Twitter, Telegram, Discord dahil tüm platformlar geçen sene Clubhouse ile rekabet yarışına girerken; bu konuda en hırslı şirketlerden biri Instagram ve WhatsApp’ın kardeşi Facebook oldu. Şu anda Meta’ya bağlı faaliyet gösteren Facebook, geçtiğimiz Nisan’da Hotline ve Soundbites gibi birçok ses özelliğini tanıttı.
Bloomberg’in haberine göre Facebook, ses özelliklerini kullanıma açmasının üzerinden henüz 1 yıl geçmişken geri adım atmaya başladı. Kaynaklara göre şirket artık podcast’lere ve ses odaklı diğer projelerine geçen seneki kadar ilgi göstermiyor. Bunun yerine Meta’nın odağı başka noktalara çevirdiği belirtiliyor.
Apple 'ın Uygulama İzleme Şeffaflığı yüzünden başta Facebook olmak üzere çoğu sosyal medya platformu zarara uğrayacak! İşte detaylar...
Facebook, Metaverse ve Reels’a önem verecek
Ulaşılan bilgilere göre Facebook, önümüzdeki dönemde podcast ortaklarıyla birlikte Metaverse ve e-ticaret sektörüne yönelecek. Öte yandan çatı şirket Meta’nın, şu anda Instagram ve Facebook’ta kullanılabilen Reels yani kısa biçimli video formatına diğer projelerinden daha fazla öncelik verdiği bildirildi.
Bir Meta sözcüsü konuyla alakalı açıklamasında, Clubhouse’a rakip olarak geliştirilen ses odaklı özelliklerin iyi etkileşim gördüğünü ve sesin, kendini ifade etmek için önemli bir araç olduğunu söyledi. Podcast işinden tamamen vazgeçmediklerini belirten sözcü, yeni özellikler geliştirirken içerik üreticilerin fikirlerini dikkate aldıklarını da ekledi.
Facebook Inc., internetin geleceği olarak tanımlanan Metaverse’e yönelik yatırımları kapsamında geçtiğimiz Ekim ayında adını Meta Platforms Inc. olarak değiştirdi. CEO Mark Zuckerberg sadece sosyal medya şirketi olarak anılmak istemediklerini belirtirken, artık Metaverse’ü hayata geçirmeye odaklanacaklarını ifade etti.
Podcast konferansına sponsor olmadı
Meta geçtiğimiz sene Ağustos ayında podcsat endüstrisinde her yıl düzenlenen Podcast Movement konferansına sponsor olmuştu ancak geçen ay yapılan bir yan etkinliğe sponsor olmadı. Etkinliğe herhangi bir çalışanını da göndermedi. Ayrıca şirketin Live Audio Rooms yayınları için yaptığı anlaşmaları yenilemediği de ortaya çıktı.
Sizler bu konuda neler düşünüyorsunuz? Görüşlerinizi yorumlarda veya SDN Forum’da paylaşabilirsiniz.
Teknoloji devi Samsung’da gözler bu yılın üçüncü çeyreğinde çıkması beklenen Samsung Galaxy Z Fold4 akıllı telefonuna çevrildi. Şirket, S-Pen özelliğini daha önce Samsung Galaxy Z Fold 3 kullanmıştı. Şimdi de sevilen özelliğin çıkması beklenen akıllı telefonda olup olmayacağı tamamen yılan hikayesine dönmüş durumda.
Cephede savaşan bir Ukrayna askerinin sahip olduğu Samsung akıllı telefon, onu 7.62'lik AK-47 kurşunundan korudu.
Samsung Galaxy Z Fold4’te S Pen yuvası olmayacak
Samsung Galaxy Z Fold 3 bir üst modeli olarak piyasaya sürülmesi beklenen akıllı telefonla ilgili sızıntı bilgiler gelmeye devam ediyor. Merakla beklenen S Pen özelliği ile ilgili geçtiğimiz Kasım ayından beri birçok farklı iddia ortaya atıldı.
Kasım ayında ilk olarak önemli kaynaklardan elde edilen bilgiler ışında S Pen yuvasının olmayacağı belirtilmişti. Daha sonra Güney Koreli ünlü haber portalı The Elec, Şubat ayında konuya ilişkin farklı bir iddia ortaya attı ve şirketin akıllı telefonda yerleşik S Pen yuvası yapacağını belirtti.
