Mevsimler artık eskisi gibi değil. Mevsim normallerine göre ılık olması gereken bölgelerde, boğucu bir sıcaklık hissetmek mümkün. Sanki yalnızca iki mevsim kaldı. Yaz ve Sonbahar arasında gidip geliyoruz. Ozon tabakasını, olağanüstü(!) çalışmalarımız sayesinde deldik, şimdi de araçların petrol tüketimiyle oluşan karbon dioksit salınımı ve elektrik üretimi için kullanılan kömür santralleri ile buzulları eritmeye çalışıyoruz.
{pagebreak::Enerji Koruma Birliği}
Enerji Koruma Birliği
Neyse ki dünyanın en büyük firmalarından bazıları, yerküreye karşı duyarsız değiller. Bu da kolay anlaşılabilir, çünkü, farkında olmasak da, yok olursak hep birlikte yok olacağız. Milyar dolarlar, yalnızca dünyamızda işe yarayabilir.
Birliği oluşturan şirketler arasında; 3M Company, Advanced Micro Devices, Inc. (AMD), Andersen Corporation, Bank of America, BC Hydro, Bonneville Power Administration (BPA), BP America, Inc., City of Austin/Austin Energy, Conservation Services Group (CSG), Dell Inc., The Dow Chemical Company, Exelon Corporation, Exxon Mobil, Florida Power & Light, The Home Depot, Johns Manville, New York Eyaleti Eneji Araştırma ve Geliştirme Örgütü (NYSERDA), NORESCO, North American Insulation Manufacturers Association (NAIMA), OSRAM SYLVANIA, Pacific Benzin ve Elektrik Şirketi (PG&E), Panasonic, Philips Lighting Company, Procter and Gamble, Sempra Energy, Siemens Building Technologies, Inc., Southern California Edison (SCE), Southern Company, Trane, Wal-Mart Mağazaları, Inc., Washington Petrol, Whirlpool Şirketi ve White & Case, LLP bulunuyor.
Gördüğünüz gibi liste uzun ama insanın aklına Intel, Microsoft, HP, Asus, Acer ve Sony nerede diye sormak geliyor. Birliğin amacı, 20 yıl içerisinde, dünyada tüketilen enerjiyi en az yüzde 50 oranında aşağıya çekmek. 2007 yılında Amerika Birleşik Devletleri, birliğe katılan ve enerji tüketimini kısıtlayan ürünlerden, vergi almayacağını veya cüzi vergi alacağını duyurdu.
{pagebreak::Kyoto Protokolü}
Kyoto Protokolü
2007’de Kyoto Protokolü ile, ülkelerin “Küresel Isınma”ya karşı verdiği savaş başladı. Amaç oldukça basit ama başarmak fazlasıyla zor. Satrancı öğrenmek ne kadar basit ama ustalaşmak ne kadar zorsa, çevre için savaşmak da öyle. Kyoto protokolü, ülkemizinde dahil olduğu 187 ülke tarafından imzalandı.
Hedef, karbondioksit, metan, sülfür, hidroflorokarbon gibi zararlı gazların atmosfere salınımını 1990 seviyesine geri getirmek. Avrupa Birliği, ülkelerinde satılacak otomobillerin, belirlenenden fazla karbondioksit salınımı yapması halinde, satışların engelleneceğini duyurdu. Avrupa Birliği’nin duyarlılığı takdire şayan ama zararlı gaz salınımın büyük miktarı Çin ve Hindistan’da gerçekleşiyor. Kyoto protokollerini imzalamalarına rağmen, bu iki ülkenin, şartlara ne kadar uyacağı merak konusu.
{pagebreak::Gereksiz Lambaları Kapatın}
Gereksiz Lambaları Kapatın
Eğer elektrik, su, hava veya güneş enerjisi ile üretiliyorsa, ortada sorun yok demektir. Bu yöntemlerle elde edilen elektrik, hiçbir şekilde atmosfere zarar vermez. Bununla birlikte, bahsettiğimiz teknolojiler, kömür santrallerine göre pahalı oyuncaklardır.
