Tüyleriniz ürperecek: Tarihteki en acımasız deneyler

0

Teknoloji ve bilim, tarih boyunca gelişerek insanların hayatlarını kolaylaştırmayı hedefledi. Fakat bazı teknolojilerin bulunması veya denenmesi için kurbanlar verilmek zorunda kalındı. Bazı deneyler ise yalnızca saf kötülüğü amaçlamaktaydı. Bu yazımızda Marshall Adaları’nda yapılan nükleer testlerden MKUltra projesine, kısacası tarihteki en acımasız deneylere yer vereceğiz.

Apollo 11’in arkasındaki Nazi mühendisleri

Marshall Adaları’nda yapılan nükleer testler

2. Dünya Savaşı sırasında ABD, Japonya’nın Hiroşima ve Nagasaki kentlerini atom bombasıyla vurmuştu. Fakat savaşın sonlanmasına rağmen Amerika, Sovyetlerin hızlanan atom ve nükleer silah çalışmalarını sakince izleyemezdi. Bu nedenle de Amerikan hükumeti Atomik Enerji Komisyonu‘nu kurdu ve 1946-58 yılları arasında Marshall Adaları’nda 67 adet nükleer bomba denemesi yaptı.

Castle Bravo
Castle Bravo’nun patlama anı

ABD, Marshall Adaları’nda yüzlerce irili ufaklı nükleer silah denemesi geçekleştirdi. Bunlardan en büyüğü 1 Mart 1954 tarihinde atılan Castle Bravo isimli hidrojen bombasıydı. Castle Bravo, Hiroşima’ya atılan Little Boy‘dan yaklaşık 1000 kat daha kuvvetliydi.

ABD Pasifik Filosunun Kumandanı, RMİ First Lady’si ve RMI Cumhurbaşkanı

Tüm bu yapılan testler Marshall Adaları’nın sakinlerinde ciddi sağlık sorunlarına yol açtı ve etkileri günümüzde bile devam ediyor. 1969’dan başlayarak ABD, deneylerin yapıldığı adalarda büyük çaplı temizleme ve arındırma çalışmaları gerçekleştirdi. 1979 yılında Marshall Adaları Cumhuriyeti (RMİ) kuruldu. Ülke, ABD ile sosyal ve askeri anlamda bazı önemli ortaklıklar yaptı. Tüm bunların yanı sıra Amerika, deneylerin kurbanlarına tazminat ödemeyi kabul etti.

Uzaya gönderilen köpek Layka

Tarihler 1955 senesini gösterdiğinde ABD ve Sovyetler birliği arasında olan Uzay Yarışı resmen başladı. Her iki süper güç uzaya hükmetmek ve orayı kendi çıkarları için kullanmayı hedeflemişti. Amerika’nın elinde Nazi mühendis Wernher von Braun, Sovyetlerde ise V2 roketlerinin fabrikası bulunmaktaydı.

Layka, Spunitk 2 Uzay aracının içinde

Sovyetlerin uzay macerasının kilit ismi Sergey Korolyov, V2 roketlerinin mühendisliğini çözerek kendi R7 roketini tasarladı. 4 Ekim 1957’de Sputnik 1 yapay uydusunu R7 ile uzaya fırlattı. Olayın ardından Sovyetler Birliği uzaya ilk canlıyı göndermeye karar verdi.

Layka, uzay kıyafetinde

Görev için Moskova sokaklarından Layka isimli melez bir köpek kurban olarak seçildi. Layka, 3 Kasım 1975 yılında Sputnik 2 aracıyla uzaya fırlatıldı. Fakat fırlatmadan 3 saat sonra, roket ile uzay aracının ayrılması sonucu oluşan sorun aşırı ısınmaya sebep oldu ve Layka uzayda hayatını kaybetti.

