Teknoloji Haberleri - ShiftDelete.Net

Teknolojilerin kaynağı askeri araştırmalar mı?

Ana sayfa / Teknoloji Haberleri

Öncü askeri teknoloji gelişmelerini sizler için derledik. Günümüzde kullandığımız teknolojinin önemli bir kısmı askeri birimlerden çıktı. Örneğin, ilk bilgisayarlardan ENIAC, Amerika Birleşik Devletleri ordusu için geliştirildi ve 7 Ocak 1946’da kullanılmaya başlandı. Aynı şekilde İnternet de ilk olarak ABD ordusunun desteğiyle geliştirildi. ABD Savunma Bakanlığı‘nın desteklediği İnternet Protokolünü (IP) kullanan ilk ağ ARPANET oldu.

Askeriyeden çıkan öncü teknolojiler sadece bilgisayar ve İnternetle sınırlı değil elbette. Uçaklarda kullanılan jet motorlarından uzay araştırmalarına, radar sistemlerinden GPS‘e kadar pek çok teknolojik gelişme orduların ürünü. Birlikte, bu ürün ve gelişmelerden birkaçına bakalım.

Apollo 11’in arkasındaki Nazi mühendisleri

ABD'yi Ay'a götüren Apollo 11 mimarı Nazi Almanyası mühendisleri kimler? Ay'a insanlı inişin arkasındaki tarihi ayrıntıları yazdık.

Sivil hayatın vazgeçilmezi olan askeri teknoloji gelişmeleri

Askeri teknoloji dediğimizde akla ilk olarak silahlar, çeşitli top ve mermiler ya da tanklar gibi araçlar geliyor. Ancak güvenlik ihtiyacının önemi öyle büyük ki ordular sadece bunları geliştirmekle kalmadı. İletişimi sağlamak amacıyla şu anda elimizden düşürmediğimiz telefonlardaki İnterneti de, mikrodalga fırını da aslında askeri Ar-Ge altyapılarına borçluyuz.

Dijital kamera teknolojisi ile başlayalım. İlk olarak, düşman üslerinin yüksek çözünürlüklü havadan görüntülerini yakalamak için casus uydularında hayat buldu. Teknoloji, özellikle Soğuk Savaş sırasında askeri alanda ilerledi. 1970’lerde ilk bağımsız dijital kamera geliştirildi. Bu erken teknolojinin bugün kullandığımız DSLR‘lere dönüşmesi yıllar aldı.

Gece görüş sistemleri.

İkinci Dünya Savaşı sırasında Alman Ordusu askeri gece görüş cihazları geliştirdi. 1940’ların ortalarında, ilk gece görüş dürbünlerini ve telemetreleri Panther tanklarına monte ettiler. Daha sonra Sturmgewehr 44 saldırı tüfeklerine daha küçük, taşınabilir bir gece görüş sistemi entegre ettiler. Gece görüşü artık kameralarla ve yeni nesil arabalarla sivil dünyanın bir parçası oldu.

Bir diğer ürün telsiz… Listemizdeki pek çok ürün ve gelişme gibi telsiz de İkinci Dünya Savaşı sırasında ortaya çıktı. Başlangıçta piyadeler, daha sonra topçular ve tank ekipleri için savaş alanında iletişim sağlamak üzere geliştirildi. İlerleyen yıllarda telsizlerin kullanımı, kamu güvenliğinden başlayarak sivil hayata yayıldı.

Gelelim dronelar… Günümüzde dronelar öyle yaygın ki düzenlemek hükümetler için bir baş ağrısı haline geldi. İster eğlence için ister profesyonel fotoğrafçılık için olsun her türlü drone artık var. Ancak basit drone ilk olarak insansız hava aracı (İHA) olarak ortaya çıktı. Bu pilotsuz hava araçları, savaş alanlarını araştırmak veya tehlikeli görevlere insanların yerine gitmek için uzaktan kontrol edildi.

Drone fikri oldukça geçmişe dayanıyor. Avusturya’nın 1849’da Venedik’i havaya uçurmak için insansız bomba dolu balonlar göndermesiyle fikir ortaya çıktı. O zamandan beri bu askeri teknoloji oldukça ilerledi. Nazi Almanyası, İkinci Dünya Savaşı sırasında bir dizi İHA ile teknolojiyi geliştirdi. Ancak bu teknolojinin en popüler ismi son yıllarda ABD Ordusu oldu.

Uzay araştırmaları, jet motorları ve radar

1957’de Sovyetler, Sputnik 1 uydusunu başarılı bir şekilde fırlattı. Ardından Amerika Birleşik Devletleri Juno 1‘i fırlatarak karşılık verdi. Ancak aslında asıl gelişmeyi Naziler yapmıştı. İkinci Dünya Savaşı sırasında, Nazi Almanyası’ndaki mühendisler düşman hedeflerini patlatmak için çeşitli uzun menzilli roketler geliştirmeye başladı. Bu konuda oldukça başarılı olan Nazili mühendisler ABD’nin gözünden kaçmadı. Almanya’nın savaşı kaybetmesiyle 100’den fazla mühendis ABD’ye teslim oldu ve araştırmalarına ABD’de devam etti.

İşte Almanya’da başlayan füze çalışmaları insan yapımı bir nesneyi uzaya göndermeni ilk adımlarıydı. Savaştan sonra ABD, V2 roket programında çalışman Alman bilim insanlarının sayesinde uzay yarışını kazandı ve Ay’a giden ilk ulus oldu. Uzay yolculuğu o zamandan beri Elon Musk, Jeff Bezos ve birçok isim için bir tutku haline geldi.

