İngiltere’deki süpermarket devi Ocado‘da işçi robotlar yangın başlattı. Yapay zeka ve makine öğrenimi gün geçtikçe gelişiyor. Şimdiden birçok meslek tehlikeye girdi bile, elbette insanlar açısından. Ancak teknoloji yüzyılında teknolojiye hakim olanlar daima kazançlı çıkacak. Derleme haberleri yazan algoritmalardan, basit işleri yapan robotlara kadar makine öğrenimi oldukça çeşitlilik gösteriyor. Peki, ne kadar güvenilir?
ABD'de geliştirilen Boston Dynamics Spot işçi robotlar sağlıktan askeriyeye birçok işte çalışabiliyor. Yapay zeka ile çalışan robotlar satışta.
İşçi robotlar insanlardan daha hızlı çalışıyor
Ocado, Londra’daki bir deposunda yangın çıkmasının üzerine binlerce siparişi iptal etti veya erteledi. Şirket, Pazartesi günü yaptığı açıklamada, robotlarından üçünün çarpıştığını ifade etti. Depolarda halihazırda binlerce robot basit işlerde çalışıyor. Zaten sistemleri oldukça otomatikleştirilmiş durumda.
Depo robotları vızıltı sesleri eşliğinde insanlardan daha hızlı ve yorulmadan siparişleri doldurduklarını göstermişlerdi. Ancak buna rağmen çok küçük kazalar beraberinde ciddi hasarlara yol açabiliyor. Bu son örnekteki gibi yangınlar küçük bir çarpışmadan kaynaklı ortaya çıkıyor ve teknolojinin halen çok eksik olduğunu gösteriyor.
İşçi robotlar yiyecekleri topluyor ve çalışanların siparişleri paketlediği toplama istasyonlarına götürüyor. BBC‘ye göre, bu depo haftada 150 bin sipariş çıkarıyor. Ayrıca Insider‘dan Charlie Floyd’un edindiği bilgiye göre, herhangi bir kazayı önlemek için hava trafik kontrol sistemine sahip.
Ocado, yangın kaynaklı hasarın yüzde 1 ilesınırlı olduğunu ve hiçbir çalışanın yaralanmadığını açıkladı. Ancak 800 personelin tahliye edildiğini de eklediler. Depo birkaç gün kapalı kalarak binlerce siparişi etkiledi. Ocado, yangının 16 Haziran Cuma günü başladığını ve teslimatların Pazartesi sabahı 5’te yeniden başladığını belirtti.
Bununla birlikte, süreçte müşteriler gecikmeler ve iptallerle ilgili netliğe ulaşamadığı için Twitter’da şikayetlerini dile getirdi. Buna rağen Ocado’nun bir sözcüsü, Insider’ın demeç talebine yanıt vermedi.
The Witcher: Nightmare of the Wolf, filminden yeni fragman yayınlandı. Evreni genişletmek için çalışmalarını sürdüren Netflix, serinin hayranlarını heyecanlandırmayı başardı. Studio Mir tarafından geliştirilen anime, The Witcher dizisi ile aynı evrende geçecek.
Geralt of Rivia’nın doğumundan 1200 sene öncesini anlatacak hikaye, Vesemir karakterine odaklanacak. Ayrıca filmde Witcher olmanın gerekliliklerine, o dönemin şartlarına göre bakış atacak yapımın, seslendirme kadrosu da belli oldu.
The Witcher 3 için yeni DLC durusu yapıldı. Oyunun ek içeriği hakkında ilk bilgiler de verildi. DLC'nin çıkış tarihi de belli oldu.
The Witcher: Nightmare of the Wolf‘un kadrosu belli oldu
Geralt of Rivia‘nın hocalığını yapan Vesemir, sevilen karakteri bugünlere getiren isim olarak dikkat çekiyor. Gerek kitaplarda gerekse de oyunlarda önemli bir yere sahip olan akıl hocası, tamamen kendisinin başrolde olduğu bir yapım ile hayranlarını karşılayacak.
Gençliğinin anlatılacağı filmde Vesemir, para için cadı öldüren bir karakter olarak yansıtılacak. İçerisinde bulunduğu krallığın bir yaratık tarafından tehdit edildiğini öğrenen karakter, kılıcını bilemeye başlar. Macera ve aksiyon dozunun yüksek olduğu hikayede yer yer, Vesemir‘in geçmişi ile yüzleşmelerine de tanık olacağız.
