DDR6 bellek standardında test süreci resmen başladı. Samsung, Micron ve SK Hynix’in öncülüğünde yürütülen yeni nesil DRAM çalışmaları, prototip aşamasını geride bırakarak yoğun test sürecine girdi. Asya merkezli kaynaklardan gelen bilgilere göre, DDR6 belleklerin doğrulama sürecine 2026 yılında geçmesi ve 2027 itibarıyla ilk olarak sunucu platformlarında kullanıma sunulması planlanıyor.
DDR6 bellekler karşımıza çıkıyor
Yeni DDR6 mimarisiyle birlikte bellek hızları giriş seviyesinde 8.800 MT/s seviyesinden başlayacak. Ancak bu rakamın kısa sürede 17.600 MT/s’ye kadar çıkarılması öngörülüyor. Bu artış, DDR6’nın 4×24-bit alt kanal mimarisiyle doğrudan bağlantılı.
DDR5’in 2×32-bit kanal yapısına kıyasla sinyal bütünlüğü açısından daha karmaşık olan bu yapı, daha yüksek hızların elde edilmesini mümkün kılıyor. Yeni mimari, sadece performansı değil, aynı zamanda veri aktarımındaki verimliliği de önemli ölçüde artırıyor.
Yükselen hızlarla birlikte klasik DIMM formlarının fiziksel sınırlamaları, yeni çözümleri zorunlu kılıyor. DDR6 bellekler bu noktada CAMM2 standardıyla uyumlu olarak geliştiriliyor. Geleneksel bellek modüllerine göre daha ince ve verimli bir form sunan CAMM2’nin ilk olarak sunucu sistemlerinde kullanılacağı, ilerleyen dönemde ise yüksek performanslı dizüstü bilgisayarlarda da yer alacağı belirtiliyor.
İngiltere'de ilginç bir olay yaşandı. Zayıf şifre yüzünden 158 yıllık şirketin iflas noktasına geldiği ortaya çıktı.
DDR6’nın yüksek üretim maliyetleri nedeniyle başlangıçta veri merkezleri ve yapay zeka araştırma kuruluşlarında sınırlı bir kullanıma sahip olması bekleniyor. Ancak 2027 yılı itibarıyla CAMM2 tabanlı DDR6 belleklerin hem sunucularda hem de yüksek hızlı masaüstü sistemlerde yaygınlaşması öngörülüyor.
DDR4’ün hala aktif olarak kullanıldığı; DDR5’in ise yaygınlaşma sürecini tam anlamıyla tamamlayamadığı bir dönemde, DDR6 ile birlikte bellek teknolojisinde yeni bir sıçrama gerçekleşiyor. Peki siz bu konu hakkında ne düşünüyorsunuz? Görüşlerinizi aşağıdaki yorumlar kısmından bizimle paylaşabilirsiniz.
Motorlu taşıtlarda Özel Tüketim Vergisi (ÖTV) oranlarını yeniden belirleyen düzenleme, Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girdi. “Türk Parasının Kıymetini Koruma Hakkında Kanun ile Bazı Kanunlarda ve 635 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun” kapsamında yapılan değişiklikle birlikte, otomotiv sektöründe vergilendirme yapısı önemli ölçüde yeniden şekillendi.
ÖTV zammı cari açığı azaltabilir
Cumhurbaşkanlığı Kararı doğrultusunda, yerli üretim binek otomobillerde ÖTV oranları 5 ile 10 puan arasında düşürüldü. Buna karşın, ithal lüks binek otomobillerin vergisi 10 ila 20 puan artırıldı. Elektrikli otomobillerde ise matrah eşikleri yukarı çekildi; bununla birlikte ÖTV oranlarına 15 puanlık bir artış getirildi.
Değişikliklerin yürürlüğe girmesinin ardından Hazine ve Maliye Bakanlığı’ndan da düzenlemeye dair bir açıklama yapıldı. Bakanlık, yapılan düzenlemenin temel amacının Türkiye’nin cari açığını azaltmaya katkı sağlamak olduğunu belirtti. Açıklamada, motor silindir hacmi, batarya kapasitesi ve elektrikli menzil gibi teknik kriterlerin dikkate alınarak yeni ÖTV matrah ve oranlarının belirlendiği vurgulandı.
Bakanlığın açıklamasına göre, satış hacminin yüksek olduğu bazı araç gruplarında vergiler düşürüldü. Bazı modellerde ise mevcut vergi oranları korunurken, diğerlerinde 10 ila 20 puan arasında artış yapıldı. Elektrikli otomobillerdeki vergi artışının, özellikle üst segment modelleri etkileyebileceği değerlendiriliyor.
İngiltere'de ilginç bir olay yaşandı. Zayıf şifre yüzünden 158 yıllık şirketin iflas noktasına geldiği ortaya çıktı.
Düzenlemenin hem indirim hem de artış yönlü etkilere sahip olması nedeniyle, yıllık bazda net enflasyon etkisinin oldukça sınırlı olacağı ifade edildi. Bakanlık, bu etkinin sadece 0,0019 puan olacağı yönünde bir hesaplamaya yer verdi.
