Doksanlı yıllara damgasını vuran eski oyunlar dosyamızda geldik dönemin kategorize edilemeyen en iyilerine. Tabii ki bu oyunları belli kategoriler içine hapsetmek mümkün. Ancak her biri türünün diğer örneklerinden çok daha fazlası. Bu yüzden sizler için doksanlı yıllara damgasını vuran ve kendi yolunu çizen oyunları bir araya getirdik.
Doksanlı yılların en iyi eski oyunları
Dosyamızda , GTA, Driver, Fallout, Tomb Raider ve Worms Armagedon yer alıyor. Yine bunların yanında retro savaş oyunları arasında önemli bir yerde duran Commandos ve Metal Gear Solid‘de bonus olarak listemizde yer aldı.
Dosyamızın önceki bölümlerinde, GTA serisini aksiyon oyunları arasında sayabilirdik. Ancak bugün bile oyun dünyasının dengelerini sarsan oyun için bu fazlasıyla haksızlık olurdu. Tabii ki bu arada GTA’nın en büyük rakibi olan Driver’ı da eklemeden olmazdı. Yine Fallout serisini FRP oyunlar arasında sayılabilirdi. Ancak oynanış açısından FRP olsa da Fallout bundan çok daha fazlası.
Tomb Raider’ı da aksiyon oyunları arasında saymak mümkün olurdu. Ama doğrusu Tomb Raider kendine has bir oynanışa ve oyuncu kitlesine sahip. Worms Armegedon ise doksanlı yılların en ilginç ve en eğlenceli oyunları arasında. Yine bu oyunu strateji oyunları arasında saymak abesle iştigal olacaktı.
Commandos ve Metal Gear Solid ise doksanlı yıllara damgasını vuran eski savaş oyunları arasında en iyileri. Belki de günümüz savaş oyunlarına da ilham veren bu iki oyun, o dönem çocuklarının en iyi zaman geçirme araçları arasındaydı.
Oyun dünyasında açık dünya devrimi: GTA
GTA serisi, ilk oyundan itibaren yeni bir maceranın yolda olduğunun sinyallerini veriyordu. Tamamen kendine has bir dünya yaratan Grand Theft Auto, ilk oyunuyla 1997 yılında karşımıza çıktı.
Daha ilk oyundan itibaren oyunculara geniş bir açık dünya sunan oyun, daha sonrasında ise aksiyon temalı açık dünya oyunlarının öncülerinden biri haline geldi. Oyun ortaya çıktığı doksanlı yılların ortasında, suça teşvik etme suçlamaları ile karşı karşıya kaldı.
GTA serisinin temel özellikleri olan çetelerin çatışmaları, suç örgütleri içerisinde ilerleme gibi temalar ilk oyundan beri Rockstar Games tarafından işlendi. Tabii ki serinin ilk dönemlerinde oyun stüdyosunun adı DMA Design’dı.
İkinci GTA oyunuyla birlikte tam olarak hangi zamanda geçtiği belli olmayan bir GTA dünyasıyla karşı karşıya kaldık. İlk oyunun tepeden bakma hissi tam anlamıyla döneminin ihtiyaçlarına yönelikti. Ancak artık oyun dünyası değişiyor ve üç boyutlu grafikler hayatımıza giriyordu.
İkinci GTA oyunu bu anlamda iki boyutlu yapısıyla hayal kırıklığı yarattı. Ancak oynanış açısından daha ayrıntılıydı. Yine günümüz GTA senaryolarına temel oluşturan ilişki ağları bu oyunda daha fazla kullanıldı. Böylece GTA oyuncu kitlesi yavaş yavaş oluşuyordu.
Her ne kadar GTA, bu iki oyunla doksanlı yılları sallayan oyunlardan olmasa da, GTA 3 ile birlikte açık dünya aksiyon oyunları için yeni bir çağ başladı. Oyun 2001 yılında tanıtıldıktan sonra artık hiç bir şey eskisi gibi olmayacaktı. Rockstar Games, GTA 3 sonrası oyun dünyasının ritmini tutan stüdyolar arasına girdi.
Tabii ki bir yıl sonra ortaya çıkan GTA Vice City tüm dengeleri bir anda değiştirdi. Ancak o yıllarda GTA serisinin en büyük rakibi Driver’dı. Bugün adını bile unuttuğumuz oyun, doksanlı yılların en iyi oyunları arasındaydı.
GTA’ya ilham veren başarı öyküsü ve büyük hayal kırıklığı: Driver
GTA serisi 1997 yılında ortaya çıksada, aslında serinin önünde yer alan en büyük engel grafik yapısıydı. Her ne kadar 1997 yılı için bu normal karşılansa da 1999 yılında ortaya çıkan GTA 2, çağın gerisinde kalan bir grafik yapısına sahipti.
