Superbrands’ın 17 yıl önce başladığı Türkiye’de en sevilen markalar araştırmasında bu yılın sonuçları belli oldu. Top 10 şirketten 9’unun yabancı ve global markalar olduğu, yalnızca 1 tanesi yerli olduğu görüldü. İşte detaylar…
Türkiye’de en sevilen markalar listesine yerli şirketlerden sadece THY girdi!
GZT’nin haberine göre, 1993 yılından beri 98 ülkede en sevilen markalar araştırması yapan Superbrands’in Türkiye temsilcisi Dilek Koç, bugün düzenlenen toplantıda ülkemizde 17 yıl içerisinde gerçekleştirilen 7. araştırmanın sonuçlarını paylaştı.
Türkiye’de faaliyet gösteren yerli ve yabancı 4 bin 200 markadan 1248’inin aday olarak belirlenerek inceleme altına alındığı söyleniyor. Bunların içerisinden seçici kurul tarafından belirlenen 300 marka ise İstanbul, Ankara ve İzmir gibi metropollerde halk oylamasına sunuldu.
Togg, geliştirdiği 2 prototipin gerekli güvenlik önlemleri altında Osmangazi Köprüsü'nden geçtiği deneyim testini paylaştı.
Türkiye’de en sevilen markalar arasında ilk 10’da yer alanlara baktığımızda ise otomotiv, dijital platformlar, bilgisayar ve telefon benzeri elektronik cihaz üreticileri, hava yolları, lojistik ve de taşımacılık şirketleri ile beyaz eşya üreticileri olduğunu görüyoruz.
Buna göre ilk 10 sıralaması şu şekilde:
BMW,
Mercedes-Benz,
Audi
WhatsApp
Apple
Volkswagen
YouTube
Google
Türk Hava Yolları – THY
Bosch
İllere göre ilk 5 sıralaması ise şu şekilde
İstanbul:
Mercedes-Benz
BMW
Audi
WhatsApp
Google
Ankara:
BMW
Audi
Mercedes-Benz
Bosch
Apple
İzmir:
Mercedes-Benz
Nestle Çikolata
Florence Nightingale
Samsung
THY – Türk Hava Yolları
Cinsiyete göre en sevilenler
Kadınlar:
Mercedes-Benz
BMW
WhatsApp
Audi
THY
Erkekler:
Audi
BMW
Mercedes-Benz
Apple
Google
Yaşlara göre en sevilenler
18-30 arası:
Mercedes-Benz
BMW
Audi
WhatsApp
Mavi
31-43 arası:
BMW
Audi
Mercedes-Benz
WhatsApp
Apple
44-55 arası:
Mercedes-Benz
BMW
WhatsApp
Paşabahçe
Audi
Siz Türkiye’de en sevilen markalar hakkında ne düşünüyorsunuz? Görüşlerinizi yorumlarda bizlerle paylaşmayı unutmayın!
Facebook son dönemde düşen kâr rakamlarının ardından bazı politikalarını değiştirme kararı aldı. Popüler olmayan uygulamaları kapatan şirket artık daha çok temel hizmetlerine odaklanıyor. Popüler sosyal medya uygulaması bu amaçla Akış bölümünü güncelliyor.
Facebook Akış artık kullanıcının istediği gibi olacak
Yapılan güncelleme ile birlikte bundan böyle kullanıcılar Akış üzerinde, arkadaşlarından, gruplardan ya da sayfalardan ne kadar gönderim göreceğini seçebilecek. Facebook böylece kullanıcıların geri bildirimlerine göre hareket edeceklerini belirtiken, yapay zekalarını da geliştireceklerini belirtiyor.
Facebook'un üst şirketi Meta, NFT dünyasında yer almaya çalışıyor. Şirket, Facebook ve Instagram için NFT özelliğini duyurdu!
Facebook şimdiye kadar yalnızca takip ettiğiniz veya önerilen kişilerden gelen gönderileri gizlemenize olanak sağlıyordu. Yapılan güncelleme ile birlikte kullanıcılar, karşılarına çıkan gönderiler için “daha fazla göster” veya “daha az göster” seçeneklerini arasında tercih yapabilecek. Böylelikle karşınıza çıkan gönderiler değişeceği gibi Facebook’un yapay zekası da gelişerek daha alakalı gönderileri Akış’a çıkaracak.
Anasayfa’da çıkan gönderilerde bu ayar ilk olarak belli aralıklarla karşınıza çıkacak. Sonrasında ise tüm paylaşımlar için gönderinin sağ üst köşesinde bulunan ‘üç nokta’ kısmına tıklayarak gerekli ayarları yapabileceksiniz.
Ayrıca Facebook, arkadaşlarınız ve aileniz tarafından paylaşılan gönderilerin sayısını özelleştirmek için de yeni bir seçenek grubu oluşturuypr. Gruplar, sayfalar ve tanınmış kişiler için de geçerli olacak şekilde ‘Normal’, ‘Daha az göster’ ve ‘Daha fazla göster’ seçenekleri kullanıcılara sunulacak.
