Bilişim sektöründe 20 yılı aşkın deneyimi ve güvenlik çözümleri alanında uzmanlığı ile dünya çapındaki markaların distribütörlüğünü yapan Komtera Teknoloji ile hacklenmemek için yapılması gerekenleri konuştuğumuz röportajımız ile sizlerleyiz.
Hacklenmemek için yapılması gerekenler neler?
Dilerseniz sözü uzatmadan sizleri videomuz ile baş başa bırakalım. İyi seyirler.
Bilişim güvenliği alanındaki dağıtım ve çözümleriyle pazarda lider durumda bulunan Komtera Bilişim Teknolojileri Ltd. Şti. ile Lidyum Bilişim Teknolojileri Ltd. Şti.’yi Aralık 2016 tarihinde Komtera Teknoloji A.Ş. çatısı altında birleşti.
Yeni yapılanma sonucunda hizmet kalitesi ve oluşturulan sinerji ile rekabet gücünü artıran şirketin, teknik bilgi ve birikimini daha üst seviyelere çıkaracağına inancı tam.
Günümüz ihtiyaçları doğrultusunda ortaya çıkmış olan Data Loss Prevention – Veri Sızıntısı Önleme çözümleri, kurum çalışanlarının istemli veya istemsiz olarak hassas veriyi dışarıya çıkarmasını önlemek amacıyla kullanılıyor.
WAF web ve uygulama sunucularına yönelik güvenlik tehditlerine karşı geliştirilmiş bir saldırı önleme sistemi olarak geçiyor. WAF kullanımı ile amaç; uygulamaların sürekli olarak güvenlik açısından izlenmesi, uygulamalara yönelik tehditlerin anında tespit edilmesi ve önlenmesi, veri ihlali riskinin azaltılması ve belirli regülasyonlar için (örn:PCI DSS) uyumluluk gereksinimlerinin sağlanması oluyor.
Bir diğer altın nokta olan veri tabanları; depoladıkları müşteri bilgileri, fikri mülkiyet ve kişiye özel sırlar gibi hassas bilgilerin miktarı nedeniyle, saldırganlıkların temel hedeflerinden biridir. Ancak pek çok işletme, genel hatalar nedeniyle izinsiz veri tabanı erişimi kurbanı olmaktadır. Database Security çözümleri, veri tabanı etkinlik izleme (DAM) ve güvenlik açığı değerlendirmesi ile işletmeleri veri tabanı ihlallerinden koruyacak çözümler sunmaktadır.
İşletmeler, DAM ile kötü amaçlı etkinlik tespit edildiğinde engelleme, kilitleme ve sonlandırma işlemlerini gerçekleştirebilirler. Database Security paketinin değerlendirme işlevleri; veri tabanı zayıflıkları, konfigürasyon hataları, izinsiz kurulum ve erişim durumlarının tespitini de içeriyor.
Apple tarafından 2019 yılının Eylül ayında duyurulan iPhone 11 serisi halen daha pek çok kullanıcı tarafından beğeniyle kullanılıyor. iPhone 11 Pro ile birlikte tanıtılan ve iPhone 12’nin selefi niteliğindeki bu cihaz, A13 Bionic çip ve ultra geniş çift kamera sistemi gibi öne çıkan özelliklere sahipti. Fakat artık nispeten eskiyen bu model, Apple’ın tozlu rafları arasında yerini almaya hazırlanıyor. İddialara göre bir iPhone 11 satın almak için son aylarınız olabilir!
LeaksApplePro tarafından ortaya atılan iddialara göre Eylül ayında tanıtılacak iPhone 14 serisi, eski bir modelin sonunu getirecek. Geçtiğimiz yıl açıklanan raporlara göre, şimdiye kadar dünya genelinde 100 milyon adetten fazla satışa ulaşan iPhone 11 için yolun sonu göründü.
Apple, bu yıl Eylül ayında tanıtacağı iPhone 14 serisi ile birlikte müşterilerin isteklerine kulak vererek değişikliğe gidiyor.
iPhone SE 2022, iPhone 11 modelini geride bıraktı
Sızıntının kaynağı LeaksApplePro, iPhone 14’ün iPhone 11 modelinin sonunu getireceği iddiasının yanı sıra önemli başka açıklamalarda da bulundu. Ekip, geçtiğimiz ay piyasaya çıkan iPhone SE 2022 modelinin iPhone 11’den daha az talep gördüğünü ve bu durumu Apple’ın pek de hoş karşılamadığını öne sürdü.
