RPG oyunlarından hoşlananların uzun süredir merakla beklediği The Witcher 3: Wild Hunt‘ta serideki ana karakterimiz olan yaratık avcısı Geralt‘la çıkacağımız son macera destansı bir hikayeyle bizlere sunulmuş durumda. İkinci oyuna kıyasla 30 kat daha büyük bir haritayla karşımıza çıkan The Witcher 3: Wild Hunt sunduğu 80 saatlik senaryo oynanışıyla da dikkatleri üzerine çekmeyi başaran bir yapım olmuş.
The Witcher 3 Wild Hunt Video İnceleme
Dilerseniz The Witcher 3 için hazırladığımız video incelemeyi aşağıdan izleyebilirsiniz.
#video_8931#
The Witcher 3 Wild Hunt İnceleme
Oyuna ilk girdiğimizde, diğer Witcher oyunlarından da alışık olduğumuz son derece sade bir menü ile karşılaşıyoruz. Bu menü aracılığı ile eğer Witcher 2‘yi oynadıysanız save dosyalarınızı upload ederek oyunun ilerleyişinde ufak değişiklikler gerçekleştirebiliyorsunuz. New Game seçeneğine tıkladığınızda ise, uçsuz bucaksız haritası, bitmek bilmeyen görevleri ve toplamda 200 saati aşan oynanış süresine sahip olan The Witcher 3 Wild Hunt maceranız başlamış oluyor.
The Wither 3 Wild Hunt‘ta aslında 3 farklı ana senaryo bulunuyor. Oyuna ilk girdiğimizde önümüze gelen sinematikte, Geralt‘ın büyük aşkı Yeneffer‘ı bir çatışmanın ortasında oradan kaçarken görüyoruz. Sonradan araya giren görüntülerle anlıyoruz ki, Geralt kısa süre önce kaybolan Yeneffer‘ın izini sürüyor.
Sonrasında giren ara videoda ise kendimizi Yeneffer‘ın yanında buluyoruz. Tam kendi kendimize ne oluyor, neden buradayım gibi soruları soracakken aslında bunun bir rüyadan ibaret olduğunu anlıyoruz. Bu rüya bölümünde oyun içerisinde kullanabileceğimiz aksiyon ve dövüş mekanikleri basit bir eğitim turuyla bizlere sunuluyor.
{pagebreak::1}
Gerçek Macera Başlıyor
Geralt rüyasından uyandığında ise gerçek maceramız start alıyor.
The Witcher 3‘te serinin ikinci oyununu oynayanların son derece aşina oldukları bir sistem mevcut. Yine aynı Assassins of Kings‘te olduğu gibi iksirler hazırlıyor, kılıçlarımızı yağlıyor ve yeri geldiğinde meditasyon yapıp bol bol savaşıyoruz.
Geralt, ikinci oyunda kaybettiği yaratık avcısı ruhunu üçüncü oyunla birlikte geri kazanıyor. Assassin’s of Kings‘i oynayanlar az çok hatırlayacaktır. İkinci oyunda Geralt, yaratık avcısından ziyade politikacılara yardım eden bir diplomat gibi görev yapıyordu. Wild Hunt’ta ise bolca yaratık avladığımız bir çok ana ve yan görevler bizleri bekliyor.
The Witcher 3 Wild Hunt‘ı türevlerinden ayıran en önemli özelliği ise bizlere tamamen yaşayan bir dünya sunuyor olması. Bu dünya içerisinde dinamik hava şartları, gece gündüz döngüsü ve aktif ekonomi bağı oyuna bambaşka bir renk katıyor.
İkinci oyundan farklı olarak karşımıza çıkan aktif ekonomi bağı ille pazarlarda etkileşime geçeceğimiz ürünlerin fiyatları dinamik bir hal alıyor. Yani bugün 3 kuruşa aldığınız bir bitki özü, mevsimsel şartlara ve o bölgede gerçekleşen çatışmalara bağlı olara yarın 10 kuruşa yükselebiliyor.
