Nisan 2011‘de Japonya‘da gerçekleşen Töhoku depremi, Fukushima‘da bulunan Fukushima Nükleer Santrali‘nde sızıntılara neden olmuştu.
Atmosfere radyoaktif madde salınması ile sonuçlanan olay, 1986′da Ukrayna‘da gerçekleşen Çernobil kazasından sonra en büyük nükleer santral kazası olarak tarihe geçmişti.
7. seviye nükleer tehlike olarak nitelenen kaza, 2 ölüme 37 fiziksel, 3 radyasyon patlaması olmak üzere 40 yaralanmaya sebep olmuştu.
Japonya’nın Fukushima bölgesi ise 1960‘ların başından beri nükleer radyasyon testlerine ev sahipliği yapmıştı. Etki alanı Pasifik Okyanusu olarak belirlenen radyasyonlar, günümüzde hala bölge canlı yaşamını tehdit etmeye devam ediyor.
Bilim insanları; su akımları, sıcak-soğuk su dalgaları, şiddetleri rüzgarlar nedeniyle okyanustaki radyasyona ilişkin net bilgileri ortaya koyamadıklarını ifade ediyorlar.
Fukushima nükleer santralinde son durum
Japonya Fukushima Nükleer Santrali‘ndeki ve Pasifik Okyanusu‘ndaki son durum Japonya’da düzenlenen Goldschmidt Konferası‘nda ortaya konuldu.
Gelecek 5 yıla ilişkin tahminlerin de yer aldığı raporlar, gelecek süreçte devletlerin nasıl bir yol izleyeceğine dair bilgiler verdi.
Kimyasal Okyanus Grafikçisi ve Kanada‘daki InFORM Fukushima Projesi‘nde yer alan Jay Cullen konuyla ilgili yaptığı açıklamada, çevre ve kamu sağlığı açısından zamanında yapılacak gözlemlerin, değerlendirmelerin hayati önem taşıdığını ifade etti.
Toplantıda sunulan raporlarda ise, 2011 yılındaki felaketten sonra kıyı şeridi boyunca yükselen radyasyon miktarının yıl sonuna doğru en yüksek seviyeye çıkacağı yer aldı.
Bilim insanları, mevcut radyasyon seviyesi Kuzey Amerika kıyıları dahil artış gösterse de, henüz insanları tehdit edecek bir seviyenin olmadığını dile getirdiler.
ABD, Japonya devletlerinin nükleer sızıntılara karşı alınabilecek en iyi tedbirleri almaya çalıştıkları, gelecek süreçte radyasyon seviyesi takibini birlikte gerçekleştirecekleri VOA’daki haberde yer aldı.
Fukushima‘nın geleceği nasıl olacak bilinmez; fakat her ne kadar insanlar için tehdit oluşturmayan bir seviyeden bahsedilse dahi, gidişatı kontrol edilemeyen nadir enerjilerden birinin varlığını öne sürdüğümüzde, var olan endişeler artabilir diye düşünüyoruz.
Nükleer Santral var diye ben hiç ayaklanan Japon Amerikalı İsrailli adamlar görmedim. Bizimkiler daha santral kurulmadan çevreciliğe soyundular. Santrale karşı çıkıp ülke gelişmiyor diye sızlanmayacaksın kardeşim o zamma
rüzgar ve guneş en iyisi
Birisi nukleeri savunan bir yazi yazmis,daha ulkesinin insanini limanlarini savunamayan devletin nukleer santrali yapip isletime sokmasi ne derece dogru olacak zeka kupu arkadasim ve olasi bir saldirida ya da depremde radyason sizintisi oldugunda da ayni hassasiyeti gosterip hukumeti savunacakmisin hala yavas yavas ulkeler nukleerden vaz gecerken bir tanesini acmak cok dogru bir taktik degilmi gunes ve ruzgar enerjisi icin kim harcama yapacakki zaten.
Her ülkede çift hâneli nükleer mevzûbahis ama bâzı "çevrecilerin" hiç umrunda değil. Ama Türkiye 2 tane yapmaya kalkınca abooov!
türkiye dünyayı en az kirleten ülkelerden biri. gurur duymalıyız.
