Oyun canavarı Honor Pad GT 2 Pro tanıtıldı

Honor, ürün yelpazesini genişletmek için çalışmalarına devam ediyor. Çinli marka bu kapsamda oyun odaklı Pad GT 2 Pro modelini tanıttı. Peki firmanın yeni modeli kullanıcılara neler sunuyor? İşte Honor Pad GT 2 Pro özellikleri ve fiyatı!

Honor Pad GT 2 Pro’da 12.5 inç, 3048 × 2032 piksel çözünürlük ve 165 Hz uyarlanabilir yenileme hızı sunan LCD bir ekran mevcut.

Tablet, Qualcomm’un Snapdragon 8 Gen 3 işlemcisinden güç alıyor. Ek olarak, 8 GB / 12 GB / 16 GB RAM ve 128 GB / 256 GB / 512 GB dahili depolama seçenekleriyle karşımıza çıkıyor.

Önde 8 MP’lik bir selfie kamerası yer alırken, arkada 13 MP’lik bir ana kamera bulunuyor. Öte yandan, 66W hızlarında şarj olabilen 10.100 mAh’lik bir pilden besleniyor. Ürünün fiyatları ise 348 dolardan başlıyor.

İşte tabletin özellikleri;

  • Ekran:
    • 12.5 inç LCD ekran
    • 3048 × 2032 piksel çözünürlük
    • 165Hz yenileme hızı (30Hz–165Hz arası 7 seviye)
    • HDR Vivid ve IMAX Enhanced desteği
    • 1000 nit maksimum parlaklık
    • 4320Hz PWM karartma
    • 1.07 milyar renk desteği
    • DCI-P3 renk gamı
    • %89 ekran-gövde oranı
  • İşlemci ve Grafik:
    • Qualcomm Snapdragon 8 Gen 3 işlemci
    • Adreno 750 GPU
  • Bellek (RAM) Seçenekleri:
    • 8 GB / 12 GB / 16 GB RAM
  • Depolama Seçenekleri:
    • 128 GB / 256 GB / 512 GB dahili depolama
  • İşletim Sistemi:
    • MagicOS 9.0.1 (Android 15 tabanlı)
  • Kamera:
    • Arka Kamera: 13 MP, f/2.0 diyafram, otomatik odaklama
    • Ön Kamera: 8 MP, sabit odak
  • Ses:
    • 8 hoparlörlü sistem
      1. nesil uzamsal ses teknolojisi
  • Soğutma Sistemi:
    • 44.203 mm² 3D ısı dağıtım sistemi
  • Bağlantı:
    • Wi-Fi 7 ve Wi-Fi 6 desteği
    • Bluetooth 5.4
    • USB Type-C bağlantı noktası
  • Ekstra Bağlantı Özellikleri:
    • Çift Wi-Fi birleştirme motoru (500 metreye kadar kapsama alanı)
  • Oyun Odaklı Özellikler:
    • Geliştirilmiş jiroskop sistemi:
      • %19 daha az gecikme
      • %300 daha fazla tepki oranı
  • Batarya ve Şarj:
    • 10.100 mAh kapasiteli batarya
    • 66W hızlı şarj desteği (USB-C üzerinden)
  • Tasarım:
    • Metal gövde
    • 5.95 mm kalınlık
    • 532 gram ağırlık
  • Renk Seçenekleri:
    • Kristal Beyaz
    • Phantom Gri
  • Fiyatlandırma (Çin):
    • 8 GB + 128 GB: 348 dolar
    • 8 GB + 256 GB: 376 dolar
    • 12 GB + 256 GB: 417 dolar
    • 16 GB + 512 GB: 473 dolar
  • Satış Tarihi:
    • 28 Temmuz 2025

iOS 26 Beta 4 yayınlandı: İşte yenilikler

Apple, iOS 26 beta 4 sürümünü yayınladı. Bu yeni sürüm, önceki beta versiyonlarında yapılan görsel ve işlevsel değişikliklerin ardından kullanıcıların yoğun geri bildirimde bulunduğu bir dönemde geliyor. Şirket, beta sürecinde şeffaflık ayarları, arayüz elemanları ve sistem genelindeki tasarım dili üzerinde çeşitli revizyonlar yapıyor.

iOS 26 beta 4 görücüye çıktı

iOS 26 beta 2’de Kontrol Merkezi’nde okunabilirliği artırmaya yönelik düzenlemeler yapıldı. Safari menü yapısı daha anlaşılır hale getirildi. Erişilebilirlik konusunda ise Yüksek Kontrast Modu’na çerçeveler eklendi. Bu adımlar, işletim sisteminin farklı kullanıcı profillerine daha uygun hale getirilmesine yönelik dikkat çeken ilk değişiklikler arasında yer aldı.

iOS 25 beta 3’te en dikkat çeken değişiklik, bazı sekme çubuklarının şeffaflığının azaltılması oldu. Bu güncellemeyle birlikte yeni duvar kağıdı renkleri de sisteme eklendi. Ancak Bildirim Merkezi’nde, ekran tamamen açılana kadar mutlak şeffaflık uygulanmaya devam ediyor. Bu detayın da önümüzdeki sürümlerde yeniden ele alınabileceği yönünde beklentiler oluştu.

iOS 26 Public Beta

iOS 26 Beta 4 sürümünün yayınlanmasıyla birlikte artık kamuya açık beta sürümünün de çok yakında erişime açılması bekleniyor. Apple, son birkaç yıldır geliştirici betalarını ücretsiz erişime açarak bu iki beta türü arasındaki farkı büyük ölçüde ortadan kaldırdı. Yine de kamuya açık betalar genellikle geliştirici betalarından bir hafta sonra yayınlanıyor.

