Teknoloji Haberleri - ShiftDelete.Net

Bir aşı nasıl geliştirilir?

Ana sayfa / Popüler Bilim

Tüm dünyada etkisini göstermeye devam eden koronavirüs (coronavirüs) salgını; ülkelerin sağlık altyapılarının ne derece önemli olduğunu net bir şekilde gözler önüne serdi. Salgın, aşı ve ilaç geliştirme noktasında ise tıp bilimini test etti. Salgını önlemeye yönelik geliştirilen aşılar uygulanmaya başlanırken, birçok aşı ya da ilaç çalışması ise sürüyor. Moderna, AstraZeneca, CoronaVac, Sputnik V, Pfizer/BioNtec aşıları ise kullanıma sunuldu. Peki bir aşı nasıl geliştirilir? Hangi aşamalardan geçer? SDN editörü inceledi…

Koronavirüs aşısının yan etkileri neler?

Uzmanların görüşünü içermeyen veya güvenilir bir kaynağa dayanmayan 'koronavirüs' haberlerine itibar etmemeniz gerekiyor. Peki, uzmanlara göre Koronavirüs aşısının yan etkileri neler?

Adım adım aşı geliştirme süreci

Yeni bir aşı/ilaç geliştirme süreci 4 ana bölümden oluşuyor. Bunlar keşif ve araştırma, preklinik çalışmalar, klinik çalışmalar ve son olarak tedavi onayıdır.

Tüm bu aşamalardan önce, geliştirilmesi düşünülen ilacın/aşının kullanılabileceği hastalıklarla ilgili gerekli bilgilerin edinilmesi gereklidir. Bu bilgiler uzun yıllar alan çalışmalar sonucunda elde edilir. Bu çalışmalar sırasında hastalığın nedeni, görülme sıklığı ve topluma olan ekonomik yükü inceleniyor.

Hastalığın nedeni ve görülme sıklığına yönelik araştırmalar, geliştirilmesi düşünülen aşıyla ilgili planların yapılmasına yardımcı olmaktadır. Bu bilgiler ışığında geliştirilecek aşıyla ilgili önemli stratejik kararlar alınabilir. Böylece bu aşının hastalığın nedeninin ortaya çıkarılması, olası komplikasyonlarının önlenmesi ve semptomlarının azaltılması gibi amaçlardan hangisine daha uygun olacağına karar veriliyor.

Hastalıkla ilgili temel bilgilerin artması, moleküler biyoloji ve biyoteknolojideki gelişmeler daha iyi laboratuvar ve hayvan modellerinin geliştirilmesine neden olmuştur. Bu da preklinik dönemde daha az hayvan kullanılmasına olanak sağlamıştır. İnsan genlerinin bakterilere transferi de özellikle metabolik çalışmalarda önemli bir yenilik ve kolaylık sağlamıştır.

Klinik öncesi faz aşamasında neler gerçekleşiyor ?

Keşif döneminde seçilen kimyasal bileşikler klinik öncesi fazda inceleniyor. Son yıllarda “klinik öncesi ve klinik fazlar“da yapılması gereken çalışmalar; yasa koyucular tarafından uyumlu hale getirilmeye çalışılmaktadır.

Klinik öncesi faz çalışmalarının amacı potansiyel kimyasal bileşik (yeni ilaç/aşı) etkinliğinin ve güvenilirliğinin insanlarda denenmeden önce değerlendirilmesidir. Bu çalışmalar öncelikle hayvanlarda ve laboratuvar modellerinde gerçekleştiriliyor.

Güvenilirlik çalışmalarında akut, uzun ve kısa dönemde yaptığı yan etki çalışmaları ve genel ya da spesifik organlara olan etkileri gibi birçok alanda araştırmalar yapılıyor. Yapılan deneyler arasında biyolojik testler de yer almaktadır. Bu testlerde olası aşının organizmadaki etkileri araştırılır. Hayvanlarda yapılan bu çalışmalar sırasında “Kurumsal Hayvan Bakımı ve Kullanımı Komitesi” kurallarına uyulması zorunludur.

Bu fazda devreye giren bir diğer çalışma ise üretimdir. Teknik değerlendirme ve geliştirme de bu dönemde başlar. Yeni üretim metotları, kalite güvencesi ve ambalajlama ile ilgili geliştirilmesi gereken konular bu çalışmalarda yer alıyor.

Preklinik faz çalışmaları sonrasında geliştirilmesine karar verilen ürünler klinik geliştirme fazına geçerler. Bu dönemden önce Amerika Birleşik Devletleri’nde İlaç ve Gıda Dairesi’ne (FDA) “Araştırma Amaçlı Yeni İlaç” başvurusunda bulunması gerekiyor.