Daha önce ortaya atılan başka iddialar da iPhone SE 2022’nin Apple için hayal kırıklığı yarattığını gözler önüne sermişti. Hatta şirketin düşük talep sebebiyle bu cihazın üretimini yüzde 20 oranına kadar düşüreceği de ortaya atıldı. Aldığımız son haberlere baktığımızda, Apple’ın iPhone SE 2022’yi öne çıkarmak için iPhone 11’i ortadan kaldırmayı planladığı anlaşılıyor.
iPhone 11 özellikleri
Ekran:
6.1 inç Liquid Retina IPS LCD, 326 ppi, 625 nit
Çözünürlük: 828 x 1792 piksel
Cam koruması: Ön ve arka cam Corning Gorilla Glass, alüminyum kasa
Boyutlar ve ağırlık: 150.9 x 75.7 x 8.3 mm / 194 gr
Son yıllarda popülerliğini giderek arttıran metaverse kavramı, henüz birçok kesim tarafından tam olarak kavranamamış olsa da gelişmeye devam ediyor. Facebook’un adına Meta olarak değiştirmesinin ardından hız kazanan metaverse projeleri son zamanlarda bir hayli popüler oldu. Her şirket bu alanda yeni yatırımlar duyurmaya başladı. Son olarak Somnium Space tarafından yapılan girişim adından oldukça sık söz ettirecek gibi duruyor.
Uzmanlar, televizyon şirketlerini uyardı. Metaverse dünyasının gelişmesiyle birlikte televizyon dünyasının sona eriyor.
Life Forever girişimi, “dijital klonlar” yapmayı hedefliyor
Somnium Space adlı şirket, metaverse evreninde eşine az rastlanır bir girişime imza atmak istiyor. Sanal ortamda ölümsüzlük fikri üzerinde duran şirket, Life Forever projesi ile kullanıcılarına dijital ölümsüzlük vadedecek.
Life Forever, dijital klonlama işini elbette veri toplama tekniği ile yapacak. Veri toplama işlemi ise detaylı bir araştırma süreci gerektiriyor. Dijital kolonlama isteyen kişiler, ses örnekleri ve nasıl hareket ettiğiniz gibi verileri deposunda saklanmak üzere paylaşacaklar.
Somnium Space, verileri toplamak için Teslasuit ile işbirliği yapacak. Ortaklık kurulan şirket, VR için tam vücut dokunsal detaylar üzerinde çalışıyor. Somnium Space’in CEO’su ve kurucusu Artur Sychov, şirketin topladığı verileri alacağını ve ona bir yapay zeka uygulayacağını belirtti. Daha sonra toplanan veriler, bir avatar ile metaverse dünyasına gönderilecek.
Somnium Space’te bir avatar
Bu ilginç fikrin arkasında hüzünlü bir hikaye bulunuyor. Şirketin CEO’su Artur Sychov, 5 yıl önce kanser yüzünden babasını kaybetmesiyle zor bir dönem yaşadı. Babası ile yeterince zaman geçiremediğini ve kafasındaki keşkelerin böyle bir fikre yol açtığını belirtti.
Siz bu konu hakkında ne düşünüyorsunuz? Görüşlerinizi SDN Forum‘da veya yorumlarda bizlerle paylaşmayı unutmayın!
Twitter, Telegram, Discord dahil tüm platformlar geçen sene Clubhouse ile rekabet yarışına girerken; bu konuda en hırslı şirketlerden biri Instagram ve WhatsApp’ın kardeşi Facebook oldu. Şu anda Meta’ya bağlı faaliyet gösteren Facebook, geçtiğimiz Nisan’da Hotline ve Soundbites gibi birçok ses özelliğini tanıttı.
Bloomberg’in haberine göre Facebook, ses özelliklerini kullanıma açmasının üzerinden henüz 1 yıl geçmişken geri adım atmaya başladı. Kaynaklara göre şirket artık podcast’lere ve ses odaklı diğer projelerine geçen seneki kadar ilgi göstermiyor. Bunun yerine Meta’nın odağı başka noktalara çevirdiği belirtiliyor.