Yeni ÖTV yapısının, Türkiye otomotiv pazarında dengeleri değiştirmesi bekleniyor. Yerli üretimin teşvik edilmesi ve ithalata dayalı tüketimin kısılması yönünde atılan bu adımın, otomotiv sektöründe fiyatları ve tüketici tercihlerindeki eğilimleri doğrudan etkileyebileceği belirtiliyor.
Pasifik Teknoloji’nin savunma alanında faaliyet gösteren şirketi Titra Teknoloji, 22–27 Temmuz 2025 tarihleri arasında İstanbul Fuar Merkezi’nde düzenlenen 17. Uluslararası Savunma Sanayii Fuarı’nda (IDEF 2025) düzenlediği basın toplantısında, savunma sanayiinde dengeleri değiştiren, yerli ve milli imkânlarla, Türk mühendisler tarafından geliştirilen ALPİN-2, SEYYAH Görsel Seyrüsefer Sistemi ve PARS VTOL’ü tanıttı.
Geliştirdiği yeni nesil sistemlerle milli üretim gücünü artırarak, ihracat odağındaki kararlılığını bir kez daha ortaya koyan Pasifik Teknoloji, Ar-Ge yatırımları başta olmak üzere stratejik iş birlikleri ve yeni teknolojik girişimlere odaklanarak uluslararası pazardaki konumunu da güçlendirmeyi hedefliyor.
Savunma sanayiimizde dengeleri değiştiren 3 yeni sistem
Pasifik Holding Yönetim Kurulu Başkanı Fatih Erdoğan, IDEF’te tanıttıkları yeni nesil insansız hava sistemlerinin savunma sanayine güç katacağını söyledi. Pasifik Holding olarak teknoloji yatırımlarını, yalnızca Türkiye’nin değil, küresel pazarların stratejik ihtiyaçlarına göre şekillendirdiklerini anlatan Erdoğan, savunma sanayiinden bilişim teknolojilerine, ülke için stratejik değerde yerli ve milli teknolojik ürünler ürettiklerini ifade etti.
Pasifik Teknoloji’den ileri sistemlerle küresel atılım
Pasifik Teknoloji Yönetim Kurulu Üyesi ve Titra Teknoloji Kurucu Ortağı Muhammed Selman Dönmez ise, insansız hava araçları alanında özellikle sektörün daha yenilikçi ve geleceği şekillendiren alanlarına odaklanmaya önem verdiklerini belirtti.
ALPİN-2: milli otonomiyle yeni nesil operasyon kabiliyeti
Türkiye’nin ilk ve tek yerli insansız helikopteri ALPİN’in yeni nesil versiyonu olan Alpin-2 ile artık çok daha güçlü, çok daha akıllı ve tamamen bağımsız bir platforma evrildi. Donanım ve yazılımda yüzde 100 yerli otopilot sistemiyle geliştirilen ALPİN-2, dışa bağımlılığı tamamen ortadan kaldırıyor. Sinyal karıştırma ve bastırma gibi elektronik harp ortamlarında dahi görev yapabilecek üstün kabiliyetlere sahip yeni algoritmalar, milli savunmamızın oyun değiştirici gücünü destekliyor. Yeni nesil motoru, 20 HP daha fazla güç çıkışı sağlayarak daha dengeli uçuş ve zorlu hava koşullarında stabilizasyon sağlıyor. Entegre vinç mekanizması ile yük taşıma operasyonları artık çok daha güvenli ve hassas bir şekilde yapılabiliyor.
GPS olmayan veya sinyallerin karıştırıldığı ortamlarda görev yapabilen gelişmiş görsel navigasyon kabiliyeti, ALPİN-2’yi askeri operasyonlarda daha yetenekli hale getiriyor. ALPİN-2’nin askeri kullanıma yönelik geliştirme çalışmaları kapsamında FPV Drone platformumuz MERKÜT ile tam entegrasyonunun başarıyla tamamlanması ise Alpin-2’nin silahlı insansız hava aracı olarak da kullanılmasına olanak sağlıyor. Söz konusu entegrasyon sayesinde havadan havaya, havadan karaya ve karmaşık operasyon senaryolarında eşsiz bir avantaj sağlanıyor. Gelişen özellikleriyle ALPİN-2, Türkiye’nin milli savunma gücüne katkı sağlayan önemli bir platform olarak öne çıkıyor.
SEYYAH Görsel Seyrüsefer Sistemi: Elektronik harbe karşı yerli yanıt
SEYYAH Görsel Seyrüsefer Sistemi, Titra’nın her platforma uyumlu olabilecek şekilde olarak geliştirdiği yüksek doğruluklu konumlama teknolojisi olarak dikkat çekiyor. Harita eşleme ve yapay zeka destekli görsel veri analizi yöntemlerinin birleşimiyle, GPS sinyallerinin kısıtlandığı veya tamamen devre dışı bırakıldığı karıştırma ve aldatma ortamlarında, hava araçlarına otopilotun ihtiyaç duyduğu verileri yüksek doğrulukta sağlıyor. Bulut altı İHA sınıfı için tasarlanan SEYYAH, daha yüksek irtifada görev yapan ve daha büyük hava araçlarına da yalnızca sensör seti değiştirilerek entegre edilebilecek.
