Popüler sosyal medya uygulaması TikTok, tüm dünyayı etkisi altına alan koronavirüs salgını nedeniyle evlere kapanılan bir yıllık süreç içinde küresel olarak büyümeye devam etti. TikTok, yakaladığı bu büyüme ivmesini müzik endüstrisine de uyarlamayı başardı.

TikTok birçok müzik sevdalısına başarı getirdi

Son aylarda TikTok, müzik endüstrisinde ilgi çekecek başarı öykülerinden bazılarına ev sahipliği yaptı. Örneğin uygulamada yer alan Nathan Evans isimli bir kullanıcı, Yeni Zelanda bölgesinin 19. yüzyıla ait olan The Wellerman isimli parçasıyla büyük viral fırsatı yakaladı ve bununla birlikte bir plak şirketiyle anlaşma imzaladı. Daha sonrasında ise kendine albüm yapma fırsatı ele geçirdi.

TikTok müzik endüstrisini yeniden inşa ediyor

Bu haliyle bakıldığında müzik endüstrisi uzmanları için TikTok’un en önemli ve yıkıcı unsurlarından biri, uygulamada hangi şarkıların viral haline geleceğinin tahmin edilememesi olarak görülüyor. Büyük pop şarkıları uygulamada telif hakları gerekçesiyle genellikle bulunamazken, eski ve imzasız parçalar ve dikkat çekici remixler TikTok’un algoritması tarafından öne çıkarılıyor.

TikTok, medyada genel olarak bir tür meydan okuyucu uygulama olarak kendini tanıtsa da bu, rakamlara farklı yansıyor. Sosyal medya pazarlama şirketi Fanbytes’in müzik ortaklığı müdürü olan Dylan Pasqua’nın söylediklerine göre, TikTok aslında Instagram ya da YouTube’a kıyasla apayrı bir seviyede. Zira firmada tonlarca görüntüleme almak artık çok kolay bir hal almış durumda. Bununla beraber uygulama çok yüksek bir büyüme oranına sahip.

Sosyal medya virüsü: Instagram hesapları tehlikede

Sosyal medya virüsü: Instagram hesapları tehlikede

CopperStealler adlı sosyal medya virüsü, kullanıcıları tehdit ediyor. Karmaşık yapıda olan virüs yüzünden Instagram ve Facebook hesapları tehlikede.

Pasqua ayrıca, Universal, Sony ve Warner gibi plak şirketlerine imza atan sanatçılarla TikTok’taki varlıklarını inşa etmeye çalıştıklarını ifade etti. Müdür açıklamasında müşterilerin YouTube’da 3 milyon, TikTok’ta ise 17,4 milyon gibi ortalama izlemeye oynadığından söz etti. Ki bu gidişata bakıldığında oldukça sıradan bir orana tekabül ediyor.

Bununla birlikte Apple Music ve Spotify gibi akış hizmetlerinden farklı olarak TikTok, bir video paylaşım uygulaması olduğu için ilk önceliğini müzik paylaşmaya kanalize etmedi. Kullanıcılarına müzik parçalarını ücretsiz olarak sunması da, tartışmaları beraberinde getirdi. Zira sektördeki kişiler, uygulamada kullanılan müziklerin en az yüzde 50’sinin lisanssız olduğunu iddia etti. Bu da elbette DMCA kuralları gereği telif ihlallerinin devreye girmesini ve büyük yasal işlem tehditlerine neden oldu.

TikTok’un müzik piyasasında yaptığı bu devrimsel girişimin sonuçları ilerde nasıl etkiler yaratacak sorusunu ise hep birlikte göreceğiz.

Kaynak: TechRadar