kadar kazandığını hiç merak ettiniz mi? Bu haberimizde E-spor oyuncularının gelirlerine değiniyoruz.
Sağlık takibi özellikleri arasında kalp atış hızı takibi, kandaki oksijen ölçümü, stres seviyesi ölçme, ten sıcaklığı ölçme, uyku kalitesi takibi ve nefes egzersizi gibi birçok özellik bulunuyor. Amazfit T-Rex 3 Pro’nun 48 mm’lik modeli 400 dolar fiyat etiketiyle satışa sunuldu.
Instagram, kullanıcı deneyimini iyileştirmeye yönelik adımlar atmaya devam ediyor. Son yapılan güncelleme ile kullanıcılar, artık kendi paylaşımlarına yaptıkları yorumları sabitleyebiliyor. Bu yeni özellik, Instagram’ın başındaki isim Adam Mosseri’nin bir kullanıcının önerisi üzerine hayata geçirildiğini açıklamasıyla dikkat çekti. Mosseri, sosyal medyadan gelen geri bildirimlerin kendileri için ne kadar önemli olduğunu vurguladı.
Instagram, yorum sabitlemeye imkan verecek
Instagram’ın bu küçük değişikliğinin öncesinde, platforma gelen iki büyük özellik de gündem olmuştu: Harita ve Yeniden Paylaşma. “Harita” özelliği, kullanıcıların doğrudan direkt mesajlar bölümünden erişebildiği ve arkadaşlarının güncel konumlarını ve etiketlendikleri yerleri harita üzerinde görmelerini sağlayan bir yenilikti.
Instagram, bu özellikle ilgili “Haritada arkadaşlarına katıl” çağrısıyla, sosyal etkileşimi artırmayı amaçlıyor. Kullanıcılar, konumlarını sadece güvendikleri kişilerle paylaşabiliyor ve bu ayarları istedikleri zaman değiştirebiliyorlar. Konum bilgisi, kullanıcı uygulamayı 24 saat boyunca açmadığında kayboluyor.
E-spor oyuncularının ne kadar kazandığını hiç merak ettiniz mi? Bu haberimizde E-spor oyuncularının gelirlerine değiniyoruz.
“Yeniden Paylaşma” özelliği ise, kullanıcıların başkalarının herkese açık paylaşımlarını kendi takipçileriyle paylaşmalarına olanak tanıyor. Bu yeni özellik sayesinde, yeniden paylaşılan içerikler takipçilerin akışında görünüyor ve kullanıcının profilinde özel bir sekmede saklanıyor.
Ancak, bir içeriğin yeniden paylaşılabilmesi için orijinal içerik üreticisinin buna izin vermesi gerekiyor. Bu özellikler, Instagram’ın platformu daha dinamik ve etkileşimli hale getirme çabasının bir parçası olarak değerlendiriliyor.
Peki siz bu konu hakkında ne düşünüyorsunuz? Görüşlerinizi aşağıdaki yorumlar kısmından bizimle kolayca paylaşabilirsiniz.
Apple’ın yeni iPhone 17 serisini duyurmasına saatler kala, telefonların batarya kapasiteleriyle ilgili önemli bilgiler sızdırıldı. Çin’in 3C sertifika veri tabanında yer alan bilgilere göre, yeni modellerin batarya kapasiteleri, fiziksel SIM kart yuvası olup olmamasına göre değişiyor.
iPhone 17 serisinin pil kapasitesi belli oldu
Sızdırılan verilere göre, iPhone 17’nin batarya kapasitesi 3692 mAh. iPhone 17 Air’ın bataryası ise fiziksel SIM kart yuvalı modelde 3036 mAh iken, sadece eSIM’li versiyonunda 3149 mAh‘ye yükseliyor.
iPhone 17 Pro’nun bataryası SIM kart yuvalı modelde 3988 mAh, eSIM’li modelde ise 4252 mAh olarak listeleniyor. Serinin en üst modeli olan iPhone 17 Pro Max’in batarya kapasitesi ise SIM kart yuvalı modelde 4823 mAh, eSIM’li modelde ise 5088 mAh‘ye ulaşıyor.
Bu sızıntılar doğruysa, iPhone 17 Pro Max, 5000 mAh sınırını aşan ilk iPhone modeli olacak. Bu kapasite, önceki model iPhone 16 Pro Max’e kıyasla yaklaşık %8’lik bir artış anlamına geliyor.
Öte yandan, ince tasarımıyla öne çıkan iPhone 17 Air, serinin en düşük batarya kapasitesine sahip modeli olarak dikkat çekiyor. Apple’ın yeni iPhone 17 serisi ve diğer yeni ürünleri, her yıl olduğu gibi YouTube üzerinden canlı yayınlanacak bir etkinlikle tanıtılacak.
E-spor oyuncularının ne kadar kazandığını hiç merak ettiniz mi? Bu haberimizde E-spor oyuncularının gelirlerine değiniyoruz.
Eğer sızıntılar doğruysa, Apple’ın SIM kart yuvasını tamamen kaldırmaya yönelik attığı adımların batarya kapasitesine pozitif bir etki yaptığı görülüyor. SIM kart yuvası gibi fiziksel bileşenlerin ortadan kalkması, telefonun iç tasarımında daha fazla alan yaratıyor ve bu alan, daha büyük bataryalara veya başka bileşenlere ayrılabilir.
Şirket, eSIM teknolojisini daha fazla yaygınlaştırarak hem tasarımda esneklik kazanıyor hem de daha yüksek batarya kapasiteleriyle kullanıcı deneyimini iyileştiriyor. Bu strateji, özellikle en üst düzey iPhone modeli olan Pro Max’te kendini gösteriyor ve kullanıcıların en çok beklediği uzun pil ömrü beklentisini karşılamaya yönelik önemli bir adım olarak öne çıkıyor.