Eğer bir futbol sevdalısıysanız, hangi takımı destekliyor olduğunuz asla farketmez. Futbol sizin için bir yaşam biçimidir ve her oynanan maç sizin için önemlidir. Yalnızca en büyük ligler değil, biraz daha küçük ligler bile takibiniz altındadır. Bahis oynarsınız, maça gidersiniz, TV’de maç izlersiniz.


Bütün bunlar yetmezmiş gibi, üzerine maç sonrası yorumları dinler, TV’de konuşan insanları beğenmez ve eleştirirsiniz. Bu konuda haklısınızdır çünkü TV’de futbol yorumlayan insanlar, futbolu sokaktaki herhangi bir insandan daha fazla bilmezler.

Tuttuğunuz takım bir türlü istediğiniz kadar başarılı olamaz. Bunun üzerine geriye yapılacak tek bir şey kalır. Gidip Football Manager 2012’yi satın alırsınız. Bilgisayarınıza kurup, başlarsınız oynamaya. Artık takımınızın kaderi sizin ellerinizdedir.

{pagebreak::fm1}

Ronaldo kafasını kaldırdı

Her yıl gelenek haline gelen Football Manager serisi, bu yıl da piyasaya sürüldü ve getirdiği yenilikler konusunda bir hayli eleştiri aldı. Gerçi ön inceleme sürümünü inceleyip sizlere tecrübelerimi aktarmıştım ama tabii ki ön inceleme ile tam sürüm arasında bazen farklılık gösteren noktalar oluyor.

FM 2012’ye önce Beşiktaş ile başlayıp iki sezon geçirdim, ardından yeni bir oyun açarak her yıl olduğu gibi Manchester City ile oynamaya başladım. Bu sezon diğerlerine göre oldukça farklı bir oyun deneyimi sundu bana Man City doğal olarak.

Fakat oyunda ilk dikkatimi çeken şey, değişen menülerin işlevselliği nasıl arttırdığı oldu. Artık her şey elinizin altında yer alıyor diyebilirim. Eskiden üç ya da dört ayrı menü üzerinden ulaşabildiğiniz çoğu şey artık tek bir tıklamayla karşınıza geliyor.

Hal böyle olunca oynanış konusunda oldukça hız kazanıyor FM 2012. Zaten oynanış konusunda tek ihtiyacı olan şey hızlanmaktır FM’nin. Menülerin basitliği ve göz yormaması, istediğiniz noktaya istediğiniz anda erişebilmeniz önemlidir. Sports Interactive, FM 2012 ile bunu başarmış diyebilirim gönül rahatlığıyla.

{pagebreak::fm2}

Bunun haricinde maç ekranı içerisindeki taktiksel değişimler de yerli yerinde olmuş. Artık taktik ekranımız bir hayli farklı onu söyleyeyim. Hatta CM serisine oldukça benziyor diyebilirim.

Her oyuncunun oynayacağı oyun tipini, oyun mentalitesini taktik ekranında oyuncunun altındaki ufak bara tıklayarak değiştirebiliyorsunuz. Ayrıca maç içerisinde “Quick Tactics” adlı sekmeden hızlıca oyuncu değişikliği yapabiliyor, oyuncunun mevkisini değiştirebiliyorsunuz.


Şöyle bir kaleye baktı

Aslına bakarsanız FM incelemelerini yazmak her zaman daha zordur. Zira her yıl çok benzer özelliklerin değişen detaylarını açıklamak gerekir. Hele bir de bu yıl olduğu gibi detaylar oldukça derinlerde gizliyse, oyunun altını üstüne getirmeniz gerekir.

Football Manager 2012’nin en önemli değişikliği menülerinde ve takım konuşmalarında olduğundan, menüler kısmının kalan özelliklerine değinip, oyunun eksik yönlerine geçmek istiyorum. Transfer ekranı, taktik hazırlama ekranı, basın toplantıları ve maça girişlerdeki ekranların çoğu, bir önceki oyun ile aynı kalmış.

