Honda, yeni elektrikli SUV projesini iptal etti!

Honda, büyük elektrikli SUV projesini durdurdu. Japonya merkezli otomobil üreticisi, ABD pazarı için 2027 yılında piyasaya sürmeyi planladığı yedi koltuklu, beş metre uzunluğundaki elektrikli SUV modelinin geliştirme çalışmalarını askıya aldı. Nikkei tarafından aktarılan bilgilere göre, bu kararın arkasında ABD’deki siyasi belirsizlikler ve elektrikli araçlara yönelik vergi teşviklerinin sona erecek olması bulunuyor.

Honda, yeni elektrikli SUV projesini rafa kaldırıyor

Modelin ana pazarı olarak ABD öne çıkıyordu. Ancak Başkan Donald Trump’ın yürürlükten kaldırdığı ve 2025 Eylül ayı sonunda tamamen sona erecek olan teşviklerin yarattığı belirsizlik ortamı, Honda’nın projeye devam etmesini ekonomik ve stratejik açıdan riskli hale getirdi. Şirketin son dönemdeki yatırımlarını gözden geçirdiği ve elektrikli araç stratejisini yeniden şekillendirdiği biliniyor.

Honda, 2026’dan itibaren Çin dışı pazarlara sunmak üzere “0 Serisi” adı verilen yeni bir elektrikli araç serisi duyurmuştu. Bu serinin 2030 yılına kadar yedi farklı modelden oluşması planlanıyordu. Geliştirme süreci durdurulan büyük SUV modeli de bu serinin en büyük halkası olarak konumlandırılmıştı. Araç, özellikle geniş iç hacim arayan aileleri hedefliyor ve ABD pazarındaki büyük SUV segmentine hitap ediyordu.

Elektrikli SUV projesinin askıya alınması, Honda’nın daha önce aldığı bazı kararlarla paralellik gösteriyor. Nisan 2024’te Kanada’da kurulması planlanan ve milyarlarca dolarlık yatırım öngörülen elektrikli araç üretim merkezi projesi de benzer gerekçelerle durdurulmuştu. Bu gelişmenin ardından şirket, elektrikli araç geliştirme stratejisini daraltmış ve hibrit modellere daha fazla ağırlık vermeye başlamıştı.

8 GB bellekli ekran kartları talep görmüyor!

8 GB bellekli ekran kartları talep görmüyor!

8 GB bellekli ekran kartları gözden düşmeye devam ediyor. Özellikle oyuncular, daha yüksek belleğe sahip kartlar istiyor.

Şirket, tüm elektrikli araç projelerinden vazgeçmiş değil. Büyük SUV modeli dışındaki elektrikli amiral gemisi sedan ve orta boy SUV geliştirme çalışmaları devam ediyor. Her iki modelin prototipi, Ocak 2025’te Las Vegas’ta düzenlenen CES fuarında tanıtıldı. Yeni tasarımlarıyla dikkat çeken bu araçların en az 480 kilometre menzil sunacağı ve tamamen yeni bir elektrikli araç platformu üzerinde geliştirildiği açıklandı.

Honda’nın elektrikli araç stratejisinde yaşanan bu değişiklik, yalnızca pazardaki talep dalgalanmalarıyla değil, aynı zamanda küresel çapta değişen ekonomik ve politik dengelerle de doğrudan ilişkilendiriliyor. Şirket, bu tür değişimlere karşı esnek kalabilmek için önümüzdeki dönemde daha temkinli adımlar atmayı sürdürüyor.

Fiyat performans canavarı Honor X70 kanlı canlı görüntülendi!

Honor‘un bu ayın sonlarına doğru tanıtmaya hazırlandığı X70 için geri sayım başladı. Daha önce kilit teknik özellikleri belli olan akıllı telefonun şimdi de canlı görüntüsü ortaya çıktı. Bu sayede tasarımıyla ilgili akıllarda herhangi bir soru işareti kalmadı.

Güvenilir sektör kaynaklarından Experience More, yaklaşan Honor X70‘in canlı görüntüsünü ve bazı teknik özelliklerini paylaştı. Buna göre akıllı telefon selefi X60’daki dairesel kamera kurulumunu devam ettirecek.

Önde ise ince çerçevelere sahip delikli bir ekran tasarımı bizleri karşılayacak. Öte yandan, görüntülere dikkatli baktığımızda modelin MagicOS 9.0 arayüzünü çalıştıracağını görüyoruz. Dahası, 12 GB RAM’le geleceğini ve powerbankleri işsiz bırakacak 8.300 mAh’lik bir pilden besleneceğini söyleyebiliriz.

Dahili depolama tarafında ise 256 GB’lik seçenek karşımıza çıkacak. Tabii, bellek ve dahili depolama tarafında daha farklı seçeneklerin olma ihtimalini de akıllarda çıkarmamak gerekiyor.

Akıllı telefonun 7.7 mm kalınlığında ve 193 gram ağırlığında olması bekleniyor. Ancak bazı kaynaklara göre, 512 GB’lık versiyon diğer modellere kıyasla biraz daha kalın ve ağır olacak: 7.9 mm kalınlığında ve 199 gram ağırlığında.

Honor X70 modeli 6.79 inç boyutunda, 1.5K çözünürlüklü düz bir ekranla bizleri karşılayacak. Ekran teknolojisi ve yenileme hızı hakkında ise herhangi bir detay şimdilik paylaşılmadı. Bununla birlikte, Snapdragon 6 Gen 4 işlemcisinden güç alacak.

Cihazın beyaz, mavi ve siyah renk seçenekleriyle sunulması bekleniyor. Ancak, kamera detayları ve fiyatlandırma hakkında henüz bir bilgi mevcut değil. Bugüne dek sızdırılan detayları göz önünde bulundurduğumuzda akıllı telefonun orta segmente konumlandırılacağını söyleyebiliriz.