Apple 'ın Uygulama İzleme Şeffaflığı yüzünden başta Facebook olmak üzere çoğu sosyal medya platformu zarara uğrayacak! İşte detaylar...
Facebook, Metaverse ve Reels’a önem verecek
Ulaşılan bilgilere göre Facebook, önümüzdeki dönemde podcast ortaklarıyla birlikte Metaverse ve e-ticaret sektörüne yönelecek. Öte yandan çatı şirket Meta’nın, şu anda Instagram ve Facebook’ta kullanılabilen Reels yani kısa biçimli video formatına diğer projelerinden daha fazla öncelik verdiği bildirildi.
Bir Meta sözcüsü konuyla alakalı açıklamasında, Clubhouse’a rakip olarak geliştirilen ses odaklı özelliklerin iyi etkileşim gördüğünü ve sesin, kendini ifade etmek için önemli bir araç olduğunu söyledi. Podcast işinden tamamen vazgeçmediklerini belirten sözcü, yeni özellikler geliştirirken içerik üreticilerin fikirlerini dikkate aldıklarını da ekledi.
Facebook Inc., internetin geleceği olarak tanımlanan Metaverse’e yönelik yatırımları kapsamında geçtiğimiz Ekim ayında adını Meta Platforms Inc. olarak değiştirdi. CEO Mark Zuckerberg sadece sosyal medya şirketi olarak anılmak istemediklerini belirtirken, artık Metaverse’ü hayata geçirmeye odaklanacaklarını ifade etti.
Podcast konferansına sponsor olmadı
Meta geçtiğimiz sene Ağustos ayında podcsat endüstrisinde her yıl düzenlenen Podcast Movement konferansına sponsor olmuştu ancak geçen ay yapılan bir yan etkinliğe sponsor olmadı. Etkinliğe herhangi bir çalışanını da göndermedi. Ayrıca şirketin Live Audio Rooms yayınları için yaptığı anlaşmaları yenilemediği de ortaya çıktı.
Sizler bu konuda neler düşünüyorsunuz? Görüşlerinizi yorumlarda veya SDN Forum’da paylaşabilirsiniz.
Teknoloji devi Samsung’da gözler bu yılın üçüncü çeyreğinde çıkması beklenen Samsung Galaxy Z Fold4 akıllı telefonuna çevrildi. Şirket, S-Pen özelliğini daha önce Samsung Galaxy Z Fold 3 kullanmıştı. Şimdi de sevilen özelliğin çıkması beklenen akıllı telefonda olup olmayacağı tamamen yılan hikayesine dönmüş durumda.
Cephede savaşan bir Ukrayna askerinin sahip olduğu Samsung akıllı telefon, onu 7.62'lik AK-47 kurşunundan korudu.
Samsung Galaxy Z Fold4’te S Pen yuvası olmayacak
Samsung Galaxy Z Fold 3 bir üst modeli olarak piyasaya sürülmesi beklenen akıllı telefonla ilgili sızıntı bilgiler gelmeye devam ediyor. Merakla beklenen S Pen özelliği ile ilgili geçtiğimiz Kasım ayından beri birçok farklı iddia ortaya atıldı.
Kasım ayında ilk olarak önemli kaynaklardan elde edilen bilgiler ışında S Pen yuvasının olmayacağı belirtilmişti. Daha sonra Güney Koreli ünlü haber portalı The Elec, Şubat ayında konuya ilişkin farklı bir iddia ortaya attı ve şirketin akıllı telefonda yerleşik S Pen yuvası yapacağını belirtti.
Fakat tüm bu sızıntı bilgilerin ışığında durum belirsizken bir kafa karıştırıcı iddia sızıntı bilgileriyle ünlü Ice universe adlı kaynaktan geldi. Kaynak, katlanabilir akıllı telefonda yerleşik bir S Pen yuvasının bulunmayacağını belirtti. Ayrıca akıllı telefonun serinin bir önceki modeline göre biraz daha küçük ve daha ince olacağını söyledi.
Daha önce ortaya atılan iddialara göre Samsung Galaxy Z Fold4, önümüzdeki Ağustos ayında gerçekleştirecek Unpacked etkinliğinde tanıtılacak. Elde edilen diğer bilgilere göre katlanır akıllı telefonda beklenen ekran altı kamera kurulumu (UDC) bulunmayacak. Ek olarak model, delgeç ekrana sahip olacak.