Fakat tüm bu sızıntı bilgilerin ışığında durum belirsizken bir kafa karıştırıcı iddia sızıntı bilgileriyle ünlü Ice universe adlı kaynaktan geldi. Kaynak, katlanabilir akıllı telefonda yerleşik bir S Pen yuvasının bulunmayacağını belirtti. Ayrıca akıllı telefonun serinin bir önceki modeline göre biraz daha küçük ve daha ince olacağını söyledi.
Daha önce ortaya atılan iddialara göre Samsung Galaxy Z Fold4, önümüzdeki Ağustos ayında gerçekleştirecek Unpacked etkinliğinde tanıtılacak. Elde edilen diğer bilgilere göre katlanır akıllı telefonda beklenen ekran altı kamera kurulumu (UDC) bulunmayacak. Ek olarak model, delgeç ekrana sahip olacak.
Siz bu konu hakkında ne düşünüyorsunuz? Görüşlerinizi SDN Forum‘da veya yorumlarda bizlerle paylaşmayı unutmayın!
ABD’nin Uluslararası Uzay İstasyonu‘na (ISS) katılımını engellemesi ve uzay araştırmalarındaki iş birliğini yasaklaması nedeniyle Çin, kendi uzay istasyonunu kurmak için çalışmalara başladı.
Geçtiğimiz aylarda, 15 yıl boyunca görev yapacak olan uzay istasyonunun çekirdek modülü uzaya fırlatıldı. Ardından Tianzhou-2‘yi çekirdek modülüne entegre eden Çin, taykonotları istasyona göndererek birçok görev gerçekleştiriyor. Şimdi ise Çin, BM üyesi olan tüm ülkelerle iş birliğine hazır olduğunu söyledi.
ABD Başkan Yardımcısı, ABD'nin artık uydu karşıtı testler yapmayacağını ve diğer ülkelerden de aynı kararı beklediğini açıkladı.
Çin Uzay İstasyonu, BM üyesi tüm ülkelere açık olacak
Tiangong Uzay İstasyonu‘nda ilk uluslararası iş birliği programını uygulayan Çin, bu deneyi yıl sonuna kadar sürdürmeyi planlıyor. Çin Dışişleri Bakanlığı sözcüsüWang Wenbin, şimdiye kadar 17 ülkeden 23 kuruluştan 9 projenin istasyonda yürütülmesi için seçildiğini söyledi.
Toplantıda Wang’a, Çin’in uzay istasyonuna yabancı astronotların katılıp katılmayacağı da soruldu. Bunun üzerine Wang, bilinmeyen biri evreni keşfetmenin ve uzay teknolojisini geliştirmenin insanlığın ortak amacı olduğunu ve diğer ülkelerin iş birliği olmadan elde edilemeyeceğini belirtti.
Çin, barışçıl ve karşılıklı fayda sağlayan kullanım ilkesine bağlı kalarak Fransa, Almanya, İtalya, Rusya ve Pakistan‘ın yanı sıra istasyonun tüm Birleşmiş Milletler üye ülkelerine açık olduğunu vurguladı. Birleşmiş Milletler Uzay İşleri Ofisi (UNOOSA) direktörü Simonetta Di Pippo, Çin’in istasyonunu açmasının, uluslararası iş birliğini geliştirmek için iyi bir örnek olduğunu söyledi.
Çin Uzay İstasyonu’nun baş tasarımcı yardımcısı olan Bai Linhou ise konuyla ilgili bir röportajında, istasyonun kapsayıcı olduğunu ve yabancı astronotların uyum sağlayabileceğini belirtti. Bai, Tiangong operasyon aşamasına girdiğinde, yabancı astronotların Çin istasyonuna girmesi için iki yolu olacağını söyledi. Bunlardan ilki, Çin uzay aracığıyla ikincisi ise, Tiangong’a uygun bir yerleştirme arayüzüne sahip kendi uzay araçlarıyla olacak.
Peki, siz bu konu hakkında ne düşünüyorsunuz? Görüşlerinizi yorumlar kısmında ve SDN Forum‘da bizlerle paylaşmayı unutmayın.
İnternette pek çok yerde duyduğumuz fakat pek çoğumuzun anlamını bilmediği SEO, aslında ne olduğunu bildiğimiz, fakat anlamını tam olarak bilmediğimiz bir terimdir. Peki, SEO nedir?Neden yapılır? Esasında SEOhakkında pek çok soru var ve bunların tamamını bir makalede toparlamak oldukça zor. Zira SEO için yazılmış onlarca SEO eğitim kitapları bulunuyor. İsterseniz sözü fazla uzatmadan SEO nedir? sorusundan başlayarak, SEO‘yu yakından tanıyalım.