One UI 8, gelişmiş ses silme aracı sunuyor!

Samsung, Android 16 tabanlı One UI 8 güncellemesiyle birlikte Ses Silme aracını geliştirerek daha geniş kullanım alanına yayıyor. Galaxy AI destekli araç, güncellenmiş versiyonuyla artık video oynatma sırasında gerçek zamanlı olarak arka plan gürültüsünü otomatik olarak ortadan kaldırabiliyor. Böylece herhangi bir düzenleme işlemine gerek kalmadan izleme sırasında ses kalitesi iyileştiriliyor.

One UI 8, gelişmiş ses silme aracı sunacak

Mevcut Ses Silici, One UI 7 ile birlikte Galaxy S25 serisiyle tanıtılmıştı ve yalnızca Galeri uygulamasında kullanılabiliyordu. Arka plan gürültüsünü azaltmak için videonun düzenleme moduna alınması gerekiyordu.

One UI 8 ile birlikte bu sınır kalkıyor. Ses Silme aracı artık Samsung Notlar ve Ses Kaydedici gibi uygulamalarda da aktif şekilde çalışabiliyor. Kullanıcılar, bu uygulamalarda Galaxy AI düğmesine dokunarak ortam sesi veya uğultu gibi arka plan seslerini ortadan kaldırabiliyor.

Yeni versiyonun özellikle hız konusunda da önemli bir iyileştirme sunduğu belirtiliyor. Gerçek zamanlı işleme özelliği sayesinde kullanıcıların herhangi bir düzenleme süreciyle uğraşmadan doğrudan sonuç alması mümkün hale geliyor. Araç, belirli uygulamalara entegre edilmiş olsa da sistem genelinde daha fazla uygulama ile uyumlu hale getiriliyor.

8 GB bellekli ekran kartları talep görmüyor!

8 GB bellekli ekran kartları talep görmüyor!

8 GB bellekli ekran kartları gözden düşmeye devam ediyor. Özellikle oyuncular, daha yüksek belleğe sahip kartlar istiyor.

Güncellenmiş Ses Silme aracının, 9 Temmuz’da tanıtılması beklenen Galaxy Z Fold 7 ve Galaxy Z Flip 7 modelleriyle birlikte sunulacağı ifade ediliyor. Bu tarih itibarıyla araç, yeni modellerde doğrudan yer alacak. Daha önceki amiral gemisi modellerin de yazılım güncellemesi aracılığıyla bu özellikle uyumlu hale getirilmesi planlanıyor.

Samsung’un ses işleme konusundaki bu adımı, özellikle içerik üreticileri ve sık ses kaydı yapan kullanıcılar açısından dikkat çeken bir yenilik olarak öne çıkıyor. Arka plan gürültüsünü baskılamak için harici yazılımlara olan ihtiyacı azaltan bu sistem, mobil cihazlarda ses kontrolünü doğrudan işletim sistemi seviyesinde sunmayı hedefliyor.

Toyota Celica Nissan GT-R rakibi olmaya geliyor

Toyota’nın otomobil tutkunlarını heyecanlandıran projesi Toyota Celica, yavaş yavaş şekillenmeye başladı. Efsanevi Celica ismi, spor otomobil dünyasına geri dönmeye hazırlanırken, teknik detaylardan tasarım ipuçlarına kadar birçok yeni bilgi gün yüzüne çıktı. Geliştirme kodu “710D” olarak belirlenen modelin, yalnızca nostalji değil, aynı zamanda ileri mühendislik ürünü bir sürüş deneyimi sunması hedefleniyor.

Toyota Celica tasarımı ile dikkat çekecek

Yeni GR Celica’nın tasarımı henüz resmi olarak açıklanmasa da, elde edilen bilgiler ışığında ortaya çıkan ipuçları oldukça çarpıcı. Özellikle A sütunu yapısında yapılan değişiklik, sürücü ergonomisini yeniden tanımlayacak türden. Görünürlüğü artırmaya odaklanan bu yapı sayesinde, ön camın her iki ucu daha yuvarlatılmış olacak ve A sütunu geriye doğru konumlandırılacak. Bu sayede virajlarda sürücünün görüş hattına engel olmadan, daha keskin ve güvenli bir sürüş imkânı sunulacak.

Ayrıca, A sütununun “şaşırtıcı şekilde ayakta durduğu” şeklinde tanımlanan mimarisi, hem aerodinamik verimlilik hem de yapısal sağlamlık açısından önem taşıyor.

Toyota Celica

Farklı Donanım Seviyeleri ve Yeni Şanzıman Seçeneği

GR Celica, iki farklı versiyonla sunulacak: “RZ” ve motorsporlarına uygunlaştırılmış “yarış tabanlı” sınıf. Bu yarış versiyonunun, GR Yaris’te kullanılan “RC” adını taşıması bekleniyor. Her iki sınıf da sürüş dinamikleri açısından ayrışacak şekilde yapılandırılacak.

İlk etapta yalnızca 6 ileri manuel şanzıman (iMT) ile gelmesi planlanan GR Celica’da, son gelen bilgiler doğrultusunda yeni geliştirilen 8 ileri otomatik (Direct AT – DAT) şanzıman seçeneğinin de sunulacağı öğrenildi. GR Yaris ve GR Corolla’da test edilen bu yeni otomatik sistemin, GR Celica’da daha da gelişmiş bir versiyonunun kullanılacağı tahmin ediliyor.

Performansı nasıl olacak?

Safkan spor otomobil arayanlar için GR Celica, hibrit sistem barındırmayan güçlü bir benzinli motorla geliyor. 2.0 litrelik turboşarjlı dört silindirli motor, 400 beygir gücü ve 56.1 kgm tork üretecek. Bu motorun, orta motor (midship) mimarisiyle dört tekerlekten çekiş (4WD) sistemiyle desteklenmesi bekleniyor. Bu yapı, viraj performansını artırırken, pistte ve sokakta maksimum denge sağlayacak.

