Teknoloji Dostu dedi ki:

Şu Türkler kadar şu oyuna tapan yok. FH4 dediğin oyun alel acele çıkarılmış, ilgisiz, detaysız bir oyun. İnternette video izlemiş ya da oyunu almış 20-30 saat oynayıp kenara bırakmış ama sorsan oyun süper. Ulan nesi süper? Grafik, sürüş mekaniği ve direksiyon hissiyatı dışında bomboş bir oyun. Küçücük bi harita yapmışlar ama neredeyse tamamı çayır çimen, tarla. Arabalarda aynı sesi kullanıp durmuşlar. Sürekli aynı yarışları oynuyoruz, farklı güzergah yapmaya bile uğraşmıyorlar. Her şeye taparcasına bağlanan, her şeyle duygusal bağ kuran başka bir millet daha var mıdır acaba?

Teknoloji Dostu dedi ki:

İçerik sıfır, yarış formatları çok basit, yarışlar çok kısa, hikaye yok, şehirde boş boş gezmek dışında amaç yok, şehirde detay yok nereye gitsen aynı hissettiriyor. İstanbul’dan Van’a kadar harita yapmasına gerek yok. En uzak iki nokta arası 13 km oyunda. Onu da 5 dk de gidiyorsun en fazla. Yapan New York’tan Los Angeles’a kadar yapıyor. Sizin gibi iki araba bi grafiğe tav olan oyuncu kitlesi olursa oyun zaten gelişmez. Türklerin beğenmediği oyun yok, hemen her şeye bi aşık olmalar. Az objektif bakın, bu oyunda bir araba oyununda olması gereken bir çok detayın olmadığını göreceksiniz eğer az buçuk oyun kültürünüz varsa. Yapmış 750 tane araba, direksiyon hissiyatı çok başarılı. Ama ben bunu maksimum 10dk de gezebileceğim haritada oynuyorum. Siz de buna eyvallah diyorsunuz. Boş boş gezmenin bu kadar çabuk sıktığı başka oyun yok. Yarışlar desen 3-4 dk de bitiyor ve sürekli aynı yarışlar. Her hafta yeni bir araba vermese bu oyunu 50. Saatte bırakırdım. Sırf direksiyon setim var ve arada güzel araba geliyor diye 750 saat civarı oynadım oyunu. Ama emin ol bomboş. FH3 bu oyundan çok daha iyi, onu da bol bol oynadım.