Teknoloji de tam olarak aynı olmasa da politika ve spora benziyor. Yani herkes, her şeyi bildiğini iddia edebiliyor. Bu da ortaya aslında doğru olmayan fakat insanların büyük çoğunluğunun öyle kabul ettiği efsanelerin oluşmasına neden oluyor. (Teknolojik Komplo Teorileri)

 

Teknoloji konusunda uzman olduğunu iddia eden çok sayıda insan var

 

Bunların arasında öyle efsaneler var ki, gerçek olmadığını öğrenmek sizi çok şaşırtabilir. Teknoloji dünyası hakkında doğru bildiğimizi sandığımız ama aslında göründüğü gibi olmayan şeylerden birkaçını sizler için derledik.

{pagebreak::Masaüstü Bilgisayarların Sonu Geldi}

Masaüstü Bilgisayarların Sonu Geldi

Dizüstü bilgisayarların her geçen gün daha da güçlendiği ve ihtiyacınız olan her şeyi yapabilmesinin yanı sıra taşınabilir olmalarının insanların ilgisini çektiği doğru. (Bilgisayar Markaları Nereli?)

Ancak bu durumun masaüstü bilgisayarların sonunu getirdiğini söylemek abartı olur. Masaüstü bilgisayarlar performans olarak halen dizüstü modellerden iyiler ve eğer çok güçlü bir dizüstü bilgisayar almak isterseniz çok yüklü bir miktar ödemeye de hazırlıklı olmalısınız.

 

Masaüstü bilgisayarlar daha uzun süre kullanılmaya devam edecek

 

All in One ve HTPC

Öte yandan, masaüstü bilgisayarlar kullanıcıların isteklerine göre şekillenebiliyorlar. All-in-One modellerinden ev sineması bilgisayarlarına (HTPC) kadar çok fazla seçenek bulunuyor ve bunlar dizüstü modellerle kıyaslandığına çok ucuz oluyorlar.

Bu açıdan bakıldığında masaüstü bilgisayarların daha çok uzun süre yanımızda olacağını rahatlıkla söyleyebiliriz.

{pagebreak::Pahalı HDMI Kabloları}

Pahalı HDMI Kabloları

Bir ev sinema sistemi için yaklaşık 2000 $ harcadıktan sonra, alışveriş yaptığınız yerdeki yetkililer sizin bir HDMI kablosu için de 150 $’ı gözünüzü kırpmadan verebileceğinizi düşünebilir. (HDMI Üzerinden 3D)

Piyasada gerçekten de 150 $’a kadar fiyatı çıkabilen HDMI kabloları mevcut, peki bunların ürünlerldvi,e beraber gelen standart HDMI kablolarından çok farkı var mı?

Analog video ve ses sinyalleri kullanan cihazlarda, kaynaktan çıkan sinyal ile kablodan geçip TV’ye ulaşan sinyal arasında mutlaka bir fark olur.

 

Pahalı HDMI kablolarının diğerlerinden çok büyük bir farkı yok

 

Dijitalde Durum Farklı

Analog sinyallerin parazite maruz kalabilmeleri nedeniyle, kaliteli kablolar eskiden büyük fark yaratabiliyordu. Ancak günümüzde kullandığımız DisplayPort, DVI ve HDMI gibi dijital arayüzler, analog sinyaller kadar dış etkilere açık değiller.

İletilen veride bir değişiklik ya da bozukluk olabilmesi için sinyal voltajında çok büyük bir düşüş yaşanması gerekir. Bu olduğunda bile, görüntüde yaşanabilecek sorunlar TV’nin kendisi tarafından düzeltilebilir.

Bu sebeple, kullandığınız HDMI kablosu 8 metreden daha uzun değilse, pahalı bir kablo ile ucuz olanı arasında gözle görülür bir fark yoktur.

{pagebreak::Telefonun Sinyal Göstergesi}

Telefonun Sinyal Göstergesi

Cep telefonlarının ekranında sinyal gücünü gösteren kısım aslen size en yakın verici kulesi ile sizin cihazınız arasındaki sinyalin gücünü gösterir.

Bu göstergenin telefonunuzun “iyi çektiğinin” bir göstergesi olduğunu düşünebilirsiniz fakat sinyal göstergesi tam gösterse bile bu kesin olarak kesintisiz hizmet alacağınız anlamına gelmez.

 

Telefonunuzdaki sinyal göstergesi verici kulelerle olan sinyal gücünü gösterir

 

Tam Çekmesi Yeterli Değil

Eğer sizin bağlandığınız kuleye, çok sayıda başka cihaz da bağlanmışsa, telefonunuzda sinyal tam gözükse bile iletişimde kesintiler yaşayabilirsiniz.

Öte yandan, eğer servis sağlayıcınız bu konuda iyiyse, çok az sinyalle bile düzgün bir görüşme yapabilmeniz mümkün olur.

Cep telefonunuzdan gelen sinyaller, önce kuleye, kuleden de servis sağlayıcının ana ağına gittiğinden asıl önemli olan kulenin kalitesidir. Cep telefonundaki sinyal göstergesi tek başına bir şey ifade etmez.

{pagebreak::Disk Birleştirme Önemli mi?}

Disk Birleştirme Önemli mi?

Sabit diskler doldukça, yeni verileri plakalar üzerinde nereye yazacaklarına karar vermek zorunda kalırlar. Sürekli yeni veriler gelip, eskiler silindikçe, sistemdeki veriler plakaların üzerinde dağınık bir şekilde kalırlar. (Sabit Disklerde Devrim)

Bu da okuma/yazma kafalarının daha çok gezinmesine ve işlemlerin daha yavaş yapılmasına neden olurdu. Bu sorun da işletim sistemlerinde yer alan Disk Birleştirici (Defragmenter) ile düzeltilirdi. Ancak günümüzde artık bu işleme çok gerek yok.

