Kara Şövalye‘nin gişe ve seyirci gözündeki başarısından sonra tüm gözler Christopher Nolan‘ın üzerine çevrilmişti. Nolan ilk başta Joker karakterini canlandıran Heath Ledger‘ın ölümü üzerine yeni bir film çekmeyeceğini söylese de gelen ısrarlara dayanamadı ve üçüncü Batman filmi için yine yönetmen koltuğuna oturdu.
Batman’in En Zorlu Savaşı Başladı
#video_469#
2012 yazında gösterime girecek olan The Dark Knight Rises, Kara Şövalye üçlemesine son noktayı koyacak. Batman bu sefer çizgi romanlardaki en tehlikeli düşmanıyla karşılaşıyor.
Bane adlı bu düşman, dövüş yetenekleri ve güç olarak Batman‘den daha üstün durumda. Ülkemizde de bir bölümü yayınlanan Knightfall serisinden esinlenen The Dark Knight Rises filmi, Batman’in Bane tarafından yenilip kahramanlığı bırakması daha sonrası ise kendine inancını kazanıp tekrar Kara Şövalye unvanını kazanışını anlatıyor.
:: Sizce The Dark Knight Rises, The Dark Knight’tan daha başarılı olacak mı?
Cem başrol sen misin?
son zamanlarda guzel film seyretmek zorlasti fragman bile umut verici 😀
bekliyoruz , gelsin de gidelim
Biraz araştırın ya.. Tek fragman bu değil, bundan başka 2 fragman daha var…
Şunu biraz araştırıp yazın. Bir sürü fragman dolaşıyor etrafta.. Siz çıktı haberini yeni giriyorsunuz :S
Filmin tek fragmanı var. Oyunla karıştırmayın. Bir de fanların hazırladığı fragmanlar var. Bence siz biraz araştırın.
film ilki kadar zevk verir en azından efektler için öyle olur umarım.
Joker’in eksikliğini hissedicez.
tanrımsın nolan.
blogumda filmin ön incelemesini yapmıştım. copy paste etmek gerekirse:
yazının orijinali için link:
carnage86.wordpress.com
THE DARK KNİGHT RISES MI THE DARK KNIGHT FALLS MU?
2010 yılının başarılı filmlerinden biri olan Inception’ın ardından Christopher Nolan’ın çekeceği üçüncü Batman filminin isminin The Dark Knight Rises olacağı açıklanmıştı. İsmi duyar duymaz “Bu işin içinde Bane denen insan azmanı yoktur ağa, öyle olsa namı The Dark Knight Falls olurdu”demiştim. Ardından filmdeki ana kötünün Hugo Strange olacağı söylentileri dolaşmaya başladı. Ne de olsa 2009 yılının hit oyunu Batman Arkham Asylum’un devamı olan Batman Arkham City’nin fragmanında gözükmüştü bu nur yüzlü amcam. Ve nihayet filmde Tom Hardy’nin Bane, Anna Hathaway’in Catwoman olacağı duyuruldu. Hemen ardından hastalıklı zihnimde muhtemel birkaç The Dark Knight Rises senaryosu belirdi. Kaygı verici bu düşünceleri çelik gibi irademden beslenen bastırma mekanizmam ile bilinçaltı denen çöplüğün içine postalayıp orada boğmaya çalışsam da , içine şeytan girmiş bu azgın horoz ordusuna karşı çaresiz kaldım.Bulundukları yerde ötmekle yetinmeyen bu anarşist grup üst bilinçte de ses yapmaya başladılar.En sonunda çareyi elime kalem alarak,zavallı ağaçların katledilmesiyle oluşan dikdörtgen biçimindeki beyaz zamazingonun üzerine kafamdakileri kusup dökmekte buldum. Eğer azmedersem önce Bane adındaki kas yığını hakkında yalan yanlış bilgiler vereceğim. Belki de azmeder yazının sonunda kafamdaki muhtemel senaryolar hakkında da laklak ederim. Evet, en iyisi lafı uzatmadan Bane isimli dostumuzun biyografisine bir göz atalım öncelikle…
Cehennemde doğan çocuk….
Bane Karayip Adalarının Santa Prisca şehrinin “yeryüzündeki cehennem ”olarak bilinen Pena Duro(İspanyolca sert kaya)isimli hapishanesinde doğdu. Babası oradan kaçmayı başarmasıyla ünlü bir suçluydu. Guantanomo üssünden beter bir yerde doğan bu çocuk, bulunduğu yerin elverdiği ölçüde kendini zihinsel ve fiziksel olarak geliştirdi. Osito(İspanyolca Küçük Ayı)adını verdiği oyuncağın içinde bir bıçak saklayıp 8 yaşında katil olan bu ufaklığın hayatında oyuna yer yoktu. Dünya ya yöneteceği ya da öleceği bir cehennemdi onun için.