The Witcher: Nightmare of the Wolf çıkış tarihi
Merakla beklenen yapımın seslendirme kadrosunda oldukça tanıdık isimler yer alıyor. Filmde Vesemir karakterini, Castlevania dizisinden de tanıdığımız, Theo James seslendirecek. Usta oyuncu bir diğer Netflix yapımı, aynı evrende geçen, The Witcher dizisinde de Vesemir‘in gençliğini canlandırmıştı. Filmde Theo James‘e, Lara Pulve (Tetra), Graham McTavish (Deglan) ve Mary McDonnell (Lady Zerbst) eşlik edecek.
Studio Mir tarafından prodüksiyonu gerçekleştirilen yapımın yönetmenliğini, Kwang-Il Han üstlenecek. Ayrıca filmin senaristliğinde Lauren Schmidt Hissrich yer alıyor. 23 Ağustos tarihinde Netflix‘te yayınlanacak film, bu yılki tek The Witcher içeriği değil. Henry Cavill‘in başrolde oynadığı, dizinin ikinci sezonu da 17 Aralık tarihinde hayranların karşısına çıkacak. Ayrıca Netflix, evreni canlandırmak için farklı bir projeye daha imza atmayı planlıyor. Stüdyo, ilk Witcher‘a odaklanacak bir dizi için de çalışmalara başladı. Yapımın 2022 veya 2023‘te yayınlanması bekleniyor.
The Witcher: Nightmare of the Wolf hakkında sizler ne düşünüyorsunuz? Görüşlerinizi bizimle paylaşmayı unutmayın.
14 yıllık ücretsiz kullanımın ardından Tumblr artık Post Plus özelliğini piyasaya sürüyor. Amerika Birleşik Devletleri merkezli sosyal ağ aynı zamanda bir blog işlevinde. 2007 yılında platformu David Karp ve Marco Arment kurmuştu. Gençler arasında hızla yayılan platform, kurulduktan sadece iki hafta sonra 75 bin kullanıcıya ulaşmıştı. Şu anda ise sadece ABD’de toplam 13.4 milyon kullanıcıya sahip.
Yapay zeka ve makine öğrenimi alanındaki yeniliklerinden bahseden Google, Fotoğraflar uygulamasıyla görüntüleri hareketlendirecek özelliğini tanıttı.
Tumblr Post Plus ile platform ne hedefliyor?
Büyük bir genç kitleye sahip platform artık içerik oluşturuculara para kazandırıyor. Şimdilik, özellik yalnızca sınırlı betadaki belirli içerik oluşturuculara açık. Ayrıca Tumblr aboneliklerden yüzde 5 ücret alacak. Yeni sistem bu hafta en büyük ve popüler Tumblr hesaplarında görülecek.
Kullanıcılar, içeriklerinin fiyatlarını 3,99 Dolardan aylık 5,99 Dolara ve 9,99 Dolara kadar ayarlayabilecek. Tumblr Post Plus sistemiyle çalışan içerik oluşturucular, yalnızca abonelerin görebileceği özel gönderiler oluşturabilecek. Bu sistemi kullanan içerik oluşturucular yeni, herhangi bir platformda bulunmayan, özelleştirilebilir gönderilere sahip olacak. Bu gönderi formu metin, resim, ses, video olabilir.
Tumblr’ın analizine göre, platformun yeni kullanıcılarının yüzde 60’ından fazlası Z kuşağı. Ayrıca platform,Z kuşağı kullanıcılarının diğer kullanıcılara göre yüzde 26 daha fazla zaman harcadıklarını açıkladı. Sosyal ağ yaptığı açıklamada, “Z kuşağının harcadığı ortalama günlük sürenin yıldan yıla yüzde 100’ün üzerinde arttığını” görüyoruz dedi.
Tumblr’ı 2019 yılında WordPress.com’u yöneten Automattic satın aldı. Bu adımdan sonra Tumblr’da çok az değişiklik oldu. Ancak 2012’de 67,7 milyonun üzerindeki günlük gönderi sayısı geçtiğimiz yıl 11,3 milyona düştü. Bu sayıların açıklanmasıyla platformun ciddi bir kan kaybı yaşadığı gündeme gelmişti.
Twitter da Tumblr Post Plus sistemi ile aynı yolu izliyor. ‘Tweet’ ve DM ile insanların iletişim kurduğu Twitter geçtiğimiz aylarda çok konuşulan bir özelliğini tanıttı. Tip Jar özelliği ile artık Twitter’da kullanıcılar favori içerik oluşturucularına bahşiş veriyor. Bunun için kullanıcıların yapması gereken tek şey profil düzenleme menüsünden bahşiş kutusu özelliğini aktifleştirmesi.
Bir dönemin efsane yerli komedi dizisi Leyla ile Mecnun yakında yeniden hayranlarıyla buluşmaya hazırlanıyor. Absürt komedi türünün en başarılı örneklerinden olan dizi, TRT 1’deki üç başarılı sezonun arından iptal oldu. Neyse ki bekleyiş sona erdi. Yapım, Acun Ilıcalı’nın yıl başında piyasaya sürdüğü Exxen isimli platformda yeni bölümleriyle geri dönüyor.
