21. yüzyılda yaşamın temel bileşenlerinden biri haline gelen dijital dönüşüm, bireysel kullanıcılar ve kurumlar için farklı tehditleri de beraberinde getiriyor. Bu tehditlerin başında ise fidye yazılım saldırıları geliyor. Fidye yazılım saldırıları kurumsal bilgilerin çalınması yoluyla şirketlerin maddi zarara ve kurumsal imaj kaybına uğramasına sebep oluyor.

Fidye saldırılarının sıklığı giderek artıyor

Bilgisayar korsanlığı gibi konularda uzmanlaşan bir sigorta şirketi olan Hiscox’un yayınladığı bir rapora göre, 2017 yılında yaşanan ve yüzlerce işletmenin ciddi veri kayıplarına uğramasına yol açan “WannaCry” fidye yazılım saldırısında zarar gören firmaların yüzde 50’sinin bu konuyla alakalı herhangi bir hazırlığı bulunmamaktaydı.

Bu firmaların yüzde 32’si 5 günden fazla verilerine erişemedi ve yüzde 20’si para ödemesine rağmen datalarını geri alamadı. Hiscox’un 2021 raporundan yola çıkarak, daha fazla firmanın saldırıya uğradığını, saldırıların sıklığının artığını, firmaların BT bütçelerindeki siber çözümlere ayırdığı bütçenin yükseldiğini ve fidye yazılımı çözümlerinin daha ön plana geldiğini görüyoruz. Araştırma şirketi Gartner’ın 2021 “Veri Yedekleme ve Kurtarma” raporuna göre 2025’e geldiğimizde BT organizasyonlarının en az yüzde 75‘i bir ve birden fazla saldırıyla yüzleşecek.

Fidye yazılım saldırıları sonucu oluşabilecek büyük miktardaki veri kaybı, siber saldırganların kurumlardan fidye talep ettiği bir süreç ortaya çıkartıyor. Bu nedenle hem maddi hem de kurumsal marka kimliği açısından ciddi zararlara uğramamak için fidye yazılımlarından korunmayı sağlayacak önlemler almak gerekiyor. 

Bu riskle savaşmanın tek etkili yöntemi, önemli verileri yedeklemek ve bu yedeğin güvenli bir ortamda bulunmasını sağlamak. Özellikle de fidye saldırıları karşısında ayakta kalma mücadelesi veren küçük ve orta ölçekli işletmeler açısından bu işlem büyük önem taşır. Verileri dağıtık yapıda kullanan birçok şirket, farklı yerlerde bulunan verileri yedekleyebilmek için farklı yedekleme çözümleriyle uğraşmak zorunda kalabiliyor ve bu yöntem verimsizlikle beraber ek maliyetleri de beraberinde getiriyor.

Giderek artan fidye yazılımı tehdidine karşı kurumları korumak amacıyla harekete geçen Redington Türkiye ekibi, alanında ilk, kullanıma hazır tak-çalıştır fidye yazılım çözümü Redington SafeHouse’u geliştirerek hizmete sundu. Dijital sermayenin güvende tutulmasını ve verilerin kesintisiz korunmasını sağlayan SafeHouse, Veritas, Trend Micro ve Supermicro ürünlerinin bir araya getirilmesiyle geliştirildi.

Trend Micro Deep Security ile veriler, yedeklerinin saklandığı sunucu ile kurumun ortamında bulunan sanal ve fiziksel sunucularda korunuyor. Trend Micro çözümü güvenlik açıklarını tespit ederek çözüm önerileri sunarken, Veritas Backup Exec çözümü, basit, güvenilir ve kesintisiz bir yedekleme sistemine sahip olunmasını sağlıyor.

Supermicro’nun X12 sunucuları üzerine kurulan, 3. Nesil Intel® Xeon Ölçeklenebilir işlemciler ile 3. Nesil AMD EPYC işlemci performansından aldığı güç ve sektör lideri güvenilirlik özellikleri ile öne çıkan A+ sunucuların desteklediği bu yazılımlarla, fidye yazılımlarına karşı koruma, hızlı, verimli yedekleme ve kurtarma hizmetleri sunuluyor. Optimize edilmiş depolama, akıllı veri tekilleştirme ile sağlanıyor. Bu sayede işletmeler ister sanal ister fiziksel ya da çoklu bulut ortamında olsun, her türlü verilerini SafeHouse ile koruyabiliyorlar.