Microsoft açıklamasına göre, şirketin 10 ayrı ülkede, 10 binden fazla internet kullanıcısı üzerinde gerçekleştirdiği yeni anket, farklı bölgelerde bulunan ve farklı gelişmişlik seviyesine sahip ülkelerin teknolojiye bakış açılarındaki değişimleri ortaya koydu. Özellikle gelişmekte olan ülkelerden ankete katılan kullanıcılar, bireysel teknolojilerin inovasyonun ve ekonomik gelişimin temelini oluşturduğunu düşünüyor.
Microsoft, anketin sonuçlarını Davos’ta Dünya Ekonomi Forumu sırasında paylaştığı bir rapor eşliğinde açıkladı. Rapor, “Dünyadan Görüşler: Kişisel Teknolojiler Hayatımızı Nasıl Kolaylaştırıyor” (Views from Around the Globe: How Personal Technology is Changing Our Lives) başlığıyla yayınladı.
Açıklamada görüşlerine yer verilen Microsoft Stratejilerden Sorumlu Başkan Yardımcısı Mark Penn “İster bir dünya başkentinde yaşayın ister uzak bir köyde, insanlar kişisel teknolojilerin bireysel ekonomik gelişim için önemli bir araç olduğu düşünüyor” ifadelerini kullandı.
Mark Penn, kültürel farklılıklara ve teknoloji adaptasyonundaki değişimlere karşın, küresel anlamda gelişimin hissedilir ölçüde olduğuna dikkati çekti.
Türkiye, teknolojiye inanıyor mu? Yanıtı sayfa 2’de.
{pagebreak:::: 2}
Türkiye teknolojiye inanan ülkeler arasında
Anket sonuçlarına göre Türkiye’nin de içinde olduğu gelişmekte olan ülkelerde teknolojinin dünyayı daha iyi bir yer yaptığına inanç yüzde 92 olarak gerçekleşti. Teknolojinin sosyal değerler üzerindeki olumlu etkisine inanç ise yüzde 74 oldu. Ankete göre Türkiye’de teknolojinin en olumlu etkisi ulaşım ve eğitim alanında görülürken, en negatif değerlendirildiği alan kişisel mahremiyet ve aile bağlarına olan etki olarak ortaya çıktı.
Sonuçlara göre, dünya genelinde katılımcıların büyük bir bölümü, kişisel teknolojilerin işe yönelik inovasyonda ve bireylerin yeni iş girişimlerinde olumlu etkisi olduğuna inanıyor. Gelişmekte olan ülkelerden ankete katılanlar, özellikle de Brezilya, Rusya, Hindistan ve Çin, kişisel teknolojilerin yeni iş fırsatları doğurduğunu ve ekonomik uçurumun kapanmasında etkili olduğunu düşünüyor. Kişisel teknolojilerin ülkeler arası ekonomik uçurumu kapattığını düşünenlerin oranı yüzde 75 iken, gelişmiş ülkelerde yaşayanlarda bu oran yüzde 59. Çin’de yüzde 94, Meksika ve Rusya’da ise yüzde 85. Bu konuda en inançsız olan ülke ise yüzde 45 ile Japonya.
Çin’den ankete katılanların yüzde 65’i, kişisel teknolojilerin bireysel özgürlüklerine olumlu katkısı olduğunu ifade ediyorken, Türkiye ve Hindistan’da aynı şekilde düşünenlerin oranı aynı, yüzde 57.
Gelişmekte olan ülkeler, özellikle de Hindistan kişisel teknolojilerin sağlık hizmetlerini geliştirdiğine dikkat çekiyor. Hindistan’da bu oran yüzde 86, Çin’de yüzde 74, Meksika’da yüzde 73.
Kişisel teknolojilerin sağlık sistemine yönelik olumlu etkilerine en çok inanan ülkeler ise Hindistan (yüzde 71), Türkiye (yüzde 65) ve Çin. Gelişmiş ülkelerin bu konudaki ortalaması yüzde 46. Brezilya’dan katılanların yüzde 74’ü
kişisel teknolojilerin sanat ve kültür gelişiminde güçlü bir etkiye
sahip olduğunu düşünüyor. Bu alanda gelişmekte olan ülkelerin ortalaması
yüzde 66, gelişmiş ülkelerin oranı yüzde 47.
Çin ve Hindistan, kişisel teknolojiler sayesinde bireysel yaşam kalitesinin arttığına
inanıyor. Araştırmanın genelinde akıllı telefon sahiplerinin daha
uyumlu, iş birliğine yatkın kişiler olduğu ortaya çıkıyor (yüzde 60).
Güvenlik mi yoksa gizlilik mi daha önemli?
Her ne kadar gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerden gelen cevaplar kişisel teknolojilerin olumlu etkilerini net olarak ortaya koysa da kişisel güvenliğe dair endişeler, aile bağları ve özellikle de mahremiyete dair kaygılar dikkati çekiyor.
Anketin ortaya koyduğu bir diğer ilginç sonuç da gelişmekte olan ülkelerden katılanların kişisel güvenliği mahremiyete tercih etmeye daha eğilimli oluşu. Ankete göre gizliliğine en düşkün ülke Hindistan. Hindistan yüzde 81 oranla ulusal güvenlik için gizlilikten feragat etmemek gerektiğini düşünüyor. Türkiye ve gelişmiş ülkelerde bu oran yüzde 61.
Gelişmekte olan ülkelerde ailelerin dörtte üçünden fazlası, çocuklarının az veya çok kişisel teknolojiye erişiminin olması gerektiğini savunuyor. Gelişmiş ülkelerde ise ailelerin daha büyük bir kısmı kişisel teknolojiye erişimin sınırlı olması gerektiği görüşünde. Gelişmekte olan ülkelerde ailelerin yüzde 79’u çocuklarının teknolojiye daha fazla erişmesi gerektiğini savunurken, gelişmiş ülkeler bu konuda daha tutucu davranarak yüzde 44’te kalıyor.
İnanmak haricinde daha çok üretsek bir de…
Biz önümüze ne konsa inanan bi toplum olduğumuz icin sasiracak bisey yok.Teknolojiye “taparcasına inanan”birde bakanımız var,e daha ne olsun!:)
bunlara fazla kafa yormayın.kafayı yersiniz diyen.bakanlar oldukça.
Bide obamayla karşılaştırması vardı binalinin
Ama biraz tehlikeli olmaya başladı mı? Evde bilgisayar, televizyon, yapışık olarak yaşadığımız iPhone’lar, iPad’ler şu an bile Cyborg sayılırız. Bir de Google Glass ve iWatch gelince tam cyborg olacağız!
Faydasına inanıyorsa bişey üretsin ozaman beleşten olmuyor bu işler.