Toyota Celica

Toyota, GR Celica’nın yapısında karbon fiber gibi hafif ama dayanıklı malzemeler kullanarak, aracın performans-yük oranını optimize etmeyi amaçlıyor. Tıpkı GRMN Yaris’te olduğu gibi, kaput ve tavan karbon fiberden imal edilecek. İlginç bir detay ise, yedek lastiklerin ön kaputun altında, motor ve bagajın ise arka bölümde yer alacağı yönünde.

Xpeng, Tesla Model Y rakibini satışa sundu!

Xpeng, Tesla Model Y rakibini satışa sundu!

Xpeng, yeni G7 modelini Çin pazarında satışa çıkardı. Araç, yenilikçi özellikleri ile oldukça dikkat çekiyor.

Ayrıca, gövde tasarımında çift katlı (double deck) yerine tek katlı (bull deck) arka yapı tercih edilecek. Bu tercihin, aracın gövde rijitliğini artırma ve aerodinamiği iyileştirme amacıyla yapıldığı belirtiliyor.

İlk prototipin Ocak 2027’de Tokyo Auto Salon’da gösterilmesi planlanıyor. Başlangıçta 2027 baharında satışa sunulması öngörülüyordu, ancak son güncellemelerle birlikte resmi çıkış tarihi Nisan 2028 olarak kesinleşti. Bu, neredeyse bir yıllık bir erteleme anlamına gelse de, aracın ticari versiyonunun daha rafine bir biçimde tüketiciyle buluşacağını gösteriyor.

GR Celica Beklenen Teknik Özellikler

  • Toplam Uzunluk x Genişlik x Yükseklik: 4400 x 1860 x 1230 mm
  • Dingil Mesafesi: 2600 mm
  • Araç Ağırlığı: 1300 kg
  • Motor: 2.0L Düz 4, Turbo
  • Maksimum Güç / Tork: 400 PS / 56.1 kgm (550 Nm)
  • Şanzıman: 6 ileri iMT / 8 ileri DAT
  • Sürüş Düzeni: 4WD (Dört Tekerlekten Çekiş)
  • Beklenen Fiyat: 8 milyon – 10 milyon YEN

Dünyanın en ince katlanabilir telefonu globale geliyor!

Dünyanın en ince ve hafif katlanabilir telefonu olarak lanse edilen Honor Magic V5 geçtiğimiz günlerde Çin’de tanıtıldı. Fakat görünüşe göre globaldeki kullanıcılar da çok fazla beklemeyecek. Zira Çinli firma kısa bir süre önce yeni modelin Çin dışına çıkacağı tarihi açıkladı.

Honor, paylaştığı tanıtım posteriyle Magic V5 modelinin 15 Temmuz’da Çin dışına çıkacağını resmen doğruladı. Şu ana kadar edindiğimiz bilgilere göre Çin ile global versiyonları arasında herhangi bir teknik özellik farklılığı olmayacak.

Honor Magic V5, 15 Temmuz'da globale gelecek

Katlanabilir telefonda Snapdragon 8 Elite işlemcisi mevcut. Ayrıca, 7.95 inç ana ve 6.43 inçlik bir dış ekrana ev sahipliği yapıyor.

12GB + 256GB, 16GB + 512GB ve 16GB + 1TB sürümleriyle raflardaki yerini alan katlanabilir telefon Çin’deki fiyatları ise 1255 dolardan başlıyor. Global fiyatlarını ise önümüzdeki hafta düzenlenecek etkinlikte öğreneceğiz.

KategoriÖzellikler
İç Ekran7.95 inç OLED, 2352×2172 piksel, 120Hz LTPO, DCI-P3, 10.7 milyar renk, 5000 nit
Dış Ekran6.43 inç OLED, 2376×1060 piksel, 120Hz LTPO, DCI-P3, 10.7 milyar renk, 5000 nit
PWM Dimming4320Hz PWM, göz konforu için
Ek Ekran ÖzellikleriAI hareket hastalığı azaltma, gerçek zamanlı renk senkronizasyonu
Cam KorumaDış ekran: Yeni nesil Dev Gergedan camı
Katlanmış Boyutlar156.8 mm (yükseklik) x 74.3 mm (genişlik) x 8.8 mm / 9.0 mm (kalınlık)
Açılmış Boyutlar156.8 mm x 145.9 mm x 4.1 mm (Beyaz) / 4.2 mm (diğer renkler)
Ağırlık217 g (Beyaz), 222 g (diğer renkler)
İşlemci (SoC)Snapdragon 8 Elite
Grafik İşlemci (GPU)Adreno 830
RAM ve Depolama– 12GB + 256GB- 16GB + 512GB- 16GB + 1TB
İşletim SistemiAndroid 15 tabanlı MagicOS 9.0.1
Yapay Zeka AsistanıHonor YOYO AI: kişisel bilgi tabanı, belge analizi, özetleme, gerçek zamanlı düzenleme
Arka Kamera– 50 MP geniş (f/1.6)- 50 MP ultra geniş (f/2.0)- 64 MP periskop telefoto (f/2.5, 3x optik, 100x dijital zoom)
Kamera Özellikleri4K video, lazer odaklama, OIS + EIS, yansıma azaltma, nesne silme, yüz düzeltme
Ön Kameralar20 MP iç ekran + 20 MP dış ekran (her ikisi de 4K video kaydı)
Batarya– 5820 mAh (standart modeller)- 6100 mAh (1TB model)
Batarya TeknolojisiQinghai Lake Blade (15–25% silikon, 901Wh/L enerji yoğunluğu)
Şarj Özellikleri– 66W kablolu SuperCharge- 50W kablosuz SuperCharge- Ters kablosuz şarj
SesÇift stereo hoparlör, yüz tanıma, ekran içi parmak izi sensörü
BağlantıWi-Fi 7, Bluetooth 6.0, NFC, USB-C (USB 3.1 Gen1, DisplayPort 1.2 desteği)
DayanıklılıkIP58 / IP59 suya ve toza dayanıklılık
Malzeme / YapıHavacılık sınıfı kompozit arka kapak (0.014 mm, çelikten 40 kat güçlü)
Menteşe TeknolojisiLuban AI destekli mikro hassas menteşe mekanizması

Tanıtıma günler kala: Galaxy Z Flip 7 kanlı canlı görüntülendi!