Zaten köklü bir değişikliğe ihtiyaç duymadığımızdan yerli yerinde bir hareket olmuş. Eğer menülerin her yıl değişeceğini düşünürseniz, her yıl yeni bir oyuna alışmak zorunda kalacağınızı ve oynadığınız oyunun FM olduğunu unutacağınızı da hatırlatmam gerekiyor.

{pagebreak::fm3}

Daha önce de belirttiğim gibi önemli olan tek şey işlevsellik, hızlı erişimler ve kolay bir oynanış. Bunların hepsi FM 2012’de mevcut. Her yıl düşünüp beklentilerimizi listeliyoruz belki kafamızda ama Sports Interactive bunlardan çok daha farklı özellikleri daha da detaylandırıp karşımıza koyuveriyor.


Vuracakmış gibi yaptı, vurmadı

Örneğin oyuncu diyalogları. Tamam birçoğumuz diyalogların gelişmesi gerektiğini söylüyordu zaten ama bu yıl yapılan değişiklik işlevsel ve işlevsel olduğu kadar da hantal bir değişiklik. Neden böyle söylediğimi hemen açıklayayım.

Eğer oyuna, “Maç öncesi konuşmaları asistanım yapsın.” gibi bir seçenek koyuyorsanız insanların bu konuyla pek uğraşmak istemediklerini ve hatta daha da ötesinde, aslında çok da işe yarayan bir opsiyon olmadığını yüzümüze vuruyorsunuz demektir.

Hal böyle olunca, oyuncu konuşmaları konusunda yaptığınız değişikliklerin, kiminle ne tür bir konuşma yapacağımız değil, bu hantallığın ortadan nasıl kaldırılacağı şeklinde olması gerekiyor. Ön inceleme versiyonunda da söylediğim gibi gerçekten işe yarıyor artık konuşmalar ama her oyuncuyla her maç öncesi tek tek konuşmaya çalışmak başta eğlenceli gibi görünse de, oyunda beşinci sezonunuzu geçirirken yalnızca külfet haline geliyor.

{pagebreak::fm4}

Angarya işlerle uğraşmak da pek zevkli olmadığından haliyle oyun biraz daha iç karartıcı bir hal alıyor. Şahsi tecrübem, birkaç sezondan sonra konuşmaları asistanıma devrettiğim ve yalnızca işin taktiksel kısmı ile ilgilenmeye başladığım yönünde.

Çünkü bu oyunun en önemli yanı, hazırladığınız taktikler ve taktiklerin maçlara yansımasıdır. Kritik bir maçınızda 2-0 geriye düştüksen sonra yapacağınız hayati müdahaleler sayesinde maçı çevirmek insanın kendisini bir Mourinho ya da Van Gaal gibi hissetmesine yol açabiliyor açıkcası.

Benim hiç anlayamadığım bir şekilde, oyunun taktiksel yönüne eğilmektense, bizi çok yönlü bir menajere çevirmeye çalışan Sports Interactive, bu yıl da taktik konusunda bir müdahale yapmayarak bizleri hayal kırıklığına uğratmayı başardı.

Yahu ben bu oyunda gerçekten kişiselleştirilmiş taktikler yapmak istiyorum. Oyuncularıma nerelere koşmaları gerektiğini, türlü duran top organizasyonları öğretebilmek istiyorum. Teknik direktörlük böyle bir iş değil midir?

Yalnızca oyuncu alıp satıp, oynamadığı için ağlayan futbolcunuzla ilgilenip, geriye düştüğünüz maçlarda yalnızca 4-2-4’e dönerek maç kazanmak mıdır teknik direktörlük? Bence değildir diyorum ve Football Manager 2012’nin hanesine büyük bir eksiyi yazıyorum.

