Sil Baştan filmini hatırlıyor musunuz? Orada ”Travmatik ve kötü iz bırakan” anılar silinebiliyordu. Oldukça ilginç bir konuya değinen film gerçek oluyor olabilir. Çünkü bilim insanları söz konusu duruma ilişkin yeni bulgulara ulaştı.
Bilim insanları yıllardır travma yaşatan kötü anıları silmek için türlü yöntemler deniyor. İnsan beyniyle oldukça benzerlik gösteren meyve sinekleri üzerinde yapılan bir araştırmaya göre, travmatik anıları hafızadan silmek mümkün olabilir. Uzun yıllardır yapılan araştırmalar teknolojinin de devreye girmesiyle sonuç vermeye başladı ve nihayet kötü anıları hafızamızdan silmek mümkün olabilir.
99 milyon yıl korunmuş dinozor fosili!
Yeni yayımlanan bir makale ile ortaya çıkan 99 milyon yıl korunmuş dinozor fosili oldukça ilginç. Araştırma ekibi sinek kuşu fosili olarak konumlandırdığı bu fosil geçmişe ışık tutuyor.Travmatik anıları hafızamızdan silmek mümkün mü? Olabilir
Aslında yaşadığımız kötü şeyler ilerleyen günlerde tecrübe edinmemiz açısından beynimizde anı bölümüne atılıyor. Yine de bazı kötü anılar, travmatik şekilde kişileri etkileyebiliyor. Bu nedenle unutulması oldukça iyi olurdu. İşte bilim insanları da yıllardır travmatik anıları insan beyninden silmek için yollar arıyor.
Yapılan birçok araştırma bunun pek de mümkün olmadığını gösterse de Tokyo Metropolitan Üniversitesi‘ndeki araştırmacılar yeni bazı bulgulara ulaştı. İnsanların beynine benzer bir yapı sergileyen meyve sineği üzerinde yapılan inceleme travmatik anıların silinmesini mümkün kılıyor.
Gece gündüz döngüsü bir süredir hayvanlar üzerinde denenen yöntemlerde kullanılıyor. Işığın eksikliği ve karanlık üzerine yapılan araştırmalar ise anılara dönük bazı yeni sonuçlar ortaya çıkarttı.
Tahmin edebileceğiniz gibi ışık, özellikle gece gündüz döngüsünün hayvan ve canlılar fizyolojisini düzenlenmesi noktasında önemli bir rol üstleniyor. Meyve sineklerindeki durumu inceleyen bilim insanları ruh hali ve biliş ile ilintili sonuçlara ulaştı. Ekip, karanlığın, uzun süreli hafızaya gelindiğinde işleri kontrol edilebilir seviyeye çıkarttığını gördü.
Ekip, uzun süreli hafızaya ve buna bağlı olarak yaşanan travma anısı örneği olarak, erkek meyve sineklerinin zaten çiftleşmiş dişi sineklere maruz kaldığı koşullandırma paradigmasına başvurdular.
Bir eşi olan dişinin ise çiftleşemeyen erkek sineklere stres uyguladıkları biliniyor. Bundan yola çıkan bilim insanları, yaşanan travmatik deneyimin, 2 gün veya daha fazla karanlıkta kalındığında aşıldığı sonucuna ulaştı.
Araştırmayı gerçekleştiren bilim insanları söz konusu durumu bir de teknolojinin gelişmesiyle oluşturdukları ekipmanlarla birlikte, pigment dağıtıcı bir protein ile çözdü.
Tokya’daki bilim insanlarının yaptığı bu araştırma travmatik deneyimlere sahip olan insanların yaşam kalitesini, ilerleyen yıllarda yapılacak diğer araştırmalarla, birlikte artırabilir.
Araştırma aslında yaşanan kötü deneyimin, çevresel faktörlerin de etkisiyle daha da kötü hale geldiğini, bu da bizi eğer durum aşılmazsa yaşam kalitesinin oldukça düştüğü sonucuna ulaştırmış oluyor.
Heyecan verici bu araştırma eurekalert’ta yayımlandı.
çok iyi ya keşke hemen yapılabilse