Samsung’un yeni katlanabilir telefonu Galaxy Z Flip 7’ye ait canlı bir görüntü sızdı. Daha önceki tasarım görsellerinde görülen büyük kapak ekranı son fotoğrafla birlikte resmen doğrulandı. Peki, şirketin ilk Exynos işlemcili katlanabilir modeli olacak Galaxy Z Flip 7 neler sunacak?

Galaxy Z Flip 7’nin kapak ekranı, daha önce Motorola Razr 60 Ultra gibi modellerde görülen tasarım konseptini andırıyor. Buradaki asıl detay ise cihazın daha ince çerçevelere sahip olması. Bu fark, ürünü rakiplerinden ayırabilecek önemli bir detay diyebiliriz.

Galaxy Z Flip 7 kanlı canlı görüntülendi

Yeni modelin önceki versiyona göre daha ince olacağı belirtiliyor. Kalınlığın 14.9 mm’den 13.7 mm’ye düştüğü söylenirken, batarya kapasitesinde de artış yaşanmış gibi görünüyor. Z Flip 6’da 4.000 mAh olan batarya, yeni modelde 4.300 mAh’ye yükselecek.

9 Temmuz’da tanıtılacak Galaxy Z Flip 7, tüm pazarlarda Samsung’un yeni nesil 3 nm Exynos işlemcisiyle karşımıza çıkacak. Bilindiği üzere bugüne dek ortaya çıkan sızıntılar modelin Kore’de Exynos 2500 ve dünyanın geri kalanında Snapdragon 8 Elite ile geleceğini iddia ediyordu. Yani son gelişmeler önceki raporlarla çelişiyor.

Exynos 2500, Samsung’un gelişmiş 3nm Gate-All-Around (GAA) teknolojisiyle ürettiği ilk işlemci olma özelliğini taşıyor. Bu mimari, güç verimliliğini ve termal kontrolü iyileştirmeyi hedefliyor. İşlemci, 10 çekirdekli bir yapı sunuyor: 3.3GHz hızında çalışan tek bir Cortex-X5 (X925) çekirdeği, 2.74GHz’de iki adet Cortex-A725 çekirdeği, 2.36GHz’de beş adet daha A725 çekirdeği ve 1.8GHz’de çalışan iki adet verimlilik odaklı Cortex-A520 çekirdeği.

Grafik tarafında, AMD’nin RDNA 3.5 mimarisi üzerine inşa edilen Xclipse 950 GPU bulunuyor. Bu GPU, ışın izleme desteği ve 30fps’de 8K video desteği sunuyor. Yapay zeka tarafında ise 59 TOPS gücünde bir NPU’ya sahip.


Galaxy Z Flip 7 FE performans testinde: Neler sunacak?

Samsung, 9 Temmuz‘da merakla beklenen Z Flip 7 FE modelini piyasaya sürecek. Akıllı telefonla ilgili bugüne dek ortaya çıkan raporlar orta-üst segmente hitap edeceği yönünde. Son gelişmelerse katlanabilir telefonun performans testlerine girdiğini gözler önüne seriyor.

Galaxy Z Flip 7 FE, SM-F761B model numarasıyla Geekbench veri tabanında göründü. Akıllı telefon yapılan tek çekirdekli testlerden 1.940 ve çok çekirdekli testlerden ise 6 bin 136 puan almayı başardı.

Galaxy Z Flip 7 FE Geekbench skoru ortaya çıktı

Geekbench testlerine giren prototipin Exynos 2400 işlemcisinden güç aldığını söyleyebiliriz. 4 nm mimariyle üretilen yonga seti; 1x 3.2 GHz ARM Cortex-X4, 2x 2.9 GHz ARM Cortex-A720, 3x 2.6 GHz ARM Cortex-A720 ve 4x 1.95 GHz ARM Cortex-A520 çekirdeklerine ek olarak Samsung Xclipse 940 grafik birimine ev sahipliği yapıyor.

Bununla birlikte katlanabilir telefonda 8 GB RAM kullanılacak. Yine de farklı bellek opsiyonlarının olma ihtimalini akıllardan çıkarmamak önemli. Dahası, kutudan çıkar çıkmaz Android 16 tabanlı One UI 8 arayüzünü çalıştıracak.

Raporlara göre Z Flip 7 FE, 6,7 inç ana ekrana ve 3,4 inç kapak ekranına sahip olacak. Ayrıca, 25W şarjlı 3.700mAh pilden beslenecek. 10 megapiksel ön kamera ve 12 megapiksel (ana) + 12 megapiksel (ultra geniş) çift kamera kurulumuna sahip olması da bekleniyor.

Peki siz bu konu hakkında ne düşünüyorsunuz?

Apple rekor cezaya itiraz etti

Apple, Avrupa Komisyonu’nun Nisan ayında Dijital Pazarlar Yasası’nı (DMA) ihlal ettiği gerekçesiyle kestiği 500 milyon euroluk para cezasına itiraz etti.

Apple, bu cezanın Avrupa Birliği’nin ABD merkezli şirketlere karşı haksız ve ayrımcı davrandığını gösterdiğini savunuyor. Ayrıca, DMA kurallarının net olmaması ve sürekli değişmesi de şirketin eleştirileri arasında yer alıyor.