PARS VTOL: Taktik sınıfın sessiz ve çevik oyuncusu
Dikey iniş-kalkış yeteneğine sahip PARS VTOL, düşük ses izi, artırılmış çeviklik ve gelişmiş görev kabiliyetiyle ön plana çıkıyor. 4 saate kadar havada kalabilme, 60 km iletişim menzili ve 1.500 m görev irtifası ile 4.500 m servis tavanına ulaşabilen PARS VTOL, gerçek zamanlı video aktarımı, gelişmiş EO/IR kamera sistemleri ve lazer hedefleme kabiliyetiyle modüler bir yapıya sahip. Yerli ve milli olarak geliştirilen teknolojik donanımı ve otonom operasyonel özellikleriyle sahadaki görev etkinliğini artırmayı hedefleyen PARS VTOL İHA operasyon sahasında değiştirilebilir başlığıyla farklı ihtiyaçlara yönelik yenilikçi bir çözüm olarak dikkat çekiyor.
Türk Havacılık ve Uzay Sanayii ile GE Aerospace arasında Hürjet jet eğitim uçağının motoru için anlaşma yapıldı.
Erdoğan, “Savunma teknolojileri alanında Titra Teknoloji ile ülkemize katma değer sağlayacak projeler üretiyoruz. Stratejimiz ve vizyonumuz doğrultusunda, başta ülkemiz olmak üzere uluslararası alanda da bu özel sistemlerimizin yer alması için çalışıyoruz. Pasifik Teknoloji çatısı altında geliştirdiğimiz her yeni platform ve sistem, bizi hedeflerimize bir adım daha yaklaştırıyor. Dün tanıttığımız ve savunma sanayiimizin stratejik gücünü artırmaya yönelik ürettiğimiz bu üç platformu, Türk savunma sanayiinin geleceğini şekillendirecek önemli adımlar olarak görüyoruz. Hedefimiz, ülkemizin son yıllarda savunma sanayiinde kazandığı gücü daha da ileriye taşıyacak projeler geliştirmek ve Türkiye’nin savunma sanayiinde küresel güç olma hedefine katkı sağlamak” dedi.
Özellikle döner kanatlı insansız hava araçları ve kamikaze İHA’lar gibi yenilikçi ürünlerle hem ulusal hem de uluslararası pazarda rekabet güçlerini artırmayı amaçladıklarını ifade eden Fatih Erdoğan, şunları söyledi “Savunma sanayi teknolojilerinde ihracatın ciromuzdaki payını yüzde 50 seviyesine çıkarmayı hedefliyoruz. Buna ek olarak da savunma sanayi alanındaki ürünlerimizi geliştirmek ve ihracat potansiyelimizi büyütmek amacıyla küresel ölçekteki savunma şirketleri ile stratejik iş birliği ve ortaklık fırsatlarını değerlendiriyoruz. Bu kapsamda dün, 150 yıllık geçmişiyle Avrupa’nın önde gelen köklü savunma sanayii kuruluşlarından biri olan ve NATO standartlarında üretim yapan mühimmat ve silah sistemleri üreticisi Arsenal 2000 JSCo ile ortak üretim, teknolojik destek ve askeri modernizasyon alanlarında Stratejik İş Birliği ve İş Geliştirme Mutabakat Zaptı imzaladık. Titra Teknoloji ürünlerinin Avrupa Birliği pazarında varlık göstermesine önemli etkisi olacak bu iş birliği sayesinde, Avrupa Birliği’nin yaklaşık 800 Milyar Euro’luk savunma harcama bütçesi ve 150 Milyar Euro seviyesindeki SAFE (Security Action for Europe) programından yararlanılacak.”
Muhammed Selman Dönmez, “IDEF 2025, Türkiye’nin teknoloji odaklı savunma vizyonunu küresel ölçekte vitrine çıkarma fırsatı sundu. Sektörün ilerisinde yer alan, öncülük eden ve yön veren ürünlere odaklanma yaklaşımımız sayesinde dün; ALPİN-2, SEYYAH Görsel Seyrüsefer Sistemi ve PARS VTOL gibi önemli ürünlerin lansmanını gerçekleştirdik. Geliştirmeye gayret ettiğimiz çözümler, hep bu vizyonun bir yansımasıydı. Bizim öncelikli görevimiz kendi askerimizin operasyonel kabiliyetini artırmak ve ihtiyaç duyduğu teknolojileri sağlamak. Bunun yanı sıra geliştirdiğimiz yenilikçi platformlarımızı ihracat odaklı stratejilerimiz doğrultusunda uluslararası pazarlarda da konumlandırmayı hedefliyoruz” diye konuştu.
Microsoft, en yeni işletim sistemi güncellemesi olan Windows 11 24H2‘yi bugüne kadarki en güvenilir ve en hızlı Windows sürümü olarak ilan etti. Şirketin paylaştığı verilere göre bu yeni sürüm, halen milyonlarca kişinin kullandığı Windows 10 22H2’ye kıyasla %24 daha az çökme ve beklenmedik yeniden başlatma sorunu gösteriyor.
En güvenilir ve en hızlı Windows sürümü Windows 11 24H2
Güvenilirliği artırmaya yönelik iyileştirmeler sadece sistemin kararlılığıyla sınırlı değil. 24H2 güncellemesi, kullanıcıların olası bir çökme anında daha iyi bir deneyim yaşaması için tasarlanmış somut yenilikler de içeriyor:
Siyah Hata Ekranı: Artık klasikleşen Mavi Ekran hataları, daha bilgilendirici ve modern bir tasarıma sahip siyah arka planlı bir kritik hata ekranı ile değiştirildi.