Apple arama motoru çalışmaları gün yüzüne çıktı. Bir süredir konuşulan yeni arama motoru Google'a tehdit teşkil edecek gibi görünüyor...
SEO Nedir?
SEO, açılımı search engine optimization olan, Türkçe dilinde arama motoru optimizasyonu olarak bilinen bir internet terimidir. SEO, kısaca açıklamak gerekirse, arama motorlarında öne çıkmak için yapılan çalışmaların bütününe denir. Ancak SEO terimini daha iyi anlamak için arama motorları hakkında daha fazla bilgi edinmek gerekiyor.
Arama motorlarını tanıyalım
Arama motorları, internet olsun ya da olmasın var olan şeylerdir. İlk arama motorları, bilgisayarlar üzerindeki dosyaları bulmaya yararken, internetin ortaya çıkması sonrası bildiğimiz ilk popüler arama motoru olan AltaVista ile tanıştık.
AltaVista sonrasında ise Yahoo ve Google gibi popüler arama motorlarının ortaya çıkması ile birlikte, bugün bildiğimiz arama motorları ile tanışmış olduk. AltaVista başlarda güçlü olsa da, ilerleyen yıllarda Google ve Yahoo gibi yenilikler yapmadığı için bir süre sonra başarısız olup satılmıştı.
Google ise yıllar geçtikçe başarılı geliştirmeler yaptı ve hızla dünyanın en büyük arama motoru oldu. Bugün dünya genelinde %60 kadar kullanılan Google, Türkiye’de ise %90 dolaylarına kadar yükselmiş, ancak son yıllarda Yandex’in Türkiye’deki büyük yükselişi sonrası biraz gerilemiştir.
Bugün dünya genelinde onlarca arama motordu bulunuyor ve popüler olan arama motorları, temelde benzer olsa da çok sayıda farklılıklar içeriyorlar. SEO çalışmaları da bu değişikliklere göre, farklı arama motorları için farklı şekilde yapılıyor. Ancak en büyük arama motoru Google olduğu için esasında en fazla Google için SEO çalışmaları gerçekleştiriliyor. SEO‘yu daha iyi anlamak için şimdi de Google‘ın çalışma şeklinde yakından bakmamız gerekmekte.
Google nasıl çalışır?
Google‘da ilk sıralara yerleşmek için Google‘ı nasıl bir çalışma şeklinin olduğunu bilmek ve bunları göz önünde bulundurarak çalışmalara yön vermek oldukça önemli. Peki, Google nasıl çalışıyor?
İlk olarak bir web sitesinde herhangi bir içerik yayınlanır. Kısa süre sonra örümcekler de denilen Google botları sitenizi taramaya başlar. Ancak sitelerde Google botlarının taramasını engelleyecek bir robot.txt dosyası ya da “No Follow” etiketleri yer alırsa, Google botları sayfayı ya da “No Follow” etiketi olan öğeleri taramaz ve aramalarda görünmezsiniz. Site haritası da Google için önemlidir. Site haritaları ile Google botlarının daha hızlı tarama yapmasını sağlayabilirsiniz.
Tarama esnasında sitelerdeki içeriğin Google kurallarına uyup uymadığı denetlenir. Eğer bir kural dışı içerik tespit edilirse, aşılan yasağın boyutuna göre içerikler aramalarda çok geriye gidebilir ya da aramalarda hiç yer almayabilir.
Eğer sitede herhangi bir sorun yoksa, Google botları taramayı tamamlar ve sayfa indekslenir. İçeriğin SEO yapısına ve Google algoritması ile uyumuna göre sayfa Google aramalarında belli konumlara yerleşir. Bu konumlar daha kaliteli içeriklerin gelmesi ile değişebilir.
Bir kullanıcı arama yaptığında, aranılan kelimenin farklı dillerdeki ve eş anlamlı türevleri de göz önünde bulundurularak, arama sonuçoları kullanıcıya gösterilir. İçerik başlıklarındaki anahtarkelime kullanımı, kullanıcıların anahtarkelime arayacak olması nedeni ile esasında en çok burada önem kazanır.
Arama motorları ve Google hakkında yeterince bilgi edindiğimize göre, şimdi “SEO nedir?” sorusunu cevaplamayı bitirebiliriz.
SEO nedir?