158 yıllık şirket bu yüzden battı!

158 yıllık şirket bu yüzden battı!

İngiltere'de ilginç bir olay yaşandı. Zayıf şifre yüzünden 158 yıllık şirketin iflas noktasına geldiği ortaya çıktı.

Bu yıl şirket, WWDC sonrası geçen süreyi uzatarak kamuya açık beta sürümünü daha sağlam bir temel üzerine kurmayı tercih etti. Geliştirici beta 4’ün, eylül ayında sunulması planlanan final sürüm için bir referans niteliği taşıdığı düşünülüyor.

Sistemin yapay zeka destekli yenilikleri, yalnızca iPhone 15 Pro, iPhone 15 Pro Max ve iPhone 16 serisi modellerde kullanılabiliyor. Bu güncelleme, iPhone 11 ve sonrası modellere Eylül ayında gelecek.

Bataryayı bozan güncelleme artık zorunlu

Google’ın bataryalarla ilgili pek de parlak olmayan geçmişi bir kez daha gündemde. Özellikle geçmişte bazı Pixel 6a modellerinin şarj sırasında erimesi gibi kullanıcıların aklında soru işaretlerine yol açan bazı olaylar meydana geldi. Şimdi ise şirketin senenin başında Pixel 4a için yayınladığı tartışmalı pil güncellemesiyle ilgili önemli bir gelişme yaşandı.

Google, bazı Pixel 4a birimlerinin pil performansının istikrarını artırmak için bir yazılım güncellemesine ihtiyacı olduğunu tespit ettiğini söyledi. Hatta marka ocak ayında modelin piline odaklanan güncellemeyi yayınladı. Şirket o dönem yamayı yükleyenlere ücretsiz pil değişimi ve diğer çözümler sunacağının garantisini bile verdi.

Kullanıcılar, güncellemeyi pil performansına olumlu yansıyacağını düşünerek yükledi. Ancak, sonuç pek de beklendiği gibi değildi. Birçok kullanıcı tarafından bildirildiği üzere güncelleme sonrası Pixel 4a modellerinin batarya performansı daha da kötüleşti. Hatta bazıları yamanın ardından cihazlarının tek şarjla sadece birkaç saat dayandığını ve daha yavaş şarj olduğunu söyledi.

Güncellemenin otomatik olarak yüklenmesi ve şirketin eski yazılım sürümlerini kaldırması nedeniyle geri dönüş imkanı da yoktu. Fakat, bazı kullanıcılar o günden bugüne söz konusu yamayı engellemeyi bir şekilde başardı. 

Son 48 saatte kullanıcıları hayal kırıklığına uğratacak bir gelişme yaşandı. Bir süredir işe yarayan yöntemler artık etkisini yitirdi. Bunun nedeni, Google’ın Pixel 4a için yayınladığı pil güncellemesinden kaçan kullanıcıların cihazlarına bu güncellemeyi artık zorla yüklemeye başlamasıydı.

Reddit gibi sosyal medya platformlarında otomatik güncellemeleri engelleyen geliştirici seçenekleri gibi yöntemlerin bile işe yaramadığı ve güncellemenin kullanıcıların kontrolü dışında yüklendiğine yönelik çok sayıda paylaşım yapıldı. 

8,300 mAh bataryalı Honor X70 satış rekorları kırıyor

Honor, merakla beklenen X70 modelini 15 Temmuz’da kullanıcıların beğenisine sundu. Telefon, 8,300 mAh batarya, 12 GB RAM ve uygun fiyat etiketiyle dikkatleri üzerine çekmeyi başardı. Son gelişmeler ise modelin satış rakamlarında Honor’u bir hayli memnun ettiğini gösteriyor.

Honor, yeni telefonu X70‘in Çin’deki telefon satış listelerinde üç gün boyunca tüm marka ve modeller arasında birinci sırada yer aldığını duyurdu. Satışa çıktığı günden itibaren JD.com ve Tmall dahil olmak üzere tüm fiyat segmentlerinde ve platformlarda üç gün boyunca bir numarada yer aldı.

Honor X70 satış rekorları kırıyor

Honor X70, 6.79 inç büyüklüğünde, 1.5K çözünürlük ve 120Hz yenileme hızı sunan AMOLED ekranıyla dikkat çekiyor. Delikli ekran tasarımıyla gelen model, sektör standartlarının üzerinde bir ekran/gövde oranı sunarak kullanıcıya daha geniş bir görüntüleme alanı sağlıyor.

Cihazda Qualcomm Snapdragon 6 Gen 4 işlemcisi yer alıyor. Honor X70 ek olarak 8 GB ve 12 GB RAM seçenekleriyle geliyor. Depolama tarafında ise 128 GB, 256 GB ve 512 GB olmak üzere üç farklı dahili alan seçeneği sunuluyor.