Gelişmiş Sistem Geri Yükleme: Çökmelerden sonra sistemi kurtarmayı kolaylaştıran ve daha anlaşılır adımlar sunan yeni bir sistem geri yükleme aracı eklendi.
Bu güvenilirlik odaklı duyuru, pazar payı verileriyle birlikte okunduğunda daha da anlam kazanıyor. Haziran 2025 itibarıyla Windows 11, %47,98’lik pazar payıyla, %48,76’lık orana sahip olan Windows 10’u yakından takip ediyor.
Microsoft’un 14 Ekim 2025‘te Windows 10’a olan resmi desteğini sonlandıracak olması, milyonlarca kullanıcıyı geçiş yapmaya yönlendiriyor. Şirket, bu yeni sürümün sunduğu üstün kararlılığı, kullanıcıları Windows 11’e yükseltmek için en önemli argüman olarak kullanmayı hedefliyor.
NEXT Teknofest Sosyal resmi olarak kullanıma sunuldu. Platform, yapay zeka teknolojisinden de destek alacak.
Microsoft tarafından yapılan resmi açıklamada, bu başarının ekip çalışmasının bir ürünü olduğu vurgulandı:
“Windows 11 24H2’nin bugüne kadarki en güvenilir Windows sürümümüz olduğunu ve Windows 10 22H2’ye kıyasla beklenmedik yeniden başlatmalardan kaynaklanan çökmelerde %24’lük bir azalma sağladığını duyurmaktan gurur duyuyoruz. Bu iyileştirmeler, mühendislik, tasarım ve kullanıcı araştırma ekiplerimiz arasındaki yakın iş birliğini ve Windows’u herkes için daha güvenilir hale getirme taahhüdümüzü yansıtıyor.”
Kripto para piyasasındaki dalgalanma hız kesmeden sürüyor. Son günlerde özellikle Bitcoin’de dikkat çeken bir yükseliş eğilimi göze çarpıyor. 24 Temmuz itibarıyla Bitcoin’in güncel değeri ne kadar?
Not: Bu haber ve içerisindeki detaylar yatırım tavsiyesi değildir, sadece kripto paranın son durumu hakkında bilgi vermek amacıyla hazırlanmıştır. Öte yandan bu gibi varlıkların değerini anlık veri sağlayan platformlardan takip edebilirsiniz.
Bitcoin anlık değeri – 24 Temmuz
Bitcoin, temmuz ayına hızlı bir giriş yaptı. 1 Temmuz’da yaklaşık 108 bin dolar seviyesinde işlem gören varlık, 14 Temmuz’da yaşanan kritik bir gelişmenin ardından 123 bin dolara kadar çıkarak tüm zamanların en yüksek seviyesine ulaştı.
Tabii, bu tür varlıklarda fiyatların uzun süre sabit kalması pek olası değil. Nitekim Bitcoin de bir süre sonra hafif bir düşüş trendine girdi ve 15 Temmuz’da 115 bin dolara kadar geriledi. Ancak aynı günün akşamında yeniden yükselişe geçerek 117 bin dolara ulaştı. Varlığın 24 Temmuz’daki değeriyse 118 bin dolar seviyelerinde.
Siz bu konu hakkında ne düşünüyorsunuz? Sizce Bitcoin 100 binin üzerinde kalmayı başarabilecek mi? Yoksa kritik bir düşüş mü yaşayacak? Görüşlerinizi yorumlar kısmından bizlerle paylaşmayı unutmayın.
Apple’ın iPhone ile otomobil arasında derin bir entegrasyon vaat eden Apple CarPlay Ultra projesi, önemli bir ortak daha kaybetti. Otomotiv dünyasının önde gelen markalarından BMW, bu yeni teknolojiyi araçlarına entegre etme gibi bir planlarının olmadığını kesin bir dille açıkladı.
Konu ile ilgili açıklama yapan BMW yetkilileri “BMW’nin şu anda Apple CarPlay Ultra’yı entegre etme planı yok.” ifadelerini kullandı.
Bu açıklama, WWDC 2022’de büyük umutlarla duyurulan ve sürücü ekranından klima kontrollerine kadar aracın tüm dijital yüzeylerine yayılmayı hedefleyen sistemin geleceğiyle ilgili soru işaretlerini artırdı.
BMW neden CarPlay Ultra kullanmayacak?
BMW’nin bu kararı, markanın kendi geliştirdiği iDrive bilgi-eğlence sistemine olan sarsılmaz bağlılığını gösteriyor. Bu yılın başlarında CES fuarında kapsamlı bir şekilde yenileneceği duyurulan iDrive sistemi, ilk olarak yeni iX3 modelinde, ardından da Yeni Sınıf olarak adlandırılan tüm yeni nesil araçlarda standart olarak sunulacak.
Resmi Gazete’de yayınlanan karar ile elektrikli otomobillerin Özel Tüketim Vergisi oranlarında önemli değişiklik yapıldı.