Son dönemde Facebook kullanıcıları görmek istemedikleri birçok gönderi ile karşılaşıyordu. Facebook yapılan güncellemeler ile birlikte kullanıcıların en çok şikayet ettiği sorunlardan birini çözecek gibi görünüyor.
Facebook ve Instagram‘ın çatı şirketi Meta, son dönemde yaptığı güncellemeler ile birlikte kullanıcılarını daha fazla memnun etmek istiyor gibi görünüyor. Bakalım yeni güncellemeler ne kadar etkili olacak? Peki siz Facebook’a gelen yeni Akış güncellemesi hakkında ne düşünüyorsunuz? Görüşlerinizi yorumlar kısmında bizimle paylaşabilirsiniz.
Mayıs ayında düzenlenen I/O 2022 konferansında tanıtılan Android 13, çok yakında kararlı sürümüyle kullanıma sunulacak. Akıllı telefon üreticileri de sürümü kendi arayüzlerine entegre etme konusunda çalışmalarına devam ediyor.
Samsung telefonlar One UI 5.0 Beta ile çok daha hızlı
Samsung da Android 13 tabanlı One UI 5.0 beta sürümünü telefonları üzerinde kullanıma sunmuş durumda. Güney Koreli üretici ilk etapta Galaxy S22 serisinin yanı sıra Galaxy Z Fold3, Galaxy Z Flip3, Galaxy Z Fold4, Galaxy Z Flip4 ve orta segment telefonu Galaxy A53 modellerinde yeni işletim sistemini teste sokmuştu.
Çok yakında kullanıma sunulacak Android 13 güncellemesi hangi Samsung modellerine gelmeyecek. İşte ayrıntılar!
Daha sonrasında ise Galaxy S21 ve Galaxy A52 modelleri de One UI 5.0 beta testi aşamasına dahil oldu. Son olarak ise 2 yıllık amiral gemisi Galaxy S20 de Android 13 ile tanışan Samsung markalı telefonlar arasına girmiş durumda.
Samsung, One UI 5.0 beta sürümü aşamasını genişletirken, kullanıcılardan da yenilenen işletim sistemi hakkında ilk yorumlar yapılmaya başladı. Twitter üzerinden yapılan bir testte One UI 4.1 ve One UI 5.0 Beta karşılaştırılıyor. Görünen o ki Samsung imzalı telefon Android 13 tabanlı One UI 5.0 ile oldukça hızlanacak.
Her iki sürüm ile yapılan ekran kayıtlarında kullanıcının telefon menüsü üzerinde gezinti yaparken görüyoruz. One UI 5.0 Beta sürümü olmasına rağmen One UI 4.1’e göre oldukça hızlı görünüyor. Menüler arasınad geçiş yapılırken One UI 4.1’in 5.0 Beta sürümüne yetişemediği açıkça görünüyor.
Bir Twitter kullanıcısı tarafından paylaşılan bu görseller Samsung kullanıcılarını heyecanlandırabilir. Samsung imzalı telefonların Android 13’ün kararlı sürümü ile birlikte nasıl bir kullanım hızına ulaşacaklarını ise bekleyip göreceğiz.
Android 13’ün kararlı sürümleri ilk olarak Google Pixel telefonlarda karşımıza çıkacak. Daha sonrasında ise Samsung ve Xiaomi gibi diğer modeller de Android 13‘e kavuşacak. Peki siz Android 13 hakkında ne düşünüyorsunuz? Görüşlerinizi yorumlar kısmında bizimle paylaşabilirsiniz.
Xiaomi, çok fazla akıllı telefon sahip olmasıyla biliniyor. Bu kadar çok modelin olması olması ise farklı alanlarda şirkete avantaj sağlasa da birçok sorunun oluşmasına da neden oluyor. Özellikle güncelleme desteği ve servis söz konusu olduğunda kullanıcıları bu durumdan şikayet ediyor. Yazılım desteği almayan telefonların yanı sıra Xiaomi, şimdi de bazı modeller için yetkili servis desteğini kesiyor.
Xiaomi, Redmi K20 Pro ile birlikte 5 modele daha yetkili servis desteğini kesti
Pek çok nedenden dolayı telefonlarımızı yetkili servise götürebiliriz. Ancak bazı Xiaomi modelleri için bu durum değişecek gibi duruyor. Şirket, temmuz ayında dünya çapında Redmi K20 Pro modeli için yazılım desteğini sonlandırdı.
Üç ay sonra ise Xiaomi, Çin’deki beş telefonla birlikte bu model için yetkili servis desteğini kestiği de ortaya ima etti. Şirket, hafta sonu bu telefonlar için satış sonrası desteğin sona erdiğine dair açıklama yaptı. Ancak birkaç saat sonra duyuru iptal edildi. Bununla birlikte kullanıcılar telefonlarının pilini, ekranını veya diğer parçalarını yetkili serviste değiştirme şansına sahip olmayacak.
Yakında tanıtılması beklenen Redmi Note 11 Pro 2023 modelinin hangi pazarlarda piyasaya sürüleceği ortaya çıktı. İşte ayrıntılar!