Siz bu konu hakkında ne düşünüyorsunuz? Görüşlerinizi SDN Forum‘da veya yorumlarda bizlerle paylaşmayı unutmayın!
ABD’nin Uluslararası Uzay İstasyonu‘na (ISS) katılımını engellemesi ve uzay araştırmalarındaki iş birliğini yasaklaması nedeniyle Çin, kendi uzay istasyonunu kurmak için çalışmalara başladı.
Geçtiğimiz aylarda, 15 yıl boyunca görev yapacak olan uzay istasyonunun çekirdek modülü uzaya fırlatıldı. Ardından Tianzhou-2‘yi çekirdek modülüne entegre eden Çin, taykonotları istasyona göndererek birçok görev gerçekleştiriyor. Şimdi ise Çin, BM üyesi olan tüm ülkelerle iş birliğine hazır olduğunu söyledi.
ABD Başkan Yardımcısı, ABD'nin artık uydu karşıtı testler yapmayacağını ve diğer ülkelerden de aynı kararı beklediğini açıkladı.
Çin Uzay İstasyonu, BM üyesi tüm ülkelere açık olacak
Tiangong Uzay İstasyonu‘nda ilk uluslararası iş birliği programını uygulayan Çin, bu deneyi yıl sonuna kadar sürdürmeyi planlıyor. Çin Dışişleri Bakanlığı sözcüsüWang Wenbin, şimdiye kadar 17 ülkeden 23 kuruluştan 9 projenin istasyonda yürütülmesi için seçildiğini söyledi.
Toplantıda Wang’a, Çin’in uzay istasyonuna yabancı astronotların katılıp katılmayacağı da soruldu. Bunun üzerine Wang, bilinmeyen biri evreni keşfetmenin ve uzay teknolojisini geliştirmenin insanlığın ortak amacı olduğunu ve diğer ülkelerin iş birliği olmadan elde edilemeyeceğini belirtti.
Çin, barışçıl ve karşılıklı fayda sağlayan kullanım ilkesine bağlı kalarak Fransa, Almanya, İtalya, Rusya ve Pakistan‘ın yanı sıra istasyonun tüm Birleşmiş Milletler üye ülkelerine açık olduğunu vurguladı. Birleşmiş Milletler Uzay İşleri Ofisi (UNOOSA) direktörü Simonetta Di Pippo, Çin’in istasyonunu açmasının, uluslararası iş birliğini geliştirmek için iyi bir örnek olduğunu söyledi.
Çin Uzay İstasyonu’nun baş tasarımcı yardımcısı olan Bai Linhou ise konuyla ilgili bir röportajında, istasyonun kapsayıcı olduğunu ve yabancı astronotların uyum sağlayabileceğini belirtti. Bai, Tiangong operasyon aşamasına girdiğinde, yabancı astronotların Çin istasyonuna girmesi için iki yolu olacağını söyledi. Bunlardan ilki, Çin uzay aracığıyla ikincisi ise, Tiangong’a uygun bir yerleştirme arayüzüne sahip kendi uzay araçlarıyla olacak.
Peki, siz bu konu hakkında ne düşünüyorsunuz? Görüşlerinizi yorumlar kısmında ve SDN Forum‘da bizlerle paylaşmayı unutmayın.
İnternette pek çok yerde duyduğumuz fakat pek çoğumuzun anlamını bilmediği SEO, aslında ne olduğunu bildiğimiz, fakat anlamını tam olarak bilmediğimiz bir terimdir. Peki, SEO nedir?Neden yapılır? Esasında SEOhakkında pek çok soru var ve bunların tamamını bir makalede toparlamak oldukça zor. Zira SEO için yazılmış onlarca SEO eğitim kitapları bulunuyor. İsterseniz sözü fazla uzatmadan SEO nedir? sorusundan başlayarak, SEO‘yu yakından tanıyalım.
Apple arama motoru çalışmaları gün yüzüne çıktı. Bir süredir konuşulan yeni arama motoru Google'a tehdit teşkil edecek gibi görünüyor...
SEO Nedir?