Dizi kısa süre önce Leyla karakteri hariç eski oyuncu kadrosunun tamamının projede olmasıyla gündeme gelmişti. Hemen ardından çekimleri başlayan Leyla ile Mecnun, son olarak setten paylaşılan görüntülerle gündeme gelmişti. Şimdi iseExxen YouTube kanalında yayınlanan yeni sezon fragmanıyla gündem oldu.
Kısa süre önce TRT 1'deki hakları Exxen'e geçen ve çekimleri halihazırda devam eden Leyla ile Mecnun dizisinden ilk görüntüler geldi.
Leyla ile Mecnun fragmanında neler var?
Efsane yerli komedi dizisi kısa süre sonra yeniden ekranlara dönecek. Absürt komedi türünün en başarılı örneklerinden biri olan dizi, TRT 1‘de 3 sezon yayınlanmıştı. Hayranlarının 2013’ten beri bekleyişi artık sona erdi. Yeni bölümler çok yakında izleyiciyle buluşacak.
https://www.youtube.com/watch?v=lLJERvSVyZI
1 dakikalık fragman videosunda dizinin çekirdek kadrosuyla birlikte yeni Leyla’ya yer verdiler. Bunun yanı sıra Leyla ile Mecnun dizisinin yayın tarihi ise henüz belli olmadı. Ayrıca Exxen, dizi oyuncuları ve teknik ekibini resmen doğruladı. Platform, izleyicilerin alıştığı ana kadronun devam edeceğini açıkladı.
Açıklamaya göre Ali Atay, Serkan Keskin, Osman Sonant, Ahmet Mümtaz Taylan ve Cengiz Bozkurt eski karakterlerini yeniden canlandıracak. Ama Leyla karakterini canlandıran Ezgi Asaroğlu kadroda yer almayacak. Onun rolünü, Sefirin Kızı ve Masumiyet gibi TV projeleriyle tanınan 29 yaşındaki oyuncu Deniz Işın üstlenecek.
Senaryosu Burak Aksak’a ait Leyla ile Mecnun dizisinin yönetmeni ise Onur Ünlü. Ayrıca geçtiğimiz haftalarda dizinin setinden ilk görüntüler de gelmeye başlamıştı. Zaten Deniz Işın’ın kadroya katılmasıyla dizinin çekimlerine hızlıca başlamışlardı.
Dizi 2011’de yayın hayatına başlayıp 2013’te sona ermişti. Yayın tarihinin belli olmamasının yanı sıra yaklaştığı artık kesin. Zamanın daralmasıyla birlikte dizinin ayrıntıları da belli oluyor. Efsane dizinin eski tadını verip vermeyeceği ise kafalarda soru işareti.
Antik virüsler bir korku filminin konusu gibi gelebilir ama değil. Eski yaratıklar şu anda eriyen buzulların soğuk depolarından çıkıyor. Permafrostta (donmuş toprak) antik yaşam çeşitliliği oldukça geniş; yünlü gergedan gibi inanılmaz derecede korunmuş soyu tükenmiş megafaunadan (büyük hayvan) 40 bin yıllık dev bir kurt kalıntılarına ve 750 bin yıldan eski bakterilere kadar.
Hem de aslında hepsi ölü değil. Asırlık yosun, laboratuvarın sıcaklığında hayata geri dönmeyi başardı. 24 bin yıllık küçük solucanlar da öyleydi.
Bir grup bilim insanı 24 bin yıl önce donan bir canlı türünü yeniden hayata döndürdü. Araştırmacılar çalışmaya ilişkin bulgularını yayımladı.
Antik virüsler ve bakterilerin sırları
Ohio Eyalet Üniversitesinden mikrobiyolog Zhi-Ping Zhong liderliğindeki bir ekip yeni bir çalışma yayımladı. Araştırmacılar Çin’de deniz seviyesinden 6,7 kilometre yükseklikte antik çağlara ait donmuş örnekler topladı. Tibet Platosu‘nun Guliya buz örtüsünden topladıkları örnekleri analiz ettiler. Tespit ettikleri 33 virüsün 28’inin günümüzdeki virüslerden farklı olduğunu keşfettiler.
Ekip, örneklerin genetik analizini yaptı ve bilinen virüslerle karşılaştırdı. Her iki buz çekirdeği örneğinde de en bol bulunan virüslerin, buz içindeki metan döngüsü için önemli Methylobacterium bakterisini enfekte eden bakteriyofajlar olduğunu buldu. Bunlar daha çok bitki ve toprak habitatlarındaki Methylobacterium suşlarında bulunan virüslerle ilişkiliydi.