Honor X70’in ön yüzünde 8 MP çözünürlüğünde bir selfie kamerası bulunuyor. Arka tarafta ise 50 MP ana kamera (OIS, f/1.88 diyafram) ve 8 MP ultra geniş açılı kamera (f/2.0 diyafram) olmak üzere çift sensörlü bir kamera kurulumu yer alıyor.

Honor X70, 80W hızlı şarj destekleyen 8.300 mAh kapasiteli güçlü bir pilden besleniyor. Ayrıca, 512 GB’lık versiyon özelinde 80W kablosuz şarj desteği de sunularak kullanıcıya daha pratik bir şarj deneyimi sağlanıyor.

Küresel PC satışları yükseldi: İşte lider

2025’in ikinci çeyreğinde küresel PC pazarında önemli bir toparlanma yaşandı. Pazar araştırma şirketi Canalys tarafından paylaşılan verilere göre, masaüstü ve dizüstü bilgisayar sevkiyatları yıllık bazda %7,4 artarak 67,6 milyon adede ulaştı. Bu artış, pandemi sonrası dönemin en büyük yıllık büyümesi olarak kayıtlara geçti. Ancak sektör uzmanları, büyümenin kalıcılığı konusunda temkinli.

Küresel PC satışları yükselişe geçti

Artışın arkasında birden fazla etken bulunuyor. Öncelikle Ekim 2025’te Windows 10 desteğinin sona erecek olması, birçok şirketi bilgisayar filolarını güncellemeye itti. Kurumsal kullanıcılar, destek sona ermeden önce Windows 11 uyumlu sistemlere geçiş yapma eğilimi gösterdi. Bu durum, üreticilerin kurumsal sevkiyatlarında ciddi artışa neden oldu.

Ayrıca yapay zeka destekli bilgisayar sistemlerine yönelik artan ilgi, yeni donanım taleplerini beraberinde getirdi. Bunun yanında, ABD’de Trump yönetiminin yeniden gündeme getirdiği gümrük tarifeleri ihtimaline karşı üreticilerin sevkiyatlarını hızlandırması, pazarın kısa vadede hareketlenmesini sağladı.

Tüketici tarafında ise daha dengeli bir tablo söz konusu. Windows 11’in yaygınlaşması bireysel kullanıcıların sistemlerini yenilemesini sağlasa da, büyüme önceki çeyreklere kıyasla daha sınırlı kaldı. Analistler, tüketici segmentinde yüksek fiyatlar ve ürün doygunluğunun etkili olduğunu belirtiyor.

Marka bazında bakıldığında Lenovo %25 pazar payı ve yıllık %15’lik büyüme ile liderliğini sürdürüyor. HP, %20,9’luk payla ikinci sırada yer aldı. Dell ise %14,5 ile üçüncü sırada kalmaya devam ediyor ancak bu çeyrekte hafif bir pazar payı kaybı yaşadı.

PlayStation 6 bu işlemci ile gelecek

PlayStation 6 bu işlemci ile gelecek

Yeni nesil konsolların, Magnus işlemcisine sahip olacağı iddia edildi. Bu işlemcinin, performans tarafında fark yaratması bekleniyor.

Apple tarafında ise yeni M4 işlemcili MacBook’ların etkisiyle %13 oranında büyüme görüldü. Şirketin toplam pazar payı %8,9 seviyesinde gerçekleşti. En yüksek büyümeyi gösteren üretici ise Asus oldu. %6,8 pazar payına ulaşan Asus, çeyrek boyunca %18’lik büyüme kaydederek en hızlı yükselen marka olarak öne çıktı.

Analistler, kısa vadede sektörün hareketli kalmaya devam edeceğini ancak ticaret gerilimleri, gümrük politikaları ve tedarik zincirindeki belirsizliklerin genel görünümü etkileme potansiyeline sahip olduğunu belirtiyor. Özellikle Çin ve ABD arasındaki politik gerilimlerin, üretim ve dağıtım süreçlerine baskı yaratabileceği değerlendiriliyor.

AB içten yanmalı araçlara bir darbe daha vurdu

Avrupa Birliği, içten yanmalı motorlu araçlara yönelik yasak sürecini hızlandırmayı değerlendiriyor. Halihazırda 2035 yılı itibarıyla kıta genelinde bu araçların satışına son verilmesi planlanırken, yeni bir rapora göre bu yasak araç kiralama sektöründe daha erken başlayabilir.

AB, içten yanmalı araçların kiralanmasını yasaklayacak

Almanya merkezli Bild gazetesinin Avrupa Komisyonu’ndaki isimsiz kaynaklara dayandırdığı haberine göre, 2030’dan itibaren araç kiralama şirketlerinin içten yanmalı araç satın alması yasaklanabilir. Böyle bir düzenlemenin yürürlüğe girmesi halinde, Europcar ve Sixt gibi büyük firmalar filolarına yalnızca elektrikli araç dahil edebilecek.

Kiralanan araçlar genellikle bir veya iki yıl içinde yenilendiği için, bu adımın araç kiralama sektöründe hızlı bir dönüşüm başlatması bekleniyor. Plan doğrultusunda, 2032 yılına kadar kiralık araç filosunun büyük ölçüde elektrikliye geçmesi mümkün görünüyor. Şu an bazı firmalar sınırlı sayıda elektrikli araç kiralama hizmeti sunsa da, yüksek kira ücretleri nedeniyle bu araçlar kullanıcılar tarafından daha az tercih ediliyor.

