Samsung, sadece telefon değil pek çok sektörde üretim yapan bir firma. Tüketici elektroniğine dahil neredeyse her ürünü üreten Samsung, oldukça agresif bir şekilde ürünlerini hazırlıyor ve girdiği pazarın kısa bir süre içerisinde ilk 3 ismi arasındaki yerini alıyor.

Akıllı telefon pazarındaki başarıyı biliyoruz. Bu yüzden akıllı telefonlardaki satış başarısını es geçerek, Türkiye‘deki akıllı televizyon pazarına ilk olarak bakıyoruz.

Türkiye’deki akıllı televizyon pazarı

Türk kullanıcısı için en önemli özelliklerden bir tanesi 3D desteği olarak görülüyor. Geçtiğimiz yıllarda satılan televizyonlardaki 3D destekleyen sürümlerin oranı yüzde 20 civarındayken, günümüzde yüzde 80′e çıkmış durumda. Tabi 3D destekli televizyonların artık daha uygun fiyata alınabiliyor olması da bu rakamları etkileyen unsurlar arasında bulunuyor.

Türkiye‘deki televizyon pazarı, geçtiğimiz yıllarda yüzde 25 büyüme gösterdi. Son dönemde biraz durgunluk gösteren oranlar sizi yanıltmasın, Samsung‘un ve genel pazarın cirosu artmış durumda. Çünkü çok daha yenilikçi çözümler, yüksek fiyatlara satışa sunuluyor ve bu ürünler de firmalarına daha iyi paralar kazandırıyor.

Ülkemizde ve globalde ortalama televizyon değiştirme süresinin artık 4 yıla indiğini söyleyen Samsung, özellikle geliştirme kitleriyle beraber kullanıcıların bu süreyi daha verimli geçirmesini hedefliyor. Samsung‘un 2012 model akıllı televizyonları için çıkardığı 2013 geliştirme kitine buradan bakabilirsiniz.

Ultra HD (4K) TV’lerde bazı efsaneler son buluyor

Günümüzde bir teknoloji mağazasına gittiğinizde, televizyon alacağınız zaman orada çalışanların bir metre hesabı yaptığını göreceksiniz. Yaklaşık 3 – 4 metrelik bir izleme mesafesi söyleniyor. Esasında bunun gerçek sebebi, Full HD çözünürlüğe sahip televizyonlar ne kadar büyüdükçe, piksel yoğunlukları azalıyor. Sizin en iyi görüntü kalitesini almanız için televizyondan uzaklaşmanız gerekiyor.

4K dediğimiz çözünürlükte bu tip hesaplamalar ve mesafeler söz konusu değil. Pikselleri göremeyeceğiniz kadar bir yoğunluk söz konusu olduğu için, istediğiniz mesafeden televizyonu izleyebilirsiniz.

OLED TV’lerdeki verimlilik ne alemde?

OLED TV‘leri yaklaşık 2 yıldır duyuyoruz. Özellikle CES 2013′ten sonra yaygın satışa başayacak ürünlerin çıktığı biliniyor. Samsung‘a göre OLED, 2013‘te tekrar bulundu.

İstenilen verimliliğe ulaşılamayan OLED teknolojisi, artık istenilen seviyeye gelmiş durumda. Özelikle belli bir kullanım süresinden sonra azalan kırmızı rengi gibi pek çok sorunu giderdiği söylenen OLED teknolojisi, verimli çalışmasını en az 4 seneye çıkarmış durumda.

Bir sonraki sayfada, dijital kamera pazarına bakıyoruz

{pagebreak::2}

Dijital kameralar ve sektör nereye doğru gidiyor?

Samsung’a göre global olarak akıllı telefonların yaygınlaşmasıyla, kompakt dijital fotoğraf makinelerin satış oranları, her geçen gün azalıyor.

Giriş seviye dijital kameralar yerine akıllı telefonlarıyla fotoğraf çeken kullanıcılar, biraz daha üst segmentte; özellikle ülkemizde giriş seviyesi DLSR modellerine ilgi gösteriyor.

