Türkiye’de Bilişimin Geleceği

0

Türkiye Bilişim Derneği (TBD), Türkiye Bilişim Vakfı ve TÜBİSAD üyelerinden oluşan e-Dönüşüm Türkiye İcra Kurulu STK İzleme Komitesi, her yıl hazırladığı raporların ikincisini yayımladı. Raporun başlangıcında, geçen yılki raporda yer verilen konuların durumu ele alınıyor. Rapor özetle şu ifadelere yer veriyor:

“e-Dönüşüm Türkiye İcra Kurulu Yönetsel Yapılanması” ana başlığı altında, İcra Kurulunda sivil toplum kuruluşlarının temsil edilmesinin çok önemli bir adım olduğuna, ancak bu kuruluşların karar verme mekanizmalarına katılamadığına dikkat çekiliyor. Raporda şöyle deniyor: “Kurul’un kendi yönetsel modelinin, yönetmesi beklenen alanla uyuşmadığını gösteren bu durum, STK’ların arkalarında yer alan bilgi birikimi, uzmanlık ve gücün e-dönüşüm sürecinin kararlarına ve projelerine, sonucunda da ortaya çıkaracağı değerlere yapması gereken katkının ortaya çıkmamasına sebep olmaktadır. Dolayısıyla, İcra Kurulu’nun en öncelikli hedeflerinden birinin, bu yapısal soruna çözüm geliştirmek ve STK’ların katkılarını e-dönüşüm kurulunda kararlara katkı olarak değerlendirmek olması gerektiğini düşünüyoruz.”

Kurul’un kendi yönetsel modelinin, yönetmesi beklenen alanla uyuşmadığını gösteren bu durum, STK’ların arkalarında yer alan bilgi birikimi, uzmanlık ve gücün e-dönüşüm sürecinin kararlarına ve projelerine, sonucunda da ortaya çıkaracağı değerlere yapması gereken katkının ortaya çıkmamasına sebep olmaktadır.

Kısa Dönem Eylem Planının Değiştirilmezliği Sorun Yaratıyor!

Raporun “Kısa Dönem Eylem Planı (KDEP) ile İlgili Yaklaşım” başlığı altında şu ifadelere yer veriliyor: “DPT koordinasyonunda oluşturulmuş olan KDEP, birbirleri arasında herhangi bir öncelik getirilmeksizin ve çoğu birbirleriyle iç içe girecek bir biçimde 73 eylem konumlamaktadır. İcra Kurulu katılımcısı STK’lar tüm toplantılarda, KDEP eylemlerinin, planın ilk maddesini oluşturan bilgi toplumu stratejisinin ana hatları üzerinde uzlaşıldıktan sonra; bu stratejik hedefler temelinde önceliklendirilerek; proje tarafları belirlenip eylemler arasında doğru ilişkilendirme ve koordinasyon çalışmaları yapılarak; gerekli fizibilite etütleri ile analiz edilerek yeniden yapılandırılmasının hayatiyeti üzerinde defalarca durmuşlardır. Oysa, nihai politika belgesinde KDEP, bu gerekler çerçevesinde tartışmaya açılmadan uygulanması gereken bir bütün olarak görülmektedir. E-dönüşüm açısından öncelikli projelerin konumlanması gibi son derece önemli bir adım, 2005 yılında geliştirilecek orta vadeli planlama çalışmalarına bırakılmaktadır. Gelişmelerin yalnızca KDEP’e endekslenmesinin ve çalışmaların yönlendirme/önceliklendirme yerine izleme/raporlama konumunda devam ettirilmesinin istenen sonuçları üretmeyeceği kaygısını taşıyoruz. KDEP’in değiştirilemezliği konusunda ısrar edildiği ve bilgi toplumu stratejisinin hazırlanması çalışmalarının tümüyle DPT kontrolünde, stratejinin olmazsa olmaz konsensüs gereğini sağlayacak yönetişim mekanizmaları dışlanarak, sadece yabancı danışmanlık aracılığı ile gerçekleştirilecek orta vadeli bir profesyonel uygulama olarak belirlendiği mevcut yönlendirme şekliyle, Türkiye’nin geleceği ve kamunun verimliliği için çok hızla karar alınması gereken projeler, gereksiz bir şekilde beklemeye alınmış olmaktadır. Bu yaklaşımın da özellikle karar ve bütçelendirme bekleyen öncelikli projeleri geciktirdiği görülmektedir.”