Öte yandan teklif sadece araç kiralama şirketleriyle sınırlı kalmayabilir. Büyük kurumsal filoları da kapsayacak şekilde genişletilmesi gündemde. Avrupa’da yeni araç satışlarının yaklaşık yüzde 20’si kiralama şirketlerine, toplamda ise yüzde 60’ı filo müşterilerine yapılıyor. Bu nedenle teklifin yasalaşması, 2035’te yürürlüğe girmesi planlanan yasağın etkilerini birkaç yıl öne çekebilir.

PlayStation 6 bu işlemci ile gelecek

PlayStation 6 bu işlemci ile gelecek

Yeni nesil konsolların, Magnus işlemcisine sahip olacağı iddia edildi. Bu işlemcinin, performans tarafında fark yaratması bekleniyor.

İçten yanmalı araçların filo satışının durdurulması, pazarda bu tip araçların hızla azalmasına neden olacak. Bu da ikinci el piyasasını doğrudan etkileyecek. Çünkü filo satışları, ikinci el pazarına düzenli şekilde araç girişinin en büyük kaynağını oluşturuyor. Yeni düzenleme hayata geçerse, 2030’dan sonra ikinci el içten yanmalı otomobil bulmak giderek zorlaşabilir.

Otomobil üreticileri için de durum benzer şekilde etkili olabilir. Filo siparişlerinin durması, bazı içten yanmalı modellerin üretimini ekonomik olmaktan çıkarabilir. Bu da bazı üreticilerin 2035’ten önce belirli modelleri piyasadan çekme kararı almasına yol açabilir.

avrupa birliği çip yasası üzerine çalışıyor!

Avrupa Komisyonu, Bild’e verdiği yanıtta otomobil satışlarına yönelik yeni düzenlemeler üzerinde çalıştıklarını doğruladı. Ancak 2030 itibarıyla filo satışlarına sınırlama getirileceğine dair henüz resmi bir karar alınmış değil. Buna karşın sektör kaynakları, Avrupa Birliği’nin elektrikli araç geçişini hızlandırmak için bu tür adımları değerlendirdiğini belirtiyor.

Türkiye’nin gururu: TAYFUN Blok 4

Türkiye’nin en uzun menzilli balistik füzesi olan TAYFUN Blok 4, ilk kez bir savunma fuarında sergilendi. Roketsan tarafından geliştirilen kısa menzilli balistik füze, IDEF 2025 Uluslararası Savunma Sanayii Fuarı’nda yerini aldı. 22-27 Temmuz tarihleri arasında İstanbul Fuar Merkezi’nde düzenlenen etkinlikte, Türkiye’nin balistik füze yeteneklerini temsil eden en güçlü sistemlerden biri olarak öne çıktı.

TAYFUN Blok 4 balistik füzesi görücüye çıktı

Balistik füzeler, uluslararası sınıflandırmalara göre menzillerine göre ayrılıyor. 300 kilometreye kadar menzile sahip olanlar taktik balistik füze, 300 ila 1000 kilometre arasındaki sistemler ise kısa menzilli balistik füze kategorisinde değerlendiriliyor. TAYFUN, Türkiye’nin bu menzil aralığındaki ilk yerli üretimi olarak bu sınıfta bir ilki temsil ediyor.

Füzenin motoru, yakıtı, güdüm sistemi ve diğer kritik alt bileşenleri Roketsan tarafından yerli olarak geliştirildi. TAYFUN’un yerli mühendislik ve teknolojiyle bu düzeye ulaşması, Türkiye’nin füze teknolojilerinde bağımsızlık hedefi doğrultusunda önemli bir adım olarak kayda geçti.

Sistemin test atışları devam ediyor. Şubat ayında Rize-Artvin Havalimanı’ndan gerçekleştirilen son atışta, füze deniz üzerindeki hedefi başarıyla vurdu. Bu atış, TAYFUN’un üçüncü test denemesi olarak kaydedildi. Elde edilen isabet ve kararlılık verileri, sistemin operasyonel etkinliğini doğrulayan önemli göstergeler arasında yer aldı.

158 yıllık şirket bu yüzden battı!

158 yıllık şirket bu yüzden battı!

İngiltere'de ilginç bir olay yaşandı. Zayıf şifre yüzünden 158 yıllık şirketin iflas noktasına geldiği ortaya çıktı.

TAYFUN, hipersonik hızlara ulaşabiliyor. Bu sayede füzenin, hedefe ulaşmadan önce hava savunma sistemlerinden kaçınma kabiliyeti artıyor. Güdüm sisteminde yer alan yüksek hassasiyetli teknolojiler, hedefe yapılan saldırının çevresel etkilerini en aza indiriyor.

Ayrıca, elektronik harp ortamında görev yapabilmesi için küresel konumlama sistemlerinin (GPS) karıştırılmasına karşı yüksek seviyede dayanıklılık özelliklerine sahip. Gündüz-gece, farklı hava koşullarında görev yapabilen sistemin, kısa sürede fırlatma hazırlığına geçebiliyor olması da operasyonel esneklik sağlıyor.