SEO, arama motorlarında öne çıkmak ya da diğer bir deyişle Google’da öne çıkmak için yapılabilecek çalışmaların bütününe denir demiştik. Burada içerik başlıklarından, içeriklerdeki anahtar kelimekullanımına ya da içerikten bağımsız sitedeki meta etiketlerine kadar 200 üzerinde faktör rol oynamaktadır. Bu nedenle SEO için çok sayıda kitap mevcuttur. Bu kitapların neredeyse hepsi, birbirine benzer şeyleri anlatıyor olsa da, Google algoritmalarının güncellenmesi nedeniyle her zaman en güncel basımların satın alınmasını tavsiye ederiz.
SEO nedir? sorusunu cevapladığımızı düşünüyoruz. Ancak SEO nedir? sadece bu yazı ile anlatabileceğimiz bir şey değil. Bu nedenle ilerleyen günlerde SEO nasıl yapılır?SEO uyumlu makale nasıl yazılır? gibi yeni içerikler ile karşınızda olacak, SEO hakkında bilmeniz gereken her şeyi öğrenmeniz için elimizden geleni yapacağız. SEO hakkında daha fazla bilgi edinmek için ShiftDelete.Net‘i takip etmeye devam edin.
Peki siz bu konu hakkında neler düşünüyorsunuz? Yazımızı okuyarak SEO hakkında merak ettiklerinizi öğrenebildiniz mi? SEO hakkında merak ettiklerinizi yorumlar kısmında ya da SDN Forum‘da bizimle paylaşabilirsiniz?
Apple’ın cihazları arasında hızlı ve güvenli bir şekilde dosya paylaşımına olanak sağlayan AirDrop’un Android ekosistemindeki muadili Nearby Share (Yakındakilerle Paylaş), Android 6 ve üzeri işletim sistemine sahip tüm telefonlarda kullanılabiliyor.
Ancak kullanıcılara göre Yakındakilerle Paylaş’ın bir eksiği var: aynı Google hesabıyla oturum açılmış olsa bile, cihazlar arası dosya paylaşımı esnasında alıcının onayı gerekiyor. Apple’da ise durum böyle değil. Aynı Apple kimliğinin açık olduğu cihaza herhangi bir onay gerekmeden dosya gönderilebiliyor.
Android dünyasının merakla beklediği Android 13, gizlilik ve güvenlik seçeneklerini bir arada toplamaya geliyor.
Yakındakilerle Paylaş ile onaysız dosya gönderilebilecek
Google Play Hizmetleri’ne gelen yeni güncellemeyle birlikte Android telefonlardaki Yakındakilerle Paylaş sistemine cihazlarınla paylaş seçeneği eklendi. Kullanıcılar bundan böyle aynı Google hesabıyla oturum açılmış cihazlarına onay gerektirmeden hızlı bir şekilde dosya gönderebilecekler.
Yakındakilerle Paylaş ile Android cihazlara ‘onaysız’ dosya gönderilebilecek.
Çok yakında kullanıma sunulacak yeni özelliği, Yakındakilerle Paylaş menüsündeki “Cihazların” bölümünü seçerek kullanabileceksiniz. Burada Gmail hesabınızın halihazırda açık olduğu tüm Android cihazlar listeleniyor, dosyayı aktarmak istediğiniz telefonu veya Chromebook’u seçtiğinizde gönderme işlemi tamamlanıyor.
Her zaman olduğu gibi, Google hesabınızın açık olmadığı cihazlara dosya göndermeye çalıştığınızda alıcının onayı gerekecek. Yakındakilerle Paylaş ile sadece fotoğraf, video ve benzeri dosyaları değil, aynı zamanda uygulamaları da paylaşabilirsiniz. Özellik Android telefon ve Chromebook’lar arası sorunsuz çalışırken, Windows’ta ise kullanılamıyor.
E-ticaret, bulut bilişim, dijital akış ve yapay zeka gibi birçok alanda çalışmalarını yürüterek dünyanın en büyük şirketlerinden birisi haline gelen Amazon, son dönemde başarılarının yanı sıra skandallarıyla da gündemde kalmaya devam ediyor.
Amazon, yakıt ve enflasyondan dolayı zam yapacağını açıkladı. ABD'deki taşıma ücretlerine uygulanacak zam, Türkiye'ye gelir mi?
Amazon, yasadışı bir şekilde kovduğu işçiyi yeniden görevine getirecek
6 Nisan 2020’de JFK8 olarak bilinen Amazon tesisinde bir protesto gerçekleşmişti. Bir işçi, Staten Island’daki bu depodaki güvenlik protestolarına katıldığı için şirket tarafından görevine son verilmişti. O günden beri süren mahkeme koşuşturması nihayet sonlandı.