Hava radarları, günlük hayatta hafife aldığımız ancak askeri teknoloji olarak ortaya çıkan bir ürün. 1800’lerde Alman fizikçilerin radyo dalgalarının katı nesnelerden yansıyabileceğini keşfetmesiyle geliştirildi. Bu bilgiyi daha sonra İkinci Dünya Savaşı’nda İngiliz mühendis Watson-Watt kullandı. Hava savunması için radarı geliştirdi.

Savaş yıllarında geliştirilen radar teknolojisi daha sonra farklı kullanımlar için uyarlandı. Bunlardan biri de mikrodalga fırınlar. Radar sayesinde küçük ölçekte elektromanyetik dalgalar (yani mikrodalga) oluşturabilen teknoloji gelişti. Bu teknolojinin içinden geçen mikrodalga radyasyonu yiyecekleri hızlı bir şekilde ısıtmak ve pişirmek için kullanılıyor. Bu radyasyon, gıdadaki moleküllerin hızla titreşmesine ve ısınmasına neden olur.

Gelelim jet motorlarına. Mucit Frank Whittle 1920’lerin sonlarında bir jet motoru tasarımı üzerinde çalışıyordu. 1930’da resmi bir patent başvurusu yaptı. Ancak jet motoru teknolojisinin ilerlemesi İkinci Dünya Savaşı’nın sonlarını buldu. 1944’te dünyanın ilk savaş uçağı Messerschmitt Me 262 gökyüzüne çıktı. Ancak malzeme sıkıntısı nedeniyle üretimi sınırlıydı. Takip eden yıllarda jet motoru teknolojisi gelişmeye devam etti. Artık gökyüzündeki uçakların bir parçası.

Listenin olmazsa olmazları: İnternet, bilgisayar ve GPS

İkinci Dünya Savaşı ve hemen ardından gelen uzay yarışından sonra, insanlığın atmosfere uydular göndermeye başlaması çok uzun sürmedi. 1990’larda bu uydulardan bazıları ilk olarak Birleşik Devletler hükümetinin sahibi olduğu ve işlettiği uzay tabanlı bir radyo navigasyon sistemi için kullanılacaktı.

Bu sistem, askerleri savaş alanında güvende tutmak için değil, aynı zamanda hedefleri belirlemek, haritalamayı geliştirmek, uçak yörüngelerini takip etmek ve daha fazlası için mükemmel bir askeri teknoloji idi. İlerleyen yıllarda geliştikçe sivil dünyaya da taşındı. Artık GPS (Küresel Konumlandırma Sistemi) özellikli akıllı telefonlar sayesinde navigasyonu cebimizde de de taşıyoruz.

Radar teknolojisi gibi bilgisayarlar da İkinci Dünya Savaşı’ndan önce gelişmekteydi. Ancak savaş bu tür teknolojinin hızlı bir şekilde ilerlemesini gerektirdi. Benzeri görülmemiş güçte yeni bilgisayarlara neden oldu. Nazilerin şifreleme makinelerinin gönderdiği mesajları deşifre etmek için Colossus adlı elektronik dijital programlanabilir bir bilgisayarın icadıyla gelişti.

WW2 Museum‘a göre, Bir diğer örnek de ilk genel amaçlı bilgisayarlardan ENIAC idi. Saniyede binlerce hesaplama yapabilen ENIAC, aslında askeri amaçlar için tasarlanmıştı. Ancak 1945’e kadar tasarımı bitmedi. Ardından ABD hükümeti, 1946’nın başlarında ENIAC’ı halka sunarak matematik alanında devrim niteliğindeki bir aracı başlattı. 2 metreyi aşkın bir yüksekliğe sahip ENIAC, 400.000 Dolar fiyat etiketi ile geldi.

1970’lerde ENIAC bilgi işlem teknolojisinin patenti, bu teknolojik tasarımların değiştirilmesine ilişkin kısıtlamaları kaldırarak kamu alanına girdi. İlerleyen yıllarda teknoloji gelişerek bilgisayarlar giderek daha küçük, daha güçlü ve daha uygun fiyatlı hale geldi.

Peki, İnternet nasıl ortaya çıktı? World Wide Web (www) ilk olarak 1977’de öncüsü niteliğindeki İleri Araştırma Projeleri Ajansı Ağı (ARPANET) olarak hayata başladı. Bu ağ teknolojisi, TCP/IP ile birlikte bugün bildiğimiz şekliyle İnternet’in teknik temelini oluşturdu. ARPANET ihtiyacına ve modern İnternetin başlangıcına yol açan şey Soğuk Savaş’tı.

Bonus: Penisilin de askeri teknoloji sayesinde gelişti

Latince adı penicillium notatum olan bir tür küf mantarının metabolizma ürünlerinden elde edilen penisilin, bakteri kaynaklı hastalıkların tedavisinde kullanılıyor. Birinci Dünya Savaşı sırasında İskoç bakteriyolog Alexander Fleming, Kraliyet Ordusu Tabip Birliklerinde yüzbaşı olarak görev yaptı. Görev süresinde, enfekte yaralardan kaynaklanan sepsisten çok sayıda askerin ölümüne tanık oldu.

Zamanın antiseptikleri etkili değildi ve özellikle derin yaralarda yarardan çok zarar veriyordu. Fleming, bakteri üremesini engelleyen bir madde salan bir tür küf keşfetti. 1928’deki keşfin ardından bu antibiyotiği ilk olarak 1941’de insanlarda kullanarak büyük bir atılımı yaptık. İlerleyen yıllarda ise seri üretime girdi. İkinci Dünya Savaşı sırasında yaralı askerleri başarılı bir şekilde tedavi etti.

Yorum Ekleyin