Şirket bu kararı şimdilik sadece Çin’de uygulayacak. Kararın daha sonrasında küresel olarak uygulanıp uygulanmayacağı hakkında ise herhangi bir bilgi yok. Duyuruya göre Çin’de yetkili servisi olmayacak telefonlar şu şekilde:
Mi 9 Transparent Edition
Redmi K20 Pro
Redmi K20 Pro Premium
Mi 8 SE
Mi 9 SE
Duyurunun iptal edilmesi ve henüz eski haline getirilmemesi nedeniyle bu desteğin uygulanması hakkında büyük bir sır var. Bundan dolayı Xiaomi’nin konuyla ilgili yeni bir açıklama yapması bekleniyor. Ayrıca şirketin küresel tarafından da benzer bir bilgi yer almıyor. Ek olarak cihazınız bu listede yer alıyorsa güvenlik açıklarına karşı korunmasız durumda olabilir.
Peki, siz Xiaomi yetkili servis desteğini kesmesi hakkında ne düşünüyorsunuz? Görüşlerinizi yorumlar kısmından bizlerle paylaşmayı unutmayın!
Tesla, geçmişi çok eskiye dayanmamasına rağmen en önemli otomobil üreticileri arasında yer almayı başardı. Son çıkan haberlere göre Tesla, gelişmiş sürücü destek sistemini ve diğer aktif güvenlik özeliklerini desteklemek için bazı araçlarından ultrasonik sensörleri (USS) kaldırıyor. İşte detaylar!
Bu aydan itibaren Model 3 ve Model Y araçları ultrasonik sensörleri içermeyecek
Elektrikli otomobil üreticisi Tesla, salı günü bir açıklama yaptı. Açıklamada, bu aydan itibaren ultrasonik sensörleri araçlarından çıkaracağını söyledi. Ancak güvenlik ve sürücü asistanı özelliklerinde yalnızca kameralar kullanılmaya devam edecek.
Tesla araçlarında artık ön ve arka tamponlarda 12 adet ultrasonik sensör yer alıyor. Kısa menzilli ses sensörleri ağırlıklı olarak park uygulamalarında ve yakındaki nesneleri algılamak için kullanılıyor. Ancak bu aydan itibaren Kuzey Amerika, Avrupa, Orta Doğu ve Tayvan için üretilen tüm Model 3 ve Model Y araçları bu 12 sensörü içermeyecek. Planlara göre önümüzdeki yıl Model S ve Model X otomobillerine de sensör dahil etmeyi durduracak.
Tesla, 2022'nin üçüncü çeyreği için teslimat ve üretim rakamlarını açıkladı. Elektrikli otomobil üreticisi rekorlarına devam ediyor.
Ultrasonik sensörlerden uzaklaşmayla ilgili Tesla, otomobillerin çarpışma güvenliğini etkilemeyeceğini söylüyor. Bununla birlikte sensörleri olmayan araçlar, park yardımı, otomatik park, çağırma ve akıllı çağırma gibi bazı özelliklere erişimi geçici olarak kaybedecek. Şirket, kamera tabanlı sistemini kullanarak geri yüklemeyi planlıyor.
Bunlarla birlikte ultrasoniklerden ve radardan kaçınma kararı, ADAS’ı desteklemek için alınmış olan bir karar. Otomobil üreticileri, bir otomobilin hızını çevreleyen trafiğe göre ayarlayan adaptif hız sabitleyici kontrolü, şerit tutma ve otomatik şerit değiştirme gibi ADAS özellikleri sunmak için lidarı kullanıyor. Pek çok teknoloji firması ve otomobil üreticisi birden çok sensör kullanıyor. Tesla ise bir aracın çevreyi tanımasına yardımcı olmak için sadece kameralara ve yapay zekâya güveniyor.
Peki, siz bu konu hakkında ne düşünüyorsunuz? Görüşlerinizi yorumlar kısmından bizlerle paylaşmayı unutmayın!
Apple’ın iOS 16 ile birlikte sunduğu kullanıcılar tarafından oldukça ilgi gördü. Bu yeniliklerden en önemlisi ise özelleştirilebilir iPhone kilit ekranı oldu. Bu özellik kullanıcıların birbirinden farklı duvar kâğıdı ve yazı tipi ayarlamasına yardımcı oluyor. Ancak bunun için bir sınır olacak. İşte detaylar!
iPhone başına 200 özel kilit ekranı var
Teknoloji devi Apple’ın iOS 16’yı sunmasıyla birlikte birbirinden ilgi çekici özellikler kullanıcıya ulaştı. Bu özelliklerden en sevileni ve dikkat çekeni ise özelleştirilebilir iPhone kilit ekranı oldu. Bu özellik sayesinde kullanıcılar, pek çok özelleştirme seçeneğine sahip olarak istedikleri kilit ekranını oluşturabiliyor.
Tüm bunlara rağmen iPhone’un işletim sisteminin son sürümü, istediğiniz kadar özel kilit ekranı oluşturmanıza izin vermiyor. Bir iPhone kullanıcısının Reddit’te paylaştığına göre iOS 16 ile iPhone başına 200 özel kilit ekran sınırı var. Bu sınırdan fazlası için sistem sizden, eklenen ekranlardan birini silmenizi isteyecek.