Nükleere karşı çıkmak vatana ihanettir.
4 tarafi suyla kapli halen elektirik uretnek icin nukler sanral kurmaya caksiyoruz denizlerle ilgili bir suru proje var elektirik uretimi icin ..
Türkiye ye en az 5 tane nükleer lazim yoksa muasir medeniyetler seviyesine çıkamayız. Nukleer lobisi haddini bilecek. Santrallerimizi yedirmeyiz doğa ve yesilliye hayır yasasin nukleer buharlari.
Dünya yı en az kirleten 8. Ülkeyiz nereye az kirletiyoruz uydurmayın.
En cok kirleten 8. Ülkeyiz. Yanlış oldu:)
Nükleer Santral Turkiyenin ihtiyacidir. Ermenistanda bile bir santral var. Bir cok ülkede cift haneli 10 20 30 50 70 santral varken hele ki elektrigimizi DOGALGAZ SATIN ALIP uretirken bu disa bagimliligimizi ancak NUKLEER SANTRAL le sona erdirebiliriz. NEYMIS EFENDIM YENILENEBILIR ENERJIYE GECIYORMUS DUNYA E GECIYOR DA SANTRALLERI KAPATMIYORLARKI AKSINE YENI YENI SANTRALLER ACIYORLARKEN TURKIYEDE BUNU ISTEMEMEK VATAN HAINLIGIDIR CEVRE ILE ALAKASI YOK.
Kesinlikle nukleerin alternatifi var. Bir yerde nükleer patlama oldu mu, o bölgenin bütününü gören çıkarın. Kesinlikle en iyi teknolojiyi kullansanız bile sizi kiruyamayacaktir. Elimizden bi şehrimizin gitmesindense nükleer gibi tehlikeli bir enerji sistemini kullanmayız. O bölge 100 tane nuler enerji santralinin parasını çıkartabilir çünkü. Elden gittikten sonra kıymet anlaşılır. İş işten geçer
Şu nükleerci arkadaşlara bak hele bak… ya arkadaş, denetim nedir bilinmeyen bir türkiye var. Kaldı ki 1950 lerde yaşamıyoruz. O zamanlar desen ki nükleer enerji şarttır, anlardım. Ama 2016 dayız. Yenilenebilir enerji kaynakları ile temiz enerji üretebilecekken neden 1950 lilerin yöntemlerini kullanıyoruz. Artık devletler elektrikli, güneş panel li arabalar uçaklar yapıyor uzaya gönderiyor ve biz neden nükleer yapıyoruz. Yarın öbür gün orada biri kendini patlatsa napacaz??? Mersinde yaşayan benim. Ama senin keyfin daha mı önemli benim yaşam ve sağlık hakkımdan. Şu ana kadar nükleere yapılan yatırımı yenilenebilir enerji kaynaklarına yapsaydık çok iyi şeyler olurdu. Ayrıca yılın 11 ayı güneş gören akdeniz illerine doldurun panelleri bak ne kadar elektrik çıkıyor. Üstüne bir de ar-ge kurun, arttırın verimliliği… dünyanın şuan yaptığı bu arkadaşım!
