Reklam

Sony Alpha 390 İnceleme

1
Reklam

Teknoloji dünyasının popüler isimlerinden biri olan Sony, birçok sektörde faaliyet gösteriyor. Sony’nin hemen her teknoloji sektöründe diğer başarılı firmalarla rekabet içerisine girmesi ise hiç şüphe yok ki teknoloji kullanıcılarının ürünlerden aldığı hizmetin kalitesini artırıyor.

Karşımızda bu anlattığımız duruma örnek gösterebileceğimiz bir durum mevcut. Sony, Nikon ve Canon gibi iki başarılı DSLR fotoğraf makinesi geliştiricisinin bulunduğu pazarda yıllardır ürün geliştirerek bu iki isme meydan okuyor. Ayrıca DSLR sektöründe Pentax, Olympus gibi isimler de Sony ile birlikte yarışıyor.

 

Reklam

 

Sony’nin DSLR sektöründe rekabet ettiği isimler, bu sektöre Sony’den yıllar önce adım atmıştı. Buna rağmen korkusuz bir strateji izleyen Sony, son yıllarda DSLR sektörüne yaptığı yatırımların meyvesini toplamaya başladı. Fiyat/Performans açısından başarılı ürünleri ve üst seviye fotoğraf makineleri ile profesyonel fotoğrafçıların ilgisini çekmeyi başaran ürünlerinin yanı sıra şimdi de fotoğraf dünyasına yeni adım atanlar için geliştirdiği giriş seviyesi serisini güncelliyor.

{pagebreak::Alpha 390’ın Pazardaki Konumu}

Alpha 390’ın Pazardaki Konumu

Giriş seviyesi segmentinde yer alan Alpha 290’ın bir üst versiyonu olan Alpha 390, test merkezimize konuk oldu. Alpha 390’ın fotoğraf dünyasına yeni başlayan kullanıcılar için ne kadar sağlıklı bir ürün olduğunu incelemeye başladık.

Alpha 390 her şeyden önce DSLR pazarının gereksinimlerini bünyesinde barındırıyor. Yani fotoğraf dünyasına adım atmak istiyorsanız, fakat hangi marka ve model ile adım atacağınızı kestiremiyorsanız, bu yazıyı okuduktan sonra kararınızı gözden geçirmek isteyebilirsiniz.

 

 

Sert plastikten oluşan dış kaplaması sayesinde Alpha 390, oldukça kaliteli bir yüzeye sahip. Bu açıdan Canon veya Nikon’un giriş seviyesi modellerinin verdiği kırılganlık hissi bu makinede yok. Kullandığı APS-C sensörü de cihaz için önemli bir artı puan.

Alpha 390’ı incelemeye başladığımızda gördük ki, hiç DSLR kullanmamış bir kullanıcı başlarda zorlanacaktır. Bu zorlanma ise tamamen menülere ve butonlara alışma açısından yaşanabilir. Yani Alpha 390’ı edindiğiniz ilk günlerde, kullanıcı kılavuzunu elinizden düşürmemeye gayret edin. Menü sistemi biraz karışık. Buna rağmen alıştıktan sonra (diğer bir deyişle neyin nerede olduğunu öğrendikten sonra) menüler arasında kolayca gezinebiliyorsunuz.

{pagebreak::Artıları Eksileri}

Artıları Eksileri

Biz fotoğraf testlerini 18-55mm F/3.5-5.6 standart kit lens ile yaptık. Bu lens, Canon ve Nikon’un standart kit lensleriyle karşılaştırıldığında keskinlik açısından daha az bir performans gösteriyor. Fakat Sony Alpha için geliştirilen lenslerin performansının da hayli iyi olduğunun altını çizmeliyiz.

 

 

Alpha 390 pil konusunda ise daha iyi olabilirmiş. Pil kullanımının çok da başarılı olduğunu söyleyemeyiz. Önemli bir etkinliğe gitmeden önce bataryanın tamamen dolu olduğundan emin olmanızda fayda var.

 

 

Her ne kadar DSLR fotoğraf makinelerinde megapiksel sayısının çok da bir önemi olmadığını defalarca söylesek de, bilgi verme açısından incelemelerde makinelerin sahip olduğu maksimum etkin megapiksel sayılarını da belirtiyoruz. Bu açıdan Alpha 390, diğer giriş seviyesi makinelerin megapiksel sayılarının ortalamasının üstünde bir sayıya, 14.2 megapiksele sahip.

{pagebreak::Odaklama Performansı}

Odaklama Performansı

Hızlı AF canlı görüntüleme teknolojisi sizi, herhangi bir objeye odaklanırken oldukça rahatlatacaktır. AF teknolojisinde önemli adımlar atan Sony, Alpha 390’da bu teknolojileri görücüye çıkarıyor. Alpha 390’ın odaklama teknolojisi oldukça başarılı. Bakarak odaklama olarak çevirdiğimiz teknolojisi sayesinde, makineyi fotoğrafını çekmek istediğiniz objeye doğrulttuğunuzda, gözünüzü algılayarak otomatik olarak objeye odaklanmaya başlıyor.