Apple, iOS 16.1 Beta 3'ü ortaya çıkarmasından hemen sonra, daha fazla kullanıcının denemesi için genel beta sürümünü yayınlama kararı aldı.
Genel olarak bakıldığı zaman bu sınır pek çok kullanıcı için fazlasıyla yeterli gibi duruyor. Ancak, Apple’ın iPhone kullanıcılarına sınırsız sayıda kilit ekranı oluşturma izni vermeyeceğini bilmek bazı kullanıcılara garip geliyor. Bunun yanı sıra 200 kilit ekranı seçeneğine de göz atmak dikkat çekici. Bunun nedeni, her bir ekranı kaydırmanız gerektiği oluyor. Örneğin, ilk ekrandan son ekrana atlamanın kısa bir yolu yok.
Tüm bunlarla birlikte iOS 16’daki kilit ekranının başka sınırlamaları da var. Bunlardan biri de saat ve widget’lar üzerinde oluyor. Örneğin, saati ve widget’ları ekranda serbest bir şekilde hareket ettiremezsiniz. Ayrıca el feneri ve kamera kısayollarını da başka bir şeyle değiştirme seçeneği yer almıyor. Sınırlamalara rağmen yeni kilit ekranı, söz konusu özelleştirme olduğunda iPhone kullanıcıları için önemli bir yükseltme.
Şu anda geliştiriciler için beta olarak kullanılabilen iOS 16.1 ile Apple, duvar kâğıtları arasında geçiş yapmanın başka yolunu tanıttı. Ayrıca güncelleme, kullanıcıların iPhone’un ana ekranı için duvar kâğıdı seçeneklerini özelleştirmesini de kolay hale getiriyor.
Peki, siz iPhone kilit ekranı sınırı hakkında ne düşünüyorsunuz? Görüşlerinizi yorumlar kısmından bizlerle paylaşmayı unutmayın!
Son yıllarda tüm dünyada artan enerji maliyetleri ve azalan kaynaklar sorun baş göstermeye başladı. Buna çözüm olarak birçok ülke ve kurum yenilenebilir enerji alanına ciddi yatırımlarda bulunuyor. Öyle ki bu yatırımlara spor dünyası da eşlik ediyor.
Galatasaray, güneş enerjisi ile 400 bin euro kar elde etti
Türkiye’nin en köklü kulüplerinden Galatasaray, güneş enerjisi ile gelir elde elde ediyor. Sarı-kırmızılıların iç saha maçlarını oynadığı Ali Sami Yen Spor Kompleksi NEF Stadyumu‘nun çatısı güneş enerjisi panelleriyle donatılmış durumda. Euronews’te yer alan habere göre Enerjisa Enerji ortaklığı ile kurulan sistem bu yıl Galatasaray’a yaklaşık 400 bin euro kar bıraktı.
10 bini aşkın güneş paneli ile Aralık 2021 tarihinde üretime başlayan santral, 4,3 megawattlık elektrik üretim gücü ile dünyanın en büyük stadyum üstü güneş enerji santrali unvanına sahip. Stadyum, geçtiğimiz mart ayında bu unvan ile birlikte Guinness Rekorlar Kitabı’na girmeyi başarmıştı. Galatasaray Nef Stadyum müdürü Ali Çelikkıran konuya ilişkin olarak şu verileri aktardı.
Panellerin enerji tasarrufu 2.000 evin enerji kullanımına denk geliyor. Öte yandan her yıl yaklaşık 3 bin 250 ton karbondioksit salınımı engellenecek. Öyle ki bu 25 yılda yaklaşık 200.000 ağacı kurtarmakla eşdeğerde.
Massachusetts Teknoloji Enstitüsü (MIT) ve ABD Ulusal Yenilenebilir Enerji Laboratuvarı (NREL) yenilenebilir enerjide verimlilik rekoru kırdı.
Galatasaray, güneş enerjisi ile stadyumda kullanılan enerjisinin yüzde 65’ini karşılıyor. 52 binin üzerinde kapasiteye sahip stadyum, yılda 25 maçta sadece 150 saat aydınlatma sistemini kullanıyor. Sarı-kırmızılılar, geri kalan enerjiyi ise belediyeye satıyor.
Dünyanın en büyük kripto para alt yapı sağlayıcısı Binance, blockchain teknoloji ve Web 3.0 potansiyeli konusunda insanları bilinçlendirmek için çalışmalar yapıyor. Bu kapsamda da Binance, Türkiye’deki üniversite öğrencileri için önemli bir etkinlik gerçekleştirecek. Etkinlikte öğrencilere, ‘Kripto 101’ adlı bir eğitim verilecek.
Öğrenciler eğitim sonunda sertifika alacak
Kripto para dünyası özellikle günümüzde fazlasıyla ilgi görüyor. Buna rağmen kripto parayla ilgili temel bilgileri bilmeyen çok fazla kişi var. En büyük kripto para borsalarından biri olan Binance, kripto dünyasıyla ilgili tüm dünyayı bilinçlendirmek için önemli adımlar atıyor.
