Kingston Üniversitesi’nde, Londra’da depo kutularında saklanan ilk mikrobilgisayardan ikisi bulundu. Yarım asırdan fazla bir süre önce piyasaya sürülen ve sadece bir diğerinin var olduğu bilinen Q1 mikroişlemcili mikrobilgisayar, insan başarısının bir kilometre taşı olarak kabul ediliyor.

Temizlik yaparken mikrobilgisayar tarihinde büyük bir keşif gerçekleşti

1972’ye tarihlenen bu mikrobilgisayar, çok az sayıda örneği hayatta kalan ve nadiren ABD dışına ihraç edilen oldukça belirsiz bir makine. Q1’in keşfi büyük bir sürpriz oldu. Üstelik, tozlu bir sergi kasasında bulunmadı; çevre temizlik şirketi Just Clear, okulda rutin işler yaparken iki bilgisayarı eski kutularda buldu.

Bilgisayar tarihinin, özellikle kişisel bilgisayar haline gelme süreci, belirli bir noktaya değinmek için oldukça karmaşık bir konudur. Silikon çipin gelişimiyle birlikte zaten hızla gelişmekte olan bilgisayarlar alanı patlamıştı ve teknoloji, IBM gibi büyük üniversiteler ve şirketlerden küçük firmalara, hobi sahiplerine ve genç mühendislere geçmişti.

Dünyanın ilk 6G telefonu! Ericsson şu an ne yapıyor?

Ericsson gibi öncü teknoloji şirketleri, sundukları çeşitli portföylerle müşterilerin dijital dönüşümlerini desteklemeyi, verimliliklerini artırmayı ve yeni gelir kaynaklarına erişmelerini sağlamak adına önemli bir rol üstleniyor.

Q1’in teknik özellikleri ve etkileri

New York’taki Q1 Corporation tarafından inşa edilen Q1, yerleşik turuncu bir ekran ve klavyeye sahip, tamamen bağımsız, ilk mikrobilgisayar olarak kabul edilebilir. Diğer Q1’lerle ağ olarak çalışabilme, yazıcılar ve sabit disk bellekleriyle arayüz oluşturabilme gibi işlevlere sahipti.

Bu, Intel 8008 işlemci CPU’suna sahip olmasının bir sonucuydu ve bu, Q1’e iki yıl önce MITS Altair 8800’den önce dünyanın ilk gerçek mikrobilgisayarı olma iddiasını kazandırdı.

Kingston Üniversitesi’nden Paul Neve, “Dünyanın ilk mikrobilgisayarı olan iki Q1’e sahip olmak gerçek bir bonus. Erken dönem öncüler olmadan bugün PC’ler, Mac’ler ve Apple veya Android telefonlar olmazdı” dedi.

Bu keşif hakkında ne düşünüyorsunuz? Görüşlerinizi aşağıdaki yorumlar kısmında paylaşabilirsiniz.