Dahası, BMW’nin Apple ekosistemine mesafesi sadece Ultra sürümüyle sınırlı değil. Şirket, standart CarPlay özelliğinin entegrasyonunu da azaltma yoluna gidiyor. Yapılan duyuruya göre, CarPlay artık yalnızca merkez ekranda kullanılabilecek; panoramik veya head-up display gibi diğer dijital yüzeylere yansıtılmasına izin verilmeyecek. Bu, BMW’nin araç içi dijital deneyimin kontrolünü tamamen elinde tutmak istediğinin açık bir işareti.
BMW’nin bu adımı, sektördeki tekil bir örnek değil. CarPlay Ultra, ilk duyurulduğunda yarattığı heyecanı kaybetmiş görünüyor. Projenin başlangıcından bu yana aralarında Mercedes-Benz, Volkswagen, Fiat, Jeep ve Rivian gibi 20’ye yakın önemli marka, bu özelliği araçlarında desteklemeyeceğini açıkladı.
Sonuç olarak, otomobil üreticileri ile teknoloji devleri arasındaki dijital kokpit savaşı giderek kızışıyor. BMW ve diğer birçok markanın kendi kapalı ekosistemlerine öncelik vermesi, Apple’ın CarPlay Ultra vizyonunun yaygınlaşmasının önündeki en büyük engel olarak duruyor.
Huawei, Türkiye’deki teknoloji tutkunları için Huawei Pura 80 serisi heyecanını resmi olarak başlattı. Teknoloji devi, çok yakında satışa sunacağı amiral gemisi modelleri Pura 80 Pro ve Pura 80 Ultra’nın tüm teknik detaylarını ve özelliklerini içeren ürün sayfalarını resmi web sitesinde yayına aldı. Bu hamle, kullanıcılara 5 Ağustos’taki ön satış öncesinde cihazları yakından tanıma fırsatı sunarken, serinin Türkiye lansmanına yönelik beklentiyi de zirveye taşıyor.
Huawei Pura 80 Ağustos ayında ülkemizde
Beklentileri doğrulayan resmi açıklama ise Huawei’den geldi. Medyanın sorularını yanıtlayan Huawei CBG Türkiye Marka Pazarlama Müdürü Mustafa Can Akbaş, Türkiye’deki teknoloji tutkunlarının Pura serisinin en üst düzey iki versiyonu olan Pro ve Ultra modellerine kavuşacağını müjdeledi. Akbaş, cihazların “son derece rekabetçi bir fiyatla” sunulacağını belirtirken, lansman tarihi olarak 5 Ağustos’u işaret etti. Ayrıca, 5 Ağustos tarihinde ilk olarak Pura 80 Pro modelinin ön siparişe açılacağı bilgisini de paylaştı.
HarmonyOS 6.0.0 Beta 2 sürümü resmi olarak tanıtıldı. Yeni nesil işletim sistemi, önemli yenilikler sunuyor.
Huawei Pura 80 serisi, mobil fotoğrafçılıkta yeni bir çağ başlatıyor. Pura 80 Pro, devasa 1 inçlik Ultra Aydınlatma Kamerası ve değişken diyafram açıklığı ile geceyi gündüze çevirirken, Pura 80 Ultra ise sektörde bir ilk olan Değiştirilebilir Çift Telefoto Kamera sistemiyle sınırları ortadan kaldırıyor. Bu devrim niteliğindeki kamera, 3.7x ve 9.4x optik zoom arasında akıllıca geçiş yaparak uzak mesafeleri inanılmaz bir netlikle yakınlaştırıyor. Her iki model de yapay zeka ile zenginleştirilmiş akıllı deneyimler ve göz alıcı tasarımlarıyla gücü ve estetiği bir araya getiriyor.
Huawei Pura 80 Pro’nun tüm özelliklerini keşfetmek için buraya tıklayın.
Huawei Pura 80 Ultra’nın tüm özelliklerini keşfetmek için buraya tıklayın
realme Note 70T modeliyle ilgili yeni detaylar ortaya çıkmaya devam ediyor. Daha önce çeşitli sertifika sitelerinde görünen telefon son olarak Avrupa’da bir perakende web sitesinde listelendi. Peki model tam olarak neler sunacak?
realme Note 70T, Polonyalı bir perakendeci tarafından listelendi
Perakendecinin sayfasında realme Note 70T için bir fiyat bilgisi şimdilik yer almıyor. Fakat, sayfayı detaylı incelediğimizde siyah ve altın renk seçenekleriyle ve 4/128GB ile 4/256GB dahili depolama konfigürasyonlarıyla listelendiği görülüyor.
realme Note 70T, gücünü Unisoc T615’in yenilenmiş bir versiyonu olan Unisoc T7250 yonga setinden alacak. Bu 12 nanometre mimarili işlemci, iki adet 1.8GHz hızında çalışan Cortex-A75 ve altı adet 1.6GHz hızında çalışan Cortex-A55 çekirdeğine sahip. Grafik birimi olarak Mali-G57 MP1 kullanan yonga, aynı zamanda bir 4G modem içeriyor. Bununla birlikte, Android 15 tabanlı realme UI 5.0 arayüzünü çalıştıracak.