Gerald Bryson adındaki bir çalışan, o dönem henüz yeni patlak veren koronavirüs ile ilgili Amazon’un çalışanları yeterince korumadığı için depoyu kapatması gerektiğini söylemişti. Bu protestolu söylem, onun işten atılmasına neden oldu.
Amazon, işçinin bu protestosunda ağır küfürlere başvurduğunu ve “küfürlü, kaba veya taciz edici dil” kapsamında işine son verildiğini savunmuştu. Daha sonra iki yıl süren davanın ardından mahkeme kararını bugün açıkladı. Yasadışı bir şekilde işten atma girişiminde bulunduğunu kararlaştıran mahkeme, Amazon’u suçlu buldu.
Mahkemenin kararına göre Gerald Bryson, eski görevine tekrar dönerek çalışma hayatına devam edecek. Öte yandan bu süre zarfında yaşadığı kaybın giderilmesi için de çalışmadığı dönemin parası kendisine Amazon tarafından iade edilecek. Yaşananların ardından Amazon, sözcü Kelly Nantel’in APNews’e verdiği demeçte karara itiraz edeceğini söyledi.
Siz bu konu hakkında ne düşünüyorsunuz? Görüşlerinizi yorumlar kısmından veya SDN Forum‘dan bizlerle paylaşabilirsiniz.
Mercedes-Benz’in en lüks elektrikli SUV aracı Mercedes-Benz EQS SUV resmen tanıtıldı. Bu model EQS Sedan’ın kaput tasarımını kullanıyor, sol ön çamurluk üzerinde cam suyu doldurma haznesi de bulunduruyor. Ayrıca kaputunun altında motor bloğuna ihtiyaç duymaması yönüyle de geleneksel SUV’lerden daha fazla görüş vadediyor.
Yükseğe konumlandırılan koltuklarla sürücü daha geniş bir görüş açısına sahip olurken, sürücü kaputun altına ne yazık ki erişemeyecek ve bu bölgeye yalnızca Mercedes’in teknik servis çalışanları tarafından erişim sağlanabilecek.
Mercedes tarafında gözler 19 Nisan tarihinde tanıtılacak EQS SUV'a çevrilirken, EQE SUV hakkında ilk resmi görsel ile karşınızdayız!
Mercedes EQS SUV tanıtıldı
Mercedes-Benz EQS SUV, EQS 580 paketinde standart olarak çift motor ve AWD seçeneği ile kullanıcılara sunuluyor. Giriş seviyesi modeller motor sayılarına bakılmaksızın 360 bg güç ve 481 Nm tork üretebilirken, EQS 580 ise toplamda 540 bg güç ve 860 Nm tork üretebilme olanağına sahip.
Mercedes’in açıklamasına göre EQS 450’de 107.8 kWh’lik lityum iyon bataryası ile en az 600 km gidilebilecek. EQS 580 için menzil verileri henüz açıklanmadı. Ayrıca EQS ailesi 200 kW’lık hızlı şarj desteğiyle birlikte yarım saatte yüzde 10’dan 80’e şarj edilebiliyor. Standart ev tipi şarj aletleriyle bataryanın tamamı 11 saat 15 dakikada doluyor.
Araçta 4WS sistemi, adaptif havalı süspansiyonlar, elektrikli tork dağıtımı ve geri kazanımlı fren sistemi gibi teknolojiler standart olarak geliyor.
Mercedes EQS SUV fiyatı
Mercedes EQS SUV giriş fiyatı 103 bin 360 dolar olarak açıklandı. Üst modeli isteyenlerin 127 bin doları gözden çıkarmaları gerekecek.
İstihbarat, dünyada gün geçtikçe daha da önemli hale geliyor. Her an meydana gelebilecek bir savaş durumunda ülkeler farklı savaş yöntemleri geliştiriyor. Bunlardan birisi de yörüngedeki uyduların yeryüzünden yok edilmesini sağlayacak bir sistem oluyor.
Son olarak Rusya‘nın gerçekleştirmiş olduğu uydu yok etme deneyi, uzay alanında büyük endişelere yol açtı. Bugün ise ABD Başkan Yardımcısı, uydu deneyleriyle ilgili kararını açıkladı.
ABD siber harcamaları için ek bütçe ayırabilir. ABD Siber Komutanlığı, operasyonlar için 236 milyon dolarlık istek listesi oluşturdu.