Roketsan tarafından geliştirilen TAYFUN, menzil ve performans açısından şu ana kadar Türkiye’de üretilen en güçlü balistik füze sistemi oldu. TAYFUN’un ardından gelecek yeni sistem ise CENK adıyla tanımlanıyor. Şirket, balistik füze yeteneklerini bu yeni projelerle daha da ileri taşımaya hazırlanıyor.

IDEF 2025’te sergilenen TAYFUN Füzesi, sadece bir ürün tanıtımı değil, aynı zamanda Türkiye’nin yerli füze teknolojisindeki kapasitesinin de açık bir göstergesi olarak dikkat çekiyor.

Meteksan yeni kara gözetleme radarını duyurdu

Meteksan Savunma, yeni nesil kara gözetleme radarı Retinar GSR’ı ilk kez IDEF 2025 Uluslararası Savunma Sanayii Fuarı’nda tanıttı. Retinar çevre gözetleme radar ailesinin en yeni üyesi olarak geliştirilen sistem, özellikle sınır güvenliği ve kritik tesislerin korunmasına yönelik olarak tasarlandı. Şirketin sahada kazandığı deneyimle şekillenen radar, fuar kapsamında 22-27 Temmuz tarihleri arasında İstanbul’da sergileniyor.

Meteksan, Retinar GSR kara gözetleme radarını tanıttı

Retinar GSR, sahip olduğu teknik özelliklerle güvenlik birimlerinin operasyonel kabiliyetini artırmaya yönelik olarak geliştirildi. Sistem, insan tespitinde 12 kilometreye kadar menzil sunuyor. Düşük hızda hareket eden hedefleri algılayabilen yapısı sayesinde, sürünen bir insan ile yüksek hızla hareket eden araç gibi farklı karakterdeki tehditleri aynı anda algılayabiliyor.

Bu özelliğiyle klasik radar sistemlerinin zayıf kaldığı alanlarda avantaj sağlıyor. Radar, tespit ettiği hedeflerin hızını, yönünü ve konumunu eş zamanlı olarak gösterebiliyor. Mikro-Doppler spektrogram analizi sayesinde hedefin sınıfını yüksek doğrulukla belirleyebiliyor. Kamera ve diğer sensör sistemleriyle entegre şekilde çalışabilecek yapıda geliştirildi.

Sistem, kötü hava koşullarında da görev yapabiliyor. Görüş mesafesinin kısıtlandığı sisli ya da yağışlı havalarda 24 saat boyunca kesintisiz görev yapabilen radar, bulunduğu bölgede geniş bir güvenlik kapsama alanı yaratıyor. Bu özelliğiyle hem sınır hatlarında hem de stratejik altyapı tesislerinde çevresel tehditlere karşı etkin bir önleme katmanı oluşturuyor.

158 yıllık şirket bu yüzden battı!

158 yıllık şirket bu yüzden battı!

İngiltere'de ilginç bir olay yaşandı. Zayıf şifre yüzünden 158 yıllık şirketin iflas noktasına geldiği ortaya çıktı.

Meteksan Savunma Genel Müdürü Adil Baktır, Retinar GSR’ın geliştirme sürecine ilişkin yaptığı açıklamada, mevcut ürünlerden sahada edinilen deneyimlere dikkat çekti. Daha önce yurtiçinde ve yurtdışında görev yapan Retinar PTR sistemiyle elde edilen operasyonel veriler, yeni radarın geliştirilmesinde doğrudan referans alındı. PTR’nin sahadaki başarısının ardından, daha uzun menzilli ve daha düşük hızdaki hedefleri tespit edebilen bir sistem ihtiyacına cevap olarak Retinar GSR geliştirildi.

Baktır, yeni radarın sahada en kısa sürede görev almasıyla birlikte Retinar ürün ailesinin yeni bir aşamaya geçeceğini ifade etti. Sistem, özellikle uzun menzilli hedef tespitiyle güvenlik güçlerine önemli bir avantaj sunacak şekilde konfigüre edildi.

Hedefin tespitinden sınıflandırılmasına, konumunun belirlenmesinden takibine kadar birçok süreci tek bir platform üzerinden gerçekleştirebilen yapısıyla dikkat çekiyor.

IDEF 2025’te sergilenen sistemin, Meteksan Savunma’nın çevre gözetleme teknolojilerindeki birikimini sahaya yeni bir teknoloji düzeyinde yansıttığı görülüyor. Radarın, önümüzdeki dönemde hem yurt içinde hem de ihracat pazarı açısından etkin şekilde değerlendirilmesi bekleniyor.

TSMC, yarı iletken fabrikalarını beklenenden aylar önce tamamlıyor

Dünyanın en büyük çip üreticisi TSMC, ABD’nin Arizona eyaletinde inşa ettiği gelişmiş yarı iletken fabrikalarının üretim takvimini öne çekti. Şirket, ikinci çeyrek finansal sonuçlarını açıkladığı toplantının ardından yaptığı duyuruda ABD’li müşterilerden gelen yoğun talep nedeniyle üretim programını çeyrekler bazında hızlandırdığını açıkladı.

TSMC, ABD’deki yarı iletken fabrikalarını beklenenden aylar önce tamamlıyor

TSMC’nin CEO’su C.C. Wei, Arizona’daki ilk fabrikanın tamamen faaliyete geçtiğini, ikinci fabrikanın inşaatının tamamlandığını ve üçüncü tesisin temelinin geçtiğimiz nisan ayında atıldığını duyurdu. Toplamda altı gelişmiş wafer üretim tesisi, iki ileri paketleme fabrikası ve bir araştırma-geliştirme merkezi kurmayı planlayan TSMC, bu tesislerle ABD’de üretim kapasitesini önemli ölçüde artıracak.

