Son yirmi yıl içinde teknolojik dönüşüm geçmişi yüzlerce yıl geriye giden köklü firmalar için bir tehdit haline dönüşmeye başladı. Bunun arkasında yatan en büyük neden; teknolojiyi kullanan yenilikçi çevik girişimlerin geleneksel iş yaklaşımlarını değiştiren yöntemler kullanmaları. Böylece farklı sektörlere giren bu girişimler tüketicilerin satın alma kararlarını hiç olmadığı kadar hızlı değiştirebiliyorlar.
Bu durumu gören dev firmalar ise çıkışı yine teknolojide arayarak buluyorlar. Ancak köklü kurumsal yapıları yeterince hızlı ve çevik hareket etmelerine olanak tanımıyor.
Küresel ölçekte 120 ülkede yönetim danışmanlığı, teknoloji ve dış kaynak hizmetleri sunan Accenture bu durumu analiz ederek 2014 yılında büyük şirketlerin izlemesi gereken teknolojik vizyonu ortaya koyan bir rapor yayınladı. Bu rapora göre büyük işletmeler altı noktayı göz önüne alarak Pazar hakimiyetlerini ve rekabet üstünlüklerini koruyabilirler. Bu vizyon şu altı maddeden oluşuyor;
{pagebreak:::: 2}
1. Dijital – Fiziksel Sınırının Kalkması: Akıllı cihazlar ve araçlar, giyilebilir teknolojiler bizlere gerçek zamanlı bilgiyi sunarak, yaşam ve iş yapış şeklimizi değiştirip, gerçek hayatı internet ile birleştirmeye başladı. Bu yeni anlamlı ve anlık bilgi, iş gücü yetkinliklerini değiştiriyor, süreçleri otomatikleştiriyor ve cihazları hayatlarımızın içine daha fazla dahil ediyor. Tüketicilere daha fazla farkındalık ve güç kazandırırken, organizasyonlara gerçek zamanlı verilerin daha hızlı toplanmasını ve anlamlandırılmasını sağlayarak hem çalışanların hem de cihazların daha çevik ve akıllı çözümler üretme fırsatını sunuyor. Örnek vermek gerekirse, Philips bir Google Glass uygulaması geliştirerek, doktorların bir hastanın yaşamsal belirtilerini ve operasyonel müdahalelere tepkilerini, işlemlerini kesmeden, eş zamanlı olarak izlemelerine imkân sağlıyor.
{pagebreak:::: 3}
2. Kitlenin Gücü: Çalışanları, internet üzerindeki herkes olan bir iş yeri hayal edin.Teknoloji artık organizasyonların, dünyanın sınırsız kaynak havuzlarından faydalanmasına imkân veriyor. Örneğin MasterCard ve Facebook gibi şirketler en uygun uçak biletini bulmaktan, satış mağazası yerlerinin optimize edilmesine kadar sayısız soruya cevap arayan bilgisayar mühendisleri, matematikçiler ve veri mühendislerinden oluşan global bir ağ olan Kaggle ile çalışarak problemlerine çözüm bulmaya çalışıyor.
Bu tür kaynakları, iş hedeflerini gerçekleştirmek için kullanmak oldukça zor ancak başarıldığı durumda işletmeye sağlayacağı fayda da muazzam. Günümüzün en zor iş problemlerini çözme yetkinliğine sahip, çevik ve aynı zamanda bu işi çoğu kez ücretsiz olarak yapmaya gönüllü olan olağanüstü boyutta bir iş gücüne erişim sağlıyor.