The Witcher 3 Wild Hunt‘ta aynı ilk iki oyunda olduğu gibi iksirler ve yağlar bizim için hayati önem arz ediyor. Eğer daha önce Witcher oynadıysanız, karşınıza çıkan yaratıklara pata küte dalmamanız gerektiğini zaten biliyorsunuzdur. Fakat biz yine de hatırlatalım. Witcher‘da eğer bir yaratıkla dövüşecekseniz ve bu yaratıkta boss olarak tabir ettiğimiz devasa yaratıklardan biriyse, ilk olarak yapmanız gereken şey bu yaratık hakkında bilgi toplamak olmalıdır.
Bilgi toplama konusunda oyuncuları zahmete sokmak istemeyen Projeckt Red ekibi, The Witcher 3‘te son derece geniş bir yaratık ansiklopedisine yer vermişler. Bu ansiklopedi sayesinde karşılaşacağınız yaratığın ne gibi zayıflıkları olduğunu öğrenebiliyor ve gerekli karışımları içip, kılıcınızı belirtilen yağlarla yağladıktan sonra canavarın karşısına çıkmaya hazır hale geliyorsunuz.
Yeri gelmişken belirtelim, oyundaki gelişmiş simya sistemi sayesinde son derece geniş bir iksir ve yağ yelpazesine sahibiz. Bu durum avantaj gibi görünse de farklı iksirler içip, onlarca farklı ot toplamak bazen fazlasıyla zaman alabiliyor.
{pagebreak::2}
Gelişmiş Simya ve Crafting Sistemi
Simya sistemini ikinci oyuna göre biraz daha geliştiren yapımcılar, crafting sistemini de unutmamışlar. Kendimize yeni zırhlar, silahlar ve ekipmanlar yapmamızı sağlayan crafting sistemi, yenilenen ara yüzü ve daha da derinleştirilen kombinasyon seçenekleriyle bir hayli kullanışlı bir formata dönüşmüş.
Kısacası eğer karşılaşacağınız rakibi önceden iyi bir şekilde analiz eder, simya ve crafting sistemini verimli bir şekilde kullanırsanız Witcher 3‘ü zorlanmadan bitirebilirsiniz.
Bu arada yeri gelmişken oyundaki zorluk seviyelerine de bir değinelim. The Witcher 3 Wild Hunt‘ta 4 farklı zorluk seviyesi bulunuyor. Bu zorluk seviyeleri arasında uçurumlar olmasa da, bazı keskin geçişlerin mevcut olduğunu söylemek mümkün. Örneğin 2. seviyede zorluk seviyesini seçtiğinizde var olan meditasyonla sağlık barını doldurma özelliği, 3. seviyedeki zorluk seviyesinde tamamen ortadan kalkıyor. Bu durumda oyun sizin için biraz değil, fazlasıyla zorlaşmış oluyor.
Oyun içerisinde eğer sağa sola fazla takışmazsanız sürekli meditasyon yapıp sağlık barınızın dolmasını beklemenize de gerek kalmayacaktır. Şöyle ki Witcher 3‘te haritanın bir ucundan diğer ucuna gitmenin bile yaklaşık olarak 40 dakika sürdüğü devasa bir dünyaya sahip olduğumuz için, karşımıza envai çeşit yaratık çıkıyor. Bu yaratıklara takışmadan geçebileceğimiz gibi hepsini liğme liğme edip yolumuza o şekilde de devam edebiliyoruz.
Bu iki durumun kendine göre avantaj ve dezavantajları mevcut. Örneğin, size saldıran yaratıkları görmezden gelip es geçerseniz, sağlık barınızda bir azalma olmayacak, dolayısıyla gerçek rakiplerinizle karşılaşmadan önce barınızın dolması için yapacağınız meditasyon süreciyle vakit kaybetmeyeceksiniz. Bu durumun dezavantajı ise görev dışı dövüşler yapmadığınız için yeterli seviyelere ulaşamayacak ve oyunun ilerleyen bölümlerinde fazlasıyla zorlanacaksınız.
