Günümüz dünyasında WhatsApp kelimesini duyan herkesin kafasında ortak bir düşünce beliriyor: iletişim. Uygulama, program, yazılım gibi kelimelerden zerre kadar anlamayanların dahi beyinlerinde özdeşleştirdiği bu iki kavram sıra dışı bir geçmişi sahip. Toplam 2 milyardan fazla kullanıcısı olan WhatsApp her ne kadar Facebook çatısı altında faaliyet gösterse de esasında kurucularının Facebook ile ironik bir bağları var.
Hazırsanız Brian Acton ve Jan Koum isminde umutsuz iki genç girişimcinin “Reklamsız! Oyun yok! Hile yok!” ilkesiyle kurduğu ve ilk başta sadece o anki ruh halinizi paylaşabilmenize izin veren WhatsApp’ın tarihine doğru kısa bir serüvene çıkalım.
Zoom’un kurucusu milyarderler listesine nasıl girdi?
Pandemiyle birlikte popülaritesi hızla artan Zoom'un kurucusu Eric Yuan kimdir? Başarısıyla gençlere örnek olan iş insanının hayatına mercek tuttuk.WhatsApp’ın kuruluş amacı neydi?
Dünyayı dolaşma fikriyle 20 yıldır çalıştıkları Yahoo’daki işlerini bırakan Brian Acton ve Jan Koum, kısa süre içinde birikimleri azalmaya başlayınca bu düşüncelerinden vazgeçip Facebook’a iş başvurusu yapmaya karar verdi. Ancak başvuruları kabul görmeyen gençlerin kafalarında kurduğu hesap planladıkları gibi gitmedi. Onlara yeni bir serüvenin kapılarını açacak dönüm noktası bu oldu.
Yaşayanlar mutlaka bilirler, ‘internetten iletişim’ kavramı bundan 10-12 yıl öncesine kadar yaygın değildi. Birtakım servisler ile yazılı mesajlaşma ve hatta görüntülü görüşmeler dahi gerçekleştirebilmek mümkündü ancak insanlar bunu tam anlamıyla içselleştirmemişlerdi. İletişim kurmak için baskın olan yöntem hala SMS/MMS teknolojileriydi.
2009 yılında kurulacak WhatsApp’a ilham verecek uygulamalar ise piyasada varlığını sürdürüyorlardı. Örneğin Facebook Messenger, zamanına göre sunduğu görüşme imkânlarıyla en çok tercih edilenler arasındaydı. Facebook dünya toplumunun iletişim alışkanlıklarını değiştirme yolunda emin adımlarla ilerlerken bu görevi devralacak bir girişimin ortaya çıkması an meselesi olmuştu.
Yıl 2009, WhatsApp 1.0 sahnede
Jan Koum, Ocak 2009’da satın aldığı iPhone’un daha çiçeği burnunda uygulama mağazası App Store’dan ilham alarak bu market sayesinde ulaşabilecekleri kitle potansiyelini öngörmüştü. Halihazırda eşi benzeri olmayan farklı bir şeyler denemek istiyordu: Dünyanın dört bir yanındaki insanların birbirleriyle iletişime geçmelerini sağlayacak ama rakiplerinden kendisini bir noktada da ayrıştıracak.
Jan Koum’un aklına, kullanıcıların bireysel profillerine o anki ruh hallerini yazabilecekleri “durum” fikri geldi. Bunu kadim dostu Acton’a ileten Koum birlikte yoldaşları Alex Fishman’ın kapısını çaldılar. En nihayetinde bir iOS geliştirici olmadan bu işi yürütmek imkansızdı. Alex onları RentACoder.com isimli web sitesinden bulduğu Rus geliştirici Igor Solomennikov ile tanıştırdı.
Hiç de kolay olmayan bu yolda zorlu bir süreç onları bekliyordu. Fikirlerini hayata geçirebilecekleri bir iOS uygulamasını spontane geliştirmeye başladılar. Elbette ki bu uygulamanın bir ismi de olmalıydı. Türkçe’de “nabersin, ne var ne yok” anlamına gelen Whats’up kelimesi Koum’un “durum” fikriyle örtüştüğü için projelerine ondan türettikleri “WhatsApp” adını koymaya karar verdiler. Nitekim 24 Şubat 2009 yılında WhatsApp Inc. şirketini Amerika Birleşik Devletleri’nde tescillediler.
