Türkiye, kuantum teknolojileri alanında büyük bir adım atıyor. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan başkanlığında gerçekleştirilen Savunma Sanayii İcra Komitesi toplantısında Türkiye Kuantum Teknolojileri Geliştirme Merkezi’nin kurulmasına karar verildi. Bu merkez, ülkenin savunma sanayi başta olmak üzere birçok alanda stratejik avantaj sağlaması için kuruluyor.
Kuantum Geliştirme Merkezi kuruluyor! Peki neler yapılacak?
Merkezde kuantum teknolojilerinin geliştirilmesi için gerekli altyapılar oluşturulacak ve uzman insan kaynağı yetiştirilecek. Ayrıca yurt içindeki kuantum teknolojileri ekosistemi güçlendirilerek, ulusal ve uluslararası iş birlikleri artırılacak. Amaç ise kuantum teknolojilerini yerli imkanlarla geliştirip dünya ile rekabet edebilir seviyeye getirmek.
Savunma Sanayii Başkanı Prof. Dr. Haluk Görgün merkezin kurulmasıyla ilgili açıklamasında 2020 yılında başlatılan Kuantum Teknolojilerinin Geliştirilmesi Programı kapsamında mevcut altyapı ve insan gücünden en üst seviyede yararlanılarak projelerin hayata geçirildiğini belirtti.
Görgün, kuantum teknolojilerinin hızla geliştiği bu dönemde Türkiye’nin bu alandaki kazanımları artırarak dünya ile eş zamanlı ve rekabetçi bir konuma gelmesini stratejik bir hedef olarak değerlendirdi. Ayrıca merkezin askeri alanların yanı sıra malzeme ve ilaç geliştirme, tıbbi araştırmalar, uzay ve enerji gibi sivil sektörlerde de çığır açıcı gelişmelerin önünü açacağını ifade etti.
Şu anda mümkün olmayan birçok yeteneğin de kuantum teknolojileri sayesinde harp sahasında hayata geçirilmesi planlanıyor. Peki kuantum teknolojileri tam olarak nedir?
Kuantum teknolojileri, fiziksel dünyanın en küçük yapı taşlarını ve bunların davranışlarını inceleyen kuantum mekaniği prensiplerine dayalı yeni nesil teknolojilerdir. Bu teknolojiler özellikle veri işleme, hesaplama, iletişim, şifreleme ve algılama gibi alanlarda devrim niteliğinde gelişmeler sunuyor. Klasik bilgisayarların ve teknolojilerin sınırlarını zorlayarak çok daha hızlı, güvenli ve hassas çözümler üretme potansiyeline sahip.
Kuantum Teknolojilerinin alanları ise şöyle;
- Kuantum hesaplama:
- Klasik bilgisayarlardan farklı olarak, kuantum bilgisayarlar çok daha karmaşık problemleri çok kısa sürede çözebilir. Özellikle simülasyonlar, büyük veri analizleri ve yapay zeka alanlarında çığır açacak yenilikler sağlıyor.
- Kuantum şifreleme:
- Bilgiyi çok daha güvenli bir şekilde iletmek için kullanılan kuantum şifreleme, klasik yöntemlere göre kırılması neredeyse imkansız olan güvenlik çözümleri sunuyor. Savunma, finans ve kritik veri güvenliği gibi alanlarda büyük önem taşıyor.
- Kuantum algılama ve ölçüm:
- Kuantum fiziği prensipleri kullanılarak çevremizi çok daha hassas ve doğru bir şekilde algılayıp ölçmek mümkün hale geliyor. Bu da tıbbi görüntüleme, hassas ölçüm cihazları ve çevresel izleme gibi uygulamalarda büyük ilerlemeler sağlıyor.
Türkiye Kuantum Teknolojileri Geliştirme Merkezi’nin rolü ne olacak?
Kurulacak merkez yukarıda bahsedilen kuantum teknolojilerinin ülkemizde geliştirilmesi, yerli ve milli projelerin hayata geçirilmesi amacıyla çalışacak. Spesifik olarak geleceğin harp ortamında kuantum teknolojilerinin birçok kritik alanda kullanılacağı öngörülüyor. Bu teknolojiler; algılama, haberleşme, şifreleme, hesaplama, algoritma geliştirme ve işlemci teknolojileri gibi alanlarda devrim niteliğinde yenilikler sunacak.
- Altyapı kurulumu: Kuantum araştırma ve geliştirme çalışmaları için gerekli laboratuvar, donanım ve sistemlerin oluşturulması.
- İnsan kaynağı yetiştirilmesi: Uzman mühendisler, bilim insanları ve araştırmacıların kuantum teknolojileri alanında yetiştirilmesi ve bu alanda ülkemizin kapasitesinin artırılması.