Çalışmalarla birlikte üniversite öğrencileri, Binance tarafından ‘Kripto 101’ adlı bir eğitim alacak. Türkiye’deki üniversite öğrencileri için tamamen ücretsiz olan bu Kripto 101 eğitimi kapsamında, öğrenciler ‘finansal okuryazarlık eğitimi’ hakkında bilgi almış olacak.
Binance, rakip stablecoin birimlerine olan desteğini keserek kendi istikrarlı para birimi olan BUSD'yi öne çıkarıyor.
Binance Türkiye ekibinin gerçekleştirdiği etkinlik, 7 Ekim’de saat 19.00’da başlayacak. Gençler eğitim boyunca kripto para, blockchain ve Web 3.0 gibi geleceğin popüler teknoloji hakkında temel eğitim alacak. Bunun yanı sıra Türkiye’deki kripto para fenomenleri de tecrübelerini aktaracak.
Eğitim, Binance Türkiye’nin YouTube kanalından ve Binance Live’dan canlı bir şekilde yayınlanıyor olacak. Ayrıca kayıt yaptıran öğrenciler, eğitim sonunda finansal okuryazarlık sertifikası alacak. Günümüzde kripto paraya olan ilgi göz önüne alındığında eğitimin de dikkat çekeceği ön görülüyor.
Diğer eğitimlerden farklı olarak Binance Türkiye’nin eğitimi daha farkı olacak. Bununla birlikte Binance, eğitimden sonra bir sınav yapacak ve katılımcıların hepsi bu sınavda yer alma şansına sahip. Soruları doğru yapan 50 kişi ise 500 dolar değerindeki 500 BUSD paylaşacak. BUSD, Binance’ın piyasaya sürdüğü ve 1 dolara karşılık stabil coin’i olarak yer alıyor.
Sınava girmek isteyen katılımcıların Binance Live kullanmaları lazım. Ayrıca ödülü kazanmak için de daha öncesinden Binance hesabınızın olması ve doğrulama işlemlerin de tamamlamış olmak gerekiyor. Konuyla ilgili daha detaylı bilgi için buradan ulaşabilirsiniz.
Peki, siz bu eğitim hakkında ne düşünüyorsunuz? Görüşlerinizi yorumlar kısmından bizlerle paylaşmayı unutmayın!
ABD’de oturum ve çalışma hakkı kazanma girişimlerinden birisi olan Green Card başvuru süreci, bugün başlıyor. Pasaport şartının kalmasıyla birlikte ilginin bir hayli fazla olması bekleniyor. Peki başvuru yapma şartları neler? Nasıl başvuru yapılır? Detaylar içeriğimizde…
Green Card başvurusu için son tarih: 8 Kasım 2022
Green Card başvurusu için öncelikli olarak bilinmesi gereken bazı önemli detaylar bulunuyor. Başvurunun tamamen ücretsiz olduğunu belirtelim. Herhangi bir yere ücret ödeyerek şansınız da artmıyor. Öyle ki çekiliş tamamen rastgele yapılıyor. Bu tarzda önünüze gelen bilgilere itibar etmeyiniz.
Başvurular sadece dvprogram.state.gov adresinden yapılıyor. Başvuru, 5 Ekim günü (bugün) Türkiye saatiyle 19:00’da başlıyor. Elbette başvuru yapabilmek için belirli şartlar ve ayrıntılar bulunuyor. Pasaport şartının kaldırıldığını tekrar belirtelim. Kimlik kartınız ile başvurularınızı gerçekleştirebilirsiniz.
Pasaport randevusu nasıl alınır? Pasaport almak için hangi evraklar gerekir ve ne kadar ücret ödenir. Hepsini sizin için araştırdık.
İşte başvuru yapabilmek için gereken ayrıntılar
Öncelikli olarak başvuru yapabilmek için 18 yaşından büyük ve en az lise mezunu olmanız gerekiyor.
Eğer lise mezunu değilseniz, eğitim veya deneyim gerektiren bir işte 2 yıl çalışmış olmanız gerekiyor. Ancak bu çalışma süreci son 5 yıl içinde olmalı.
Evli olan kişilerin yaptığı başvurularda eşleri ve 21 yaş altındaki çocukları da bu haktan yararlanıyor. Ancak başvuru sürecinde onları eklemek gerekiyor.
Başvuruda kullanılan fotoğrafın güncel olması önemli.
Başvuru için İngilizce dil şartı aranmıyor.
Başvuru sonrasında verilen Onay Numarası (Confirmation Number) mutlaka saklanmalı
DV 2024 Green Card çekilişi başvuru takvimi
Başvuruların başlama tarihi: 5 Ekim 2022 saat 19:00
Başvuruların bitiş tarihi: 8 Kasım 2022
Çekiliş sonuçlarının açıklanma tarihi: 6 Mayıs 2023
Çekilişi kazananların mülakatlarının başlama tarihi: 1 Ekim 2023
Mülakatların bitiş tarihi: 30 Eylül 2024 (Kazanıp da mülakat tarihleri arasında vize yaptırmazsanız başvurunuz iptal olur.)
DV 2024 Green Card çekilişi başvuru adımları ve dikkat edilmesi gerekenler
Başvuruların sadece dvprogram.state.gov adresinden yapıldığını tekrar belirtelim. Başvuru sayfasına gitmek için tıklayınız !