Tam aksi durumda ise yani önünüze çıkan her yaratığa musallat olduğunuzda, seviyeniz hızlı bir şekilde artarken, girdiğiniz mücadelelerde azalan sağlık barınızı doldurmanız için meditasyon ile vakit kaybetmek zorunda kalacaksınız.
Bu yüzden kesip biçeceğiniz yaratıklar konusunda orta yollu bir strateji izlemeniz gerekiyor. Böylece hem levelınızı yeterli düzeyde tutabilir, hem de meditasyonla fazla zaman kaybetmemiş olursunuz.
{pagebreak::3}
Türevlerinden Üstün Bir Dövüş Sistemi
Hazır laf kesip biçmekten açılmışken, The Witcher 3: Wild Hunt‘ta ki dövüş sistemine de bir değinelim. Şunu baştan belirtelim, eğer Witcher‘dan Batman ya da Assassin’s Creed gibi salt aksiyon oyunlarında gördüğünüz dövüş sistemini bekliyorsanız, boşuna beklemeyin.
The Witcher 3‘te türevi oyunlara nazaran daha kapsamlı bir dövüş sistemi bulunuyor. Örneğin bir Dragon Age‘le kıyasladığımızda, Geralt‘ın kombinasyon sayısının çok daha fazla olduğunu rahatlıkla söyleyebiliriz. Ayrıca, karakterimizin kullandığı silaha göre farklı kombinasyonlar üretmesi de dövüş sisteminin bir diğer artısı olarak ön plana çıkıyor.
Geralt‘la dövüşürken, salt kas gücünden ziyade onun sahip olduğu hislerden ve büyü güçlerinden de yararlanmanız gerekiyor. Örneğin üzerinize gelen kalabalık bir yaratık grubuna karşı önce bir ateş saldırısı yaparak, grubun yanmasını sağlayabilir ve bu arada savunmasız olanlarını alaşağı edebilirsiniz. Kalabalık gruplarla salt kas gücüyle dövüşmeye kalktığınızda, aynı anda gelen sağlı sollu saldırılar sizi bir hayli zor durumlara sokabilir. O yüzden siz siz olsun, efsungerin bütün nimetlerinden faydalanmayı ihmal etmeyin.
Dövüşle ilgili olarak değineceğimiz son konu ise Geralt‘ın yetenek ağacı. Bu yetenek ağacı 5’li kombinasyonlarla ilerleyen son derece geniş bir içeriğe sahip. Yani oyunu oynayacağınız yaklaşık olarak 100 küsür saatlik süre boyunca açılmayı bekleyen bir çok yetenek sizi bekliyor olacak.
Şimdiyse gelelim, daha Witcher 3 çıkmadan oyun gündeminin zirvesine yerleşen devasa haritamıza. The Witcher 3 Wild Hunt‘ta gerçekten çok büyük bir açık dünya haritası bizleri bekliyor. Söz konusu böylesine büyük bir harita olunca insanın aklına ister istemez uzak yerler arası mesafelerin nasıl aşılacağı sorusu geliyor. Yapımcılar böylesine büyük bir harita yaparken, oyunculara ulaşımla ilgili bir iki ufak kolaylık sağlamayı da ihmal etmemişler.
Witcher 3‘te haritada önemli bir ulaşım koridoru olarak görülen nehirler üzerindeki sandalları kullanabilir, çağırdığınızda her daim size koşa koşa gelen atınızla 4 nala gidebilir ve en önemlisi ziyaret ettiğiniz yerlerdeki hızlı seyahat noktalarını açarak bir noktadan diğerine saniyeler içerisinde gidebilirsiniz.
{pagebreak::4}
2015’in En İyi Oyunlarından
Ana görevlerinizin yanında bu yaşayan dünya da birçok yan görevin sizi beklediğini belirtelim. Haritanızda görünmese bile yol üzerinde rastladığınız bir yabancı, sizden onun için birkaç yaratık öldürmenizi isteyebiliyor. Yapımcılar yan görevlerde yaşanabilecek curcunayı önlemek için level sistemini bu kısma da entegre etmişler. Yani yan görevi yapabilmek için, belirtilen levelde olmanız gerekiyor. Bu durum aslında görevin zorluğu içinde bir ipucu olmuş. Zira yan görevlerde level sistemi olmasaydı, gücünüzün yetmediği bir görev için boşu boşuna saatlerinizi harcayabilirdiniz.