- Ekosistem geliştirme: Türkiye içindeki üniversiteler, araştırma merkezleri, özel sektör ve kamu kurumları arasında bir iş birliği ekosistemi kurarak bu alanda sürekli gelişim sağlanması.
- Ulusal ve uluslararası işbirlikleri: Yurtiçi ve yurtdışındaki diğer merkezler ve kuruluşlarla iş birliği yaparak bilgi alışverişi ve teknoloji transferi sağlanması.
- Savunma ve sivil uygulamalar: Savunma sanayi başta olmak üzere, sağlık, enerji, uzay ve malzeme bilimi gibi kritik sektörlerde bu teknolojilerin kullanılmasının önünü açacak projeler geliştirilmesi.
Burada dalga geçsem tutuklanır mıyım :)) Türkiye sosyal, eğitim, ekonomik ve inanç olarak çökmüştür. Emeği geçenlere helal olsun başardılar. Aldım verdim 777 Enerciiiii (kuantumdan anladıkları bu kadar)
Sosyal eğitim cart curt çökmüştür diyorsun ülkede teknofest diye müthiş bir oluşum ve hemde bir
telnoloji ve gençlik festivali yapılıyor, en başta siz karşı çıkıyor engellemek yada hakaret edip aşağılayarak küçümsemek için her türlü yalan ve iftirayı utanmazcasina söylüyorsunuz! Mesela roblox denilen pislik yuvası pedofili kaynağı yasaklanıyor instagram kanunlara uymaya zorlaniyor en önce siz; özgürlük virt zırt diyerek karşı çıkıyor hakaretler ediyor ab ve abdye şikayetler düzüyorsunuz! Sorsak en medeni en ilerici en modern en uygar tayfa sizsinizdir ancak ortaya koyduğunuz zerre icraat iş hizmet yok! Her şeyi birilerinden beklemek ve muhalifiz diye gerekli gereksiz kıyasıya eleştirmek yerine acaba elinizi taşın altına da biraz siz koyup boş yapmak yerine çalışsanız mı artık?
tutuklanmazsın belki ama bunu yazarak prim yapabilirsin. gelirler şimdi bir şeyi de beğen diye yorum yazanlar. ama yine de sana tavsiyem ulan bir şeyi de beğenin be. 3 yıl altyapı hazırlanmış eğitim sosyal vırt zırt çökmüş diyorsun belki hem fikiriz ama ne alaka yani ülke bi yerden giderken diğer tarafı unuttu hata ettiler belki ama geri kalmaktansa liyakati sonraya bırak madem. ama elbet o kan emici vergi kaçıranlarda bir bir hesabını vereceği günleri görecek.
Kardeşim eğitimin çökme sebebi nedir? Dinazorlaşmış sistem ve milletimizin gereksiz dengesizliği değil mi? Bunda karar alıcıların ne gibi bir suçu var? Bürokratik olarak net müdahaleleri görüyoruz üniversitelerimizde! Köşe başlarını zamanında tutmuş malum kitlenin ülkeye zerre faydası olmamış dinazor sözde profları hocaları şimdiye kadar çoğu şeye engel olmadılar mı 10yıllardır? 2003öncesi çok mu iyiydi unilerimiz, liselerimiz vs? Tek fark vardı anne-babalarımız öğretmenlerin yanında yer alır saçma sapan koruyuculuk gösteri ve nümayişleri sergilemezlerdi! Disiplinin sağlanamadığı hangi eğitim sistemi başarılı olabilir ki zaten? Sosyal olarak da malum bir kitlenin anladığı sadece fonladıkları tayfanın çırılçıplak konserleri ve sanat adi altında gayri ahlaki ve gayri hukukî, suçu, uyuşturucuyu, alkolü ve fuhşu özendiren şarkı sözleri ve dizi/film görünümlü toplum mühendisliği amaçlı pislikleri değil mi? E hadi bunlar suçlu da bu saçmalıkları dinlemeye izlemeye doyamayan milletimiz suçsuz mu? Vergi demişsin ülkede vergi kaçırmayan esnaf
ev sahibi, kiracı iş adamı, çalışan, usta vs menfaatperest olmayan kaç kişi kaldı Allah aşkına ya? İşçisinden memuruna hepimiz bir şekilde vergi kaçırıyoruz zaten! Herkes gücü ve imkanınca yapıyor hırsızlığı! Yani bizim en büyük sorunumuz ahlaksızlık! 5binTL kirayı 1yıl sonra 20-25binTLye çıkartan utanmazlık! Açız aç deyip günde 2 paket sigara ve onuda parliament, marlboro içecek kadar gözü dönmüş bir nankörlük! Yoksa sorun başka bir yerde değil yani, temel olarak bizde!
Şimdi bir şey diyeceğim ama kesinlikle halkı kim ve düşmanla sevk etti diye beni içeri atarlar diye korkuyorum