Apple 500 milyon euroluk cezaya itiraz ediyor

Konu ile ilgili resmi açıklama yapan Cupertinolu teknoloji devi; “Bugün itiraz başvurumuzu yaptık çünkü Avrupa Komisyonu’nun kararı ve emsali olmayan bu para cezası yasanın gerektirdiklerinin çok ötesine geçiyor. İtirazımızda göstereceğimiz gibi, Avrupa Komisyonu mağazamızı nasıl işleteceğimize müdahale ediyor ve geliştiriciler için kafa karıştırıcı, kullanıcılar içinse olumsuz iş koşullarını dayatıyor. Biz bu uygulamaları, cezai günlük para cezalarından kaçınmak için hayata geçirdik ve gerçekleri mahkemeyle paylaşacağız.” ifadelerini kullandı. Aşağıdan 500 milyon euroluk davaya karşı yapılan itirazın detaylarına ulaşabilirsiniz.

Avrupa Komisyonu, Apple’ı hizmetlerini katmanlandırmaya zorladı

Avrupa Komisyonu, geliştiricilere sağlanan sürekli App Store hizmetleri karşılığında bir Mağaza Ücreti alınabileceğini kabul etti ve bu konsepte destek verdi. Bunun üzerine geçtiğimiz Ağustos ayında tek bir Mağaza Servis Ücreti açıklamıştık.

Ancak daha sonra Avrupa Komisyonu, zaten düşürülmüş olan bu Mağaza Hizmet Ücreti’nin katmanlı bir yapıya sahip olması gerektiğini, yani geliştiricilerin bazı hizmetleri istememeleri durumunda daha düşük bir ücret ödemesi gerektiğini belirtti. Bu da hem geliştiriciler hem de kullanıcılar için daha karmaşık bir seçenek yapısına yol açtı. Bildiğimiz kadarıyla başka hiçbir uygulama mağazası böyle bir katmanlı modeli kullanmıyor.

Apple’ın en güçlü cihazları belli oldu: İşte ilk 10!

Apple’ın en güçlü cihazları belli oldu: İşte ilk 10!

AnTuTu, Apple'ın en hızlı cihazları listesini açıkladı. Peki geçen ay, hangi cihaz nasıl bir performans sergiledi?

Ayrıca Avrupa Komisyonu, hangi hizmetlerin isteğe bağlı olması gerektiğine karar vererek, keşif ve arama gibi bazı özelliklerin zorunlu hizmet paketinden çıkarılmasını zorladı.

Avrupa Komisyonu, yönlendirme tanımını hukuka aykırı şekilde genişletti

Geçtiğimiz yıl, geliştiricilerin uygulama içindeki dijital ürün ve hizmet tekliflerini duyurmasına ve AB’li kullanıcıları, bu işlemleri Uygulama İçi Satın Alma (IAP) sistemi yerine dış bir web sitesinde tamamlamaya yönlendirmesine olanak sağladık. Bu uygulama, sektörde uzun süredir “yönlendirme” olarak biliniyor. Ayrı olarak, geliştiricilere uygulama içinde IAP yerine alternatif ödeme hizmet sağlayıcıları sunma seçeneği de tanıdık.

Apple icloud dava

Ancak Komisyon’un Apple’a en son gönderdiği talimatta, madde 5(4) kapsamında yönlendirme tanımını hukuka aykırı şekilde ciddi biçimde genişlettiğini düşünüyoruz:

  • Yönlendirme artık sadece dış bağlantı vermek değil, uygulama içindeki alternatif ödeme sağlayıcısı promosyonları ya da uygulama içi web görünümleri gibi tekliflerin tanıtımını da kapsıyor.
  • Ayrıca bizden, yönlendirme kapsamına rakip uygulama mağazalarına ve bu mağazalar üzerinden dağıtılan üçüncü parti uygulamalara bağlantı vermeyi de dahil etmemizi talep ettiler.
  • Bu değişiklikler, yasanın öngördüğü yönlendirme tanımını temelden değiştiriyor ve bizim görüşümüze göre, yasal sınırların ötesine geçiyor.

Honor Magic V2 Flip’in özellikleri belli oldu!

Honor’un yeni nesil katlanabilir akıllı telefonu Magic V2 Flip, resmi tanıtımı öncesinde Çin’deki sertifikasyon süreçlerinden geçti ve teknik özellikleri büyük ölçüde netleşti. Cihaz, özellikle batarya kapasitesiyle katlanabilir telefon segmentinde dikkatleri üzerine çekiyor.

Honor Magic V2 Flip’in özellikleri ortaya çıktı

Sızan bilgilere göre Magic V2 Flip, 5.370 mAh kapasiteli bir batarya ile gelecek. Bu değer, kapaklı form faktöründeki katlanabilir telefonlar arasında bugüne kadar görülen en yüksek batarya kapasitesi olabilir.

Honor Magic V2 Flip’in özellikleri ortaya çıktı

Magic V2 Flip, Çin Sanayi ve Bilgi Teknolojileri Bakanlığı (CMIIT) ile 3C sertifikasyon platformlarında CLE-AN00 model numarasıyla ortaya çıktı. Belgeler, cihazın 80W hızlı şarj desteğine sahip olacağını da doğruluyor. Ancak Honor’un geçmiş modellerine bakıldığında, gerçek kullanımda bu şarj gücünün 66W seviyelerinde sınırlı kalabileceği öngörülüyor. Yine de bu oran, sınıfındaki birçok rakibe kıyasla oldukça rekabetçi bir konumda.

Ekran tarafında ise kullanıcıları üst düzey bir panel bekliyor. Magic V2 Flip, 6.8 inç büyüklüğünde, LTPO teknolojisine sahip Full HD+ çözünürlüklü katlanabilir bir OLED ekranla geliyor. Ayrıca telefonun dış yüzeyinde 4 inçlik ikinci bir ekran yer alıyor. Bu ekranın bildirimler, hızlı yanıtlar ve temel kontroller için kullanılması bekleniyor.