Başvuru adresinde karşınıza çıkan ekranda 3 adet buton görünecek. Üstte yer alan DV-2024 Instructions butonu başvuru şartları için ayrıntılı bilgiler içeren PDF dosyasına gidiyor.
İkinci sırada Photo Tool ya da Photo Instruction yazılı bir seçenek yer alıyor. Burada da yüklenmesi gereken fotoğraflar ile ilgili ayrıntılı bilgiler mevcut.
Gelelim başvuru ekranına… Üçüncü sırada yer alan Begin Entry ile giriş yapınız.
Doğrulama kodunun sorulduğu ekranda kodu girip Submit dedikten sonra başvuru ekranına yönlendiriliyorsunuz. Burayı eksiksiz olarak doldurmalısınız.
Formu doldurduktan sonra sayfanın altında yer alan Submit butonuna tıklayarak başvurunuzu tamamlayınız. Size verilen Confirmation Number ile başvuru sonucunuzu öğrenebilirsiniz.
Burada dikkat edilmesi gereken en önemli konu İngilizce karakter konusu. Forumda dolduracağınız karakterleri İngilizce karakter düzeninde yazmalısınız.
Soyadı ve adı girerken küçük bir ayrıntı daha yer alıyor. Eğer ikinci bir isminiz yoksa No Middle Name kutucuğunu işaretlemelisiniz.
Steve Jobs, hepimizin bildiği haliyle; Apple kurucusu ve teknoloji tarihini yeniden yazan insan. Ancak hiçbir şekilde sıradan bir insan değil. Ne yaşantısıyla, ne aile yapısıyla ne de karakteriyle. Teknoloji tarihinin içerisindeki en sıra dışı ve en zorlu adamlarından biri.
Teknoloji çağını değiştiren adam: Steven Paul Jobs
Suriyeli Müslüman bir baba ile İsviçreli bir annenin evladı olarak 24 Şubat 1955’te dünyaya gelen Jobs, Kaliforniyalı bir aileye evlatlık verildi. Üniversite serüveninden ilk altı ayda sıkılan Jobs, ailesinin birikimlerini boşa harcamalarını istemediğinden üniversiteden ayrıldı.
Hayatına bir insanın başına gelebilecek en büyük talihsizliklerden biriyle başlayan teknoloji gurusu hakkında Steve Jobs neden önemli? Sorusuna bu yazımızda cevap bulacağız.
Üniversite zamanlarında bile yaşıtlarından çok farklı olan Jobs, okulu değil ama okulda öğretilenlerin kendisine uygun olmadığını, bunun yerine bir şeyler üretmesi gerektiğini keşfedip okulu bıraktı.
iPhone, iPad, iPod gibi Apple ürünlerine uzun yıllardır alışkınız. Peki çoğu ürünün isminin başında olan i harfinin hikayesi ne?
Jobs, mühendislikle ilgilenmesine rağmen, gençlik tutkuları değişiyordu. Reed Koleji’nden ayrıldıktan sonra, 1974 yılında Atari Corporation’da video oyunu tasarımı yapmak üzere işe alındı. O zamanki Atari CEO’su Jobs için; “Steve bir süredir toplantılarımıza dışarıdan katılıyordu. Eğleniyor gibiydi. Yaklaşık 6 ay toplantılara katıldıktan sonra bir gün odama geldi ve “Beni işe almak zorundasınız, çünkü Atari bensiz bir hiç. İşe alınmadan buradan gitmeyeceğim” dedi. Oldukça kararlı ve ikna edici gözüküyordu. Sonunda amacına ulaştı ve onu işe aldık.” açıklamasında bulunmuştu.
Steve Jobs, Atari macerası sırasında Hindistan’a gidip Budizm’i keşfetmek için yeterli birikimi yapmıştı. Hindistan macerasından sonra tekrar Silikon Vadisi‘ne döndü. Dönüşüyle beraber okuldan arkadaşı ve o sıralarda Hewlett-Packard’da çalışan Steve Wozniak “Woz” ile tekrar iletişime geçti. İkili, ABD’de satılan Cap’n Crunch’ların içinden çıkan düdüklerin üzerlerinde ufak değişiklikler yaparak, AT&T tarafından uzun mesafeli aramaların denetleme frekansı olan 2600 Hz frekans sesini vermeyi başardı. Kısa bir süre zarfında Jobs ve Wozniak 1974 yılında iş hayatına atılarak pahalı uzun mesafe görüşmelerini bedava yapabilmek için “blue box” üretmeye başladılar. İkili bu sayede adlarını ilk kez duyurmuş oldu.
Woz, Steve’e kendi geliştirdiği mantık kartını tasarlama konusunda geldiği ilerlemeyi anlattı. Bu tasarımın HP tarafından reddedildiğini öğrenen Jobs, okul arkadaşı ile iş yapmayı önerdi.
Steve Jobs’un etkileme yöntemi olarak bilinen “gerçekliği çarpıtma sahası” Steve Wozniak üzerinde işe yaradı ve ikili şirket kurmak için ilk adımı attı. Şirket için bir sermaye gerekliydi ve Steve kendisinin tek mal varlığı olan Volkswagen minibüsünü ve Woz’un programlanabilir hesap makinesini satarak elde ettiği parayla ailesinin garajında çalışmalara başladı.