Ürünün ön yüzünde 720p+ çözünürlüğe ve 90Hz yenileme hızına sahip 6.74 inçlik bir LCD ekran yer alacak. Kamera tarafında ise 50 MP’lik bir ana ve 13 MP’lik bir ultra geniş açılı kamera karşımıza çıkıyor. Önde ise 5 MP’lik bi selfie kamerası bulunuyor.
Cihazın batarya kapasitesi 6,000mAh olarak listelenirken, sadece 15W şarj desteği sunduğunu da görüyoruz. Son olarak en azından şimdilik tanıtım tarihiyle ilgili bir bilgi yok.
Nissan, içinde bulunduğu mali darboğazı aşmak için başlattığı yeniden yapılanma süreci kapsamında radikal kararlar almaya başladı. Şirketin “Re:Nissan” adı verilen kurtarma planı çerçevesinde; dünya genelinde 7 üretim tesisinin kapatılması, 20 bin çalışanın işten çıkarılması ve toplam üretim kapasitesinin yüzde 30 oranında azaltılması planlanıyor.
Nissan, Meksika fabrikasını da kapatacak
Bu kapsamda, Nissan’ın Japonya dışındaki ilk üretim tesisi olan ve yaklaşık 60 yıldır faaliyet gösteren Meksika’daki Civac fabrikası da kapanma riskiyle karşı karşıya. Meksika’nın Cuernavaca şehrinde bulunan ve 1966 yılında faaliyete geçen Civac fabrikasında, şu anda Navara ile Latin Amerika pazarına yönelik Frontier modellerinin üretimi yapılıyor. Bu fabrikanın Mart 2027 itibariyle kapatılabileceği belirtiliyor.
Geçtiğimiz hafta ise Japonya’daki Oppama fabrikasının Mart 2028’e kadar kapatılacağı duyurulmuştu. İki tesisin art arda kapanması, Nissan’ın üretim altyapısında önemli bir dönüşüme gittiğini gösteriyor.
Şirket, artan maliyetler karşısında yalnızca tesis kapatma değil, yeni model projelerini iptal etme ve mühendislik harcamalarında yüzde 20’lik bir kesinti gibi önlemler de alıyor. Ayrıca Nissan’ın, tedarikçilerden ödeme tarihlerini ertelemesini talep ettiği de daha önce gündeme gelmişti. Alınan tüm bu kararların amacı, kalan üretim tesislerinde verimliliği artırmak ve kapasite kullanımını yüzde 100 seviyesine çıkarmak.
İngiltere'de ilginç bir olay yaşandı. Zayıf şifre yüzünden 158 yıllık şirketin iflas noktasına geldiği ortaya çıktı.
Nissan, ABD pazarında da dikkat çeken bir hamle üzerinde çalışıyor. Mississippi eyaletindeki üretim tesisinde, Honda markasına ait kamyonetlerin üretimi gündeme geldi. Bu olasılık, Honda’nın ABD ithalat vergilerinden kaçınmasına olanak tanırken, aynı zamanda Nissan’ın üretim kapasitesini daha etkin biçimde kullanmasını sağlayabilir. Ancak bu konuda henüz şirket tarafından resmi bir açıklama yapılmadı.
2024 yılında 4,5 milyar dolarlık net zarar açıklayan Nissan, mevcut yeniden yapılanma planıyla toplamda 3,4 milyar dolarlık tasarruf hedefliyor. Ancak bu hedefin hayata geçirilmesi iş gücü kaybı, bölgesel ekonomik etkiler ve üretim daralması gibi ciddi sonuçları da beraberinde getiriyor. Yeni CEO’nun liderliğinde yürütülen bu süreç, şirketin tarihindeki en geniş çaplı yeniden yapılanma adımlarından biri olarak dikkat çekiyor.
Geçtiğimiz kasım ayında Çin’de tanıtılan iQOO Neo10’un ardından halefi olacak iQOO Neo 11 ve iQOO Neo 11 Pro modellerine ait ilk teknik detaylar sızdırıldı. Gelen bilgilere göre her iki cihaz da 6.8 inç boyutlarında “2K” çözünürlüklü bir ekrana, metal kasaya, ultrasonik ekran içi parmak izi sensörüne ve 100W kablolu şarj desteğine sahip olacak.
iQOO Neo 11 serisi için geri sayım başladı
Yeni serideki telefonlardan biri gücünü Dimensity 9500 yonga setinden alırken, diğeri Snapdragon 8 Elite işlemcisiyle donatılacak. Geçen seneki iQOO Neo 10 ailesinde, Pro modelde Dimensity 9400 ve standart modelde ise Snapdragon 8 Gen 3 işlemcisi yer alıyordu.
Bu yıl da benzer bir ayrımın yapılması, bu doğrultuda Neo 11 Pro‘da Dimensity 9500, standart Neo 11’de ise Snapdragon 8 Elite çipinin kullanılması bekleniyor. Bu iki model arasında işlemci dışında ne gibi farklar olacağı ise henüz net değil.
Bilindiği üzere önceki nesil Neo 10 serisindeki tek donanım farklı ultra geniş açılı kameralarda ortaya çıkmıştı. Standart modelde 8 megapiksel bir sensör ve Pro modelde ise 50 megapiksellik bir sensör bulunuyordu. Bu kamera ayrımının yeni seride de devam edip etmeyeceği belirsizliğini koruyor. Bunun dışında, hem Neo11 hem de Neo11 Pro’nun yaklaşık 7,000 mAh kapasiteli bir bataryaya sahip olması bekleniyor.
