Biyometrik şifre teknolojisi, IPhone X’in piyasaya sürülmesi ve Face ID‘nin kullanılması ile büyük bir ses getirmişti. Ancak yüz tanıma teknolojisi güvenlik sorununu da beraberinde getiriyor. Buffalo Üniversitesi’nden bir ekip, telefon kilidini açmak veya bilgisayara bağlanmak için kalp boyutlarını analiz eden bir biyometrik araç geliştirdi.
Biyometrik şifre teknolojisi
Parmak izi, retina taramaları ve yüz tanıma gibi farklı biyolojik imzalar, biyometrik güvenlik aracı olarak kullanılıyor. Vücut kokusuna dayalı kimlik sisteminden damar taramasına ve beyin baskılarına kadar vücudumuz kişiselleştirilmiş bir şifre olarak kullanılabilen benzersiz biyometrik işaretlerle doludur. 2014 yılında Nymi adlı bir şirket, kalp ritimlerini izleyebilen bilezik kullanarak bir kişinin elektrokardiyogram sinyalini tanımlayan kalp tabanlı bir sistem geliştirdi. Buffalo Üniversitesi’ndeki araştırmacılar kalp biyometriğini bir adım daha ileriye taşıyan teknoloji geliştirdi. Kişinin kalbinin benzersiz şeklini ve boyutunu belirlemek için düşük seviye bir Doppler kullanan bir sistem geliştirdi.
Sistemin bir kişinin kalbinin benzersiz geometrisini ve ritmini kaydetmesi sekiz saniye sürüyor. Daha sonra herhangi bir vücut teması olmaksızın sürekli kimlik doğrulaması yapılabiliyor. Araştırmacılar kalp şeklinin ileri düzeyde bir hastalık yaşanmadığı sürece değişmediğini belirtiyor. Ayrıca şimdiye kadar kalp şekilleri aynı olan iki kişiye de rastlanılmadı.
78 denekle yapılan bir pilot çalışmada, kalp tarama sisteminin yüzde 98.61 doğrulukta çalıştığı ve eşit hata oranının yüzde 4.42 olduğu belirtiliyor. Sistem ayrıca havaalanı gibi bölgelerde güvenliği sağlamak için bir kişinin 30 metreye kadar izleyebiliyor. Başlangıç için oldukça umut verici bir çalışma olan kalp şifresi, yakın gelecekte cihazlarımızın yeni şifre sistemi olabilir.
:: Kalp şeklinin yeni şifreleme olarak kullanılması hakkında ne düşünüyorsunuz?