ABD, uydu karşıtı füze denemelerini yasakladı
ABD Başkan Yardımcısı Kamala Harris, California eyaletindeki Vandenberg Uzay Kuvvetleri Üssü’nü ziyareti sırasında, uydu karşıtı testleriyle ilgili kararını açıkladı. Bu karara göre ABD, uydu karşıtı füze testleri uygulamasını sona erdirme taahhüdünde bulundu. Bunun yanı sıra diğer ülkeleri de onun liderliğini takip etmeye çağırdı.
İdare yetkilileri, politikaya diğer ulusların da uymasını gerektiğini belirtti ve testleri ‘uzayın güvenliği ve sürdürülebilirliğine yönelik en acil tehditlerden biri‘ olarak nitelendirdi. ABD’nin bu açıklaması, Rusya’nın kasım ayında ASAT testi gerçekleştirmesinden beş ay sonra geldi.
Rusya’nın bu testi, Dünya yörüngesinde binlerce parça enkaza ve Uluslararası Uzay İstasyonu’ndaki astronotların sığınaklara girmesine neden oldu. ABD’li yetkililer, enkazın astronotları ve diğer uyduları tehlikeye atabileceğini söyleyerek testlere tepki gösterdi. Bunun yanı sıra ABD’li yetkililer, Rusya’nın uzayı askerileştirmeye yönelik potansiyeli konusunda da uyardı.
Yönetim, uzayda füze denemelerinin azaltılmasının, uzayda çatışma riskini azaltacağına ve alanı, çevreye zarar verecek malzemelerden daha temiz tutacağına inanıyor. Ayrıca Beyaz Saray, NASA ve Dışişleri Bakanlığı tarafından hazırlanan Artemis’i desteklemeyi sürdürüyor.
Peki ya siz ABD’nin bu kararı hakkında ne düşünüyorsunuz? Görüşlerinizi yorumlar kısmında ve SDN Forum‘da bizlerle paylaşmayı unutmayın.
Yapımcılığını Joshua Donen, David Fincher ve Tim Miller gibi isimlerin üstlendiği animasyon ve bilimkurgu türündeki Love Death and Robots, dünya çapında önemli bir izleyici kitlesine ulaşmış durumda. 15 Mart 2019‘da 18 bölümlük ilk sezonuyla yayın hayatına başlayan dizinin üçüncü sezonu için tarih verildi.
Dizi ve film platformu Netflix oyun sektöründeki çalışmalarını hızlandırıyor. Yeni oyunu ve onunla bağlantılı dizisinin tarihi belli oldu.
Love Death and Robots’un 3. sezonu 20 Mayıs’ta Netflix’e geliyor
Netflix’in animasyon antoloji dizisi Love, Death and Robots, üçüncü sezon duyurusunu yayınladığı bir fragmanla gerçekleştirdi. Fragmanda The Crown ve The Queen’s Gambit gibi Netflix yapımlardan bazı sahnelere de yer verildi. Love, Death and Robots’un üçüncü sezonu, 20 Mayıs’ta yayınlanacak.
Her bölüm farklı bir hikayenin anlatıldığı Love, Death and Robots, “Beklenen üçlü” sloganıyla tanıtıldı. Ayıca yapım, sezonları cilt olarak tanımlıyor. İlk cilt, 18 kısa bölümden oluşmuştu. Bu 18 kısa bölüm, o dönem eleştirmenler tarafından da oldukça beğenildi.
Love Death and Robots’un ikinci sezonu, ilk sezondan sonra bekleneni karşılayamadı. Sadece 8 kısa bölümden oluşan ikinci cilt, hayranları tarafından biraz sıradan karşılandı. Yapımcılar, üçüncü sezonla bu durumu telafi etmek istiyor.
Heavy Metal’den esinlenilen yapımın üçüncü sezonunun kaç bölüm olacağına dair bir bilgi paylaşılmadı. Ancak, kısa sürede açıklanması bekleniyor. Love Death and Robots’un üçüncü sezonunda da David Fincher ve Tim Miller direksiyonda olacak.
Siz bu konu hakkında ne düşünüyorsunuz? Görüşlerinizi yorumlar kısmından veya SDN Forum‘dan bizlerle paylaşabilirsiniz.
