Yaklaşık 1 ayı geride bırakacak olan Gezi Park’ı gerginliği sonrası yapılan açıklamalarda hedef gösterilen sosyal ağlar, şimdiki internet gündemini oluşturmuş durumda.

Geçtiğimiz günlerde bakan Binali Yıldırım’ın yaptığı “Twitter bizimle bilgi paylaşmadı” açıklaması üzerine Facebook‘un bilgi paylaştığı anlamını çıkaran kullanıcılar, Facebook‘u boykot etmeye başlamıştı.

Daha sonraki süreçte açıklama gereği duyan Facebook ise durumu yalanlamış, Türk Hükümeti‘yle hiç bir veri paylaşmadıklarını açıklamıştı.

Baş belası denilen Twitter’ın CEO’sundan durum değerlendirmesi

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan‘ın Gezi olayları sonrası “Twitter denilen bir bela var, yalanın daniskası burada” diyerek eleştirdiği Twitter‘in CEO‘su Dick Costolo, Türkiye’deki son gelişmelerle ilgili bir kaç gün önce açıklamalarda bulunmuştu.

Panelin soru-cevap kısmında, Başbakan’ın Twitter konusundaki yorumları hatırlatılarak yöneltilen bir soruyu yanıtlandıran Costolo şunları söyledi:

Erdoğan’ın yorumlarından haberim var. Açıkçası, orada olanları da izliyor ve gözlemliyorum.

Bu açık halk platformuna sahip olmanın güzelliği, etrafınızdaki herkesin ne düşündüğünüzü görmesini, duymasını sağlıyor. Bu bir kasaba meydanı. Ve neyse o. Biz orada olanları editörlük sürecinden geçirmiyoruz. ‘Eğer senin görüşün böyleyse bunun için platformumuzu kullanamazsın’ demiyoruz.

İnandıklarını söylemek için platformumuzu kullanabilirsin. Türkiye’de ve diğer yerlerde Türkiye’deki olayları izleyen insanlar da platformu bunun için kullanıyorlar. Platformun kendisinin bu şeylerde bir perspektifi yok. İnsanların kullanıp kendi perspektfilerine sahip olmaları için bir araç.” dedi.

Binali Yıldırım’dan Osmanlı tokatlı yanıt

Sosyal medyanın özgürlük alanı olduğunu, yasaklanamayacağını vurgulayan Yıldırım, şöyle konuştu:

“Eğer bir suç varsa, bu suç gerçek hayatta da suçtur. Sanal hayatta da suçtur. Bunun altını özellikle çizmek istiyorum. Avrupa Konseyi Siber Suçlar Sözleşmesi Türkiye’nin imzaladığı, 47 ülkeyle tanıdığı, bu günlerde de meclisimizde onaylanacak bir belgedir.

Bu belge sanal ortamda işlenebilecek suçlara karşı mücadele ve işlenen suçların cezalandırılmasını öngören tek ve en önemli uluslararası bir sözleşmedir. Benim dediğim şey çok basit. Eğer bu ülkede faaliyet yapıyorsanız, bu ülkede var olmanız lazım. Hem burada faaliyet göstereceksiniz, tüm Türk vatandaşının sırtından külliyatlı miktarda para kazanacaksınız, vergi dairesinin yolunu bilmeyeceksiniz. Bir suç işlendi. Bu suç çok büyük sonuçlar doğurdu, çok büyük mağduriyetler oluşturdu. Bu suçun kaynağına yargı, soruşturma, kovuşturma aşamasında erişmesi lazım. Özgürlüklere sonuna kadar evet, internetin kullanılmasına sonuna kadar evet ama suç işlenmesine, kaos, kargaşa, şiddetin aracı olarak kullanılmasına asla ve asla geçiş yok. Bunu istemek de bir hukuk devleti olarak bizim en tabi görevimizdir. Onun için milyonlarca kullanıcıyı yanlarında hisseder gibi davranarak, bize afra, tafra yapmasınlar. Türkiye Cumhuriyeti’ni tanımayanı, Türkiye Cumhuriyeti de tanımaz. 76 milyon da onlara Osmanlı tokadını çakar. Bu iş bu kadar basit. Kimse bu ülkenin itibarıyla, gururuyla, onuruyla oynayamaz.” dedi.

Bu açıklamadan sonra Twitter’ın tekrardan bir açıklama ve değerlendirme yapması beklenmiyor. Fakat Türk Hükümeti ile sosyal ağ firmaları arasında bir gerilimin olduğu da görünmüyor değil. Bakalım önümüzdeki günlerde nasıl gelişmeler olacak?

:: Uluslararası sosyal ağ firmaları ile zıtlaşmak sizce doğru bir hamle mi?