Ekip, bu mikropların potansiyel olarak atmosferde bulunanları temsil ettiğini belirtiyor. Geçmiş çalışmalar, mikrobiyal toplulukların atmosferdeki toz ve iyon konsantrasyonlarındaki değişikliklerle ilişkili olduğunu göstermişti. Aynı zamanda iklim ve çevre koşullarını taşıyabileceğini de.
Microbiome‘daki makaleye göre, erime yalnızca bu antik virüs ve mikropların kaybolmasına yol açmakla kalmayacak, aynı zamanda onları gelecekte çevreye salacak. Araştırmacılar, yeni metagenomik teknikler ve buz çekirdeği örneklerini kullanarak soğukta tam olarak ne olduğunu anlamaya çalışıyor. Bulgular, bilim insanlarının virüslerin yüzyıllar boyunca nasıl evrimleştiğini anlamalarına yardımcı olabilir.
Çok eski tarihlerden kalan bu büyüleyici organizmalar, içinde bulundukları ortamların ayrıntıları da dahil olmak üzere eski ekosistemlerin tarihini ortaya koyuyor. Ancak eriyik, eski virüslerin bize musallat olması gibi bazı endişeleri de çıkardı. Antik virüsler ile ilgili endişe pandeminin ortasında özellikle korkunç görünse de en büyük tehlike eriyen buzun saldığı başka bir şeyde yatıyor; muazzam metan ve karbon rezervleri.
Covid-19 pandemisinde neredeyse sona geldik. Bir yandan aşılama çalışmaları sürerken, bir yandan da normalleşme çalışmaları hız kesmeden devam ediyor. Ancak salgın hayatımızdan çıkacak olsa da bazı şeyleri köklü olarak değiştirdi. Bunlardan en önemlisi ise kuşkusuz evden çalışma ve uzaktan eğitim oldu.
Kapanma esnasında bulaşma riskini sıfıra indirmek isteyen işletmeler ve eğitim kurumları işleri uzaktan yürütmeyi tercih etti. Bu nedenle aynı anda birden çok insanın katılabildiği sesli ve görüntülü sohbet hizmeti sunan uygulamalar oldukça popülerleşti. Söz konusu uygulamalar içerisinden en popüleri ise Zoom oldu. Şimdi isse şirket bu popülerliği kaybetmemek adına platforma önemli özellikler ekliyor.
Anlık çeviri için çalışmalara başlayan ve yatırım yapan Zoom, Bulut Çağrı Merkezi Servis Sağlayıcısı olan Five9'u satın aldı.
Zoom üçüncü parti uygulamalara izin verecek
Şirket çarşamba gününden itibaren, Zoom Uygulamaları ismini verdiği bir servisi kullanıma sunacak. Bu servis, üçüncü parti kişiler tarafından geliştirilen uygulamaların platformla entegre bir şekilde çalışmasına olanak tanıyacak. İlk dönemlerde Asana, Pexels ve Heads Up gibi oyunların da dahil olduğu 50’den fazla uygulama mevcut olacak. Zaman içerisinde şirket bu uygulamaların sayısını artıracak.
Kullanmak ise oldukça basit. İhtiyacınız olan tek şey Zoom uygulamasının en son sürümünü kullanmak. Daha sonra araç çubuğunda göreceğiniz yeni “Uygulamalar” sekmesinden istediğinizi yükleyebilirsiniz. Ancak eğer bir şirket hesabı kullanıyorsanız, yöneticinizin bu özelliği aktif hale getirmesi gerekebilir. Bir diğer önemli yenilik ise Zoom Events oldu.
Events özelliği, sanal etkinliklere ev sahipliği yapmanıza yardımcı olacak yenilikler sunuyor. Burada sanal konserler, buluşmalar düzenleme imkanınız olacak. Ayrıca Zoom Events aracılığıyla bilet satabileceksiniz ve şirket bu satışlardan pay almayacak. Bu yeniliklerin uygulamayı pandemi sonrasında da zirvede tutup tutamayacağı ise merak konusu.
Xiaomi, Huawei, realme ve OPPO gibi Çin menşeili üreticiler akıllı bileklik konusunda yenilikçi modellerle karşımıza çıkmaya devam ediyor. OPPO Band inceleme videosu ile karşınızdayız.
OPPO Band ne gibi özellikler sunuyor?
ShiftDelete YouTube kanalında farklı içerikler ile karşınıza çıkmaya devam ediyoruz. Bu videomuzda OPPO Band akıllı bileklik modelini inceledik. Dilerseniz sözü daha fazla uzatmayalım ve sizleri videomuz ile baş başa bırakalım.