İşlemci tercihi henüz resmiyet kazanmadı ancak Qualcomm’un Snapdragon 8 serisinden bir yonga setinin kullanılacağı ifade ediliyor. En üst seviye model olan Snapdragon 8 Elite yerine, Snapdragon 8s Gen 4 ya da bu serinin farklı bir varyantının tercih edileceği öne sürülüyor. Bu tercih, performans ve maliyet dengesini koruma amacı taşıyor olabilir.

8 GB bellekli ekran kartları talep görmüyor!

8 GB bellekli ekran kartları talep görmüyor!

8 GB bellekli ekran kartları gözden düşmeye devam ediyor. Özellikle oyuncular, daha yüksek belleğe sahip kartlar istiyor.

Kamera tarafında da iddialı donanımlar yer alıyor. 50 megapiksel çözünürlüğünde ve optik görüntü sabitleme (OIS) destekli ana kamera, 1/1.5 inç boyutundaki büyük sensörüyle yüksek kalite vadediyor. Bu yapılandırmanın, hem gündüz hem de düşük ışık koşullarında iyi sonuçlar sunması bekleniyor. Video kayıt yetenekleriyle ilgili detaylar henüz netleşmedi.

Magic V2 Flip, tanıtımının ardından piyasada Xiaomi Mix Flip 2 ve Samsung Galaxy Z Flip 7 gibi modellerle doğrudan rekabet edecek. Özellikle batarya kapasitesi ve şarj hızı gibi günlük kullanım açısından kritik başlıklarda öne çıkan model, Honor’un katlanabilir telefon pazarındaki konumunu güçlendirmeye yönelik önemli bir adım olarak görülüyor. Cihazın Ağustos ayında resmi olarak tanıtılması planlanıyor.

İngilizlerden füzyon enerjisinde kritik atılım! Tritiyum üretiminde yeni dönem

0

İngiltere merkezli özel nükleer füzyon şirketi Astral Systems, kendi reaktöründe ilk kez tritiyum üretmeyi başardığını duyurdu. Üniversite iş birliğiyle yürütülen bu deneysel çalışma, füzyon enerjisi geliştirme yolunda önemli bir engelin aşılmasını sağladı.

Tritiyum üretiminde yeni dönem

Bristol Üniversitesi ortaklığında gerçekleştirilen deney, Mart ayında 55 saat süren Deuterium-Deuterium (DD) füzyon ışınlama kampanyası sırasında tamamlandı. Bu süreçte, Astral Systems’in çok durumlu (multi-state) füzyon reaktörlerinde yer alan deneysel lityum örtü (blanket) içerisinde tritiyum üretildiği ve gerçek zamanlı olarak tespit edildiği açıklandı.

Tritiyum, füzyon tepkimelerinde kullanılan temel yakıtlardan biri olarak biliniyor. Ancak doğada nadiren bulunan bu izotopun üretimi, füzyon enerjisi teknolojisinin hayata geçirilmesindeki en büyük teknik engellerden biri olarak görülüyor.

Astral Systems CEO’su ve kurucu ortağı Talmon Firestone, dünyada mevcut tritiyum miktarının oldukça sınırlı olduğunu ve bu durumu aşmanın, füzyonun ticari uygulanabilirliği açısından büyük önem taşıdığını belirtti. Firestone, bu gelişmenin daha önce yalnızca teoride kalan tritiyum üretim teknolojilerinin artık pratikte de gerçekleştirilebildiğini gösterdiğini ifade etti.

Astral Systems’in geliştirdiği teknolojinin merkezinde “Multi-State Fusion” (MSF) isimli yaklaşım bulunuyor. Şirket, bu sistemin geleneksel füzyon reaktörlerine göre daha verimli, düşük maliyetli ve yüksek performanslı olduğunu belirtiyor.

Reaktör tasarımı, 25 yıllık mühendislik süreci ve 15 yıllık çalışma geçmişine dayanıyor. MSF sisteminde hem plazma hem de katı hal ortamında aynı anda füzyon tepkimeleri başlatılabiliyor. Bu çift yönlü yaklaşım, aynı enerji girdisiyle iki farklı füzyon tepkimesinin tetiklenmesine olanak tanıyor.

Reaktör çekirdeğinde yer alan önemli bir yenilik ise “Lattice Confinement Fusion” (LCF) yöntemi. Bu teknik ilk kez 2020 yılında NASA tarafından keşfedildi. Astral Systems, bu teknolojiyle plazmaya göre 400 milyon kat daha yoğun bir yakıt ortamında füzyon gerçekleştirebiliyor.

Ayrıca çekirdekteki elektron-gölgeleme ortamı sayesinde parçacıklar arasındaki elektrostatik itme kuvveti olan Coulomb bariyerini aşmak için gereken enerji azaltılıyor. Bu da füzyonun çok daha düşük sıcaklıklarda ve kompakt boyutlarda gerçekleşmesini sağlıyor.

Astral Systems’in reaktörlerinde tritiyum üretimi gerçekleştirebilmesi, füzyon enerjisinin kendi kendine yeterli bir yakıt döngüsüne kavuşması açısından büyük önem taşıyor. Geliştirilen sistemin tükettiğinden fazla yakıt üretmesi, uzun vadede sürdürülebilir bir füzyon enerjisi altyapısının önünü açıyor.

Şirket, bu teknolojinin yalnızca enerji üretimiyle sınırlı olmadığını, aynı zamanda tıbbi izotop üretimi, nükleer atıkların dönüştürülmesi, uzay uygulamaları ve füzyon-fisyon hibrit güç sistemleri gibi birçok farklı alanda da kullanılabileceğini belirtiyor.

Astral Systems’in açıklamasına göre, hedeflenen füzyon oranı saniyede 10 trilyon DT tepkimesini aşmak. Bu hedefin gerçekleşmesi hâlinde şirketin teknoloji alanında çok geniş bir yelpazede etkili olabileceği belirtiliyor.