SEO, açılımı search engine optimization olan, Türkçe dilinde arama motoru optimizasyonu olarak bilinen bir internet terimidir. SEO, kısaca açıklamak gerekirse, arama motorlarında öne çıkmak için yapılan çalışmaların bütününe denir. Ancak SEO terimini daha iyi anlamak için arama motorları hakkında daha fazla bilgi edinmek gerekiyor.
Arama motorlarını tanıyalım
Arama motorları, internet olsun ya da olmasın var olan şeylerdir. İlk arama motorları, bilgisayarlar üzerindeki dosyaları bulmaya yararken, internetin ortaya çıkması sonrası bildiğimiz ilk popüler arama motoru olan AltaVista ile tanıştık.
AltaVista sonrasında ise Yahoo ve Google gibi popüler arama motorlarının ortaya çıkması ile birlikte, bugün bildiğimiz arama motorları ile tanışmış olduk. AltaVista başlarda güçlü olsa da, ilerleyen yıllarda Google ve Yahoo gibi yenilikler yapmadığı için bir süre sonra başarısız olup satılmıştı.
Google ise yıllar geçtikçe başarılı geliştirmeler yaptı ve hızla dünyanın en büyük arama motoru oldu. Bugün dünya genelinde %60 kadar kullanılan Google, Türkiye’de ise %90 dolaylarına kadar yükselmiş, ancak son yıllarda Yandex’in Türkiye’deki büyük yükselişi sonrası biraz gerilemiştir.
Bugün dünya genelinde onlarca arama motordu bulunuyor ve popüler olan arama motorları, temelde benzer olsa da çok sayıda farklılıklar içeriyorlar. SEO çalışmaları da bu değişikliklere göre, farklı arama motorları için farklı şekilde yapılıyor. Ancak en büyük arama motoru Google olduğu için esasında en fazla Google için SEO çalışmaları gerçekleştiriliyor. SEO‘yu daha iyi anlamak için şimdi de Google‘ın çalışma şeklinde yakından bakmamız gerekmekte.
Google nasıl çalışır?
Google‘da ilk sıralara yerleşmek için Google‘ı nasıl bir çalışma şeklinin olduğunu bilmek ve bunları göz önünde bulundurarak çalışmalara yön vermek oldukça önemli. Peki, Google nasıl çalışıyor?
İlk olarak bir web sitesinde herhangi bir içerik yayınlanır. Kısa süre sonra örümcekler de denilen Google botları sitenizi taramaya başlar. Ancak sitelerde Google botlarının taramasını engelleyecek bir robot.txt dosyası ya da “No Follow” etiketleri yer alırsa, Google botları sayfayı ya da “No Follow” etiketi olan öğeleri taramaz ve aramalarda görünmezsiniz. Site haritası da Google için önemlidir. Site haritaları ile Google botlarının daha hızlı tarama yapmasını sağlayabilirsiniz.
Tarama esnasında sitelerdeki içeriğin Google kurallarına uyup uymadığı denetlenir. Eğer bir kural dışı içerik tespit edilirse, aşılan yasağın boyutuna göre içerikler aramalarda çok geriye gidebilir ya da aramalarda hiç yer almayabilir.
Eğer sitede herhangi bir sorun yoksa, Google botları taramayı tamamlar ve sayfa indekslenir. İçeriğin SEO yapısına ve Google algoritması ile uyumuna göre sayfa Google aramalarında belli konumlara yerleşir. Bu konumlar daha kaliteli içeriklerin gelmesi ile değişebilir.
Bir kullanıcı arama yaptığında, aranılan kelimenin farklı dillerdeki ve eş anlamlı türevleri de göz önünde bulundurularak, arama sonuçoları kullanıcıya gösterilir. İçerik başlıklarındaki anahtarkelime kullanımı, kullanıcıların anahtarkelime arayacak olması nedeni ile esasında en çok burada önem kazanır.
Arama motorları ve Google hakkında yeterince bilgi edindiğimize göre, şimdi “SEO nedir?” sorusunu cevaplamayı bitirebiliriz.
SEO nedir?
SEO, arama motorlarında öne çıkmak ya da diğer bir deyişle Google’da öne çıkmak için yapılabilecek çalışmaların bütününe denir demiştik. Burada içerik başlıklarından, içeriklerdeki anahtar kelimekullanımına ya da içerikten bağımsız sitedeki meta etiketlerine kadar 200 üzerinde faktör rol oynamaktadır. Bu nedenle SEO için çok sayıda kitap mevcuttur. Bu kitapların neredeyse hepsi, birbirine benzer şeyleri anlatıyor olsa da, Google algoritmalarının güncellenmesi nedeniyle her zaman en güncel basımların satın alınmasını tavsiye ederiz.