Şirketin Arizona’daki ilk fabrikası (Fab 21 Aşama 1), geçtiğimiz yıl 4nm çip üretimine başlamıştı. TSMC, bu üretim hattındaki verim oranlarının Tayvan’daki tesislerle aynı seviyede olduğunu açıkladı. Bu fabrikada Apple’ın iPhone 14 Pro, iPhone 15 ve Apple Watch Ultra 2 gibi ürünlerinde kullanılan A16 Bionic ve S9 SiP çiplerinin üretimi sürüyor. Küçük ölçekli deneme üretimlerinin ardından, bu çipler için kitlesel üretim süreci hızlandırılmış durumda.

Türk iş insanı resmen uzaya gidiyor

Türk iş insanı resmen uzaya gidiyor

İş insanı Gökhan Erdem, Blue Origin ile uzaya gitmeye hazırlanıyor. Böylece Erdem, Türkiye'deki 3. uzay yolcusu olacak.

TSMC, Arizona’daki ikinci fabrikasında (Fab 21 Aşama 2) 3nm çip üretimini planlanan tarihten birkaç çeyrek önce başlatmak üzere hazırlık yapıyor. Üretimin, 2025 sonu veya 2026 başında başlaması bekleniyor.

Üçüncü fabrikanın (Fab 21 Aşama 3) inşası da başlamış durumda ve burada 2nm ve A16 (1.6nm eşdeğeri) işlemcilerin üretimi yapılacak. Ancak bu çiplerin ABD’de üretimi, bu on yılın sonlarına doğru gerçekleşecek. İlk 2nm çipli akıllı telefonların ise 2025 sonu veya 2026 başında, Tayvan’da üretilen işlemcilerle piyasaya sürülmesi planlanıyor.

TSMC’nin üretim takvimini hızlandırmasında yalnızca müşteri talebi değil, aynı zamanda politik gelişmeler de etkili oluyor. Eski ABD Başkanı Donald Trump’ın yarı iletken ithalatına yüzde 25 gümrük vergisi getirme planı, ABD içinde üretilen çipleri daha stratejik hale getiriyor.

Örneğin, Çin veya Hindistan’da üretilen bir iPhone’un ABD’ye ithalatında Apple’ın hem cihaz hem de içindeki yabancı menşeli çipler için ayrı ayrı vergi ödemesi gerekebilir. Bu nedenle Apple gibi büyük üreticilerin ABD menşeili çip kullanımı konusundaki baskısı artıyor.

TSMC, yalnızca üretim cephesinde değil, finansal alanda da güçlü bir çeyrek geçirdi. 2025’in ikinci çeyreğinde 933.80 milyar Tayvan doları (31.7 milyar USD) gelir elde eden şirket, 398.27 milyar Tayvan doları (13.5 milyar USD) net gelir açıkladı.

Yıllık bazda net karda yüzde 61’lik artış yaşandı. Bu performans, TSMC’nin piyasa değerinin tarihinde ilk kez 1 trilyon doları aşmasını sağladı. Şirketin hisseleri Robinhood platformunda yüzde 4.2’lik yükselişle 240.50 dolardan işlem görürken, 52 haftalık zirve olan 248.28 dolara oldukça yaklaştı. 2025 başından bu yana hisse senedi yüzde 19.3 oranında değer kazandı.

Türkiye’nin ilk milli hücumbotu tanıtıldı

Türkiye’nin ilk milli hücumbotu kamuoyunun karşısına çıktı. Savunma Teknolojileri Mühendislik ve Ticaret AŞ (STM) tarafından tasarlanan platform, IDEF-2025 Uluslararası Savunma Sanayii Fuarı’nda tanıtıldı.

Türkiye’nin ilk milli hücumbotu görücüye çıktı

Projenin inşa süreci 8 Temmuz 2025’te İstanbul’da başladı. Türk Deniz Kuvvetleri için geliştirilen gemi, tasarımı ve üretimiyle Türkiye’nin bu alandaki dışa bağımlılığını sona erdiren ilk yerli hücumbot olma özelliği taşıyor.

Türk Tipi Hücumbot Projesi kapsamında STM ile Cumhurbaşkanlığı Savunma Sanayii Başkanlığı (SSB) arasında 9 Eylül 2024’te sözleşme imzalandı. STM, projede hem tasarımcı hem de ana yüklenici olarak görev alıyor.

Çalışmalar 2020 yılında imzalanan bir başka sözleşmeyle başladı. Bu süreçte milli korvet ve fırkateyn projelerinde edinilen mühendislik birikimi hücumbot tasarımına aktarıldı. Gemiye ait ilk sac kesimi, inşaat sürecinin başlangıcı olarak kabul edilen adım, 8 Temmuz’da İstanbul’da yapıldı.

IDEF-2025’te sergilenen model, STM’nin özgün tasarımı olarak fuar ziyaretçileriyle buluştu. Daha önce Almanya gibi ülkelerin tasarımlarını kullanan Türk Deniz Kuvvetleri, ilk kez tamamen yerli imkanlarla tasarlanmış bir hücumbota sahip olacak. Bu gelişmeyle birlikte, suüstü harbi görevlerinde kullanılan hücumbot sınıfında dışa bağımlılık sona erdi.