Nihayetinde Apple, 1 Nisan 1976 yılında Steve Jobs, Steve Wozniak ve Ronald Wayne tarafından Apple I kişisel bilgisayarkitini satmak amacıyla kuruldu. Woz, kitleri kendisi üretti ve Apple I ilk kez Homebrew Computer Club’da görücüye çıktı.
Dünyanın en popüler sosyal medya uygulaması TikTok, yediden yetmişe herkes tarafından yoğun ilgi görüyor. Bu durum, ciddi bir geliri de beraberinde getiriyor. Son olarak 2021 yılında elde ettiği kar oranını açıklayan şirket, YouTube, Instagram ve diğer rakiplerini kıskandırmayı başardı. İşte ayrıntılar…
TikTok, 990 milyon dolarlık gelir kazanç elde etti!
Dünya üzerinde 1.5 milyardan fazla aktif kullanıcısı olan TikTok, 2021 yılındaki uluslararası gelir raporunu yayınladı. Buna göre şirketin 2020’de 171 milyon dolar olan kar oranı, 2021’de yüzde 477‘lik bir artış göstererek 990 milyon dolara ulaştı.
Açıklanan meblağın 279 milyon dolarına e-ticaret sektöründe yükseliş gösteren Birleşik Krallık ev sahipliği yapıyor. Paylaşılan raporlara göre kazanılan meblağın yüzde 80‘inden fazlası Avrupa bölgesini kapsayan ülkelerden geliyor.
Teknoloji devi Apple, viral olan bir TikTok videosu yüzünden üst düzey yönetici Tony Blevins'i kovdu. İşte detaylar
Şirket, konuyla ilgili “Artış, kullanıcı sayımızın artması, reklamverenlerin deneyimini ve reklam performansını iyileştirmek için geliştirilmiş para kazanma araçlarından kaynaklandı.” açıklamasında bulundu. Öyle ki yıllardır reklam konusunda geride kalan TikTok, elde ettiği gelirle nihayet Snapchat’i de ardında bıraktı.
TikTok’a darbe: YouTube reklam gelirlerinin yeni adresi Shorts!
YouTube, önümüzdeki yılın başında yürürlüğe sokacağı yeni değişiklikler ile birlikte Shorts içerik üreticilerinin reklam geliri almaya başlayacağını açıkladı. Ayrıca bu iş ortaklığının Vine ve TikTok benzeri kısa video paylaşım platformları arasında dünyada ilk kez gerçek kazanç paylaşımı sunduğunu söyledi.
Detaylarına bakacak olursak, yeni iş ortakları ile kazanç paylaşımı programı kapsamında 90 gün içerisinde YouTube Shorts üzerinde 10 milyon görüntüleme alan içerik üreticileri için gelir sağlama başvuru hakkı olacak.
Tabii buradaki gelir de tıpkı TikTok’ta olduğu gibi Shorts özet akışı içerisinde karşımıza çıkan reklamlar ile sağlanacak. Daha sonra buradan elde edilen meblağ ortak bir havuzda toplanarak toplam görüntüleme sayılarına ve izlenme sürelerine göre içerik üreticileri arasında bölüştürülecek. Kesinti ise müzik kullanıp kullanmadıklarına bakılmaksızın yüzde 45 oranında olacak.
Bu gelişmeyle birlikte diğer uygulamalarda bulunan ücret dağılımının da yakın zamanda düzenlenmesi bekleniyor. Zira geçtiğimiz yıl YouTube’un en çok kazananı olan Mr. Beast (Jimmy Donaldson) platformdan 54 milyon dolar net gelir elde ederken, TikTok’tan yalnızca 15 bin dolar kazanabildi.
2017 yılından bu yana modern ve bağımsız çalışma düzeni için faturalandırma, iş sözleşmeleri ve ödeme özellikleriyle “freelance” çalışanlara ve onları istihdam eden kurumlara hizmet veren Rimuut, vizyon, tasarım ve ürün değişiklikleriyle yoluna Ruul ismi ile devam edecek. İsim değişikliğiyle beraber hizmet yelpazesini de genişleten şirket, orta ve uzun vadede yeni çalışma trendlerinin ihtiyaçlarını da öngörerek yeni bir yol haritası çıkardı. İşte ayrıntılar…
Kendi kendini yönetme kültürü
Dijitalleşmeyle birlikte ortaya çıkan, pandemiyle ivme kazanan uzaktan çalışma modeli, farklı ihtiyaçları da beraberinde getirdi. 2017 yılında Avrupa’da Rimuut adıyla kurulan Ruul, özellikle finans yönetimi noktasında verimli ve güvenilir bir çözüm ortağı arayan freelance çalışanlar ve onlardan dijital hizmet alan kurumlar için global finans ve çalışma çözümleri üretiyor.