Bizim toplumumuzdaki “senin o iş tutmaz, batarsın” gibi laflarla çevresine durmadan negatif enerji aşılayanların birebir aynıları ABD’de de yok değil. Brian Acton ve Jan Koum, WhatsApp’ı arkadaşlarına anlattı ancak bekledikleri gibi olumlu tepkiler alamamışlardı. Bir de uygulamanın sürekli çökmesi ve beraberinde baş gösteren diğer sorunlar Jan’ı iyice karamsarlığa sürükledi.
Tüm umudunu yitiren Jan yeni işler aramaya başladı, bunun üzerine arkadaşı Brian ona şu sözlerle özgüven aşılamak istedi:
Şimdi bırakırsan aptallık edersin. Birkaç ay daha zaman ver.
Brian Acton ve Jan Koum olumsuzlukları aldırış etmeyip onlarla mücadele etmekte karar kıldılar ve geliştirmeye devam ettiler.
Apple’ın farkında olmadan sağladığı büyük katkı
Haziran 2009’da Apple, Anlık Bildirim (Push Notifications) adını verdiği yeni bir özelliği dünya genelinde kullanıma sundu. Buradaki temel amaç, insanlara telefonlarında yüklü uygulamalarda yaşanan gelişmeleri her an haberdar etmekti. Bu güncellemeyi fırsat bilen Jan Koum hemen WhatsApp’ı ilgili şekilde revize ederek, kullanıcı durumunu değiştirdiği an rehberindeki arkadaşlarına bildirim gitmesini sağlayacak bir yenilik ekledi.
Özellikle Alex Fishman’ın Rus arkadaşları bunu çok eğlenceli buldu. Hatta sırf kendi aralarında “Geç uyandım” veya “Spor salonundayım” gibi mesajlar iletmek için bile anlık bildirimlerden faydalanmaya başladılar. Bu özellik kısa süre içinde WhatsApp’ın trendi haline geldi. Artık insanlar birbirlerine adeta hal hatır sormak için bile durumlarını değiştiriyorlardı. Örneğin “Naber Jessica” bildirimini gören hemen buna kendi durumuyla karşılık veriyordu.
Jan Koum, Santa Clara’daki kasaba evinde hayatını sürdürürken bir yandan gelişmeleri de yakından takip ediyordu. Krizi fırsata çevirmek isteyen girişimci, durum uygulamasının çalışma modelini daha fazla geliştirmesi gerektiğini anladı. Artık WhatsApp’ı internet tabanlı bir anlık mesajlaşma ağına dönüştürmenin vakti gelmişti.
O zamanlar hem iPhone’u hem de bünyesinde barındırdığı diğer ürünleri birbirlerine bağlayarak kendi benzersiz ekosistemini yaratmaya çalışan Apple böylelikle WhatsApp’ın benimsenmesine çok önemli bir katkı sağlamış oldu.
WhatsApp nihayet iletişim uygulaması oldu
Medya dosyalarını desteklemeyen ancak yalnızca yazılı mesajlaşmayı mümkün kılan sürüm sonunda 27 Ağustos 2009’da App Store’a gönderildi. Brian Acton ise 1 Kasım’da resmen WhatsApp ekibine dahil oldu.
Anlık mesajlaşma uygulamasına olan talepteki süregelen yoğunluk neticesinde, WhatsApp 2.0 beta olarak piyasaya çıktı. İnsanlar yalnızca telefon numarasıyla giriş yapıp herhangi bir operatör ücretiyle uğraşmaksızın birbirlerine internetten mesaj gönderme fikrini oldukça sevip benimsediler.
O dönem en çok kullanılan mesajlaşma uygulamalarından BBM sadece Blackberry’e özel olduğundan diğer telefonlarda kullanılamıyordu. G-Talk ve Skype gibi rakipler de vardı ancak bunlara giriş yapması ve kullanması kolay değildi. Basitliği WhatsApp’ı kısa sürede yükselen yıldız haline getirdi. Bir ay içerisinde 250 bin kişi tarafından kullanılmaya başlandı.