SEO nedir? sorusunu cevapladığımızı düşünüyoruz. Ancak SEO nedir? sadece bu yazı ile anlatabileceğimiz bir şey değil. Bu nedenle ilerleyen günlerde SEO nasıl yapılır?SEO uyumlu makale nasıl yazılır? gibi yeni içerikler ile karşınızda olacak, SEO hakkında bilmeniz gereken her şeyi öğrenmeniz için elimizden geleni yapacağız. SEO hakkında daha fazla bilgi edinmek için ShiftDelete.Net‘i takip etmeye devam edin.
Peki siz bu konu hakkında neler düşünüyorsunuz? Yazımızı okuyarak SEO hakkında merak ettiklerinizi öğrenebildiniz mi? SEO hakkında merak ettiklerinizi yorumlar kısmında ya da SDN Forum‘da bizimle paylaşabilirsiniz?
Apple’ın cihazları arasında hızlı ve güvenli bir şekilde dosya paylaşımına olanak sağlayan AirDrop’un Android ekosistemindeki muadili Nearby Share (Yakındakilerle Paylaş), Android 6 ve üzeri işletim sistemine sahip tüm telefonlarda kullanılabiliyor.
Ancak kullanıcılara göre Yakındakilerle Paylaş’ın bir eksiği var: aynı Google hesabıyla oturum açılmış olsa bile, cihazlar arası dosya paylaşımı esnasında alıcının onayı gerekiyor. Apple’da ise durum böyle değil. Aynı Apple kimliğinin açık olduğu cihaza herhangi bir onay gerekmeden dosya gönderilebiliyor.
Android dünyasının merakla beklediği Android 13, gizlilik ve güvenlik seçeneklerini bir arada toplamaya geliyor.
Yakındakilerle Paylaş ile onaysız dosya gönderilebilecek
Google Play Hizmetleri’ne gelen yeni güncellemeyle birlikte Android telefonlardaki Yakındakilerle Paylaş sistemine cihazlarınla paylaş seçeneği eklendi. Kullanıcılar bundan böyle aynı Google hesabıyla oturum açılmış cihazlarına onay gerektirmeden hızlı bir şekilde dosya gönderebilecekler.
Yakındakilerle Paylaş ile Android cihazlara ‘onaysız’ dosya gönderilebilecek.
Çok yakında kullanıma sunulacak yeni özelliği, Yakındakilerle Paylaş menüsündeki “Cihazların” bölümünü seçerek kullanabileceksiniz. Burada Gmail hesabınızın halihazırda açık olduğu tüm Android cihazlar listeleniyor, dosyayı aktarmak istediğiniz telefonu veya Chromebook’u seçtiğinizde gönderme işlemi tamamlanıyor.
Her zaman olduğu gibi, Google hesabınızın açık olmadığı cihazlara dosya göndermeye çalıştığınızda alıcının onayı gerekecek. Yakındakilerle Paylaş ile sadece fotoğraf, video ve benzeri dosyaları değil, aynı zamanda uygulamaları da paylaşabilirsiniz. Özellik Android telefon ve Chromebook’lar arası sorunsuz çalışırken, Windows’ta ise kullanılamıyor.
E-ticaret, bulut bilişim, dijital akış ve yapay zeka gibi birçok alanda çalışmalarını yürüterek dünyanın en büyük şirketlerinden birisi haline gelen Amazon, son dönemde başarılarının yanı sıra skandallarıyla da gündemde kalmaya devam ediyor.
Amazon, yakıt ve enflasyondan dolayı zam yapacağını açıkladı. ABD'deki taşıma ücretlerine uygulanacak zam, Türkiye'ye gelir mi?
Amazon, yasadışı bir şekilde kovduğu işçiyi yeniden görevine getirecek
6 Nisan 2020’de JFK8 olarak bilinen Amazon tesisinde bir protesto gerçekleşmişti. Bir işçi, Staten Island’daki bu depodaki güvenlik protestolarına katıldığı için şirket tarafından görevine son verilmişti. O günden beri süren mahkeme koşuşturması nihayet sonlandı.