Apollo 1 faciası

Uzay Yarışı devam ediyordu. Artık Sovyetler Birliği uzaya ilk insanı göndermişti. Amerika ise onları geriden takip etmekteydi. Dönenin ABD Cumhurbaşkanı John Kennedy‘nin “Bu ulusun önümüzdeki 10 sene içinde Ay’a insan indirip onu başaralı bir şekilde geri getireceğine inanıyorum” sözlerinin ardından çalışmalar hız kazandı.

Soldan sağa – Gus Grissom, Ed White ve Roger Bruce Chaffee

27 Ocak 1967’de ABD, Ay’ı incelemek ve oraya insan göndermek için başlatılan Apollo programının ilk uçuşunu yaptı. Apollo 1 uzay aracının test aşamasında kapsülde ani bir yangın çıktı. Bu olay sonucu Gus Grissom, Ed White ve Roger Bruce Chaffee isimli 3 astronot hayatını kaybetti.

Birim 731

Japonya, Çin ile olan savaşı sırasında Mançurya‘yı işgal etmişti. ABD’ye karşı güçlenmek isteyen Japonlar, 1920 yılında Tokyo’da, hayvanlar üzerinde biyoloji silah denemeleri yapmaya başladı.

Deneylerin halk tarafından kınanmasının ardından hükumet, mecbur kalarak çalışmalara son verdiğini duyurdu. Fakat aslında deneyler bundan sonra Mançurya’da, Hibarin şehrinde yapılacaktı. 1932 yılında Shiro İshi, bu birimin başına geçti. 

Birim 731 Çalışanları

1932-1945 yılları arasında Japonlar, buradaki insanlar üzerinde çokça acımasız ve kan donduran deneyler yaptı. Korkunç çalışmalarda 10 bin insan hayatını kaybetti. Birim, insanları zorla cam odalara kapatarak bu odalara zehirli gazlar saldı, narkozsuz cerrahi işlemler geçekleştirdi. 

Ayrıca burada bilim insanları; el bombaları, toplar, silahlar ve diğer mühimmatların insanlar üzerindeki etkisi ölçtü. 1945 yılında Japonya savaşı kaybetti ve Birim 731 dağıldı. Birimin kilit isimleri Japonya’ya kaçmayı başardı. Birimin yaptıkları çalışmalar ABD tarafından da destek gördü.

MKUltra Projesi

ABD ve Sovyetler birliği arasında geçen Soğuk Savaş, uzaydan günlük yaşama kadar her cephede devam etmişti. Soğuk Savaş döneminin en önemli hatlarından biri de casusluk savaşıydı. CIA, Kore savaşından sonra, Sovyetlerin Amerikan askerlerinin beynini yıkamaya çalışmasıyla ilgili bir istihbarat aldı.

Dönemin CIA Başkanı Allen Dulles, bu istihbaratın ardından kurumu, beyin kontrolü ile ilgili araştırmalar yapılması için görevlendirdi. Ekip ilk etapta LSD’yi en uygun opsiyon olarak gördü. Böylece MKUltra projesi kapalı kapılar ardında başlatıldı. MKUltra’nın amacı insanları istemsiz katillere çevirmekti. 

MKUltra’nın 149’dan fazla alt projesi hayata geçti ve bunlardan 6’sının kurbanları istemeden deneylere dahil oldu. 1974 yılında New York Times’ta çalışan gazeteci Seymur Hersh, projeyi tüm dünyaya açıkladı. CIA, yıllarca insanların zekasını kontrol edebilmek için yüzlerce farklı deney uyguladı.

Elektroşok, LSD, kenevir ve diğer psikotrop maddeler bu deneylerin ana yöntemlerinden bazılarıydı. Ancak tüm çalışmalara rağmen MKUltra başarısız oldu. Projede can kaybı az olarak kayıtlara geçse de, binlerce insan deneyler yüzünden sağlık sorunları çekti ve uzun yıllar narkotik maddelere bağlı kaldı. 

YORUM YOK

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

Exit mobile version