Üniversite tarafında ise Bristol Üniversitesi öğretim üyesi Prof. Tom Scott liderliğindeki ekip, bu gelişmenin tritiyum üretiminin ölçeklenebilirliği açısından kritik bir dönüm noktası olduğunu ifade etti. Royal Academy of Engineering ve Birleşik Krallık Atom Enerjisi Kurumu tarafından desteklenen ekip, sistemin optimizasyonu için çalışmalara hız verildiğini duyurdu.

Yapay zeka çağında bilgisayar bilimi nasıl öğretilmeli?

ABD’nin önde gelen bilgisayar bilimi okullarından Carnegie Mellon Üniversitesi, yapay zeka teknolojilerindeki hızlı gelişmeler nedeniyle bu yaz kapsamlı bir müfredat değerlendirmesi yapmaya hazırlanıyor.

Üniversitenin öğretim üyeleri, bu dönüşümün sadece eğitim yöntemlerini değil, aynı zamanda bilgisayar biliminin temelini de sarsabileceğini belirtiyor. Kurumun lisans programlarından sorumlu dekan yardımcısı Prof. Thomas Cortina, yeni nesil yapay zeka araçlarının bilgisayar bilimi eğitimini temelden etkilediğini söylüyor.

Generatif yapay zeka sistemlerinin insan benzeri yazılar yazabilmesi ve karmaşık soruları yanıtlayabilmesi, akademik dünyada yaygın bir etki yaratmış durumda. Ancak bu dönüşüm, kod yazımının merkezde olduğu bilgisayar bilimlerinde çok daha hızlı ve derin hissediliyor.

WhatsApp’ın tahtı sarsılıyor! İnternetsiz çalışan Bitchat duyuruldu

WhatsApp’ın tahtı sarsılıyor! İnternetsiz çalışan Bitchat duyuruldu

Bitchat, internet bağlantısı gerektirmeden çalışabilen ve Bluetooth üzerinden mesajlaşma imkânı sunan yapısıyla dikkat çekiyor.

Büyük teknoloji şirketleri ve girişimler, yazılım geliştiricilere yardımcı olan yapay zeka asistanları piyasaya sürüyor. Meta CEO’su Mark Zuckerberg, bu yılın başında yaptığı bir açıklamada, yapay zekânın kısa süre içinde orta düzey bir yazılım geliştiricinin seviyesine ulaşabileceğini söyledi.

ABD genelindeki üniversiteler, bu hızlı teknolojik evrim karşısında müfredatlarını yeniden şekillendirmeye çalışıyor. Bazı akademisyenler, artık belirli programlama dillerine hâkimiyetin eski kadar önem taşımadığını düşünüyor.

Bunun yerine, bilgisayar biliminin farklı disiplinlere entegre edildiği hibrit derslerin daha ön planda olabileceği bir yaklaşım üzerinde duruluyor. Bu görüşe göre bilgisayar bilimi, daha çok eleştirel düşünme ve iletişim becerilerine ağırlık veren bir sosyal bilim formuna da dönüşebilir.

Amerikan Ulusal Bilim Vakfı (NSF), bu alandaki dönüşüm sürecini yönlendirmek için “Level Up AI” adlı yeni bir projeye finansman sağlıyor. New Mexico State Üniversitesi ve Computing Research Association tarafından yürütülen bu 18 aylık girişim, farklı üniversitelerden araştırmacıları ve öğretim üyelerini bir araya getirerek yapay zekâ eğitiminin temel bileşenlerine dair ortak bir vizyon oluşturmayı hedefliyor. Projede çalıştaylar, yuvarlak masa toplantıları ve kılavuz belgeler hazırlanıyor.

NSF desteğiyle yürütülen bu çalışma, iş gücünde daha fazla insanın yapay zekâ hakkında bilgi sahibi olması gerektiği anlayışından doğuyor. Uzmanlara göre, bilgisayar bilimi eğitiminin geleceği kodlamaya değil, algoritmik düşünme ve yapay zeka okuryazarlığına odaklanacak.

Algoritmik düşünme, sorunları küçük parçalara ayırmayı, adım adım çözüm yolları geliştirmeyi ve veriye dayalı sonuçlara ulaşmayı içeriyor. Yapay zeka okuryazarlığı ise, yapay zekânın nasıl çalıştığını, nasıl sorumlu bir şekilde kullanılacağını ve toplumu nasıl etkilediğini anlamayı kapsıyor. Bu süreçte, bilinçli şüphecilik gibi kavramların öğrencilere kazandırılması gerektiği vurgulanıyor.

Carnegie Mellon’da ise öğretim üyeleri, geleneksel programlama temelleri ile yapay zekâ araçlarının birlikte ele alınacağı uygulamalı derslerin öne çıkabileceğini düşünüyor. Cortina, öğrencilerin yapay zekayı ödevlerde sihirli bir çözüm gibi görüp kendi yazdıkları kodları anlamadıklarını, ancak zamanla bu yaklaşımın sınırlılıklarını fark ettiklerini söylüyor.

Öğrenciler artık yapay zekayı yalnızca prototip oluşturmak, hataları tespit etmek ya da dijital bir eğitmen gibi kullanmakla yetiniyor; aşırı bağımlılıktan kaçınıyorlar. Öğrencilerin karşılaştığı bir diğer zorluk ise daralan iş piyasası.

Önceki yıllarda kolaylıkla iş bulan bilgisayar bilimi mezunları, artık yüzlerce başvuru yapmadan görüşme dahi alamıyor. Kuzey Karolina Üniversitesi öğrencilerinden Connor Drake, yalnızca 30 başvuru sonrasında staj imkânı yakaladığı için kendisini şanslı sayıyor.