Gerald Bryson adındaki bir çalışan, o dönem henüz yeni patlak veren koronavirüs ile ilgili Amazon’un çalışanları yeterince korumadığı için depoyu kapatması gerektiğini söylemişti. Bu protestolu söylem, onun işten atılmasına neden oldu.
Amazon, işçinin bu protestosunda ağır küfürlere başvurduğunu ve “küfürlü, kaba veya taciz edici dil” kapsamında işine son verildiğini savunmuştu. Daha sonra iki yıl süren davanın ardından mahkeme kararını bugün açıkladı. Yasadışı bir şekilde işten atma girişiminde bulunduğunu kararlaştıran mahkeme, Amazon’u suçlu buldu.
Mahkemenin kararına göre Gerald Bryson, eski görevine tekrar dönerek çalışma hayatına devam edecek. Öte yandan bu süre zarfında yaşadığı kaybın giderilmesi için de çalışmadığı dönemin parası kendisine Amazon tarafından iade edilecek. Yaşananların ardından Amazon, sözcü Kelly Nantel’in APNews’e verdiği demeçte karara itiraz edeceğini söyledi.
Siz bu konu hakkında ne düşünüyorsunuz? Görüşlerinizi yorumlar kısmından veya SDN Forum‘dan bizlerle paylaşabilirsiniz.
Mercedes-Benz’in en lüks elektrikli SUV aracı Mercedes-Benz EQS SUV resmen tanıtıldı. Bu model EQS Sedan’ın kaput tasarımını kullanıyor, sol ön çamurluk üzerinde cam suyu doldurma haznesi de bulunduruyor. Ayrıca kaputunun altında motor bloğuna ihtiyaç duymaması yönüyle de geleneksel SUV’lerden daha fazla görüş vadediyor.
Yükseğe konumlandırılan koltuklarla sürücü daha geniş bir görüş açısına sahip olurken, sürücü kaputun altına ne yazık ki erişemeyecek ve bu bölgeye yalnızca Mercedes’in teknik servis çalışanları tarafından erişim sağlanabilecek.
Mercedes tarafında gözler 19 Nisan tarihinde tanıtılacak EQS SUV'a çevrilirken, EQE SUV hakkında ilk resmi görsel ile karşınızdayız!
Mercedes EQS SUV tanıtıldı
Mercedes-Benz EQS SUV, EQS 580 paketinde standart olarak çift motor ve AWD seçeneği ile kullanıcılara sunuluyor. Giriş seviyesi modeller motor sayılarına bakılmaksızın 360 bg güç ve 481 Nm tork üretebilirken, EQS 580 ise toplamda 540 bg güç ve 860 Nm tork üretebilme olanağına sahip.
Mercedes’in açıklamasına göre EQS 450’de 107.8 kWh’lik lityum iyon bataryası ile en az 600 km gidilebilecek. EQS 580 için menzil verileri henüz açıklanmadı. Ayrıca EQS ailesi 200 kW’lık hızlı şarj desteğiyle birlikte yarım saatte yüzde 10’dan 80’e şarj edilebiliyor. Standart ev tipi şarj aletleriyle bataryanın tamamı 11 saat 15 dakikada doluyor.
Araçta 4WS sistemi, adaptif havalı süspansiyonlar, elektrikli tork dağıtımı ve geri kazanımlı fren sistemi gibi teknolojiler standart olarak geliyor.
Mercedes EQS SUV fiyatı
Mercedes EQS SUV giriş fiyatı 103 bin 360 dolar olarak açıklandı. Üst modeli isteyenlerin 127 bin doları gözden çıkarmaları gerekecek.
İstihbarat, dünyada gün geçtikçe daha da önemli hale geliyor. Her an meydana gelebilecek bir savaş durumunda ülkeler farklı savaş yöntemleri geliştiriyor. Bunlardan birisi de yörüngedeki uyduların yeryüzünden yok edilmesini sağlayacak bir sistem oluyor.
Son olarak Rusya‘nın gerçekleştirmiş olduğu uydu yok etme deneyi, uzay alanında büyük endişelere yol açtı. Bugün ise ABD Başkan Yardımcısı, uydu deneyleriyle ilgili kararını açıkladı.
ABD siber harcamaları için ek bütçe ayırabilir. ABD Siber Komutanlığı, operasyonlar için 236 milyon dolarlık istek listesi oluşturdu.