158 yıllık şirket bu yüzden battı!

158 yıllık şirket bu yüzden battı!

İngiltere'de ilginç bir olay yaşandı. Zayıf şifre yüzünden 158 yıllık şirketin iflas noktasına geldiği ortaya çıktı.

Yeni platformun teknik özellikleri, modern bir savaş gemisinden beklenen tüm kabiliyetleri içeriyor. Tam boyu 68 metre olan geminin genişliği 9,3 metre. 700 ton deplasmana sahip. Azami hızı saatte 39 knotun üzerinde. İntikal hızı 20 knot olarak belirtiliyor. En az 800 deniz mili seyir menziline sahip olacak gemide 36 kişilik yaşam alanı bulunuyor.

Silah sistemleri arasında 76 milimetrelik baş top, satıhtan satıha güdümlü mermi sistemi, yakın hava savunma sistemi (PDMS), iki adet 12,7 mm uzaktan kumandalı makineli tüfek sistemi, iki adet chaff/dekoy sistemi yer alıyor. Platform ayrıca savaş yönetim sistemi ve 3 boyutlu arama radarına sahip. Tahrik sisteminde dört adet dizel motor, dört adet yönlendirilebilir su jeti ve üç dizel jeneratör bulunuyor.

Milli Hücumbot; düşük radar izi, yüksek manevra kabiliyeti ve ağır deniz koşullarında operasyon yeteneğiyle dikkat çekiyor. Suüstü harbi görevlerinde düşman tarafından tespit edilmesini zorlaştıracak şekilde konuşlanabiliyor.

Uzun menzilli güdümlü füzelerle taarruz gerçekleştirebiliyor. Gerektiğinde fırkateyn veya helikopterlerle koordineli şekilde görev icra edebiliyor. Hava savunma sistemleri, bu yetenekleri tamamlayacak şekilde gemiye entegre ediliyor.

Yerli üretim oranı yüksek tutulan projede, hem tasarım hem de inşa faaliyetlerinde azami düzeyde yerli katkı sağlanıyor. STM tarafından geliştirilen bu yeni nesil hücumbotun, Türk Donanması’nın mevcut hücumbotları arasında en büyük boyutlara ve en yüksek deplasmana sahip olacağı belirtildi.

Proje, donanmanın Mavi Vatan kapsamındaki caydırıcılığını artırma hedefiyle ilerliyor. STM tarafından yapılan açıklamada, bu geminin hızlı, etkin ve modern bir suüstü platformu olarak Türk Silahlı Kuvvetleri’ne kazandırılacağı bilgisi verildi.

Geliştirme sürecinin tamamlanmasının ardından geminin envantere girmesiyle birlikte, Türkiye bu alanda kendi özgün sistemlerini hayata geçirme yeteneğini bir kez daha ortaya koymuş olacak.

Zırhlı araçlara CANiK VENOM LR desteği geliyor

FNSS tarafından geliştirilen zırhlı kara araçlarına, Samsun Yurt Savunma (SYS Grup) bünyesindeki CANiK tarafından üretilen VENOM LR otomatik top ve 12.7 mm M2 QCB makineli tüfek entegre edildi. Entegre edilen bu yerli silah sistemleri, IDEF 2025 Uluslararası Savunma Sanayii Fuarı’nda kamuoyuna tanıtılıyor. FNSS ve CANiK iş birliğiyle gerçekleşen bu entegrasyon; Türk savunma sanayiinin platform, silah ve kule sistemlerinde ulaştığı eşgüdümlü üretim kapasitesini ortaya koyuyor.

FNSS zırhlı araçlar, CANiK VENOM LR desteği alıyor

VENOM LR 30×113 mm kalibreye sahip, otomatik bir top sistemi olarak öne çıkıyor. Sistem, düşük geri tepme gücü ve ayarlanabilir atış hızı gibi teknik nitelikleriyle, çeşitli platformlara entegre edilebilecek esneklik sunuyor.

FNSS’nin PARS 4×4 Taktik Tekerlekli Zırhlı Aracı üzerinde konumlandırılan SANCAK 30 Uzaktan Komutalı Kule (UKK) ile, ZAHA Amfibi Zırhlı Hücum Aracı’na entegre edilen ÇAKA 30 AT-O Uzun Menzilli Anti-Tank Kulelerinde VENOM LR ilk kez sahneye çıkıyor. Aynı sistemin farklı varyantları, çeşitli görev tiplerine uyarlanmış şekilde fuarda ziyaretçilere sunuluyor.

Silah sistemiyle birlikte kule ve araç platformlarının tamamı Türkiye’de tasarlandı ve üretildi. Geliştirilen bu çözümler, dışa bağımlılığın azaltılması yönünde atılan adımlardan biri olarak yerli savunma sanayiinin yetkinliğini gösteriyor.

SYS Grup Genel Müdürü Cahit Utku Aral, VENOM LR’nin Türk savunma sanayiinin farklı bileşenleriyle oluşturulan ortak üretim ekosisteminin bir ürünü olduğunu belirtti. Aral, sistemin sadece Türkiye içinde değil, küresel pazarda da operasyonel gereksinimlere doğrudan yanıt verecek şekilde konfigüre edildiğini ifade etti.