OPPO Band gücünü Apollo3 işlemciden alıyor. 1.1 inç renkli AMOLED ekrana sahip olan cihazın çözünürlüğü 126 x 294 piksel. Cihazda 5 ATM’ye kadar su geçirmezlik özelliği mevcut.
100 mAh bataryaya sahip olan cihaz, ortalama 12 gün kullanım süresi sunuyor. Kullanım süresi beklentileri fazlasıyla karşılıyor.
Cihazda açık hava koşusu, kapalı alan koşusu, yağ yakma Koşusu, açık hava yürüyüşü, açık havada bisiklet sürüşü, kapalı alanda bisiklet sürüşü, eliptik, kürek, kriket, badminton, yüzme ve yoga modu mevcut.
Cihaz ile müzik uygulamaları kontrol edilebiliyor. Birçok akıllı bileklikte olduğu gibi OPPO Band modelinde de mesaj bildirimi, hava durumu, telefonumu bul, ve kamera kontrolü gibi özellikler de mevcut.
OPPO Band modeli 40,4 mm x 17,6 mm x 11,45 mm boyutlara ve 10,3 gram ağırlığa sahip.
OPPO Band teknik özellikleri
İşlemci: Apollo3 Ekran: 1.1 inç AMOLED – 126 x 294 piksel Boyutlar ve ağırlık: 40,4 mm x 17,6 mm x 11,45 mm – 10,3 g Batarya: 100 mAh Kullanım süresi: 12 gün Depolama: 16 MB Sensörler: 3 eksenli hızlanma sensörü, optik kalp atış hızı sensörü, optik SpO2 sensörü
RareBird’in yeni oyunu The Last Video Store, yakında PlayStation VR desteği ile birlikte oyuncularla buluşacak. Blockbuster ile ilgili ikonik tasarıma sahip oyunda tüm dünyada tek bir mağaza kalıyor. Oyunda bu kalan tek mağazayı ise oyuncular sanal gerçeklik ile deneyimleyecek.
Son derece tuhaf korku senaryosuna sahip Sinfeld Remastered‘ın arkasındaki şirket RareBird Games tarafından geliştirilen oyunun VR sürümü heyecan uyandırıyor. Sanal gerçekçiliğin sonuna kadar yaşanacağı oyun, DVD ve VHS kasetler ile de sizi geçmişe ışınlayacak.
Netflix'in sinema ve dizi sektöründen sonra oyun sektörüne de Sony PlayStation ortaklığıyla girebileceğine dair kanıtlar ortaya çıktı.
The Last Video Store sürprizlere açık bir oyun olacak
Oyunun yayınlanan ilk fragmanında, gişe rekorları kıran bir mağazada sıralanan DVD’ler ve VHS kasetler, soğukkanlı çalışanlar ve aşırı parlak bir iç mekan dikkat çekiyor. Oldukça parlak bir iç mekana sahip olan yeni sürüm ayrıca nostaljik hisleri ortaya çıkarıyor.
Bant ve disklerde dolu mekanda kendi başınıza dolaşıp, filmleri seçip bir oturma odası veya sinema ortamında izleyebileceksiniz.
Fragmana göre, mağazanın çevresini keşfedebilecek veya mahallede bir gece gezintisi yapabileceksiniz. Ayrıca oyunda, hobilerinizin keyfini sürerken, gerçekçi yerel işler ve ödenecek faturaların yer aldığı “hayatta kalma modu“na da giriş yapabileceksiniz.
Ek olarak Evil Dead ve Mac and Me gibi kült filmleri seçip onları film türü bir ortamda izleyebileceksiniz. Sinfeld’in ilk fragmandan bu yana gelişimi göz önüne alındığında, The Last Video Store’un yayınlandığında nasıl görüneceği şu an için belirsiz. Örneğin oyun bir korku oyunu olmayabilir?
Bilgilere ek olarak, Last Video Store, Sinfeld’in duyuru fragmanında olduğu gibi kısaca göründü. Oyunla ilgili başka bilgi yok. Bu yüzden bekleyip oyunun sonunda nereye gideceğini görmemiz gerekecek. İlk etapta PC ve PlayStation 5’e çıkacak olan oyunun yayın tarihi ise 5 Ekim.
Bir elektrikli otomobilin benzinli bir araca kıyasla ömür boyu saldığı emisyon, hükümetler tarafından yoğun bir şekilde tartışılan bir konu haline geldi. Binek otomobillerin iklim etkisini karşılaştıran yeni bir çalışmanın, bu argümanda çok önemli bir rol oynayabileceği düşünülüyor.