ABD, uydu karşıtı füze denemelerini yasakladı
ABD Başkan Yardımcısı Kamala Harris, California eyaletindeki Vandenberg Uzay Kuvvetleri Üssü’nü ziyareti sırasında, uydu karşıtı testleriyle ilgili kararını açıkladı. Bu karara göre ABD, uydu karşıtı füze testleri uygulamasını sona erdirme taahhüdünde bulundu. Bunun yanı sıra diğer ülkeleri de onun liderliğini takip etmeye çağırdı.
İdare yetkilileri, politikaya diğer ulusların da uymasını gerektiğini belirtti ve testleri ‘uzayın güvenliği ve sürdürülebilirliğine yönelik en acil tehditlerden biri‘ olarak nitelendirdi. ABD’nin bu açıklaması, Rusya’nın kasım ayında ASAT testi gerçekleştirmesinden beş ay sonra geldi.
Rusya’nın bu testi, Dünya yörüngesinde binlerce parça enkaza ve Uluslararası Uzay İstasyonu’ndaki astronotların sığınaklara girmesine neden oldu. ABD’li yetkililer, enkazın astronotları ve diğer uyduları tehlikeye atabileceğini söyleyerek testlere tepki gösterdi. Bunun yanı sıra ABD’li yetkililer, Rusya’nın uzayı askerileştirmeye yönelik potansiyeli konusunda da uyardı.
Yönetim, uzayda füze denemelerinin azaltılmasının, uzayda çatışma riskini azaltacağına ve alanı, çevreye zarar verecek malzemelerden daha temiz tutacağına inanıyor. Ayrıca Beyaz Saray, NASA ve Dışişleri Bakanlığı tarafından hazırlanan Artemis’i desteklemeyi sürdürüyor.
Peki ya siz ABD’nin bu kararı hakkında ne düşünüyorsunuz? Görüşlerinizi yorumlar kısmında ve SDN Forum‘da bizlerle paylaşmayı unutmayın.
Yapımcılığını Joshua Donen, David Fincher ve Tim Miller gibi isimlerin üstlendiği animasyon ve bilimkurgu türündeki Love Death and Robots, dünya çapında önemli bir izleyici kitlesine ulaşmış durumda. 15 Mart 2019‘da 18 bölümlük ilk sezonuyla yayın hayatına başlayan dizinin üçüncü sezonu için tarih verildi.
Dizi ve film platformu Netflix oyun sektöründeki çalışmalarını hızlandırıyor. Yeni oyunu ve onunla bağlantılı dizisinin tarihi belli oldu.
Love Death and Robots’un 3. sezonu 20 Mayıs’ta Netflix’e geliyor
Netflix’in animasyon antoloji dizisi Love, Death and Robots, üçüncü sezon duyurusunu yayınladığı bir fragmanla gerçekleştirdi. Fragmanda The Crown ve The Queen’s Gambit gibi Netflix yapımlardan bazı sahnelere de yer verildi. Love, Death and Robots’un üçüncü sezonu, 20 Mayıs’ta yayınlanacak.
Her bölüm farklı bir hikayenin anlatıldığı Love, Death and Robots, “Beklenen üçlü” sloganıyla tanıtıldı. Ayıca yapım, sezonları cilt olarak tanımlıyor. İlk cilt, 18 kısa bölümden oluşmuştu. Bu 18 kısa bölüm, o dönem eleştirmenler tarafından da oldukça beğenildi.
Love Death and Robots’un ikinci sezonu, ilk sezondan sonra bekleneni karşılayamadı. Sadece 8 kısa bölümden oluşan ikinci cilt, hayranları tarafından biraz sıradan karşılandı. Yapımcılar, üçüncü sezonla bu durumu telafi etmek istiyor.
Heavy Metal’den esinlenilen yapımın üçüncü sezonunun kaç bölüm olacağına dair bir bilgi paylaşılmadı. Ancak, kısa sürede açıklanması bekleniyor. Love Death and Robots’un üçüncü sezonunda da David Fincher ve Tim Miller direksiyonda olacak.
Siz bu konu hakkında ne düşünüyorsunuz? Görüşlerinizi yorumlar kısmından veya SDN Forum‘dan bizlerle paylaşabilirsiniz.