{pagebreak::fm5}

Karşısında iki kişi var

Eh, taktik yönünden oldukça zayıf kalan Football Manager 2012, antrenman bölümünde de sınıfta kalacak gibi görünüyor. Eğer oyunun resmi ya da resmi olmayan forumlarını araştıracak olursanız, insanların sürekli olarak antrenman bölümünün geliştirilmesi gerektiğini ve yıldız oyuncuların gelişimini hiçbir şekilde etkileyemememizin çok rahatsız edici olduğunu söylediğini göreceksiniz.

Etkileyemiyoruz demek haksızlık olacaktır ama yine de o kadar az etkimiz oluyor ki oyuncular üzerinde, “Wonderkid” olarak tabir edilen oyuncuları, pozisyonlarında istediğimiz türde adamlara çevirme girişimlerimiz hep havada kalıyor.

Hele bir de FM 2012’de oyuncuların ağır antrenmandan dolayı sürekli olarak sızlanmaları ve takımda huzursuzluk çıkarıp, mutsuz olup takımın kaderini etkilemeleri olayı var ki, evlere şenlik denebilir. Arkadaşlar, ben bu antrenmanları size işkence olsun diye değil, hepimizin iyiliği için yaptırıyorum da diyemiyorsunuz.


Ya antrenman programını değiştirip oyuncuyu mutlu ederek taviz vereceksiniz ya da resti çekip karşınızdaki futbolcunun size karşı ayaklanmamasını umacaksınız. Zira ayaklanacak olursa, emin olun ki onunla birlikte karşınıza dikilecek birçok oyuncu olacaktır.

{pagebreak::fm6}

Bir çalım attı

Oyunun eksik kalan yönlerine değindikten sonra, gelelim diğer yeniliklere. Öncelikle piyasada Football Manager 2012 kadar iyi bir menajerlik oyunu yok onu belirtmem gerekiyor. Sports Interactive de bunun farkında olacak ki, her yıl mini değişiklikler yaparak oyunu piyasaya sürüyor.

Tabii piyasanın en iyi menajerlik oyunu olmasını sağlayan birçok özelliği var. Bu yıl bu özelliklere eklenenler ise, maç esnasında dinamik olarak değişen hava durumları ve oyuna eklenen kar yağışı, yeni oyuncu animasyonları gibi özelliklerin dışında, oyuncularla gelişen diyaloglarımız ve takımla toplantı yapmamız gibi opsiyonlar olarak sıralanabilir.

Basın toplantılarına yeni diyaloglar eklenmiş ve yeni sorulara yeni cevaplar verebilmemiz sağlanmış. Yine de geçen yıldan kalan sorular ve aynı cevaplar mevcut, belirteyim. Unutmadan söyleyeyim, oyuna artık başladığınız sayıda lig ile devam etmek gibi bir zorunluluğunuz da yok. İsterseniz sezonların sonunda eklenmek üzere yeni ligler seçebilir ve transfer olabilirsiniz.

Grafiksel açıdan minik geliştirmelerini sürdürmüş Sports Interactive. Ön incelemede söylediğim gibi bu hızla giderlerse yıllar sonra gerçeğe yakın grafikler görebileceğiz gibime geliyor. Neler olacak, hep birlikte göreceğiz.

{pagebreak::fm7}

Transferler konusunda daha isabetli rakamlar istenmesini beklerken, Man City ile Porto’dan Hulk’u almak istediğimde 131 milyon Euro gibi bir rakam istendiğini gördüğümde hiçbir şeyin değişmemiş olduğunu görmem de beni üzenler listesine eklendi. Porto ile ben oynuyor olsaydım ve Man City Hulk’u isteseydi, değeri olan 8.75 milyon Euro’nun ancak iki katını alabilirdim transferde. Hadi 30 milyon Euro alayım.

Transferlerdeki dengesizliği umarım anlatabilmişimdir sizlere. Gerçi sıkı FM oyuncuları ne üzerine konuştuğumuzu şu an çok net anlamış olacaklardır eminim. Her yıl olduğu gibi yine transfer konusunda canımız çok yanacak gibi duruyor. Hazır transfer konusuna girişmişken, belirtmem gereken bir yeni özellik daha var.