158 yıllık şirket bu yüzden battı!

158 yıllık şirket bu yüzden battı!

İngiltere'de ilginç bir olay yaşandı. Zayıf şifre yüzünden 158 yıllık şirketin iflas noktasına geldiği ortaya çıktı.

FNSS CEO’su Nail Kurt ise kule sistemlerinin görüş biriminden atış kontrol yazılımına, hareket kontrol sisteminden silah entegrasyonuna kadar tamamen yerli unsurlarla üretildiğini açıkladı. Kurt’un açıklamasına göre, VENOM LR ile birlikte CANiK üretimi 12.7 mm M2 QCB makineli tüfek de TEBER-II 30/40 çift kişilik kulede eş eksenli silah olarak, ÇAKA AT-K kısa menzilli anti-tank kulede ise ana silah olarak görev yapacak.

Türk Silahlı Kuvvetlerinin ihtiyaçları doğrultusunda şekillenen bu sistemler, hem kara harekâtında hem de amfibi operasyonlarda kullanılabilecek yapıdalar. VENOM LR’nin, ileri gözetleme, İHA karşı tedbirleri ve özel kuvvet operasyonlarında görev alabilecek çok yönlü bir platform olması planlandı. Aynı zamanda, sistemin entegre edildiği FNSS platformları PARS 4×4 ve ZAHA gibi araçlar, yurtdışı pazarlarında halihazırda aktif olarak tanıtılıyor.

Yerli ve milli unsurların bu düzeyde entegre edilerek küresel rekabete açılması, Türkiye’nin savunma sanayi ihracatında sürdürülebilir büyümeyi hedefleyen vizyonunun bir parçası olarak değerlendiriliyor. SYS Grup, bu iş birliklerinin önümüzdeki dönemde daha fazla araç ve platformda devam edeceğini, farklı kullanıcı ihtiyaçlarına yönelik uyarlamalarla ürün gamının genişletileceğini ifade etti.

Gökyüzünün Ferrari’si görücüye çıktı

Baykar, kısa süre önce İtalyan Piaggio Aerospace şirketini satın almasının ardından, bu şirketin geliştirdiği P.180 Avanti Evo+ uçağını IDEF 2025 Uluslararası Savunma Sanayii Fuarı’nda ilk kez sergiliyor.

P.180 Avanti Evo+ tanıtıldı

“Gökyüzünün Ferrari’si” olarak anılan uçak, fuar için Atatürk Havalimanı’na intikal etti. Çift motorlu turboprop yapısıyla dikkat çeken P.180 Avanti Evo+, 927 kilometre/saat hıza ulaşabiliyor. Kompozit gövde yapısı ve aerodinamik tasarımı sayesinde düşük yakıt tüketimi sağlarken, iç kabininde ise konfor unsurları ön planda tutuluyor.

Piaggio Aerospace’in Baykar tarafından satın alınmasıyla birlikte P.180 Avanti Evo+ modelinin hem sivil hem de askeri versiyonlarının Baykar’ın ürün gamında yeni bir yer edinmesi planlanıyor. Baykar, daha önce insansız hava araçlarında geliştirdiği sistemlerle öne çıkmıştı.

Bu satın alma ile birlikte insanlı platformlar da şirketin stratejik planlamasında yer almaya başladı. Uçağın, özellikle uzun menzilli keşif, VIP taşımacılık ve özel görev uçuşları gibi alanlarda kullanılabileceği değerlendiriliyor.

Baykar CEO’su Haluk Bayraktar, Avanti Evo+ uçağının yeniden üretim sürecine alınacağını ve bu platformun hem sivil havacılıkta hem de savunma alanında rekabetçi bir ürün haline getirileceğini duyurdu.

158 yıllık şirket bu yüzden battı!

158 yıllık şirket bu yüzden battı!

İngiltere'de ilginç bir olay yaşandı. Zayıf şifre yüzünden 158 yıllık şirketin iflas noktasına geldiği ortaya çıktı.

Ayrıca yapılan açıklamada, şirketin üretim faaliyetlerini Avrupa’ya taşıyacağı ve bu kapsamda bir stratejik merkez kurulacağı bilgisi paylaşıldı. Bu merkezin, Akıncı ve TB2 gibi mevcut insansız sistemlerin üretiminde de kullanılacağı belirtildi.

Fuarda sergilenen Avanti Evo+, Piaggio’nun geçmişte sivil havacılıkta ikonik hale gelen tasarım anlayışını korurken, Baykar’ın savunma sanayi tecrübesiyle birlikte farklı görev konseptlerine uyarlanabilir bir yapıya kavuşuyor.

Uçağın askeri sürümünün, mevcut gövde ve performans özellikleri temel alınarak elektronik donanım, görev sistemleri ve silah entegrasyonu açısından yeniden yapılandırılması yönünde çalışmalar planlanıyor.

Baykar’ın Avrupa’daki bu yeni hamlesi, şirketin uluslararası alanda sadece ürün bazında değil, aynı zamanda üretim ve teknoloji transferi açısından da daha geniş bir coğrafyada varlık göstermeye hazırlandığını ortaya koyuyor. P.180 Avanti Evo+ platformunun ise bu açılımda önemli bir role sahip olması bekleniyor.