Peki siz bu konu hakkında ne düşünüyorsunuz? Görüşlerinizi yorumlar kısmından bizlerle paylaşmayı unutmayın!
Yandex Türkiye, ekosisteminin temel hizmeti olan Yandex Arama’ya kapsamlı bir yaz dönemi güncellemesi getirdi. Bu güncellemeyle birlikte, kullanıcıların hem seyahatlerini planlamalarına hem de seyahat bütçelerini daha kolay yönetmelerine yardımcı olacakiki yeni hizmeti, Yandex Seyahat ve Yandex Finans’ı devreye aldı.
Güncellemeler ile birlikte Yandex Türkiye, yapay zeka destekli bilgi motoru Yazeka’yı önemli bir yenilikle güçlendirdi. Yazeka’ya eklenen Akıl Yürütme Modu(Reasoning Mode) sayesinde kullanıcılar yapılacaklar listeleri oluşturabiliyor, anlık karşılaştırmalar yapabiliyor ve çeşitli konuları daha derinlemesine keşfedebiliyor. Ayrıca şirket, aynı teknolojiye dayanan yeni bir cevap hizmeti olan Yandex Cevap’ı da kullanıma sundu.
Hizmet yelpazesindeki diğer yeniliklerle birlikte, Yandex Hava Durumu’na eklenen yağış haritası sayesinde hava tahminleri daha hassas ve detaylı hale gelirken, Yandex Go ise İzmir ve Antalya’dan sonra Ankara’da da kullanıma sunularak Türkiye genelindeki kapsama alanını genişletti.
Yenilikçi teknolojilerle kullanıcıların hayatını kolaylaştırmayı hedefleyen Yandex Türkiye, seyahat planlamadan finans yönetimine; hava durumundan ulaşım hizmetlerine kadar tüm süreçleri daha hızlı, pratik ve güvenilir hale getiriyor.
Seyahat ve Finans: Kolay Planlama, Pratik Takip
Yeni seyahat servisi Yandex Seyahat, kullanıcıların tatil ve iş seyahatlerini planlamasını kolaylaştırıyor. Farklı seyahat acentelerinin uçak bileti ve otel seçeneklerini karşılaştırma imkânı sunarken, Yandex Maps’den gelen güvenilir yorumlarla kullanıcı deneyimini zenginleştiriyor. Hizmet, doğrudan Yandex Arama’ya entegre edilerek, “otel fiyatları” veya “uçak bileti” gibi doğal sorgulara yanıt verebiliyor. Kullanıcılar, rezervasyonlarını tamamlamak için ilgili iş ortağı sitelere yönlendiriliyor.Yandex Finans ise döviz kurları, hisse senetleri ve değerli metallerin fiyatlarını tek bir ekranda sunuyor. BIST, NASDAQ ve 90’dan fazla kripto para birimine dair verilere anlık olarak paylaşılıyor. Ayrıca Yandex Gündem entegrasyonu sayesinde ekonomi haberleri de hizmete dâhil edilerek, karmaşık finansal bilgiler herkesin kolayca anlayabileceği bir formata dönüştürülüyor.
Akıl Yürütme Modu ve Yandex Cevap: Bilgiye Daha Derinlemesine Erişim
Yazeka, son aylarda diyalog yetenekleri, güncel veri işleme kapasitesi ve görsel-işitsel içeriklerle zenginleştirilmiş nöral cevaplar gibi birçok yeni özellikle hızla gelişti. Bu sayede daha hızlı ve kapsamlı yanıtlar verebiliyor.
Bu gelişimin bir parçası olarak Yandex Türkiye, Akıl Yürütme Modunu devreye aldı. Bu özellik, akademi, bilimsel araştırmalar ve günlük bilgi aramalarında kullanıcılara daha detaylı ve yapılandırılmış açıklamalar sunuyor. Akıl Yürütme butonu tüm sorgular için kullanılabiliyor. Özellikle detaylı bilgi gerektiren karmaşık sorularda bu özellik daha fazla öne çıkıyor. Örneğin, Türkiye’de bir tatil planı yapmak isteyen kullanıcılar, adım adım bir seyahat planı önerisi alabiliyor.
Öte yandan Yandex Cevap, Yazeka üzerinden hazırlanmış 3 milyondan fazla pratik sorunun yanıtını içeriyor. Hukuk, tıp, gastronomi ve eğlence gibi farklı alanlardaki içerikler, bağlama uygunluk, kültürel hassasiyet ve güvenilir kaynak kullanımı esas alınarak oluşturuluyor.
Yağış Haritası ile Daha Hassas Hava Verileri
Yandex Hava Durumu, Yandex Arama uygulamasında, yandex.com.tr ’de ve bağımsız bir hizmet olarak kullanılabiliyor. Yeni eklenen yağış haritası özelliği, kullanıcıların günlük planlarını daha isabetli yapmalarını sağlıyor. Bu harita, güncel yağış bilgilerini gösteriyor ve iki saatlik periyotta, on dakikalık dilimlerle tahmin sunuyor. Bu özellik sayesinde balık tutmaktan şehirde bir akşam gezmesine kadar pek çok aktivite daha kolay planlanabiliyor. Hizmet, radar ve uydu verilerini makine öğrenimiyle birleştiren Meteum teknolojisi ile çalışıyor. Ayrıca kullanıcılar sıcaklık, basınç ve rüzgar haritaları da ulaşabiliyor.