Apple’ın titiz Uygulama İnceleme sürecine rağmen, şirketin App Store‘unda macOS için yeni bir dolandırıcılık ürünü tespit edildi. Söz konusu uygulamar yüklendikten sonra ekranınızada kilitleniyor. Aylık abonelik satın alınmadan çıkış yapılamayan uygulamalar birçok kullanıcıyı mağdur etmiş durumda. Her uygulamayı süzgeçten geçiren Apple‘ın bu tür uygulamaları gözden kaçırması ise büyük tartışma yarattı.
macOS Big Sur ve Catalina güvenlik açığı neden düzeltilmedi? Apple, Monterey için yayınladığı güncellemeyi Big Sur ve Catalina'ya sunmadı.
Uygulamalar, macOS kullanıcılarını aylık aboneliğe zorluyor!
macOS’ta yer alan My Metronom isimli fidye uygulama kullanıcılarını aylık 9,99 ABD doları abonelik ödemeye zorluyor. Uygulama abonelik tamamlanana kadar menü çubuğunu veya klavye kısayollarının kullanılmasının önüne geçiyor.
Uzmanlar, My Metronome‘un arkasındaki geliştiricinin bu tekniği geliştirmek için yıllardır çeşitli teknikler denediğini düşünüyor. Gelen şikayetlerin ardından My Metronom App Store’dan kaldırılmış olsa da aynı geliştirici tarafından sunulan başka uygulamalar da mevcut. Kullanıcılarından adeta ‘fidye’ isteyen Music Paradise, Groove Vibes isimli bir uygulamaya da sahip.
Bu uygulamaları test eden uzmanlar, uygulamaların kullanıcılarını bir abonelik paneli ile karşıladığını belirtiyor. Music Paradise Player uygulamasıyla birlikte şirketin diğer iki uygulaması menü çubuğundaki kapatma seçeneğini gizleyerek kullanıcıların çıkış yapmasının önüne geçiyor. Bunun yanı sıra Groove Vibes tarafından geliştirilen diğer üç uygulama ise kullanıcıların menü çubuğunu kullanarak veya Command+Q tuşlarına basarak çıkmalarına izin verdiği görüldü.
Fidye yazılımlarının aksine, söz konusu uygulamalar kullanıcıları dosyalarını kilitlemiyor. Bunun yerine kullanıcıların uygulamaları kolayca kapatmasını engelliyor, böylece insanlar dolandırıcıların oyununa düşüp abonelik için ödeme yapıyorlar.
Şaşırtıcı bir şekilde, tüm bu dolandırıcılık uygulamaları Apple‘ın Uygulama İnceleme sürecinden geçmiş görünüyor. Apple, bunun gibi dolandırıcı uygulamalara karşı App Store‘a “Sorun Bildir” butonu eklemiş durumda.
Peki siz macOS‘larda yer alan bu dolandırıcı uygulamalar hakkında ne düşünüyorsunuz? Görüşlerinizi yorumlar kısmında ya da SDN Forum‘da bizimle paylaşabilirsiniz.
Türkiye’nin en popüler kripto para platformlarından Rain, yüzde 0 işlem ücreti uygulamasını başlatıyor. Bu uygulama ile faaliyet bölgesinde şimdiye kadarki en rekabetçi ücret yapılarından birini sunan şirket, artık kullanıcılarının yapacağı alım satım ve takas işlemlerinden hiç bir ücret almayacak.
Rain kullanıcıları, bundan sonra işlem yapmak istedikleri kripto varlık birimlerinin fiyatlarını görebilecek ve bu işlemler için ek bir bir maliyet ödemeyecekler. İşte ayrıntılar…
Ülkemizin köklü futbol kulüplerinden Beşiktaş, kripto para platformu Rain ile sponsorluk için anlaşmaya vardıklarını açıkladı.
Rain, tüm kripto işlemlerinde yüzde 0 işlem ücreti uygulamasını başlattı
Bu uygulama ile kripto piyasasına yeni bir yön vereceklerini belirten Rain Türkiye Genel Müdürü Mehmet Çamır; “Türkiye’de kripto varlıklarla ilgilenen yeni kullanıcılar, yüzde 0 işlem ücreti ile işlem yapma avantajıyla bu alana daha rahat adım atabilecekler. Değişen tüketici davranışlarına ve kripto varlıklara hızla artan ilgiye, geliştirdiğimiz hizmetler ve çözümlerle yanıt veriyoruz. yüzde 0 işlem ücreti birlikte, kripto işlemlerini herkes için basitleştirmeyi amaçlıyoruz.” ifadelerini kullandı.
Bugüne kadar Rain ile dünyada 2 milyar doların üzerinde işlem yapılırken, aktif kullanıcı sayısı 200 bini aştı. Bölgesel genişlemeyi odağında tutan Rain, kripto varlık alım-satım ve depolama işlemleri için kullanıcılarına güvenli ve pratik bir deneyim sunuyor.