Yeni filmde olması muhtemel olan psikopatlardan biri olan Dr.Hugo Strange’in yönetimindeki deneye katıldı ve üzerinde Venom denen fiziksel gücü nirvanaya ulaştıran bir ilaç denendi. Diğer deneklerin aksine ilacın yan etkilerinden hiçbiri görülmedi. Pena Duro’da tanıştığı Trogg,Zombie ve Şahin ismindeki 3 suçluyla beraber kaçtıktan sonra,kendine en uygun yer alan, “günah şehri” Gotham’a yerleşti. Gotham’ı fethetmenin en kısa yolu Batman denen yaratığı bir paçavraya çevirmekti. Batman ile Bruce Wayne’in aynı kişi olduğunu tahmin eden Bane, Arkham Akıl Hastanesindeki delileri salıp zaten rahatça dağları devirebilecek bir durumda olmayan Batman’i tamamen çökertir. En sonunda Wayne malikânesine giren Bane Batman’i yener, fakat ona daha çok acı çektirmek için öldürmez. Gotham’ı çok kısa bir süreliğine ele geçirdikten sonra daha önce yenip öldürmeye zahmet etmediği Jean Paul Valley’e dramatik bir şekilde yenilir.
Yeni Batman’e yenilmesine sebep olan Venom sisteminden tamamen kurtulup Black Gate hapishanesinden kaçtıktan sonra Gotham’dan ayrılıp gerçek babasını bulmak için dünyayı gezerken Ra’s Al Ghul ile tanışır. Bane’den çok etkilenen reis, onu kendi tahtının varisi olarak görür. Bane’i Gotham’a saldırması için görevlendirir fakat Bruce Wayne rövanşta Bane’i nefes borusuna attığı yumrukla nakavt eder ve onun bir “hayvan”olduğunu söyler.
Batman’i yok etmek için kendisini geliştirmesi gerektiğini anlayan Bane, Jean Paul Valley’den intikam almak için onunla dövüşür. Tıpkı Batman’e yaptığı gibi dizinin üstünde belini kırar. Yendiği halde öldürmediği Azrael’e Venom’u enjekte ettikten sonra psikolojik manipülasyon uygulayarak kendi emrinde çalıştırır. Gotham’daki büyük depremin ardından şehre gider. Lex luthor’un emrinde çalışan Bane Batman tarafından ikna edilir(?).Hemen ardından Ra’s Al Ghul tarafından işten çıkarılması(!) üzerine tüm Lazarus Çukurları imha etmeye çalışır ancak başarılı olamaz.
Gerçek babasının Thomas Wayne olduğundan şüphelenen Bane bu olasılığı Batman ile konuşur. Yapılan DNA testlerini bu teorisini çürütmesinin ardından Batman ile barışıp(?) Gotham’dan ayrılır. Batman ile beraber gerçek babası olduğunu öğrendiği King Snake ile dövüşür. Batman’i kurtarmak için kendini kurşunun önüne atınca neredeyse nalları dikecek kadar ağır yaralanır fakat daha sonra Lazarus çukurları sayesinde Batman tarafından diriltilir.
Yavaş ol be adam mezardan mı çıktın?
Bir müddet uyuşturucu mafyasının emrinde çalışmak zorunda kaldıktan sonra demokratik(?)bir şekilde Santa Prisca’nın başkanı seçilir. Fakat kısa bir süre sonra JLA Task Force’un saldırısına uğrayıp anavatanından kaçmak zorunda kalır. DC Evreninin devamlılığında sayılıp sayılmayacağını bilmediğim bir öyküde, Superman’in güçlerini geçici bir süreliğine devralmış olan Batman tarafından cehenneme yollanacağı sırada Superman sayesinde hayatı kurtulur.
Aldığı yaraları iyileştirmek için uzun bir aradan sonra tekrar Venom’u kullanan Bane, bu yüzden neredeyse öleceğini görür ve Venom kullanmayı bırakır. Daha sonra ise Bane ,sırf güçsüz durumda olduğu için Secret Six’e yardım edişiyle ve Bruce Wayne’in kayboluşundan sonra Dick Grayson için “Tanrı onu korusun”demesiyle tüm okuyucuları şaşırtır.
Bane, ve Catwoman’ın üzerine bir de Hugo Strange eklense ne olur?
