Reklam

WiFi Mucizesi!

0
Reklam

WiFi terimi, Wireless Fidelity (Kablosuz Bağlılık) isminin kısaltılmış halinden başka bir şey değil. Geliştirilmesi 1985 yılında başlayan iletişim teknolojisi,  tek taşıyıcılı doğrudan radyo dalgası ile çok taşıyıcılı dikey dalgaların bileşiminden meydana geliyor. 1992 yılında Avustralya’lı CSIRO adındaki firma WiFi patentini zekice bir hamleyle üstüne geçirdi. Bu hamle, firma yöneticileri ve ailelerinin hayatını sonsuza kadar değiştirecekti: 2009 yılında Intel, HP, Dell ve Microsoft teknolojinin patenti için CSIRO’ya tam 250 milyon dolar ödedi.

Şimdiler Batı Avrupa ve Amerika, dünyanın toplam WiFi kullanımının yüzde 80’ini karşılıyor. Dünya çapında 200.000’den fazla WiFi noktası mevcut ve her geçen saniye sayıları artıyor. Amerika’nın planı,  WiFi ağını bir sene içinde yüzde 15’den fazla genişletmek ve daha şimdiden yüzde 10’luk orana ulaştılar bile.

Reklam

{pagebreak::Yepyeni Oyuncaklar}

Yepyeni oyuncaklar ve WiFi

WiFi iletişim teknolojisi; MP3 çalarlarda, oyun konsollarında, dizüstü ve mini dizüstü bilgisayarlarda, PDA’larda (Personel Digital Assistant – Kişisel Dijital Yardımcı) sıkça kullanılıyor. Bağlantı kurmak için WiFi Sıcak Noktası denilen iletişim bölgelerine ihtiyaç duyuluyor. Londra’da, sayısı bini geçen WiFi Sıcak Noktası mevcut. Hatta Belediye Başkanı Boris Johnsson, 2012 yılına kadar tüm Londra’yı WiFi iletişim noktası haline getirme planından sıklıkla bahsediyor.

 

{pagebreak::Bisiklet ve Şemsiyeler}

Bisiklet ve şemsiyeler

İletişim teknolojisi artık yalnızca sade internet bağlantısı için kullanılmıyor. Zihni sinir bir mucit, şemsiyesine WiFi bağlantısı eklemiş; böylece an ve an meteroloji bilgilerinden faydalanıyor ve internet bağlantısına dalıp, karşıdan karşıya geçerken ölmezse e-postalarını sesli kontrol ediyor. Bisikletçi misiniz? Çok fonksiyonlu bir kask mı hayal ediyorsunuz? Giro adındaki şirket sizi düşünmüş; Sürgülü kask, WiFi sayesinde sürekli internete bağlı. Sesli e-posta alımı ve MSN sohbetleri gibi işlerinizi bisiklet sürerken halledebiliyorsunuz.  Elbette 350 dolarlık fiyatı göze alırsanız.

 

{pagebreak::Casusluk ve WiFi}

Casusluk ve WiFi

Belki de canınız, WiFi ile kablosuz bir model helikopteri yönetmek istemiştir? Parrot’un ürettiği AR.Drone ivme ölçerli ve WiFi destekli bir telefonunuz varsa, bir de casusluk yapmak istiyorsanız çok işinize yarayabilir. Telefonunuz AR.Drone’a bağlanıyor ve cihazı hareket ettirdiğinizde helikopter de hareket ediyor. Üstelik, küçük gizli bir kamerası da mevcut. Kameradan kayıt edilen şeyler, aynen telefonunuza aktarılıyor. Biraz ürpertici ve tuhaf da olsa seçenekler sınırsız. AR. Drone’un fiyatıysa henüz açıklanmadı.

 

{pagebreak::Anahtarlık}

Anahtarlık

IBM’in geliştirdiği WiFi algılayıcının boyu ise basit bir anahtarlık kadar. 50 metre menzile kadar tüm ağları algılayabiliyor, ağa ulaştığında LED ışığı yanıp sönmeye başlıyor. Böylece, dizüstü bilgisayarınız için doğru noktayı tespit edebiliyorsunuz.

 

{pagebreak::Dezavantajlar}

Dezavantajlar

Elbette WiFi’ın sınırları var: 802.11n veya 802.11g ethernet kartı kullanıyorsanız, kapalı alanda 32 ve açık alanda 95 metre menzile sahipsiniz. Yeni nesil IEEE 802.11 n ise menzili ikiye katlıyor. Teknoloji firmaları menzili kolayca yükseltebilirler ama ufak bir sorunla karşı karşıya kalırlar: Artan radyasyon oranı.


Rakibi Bluetooth’a göre kallavi bir dezavantaja sahip: Pil ömrü. WiFi destekli cihazlar, iletişim teknolojisi devreye girdiğinde pillerini büyük bir hızla tüketiyorlar. Üreticiler harıl harıl soruna çözüm bulmaya uğraşıyorlar.

{pagebreak::Sağlık}

WiFi ve Sağlık

Dünya Sağlık Örgütü, kablosuz iletişimin sağlığa etkisi hakkında derin bir araştırma içinde. Elektro-manyetik dalgalar ve radyasyon tehlikesi insanları korkutuyor. Yine de içiniz, en azından WiFi konusunda rahat olabilir.

 

Dünya Sağlık Örgütü WHO, WiFi iletişiminden yayılan radyo dalgalarının cep telefonlarına göre çok düşük ve radyasyon oranının, insan sağlığına tehlikeye atamayacak kadar az olduğunu tespit etti.  Doktorların açıklamasına göre, teknoloji ile ilişki kurulabilecek hiçbir sağlık sorunu yaşanmadı. Yine de şu unutulmamalı: Dev antenler ve menzili artırmak için yapılacak uçuk modifikasyonlar, durumu değiştirebilir.

{pagebreak::Wimax}

WiMAX

2001 yılından beri hakkında fırtınalar kopan WiMAX, WiFİ’ın başına ciddi tehlikeler açabilecek kapasitede.  Saniyede 40 Mbit veri aktarımı yapabilen WiMAX, kilometrelere varan menzili ile dikkat çekiyor. Yine de iki teknoloji arasında ciddi farklılıklar mevcut:

1- WiMAX, WiFi’dan ziyade DSL ve Kablo internetin rakibi ve onların yerini alması öngörülüyor.
2- WiMAX, kilometrelerce uzanan bir menzile sahip.
3- WiFi, maliyet açısından son kullanıcılarca çok daha fazla tercih ediliyor. WiMAX kurumsal firmalarla sınırlı kalıyor.
4- WiFi, yaygın CSMA/CA protokolü ile çalışırken, WiMAX, MAC Temelli bağlantıları tercih ediyor.
5- WiMAX ağ operatörleri, WiFi ise notebook-netbook üreticileri tarafından tercih ediliyor.

 

 

 

{pagebreak::Sonuç}

Sonuç

WiFi, günümüzün hemen hemen tüm popüler modellerinde (iPad, iPhone, BlackBerry ve diğer akıllı telefonlar) sıkça tercih edilen bir teknoloji. Üstelik, farklı kullanım alanları keşfediliyor ve maliyeti düşük. Eğer sağlık kaygıları giderilir ve menzili artırılabilirse, kolaylıkla bilişim dünyasında gelecek 10 yıla damgasını vurabilir.

 

:: İletişim teknolojilerinin geleceği hakkında ne düşünüyorsunuz?

YORUM YOK

Yorum yap

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

iPhone IMEI kurtaran cihaz gerçek mi? - SDN Cevaplıyor!

Exit mobile version