Rapor, elektrikli arabaların, benzinli araçlara göre çok daha az sera gazı emisyonu ürettiğini iddia ediyor. Araştırmaya göre, bir elektrikli otomobili şarj etmek için kullanılan elektriğin, çoğunluktaki elektriğin kömürden üretildiği Çin ve Hindistan gibi ülkelerde uygulandığında bile, temel olarak daha az kirlilik sağladığı belirtiliyor.
Xiaomi, elektrikli otomobil üretmek için çalışmalarına hız kesmeden devam ediyor. Son gelen bilgilere göre şirketin CEO'su hız artırdı.
Araştırma, petrol lobisine ders niteliğinde
Bulguların, elektrikli arabaların benzinle çalışan araçlardan daha temiz olmadığını iddia eden otomotiv ve petrol lobisi endüstrilerindeki tartışma için de bir ders niteliğinde olduğunu ortaya koyuyor. Hükümetler çevre politikalarını Paris Anlaşması ile uyumlu hale getirmeye çalışırken ortaya çıkan bu çalışma dikkat çekiyor.
2015 yılında sonuçlandırılan iklim değişikliği anlaşması, ABD dahil 143 ülkenin küresel sıcaklık artışlarını 2 santigrat derecenin altına düşürmeyi kabul ettiğini göstermişti. Bu hedefe ulaşmaya yardımcı olmak için Washington eyaleti ve California , sırasıyla 2030 ve 2035‘ten itibaren yeni benzinli otomobillerin satışını yasaklamayı önermişti.
Bu gibi tartışmalara karşılık için Uluslararası Temiz Taşımacılık Konseyi (ICCT) tarafından yürütülen çalışma, elektrikli araçların ve benzinli araçların, hammaddelerin çıkarılmasından üretime ve nihai olarak bertaraf edilmesine kadar tüm yaşam döngülerini inceledi. Araştırmacılar, dünya çapında yeni otomobil satışlarının yüzde 70‘ini oluşturan ABD, AB, Çin ve Hindistan olmak üzere dört bölgede araç ve yakıt türlerinden kaynaklanan sera gazı emisyonlarını inceledi.
Çalışmadan çıkan rapora göre 2021’de tescil edilen otomobiller için Avrupa’da orta boy bir elektrikli otomobilin ömür boyu emisyonlarının, aynı kategorideki benzinli bir araca kıyasla yüzde 66 ila 69 arasında daha düşük. ABD’de ise bir elektrikli otomobil, yüzde 60 ila 68 arasında daha az emisyon üretiyor. Bu değer Çin’de yüzde 37 ila 45 arasındayken Hindistan’da, yüzde 19 ila 34 arasında daha düşük.
2030‘a kadar, elektrikli otomobiller ve gaz meraklıları arasındaki farkın ise Avrupa’da yüzde 74 ila yüzde 77‘ye, ABD’de yüzde 62 ila yüzde 76‘ya, Çin’de yüzde 48 ila yüzde 64‘e ve Hindistan’da yüzde 30 ila yüzde 56’ya yükselmesi bekleniyor.
Özellikle araştırmacılar, bir aracın yaklaşık 18 yıl boyunca yolda olacağını varsayıyorlar. Ayrıca rakamlar arasındaki boşluğun, her bir bölgedeki enerji karışımının nasıl geliştiği konusundaki belirsizliği yansıttığını ve bunun da gelecekteki politikalara bağlı olduğunu belirtiyorlar.
ICCT müdür yardımcısı Rachel Muncrief’in araştırmayla alakalı yaptığı açıklamada; “Analizin önemli bir sonucu olarak araç farklılıklarına rağmen, yaşam döngüsü emisyon eğilimlerinin dört bölgede de benzer olduğunu göstermektedir. Bugün kayıtlı otomobiller için (akü elektrikli araçlar) her yerde geleneksel araçlardan daha iyi göreceli (sera gazı) emisyon performansına sahip” dedi.
Elektrikli otomobillerin geleceği hakkında siz ne düşünüyorsunuz?
YouTube, içerik üreticilere para kazandıracak yeni özellikler üzerinde çalışmaya devam ediyor. Son olarak katıl butonunu kullanıma sunan şirket, isteyen abonelerin favori kanallarına destek olabilmesini sağlamıştı. Şimdi ise şirketin “Super Thanks” adını verdiği yeni bir bağış yöntemi platforma ekleniyor.
YouTube, yayıncılar için platforma yeni özellikler eklemeye devam ediyor. Şirket şimdi de Twitch'in sevilen özelliklerini bünyesine ekledi.
YouTube, Super Thanks ile yorumlarınızı vurgulamanıza izin verecek
Buna göre kullanıcılar, sevdikleri YouTube kanallarına 2 dolar ve 50 dolar arasında bir ödeme yapabilecek. “Super Thanks” özelliğini kullanan izleyici, video altına yaptığı yorumları en üstlerde tutarak vurgulayabilecek. Platform ise desteği veren kişiye ödül olarak bir kerelik balon animasyonu alacak.