Tam da bu sırada ortaya çıkan Driver ise GTA’nın veremediği 3 boyutlu grafik ve açık dünya oyun yapısını bir arada sunuyordu. Her ne kadar GTA kadar geniş bir oyun dünyası olmasa da, çetenin içine girmeye çalışan bir ajanın hikayesine odaklanan oyun, kovalamaca sahneleriyle oyuncuları kendine çekti. Ubisoft, Atari gibi firmaların işin içinde olduğu ve kısa sürede oyuncuları kendine çeken oyun 2000 yılında ise Driver 2 ile yeniden tozu dumana kattı.
Kısa sürede beklentileri artıran oyun serisi, çok daha geniş bir açık dünya vaad eden Driver 3 için çalışmaya başladı. O dönemlerde ise oyuncuların bugünlerde olduğu gibi pek sabırlı olduğu söylenemez. Atari ekibi yeni oyun için çok büyük emek harcadı tüm beklentileri karşılamak için zamana ihtiyaçları vardı. Ancak Rockstar Games, Driver’ın açtığı yolu gördü ve önce 2001 yılında GTA 3 daha sonra ise GTA Vice City ile tüm dengeleri değiştirdi.
Dirver, GTA’nın bu hamleleri sonrasında ise büyük bir hata yaptı. Atari’nin de baskısıyla Driver 3 tam hazır olmadan 2004 yılında piyasaya çıktı. GTA serisi PC oyuncularına özeldi. Driver ise konsol oyuncularını hedef alıyordu. Konsol oyuncuları ise hatalarla dolu ve beklentileri karşılayamayan Driver 3 oyununa hiç acımadı. Bugünün Cyberpunk 2077 hayal kırıklığı bile Driver 3’ün yaşattıkları yanında önemsiz kalıyor.
Atari ekibi belki de bugün GTA serisinin en büyük rakibi olabilecek bir potansiyeli de tek bir hamleyle bitirmiş oldu. Ancak buna karşın Driver 1 ve 2 halen doksanlı yılların en iyi oyunları arasında.
Nükleer bir cehennemde geçen strateji ve FPS: Fallout
Fallout ilk olarak 1997 yılında karşımıza çıktı. Aslında ilk başta karşımıza bir Fantastik Rol Yapma Oyunu vardı. Dönemin Baldur’s Gate ya da Diablo gibi örneklerine kıyasla Interplay ekibi gelecekte yani 2161 yılında geçen ve nükleer bir felaket sonrası hayatta kalmaya çalışan insanlığı konu alıyordu.
Fallout serisini Bethesda değil aslında Interplay Entertaiment geliştirdi. Hatta oyuna fikrini veren Wasteland oyununu da bu stüdyo 1988 yılındaa geliştirmiş ve Electronics Arts oyunu yayınlamıştı. Bildiğiniz gibi Wasteland aynı zamanda Fallout 3 oyununda başkent konumunda.
Interplay ekibi ise daha sonrasında Wasteland hikayesine dayanan daha kapsamlı bir oyunu kendileri yayınlamak için kolları sıvadı. İlk oyunda oldukça başarılı olan stüdyo, ikinci oyunla birlikte çok daha gelişmiş bir oyun motoru ile karşımıza çıktı.
Yapay zekası oldukça gelişen, popüler kültüre dair bazı göndermelerin yer aldığı oyun, döneme de damgasını vurdu. Bir taraftan oyuncuyu yeni bir maceranın içine atan Fallout, aynı zamanda bir nevi strateji oyunuydu.
Tabii ki bu iki nostaljik oyun Fallout dünyası için çok önemli olsa da, oyunun haklarını satın alan Bethesda oyunu çok daha başka bir alana taşıdı. Fallout 3 son oyundan tam on yıl sonra piyasaya çıktı. Ancak Bethesda, Interplay‘in yarattığı bu nükleer felaket dünyasını bir efsane olarak geleceğe taşımayı başardı.
Her ne kadar Fallout denilince aklımıza serinin üçüncü oyunu gelse de, Fallout 1 ve 2’de doksanlı yılların en iyi oyunları arasında yer alıyor.
Indiana Jones dünyası bilgisayarda: Tomb Raider
Tomb Raider, bugün benzer örnekleri olsa da doksanlı yıllarda pek de örneğine rastlamayacağımız hikâyeli bir aksiyon oyunu. Kamera açısı bakımından üçüncü gözü kullanan oyun, bu yapısını FPS türü önem kazanmasına rağmen değiştirmedi.
Tomb Raider‘de ana karakter oldukça önemli bir yapıda. Her ne kadar ilk oyunun grafikleri oldukça karikatürize olsa da 1996 yılında karşımıza çıkan oyun 3 boyutlu bir yapıdaydı. Çekicilik anlamında bugünün Lara Croft‘u ile alakası olmasa da, o dönemde bile zor bulmacaları, keşfetmeye dayalı oyun hikayesi ile dönemin çocuklarını bilgisayar başına kilitledi.
