2020 yılı itibariyle isminden sıkça söz ettiren Nanografi hem nano hem de biyo teknolojide önemli adımlar atıyor. Geçtiğimiz günlerde Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank’ın açılışını gerçekleştirdiği Grafen tesisinin yanında biyo teknolojide de intranazal Covid-19 aşısını Faz-1 aşamasına getiren Nanografi yüksek teknolojinin en kritik bileşenleri üzerinde ARGE ve üretim çalışmalarını sürdürüyor. Bu çalışmalar sonucunda ise Nanografi ürünlerini yılda 80’den fazla ülkeye ihraç ediyor.
Nanografi endüstriyel grafen üretim modelini yılda 100 ton ölçeğine çıkarttı.
2011 yılında ODTÜ Teknokent’te kurulan Nanografi, ileri malzeme teknolojilerine odaklanarak grafen, karbon nanotüp ve fulleren gibi kritik ve hassas malzemeler üzerinde çalışmaya başladı. 2015 yılına gelindiğinde bu malzemelerin satışını da gerçekleştirmeye başlayan şirket, grafen malzemesi için hayata geçirdiği özgün endüstriyel grafen üretim modelini yılda 100 ton ölçeğine çıkarttı.
Küresel ölçeğe ulaşmış yüksek teknoloji şirketleri, araştırma enstitüleri ve üniversitelere ileri malzeme desteği veren Nanografi uzmanları, teknolojik bilgi birikimi ve nitelikli kadrosu ile her geçen gün daha da büyümeye devam ediyor.
Süper kapasitörlü bataryalardan yüksek mukavemetli nano kompozitlere, uzun ömürlü ve çevre dostu kaplamalardan susuzluk sorununa çözüm sunabilecek düzeyde özellikler taşıyan filtrasyon sistemlerine kadar bir çok alanda grafen kullanılabiliyor. Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank’ın grafen tesisinin açılışında yaptığı konuşmada belirttiği gibi dünya genelinde üzerinde en çok ARGE çalışmaları yapılan malzemelerin başında gelen grafen gelecekte kauçuklardan elektronik devrelere kadar bir çok alanda karşımıza çıkacağa benziyor. Son gelen haberlerde grafen katkılı bataryaların kapasitelerde büyük artışlar sağladığı, esnek ekran ve işlemcilerde kullanılmaya başlamasının hayatı kolaylaştıracağı yönünde araştırma sonuçları paylaşılmıştı.
Türkiye’nin ilk nano teknoloji şirketi unvanına da sahip olan Nanografi, prestijli laboratuvarlarda ürettiği ürün ve hizmetleri ile isminden sıkça söz ettiriyorken pandemi dönemi ile biyo teknolojide de önemli adımlar attı.
Pandeminin etkilerini gösterdiği ilk günlerde önleyici aşı çalışması için kolları sıvayan Nanogafi araştırmacıları Türkiye’de ve dünyada adından sıkça söz ettiren intranazal Covid-19 aşısı için çalışmaya başladı. Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, intranazal aşının pre-klinik çalışmalarının bittiğini ve klinik denemeler için gerekli olan aşı üretiminin de tamamlandığını açıklamıştı.
İntranazal aşının hayata geçmesi durumunda dünyada bir ilk olacağını ifade eden Sağlık Bakanı Koca projenin TÜSEB tarafından da desteklendiğini dile getirmişti. İnaktif ve mRNA aşı modellerinden farklı olarak rekombinant platformda protein temelli olarak geliştirilen Covid-19 aşısı burundan uygulanacağı için uygulamada pratiklik sağlaması, protein temelli tasarımından dolayı ise güvenilirliği noktasında geleceğin aşı modeli olarak görülebileceği ifade ediliyor.
Nanografi takımı, biyo teknoloji çalışmaları kapsamında etkin ve hızlı tanı koyma imkanı tanıyan Covid-19 tanı kitini de geliştirmiş ve 30 dakikalık reaksiyon sonucu ile alanında en iyi performanslardan birini gösteren n-FasT kitini dünyaya ihraç etmeye başlamıştı. İntranazal aşı teknolojisinde olduğu gibi tanı koyma teknolojisinde de geleceğin en çok başvurulan modeli olan LAMP-PCR modeline eğilen Nanografi hem aşıda hem de tanı kitinde farklı ihtiyaçlara göre modelleme yapabiliyor. Beşeri, hayvansal ve tarımsal salgın ve hastalıklara karşı etkin tedbirlerin alınabileceği modelleri geliştiren Nanografi pandemi gereksinimleri ile sınırlı kalmayarak tarımsal verimliliği arttıran farklı projeler de yürütüyor.
Nano ve biyo teknolojide yüksek teknolojik üretimlerin yanında Nanografi alanındaki sorunlarını etkin şekilde tespit etme, onlara çözüm bulma ve kullanıma sunma kabiliyetleri ile de öne çıkıyor. Üzerinde en çok ARGE çalışması yapılan malzemeler üzerinde uzmanlaşan Nanografi araştırmacıları yaşanan sorun ve çözüm ihtiyaçlarına da cevaplar sunuyor.
10 yılı aşan tecrübesi ile ulusal ve uluslararası projelerde çözüm ortağı olarak yer alan Nanografi bu çalışmalarında TUBİTAK ve Avrupa Birliği başta olmak üzere uluslararası şirket ve enstitüler ile ARGE çalışmalarında sürekliliği odağına almış durumda.
Araştırmacı kadrosu ile her geçen gün bilgi birikimini de arttıran şirket odağına aldığı teknolojik modeller ile sürdürülebilir inovasyon politikasını koruyor. Nanografi A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Ahlatcı inovasyonda sürdürülebilirlik konulu konferans konuşmasında da bu konuya değinerek geleceği olan bir şirket tasarladıklarını, emin adımlar ile insanlığa katkı sunacak fikirler ortaya koyduklarını dile getirmişti.
Nanografi’den yenilenebilir enerji için de çalışma bekliyoruz
Çok güzel çalışmalar. Ahlatci’nın yatırımından sonra yeni ürünleri ile büyümeye devam eden firma. Umarım diğer holdinglerde bu yoldan gider. Teknolojiye yatırım yapmak gerek.