Ultrabook modelleriyle ilgili satın alma rehberi ve üçüncü nesil Core işlemcilerin Ultrabook modellerine kattığı artıları daha önceki makalelerimizde sizlere aktardık. Ultrabook içeriklerine buradaki bölümden ulaşabilirsiniz.

2007 – 2008 yılından itibaren piyasada sık rastladığımız netbook modelleri, düşük performansları ve kalın yapılarıyla çok fazla tutmamıştı. Maaliyeti düşürmek adına kalitesiz ve düşük çözünürlüklü ekran panellerinin kullanıldığı netbooklar ile notebookların arasında epey uçurum bulunuyordu.

Ultrabook Neden Çıktı?

Tablet piyasasının 2010 ile doğmasından sonra netbookların ve notebookların pazar payı gün geçtikçe azalıyordu. Bu pazar payının azalması pek çok firmayı başka bir arayışa itti. Bunlardan en başarılısı Intel’in Ultrabook platformu oldu.

Ultrabookların en büyük amacı yükselen tablet pazarına karşı taşınabilir bilgisayarların pozisyonunu güncellemek ve satış oranlarının düşüşünü engellemek.

Notebookları ince ve hafifleştiren bu platform, mekanik disk kullanımını azaltarak, Core i5 ve i7 işlemcilerle beraber başarılı performansı yüksek pil ömrüyle beraber bizlere sunuyordu.

A4 kağıdı kadar büyüklükte ve 1.5 kilo ağırlığında yanımızda dosya taşır gibi taşıyabildiğimiz Ultrabooklar piyasada bulunuyor. Bu ürünlerle 7 – 8 saate kadar pil ömrü sunuluyor.

Intel‘in oluşturduğu Ultrabook platformu 2.5 cm ince ve 1.5 kilodan hafif ürünleri kapsıyor. Maksimum taşınabilirlik ile tüm bilgisayar deneyimini sizlere yaşatmayı amaçlayan Ultrabook platformu, bu açıdan başarıyla ilerliyor gibi. Sonuçta günümüzdeki tabletler bir bilgisayarın tüm yaptıklarını bize sunamıyorlar.

Kilit Nokta İncelik ve Hafiflik:

Ultrabooklarda birazcık incelikten bahsetmek istiyorum. Kapaklı yapıda olduğu için belli bir noktadan sonra inceliğin çok fazla kullanıma etki etmediği gerçeği ortada. Fakat Ultrabookların kapakları kapalı olduğunda ince olması, taşınabilirliği arttıracaktır.

Ultrabook, bir kılıf ile kol altında taşınabilir seviyedeyse adının amacına ulaşmış demektir. Siz onu sadece çantanızda gezdirecekseniz notebook da alabilirdiniz. Ultrabookların farkı tam da bu noktada çıkıyor. 

Bir tablet gibi yanınıza gezdirebilir, kapağını açtığınız gibi çalışmaya hazır bekler ve uzun pil ömrü sunar.

{pagebreak::2}

Hafiflik:

1.5 kilo sınırına uyan ürünler olduğu gibi, bu sınırı aşıp 2 kilo seviyesine çıkan ürünler piyasada bulunuyor. İncelikten ziyade taşınabilirlikte hafiflik daha önemli. Bir ürün çok ince ama çok da ağır olabilir. Butün gün elinizde 2.5 kiloluk bir taşınabilir bilgisayar gezdirmek hiç de hoş bir durum değil. Spora ilk başlayanların dumbell ağırlığı 2.5 kilo seviyesinde olduğunu düşündüğümüzde, böyle ağır bir ürün size spor yaptırabilme haricinde pek bir avantaj sunmayacaktır.

Ne Yapmalıyız?

Kendiniz için optimum çözümü bulmanız gerekli. Bunun için ne istediğinizi bilmeniz şart. Gerçekten taşınabilir bir ultrabook istiyorsanız 1.5 kilo hafifliğinde 2cm‘den ince ürünlere yönelmeniz gerekiyor. 13 inçlik ürünler bu konuda sizlere daha yakın fakat ince kasalı 14 inçlik modeller de var.

Standart Ultrabook donanımı size yeterli gelmiyor, daha yüksek 3D grafik gücü istiyorum diyorsanız Asus UX32VD gibi harici grafik kartı olan ürünlere yönelebilirsiniz. Bu ürün harici grafik kartı olmasına rağmen ince ve hafif yapısıyla dikkat çekiyor.

Asus UX32VD Video incelemesine buradan ulaşabilirsiniz.

Benim için performans daha önemli, büyük ekran istiyorum diyorsanız o zaman performans konusunda iddialı notebooklara yönelmeniz gerekiyor.

:: Rehberimiz size faydalı oldu mu? Ultrabook hakkınızda düşünceleriniz neler?