Maalesef kömür santralleri, pek çok ülkenin elektrik üretiminde hala egemen ve dünya için en büyük tehdit. Elektrik harcamasının yüzde 50’si ev ve ofislerde gerçekleşir. Olayın vahim kısmı ise şu: Bu harcamanın yüzde 90’ı gereksiz. Tek bir ampulle aydınlatabilecek alanlar, 8 ampulle aydınlatılır, kullanılmamasına rağmen, aynı anda birçok elektrikli cihaz çalıştırılır.
Ah, tabi şaşayı da unutmamak gerekir: Amerika’da bulunan Las Vegas, geceleri de, gündüzleri olduğu kadar ışıltılıdır. Kanada’daki 401.otoyolda ışıklar gözünüzü kamaştırabilir. Moskova’daki Avrupa Köşesi, binbir çeşit renge boyanmıştır. Japonya’da bulunan elektronik tabelalar, kilometrelerce öteden bile fark edilebilir.
{pagebreak::Teknoloji}
Teknoloji
Evet IBM, Microsoft, HP, Intel, Sony, Samsung, LG, Nvidia gibi dev şirketler “Enerji Koruma Birliği”ne üye olmamış olabilirler. Yine de, ürünlerinde enerji tüketimini azaltmak için elinden geleni her şeyi yapıyorlar. LCD Monitörler, CRT (Tüplü) monitörlerden yarı yarıya az enerji tüketiyor.
LED monitörler ise LCD monitörlerden yüzde 20 düşük elektrikle yetiniyor.Microsoft’un son bombası Windows 7, donanımla işbirliği yaparak bilgisayarların güç kullanımını asgari seviyeye çekebiliyor. Nvidia’nın Optimus yapısı, gerekli olmadığı anlarda GPU’ya (Grafik İşlemci) giden elektriği kısıtlıyor ve netbook ile notebookları çevre dostu kılıyor.
{pagebreak::CompuLabs}
CompuLabs Fit
Asus, Acer, Lenovo gibi netbook/notebook üreticileri de, yazılım-donanım işbirliğiyle, ekonomik olup, pil ömrünü uzatma niyetinde. Nettop’lar ise bambaşka bir alem: Ortalama bir masaüstü PC, 100 watt enerji çekerken, Compulabs’ın fit-PC’si, 8 watt’tan az enerji tüketiyor ve buna rağmen, birkaç uygulamayı aynı anda çalıştırabiliyor.
{pagebreak::Elektrikli Araçlar ve Ülkemiz}
Elektrikli araçlar ve ülkemiz
Karbondioksit salınımını azaltmak için otomobil üreticileri çetin bir mücadele içinde ve bu yeni bir sınıf oluşturdu: Hybrid ve tam elektrikli otomobiller. Önceden de belirttiğimiz gibi, elektrik ancak temiz enerji kaynaklarından elde edilirse önem ifade edebilir. Aksi takdirde elektrikli motorların katkıları, çevreye yüzde %5 – %10 arasında bir fayda sunar. Bu da bir şeydir ama dev bir adım da sayılmaz.
Maalesef, dünyanın tüm gelişmiş ülkeleri elektrikli ve melez otomobillerin vergisini asgari seviyeye çekerken, ülkemizde, bu araçlar, lüks muamelesi görüyor. Melez Toyota Prius’un 100.000 TL’ye ulaşan fiyatı, çevre meraklılarının şevkini kırıyor. Sonuçta 100.000 TL’ye BMW, Mercedes, Audi veya çeşitli S.U.V’ler satın almak varken neden Prius tercih edilsin? Umarız ülkemizde de, yakında gereken düzenlemeler yapılır.
{pagebreak::Gelecek}
Gelecek
Dünyayı kurtarmak için kömür, petrol gibi fosil yakıt kullanımını en aza indirip, gereksiz elektrik tüketimini ortadan kaldırmak şart. Bu dünya şimdilik bizim ama hatalarımıza devam edersek, bilim-kurgu filmlerindeki gibi başka bir gezegen aramaya başlasak fena olmayacak.
Asus neden listede değil onu anlamadım. 🙂 asus için özel haber var green diye ama bu listede yok…
küresel ısınma sorunu gittikçe artıyor ve hayatımızda artık hissedilebilir derece de devam ediyor.Herkes ben ne yapayım sorun şirketlerde dese de kendi çapımızda ufak tasarruflar yaparak birleştiğimizde daha büyük tasarrufları yapabiliriz.
ya bırakın bu işleri zaten kıyamet gelmiş.