Yakın zamanda marka dönüşümü geçiren Ruul, çalışanların kendi kendini yönetmesi anlamına gelen “otonom” çalışma esasına bağlı yeni vizyonuyla, günümüzün iş ekosisteminde çalışanlar ve kurumların global ölçekte yasal bir çerçevede ilişkilenmesi için yeni özellikler ve destekleyici kaynaklar geliştiriyor. Ruul günümüzde 120’nin üzerindeki ülkede 140’tan fazla para birimi ile 50.000+ bağımsız çalışan ve 10.000+ kuruma hizmet veriyor.
Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK), FUPS Bank A.Ş.’nin kuruluşuna izin verdi. İşte ayrıntılar...
Daha önce uzaktan (remote) çalışmayı ve faturalandırma çözümünü merkezine alan Ruul, odağını genişleterek modern çalışmanın bugünkü anlamına ve farklı ihtiyaçlarına cevap verecek bir yapıya kavuşuyor. Şirketin yeni ismi Ruul, İngilizcede “yönetmek” anlamına gelen “rule” sözcüğünden geliyor. Ruul, yeni ürünleri ve vizyonuyla, pandemiyle birlikte yeni işgücü ve iş imkanlarına yer açan çalışma dünyasında yeteneklerin ve kurumların konumdan bağımsız çalışmasına ve “otonom” (kendi kendini yöneterek) çalışma kültürüne adaptasyonuna yönelik çözümler üretiyor.
Uluslararası Çalışma Örgütünün (ILO) 2022 verilerine göre, sayısı dünyada yaklaşık 1.1 milyara ulaşan freelance çalışanlar, küresel işgücünün yüzde 35’ini oluşturuyor. Ruul hızla büyüyen bu alanda öncülüğüyle ve deneyimiyle çalışanları ve kurumları alternatif çalışma düzenlerine uyumlu hale getirecek araçlar, kaynaklar ve çözümler üreterek modern çalışmanın gerekliliklerini yerine getiriyor.
Çalışma döngüsünün tüm aşamaları için tek bir platform
Zamanın ruhunun da kendilerinden yana olduğunu söyleyen Ruul’un eş kurucu ortağı Mert Bulut, ürün yelpazesini genişlettiklerini dile getirdi. İş bulmadan faturalandırmaya, uluslararası işe alım ve bordrolamadan vergi danışmanlığına ve bankacılık hizmetine birçok çözümü tek bir platformda sunmaya hazırlandıklarını belirten Bulut, bir çalışma döngüsünün gerektirdiği tüm aşamaların çalışanlar ve kurumlar tarafından kolayca yönetilebildiği, çok yönlü ve güçlü bir yapıya kavuştuklarını kaydetti.
Modern iş ekosistemi için evrensel çalışma çözümleri
Amerika’da başlayan Büyük İstifa dalgasıyla, dünya çapında milyonlarca çalışan daha iyi koşullarda çalışma talebiyle işlerinden ayrıldı. Günümüzde çalışanların kişisel hayatlarıyla dengeli ve arzuladıkları artıları onlara sunan bir çalışma hayatı talep ettiğini ifade eden Ruul temsilcileri, modern çalışmanın kişinin kendisine uyan özgün koşulları karşılayabilecek çalışma düzenini kendi oluşturması esasına dayandığını vurguluyor.
Dünyada dört günlük çalışma ve tamamen uzaktan çalışma için yasal düzenlemeler yapıldığını ve artık standart çalışma programları ve alışkanlıklarının yıkıldığını görüyoruz.
Ruul, çalışanların kendi çalışma kurallarını belirleyebildikleri bir düzeni mümkün kılmanın ana misyonu olduğunu belirtiyor. Güçlü kurumların ancak özgür, mutlu, huzurlu ve işinden tatmin çalışanlarla mümkün olduğunu ifade eden Ruul temsilcileri, kurumların da günümüzün gerçeği olan “otonomi” (kendi kurallarını koyma) kültürüne adapte olmaları gerektiğini savunuyor.
Bu adaptasyonu sağlamak için evrensel ve çağa uygun çalışma çözümleri geliştiren Ruul, kurumlar ve bireylerin en sağlıklı biçimde eşleşmeleri ve sürdürülebilir iş ilişkileri geliştirmeleri için çabalıyor.
İş dinamiklerinin dönüşümüne adapte olmak için yeni çözümler ve kaynaklar
Dünyanın her yerinde iş yapabilme hayalini gerçeğe dönüştürme hedefinde olduklarını ifade eden Ruul kurucu ortaklarından Esen Bulut ise, çalışmanın bürokratik ve psikolojik zorluklarının da ortadan kaldırılmasını önemsediklerini vurguladı. Her yeteneğin kişisel yaşamıyla dengeli ve kendi ihtiyaçlarıyla güdümlü bir iş yaşantısı olabileceğine inandıklarını söyleyen Esen Bulut, sözlerini şöyle sürdürdü: “Kurumların özgürce çalışmayı merkeze alan bir kültürü inşa etmesinde onlara yol gösterici olacak önemli bir bilgi kaynağı olma yolunda da ilerliyoruz. Kılavuzlar, araştırmalar ve analizlerle Ruul’un iş dinamiklerinin dönüşümünde öncü konumunu pekiştirecek yeni çalışmalar da Ruul’un ajandasında yer alıyor.”