Dünyaya açılma süreci
WhatsApp’ın beta aşaması nihayet sona erdi. Uygulama Kasım 2009’da iPhone için App Store’a özel olarak kullanıma açıldı. Yurt içi ve hatta yurt dışı ücretsiz SMS göndermenin mükemmel bir alternatifi olarak öne çıktı. Tabii iPhone kullanmayanlar tabiri caizse “bizim neyimiz eksik” diye isyan bayrağını çekmişlerdi. Kurucuların mail kutusu Nokia ve BlackBerry kullanıcılarından gelen sorularla doluydu.
Jan Koum uygulamanın BlackBerry sürümünü geliştirmek için arkadaşlarından Chris Peiffer’ı işe aldı. Ama Chris’in de tüm ABD halkı gibi içinde bir şüphe vardı. İnsanların elinde SMS diye bir şey olduğunu her fırsatta dile getirerek serzeniş yapıyordu.
ABD’de mobil operatör pazarı, uygun fiyatlı ve ücretsiz SMS/dakika paketleriyle kullanıcılarını cezbetmeye çalışan şirketlerle doluydu. İnsanların WhatsApp’ı kullanması için neredeyse hiçbir albeni yoktu. Jan Koum ve Brian Acton ikilisi şanslarını Avrupa-Asya gibi ABD dışındaki ülkelerde denemek istedi. Jan SMS’in 70’lerden kalan ölü bir teknoloji olduğunu ifade ediyordu.
Chris Peiffer’in hala şüpheleri olsa da WhatsApp’ın kullanıcı sayısındaki artıştan etkilenerek ekibe katılmayı kabul etti. Symbian OS, Android ve Windows işletim sistemlerine özel uygulamaları iki yıl içinde geliştirilmeye başlandı.
Şubat 2013’te WhatsApp’ın kullanıcı sayısı 200 milyona yükseldi ve şirket 50 personele istihdam sağlamaya başladı. Maliyet nedeniyle o zamana dek 0,99 dolar fiyatı olan WhatsApp uygulamasında değişikliğe gidildi. İlk yıl ücretsiz olacaktı, ancak sonra kullanıcılardan yıllık 1 dolarlık abonelik ücreti alınmaya başlandı.
WhatsApp’ın yükselişini gören Facebook kolları sıvadı
O zamanlar Facebook mobil cihazlara öncelik veriyor ve mesajlaşmayı temel hizmet haline getirme misyonuyla ilerliyordu. WhatsApp, Facebook Messenger’ın en büyük rakibiydi ve hatta kullanım oranlarına bakıldığında Messenger’ı geride bıraktığı anlaşılmıştı.
Tehlikenin farkında olan Facebook ileriye dönük olarak WhatsApp’ın en büyük rakiplerden biri olacağını öngördü. Şubat 2014’te uygulamanın kurucularıyla el sıkışarak 19 milyar dolar karşılığında WhatsApp’ı bünyesine kattı. Facebook’a katıldıktan sonra uygulamadaki en büyük değişiklik abonelik ücretinin kaldırılması oldu. Artık WhatsApp tamamen ücretsiz bir şekilde yoluna devam edecekti.
Kuruculara veda…
Facebook, WhatsApp’ı satın aldıktan sonra uygulamanın iş modelinde birtakım değişiklikler yaptı. Kullanıcıların durumlarını, profil fotoğraflarını ve telefon numaralarını ana şirketle paylaşmaya başladı. Sözde daha iyi bir deneyim sağlaması amacıyla alınan bu karar uygulamanın kurucularını rahatsız etti. Çünkü WhatsApp’ın kuruluş ilkesinde “gizlilik” en temel kuraldı.
Brian Action, Eylül 2017’de kâr amacı gütmeyen kuruluşu Signal Foundation’a vakit ayırmak üzere Facebook’tan ayrıldı. Veri gizliliği konusunda Facebook’la fikir ayrılığına düşen Jan Koum da görevinden istifa etti.
Bugün 180 ülkede 2 milyardan fazla insan WhatsApp kullanıyor. Platform, insanların birbirleriyle iletişim kurmak için kullandığı SMS, MMS ve diğer eskimiş teknolojilerin yerini doldurdu. Facebook’un bu sisteme işletmeleri de dahil etme vizyonuyla, mobil operatörlerin sağladığı eski teknolojilerin gelecekte tamamıyla kullanımdan kalkması bekleniyor.
Yarısına kadar okuyan tek ben mi varım? 😅😅
Kısa olmasını bekliyorum dum fakat uzun çıktı kısacası üzüldüm