Bence çifte kavrulmuş lokum gibi olur. Filmde Joker ve Two Face’in gözükmeyeceğini öğrenince senaryo hakkında endişelere kapılmıştım. Ama Hugo Strange ve Catwoman’ın üzerine Bane eklenince, kötü bir senaryonun çıkması zor gibi görünüyor. Düşünsenize Bruce Wayne Rachel Dawes’un yasını tutuyor.(%99 dirilecektir, ortada ceset yoksa ölmemiştir. Captain America’nın Sidekicki hakkındaki Bucky hakkındaki tahminim tutmuştu. Belki de ölmüştür koskoca Christopher Nolan böyle ucuz numaralar yapar mı yahu?)Dr. Strange denen gizli kimliğini bildiği Batman’e kafayı takmış deli doktoru onunla oynamak için Bane’i kullanıyor ve ona Thomas Wayne’in gayrimeşru çocuğu olduğunu söyleyip gaza getiriyor. Ardından Dawes’un yokluğunda Catwoman ile çok karışık bir ilişki içerisinde olan Batman var. Zaten Batman’in kanunla arası iyi değil. Lucius Fox istifa etmiş, şirket kötüye gidiyor Batman Bruce Wayne olarak da pek mutlu değil. Bunun üzerine geceleri Bane denen adam ve örgütlediği suçlularla şehirde terör estiriyor. Bununla kalmayıp Catwoman’ın kafasını yumurta gibi kırıyor ya da kediciği Batman’i tuzağa düşürmek için kullanıyor. Bu sırada Hugo Strange’in de eli armut toplamıyor. Evet, aslında senaryo konusunda sorun yaşanacağını düşünmüyorum. Senarist de David S.Goyer olursa yapımcı kadroya güvenim tam. Casting konusunda hiçbir zaman endişelenmiyorum çünkü oyunculara dikkat eden biri değilim. İyi bir senaryo, görsel efektler ve atmosfere uygun kaliteli müzikler yeter benim için. Bundan dolayı Heath Ledger’ın ölümünden sonra 3.filmden Joker’in çıkarılacağını duyunca epey köpürmüştüm. Bu sefer de devam filmlerinde düşünülen karakterlerden birini oynayan bir oyuncu oscarlık bir performans gösterirse, kendisinden rica ediyorum hemen ölmesin, biraz sabretsin. En azından yediğine içtiğine dikkat etsin, her sene en az 5 kez check-up falan yaptırsın. Her neyse eğer senaryo biraz önceki zırvalarımı içinde barındıracaksa filmin isminin The Dark Knight Falls olması gerekmiyor mu? Yoksa Nolan’ın kafasında bambaşka şeyler mi var? Belki de Hugo Strange’in yer alışı söylentiden öteye gidemeyecektir. Yoksa önce Rise sonra Fall mu?
O kadar düşünme be hocam.. Dünyayı sen mi kurtaracan?
Edit:
Filmde Talia Al Ghul da olacakmış. Öyleyse Batman’in meşhur öyküsü Legacy bu filme çok yakışır.
R.I.P’deki antogonist karakter olan Simon Hurt ile Hugo Strange’i oldukça benzetiyordum. Yabancı forumlarda Simon Hurt’ın Hugo Strange olabileceğini düşünenler var:
http://forums.comicbookresources.com…d.php?t=249438
Tranformers ve Karayip Korsanları fiyaskosundan sonra ümidi bu filme bağladım. 2. filmi hayatım boyunca unutmayacağım bir film. Hele o feribotlarda ki son sahne ; onu anlatacak bir kelime bile seçemiyorum.
Tranformers ve Karayip Korsanları fiyaskosundan sonra ümidi bu filme bağladım. 2. filmi hayatım boyunca unutmayacağım bir film. Hele o feribotlarda ki son sahne ; onu anlatacak bir kelime bile seçemiyorum.
———- Post added at 22:32 ———- Previous post was at 22:29 ———-
http://www.viddler.com/explore/Sinefabrik/videos/197/
Buda benden olsun.
The Dark Night Rises hakkında iki naifçe görüşüm var. Bakalım siz ne düşüneceksiniz:
The Dark Night Rises’da Bane ve League of Shadows’un Gotham’ı ele geçirmesi bende No Man’s Land’i çağrıştırmıştı. Bugün de Batman hakkındaki en iyi Türkçe kaynaklardan biri olan http://www.yarasa-adam.com‘u okurken de yazarın benimle aynı fikirde olduğunu gördüm. Tahminimce film Vengeance of Bane,No Man’s Land ve Legacy isimli maceraların birleşmesinden oluşacak. Batman R.I.P’de Bruce’un babası hakkında kötü şeyler söyleyen Simon Hurt’a çok benzettiğim Hugo Strange olsa ve Tabula Rasa macerasında olduğu gibi Bane’e gerçek babasının Thomas Wayne olduğu görüşünü sokup onn manipüle etse ve Bruce Wayne’e de psikolojik işkence uygulasa iyi olurdu. Eğer Nolan cesur bir yönetmense filmin sonunda anti kahraman olmasına ramak kalmış hatta Punisherlaşmaya başlamış bir Batman’i koyar. Ruhsal çöküşünün ardından psikopata bağlamış bir Batman’in sahneye çıkmasına nasıl tepki gösterilir bilmem ama eline kan bulaşan "karanlık şövalye"’nin kostümü rafa kaldırması için iyi bir bahane olur. Psikopata bağlamasına yardım etmek için Bane tarafından haşatı çıkan Batman’in hayatını kurtarmak için verilen bir Venom yeterli olur.(Batman’in bir zamanlar Venom kullandığı ve bu ilacın kullanan kişiyi saldırganlaştırdığını biliyoruz)
Bir de ilk filmde Batman’in origin hikayesinin anlatılması gibi bu filmin girişi de cehennemde doğan çocuk Bane’in,çocukluk korkularına,Pena Duro’daki ortamın onun bir suç dahisi olması için gereken itkiyi yaratmasına ayrılsa hoş olur.