Tomb Raider pek denenmemiş bir oyun anlayışına sahip olsa da rakipsiz değildi. Tarihi bir hikayesi olan Prens of Persia bu anlamda Tomb Raider gibi önemli aksiyon oyunları arasındaydı. Her iki seride doksanlı yıllarda bilgisayar başından kalkamayan gençlerin gözdesiydi. Prens of Persia karakter kontrollerinde çok daha iyi olsa da, Tomb Raider‘da dönemine göre oldukça gerçekçi bir fizik motoruna sahipti.
Prens of Persia’da aslında kendi türüne ön ayak olan oyunlar arasında. Ancak bildiğiniz gibi oyuna dosyamızın ilk bölümünde yer verdik. Bunun ana sebebi ise Prens of Persia’nın fizik motorlarına getirdiği yenilikler.
Doksanlı yıların eğlenceli strateji oyunu: Worms
Bu kadar efsane oyunun yer aldığı listede Worms oyununun ne işi var dediğinizi duyar gibiyiz. Aslında bu satırların yazarının bonusu olan bu oyun, gerçekten de doksanlı yılların en iyi oyunları arasında.
Tam olarak 1999 yılında piyasaya çıkan sıra tabanlı strateji oyunu, pek de örneğini bulamayacağınız bir strateji oyunu. Bir taraftan eğlenceli bir yapısı olan oyunda, kurtçukların savaşında kazanmak ise oldukça zor.
Asıl macera ise Worms ile 1995 yılında başladı. Sekiz adet kurtçuğa kadar bir takım oluşturabildiğiniz oyunda birbirinden farklı haritalarda, rakip takımı ya da takımları yok etmeye çalışıyordunuz. Worms 2 ile 1997 yılında çevrimiçi moda da sahip olan oyun Armageddon ile birlikte çok daha büyük bir bağımlılığa neden oldu. Armageddon çok daha fazla silahın yanında büyük saldırıların da yapılamasına olanak tanıyordu. Ayrıca Teams 17 stüdyosu çevrimiçi ve lan oyun modlarını da iyileştirdi.
Worms basit bir oyun olarak görülse de özellikle Armageddon‘da bilgisayara karşı oynamak oldukça zordu. Oyunda rüzgarı, silahın gücünü ve hangi yöne doğru attığınızı iyi hesaplamanız gerekiyordu. Bu anlamda Worms hem eğlenceli yapısı hem de zorlayıcı haritalarıyla döneme damgasını vurmayı başardı.
Doksanlı yılların en iyi görev tabanlı savaş oyunu: Commandos
Commandos, bugün pek de alışık olmadığımız içinde bire bir savaşın olmadığı bir savaş oyunu. Kulağa çelişkili gelse de, doksanlı yıllara damgasını vuran oyunda belli görevleri sessizce yapmanız gerekiyordu.
Oyunda hayali bir İngiliz komando ekibini yönetiyoruz. Commandos, 2. Dünya Savaşı‘nda geçen bir oyun. Amacınız ise her görevde kontrol ettiğiniz komandoyla yakalanmadan görevi başarıyla tamamlamak. Nazilerin kamplarına ve askeri tesislerine sızmaya çalışan ekip, oyun ilerledikçe oldukça zor görevlerle karşılaşıyor.
Oyunda düşmanların sizi bir saniyeliğine görmesi bile alarmların çalmasına neden olabiliyor. Yine düşmanlarla sıcak çarpışmaya girip kazanmanız da mümkün değil. Bu yüzden de oldukça sessiz bir şekilde hedefinize doğru ilerlemeniz gerekiyor.
Doksanlı yıların efsanesi: Metal Gear Solid
Doksanlı yılarda çocuk olmuş ve Metal Gear oynamayan çocuk neredeyse yoktur. Eğer retro oyunlara ilginiz varsa, Metal Gear Solid serisi gerçekten de savaş oyunu tutkunuzu fazlasıyla tatmin edecek özelliklere sahip.
Konami tarafından geliştirilen Metal Gear Solid, aslında ilk olarak 1987 yılında 2 boyutlu olarak karşımıza çıktı. Tabii ki o dönemde oyunun ismi Metal Gear şeklindeydi. Oyunda ana amaç ise Metal Gear isimli iki ayaklı bir tank olan özel silahı ele geçirmekti.
Metal Gear Solid ise 1998 yılında piyasaya çıktı. PlayStation için piyasaya çıkan oyunda Metal Gear 2: Solid Snake oyununu takip eden bir hikaye var. Hideo Kojima‘nın usta ellerinden çıkan oyunda düşmanın nükleer silah tesisine sızan Solid Snake karakterini yönlendiriyorsunuz. Ana karakter Snake, rehineleri kurtarmak ve nükleer saldırıyı önlemekle görevli.
Oldukça heyecanlı olan bu savaş oyununda yine Commandos gibi gizlenerek hareket etmeniz ve düşmanları alt etmeniz gerekiyordu.
{{user}} {{datetime}}
{{text}}