ya sanki ülkede her şey düzgün de millet nükleere takmış zaten her gün sokakta yürürken bombayla ölme riskimiz yok mu varsın bir de nükleerimiz olsun ne olacak yani patlarsa hiç değilse yanımızda daeş itlerini de götürürüz
Güvenle kullanabileceğimize inanıyor musun? Güvenlik denetimlerinin yıllar boyu eksiksiz yapılacağına? Herhangi bir saldırıya maruz kalmayacağına?!? Bir vaka olduğunda olabilecek felaketlerin önüne geçilebileceğine? Yediğin ete, süte, ota radayasyon yağmayacağına bu kadar emin misin? Çocuklarının sağlığını da düşündün mü? Düşündüğün zaman vatan haini mi oluyorsun?…
Ulan sizin de yorumlarınızın da…ben ormanda yaşicam…Bol oksijen oh mis
Bu nükleer santralin,etkileri zeminde.Zemin bitki örtüsünde.Eğer Japonyada ki bilim inanları,bu şeyden sonraki değişimleri doğru bir şekilde bahsederlerse gerçek ortaya çıkacak.Örneğin;böceklerin sayısında hızlı artış,habitat değişimleri mevcut -bu çok tehlikeli-,alt-türlerde yalıtılmışlık kırınımı mevcut -Japonya'nın doğal ekosistemini bozar,bu hızlı gerçekleşir izlenmesi kolaydır- bazı kelebek türlerinde renk değişimi -geçici mi bilinmez- bazı kelebek türlerinde beslendiği değil de yuva yapma yerlerinde,değişim olacak -kelebek türleri arasında değişik bir rekabet yaşanabilir,tür nesli tehlikeye girer,izlenip önlem alınmalı- şu an yaşananlar,bunlar.
Türkiye'nin tamamı,yüksek dereceli depremleri yaşayabilir.Bunun anlamı şu,Nükleer Santrali Türkiye'ye kim yaparsa yapsın,en ufak bir depremde Japonya'da ki nükleer santral faciasına yakın veya daha büyüğü yaşanacak.2. bir ihtimal,olmayacak.Ayrıca bence,hiçbir ülke bu riski üzerine almak istemez.İnsanlar ölecek,doğal hayat 2-3 ilde bitecek.En az 2-3 ilde.Sonu kesin girişim.Bu ülkede,tüyü bitmemiş yetimin hakkı mevcutken,niye bu girişimler.AK Parti Hükümeti,iyi niyetli fakat,deprem ve nükleer santral iyi niyet mi dinler.İmzalar atılmış,önemli olan anlaşmaları fes etmek ve bu girişime son vermek.Türkiye için nükleer santral yapılmasın diye bir kanun hızlıca çıkarılıp,bu kanunun değiştirilmesi teklif bile edilemez diye de Anayasa'ya eklenmeli.Nükleer Santraller,Türkiye'ye hiçbir vakit yapılmasın.Japonya'ya gelince,depremden dolayı yaşanmış.
Buna benzer olaylar,eskiden ilave almadan tek başına ilerleyerek -bazı durumlarda- zemine geçmeden suyu hızla etkiler.Göllerde,sadece bir balık türünü veya bir cins altında toplanan balık türlerini -aynı gölde- etkiler.Kesinlikle av-avcı ilişkisi ile birbirlerine geçer.Aynı cins üzerinde öldürücü olmasa da başka cinse geçerken öldürücü ve tür neslini bitirir.Fakat insanlara geçmez.Önce su bitkilerine geçer.Kara bitkilerine ise,böceklerle taşınır.Zeminsel taşınma yavaş fakat böceklerle taşınması hızlı.Bazı böcek türlerinde,birikmeden öldürür.Bitkide ise,populasyon genişlemesi yavaşlamışsa o bitkinin nesli tehlikeye düşmüştür.Bitki fizyolojisi ve bitki sosyolojisi ile ilgili.O vakit,bitki türü korunmaya alınmalı.Japonya'da yaşanıyor olması gerekir.Aynı türe ait bitkiler birbirlerine yaklaşır ve sıklaşır,populasyon yayılım alanı daralır.Bundan anlaşılabilir.
Eğer Japonya'da bazı bitki türlerinin populasyon yayılış alanı daralmış ve o bitki türü birbirine yaklaşıp sıklaşmışsa nesli tehlikeye düşmüş demek.Hemen o bitki türü, korumaya alınması gerekir.Nükleer Santral kazaları için.
Gerçek nükleer ölçüm,bazı böcek türlerine geçmiş miktarın kontrolü ile anlaşılabilir.Japonya,böyle anlayabilir.Bazı böcekler,kontrol edebiliyor.Kontrol edemeyene, bakmak gerekir.İkisi karşılaştırılmalı.Açık büyümüşse,sorun büyük.