İçerik oluşturucular, Apple cihazlardan gelen Super Thanks yorumlarından elde edilen gelirin yüzde 70’ini alacak. Ancak gelir dağılımı masaüstü ve Android için daha farklı olacak. Muhtemelen aradaki App Store komisyonu nedeniyle Apple kullanıcıları daha az paya sahip olacak. Şimdilik 68 ülkede beta sürümünde olan özellik, yavaş yavaş uygun YouTube kanallarına gelecek.
Bu seçeneğe erişip erişemediğinizi İçerik Stüdyosu > Para Kazanma > Super Thanks adımlarını izleyerek kontrol edebilirsiniz. Peki siz bu konu hakkında neler düşünüyorsunuz. Yeni özellik, ülkemizdeki içerik üreticiler için önemli bir gelir kapısı olur mu? Görüşlerinizi yorumlar kısmında bizimle paylaşabilirsiniz.
Valve, geçtiğimiz hafta sürpriz şekilde yeni el konsolu Steam Deck’i duyurdu ve cihazla ilgili detayları sizlerle paylaştık. Valve, yeni konsolunu pazardaki bir diğer dev olan Nintendo Switch’in OLED ekranlı modelinin tanıtılmasından iki saat önce duyurmuştu. İlerleyen aylarda sıkı bir rekabet içine girecekleri için Steam Deck vs Nintendo Switch karşılaştırmasını hazırladık.
Valve geçtiğimiz günlerde yeni oyun konsolu Steam Deck için sürpriz duyuruyu gerçekleştirdi. Biz de konsol hakkında bildiklerimizi derledik ve yorumladık.
Steam Deck vs. Nintendo Switch: Hangisi daha iyi?
İki konsolu belirlediğimiz alt başlıklarda inceledik. Nintendo Switch biraz yaşlı bir konsol olsa da OLED ekranlı sürümü ile Steam Deck’in kıyaslanmasını Nintendo bile kabul ediyor. Steam’in konsolu duyurulduktan sonra Nintendo, yeni Switch’e güvendiğini söylemişti. Bakalım iki konsol kağıt üzerinde bizden nasıl değerlendirmeler alacak.
Oyun çeşitliliği
Steam Deck vs Nintendo Switch: Oyun çeşitliliği
Karşılaştırmanın devamında daha net anlayacağınız üzere; oyun çeşitliliği bu konsollar arasındaki rekabette önemli bir unsur. Steam Deck, Steam kütüphanesindeki oyunların neredeyse tamamını destekleyecek. Burada sınırlayıcı olan etken, SteamOS’in şu anda üçüncü parti anti-hile yazılımlarını desteklemiyor oluşu. Valve bu sorun üzerinde çalışıyor ve eğer problem aşılırsa Steam Deck, tüm Steam oyunlarını destekliyor olacak.
Nintendo Switch o kadar şanslı olmasa da güncel ve el konsollarına uyarlanabilir oyunlar için platform desteği alıyor. Nintendo Switch’in mevcut kütüphanesine baktığımızda da hiç de azımsanamayacak bir destek verildiğini görmekteyiz. Zaten Nintendo Switch, Steam Deck ile rekabet edeceği için oyun çeşitliliğine daha çok önem vermeye başlayacaktır.
Ekran
Steam Deck vs Nintendo Switch
Steam Deck, 7 inç boyutundaki LCD ekranla geliyorken Nintendo Switch yine aynı boyutta OLED ekran teknolojisini sunuyor. Çözünürlük tarafında ise ufak bir fark var; Steam Deck’in ekranı 1280×800 çözünürlüğünde iken Nintendo Switch OLED’in ekranı 1280×720 çözünürlüğünde.
Harici ekran kısmında ise önemli bir ayrım bulunuyor. Nintendo Switch’te ise HDMI kablosu yardımı ile ekranı başka bir ekrana aktarabiliyorsunuz. Fakat Steam Deck, bunu ayrı olarak satılan dock ile yapabiliyor. Bu da ortaya daha fazla fiyat çıkartıyor. Eğer konsolun sadece kendi ekranını kullanacaksanız bu sorun değil.
Teknik özellikler
Steam Deck vs Nintendo Switch
İşin en can alıcı kısmı iki konsol arasındaki performans farkı oluyor. Steam Deck, performans konusunda Nintendo Switch’i çok rahatlıkla eziyor. Steam Deck’in sunduğu performansın, PlayStation 4’tekine yakın olduğunu söylesek yanlış olmaz. Nintendo Switch ise başka bir kulvarda yüzüyor.
