Binlerce yıllık geçmişi bulunan İpek Yolu’nun yerini, Fiber Yolu’nun alması bekleniyor. Bu geleceğe hazırlanmak için Türkiye’de yapılanlar yeterli mi? Bu sorunun yanıtını arayan, sadece bizler değiliz.

Almanya’da kurulan ve kısa süre içerisinde tüm dünyaya hizmet veren Strato firmasının daveti üzerine, Berlin’deki devasa veri merkezini görme şansım oldu.

Türkiye’de de çalışmalarını başlatan firma, ülkemizdeki hosting durumunu çok iyi analiz etmiş. Firmaya göre en büyük sorunlarımız şöyle;

– Yüksek altyapı maliyet

– Pahalı internet

– Standartların desteklenmemesi

– Yetersiz insan kaynağı

– Yüksek vergiler

Türkler, veri merkezi seçerken neye bakıyor?

Verilerini internette saklayan kurumlar ve bireyler, bu hizmeti satın alırken aşağıdaki konular, önem derecesine göre şöyle listeleniyor;

– Fiyat

– Müşteri hizmetleri

– Verinin korunması

– Bilinirlik

– Teknolojinin güncelliği

– Deneyim

– Türk şirketi olup olmadığı

Strato, tüm bu talepleri ve Türkiye’nin potansiyelini kendi birikimleriyle karşılayabileceğini düşünüyor. Güvenliğin son derece yüksek seviyede tutulduğu şirkete giriş çıkış yaparken, standartların getirdiği kurallara uymak zorunda kalırken, bunun ne demek olduğunu daha iyi anladık. Veri merkezini gezerken, cep telefonu dahi sokmak yasak.

Özel röportaj!

#video_13468#

Saklanan verilerin gizliliği, sadece güvenlik önlemleri değil, aynı zamanda Almanya’daki sert yasalarla da korunuyor. ISO 27001 standardına sahip olan Strato, bu standardın getirdiği yükümlülükleri de harfi harfine uygulamak zorunda.

Bu kalite belgesini alabilmek için, bir kere hazırlık yapmak ve testten geçmek yeterli değil. Belgeye sahip olan şirket, belli dönemlerde yeniden bu testlerden geçiyor ve bu sayede güncel tehditlere karşı gerekli önlemleri aldığını, ispatlamış oluyor.

Yedeğin de yedeği var

Güvenliğin yanı sıra, sürdürülebilir hizmet de çok önemli. Tesisi gezerken, sunucuların çalışabilmesi için gerekli olan enerjinin zarar görmesi durumunda devreye girecek olan A, B ve C planlarını bizzat yerinde gördük.

Elektrik kesintisinin hemen hemen görülmediği Berlin’de, olası bir kesinti durumunda hangi senaryoların hayata geçirildiğini ve yapılan tatbikatları öğrenince, Strato’nun bu işi ne kadar ciddiye aldığını da görmüş olduk.

Tesisi gezerken, dizel motorlarla çalışan jeneratörlerle karşılaştığımda yakıt tanklarının ne kadar dayanabileceğini sordum.

1 hafta boyunca yetecek yakıtını olduğunu belirten yetkililer, “Berlin gibi bir yerde 1 hafta elektriğin kesilirse, yakıttan daha önemli sorunlarınız olacaktır” yanıtı, Türkiye’den gelen basın mensuplarını gülümsetti.

Türkiye’ye veri merkezi kurulacak mı?

Hem verilerin hem de bu verileri ayakta tutan sistemlerin yedeklendiği Strato’ya, Türkiye’de bir Data Center (Veri Merkezi) kurma niyetiniz var mı, diye sorduğumuzda, taleplerin henüz o seviyede olmadığı yanıtını aldık.

Cumhurbaşkanlığı, Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti, Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı, BTK gibi otoriteler ise verilerin Türkiye sınırları içerisinde kalmasından yana bir politika izliyor.

Bu politikanın hayata geçirilmesi için, Berlin’de yüksek standartlarda hizmet veren Strato gibi firmaların, ülkemizdeki sayısının da artması bekleniyor.

Fiber hayalleri yarıda mı kaldı?

Bir Data Center’ın işletilmesi için en önemli gider kalemlerinden biri elektrik masrafıyken, ara bağlantı ücreti zirveye yerleşmiş durumda.

Maliyetlerin azalması, iç talebin yükselmesi gibi beklentiler, verinin içeride dolaşması hayalini gerçeğe dönüştürebilir.

Başbakan Binali Yıldırım’ın “İnternette hız berekettir” sloganı ile gündeme getirdiği fiber dönüşüm çağrısına kulak verilmemesi, internet servis sağlayıcılarının (Turkcell, Vodafone, Türksat) bir araya gelerek oluşturduğu OAŞ’ın (Ortak Altyapı Şirketi) ses getiren çıkışından sonra saman alevi gibi sönmesi, bu hayale gölge düşürüyor.