Kısa süre önce mobil uygulamasını güncelleyen Rain; onlarca yeni coin, geliştirilmiş coin takası ve portföy yönetimi gibi birçok yeniliği kullanıcılarının kullanımına sunmuştu. Rain’in kullanıcı dostu yeni arayüzüyle Rainturk.com web sitesi ya da mobil aplikasyon üzerinden tüm kullanıcılar hızlı bir şekilde üye olup anında kripto alım satım ve takas işlemlerine ücret ödemeden başlayabiliyor.
Peki siz bu konu hakkında neler düşünüyorsunuz? Siz kripto para alım ve satımlarında işlem ücreti ödüyor musunuz? Görüşlerinizi yorumlar kısmında ya da SDN Forum‘da bizimle paylaşabilirsiniz.
Şahan Gökbakar’ın yazdığı popüler komedi filmi serisi Recep İvedik, son olarak 2019’da yayınlanan 6. filmiyle izleyici karşısına çıktı. Gökbakar geçtiğimiz haftalarda sosyal medya hesabında yayınladığı bir videoyla Recep İvedik 7 için ilk çalışmalara başladığını duyurdu.
Recep İvedik 6 bir süredir yayında olduğu Netflix’ten 10 Nisan’da lisans süresinin dolması nedeniyle kaldırılırken, ilk üç film hala platformda izlenebiliyor. Şahan Gökbakar konuyla alakalı açıklamasında farklı bir platformla anlaştığını söyledi ancak detay vermedi. Recep İvedik 7’nin ise dijitalde yayınlanacağı ortaya çıktı.
Şahan Gökbakar, Recep İvedik 7 için ilk paylaşımını yaptı. Yeni filmin yolda olduğu müjdesini veren Gökbakar, hayranlarını meraklandırdı.
Recep İvedik 7, Disney için çekiliyor
Haziran’da ülkemizde yayına başlayacak Disney Plus’ın Türkiye operasyonları hakkında bilgi veren gazeteci Birsen Altuntaş, bomba bir haber paylaştı. İddiaya göre Şahan Gökbakar, serinin yeni filmi Recep İvedik 7’yi Disney için hazırlıyor ve oyuncu seçimlerine de şimdiden başladı.
Toplam 6 hafta sürecek Recep İvedik 7 çekimleri İstanbul ve diğer şehirlerde yapılacak. Ortaya çıkan bu haberle birlikte, daha önce “Yeni lisans anlaşmalarını yeni bir platformla yapıyorum” diyen Şahan Gökbakar’ın bahsettiği o platformun hangisi olduğu açığa çıktı.
Disney Plus sadece Recep İvedik 7 ile değil, başrolde Aras Bulut İynemli ve Harry Potter yıldızı Emma Watson’un olduğu Atatürk dizisiyle de büyük ses getirecek. Bu dizinin çekimlerine yaz aylarında başlanacağı, 2023’te de gösterime gireceği tahmin ediliyor.
Tek fiyata 7 farklı profil, aynı anda 4 cihazda izleme, 10 farklı cihazda da sınırsız indirme imkânı sunan Disney+ 14 Haziran’dan itibarenaylık 34,99 TL, yıllık 349,90 TL’ye Türkiye’de yayına başlayacak.
Cem Yılmaz’ın Erşan Kuneri karakteri Netflix’te
Cem Yılmaz’ın G.O.R.A. filminden tanınan 1970’li yılların erotik film yapımcısı Erşan Kuneri’nin dizisi 13 Mayıs’ta Netflix’te yayınlanacak. İlk sezonu 8 bölümden oluşan dizinin bölümleri ortalama 45 dakika uzunluğunda olacak. Ayrıca Erşan Kuneri’nin oyuncu kadrosunda Ezgi Mola, Merve Dizdar, Nilperi Şahinkaya, Uraz Kaygılaroğlu, Zafer Algöz yer alıyor.
Bu yıl Türkiye’de yayına başlayacağı kesinleşen HBO Max ise sessizliğini koruyor. Ocak ayında Türkiye operasyonlarının başına Barış Zavaroğlu’nu getiren HBO’nun ülkemizdeki projeleri hakkında herhangi bir bilgi bulunmuyor.
Sizler bu konuda neler düşünüyorsunuz? Görüşlerinizi yorumlarda veya SDN Forum’da paylaşabilirsiniz.