Yapılan başvuruda; ürünün kimyasal yapısı ve kaynağı, hayvan çalışmalarında elde edilen tüm sonuçlar, klinik plan ve protokoller son olarak da klinik çalışmaları yürütmesi düşünülen araştırmacılar hakkında bilgiler sunulur. Araştırma Amaçlı Yeni İlaç (IND) başvurusu onaylanırsa ürün klinik geliştirme fazına geçer.

Klinik geliştirme fazı aşamasında neler yapılıyor ?

Klinik çalışmalar dört fazda gerçekleştiriliyor. Tüm klinik çalışmalarda “İyi Klinik Uygulamaları” (GCP) kurallarına uyulması zorunludur.

Faz I: Bu fazın amacı; ürünle ilgili güvenlilik verilerinin toplanması, doz aralığının saptanması ve tolerans özelliklerinin incelenmesidir. Bu çalışmalar ortalama 1 – 1.5 yılda tamamlanıyor.

Seri dereceli olarak artan tek doz uygulamaları yapılır. Çalışmalar genellikle 20-80 arasında sağlıklı gönüllülerde uygulanıyor. Bu fazın ana amacı “güvenlilik” sonucunu elde etmektir.


Faz II: Bu fazın amacı; ilacın etkinliğinin hastalarda belirlenmesi, yan etkilerinin araştırılması ve doz-cevap verilerinin toplanmasıdır. Çalışmalar hedef hastalığı olan 100-300 arasında hasta gönüllüde uygulanıyor. Bu çalışmalar genellikle açık ve katı protokollerle uygulanıyor. Bu fazdaki çalışmaların tamamlanması ortalama 2 yılı alıyor.

Bu fazın ana amacı “etkinlik ve güvenlilik” tir. Hangi doz seviyesinin aşı uygulama yöntemini başarılı kılacağı da bu fazda araştırılıyor ve deneniyor.

Faz III: Bu fazın amacı; ürünün klinik etkinliğinin ve yan etkilerinin daha geniş bir hasta kitlesinde değerlendirilmesidir. Hedef, hastalığı olan 1000-3000 arası hasta gönüllü bu çalışmalarda yer alıyor. Çalışmalar genellikle çok merkezli, çok uluslu ve rastgele olarak planlanıyor. Ana amacı “etkinliğin kanıtlanması ve yan etkilerin izlenmesidir“. Klinik çalışmalardaki bu fazın tamamlanması yaklaşık 3-4 yıl sürüyor.

Faz III çalışmalarda yeterli veriler elde edildikten sonra ürünün aşı olarak kullanılabilmesi için onay alınması gerekir. Her ülkenin yasal olarak sorumlu olan kuruluşuna gerekli başvuruyu yaparak;  ürünün onayı alındıktan sonra ilaç/aşı olarak kullanımına başlanabilir.

Amerika Birleşik Devletleri’nde İlaç ve Gıda Dairesi’ne “Yeni İlaç Başvurusu” yapılması gerekiyor. Amerika’daki onay alınma süresi yaklaşık 1.5 yıldır. Benzer başvuru Avrupa Birliği için Avrupa İlaç Ajansı’na yapılıyor. Türkiye’de ise ilaç/aşı başvuruları T.C. Sağlık Bakanlığı Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu’na yapılmaktadır.

Faz IV: Ürün aşı olarak kullanılmaya başlandıktan sonra yapılan klinik çalışmalar Faz IV çalışmalar olarak kabul ediliyor. Bunlara genel olarak “pazarlama sonrası izleme” çalışmaları adı verilir. Bu çalışmalar genellikle binlerce gönüllü ile gerçekleştirilir. Bu çalışmaların ana amacı uzun süreli güvenlilik verilerinin toplanmasıdır.

Klinik çalışmalar sırasında ortaya çıkmayan yan etkiler bu araştırmalar sırasında rapor ediliyor. Bunun yanı sıra; aşıyla veya kullanıldığı hastalık ve hasta grubu ile ilgili ekonomik çalışmalar ve yaşam kalitesi çalışmaları bu fazda uygulanabilir.

Aşı geliştirme süreci ilacın patent ömrü boyunca sürüyor. Aşı kullanıma girdikten sonra yeni hastalıkta izlenecek tedavi yöntemi ve müdahalenin belirlenmesi için yapılan çalışmalar Faz III çalışmaları olarak kabul ediliyor ve aynı kurallara uyularak yapılıyor. Yeni doz ve formülasyon geliştirilmesi de onaydan sonra araştırılabilir.

Yorum Ekleyin