Lityum iyon 16Wh pil (tahmini 4.5 – 9 saat arası kullanım)
322 gram ağırlık
Wi-Fi 802.11 a/b/g/n/ac ve Bluetooth 4.2
Çıkış tarihi: 8 Ekim 2021
Çevrimiçi özellikler
Valve’ın söylediğine göre Steam Deck, Steam hesabınızla son derece entegre çalışacak. Oyun kayıtları bulut ortamında saklanacak ve PC’ye eşitlenecek. Bununla birlikte remote play desteğinin olacağı da bilinen detaylar arasında.
Steam Deck vs Nintendo Switch
Nintendo’nun el konsolu dışında oyun cihazları pazarında büyük atılımları yok. Şirketin konsol dünyasındaki tek güncel ürünü Nintendo Switch olduğu için çevrimiçi özellik konusunda fazla şey beklemiyoruz.
Fiyat
Steam Deck vs Nintendo Switch
Steam Deck’in başlangıç fiyatı 399 dolar iken Nintendo Switch OLED’in başlangıç fiyatı 349 dolar olarak belirlenmiş durumda.
Steam Deck vs Nintendo Switch: Editörün yorumu
Steam Deck: Editörün yorumu
Deck henüz yeni duyurulduğu için gerçekten vaat edilen gibi bir konsolun gelip gelmeyeceğini bilmiyoruz. Eğer şu ana kadar bildiğimiz gibi bir Steam Deck ile karşılaşırsak fiyat/performans avantajı sayesinde Nintendo Switch’e fark atacaktır. Zira iki konsol arasında yaklaşık 50 dolar fiyat farkı bulunuyor ve teknik özellikler arasında bu fiyata değecek fark var. Şu an Steam Deck için en çok merak ettiğimiz konu Steam oyunlarıyla sağlanacak uyumluluk ve konfor. Eğer Valve, karşımıza kağıt üzerinde göründüğü gibi iyi bir konsol çıkarırsa Nintendo bu rekabette kaybeden taraf olabilir.
Steam Deck henüz çıkış yapmadığı için karşılaştırmayı kağıt üzerindeki detaylara göre yaptık. Aralık ayı geldiğinde iki cihazla ilgili en doğru kıyaslamayı yapma şansı bulacağız.
Facebook, Instagram kullanıcıları için yeni bir özelliği aktif hale getirdi. 18 yaşından büyük kullanıcıları kapsayan fonksiyon, artık platformdaki hassas niteliklere sahip içeriklerin otomatik olarak kontrol edilmesine izin verecek.
İnsanların Instagram’ı istedikleri deneyime dönüştürebilmelerini arzu eden Facebook, bu isteğini yorumları kapatma ve birinin Instagram’da sizinle etkileşime girmesini kısıtlama gibi araçlarla başlatmıştı. Son yenilikle birlikte ise platform, daha fazla kişiselleştirilebilir hale geldi.
Birden çok hesabı olan kullanıcılara müjde! Instagram, iPhone kullanıcılarının işini kolaylaştıracak yeni bir özellik üzerinde çalışıyor.
Instagram, iOS kullanıcılarına yeni Hassas İçerik Kontrolü seçeneğini açtı
Kullanıcılarına daha fazla veya daha az hassas içerik görmek isteyip istemediklerini seçmelerine izin veren Instagram, Hassas İçerik Kontrolü adlı özellikle karşımıza çıkıyor. Bu özellik, uygulamanın Ayarlar penceresinde, Hesap > Hassas İçerik Kontrolü sayfasında mevcut. Kullanıcılara sunulan seçenekler ise şunlar:
İzin Ver: Rahatsız edici ve kırıcı olabilecek fotoğraf ve videoların tümünü görebilirsiniz.
Sınır (Varsayılan): Rahatsız edici veya kırıcı olabilecek bazı fotoğraflar ve videolar görebilirsiniz.
Daha da Fazla Sınırla: Rahatsız edici veya kırıcı olabilecek daha az fotoğraf ve video görebilirsin.
Instagram, yukarıdaki seçeneklerin arasına yalnızca İzin Ver opsiyonunu sonradan dahil etti. Şu anda kademeli olarak iOS kullanıcılara dağıtılan özellik, kısa süre içerisinde Android ve web sürümü de dahil olmak üzere herkes tarafından kullanılabilir hale gelecek.
Elbette ki 18 yaşından profiller bu özellikten faydalanabilecek. Reşit olmayanlar, fotoğraf ve videolarda kısıtlamaya maruz kalmaya devam edecek. Peki ya siz bu Instagram yeniliği hakkında neler düşünüyorsunuz? Fikirlerinizi bizlerle paylaşmayı unutmayın.