Artık oyuncu kontratlarına “Loyalty Bonus” yani takıma sadık olma bonusu ekleyebiliyorsunuz. Küçük takımların büyük oyuncuları ellerinde tutabilmeleri için güzel bir gelişme olmuş diyebilirim. Tabii Loyalty puanı düşük bir oyuncu her zaman takımdan gitmek isteyecektir ama en azından takımı seven oyuncuların da artık oyunda yer alabileceğini bilmek güzel bir his. Sonuçta bir iskelet oluşturmaya çalışıyoruz şunun şurasında değil mi?

Son olarak Türkiye liglerinden de bahsedeyim. Türkiye veritabanı eski sezonlara göre biraz daha isabetli olmuş diyebilirim. Beşiktaş’a yıllardır eklenmesi beklenen Muhammed Demirci’de eklenmiş durumda. 16 yaşında ve 19 teknik gibi inanılmaz bir özelliğe sahip. Oldukça iyi bir oyuncu haline geldiğini de ekleyeyim. Ayrıca ligdeki yabancı sınırlaması da kalkmış durumda.

Tüm takımların kadroları gerçeğe yakın olarak oyuna aktarılmış ama yine de biraz daha özen gösterilse daha iyi olabilirmiş gibi geldi bana. Oyuncuların performanslarına bakarak yetenek puanlarını dağıtan SI Games, bu yıl biraz daha özensiz davranmış ve sanırım veritabanı hazırlayan Türk’lerin, belli bir takımın taraftarı olmasının etkisinde kalmış.

{pagebreak::fm8}

Bir çalım, bir çalım daha. Kaleye baktı, şuuuuuut ve gooooooooooooool!

Oyunla ilgili son sözlerime geldim ve incelemenin Football Manager hayranları tarafından sevilmeyecek noktaları olduğuna adım gibi eminim. Şunu söylemem gerekiyor ki, kendimi bildim bileli Football Manager ile sürekli olarak haşır neşir olan bir insanım.

Aslında ben de ilk paragrafta anlattığım gibi bir futbol insanıyım belki de. Bu yüzden FM 2012 ya da yeni herhangi bir versiyonda yapılacak değişiklikler beni de çok yakından ilgilendiriyor. Fakat FM 2012’de yapılan yenilikler oyunda kısa bir oynanış süresi geçirdikten sonra tekrar baktığımızda, gerçekten “ufak” yenilikler olarak kalıyor aklımızda.

Eksi yön olarak söylediklerim, oyunda yer almasını istediğimiz ama göremediğimiz noktalar. Zira oyunun “şurası kötü olmuş” diyebileceğimiz bir eksisi yok. Fakat eski FM’lerden de büyük bir artısı olmadığını belirtmem gerekiyor.

Football Manager hayranı olarak, bu oyunu da bir yıl boyunca oynayacağıma eminim. Aynı şekilde siz futbol hayranlarının da bu konuda hem fikir olduğundan eminim. Ne kadar “çok eksik var” desek de yine bizi başına bağlayacak ve aylarımız bu oyunla geçecek. O yüzden kafanızdaki beklentileri bir kenara koyun ve futbol dünyasına hızlı bir giriş yapın.

Football Manager 2012, zaten krallık tahtında oturuyor ve her yıl tahtını ufak hamlelerle daha da sağlamlaştırıyor. Karşısında yükselen rakibi FIFA Manager serisi var belki ama bu yıl henüz piyasaya sürülmediğinden bir karşılaştırma yapmamız şimdilik olası bir durum değil.

Oynayınca pişman olmayacaksınız ama aslında pişman olabilirsiniz. Bu pişmanlığın sebebi de yalnızca oyunun başında geçirdiğiniz vaktin tahmin edebileceğinizden daha uzun olması olacaktır. Önümüzdeki yıl, yeni bir Football Manager incelemesinde tekrar görüşmek üzere. Futbol şansı sizinle olsun.

Puan : 8/10

:: Football Manager 2012’yi satın alacak mısınız?