Twitter, birçok insanın eğlenmek, gündemi takip etmek ya da vakit geçirmek amacıyla kullandığı bir platform. Fakat her yerde olduğu gibi burada da zorbalar mevcut. İnsanlar, hiç tanımadıkları insanlara sert ve kaba söylemlerde bulunabiliyor.
Şikayet edilen ya da herhangi bir politikaya uymayan bir eylem gerçekleştiren hesap askıya alınıyor. Bazı araştırmacılar, daha sert uyarılar yapıldığı taktirde, kullanıcıların ne tepki vereceğini öğrenmek için bir sosyal deney yaptılar. İşte ayrıntılar…
Twitter, zorbaları gözlemleyip uyarsa ne olurdu?
New York Üniversitesi Sosyal Medya ve Politika Merkezi araştırmacıları, nefret söylemleri sonucu katı bir şekilde uyarılan kullanıcıların bir hafta sonra bu söylemleri azalttığını tespit etti. Makalenin baş yazarı Türk araştırmacı Mustafa Mikdat Yıldırım, deneyin üzerinde daha fazla çalışıldığında sosyal medya platformlarındaki nefret dilini azaltacak potansiyele sahip olduğunu söylüyor.
Araştırmacılar daha sert bir uyarının kullanıldığında kişilerin ne tepki verdiğini test ettiler. Nefret söyleminde bulunan kişinin takip ettiği hesaplarda askıya alınmış olanları tespit etmeye çalıştılar. Askıya alınmış bir hesabı takip eden kişileri uyarıp ne tepki verdiklerini gözlemlediler.
Yetkili gibi davranarak Twitter kullanıcısına, nefret söylemine devam ederlerse hesaplarının askıya alınacağını ve takip ettikleri @hesap’ın da bu sebepten askıya alındığını söylediler. Sonrasındaki bir haftalık gözlemde kullanıcının nefret söylemlerini büyük ölçüde azalttığını keşfettiler.
Daha kibar bir uyarı ne sonuç verirdi?
Sonuçlar, 100’den az takipçisi olan sıradan bir hesabının yapmış olduğu uyarının bile nefret dilini yüzde 10‘a kadar azalttığını gösteriyor. Sonrasında daha kibar bir dille uyardıklarında ne olacağını test ettiler ve bu kez yüzde 20‘ye varan başarı elde ettiler.
Kullanıcıları, fikirlerine saygı duyduklarını fakat söylediklerinin bazı insanları incitebileceğini söyleyerek uyardılar. İlginç bir şekilde insanlar bu uyarıyı daha çok ciddiye aldı ve nefret söylemlerini azalttı. Uyarıyı yapan her deney hesabı, 100’den fazla takipçisi olmayan ve herhangi bir kuruluşa bağlı gözükmeyen hesaplardı.
Yıldırım’a göre, insanların eylemlerini gözlemleyip gerektiğinde uyarı veren bir sistem ya da hesap olsa ve insanlar bunun resmi ve gerçek olduğunu bilse, çok daha etkili sonuçlar elde edilebilir.
Siz New York Üniversitesi’nin yaptığı bu araştırma hakkında ne düşünüyorsunuz? Yıldırım’ın dediği gibi böyle bir sistem mevcut olsa işe yarar mıydı? Fikirlerinizi yorumlarda bizimle paylaşabilirsiniz.