DSLR makinelere baktığımızda, gelişmiş görüntü kaliteleri ile artık doygunluk seviyesine eriştiği görülüyor. Zaten iyi ve yeterli olan bir sektöre, yenilik katmak çok zordur.

Samsung‘un bu sektördeki hedefi daha çok aynasız dijital kameralar ve akıllı dijital kameralar olacak. Daha önce burada incelemesini yaptığımız Galaxy Camera başta olmak üzere, firmanın pek çok Smart Camera modeli ve yeni çıkan aynasız MX300 modeli firmanın pazar payını hızlı bir şekilde yükseltiyor.

Ülkemizdeki pazarın durumu ne?

Türkiye‘de toplam 1 milyon adetlik fotoğraf makinesi pazarı olduğunu aktaran Samsung, orta ve üst segmentte yüzde 40‘lık bir büyümenin olduğunu belirtiyor.

Satışlar, üst segmentte arttığı için özellikle firmalar ciro anlamında oldukça etkili gelirler elde ediyor.

Aynasızlarda durum ne?

Türkiye‘de satılan kameralar arasında, aynasız olanların oranı yüzde 2 seviyesinde. Aynasız kameralar ile sektöre hızlı giriş yapan Samsung’un bu cihazlarla hedefi SLR‘lardan pazar payı almak değil. Diğer kompakt dijital kameraların pazarını ele geçirmek olacak.

Bir sonraki sayfada, tablet ve dizüstü bilgisayarlara bakıyoruz.

Tablet demişken Fatih Projesi’ne değinmeden de olmaz.

{pagebreak::3}

Dizüstü bilgisayar pazarı ve Samsung

Ülkemizde 2008 yılında satışa başlayan Samsung taşınabilir bilgisayarlar, sektöre en geç giriş yapan büyük firmalardan biri olarak dikkat çekiyor. Türkiye pazarında ilk üç firma arasındaki yerini koruyan Samsung, özellikle SSD‘ler ile beraber hafifleyen yeni nesil bilgisayarların satışlarından memnun.

Dünyada baktığımızda taşınabilir bilgisayar satışlarında durgunluk gözlemlense de, ülkemizde bu durum pek etkili değil. Satışlarda çok büyük daralmalar görülmüyor.

Hazırlanın, SSD’lere geçiyoruz!

Samsung, dünyanın ilk SSD üreticilerinden bir tanesi. Kendi SSD‘leriyle beraber özellikle Ultrabook modellerinde SSD seçeneği sunan firma, diğer cihazlarında da SSD kullanım oranlarını arttırıyor. Ayrıca ilerleyen dönemlerde SSD geliştirme kitleri bilgisayar kullanıcılarına satılabilir.

Fatih Projesi ve Samsung

Samsung, bildiğiniz gibi bir Kore firması. Güney Kore ile Kuzey Kore arasında yaşanan savaşta, Türk askerinin de cesurca savaştığı bilinen bir gerçek. Türklere ve Türkiye‘ye karşı hep bir sempatisi olan Güney Kore ve Samsung, Fatih projesiyle doğrudan ilgili.

Bu proje kapsamında iddialı teklifler sunan firma, deneme amacıyla bir kısım Galaxy Tab 8.9 modelini de dağıtmıştı. Türkiye ile ilişkileri konusunda sadece Fatih Projesi değil, her alanda olduğunu söyleyen firma; sağlık sektöründen, inşaat sektörüne kadar pek çok alanda iş birliği yaptıklarını söyledi.

Yazının bonusu

Türkiye‘deki elektrik tüketiminde, kullanılan standart lambaların yüzde 25‘lik bir ek külfet getirdiğini biliyor muydunuz? LED üreticisi olan Samsung, Türkiye‘de normal lambalar yerine LED kullanıldığı zaman ciddi bir tasarruf yapılacağını belirtiyor. Devletin de oldukça ilgilendiği projelerle, yakında Samsung karşımızda olabilir. Özellikle sokak lambalarının LED olması, güzel bir ilk adım olabilir. Tabi herşeyi bizlere zaman gösterecek.

:: Samsung ve Türkiye’deki tüketici elektroniği pazarı hakkında düşünceleriniz neler?