Gelişmelerin yalnızca KDEP’e endekslenmesinin ve çalışmaların yönlendirme/önceliklendirme yerine izleme/raporlama konumunda devam ettirilmesinin istenen sonuçları üretmeyeceği kaygısını taşıyoruz.

Yazılımda Vakit Kaybediliyor

Raporun ana başlıklarından ikincisi “Genel Bilişim Politikaları” adını taşıyor. Bu başlık altındaki ilk bölüm ise, yazılım konusunu ele alıyor. Yapılan değerlendirmede, “Yazılım alanında yapılması gereken konuların tamamı (teknoparkların kuruluş esaslarına göre çalışmaları ve yönetmeliklerinin değiştirilmesi, barınma maliyetlerinin düşürülmesi, STK’ların teknopark işletiminde etkin hale getirilmesi, dış ticaret ve dış ülkelerde pazarlama konularına ağırlık ve destek verilmesi, nitelikli uygun maliyetli iş gücü yetiştirilmesi, vb.) kamudaki ilgili birimlerin etkin karar almasını gerektirdiği için, daha fazla vakit kaybetmemek gerekmektedir” deniyor.

Ulusal Bilgi Toplumu Stratejisi Uzlaşmayla Hazırlanmalı

Ulusal bilgi toplumu stratejisine de değinilen raporda konuyla ilgili olarak şöyle deniyor: “Bilgi toplumu ve bilgi ekonomisinin geliştirilmesine yönelik bir strateji olmaksızın yürütülen e-dönüşüm çalışmalarının tutarlılık, dolayısıyla da süreklilik içermeyeceği açıktır. Nitekim, KDEP eylemleri halihazırda birbiriyle ilişkisiz olarak yürütülen eylemlerin sıralanmasından ibarettir ve tutarlı bir dönüşüm hamlesi yaratacak ivmeyi sağlayamamıştır.” Raporda, ulusal stratejinin geliştirilmesindeki merkezi planlama kontrolünde kamu önceliğinin yarattığı dengesizliğin giderilerek, çalışmaların, ilgili tüm aktörlerin karar süreçlerine katılabileceği bir yönetişim sürecinde, konsensüs aranarak geliştirilmesi, bunun için de Kurul’da acilen karar alınması ve strateji oluşturma sürecinin bu karara göre yeniden tasarlanması önerisinde bulunuluyor. Raporda konuyla ilgili olarak şu ifadelere yer veriliyor: “Bu, herhangi bir gecikme yaratmayacaktır ve kaçınılamayacak kadar asli bir konudur. Asıl ulusal konsensüsü yansıtmayacak bir strateji dokümanıyla yetinmek, ülkeye geri dönülemez bir gecikme ve israfa mal olacaktır.”

Ar-Ge’ye dayalı çalışma göstergeleri konusu da raporda ayrıntısıyla ele alınıyor. Rapor, bu göstergelerin hiç de iç açıcı olmadığını kaydediyor. Türkiye’nin öncelikli işlerinden birinin Ar-Ge yapma yeteneği yani teknoloji üretme becerisi edinmek olması gerektiğine işaret edilen rapor şu ifadelere yer veriyor: “Ar-Ge’ye bugüne kadarki en büyük bütçenin ayrılmasına karşın, temel bir yaklaşım eksikliğinin olduğunu değerlendiriyoruz. Hangi alanlara, neden, ne kadar kaynak ayrılması gerektiğinin somut açıklaması yoktur. Yani henüz ulusal inovasyon politikamız oluşturulmamış, dolayısıyla bu politikaya uygun eylem ve proje yaklaşımı geliştirilmemiştir. Diğer alanlarda olduğu gibi, bu hayati önem taşıyan konuda da politikasızlık zafiyeti çekilmektedir. Devlet içindeki kurumların pay kapma mücadelesi ve kaynakların yetersiz dağıtımı daha da ciddi sorunların doğmasına ve kaynakların verimsiz kullanılmasına yol açacaktır. Bilişim alanında en büyük tüketici olan devletin her projesinin Ar-Ge’ye dayalı olarak ele alınması ve ulusal katma değeri artırıcı bir rol üstlenmesinin önemli olduğu değerlendirilmektedir.

SDN

YORUM YOK

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

Exit mobile version