Puan: 10/8.3

FPS türü için geliştirilen oyunlar, son yıllarda gelenekselden sıyrılmaya başladı. Geçmişe baktığımızda, ilk FPS’lerin satışa sunulduğu 80’lerin sonundan (Wolfenstein, Doom, Heretic…) 2000’lere kadar hep birbirinin aynısı oynanışa sahip, benzeri senaryolu yapımlar oynadık. Ancak son birkaç yıldır bu türde ciddi gelişmeler oluyor. Artık RPG türüyle birleşmeye başlayan, grafiğin ilk planda olmadığı yapımlar satışa sunulmaya başlandı. Hatta senaryosu ve oynanışıyla, görsel kalitesini unuttuğumuz BioShock gibi isimlerle de karşılaştık…

Geleneksel FPS geliştiricileri bile artık sıra dışı işlerin peşinde. Türü modernleştirmek için elinden geleni yapıyor. Bunlardan biri de ilk Half-Life’ın ek paketlerini ve Brothers in Arms serisini geliştiren Gearbox Software. Türün başarılı örneklerine imza atan yapımcılar, yakın zamanda Borderlands’i 2K Games ile beraber piyasaya sürdü. Call of Duty ve Crysis gibi son yılların standart FPS’lerinden farklı olarak Borderlands, hem mizah anlayışı, hem atmosferi, hem de içerdiği level atlama sistemiyle, modern bir FPS gibi görünüyor.

{pagebreak::Cell Shaded Tekniği}

Cell Shaded Tekniği

İlk kez 2000 yılında Jet Set Radio’da kullanılan Cell Shaded tekniği, daha sonra Mirror’s Edge’de, Okami’de, Prince of Persia ve Street Fighter IV’de kullanıldı. Üç boyutlu görsellere, kenar çizgileri ekleyen bu teknik sayesinde, karikatürize bir görüntü yakalanmış oluyor. Modellemelerdeki derinlik algısı bir nebze yıkılarak, sanki iki boyutlu izlenimi elde ediliyor. Oyunun içeriğinde bulunan, kan ve vahşet gibi ciddi öğeler ile de, tam manasıyla bir ironi yakalanıyor. İşte Borderlands görsel olarak böyle bir oyun.

Unreal Engine 3 ile geliştirilen gerçekçi üç boyutlu modellemeler, Cell Shaded tekniği ile eğlenceli görseller haline gelmiş. Çevre modellemelerinden karakterlere kadar gördüğünüz her şeyin kenarlarında çizgiler var. Karakterlerden bahsetmişken, Soldier, Siren, Hunter ve Berserker olmak üzere dört seçeneğimiz olduğunu belirtelim.

Sadece kullandıkları silahlar açısından farklılıkları olan bu karakterlerden Siren yakın dövüşte uzmanken, Hunter uzaktan dürbünlü tüfek ile işini hallediyor. Soldier tipik bir asker ve makineli tüfekler konusunda deneyimliyken, Berserker ise patlayıcı uzmanı! Kimi seçerseniz seçin, görevlerde bir değişiklik olmuyor. Yani oynayış tarzınıza göre dilediğiniz tipi seçebilirsiniz.

{pagebreak::Wall-E de Buradaymış}

Wall-E de Buradaymış

Karakterimizi seçtikten sonra Wall-E’yi hatırlatan bir robot çıkıyor karşımıza. Oyunun training, yani alıştırma diye tabir edeceğimiz bölümlerinde, robot bize eşlik ediyor. Bazı istasyonlardan, üzerimizdeki kıyafetlerin renklerini değiştirmek gibi etkileşimleri öğreniyoruz. Makineleri kullanmayı ve görev almayı da, daha yapımın başlarında deneyimliyoruz. Yanımızdaki silah adetimiz de, oyunda ilerledikçe artıyor. Genelde görev sistemi hep aynı. Gidip bir karakter ile konuşuyorsunuz ve onun verdiği görevleri kabul edip, aksiyona giriyorsunuz…

Karşınıza çıkan düşmanlar da çeşitlilik gösteriyor. Devlerle de kafa kafaya geliyorsunuz, sizle aynı boyutlardaki askerlerle de… Hatta çeşitli yaratıkların bile hedefi olmanız olası. Ancak yapay zeka konusunda ciddi bir eksisi var Boderlands’in. Düşmanlar bundan 10-15 yıl öncenin oyunlarında olduğu gibi sizi algıladıkları mesafeye girdiğiniz an üzerinize doğru gelip ateş ediyor/saldırıyor.

{pagebreak::Pandora}

Oyunda mantıklı bir saklanmadan bahsetmek güç. Zira bir bariyerin arkasında 2-3 saniye durup yeniden açığa çıkıyorlar. Hatta bu kadarla da kalmayıp, git gide size doğru yaklaşarak, adeta “Gel beni vur!” diyorlar… Olur da vurulan taraf siz olursanız, enteresan bir uygulamayla karşılaşıyorsunuz. Öyle ki, yavaş yavaş yere düşerken ekran bulanıklaşıyor ve eğer o sırada sizi indireni ve çevrede size ateş edenleri öldürürseniz devam edebiliyorsunuz. Eğer kimseyi öldüremeden bir süre beklerseniz, vurulmasanız dahi ölüyorsunuz.

Pandora

Pandora adı verilen bir gezegende geçiyor Borderlands. Burası, içerisinde gizemli teknolojiler barındıran fantastik bir dünya. Pandora’nın gözü pek savaşçıları, gezegenin sırlarını ortaya çıkarmak için savaşıyor. Bu yüzden de tehlikeli bir maceraya atılıyorlar. Bizim de diğerleri gibi amacımız, bu serüvenin sonunda gizli artifact’leri keşfedip, Pandora’nın sırlarını öğrenmek. Anlayacağınız konu derinlikten biraz uzak. Hikayenin değil, işleyişin önemli olduğu bir yapım Boderlands; geliştirilebilir karakterleri, sıra dışı dünyası, Cell Shaded tekniği sayesinde ortaya çıkan başarılı atmosferi ile modern bir FPS.

{pagebreak::Son Sözler}

Başarılı animasyonları, etkileyici müzikleri ve Co-Op özelliğiyle uzun müddet oynanabilir. Yaklaşık 20 saati bulan oynama süresi de bir diğer artısı. Eksilerine gelince, en ciddi problemi yapay zeka ve kendini tekrar eden oynanış. Sürekli görev al, yık dök, parçayı bul getir tarzı bir süre sonra sıkıyor. Neyseki birkaç bölüm sonra araç kullanmaya başlıyoruz da, böylelikle uzun uzun yol katetmekten kurtuluyoruz. Eğer türün müdavimiyseniz Borderlands’in sıra dışı tarzından hoşlanabilirsiniz de, arkanıza bakmadan kaçabilirsiniz de… Buna karşın FPS’ye burun kıvıranlardansanız, Borderlands’i sevme ihtimaliniz de yok değil. Tercihleri bir kenara bıraktığımızda ise Gearbox’ın yeni yapımının kaliteli bir iş olduğunu söylemek yersiz olmaz.

Puan: 10/8.3

:: Borderlands hakkındaki düşüncelerinizi bizimle paylaşın.