Oxford Üniversitesi Uluslararası Kalkınma Bölümü, geçtiğimiz dönemde Dijital Vatandaşlık: Erişim Tutum ve Davranışlar isimli bir rapor yayınladı. İçerisinde pek çok farklı vakfın yürütmüş olduğu çalışmayı da bulunduran rapor, Türkiye’de yaşanan siber zorbalığa dikkat çekiyor.

Yapılan araştırmada ülkemizdeki toplumun algı ve davranışlarının yanı sıra, dijital vatandaşlık gibi kavramların üzerinde duruluyor. Özellikle bu ortamlara erişim rahatlığı ve platformlardaki okuryazarlık oranıyla güvenlik faktörü gibi farklı başlıklar altında yapılan incelemenin sonuçları paylaşıldı.

Türkiye’de telefon değiştirme sıklığı ne? İşte araştırma sonuçları!

Türkiye’de telefon değiştirme sıklığı ne? İşte araştırma sonuçları!

Yapılan yeni bir araştırma, Türkiye'de insanların akıllı telefon değiştirme sıklığını ortaya koyuyor. İşte araştırmanın sunduğu rakamlar...

Eğitim düzeyinin internet kullanımına etkisi ve siber zorbalık

Yapılan araştırma içerisinde Türkiye’de yapılan saha çalışmalarına yer veriliyor. 26 ilden, 15 yaşını geçmiş 3 bin 200 katılımcının verilerine göre insanların eğitim seviyesiyle internet kullanımları arasında güçlü bir ilişki bulunuyor. Örneğin üniversite mezunlarının yüzde 87‘si internet bankacılığını kullanıyor. Ancak ortaokul mezunlarında bu oran yüzde 50‘ye ve ilkokul mezunlarında yüzde 45‘e kadar düşüyor.

İş siber güvenlik olduğu zaman da rapor oldukça benzer sonuçlar veriyor. Örneğin “Kişisel bilgilerini nasıl koruyacağınızı biliyor musunuz?” sorusuna, üniversite mezunlarının yüzde 72‘i si olumlu yanıt verirken, ilkokul mezunlarında bu oran yüzde 38‘e düşüyor.

“Peki ya internette okuduğunuz bilgilerin doğruluğunu farklı bir kaynaklardan kontrol ediyor musunuz?” şeklinde bir soru sorulduğundaysa sonuç yine aynı. Üniversite mezunlarının yüzde 70‘i, ortaokul mezunlarının yüzde 50‘si ve ilkokul mezunlarının sadece yüzde 38‘i kontrol ettiğini belirtiyor.

Sunulan raporun en dikkat çekici kısmıysa, Türkiye‘de her üç kişiden birinin siber zorbalıkla mücadele ettiği yönündeki veriler oldu. Araştırmaya göre, zorbalığa maruz kalan kişilerin yüzde 25‘i izni olmadan defalarca arandığını ya da mesaj aldığını söylüyor.

Rızası olmadığı halde cinsel içerikli mesajlara maruz kalanların oranı ise yüzde 12. Benzer bir şekilde, izni olmadığı halde kişisel verilerine erişilmiş olanların oranı da yüzde 12‘yi geçiyor. Katılımcıların yüzde 7‘si de farklı yöntemlerle sosyal medya üzerinden itibarsızlaştırıldığını söylüyor.

Bir de işin öteki yüzü var. Yani farkında olarak veya olmayarak siber zorbalık yapanlar. Türkiye’de her beş kişiden biri siber zorbalık yaptığını itiraf ediyor. Katılımcıların yüzde 7’si karşı tarafın izni olmadan defalarca aradığını ya da mesaj attığını söylüyor.

Tanıdığı ya da tanımadığı birine, rızasını almadan cinsel içerikli mesaj gönderdiğini söyleyenlerin oranı yüzde 3. Sosyal medyada kendi hesabı üzerinden veya anonim bir şekilde birilerini tehdit ettiğini, hatta mesajlaşma uygulamaları üzerinden bunu yaptığını söyleyenlerin oranının da yine yüzde 3 olduğu söyleniyor.

Araştırmaya göre her 4 kişiden birisi, sinir anında kendini sakinleştirmekte zorlanıyor. Üstelik siber zorbalık yaptığını itiraf eden kişilerin yüzde 39‘u bu durumu yaşadığını söylüyor. Ayrıca sonunu düşünmeden hareket ettiğini söyleyenlerin oranı yüzde 15‘ken siber zorbaların yüzde 26‘sı da yine bu durumu teyit ediyor.

Türkiye’nin büyük bir kısmı yalnızca akıllı telefonlarla internete erişebiliyor

Yayınlanan rapora göre, ülkemizde mobil üzerinden internete erişebilenlerin oranı tam yüzde 97. Ancak iş evde internete geldiğinde bu oran yüzde 76‘lara kadar düşüyor. Üstelik nüfusun yüzde 62‘sinin evinde kişisel bilgisayarı olduğu halde, yalnızca yüzde 52‘si yüksek hızlı internete erişebiliyor.

Bu araştırmaya göre ülkemizde internet erişimi için en çok akıllı telefonlar kullanılıyor. Katılımcıların yüzde 54‘ü interneti sadece sosyal medya hesaplarına girmek için kullandığını söylüyor. Yüzde 23‘lük bir kesimde sadece çevrim içi gezinti amacıyla mobil cihazlarına başvuruyor.

İş ve sosyal hayatı dolayısıyla mesajlaşma uygulamalarını kullananların oranıysa yüzde 22. Ayrıca, toplumun sadece yüzde 18‘lik bir kısmı video ve film izlemek ya da haberleri takip etmek için internete erişim sağladığını söylüyor.

Siz bu durum hakkında ne düşünüyorsunuz? Görüşlerinizi yorumlarda bizlerle paylaşmayı unutmayın!