ABD Başkanı Joe Biden, bu hafta Endonezya Devlet Başkanı Joko Widodo ile bir araya gelerek elektrikli otomobil (EV) bataryası konusunda ortaklık kurmayı hedefliyor. İki ülke arasında gelişen bu görüşme, özellikle nikel tedarik anlaşmasının ön planda olduğu bir dönemde gerçekleşecek. Peki bu ne anlama geliyor?
ABD, elektrikli otomobil pillerinde kesintisiz hammadde için Endonezya ile anlaşıyor!
Endonezya, elektrikli araç bataryalarında kullanılan bazı minerallerin tedariği için ABD’ye sınırlı bir serbest ticaret anlaşması önermeyi planlıyor. Bu, aynı zamanda ülkedeki elektrikli araç bataryası tedarik zincirindeki şirketlerin ABD’nin IRA Yasası (Enflasyon Azaltma Yasası) kapsamındaki vergi kredilerinden faydalanmasını amaçlıyor.
Endonezya Enerji Bakanı Luhut Pandjaitan, Pazartesi günü yaptığı açıklamada, ülkeleri arasında henüz bir serbest ticaret anlaşması olmadığını belirtti ve sınırlı bir serbest ticaret anlaşması önerdiklerini söyledi. Ayrıca Ford ve Tesla yöneticileriyle de bir araya geleceklerini belirtti. Peki Endonezya’yı ABD Başkanı’nı ayağına getirecek kadar önemli yapan ne?
Endonezya, dünyanın en büyük nikel rezervlerine ev sahipliği yapıyor. Dolayısıyla içerisinde bulunduğumuz yeni elektrikli araç çağında öne çıkan ülkeler arasında yer alıyor. Bu nedenle Tesla gibi elektrikli otomobilin yanı sıra kendi pillerini üreten şirketlerle bir araya gelmek istemesi hiç şaşırtıcı değil. Zira ABD de Çin’in baskısını kırmak için birçok ülkeyle yeni kapılar aralamak ve anlaşmalar yapmak istiyor.
Nitekim ABD Başkanı Joe Biden’ın bu haftaki ziyaret sırasında Endonezya Devlet Başkanı Joko Widodo ile elektrikli araçlarda kullanılan bataryaların üretiminde gereken minerallerin ithalatı için bu konuyu özellikle masaya yatıracağı söyleniyor. Yine de detaylı planlamalar uzun süreceği için resmi açıklamalar önümüzdeki yıla kalabilir.
Fakat geçtiğimiz dönemde Endonezya yetkililerini Texas Gigafactory’de ağırlayan Tesla CEO’su Elon Musk, sıcak ilişkileri artırmayı ve süreci hızlandırmayı hedefliyor. Ek olarak Ford tarafından da bir baskı olduğu biliniyor. Dolayısıyla anlaşmaya kesin gözüyle bakılıyor.