{pagebreak:::: 4}
3. Veri Yönetiminin Değişmesi: Veri teknolojileri hızlı bir biçimde gelişiyor ancak değişikliklerin birçoğu kademeli olarak kullanılmaya başlanabiliyor. Bu yüzden de şirketler sahip olduğu verilerden yeterince yararlanamıyor. Hâlihazırda, her beş organizasyondan yalnızca biri kurum içi veri entegrasyonunu gerçekleştirmiş durumda. Verinin potansiyel değerini gerçek anlamda etkinleştirmek isteyen şirketlerin, bunu daha çok bir tedarik zinciri gibi değerlendirerek, verinin öncelikle kendi işletmelerinde sonrasında ise bulundukları ekosistem içerisinde kolay, hızlı ve faydalı bir şekilde akışını sağlamaları gerekiyor. Örnek vermek gerekirse, Google ve Walgreens gibi şirketler bu yaklaşımı, servislerini (API) dış dünyaya açarak uyguluyorlar. Google bu uygulaması ile 800 binden fazla internet sayfasının Google Maps verilerini kullanmasına olanak sağladı. Walgreens ise iş ortakları tarafından reçetelerin barkodlarının okunmasını sağlayan hizmeti ile barkodların taranıp, sistemlerine yüklenerek, insanların reçetelerini yenilemelerini kolaylaştıran bir hizmet sunuyor.
{pagebreak:::: 5}
4. Donanım Geri Döndü (Aslında Hiç Gitmemişti): Günümüzde daha güçlü ve daha hızlı veri merkezi ihtiyaçları ve bu doğrultuda artan talepler donanım dünyasını yeniliklerin merkezi haline getirdi. Güç tüketimi, işlemciler, bellekler ve mimari altyapı alanlarındaki gelişmeler, şirketlerin verimliliklerini arttırmalarına, maliyetlerini düşürmelerine ve sistemlerinin eskiye göre daha üst seviyelerde çalışmasını sağlamalarına imkân tanıyor. Şirketler işlerini dijitalleştirdikçe, bir sonraki büyüme hamlelerine ulaşmak için donanımın daha da önemli olduğunun farkına varacak.
{pagebreak:::: 6}
5. Dijital Dünyanın Vazgeçilmezi Olarak Yazılım: İşletmeler tüketici dünyasındaki değişime ayak uydurabilmek için operasyonel yetkinliklerini artırmak amacıyla geleneksel uygulamalarını (yazılım) hızlı bir şekilde farklı kanallardan kullanılabilecek türden akıllı uygulamalara dönüştürme yolunu seçiyor. Accenture araştırmalarına göre, yüksek performanslı BT ekiplerinin %54’ü zaten çalışanları için daha basit ve modüler uygulamaları sağlayan akıllı uygulamalarını yaygınlaştırmış durumda. İş dünyası tarafından yöneltilen bu değişim baskısı karşısında, BT ve diğer yöneticilerin, teknoloji organizasyonlarının uygulama geliştirme safhalarında kimin hangi rolü üstlendiğini doğru saptaması ve organize etmesi gerekiyor. Bununla birlikte, yeni teknolojileri kurum uygulamalarına hızla adapte etmek ve bunun faydalarından yararlanabilmek için şirketlerin, uygulama geliştirme süreçlerini de dönüştürmesi, periyodik iyileştirmeleri destekleyerek işletmenin büyümesini hızlandırması gerekiyor.
{pagebreak:::: 7}
6. “Sorunlar Karşısında Ayakta Kalmak”: Dijital dünyada işletmelerden, iş süreçleri, hizmetleri ve sistemleri üzerinde ortaya çıkan ve durmak bilmeyen yeni talepleri desteklemeleri bekleniyor. Bu durum, marka değerinin erozyonu ile “günlük işleyiş” arasındaki fark anlamına gelebileceğinden, işletmenin tüm birimlerinde, özellikle de “7/24 açık” olması gereken altyapıyı sağlayan BT birimleri üzerinde gittikçe büyüyen bir baskı yaratıyor. Otomatik test araçları kullanarak, devamlı kendi sistemlerine saldırmalarını sağlayıp, altyapı dirençlerini arttırmayı amaçlayan Netflix gibi şirketler, günümüzün önde gelen teknoloji liderleri arasında yer alıyor. Bu tür işletmeler teknolojik altyapılarını, olağan durumları karşılamak için tasarlamak yerine, modüler teknolojiler ve gelişmiş test süreçlerinin avantajlarından yararlanarak, sorun ve aksaklıklar karşısında sağlam kalması temeline göre tasarlıyor.