Drake, bilgisayar bilimi eğitiminin yanında siyaset bilimi ve güvenlik çalışmaları alanında yan dal yaparak becerilerini genişletmeyi tercih etmiş. Kendi üniversitesinde siber güvenlik kulübünün başkanlığını da yürüten Drake, çok yönlü donanımın önemine dikkat çekiyor.

Uzmanlara göre bu zorlayıcı ortamın nedeni yalnızca yapay zekâ değil. Büyük teknoloji şirketleri, pandemi sonrası dönemde işe alımları yavaşlattı. Özellikle iki yıl ve altı deneyime sahip adaylara yönelik iş ilanları son üç yılda yüzde 65 oranında azaldı.

Genel iş ilanlarındaki düşüş ise yüzde 58 seviyelerinde. CompTIA’nın analizine göre, bu gerilemenin temel nedeni pandemi sonrası iş gücü düzenlemeleri ve ekonomik belirsizlik. Henüz doğrudan yapay zekânın etkisi tam olarak gözlemlenmiyor.

Yine de sektör uzmanları, yapay zekânın yazılım dünyasında uzun vadeli bir büyüme getireceği görüşünde. Her yeni bilişim devriminde olduğu gibi, yapay zekâ da yazılıma olan talebi artırıyor. Bu kez fark yaratan şey, yazılım geliştirmenin sadece mühendislerin alanı olmaktan çıkması.

Tıp, pazarlama ve diğer pek çok sektörde çalışanlar, kendi alanlarına özel verilerle eğitilmiş sohbet botları aracılığıyla uygulamalar geliştirebilecek. Stanford Üniversitesi Bilgisayar Bilimi Profesörü Alex Aiken’a göre, yazılım mühendisliği pozisyonlarının sayısı azalabilir, ancak kod yazan insan sayısı artacak.










Apple’dan Avrupa Birliği’ne 500 milyon euroluk ceza için resmi itiraz

Apple, Avrupa Komisyonu tarafından Dijital Piyasalar Yasası’na (DMA) uymadığı gerekçesiyle verilen 500 milyon euroluk para cezasına karşı resmi olarak itirazda bulundu. 7 Temmuz Pazartesi günü yapılan başvuruda Apple, söz konusu kararın hukuki sınırların ötesine geçtiğini ve uygulamaya zorlanan kuralların hem geliştiriciler hem de kullanıcılar için olumsuz sonuçlar doğurduğunu belirtti.

Şirket, Komisyon’un müdahalesinin App Store’un işleyişine doğrudan etki ettiğini ve bu nedenle karara karşı mahkeme sürecinin başlatıldığını açıkladı. Apple, günlük cezaların ve toplam cezanın artmasını engellemek için Haziran ayı sonunda App Store politikalarında bir dizi yeni değişiklik yapmıştı. Ancak yapılan bu değişikliklere rağmen Komisyon’un talep ettiği ek uyum adımları şirketin itirazına yol açtı.

İtiraz sürecinde öne çıkan ilk konu App Store hizmet ücretlerinin katmanlı bir yapıya dönüştürülmesi zorunluluğu oldu. Apple, geliştiricilere sunduğu hizmetler karşılığında tek bir mağaza hizmet ücreti uyguluyordu.

Ancak Avrupa Komisyonu, geliştiricilerin bazı hizmetleri istememesi hâlinde daha düşük ücret ödemesini sağlayacak şekilde katmanlı bir fiyatlandırma modeline geçilmesini talep etti. Bu durum, hem geliştiriciler hem de kullanıcılar açısından daha karmaşık bir sistemin ortaya çıkmasına neden oldu. Apple, benzer bir yapının başka hiçbir uygulama mağazasında bulunmadığını vurguladı.

Avrupa Komisyonu’nun müdahale ettiği bir diğer başlık ise “yönlendirme” tanımı oldu. Apple, geçtiğimiz yıl Avrupa Birliği’ndeki geliştiricilere, uygulama içindeki dijital ürün tekliflerini tanıtma ve kullanıcıları doğrudan harici web sitelerine yönlendirme izni vermişti.

Aynı zamanda geliştiricilere, Uygulama İçi Satın Alma (IAP) sistemine alternatif ödeme hizmet sağlayıcılarını sunma seçeneği de tanındı. Ancak Avrupa Komisyonu, bu yetkinin kapsamını ciddi biçimde genişletti.

Yeni tanıma göre yalnızca dış bağlantılar değil; uygulama içi alternatif ödeme sağlayıcısı promosyonları, web görünümleri ve hatta rakip uygulama mağazalarına verilen bağlantılar da “yönlendirme” sayılmaya başlandı. Apple, bu genişletilmiş tanımın yasal sınırların dışına çıktığını savundu.

Cezai süreci hafifletmek amacıyla Apple, Avrupa Birliği’nde App Store kurallarında bazı düzenlemelere gitti. Yeni sistemde, App Store üzerinden yapılan ödemelerde geliştiricilere %20 işlem ücreti uygulanacağı, küçük işletme programı kapsamında bu oranın %13’e kadar düşebileceği belirtildi.

Kullanıcıları App Store dışındaki ödeme platformlarına yönlendiren geliştiriciler için ise %5 ile %15 arasında değişen bir ücret yapısı tanımlandı. Ayrıca geliştiricilerin uygulamaları içinde dış ödeme bağlantıları paylaşmalarına sınırsız şekilde izin verildi.

Apple, bu adımların Avrupa Komisyonu’nun talimatlarını yerine getirmek ve daha fazla cezanın önüne geçmek amacıyla hayata geçirildiğini açıkladı. Ancak şirket, kararı hukuki zeminde sorgulamakta kararlı olduğunu vurguladı.

Yapılan açıklamada, Avrupa Komisyonu’nun kararının “yasanın gerektirdiğinin çok ötesine geçtiği” belirtilirken, dayatılan iş koşullarının hem geliştirici topluluğu hem de son kullanıcılar için sorunlu olduğu ifade edildi.