Witcher 3‘teki yan görevler genel itibari ile yaratık avlamaktan, birilerini kurtarmaktan ya da kayıp bir eşyayı bulmaktan ibaret oluyor. Bu yan görevler çok büyük oranda olmasa da ana hikaye üzerinde de etkili oluyor. Örneğin yan görevlerden birinde yardım ettiğiniz bir kişi, oyunun ilerleyen bölümlerinde ana hikaye bazında karşınıza çıkıp sizi doğru ya da yanlış olarak yönlendirebiliyor.
The Witcher 3: Wild Hunt‘ta oyun ilerleyişinizde yaptığınız en ufak bir tercih bile senaryonun ilerleyen kısımlarında sizi bambaşka yerlere götürüyor. O yüzden yaptığınız tercihleri anlık olarak değil, geniş olarak düşünmeniz ilerleyen kısımlarda sizin yararınıza olacaktır.
Son olarak The Witcher 3‘ün grafik ve ses özelliklerinden de bahsedelim. Gücünü Red Engine 3‘ten alan The Witcher 3 Wild Hunt, oyunculara son derece kaliteli görseller sunuyor. Karakter detaylandırmaları ve nesne kaplamaları gerçeğe hayli yakın bir oyun atmosferi yaratıyor. Bu atmosfere eşlik eden müziklerin de özenle seçildiğini söylemek mümkün. Arka fonda çalan müzik, o an yaşadığınız duygu yoğunluğuna göre değişiklik gösteriyor. Örneğin, Geralt‘ın öfkeli olduğu anlarda arka fonda sert müzikler çalarken, bir bayanla yakınlaştığınızda ya da yakınlaşmak istediğinizde ise müzik otomatikman romantiğe bağlıyor.
Sonuç olarak The Witcher 3: Wild Hunt, oyunculara defalarca oynanabilecek bir senaryo ve saatlerce başından kalkamayacağı bir macera sunuyor. Eğer RPG oyunlarına özel bir ilginiz varsa ya da bu türe bu aralar başlamayı düşünüyorsanız, bu oyun kesinlikle The Witcher 3 Wild Hunt olmalıdır. Başka bir incelemede görüşmek üzere hoşçakalın.
Bu CD Projekt çok sempatik geliyor bana ya. Adamlar oyun deðil sanat eseri yapýyor resmen. Ve diðer firmalarýn aksine 180 liraya deðil de 80 lira gibi gayet makul bir fiyata satýyor oyunu. Oyuna zaten diyecek laf yok. E daha ne olsun?
Hele o oyundaki hatunlar yok mu o hatunlar, ulan arkadaþ onlar ne öyle. Yennefer, Ciri ve Triss. Hepsi birbirinden güzel lan. Özellikle Ciri yok mu Ciri. Ýlk gördüðümde eridim bittim ya la. Sen neden gerçek deðilsin :/
Oyuna gelince, oynamadým tabi ki. Ama gerek bile yok. 80 liraya deðeceði her halinden belli. Hem deðil 80 þu hatunlar için 150 lira yine verilir Elim bolalsýn sistem de elverirse almayý düþünüyorum.
sağolun detaylı ve güzel bir inceleme olmuş
sayfanızdaki incelemeler çok hoşuma gidiyor
okumak yerine doğaçlama ve vurgulu anlatsaymışınız daha güzel olurmuş…
hiçde güzel bi oyun değil açıkcası can sıkıcı assasin creed oyna daha ii
evet gerçekten öyle
arkadaşlar bu oyun ne zaman çıkacak
Oyunda karakterler gercek yani gercek hayatdaki kisilerden yaratilmis.Yani gorebilirsin hayatta