Eski ders kitaplarında Dünyamızın da içinde yer aldığı Güneş sisteminde yer alan gezegenler anlatılırken hep 9 adet gezegen olduğu yazılıyordu. Ancak son yıllardaki tartışmalar sonucu Plüton gezegenlikten çıkarıldı. Ancak Plüton’un ne olduğuna dair kesin bir yanıt verilemedi. Şimdi bu eski gezegen hakkında söylenen yeni bir teori bulunuyor.
Plüton’dan gezegenlik sıfatı alındığından beri nasıl bir gök cismi olduğuna dair pek çok iddia ortaya atıldı. Kimi araştırmacılar cüce gezegen derken, kimileri büyük asteroid dedi. Hakkında Kuiper kuşağı nesnesi bile denilen bu eski gezegen için şimdi yeni bir isim ortalarda dolanmaya başladı. Bilim adamları tarafından yeni araştırmalar sonucu dev kuyruklu bir yıldız olarak tanımlandı.
Southwest Araştırma Enstitüsü‘nde çalışan bilim adamları, NASA ve Avrupa Uzay Ajansı işbirliği ile bu gök cisminin nasıl meydana geldiğine dair bir çalışma yapmak üzere bir araya toplandı. Enstitü çalışanlarından Dr. Christopher Glein yaptığı açıklamada, “Bu dev kuyruklu yıldızın oluşumunun kozokimyasal modelini geliştirdik. Bu modelde yüzey üzerinde Sputnik Planitia adlı büyük ve azot bakımından zengin bir buzul keşfettik. Buzulun bileşiminde, Rosetta‘nın kuyruklu yıldızındaki maddelerle benzeyen şeyler keşfettik.” dedi.
Plüton aslında bir kuyruklu yıldızmış!
Araştırmacılar bu gök cismi için çok soğuk buzlardan oluştuğu bir başka olası modele de baktılar. Eski gezegenin tam olarak ne olduğu ve nasıl ortaya çıktığı hakkında hala pek çok cevapsız soru varken, bilim adamları temelde onun özünde bir milyar antik kuyruklu yıldız olduğu fikrinin kuvvetli bir olasılık olduğunu iddia ettiler.
bilim bilim diyoruz ters köşe yapıyorlar sonra. adı üstünde bilmekten geliyor. madem bilmiyordunuz niye yıllarca bize gezegen diye öğrettiniz. şimdi yeni nesil bize sorsa biz hala 9 gezegen var deriz. onlarda bunlar cahil birşey bilmiyor deyip havalanacaklar. bilmiyorlarki yarın birgün venüsede gezegen değil deyip kendileri bizim yerimize düşebilirler. cık, yok yaaa, bu devirde bilimede güven olmuyor 🙂
Bilim durağan değildir. Bilim bilinmeyen bir şeyin kabulüdür. Kısaca bilim kabullerden ibarettir.
Zamanla veriler ve kabuller değişebilir.
Bence olması gereken de budur.
Anonim e katiliyorum. Surekli yeni bulgularlar bildiklerimiz degisebilir, yenilenebilir, desteklenebilir, yerle bir edilebilir. Bu bilmin, ogrenmenin, arastirmanin, denemenin temel esaslarindandir.