 


Alan derinliği konusunda cihaz bir hayli başarılı

 

Bu teknolojiyi Canon’un sahip olduğu teknolojinin biraz farklı bir varyasyonu olarak düşünebilirsiniz. Canon’da fotoğraf makinesinin vizöründen bakarken bir objenin fotoğrafını çekmeden önce deklanşöre yarım bastığınızda, otomatik odaklama teknolojisi devreye girerek AF noktalarının üzerinde bulunan objeye odaklanırdı.

Alpha 390’da ise deklanşöre yarım basmanıza gerek yok. Siz vizörden bakmaya başladığınız anda cihaz otomatik olarak AF noktalarının üzerindeki objeye odaklanıyor!

 

 

Bu özellik Alpha 390’ın en büyük artılarından biri olmasına rağmen, AF noktalarının dağılımı ise bizi tatmin etmedi. AF noktalarını seçme konusunda maalesef özgür olamıyoruz. Sony’nin belirlediği otomatik nokta dağılımlarından birini seçmek zorundayız. Fakat bu noktada giriş seviyesi kullanıcılar açısından düşünmemiz gerekirse, bu segmentteki bir kullanıcının da profesyonel bir fotoğrafçı gibi AF noktalarını kendi belirlemesine gerek yok.

Yani her ne kadar Sony bizi bu özgürlükten mahrum bırakmış olsa da, aslında burada kullanıcıyı zor bir seçim yapmaktan kurtarıyor ve fotoğrafı çekmeye odaklıyor.

{pagebreak::Canlı Görünüm Modu}

Canlı Görünüm Modu

Öte yandan cihazın uzun pozlama fotoğraflarında devreye giren Noise Reduciton, yani fotoğraf üzerinde oluşan sayısal gürültüleri temizleme teknolojisini başarılı bulduk. Alpha 390 ile birlikte geceleri uzun pozlama yaptığınızda (1 ve 1 saniyeden daha üst perde hızı), ortaya tatmin edici bir performans çıkıyor.

Tıpkı Canon’da olduğu gibi Sony Alpha 390‘da da canlı görünüm modu mevcut. Canon’dakinin aksine bu mod ise cihazın flaş bölmesinin hemen yanındaki bir kaydırmalı buton ile aktif hale getirilebiliyor. Canlı görünüm modunda fotoğrafı çekmek için vizörden bakmanıza gerek kalmıyor, cihazın üzerindeki LCD ekrandan görüntüye bakabiliyorsunuz.

 

 

Alpha 390’ın 2.5 fps hızı, 2 saniyede 5 fotoğraf çekebilmesine olanak sağlıyor. Bu, giriş seviyesinde yer alan bir makine için oldukça iyi bir özellik. Hızlı çekim modunda otomatik AF sistemini de devreye sokarsanız, bir dizi anı oldukça keskin ve net bir şekilde fotoğraflayabilirsiniz.

{pagebreak::Dış Görünüm ve Depolama}

Dış Görünüm ve Depolama

Sony Alpha 390’ın en büyük artılarından bir diğeri de depolama özellikleri arasında yer alıyor. Cihaz hem SD kartları hem de memory stick‘leri destekliyor. Bu sayede tek bir depolama birimine bağlı kalmıyorsunuz. Her iki depolama birimini de cihaza takmanız durumunda, girişlerin hemen yanında yer alan seçenekten cihazın SD karta mı yoksa Memory Stick’e mi yazması gerektiğini belirleyebilirsiniz.

Yazının başında Alpha 390’ın dış kaplamasının sert plastikten yapıldığını söylemiştik. Bu, cihaza ciddi bir görünüm katmış. Öte yandan Sony, son derece önemli bir özelliği Alpha 390’a eklemiş. O da Live View, yani canlı görünüm ekranının oynatılabilir olması!

 

 

Yani örneğin makineyi havaya kaldırarak fotoğraf çekmeniz gerekiyorsa, dolayısıyla vizörden bakamayacağınız için düzgün bir kadraj oluşturamayacağınızdan şikayet ediyorsanız, Alpha 390’ın oynatılabilir ekranı şikayetlerinizi engelleyecektir. Zira ekranı aşağı doğru tutarak makineyi istediğiniz yöne doğrultabilir, size bakan ekranı sayesinde vizörden bakmamanıza rağmen ekranı görebilirsiniz.

{pagebreak::Test Fotoğrafları}

Test Fotoğrafları

Deneme amaçlı çektiğimiz fotoğraflar arasında makro, portre, siyah beyaz gibi fotoğraflar bulunuyor. Şimdi bu fotoğraflara bir bakalım.

 


Fotoğraftan da görüldüğü gibi Alpha 390 kit lensinin
siyah beyaz fotoğraflardaki keskinliği hayli başarılı

{pagebreak::Test Fotoğrafları II}

Test Fotoğrafları II

 

 

{pagebreak::Test Fotoğrafları III}

Test Fotoğrafları III


Makro fotoğraf çekerken, odaklama noktalarını etkin kullanabilmek mümkün


:: Sony Alpha 390’ı başarılı buldunuz mu?

 

Yorum yap

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

Exit mobile version