Bilinmeyen veya sonucu tahmin edilemeyen konularda korku veya çekingenlik oluşması olağan. Özellikle de “bir şekilde” veya “yeterince iyi” çalışan sistemleri bozup, değiştirip yeni bir düzen kurmak küçükten büyüğe birçok kurum için riskli olabilecek, IT departmanları ise işkenceye dönüşebilecek kavramlar haline gelebiliyor.
Elbette geçiş süreçlerini planlamak, yönetmek ve sonuçlandırmak önemli bir meziyet. Bu zorlu işleri iş akışını aksatmadan, çıkabilecek sorunlarla ilgili B ve C planlarını tasarlayarak yapabilmek de önemli.
Peki durup dururken çalışan düzenimizi bozup neden sanallaştıralım? Bu sorulara tek bir sistemin var olduğu bir senaryoyla makul ve tatminkâr cevaplar arayalım.
Sanallaştırsak da mı saklasak?
Şimdi genel bir gerçek üzerine anlaşalım: Eğer kimseye bir faydası olmasa kimse eski köye yeni adet getirmez veya eski Hubble’a yeni lens takmaz. Sanallaştırma en ufaktan en büyüğüne kadar her türlü işletmeye, hatta aile şirketlerine bile faydası dokunabilecek bir teknoloji.
Devamını okumak için tıklayın ->
ADVERTORIAL