 

Disk birleştirme çok uzun süren bir işlem

 

Önemini Neden Kaybetti?

Bunun çeşitli sebepleri var. Bunlardan ilki sabit disk kapasitelerinin geçmişe oranla çok artması, okuma/yazma kafalarının daha az hareket etmesini sağlaması.

Aynı alanda daha fazla veriyi depolayabilen sabit diskler bu alanda bir sıkıntı yaşamıyorlar. Ayrıca RAM miktarlarının artması ve işletim sistemlerinin artık daha verimli çalışması da disk birleştirme işlemini önemsiz kılıyor.

Yapılan testler de birleştirme işleminden geçmiş disklerle geçmemişler arasında çok büyük bir fark olmadığını gösteriyor.

{pagebreak::Cep Telefonları Uçak Düşürür mü?}

Cep Telefonları Uçak Düşürür mü?

Bildiğiniz üzere cep telefonu kullanmak tüm ticari uçuşlarda yasak. Bir uçağa bindiğiniz zaman aldığınız ilk uyarılardan biri cep telefonunuzu kapatmanız yönünde. (En Lüks 10 Özel Uçak)

Birçok insan bu yasağın sebebinin cep telefonu sinyallerinin uçağı bozarak düşmesine neden olduğunu sansa da aslında gerçek öyle değil. Cep telefonu kullanmak bir uçağı düşürmez.

Uçaklarda cep telefonu kullanılmasının yasaklanmasının ardında iki farklı kurumun gösterdiği iki farklı sebep var.

 

Cep telefonları bir uçağın düşmesine doğrudan neden olmasa da dolaylı etki yapabiliyor

 

Yasağın Sebebi Ne?

Bunların ilki cep telefonu sinyallerinin uçağın yer ile iletişimini kesintiye uğratıp, parazit yapmaya neden olabilmesi. Bu durum uçuş güvenliğini büyük ölçüde tehdit ediyor. Cep telefonlarına gelen yasağın en önemli sebebi de bu.

Yasağın diğer sebebi ise daha çok yerdeki cep telefonu kullanıcılarını ilgilendiriyor. Yerdeyken cep telefonlarımız en yakındaki verici istasyonun sinyalini alır.

Havadayken ise aynı anda birden fazla kule ile aynı mesafede olabileceğimizden, cep telefonu tüm bu kuleler ile bağlantıya geçer. Bu da diğer kullanıcıların kulelerden tam verim alamayıp, iletişimin sekteye uğramasına neden oluyor.

{pagebreak::Telefonu Tutuş Şekli}

Telefonu Tutuş Şekli

Steve Jobs’un iPhone 4 ile ilgili şikayetler gelmesinin üzerine düzenlediği basın toplantısında tüm akıllı telefonların tutuş şeklinden dolayı sinyal kaybı yaşadıklarını açıklaması bu alanda mücadele eden tüm firmaların tepkisine yol açmıştı. (Steve Jobs’ın Basın Toplantısı)

Telefonların yanlarını kapatacak şekilde tutulmasının sinyal gücünü düşüreceğini iddia eden Steve Jobs, iPhone 4’te yaşanan sorunları kabul etmiş fakat rakiplerine de sataşmayı ihmal etmemişti.

 

Telefonu tutuş şeklinin önemi modelden modele değişiyor

 

iPhone 4 ve Diğerleri

Steve Jobs’un bu iddialarının bir yere kadar doğru olduğunu söylemek gerek. Gerçekten de akıllı telefonları, yan taraflarını kapatacak şekilde sıkı bir şekilde tutarsanız sinyal gücünde az da olsa düşme yaşayabilirsiniz.

Ancak şimdiye kadar iPhone 4 dışındaki hiçbir modelde bu durum, görüşmelerin yarıda kesilmesi, sinyal gücünün sıfırlanması gibi şeylere yol açmamıştı.

Sonuç olarak şu denilebilir ki, iPhone 4 kullanmıyorsanız, telefonunuzu nasıl tuttuğunuzun bir önemi yok.

{pagebreak::Dizüstü Pilini Bitirmek}

Dizüstü Pilini Bitirmek

Dizüstü bilgisayarların pilleri hakkında insanların yanlış bildiği birçok şey var. Bunun sebebi ise herkesin bu konu hakkında farklı şey söylemesi. (Konsept Tasarım Dizüstü Bilgisayarlar)

Bu farklı bilgilerin ortaya çıkmasının ardında ise nikel-metal pillerden lityum-iyon pillere geçiş yatıyor. Eski dizüstü bilgisayarlarda kullanılan nikel-metal piller tam bitmeden şarj edildiğinde, tam olarak ne kadar şarj edilebileceklerini “unutabiliyorlardı”.

 

Lityum-iyon pillerin davranışı eski pillerden farklı

 

Pil Bitmeden Şarj

Bu da pil ömrünün azalmasına ve insanların aklında “pil tam bitmeden şarj edilmez” fikrinin oluşmasına neden oldu.

Günümüzde, dizüstü bilgisayarlarda kullanılan lityum-iyon pillerde ise durum aslında tam tersi.

Pili tamamen bitirmek, zaman içinde ömrünü azaltıyor. Tamamen bitince, pilin şarja olan kimyasal direnci arttığından, şarj kapasitesi düşüyor.

:: Genelde doğru bilinen fakat aslında gerçekte olmayan başka şeyler biliyor musunuz?