Yandex Go: Daha Fazla Şehirde Superapp Deneyimi
Yandex Go, bu yaz başında Ankara’da da hizmete başladı. Böylece Türkiye’deki kapsama alanını genişletti. Yolculuk çağırma, toplu taşıma ve teslimat hizmetlerini tek bir platformda birleştiren Yandex Go, superapp yaklaşımıyla kullanıcı deneyimini zenginleştiriyor. İzmir’de deneme sürecinde olan Yandex Delivery ile akıllı rota sistemleriyle kurye ve kullanıcılar için gerçek zamanlı paket takibi sağlıyor.
İstanbul’da ise Yandex Go, İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne resmi olarak kayıtlı bir hizmet olarak da faaliyet gösteriyor. Bu sayede dijital ortamda taksi çağırma hizmetlerini yasal olarak sunabiliyor. Şirket, yerel işletmelerle iş birliklerini sürdürerek Türkiye’deki ulaşım ve lojistik deneyimini geliştirmeye devam ediyor.
Yandex Türkiye Genel Müdürü ve Yandex Yandex Arama Uluslararası CEO’su Alexander Popovskiy, ekosistemdeki yaz güncellemeleriyle ilgili şu açıklamada bulundu: “Türkiye’de uzun vadeli bir iş ortağı olmayı ve en gelişmiş teknolojilerimizi yerel olarak geliştirmeyi hedefliyoruz. Bu amaçla, yapay zekâya özel bir önem vererek 400 milyon dolarlık bir yatırım planı oluşturduk. Amacımız, kullanıcıların günlük hayatındaki işleri tek bir noktadan çözebileceği hizmetler geliştirerek onlara zaman ve kaynak tasarrufu sağlamak. Artık Yandex Arama anasayfasından mükemmel bir tatil planlamak her zamankinden daha kolay. Arama motoruyla başlayarak ekosistemimize sürekli yeni özellikler ekliyor, Türk kullanıcılar için değer ve fayda üretmeye devam ediyoruz.”
ALTAY Ana Muharebe Tankı’nda üretim sürecinin sonuna gelindi. 17. Uluslararası Savunma Sanayii Fuarı (IDEF 2025) kapsamında konuşan BMC Yönetim Kurulu Başkanı Fuat Tosyalı, tankın artık teslimata hazır hale geldiğini ve Türk Silahlı Kuvvetleri ile çok yakında buluşacağını açıkladı. Fuarda yaptığı konuşmada Tosyalı, projenin artık aylarla değil günlerle ölçülen bir aşamaya girdiğini belirtti.
ALTAY Ana Muharebe Tankı karşımıza çıkacak
ALTAY projesi, Türkiye’nin son yüzyılında savunma sanayii açısından en stratejik girişimlerden biri olarak öne çıkıyor. BMC tarafından yürütülen çalışmalar sonucunda tankın geliştirme süreci tamamlandı.
Ankara’da kurulan üretim tesislerinde 7 gün 24 saat kesintisiz bir şekilde üretime devam edildiği, sadece son teknik detayların kaldığı belirtildi. Tosyalı, artık küçük rötuşların dışında sürecin tamamlandığını ve resmi açıklamanın Cumhurbaşkanı tarafından yapılacağını ifade etti.
Savunma Sanayii Başkanı Prof. Dr. Haluk Görgün, Şubat ayında yaptığı açıklamada 2025 yılı içerisinde ALTAY T1 konfigürasyonunda ilk teslimatların başlayacağını duyurmuştu. Buna göre, Ağustos ayında 3 adet ALTAY tankı teslim edilecek.
2026 yılında bu sayıya 11 adet daha eklenecek. 2027’de 41, sonrasında ise 30 tank daha teslim edilerek T1 konfigürasyonunda toplam 85 tankın Türk Silahlı Kuvvetleri envanterine girmesi planlanıyor.
İngiltere'de ilginç bir olay yaşandı. Zayıf şifre yüzünden 158 yıllık şirketin iflas noktasına geldiği ortaya çıktı.
Projenin ilk aşamasında Güney Kore menşeli güç grubu kullanılıyor. Ancak ilerleyen teslimatlarda yerli üretim 1500 beygirlik BATU güç grubuna geçiş yapılacak. Bu geçişin ardından 2028 yılı itibarıyla T2 konfigürasyonuna geçilecek ve bu yapı üzerinden toplam 165 tank daha üretilecek. Böylece ALTAY için planlanan toplam teslimat sayısı 250 adede ulaşacak.
ALTAY tankının yerli güç grubu, modern atış kontrol sistemleri, aktif koruma sistemleri ve dijital komuta altyapısı gibi unsurlarıyla tamamen modern muharebe koşullarına uygun şekilde tasarlandığı belirtiliyor. BMC, fuarda yaptığı tanıtımla hem teknolojik ilerlemeyi hem de üretim kabiliyetini ortaya koyarken, Türkiye savunma sanayiinin geldiği noktanın altını bir kez daha çizdi.
